$SONOtLKOşeSİ YARINKİ FRANSIZ EDEBİYATI Yazan: Fransanın birkaç hafta içinde yıkılmasını bazırııyan sebebler ara- sında, Fransız edebiyatının oyna- dığı rolde en başda gelenlerdendir. Harbi umumiyi takib eden sene- lerde başlıyan harb aleyhtarı ve gulhcu cereyan hemen hemen bü- tün Fransız edibleri tarafından ta- kib edilmişti. Bu seneler içinde çıkan roman- ların askerisi okuyanlara harbten nefret hissini veriyordu. Harbten muzaffer fakat bitkin bir halde çıkan Fransa, artık bir harbe daha gireceğini aklına bile getirmemişti. Onlar yalnız çihan harbinin do- gurduğu içtimai felâketleri önle- meği düşündüler ve bunda da mu- vafiak olamadılar, 1914 den sonra Fransız mubar. rirlerinin düşündüğü şuydu : Fran- sa bir daha harbe girmemelidir. Zira bu harp onun için bünyesine kâfi derecede tesir icra etmiştir. Bu tezi müdafsa etmek zorun- dw kalan Fransız muharrirleri der- hal kaleme sarılarak ciltlerce harb leyhtarı roman yazdılar, Bu cereyanın en başında: Roland Dorgeles, Henri Barbusse, George Duhamel, Jules Romvins gi- bi mümtaz kalem sahiplerini gö- püyoruz. Onlar, döft sene dünyayı kana | boyayan harbi, dünyanın son har- Zannetmişlerdi. Ve böylece roman- Aarındu harp fikrini baltaladılar, İgençlikteki harp severliği körletip şe sulh fikirlerini aşıladı- Eserlerinde; (oOMeselâ (Roland Dörgeles'in “Ler örois de bote — Odun8haçlarır adlı romanında &8- ketlik fikriyle alay edildiğini, har- bin bir cinayetolarak gösterildiğini görüyoruz. Fransız edebiyatında başlıyan bu:menfi cereyan yavaş yavaş ti- yatro, ve siaemaya dm geçti. Filmler ve piyealerle bu fikir bütün İrangenın beynine sokuldu. By böylece tam yirmi bir sene 298 — Servetifünun — 2306 OKTAY AKBAL 918 den 1939 s kadar devam etti. Bu bün Fransa, edebiyatının ve onun doğurduğu neticelerin acısını haklı olarak çekmektedir. Muhakkakkl bu uüthiş mağlü- biyet Fransız edebiyatına bir ders olmuştur. Bu harpded sonra da yine e8- kisi gibi hark aleyhtarı bir cere- yadın Fransız edebiyatını taraca- gına ihtimal vermeyorum, Harp insanları olduğu kirleride değiştirir. Bir kınm şeyleri yıkar, bir kıs. mınıda yeniden ve daha iyi olmak şartıyle, iuşa eder. Kendilerini kaybetmiş veya kaybetmek üzere olan milletleri harp akıllandırır. 9039-40 harbinin mağlübiyeti Fransız edebiyatında yepyeni bir deyre açacaktır. Yeni cereyanlar ve yeni fikir- ler doğacak, eskileri yıkacaktır. Bundun böyle barp aleyhtarı bir tek romana rastlayabileceğimiz çok şüphelidir. Zira Fransız edebiyatı yediği ağır sillenin acısını gindire, sindi- re duymaktadır. Bu harpten sonraki Fransız edebiyatında göreceğimiz fikirler: Kahramanlık, milliyet cenğâverlik destanları çiacaktır. Çok zumandanberi kahramanca destanlara hesrek kalan Franâiz milleti ve gençliğinin bu hissini tatmin için Fransız muherrirleri yeni bir hahramanlık mevzuu bu- lamiyacakları, belki Jan D' Arok lara Napolionm'ları kadar geri gi- ri gidecekler, lâkin Fransız mille- tinin tekrar eski yurtseverliğini, kahramanlığını kazanması için ç&- lışacaklardır. Fransız edebiyatı kendini top- lıyacak, düuya ölçüminde muhafaza ettiği önderlik mevkiini elinden kaçırmamıya çalışacaktır. Yarıoki Franaz edebiyatı, yeni Franaz neslini tek' bir gıdayla beşliyeektir; İNTİKAM. gibi fi- NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! ATATÜRK'le bizim kadar insanlık da öğünsün. İNÖNÜ Türk birliğinin tim- salidir. Egemenlik Ulusundur. Türk genci! Atatürk Cüm- huriyeti sana emanet etli. Türk vatanı bölünmez bir bütündür, Büyük Millet Meclisi Türk iradesinin kaynağıdır. Türk topraklarında, Türk sularında, Türk göklerinde Türk bayrağı, -—- 296 nci sayfadan devam — münevver bir Türk gençliği, 4 — Her zamankinden daha muntazam bir devlet mekanizima- dı, # Cümhuriyetin 18 yaşına bastı. ğı şu günlerde, kalplerimizde, bir eksikliğin acısını hissediyoruz. Bu âcı gün geçtikçe daha de- rinleğiyor- Zaten her milli bayramda bu acıyı duyarız. «O> nun olmaınası. Hbedi ve ezeli şelimiz, Atamızın bu günlerin saadetini bizimle be- raber duymamasının bizde tevlit ettiği hüzün.,. Fakat üzülmeyelim; Mili Şe- gimiz İnonünün tatlı simasında, Mehmetçiğin çatık kaşlı, dinç yü- zünde onu hatırlatan, ondan bir parça var., Hepimizde olduğu gibi.... Oktay AKBAL