No.1879—194 SERVETİFÜNUN 189 Amerikada eski askerlerin talebi Bir aydanberi Wasiligton'da hakikaten ordu ad- dedilebilecek bir zümre gelip yerleşmiştir, Yirmi bini geçen bu insanların hükümeti cidden endişeye dü- şürecek bir şekilde toplanması garip bir hadisedir. Şimali Amerika cümhuriyetlerinde silâh gltına alın- mış, harbi umumiye iştirak etmiş olan askerlerden terekküp etmiş olan bu ordu parlementoya bonusbill isminde bir kanunu kabul ettirmek, çıkarmak husu- sunda cebri teşebbüslerde bulunmak maksadını taşı yor. Askerler bu bono kanununu kabul ettirerek devletten adam başına 1000 dolarlık bir tazmi- nat bonosu istemektedir- ler, 1945 senesive kadar vadeli olan bu bonolarla Amerika bayrağı altında bulundukları Oozamanın haksız yere işten alıkoy: duğunu bu suretle sefer- berlik dolayısile muta- zarrır olduklarını iddia etmektedirler. Bundan evel kongre Ye50 tediya- ta müsade etmiş, fakat reisicumhur Hoover red- detmişti. Bu sene millet meclisi ikinçi bir proje karşısındadır. Bu projeye göre devlete 2 milyar dolara omalolacak bir tediye talep edilmekte idi, meclis bu talebi reddet- miş ve ordu bu şekilde ısrarlarla arzulerini kabul ettirmiye çolışmaktadırlar. Eski muhariplerin Waşington'a yürüyüşleri muaz- zam olduğu kadar garip bir manzara da teşkil etmiş- tir. Bunlar kafile kafile toplanarak Waşihgtona Washiogton'da Amerika'da oski muhariplerden mürekkep < bonus bill » ordusunun Capitole'u işgali, yaklaştıkça «Eski muharipler ordusu» içlerinde kar- ları ve çocukları olduğu halde kabardıkca kabardı ve bu ordu nihayet ellerinde bayraklar olduğu halde büyük tezahürle Waşington'a girdiler. Yolda geçtik- leri Amerikan şehirlerinin belediyeleri defi belâ ka- bilinden bunları iaşe ve ibate ederek ve hatta vesa- iti nakliye tedarik ederek bir an evvel huduttan dışarı atmıya bakıyorlardı. Waşington'a geldikleri zaman şehri bir telâşaldı. Bunların iaşesi lJâzımdı, ibatesi lâzımdı, şehrin asa : yişine dikkat etmek lâ- zımdı. Bu esnada ka- nunu müzakere eden mümeşsilin meclisi lâyi- hayı kabul etti, Fakat âyan reddetti. Hatta âyan kabul etse bile reisicümhurun veto hak- kını istimal edeceği mu- hakkak. Bu sebepten M. Hoover'in oturduğu Be- yaz saraya bir taarruz olmasın diye fevkalâde tedbir alındı. Lâkin va- ziyet devam edip gidi- yordu. Bu işe bir ni- hayet vermek lâzım gel- di. Zabıta, askeri kvvei- lerin de yardımı ile bun- ların barınmalarına tah- sis edilen barakalara hücum ettiler. Gözyaşı döktüren bombalar işitmal ettiler. Barakalar yandı. Hülâşa sabık muharipler ordusu arzusuna nail olamadı. Yukardaki resim sabık muharipler ordusunun Beyaz saray önünde geçirdikleri bir geceyi göster- mektedir, doğru yürümiye başladılar. Kafile hükümet merkezine ie istidatlar : Şiir Bir portre Mumyalar Dalga, dalga uçan saçları kumral Yüzünden renk alan biripek gibi!.. Yanaklar pembemsi, dudakları al, Gözleri titreyen kelebek gibil.. O gözlerki benzer billâr bir suya, Şairi mesteder yeşil renkleri | Sizin karşınızda görüyor rüya, Ne hoş yüzünüzün mor benekleri. Etrafınız bahar, siz ise konca, Tabiat san'atkâr, siz harikası! Yakın bir zamanda bir gül olunca San'atin doğacak bir şahikası!.. 17-7-932: Erenköy Gavsi Halit Sıra, sıra dikilmiş mumyalara bakınız, Yüzünü görmek için onların mum yâakınız.. Gördünüz mü gülüşün dudakta donduğunut.. Bu karanlık dehlize neden girmiş demeyin. Dirilmez bu mumyalar nafile beklemeyin, Dirilmez beklemeyin, beklemeyiniz bunul.. Ben çürütmem toprakta aşkımın ölüsünü Saklasın hayalimin dehlizinde süsünü, Güzlerinin bakışı saçının tellerile.. Zaman zaman yukarda mumları hislerimden. Seyrederim onları birer, birer yerimden, Duyarım değdiğini başıma ellerile.. Yaşadıkça içimde bu mumyalar artacak Ruhumu yaprak gibi gitgide sarartacak. Namık Kaşif