” # Haybelinio Çem limanı yangı- yüreği yanmayanımız Havadis! gazetede oku- atı Bimanı gözümün önü- de gelâi; samimi harpten evvel İn mevsimde uk sk ve Adeta - İifteda bir kotramla oraya girer Dam karaya çıkardık. Çam- Mer defasında söylediğim &öz Şu a; La s- Balık kisartacaksınız ama gantliaka deniz kıyısında ağaçlar dün uyak ateş yanacak! ve İş bi- nen va ie sönecek! Bu söz benim değildi; ben bu as bel marakinı bana aşılayan nana i. z a Si oinktan sonra çe- > ser şnid ateş oyunünda de- Onun garekini önceden dü- yiizikikin mütenllik hâtıralarım zi adi. Hele candan karde. » ht ultına uranırdık, Gemicilere. SERYETİFÜ NUN İstanbulun Yangın Belâları Beki tulumbacıların sandığı 0- muzlayıb yalınayak sokaklarımız- dan koşuşmaları, eski mehalle bekçileridin «yangın var!» bağrıp malarını «pek gençlerimiz bilmez; fakat yaşı otuzdan yukarı sayılan- lar bunu hetırlarlar. İcadiye tepe- sinden yedi top patlar; yangın ku- lesi fenerleri asar, Görüyorsunuz ya? Yangın İstanbula öyle müthiş, belâ olmuş ki bizden evvel gelen- ler buna, kendi zamanlarına göre en güzel gareleri düşünmüşler, Ba- yesidin muhteşem kulesini yap- . O âbidenin adı yangin kulesidir. Telgrafın ve telefonun olmadığı zamanlarda büyük İstan- bul şehri sncak bu kule sayeainde yagını görür ve yerini tesbit eder ve adamlarim etrafa saldırıp ma- kellelere yangın yerini haber Ye- rirdi, Mahalle bekçileri de haberi herkesin kulağına ulaştırırdı. İşte böyle usullerin cari oldu- ğu zamanda seksen yıl evvvl meğ- hur Gedikpaşa yangını olmuş, Sir. kesi, Ayasofya civarı, tekmli Di- vanyolu mahalleleri, Nuruosmaniye atvarındakı ahşab evler yanmış, daracık sokaklar ortadan kalkmış ve İstanbul ilk şehir teşkilâtına o saman başiayıb Babıâli Salkım- söğüt eaddesini ve Divanyolunu Bajeşlde kadar aşmıştır. O tarihte yani İrurulan bu mahallelerde ah- şabi'ey İnşası men olunmuştur. Buhdün kinaye olayak, ba meşhur Gedikpaşa yangın! o samanın ç0- puklartınn yani bizlere hikâye olu- aürken Birkecide ve Hocapaşada öyle dar sokaklar varmış ki, dedi- iz sokakların birisinin pencere- Bindeki karanfil saksısındaki yap- rak oynatsa: «Allah Karadenizde- kilere selâmet versin | Kimbilir nö Kadar fıştına var!: derlermişi! Büyük Gedikpaşa ve Hocapaşa yatığıkı İstenbulu müstevli halde kıran kolerryı da alıp götürdü derlerdi, Dz Timi Değirmendere 29-7-939 Yangın hikâyeleri ve tehlikele- ri benim çocukluğumda hepimizin yüreğimizi titretirdi. İşte tam bu yıllarda bir danesini yâkından gördüm. Abdülmecidin sır kâtibi (bura- daki sır gizli şeyler manasınadır) Mustafa (Oo paşanın O Boğaziçinde Vaniköyünde Kandilli tarafında kırk odalı ve müthiş büyük ve çok muhteşem bir yalısı (vardı. Muazzam yalının sofalarında oy- nadığım için onu bilirim. Sofalar birer tiyatro salonu kadar büyük idi. Tavanlar son derece müzey- yen ve şark usulünde kabartmalı işlemeli yapılmış idi. Ben bu y&- lada İkinci Mehmud . zamanından kalmaçok kıymetli oturtma saatler ve çini vatolar görmüştüm ve; hele oturtma saatlerin salınöakle- rına hayran kalmıştım. Bizim yalımız maskara akınta burnunda idi, bir gün sır kâtibi yalı- #ının kara dumaba sarıldığını gör- dük, Iki saat sonra muhteşem bi- nanın yerinde yeller esiyordu. Me- ger denizden 8u alıp ateşe atmak bile kabil olamamış; köy #ulam- bası galiba yok idi. İkinci hâtıra Bayezidde Kazan- cılar tarafında boğaza nazır çok büyük ve saray mensubu kadınla- ra mabaus bir konağın Âni yanışı- dır. Eski usu! köârgirlerden olduğu için içerisi &«hşab idi. Ve hemen dört duvor kalmıştı. Binanın için- den hiç bir şey kurtarılmadı. Ey- vah #i Ne antikalar mahvoldu diye ağlaştılar. Sebeb ? Gene dikkataiz- lik ve susuzluk ! Tekrar kararlar ve- riliyor. İlerisi için ciddi tedbirler alınacak ! 1908 Megrutiyeti ilân olundu; daha ilk günlerinde büyük Lâleli yangını oldu, Aksaraya ve Yeni kapıya kadar bütün sırt kül oldu. Neden? Su az! Tekrar karar! Bundan sonra mühim tedbirler alınacak ! Bir sene sonra, bir gün