No. 9241—550 Babıâli yokuşundan iniyordum Be- şiktaş üzerinde kara bir duman gördüm. Nedir o Meclisi Mebusgtu olan Çırağan sarayı yanıyor dedi- ler. Bir kaç saatte bu saraydan dört duvar kaldı ! Meşrutiyetin ilk zamanlarına tesadüf eylediği gibi gazeteler daba çok vaitler yaz- dılar; bundan sonra belediyenin alacağı tedbirler böyle âfetlerin önüne geçecek diye övündüler! Umami herbte bütün İstanbul tarafı yandı. Vefa, Unkapanı, Zey- rek yokuşu, Fatih, Saraçhane ve bütün Aksaray cıvarile Cerrahpaşa ve #wrisi yok oldu. Koca Bebiâli binası da yandı gitti. Bu zaruri idi. Çünkü muharebede sahiden susuz idi. Redadımızın yaptığı Kırkçeşme bendleri ihmal olun- muş; zamanına göre en büyük su asarından bDendler ve kemerler muattal kalmış ve Beyoğlundaki yabancı gu girketi işe meseleyi hiç umurlamamış idi. Meşrutiyette ve büyük herbte yanan binaların kıymeti ve içinde kaybolan sile servetlerini tahmin çok zordur. Her halde elli milyon lirayı aş- masa bile bu rakamı bulur sanı- yorum, Cümhuriyet devrinde itfaiye işleri daha ciddi surette islâh olun- du; yangınlar derhal bastırılıp bü- yük felâketlerin önüne geçilmek ihtimalleri arttı ama gene slti 8€- he evvel koskoca Adliye sgrayının bir günde yanıb kül olmasının önüne geçilemedi ve orada nice adli vesikalar yandı gitti ! Adliye yangını İstanbul bele- diyesini” itfaiye işlerile daha ciddi surette işgale sevketti fakat işte gene Çamlimanı faciasının önüne geçilemedi. Sevgili arkadaşım kar- deşim Hüseyin Rahminin maksle- sinde okunduğu üzere kendisinin Heybelideki evinin agrnıcından su almağa gelen tulumba motoru 89- atlerce işliyemedi ve işlediği zaman da su borularının delik ve kopuk olduğu görüldü. Bu halleri görün. ce ihmalçilere insan lânet etmezde ne yapar? Bin nasihatten bir felâket iyi- dir derler ama İstunbuluh yangın belâlarında bin felâket olduğu hal- de bir türlü bu işin doğrudan doğruya mesullerinin gözleri açıl- mamıştır ! Ahmed İhsan TOKGÖZ UYANIŞ Madam Buvary Benziyordu kırmızı tuğlalı bir çatıya, Yandan açık bir tavan penceresi batıya, Kuşlar uçup gidiyor pervazı kenarından, Bu levhadan canlandı hayalimde bir romanı, Fiawbert'in düşündüm Madam Bovarg'uti; | O ölünce ardından ağlıyan birisini. Ah o Müsyö Bovary ne zavalk bir koca! Bir Bmür hiçevgider sonu böyle olunca! Ne temiz sanıyordu karısını, ne temiz, Demek öldü, ardında bırakıp kızıl bir iz, Öldü, elinde işte ihanet mektubları! En güzel tulüların ne hazin grubleri! Demek yıllardanberi, alacakaranlıkta, | Gönül mektubların gizlermiş bu sandıkta! Bu tövan arasının penceresi dışından, Demek kuşlar, kaçatken sonbahar yığındit, O» Güzel Madam Bovary, romalik hayalle, Buraya sığınırmış o ihtitas halle! İhanet mektubları elinde titriyerek vi Sandim ki pencerenin önünde gene ötkek; Sandım ki kuşlar gene o zamanki Ve gu karşı mezarda Madam Bovarş vezir | Aa, İm HALİD FAHRİ Dördüncü defa olarak "basıldı. Halid Fahri Ozansoyun, maruf mangum faciami Ye şimdiki Şehir Tiyatrosu) ilk telif temelli, Yirmibeş yıl soyra gene ayni lirizm ile a2, Mi muhafaza eden hüzünlü bir deşişn, Türk harflerile ilk bastkşı Bütün Edebiyat ve Şir âşıklanna müjdeliziğ W i 'Tevgi yeri; Ankara caddesinde «ÜlKÜn : abin ea