No, 1808—121 awikaddemlerini dlerakap ve meri bir surette takip ederler, talilleri uzak ve karanlik değildir, ve bu nevi tahiyinler için mümkün olan en basit istidiği #meliyesi kâfidir. Wöor umumiyetle ilan diye tanılan bilginin bün- yesini teşkil eden Prevision tri teli edersek mezeli gir husulun mnayyen yamunlarda vuku bulması ve bir batometrenin bir dağ Lejpiesine gütürülmesile cıvü s#iltunnnun muayyen miktarda alçalması sü ile yapıları bir elekirolizde, muayyen nispetle yakıcı ve yanıcı gazlarm toplanması gibi görürüz ki o hadiselerin ihliva etiği münasebetler ber zaman ve mutat üzere hüsselerimize kendini gösteren maliyette değildir ve bunlardan bazıları illetlerin hususi bir İmtizmemne bali bulunurlar, bazılarında mükaddemler ve neticeler arasındaki rabila ancak muğlak istidlâllerle teyit ölmunbilir, Binaenaleyh, ber iki bilginin arasındaki geniş fark, onların mahiyetlerinde değil, idrak (Perce- ptionj ve ihsnstan olan uzaklıklarındadır. Eğer bunları en ümümi manzarasıyla görürsek anlarız ki bir çifçi çalılıktaki setleri işiterek, öten kuşun şeklini ve rengini tasvir edebilir, Vemüsün mahrekini (transit) hesap ederek kursu şenise dahil olacak siyah lekeyi teleskopla görüleceği şekilde imi ayven bir zamanda tayin eden heyet âlimide esas itibarile ayni şeyi yapar. Her ikisi de bilir ki lâzım gelen şeraiti tamamlamak suretile, evvelce tasavvur edilmiş (preconcieved) bir intiba olacaktır, ve bilir ki iüiayyen bir vaki Pe gonm evyeles glınan bir ihanslar zümresi gelecek Şu halde fark zihni Böle esasi mahiyetinde yahut bü #ihni hareketlerle elde edilen neticeler doğrü- brunda değil yalnız heriki tahmine vasıl olabilmek için geçen gafhalanı mwdiliyetindedir, En amiyane bilrilerimizden bir çoğu tümamile kati ve dakiktir ve ilim bu precisionu urtariniz. O halde ilmin rolü nedir? İlim diğer bilgileri ay'ni dakikiyete iren eder. Bilvasıta idrakin verdiği kat'iyet (öertainty), en kolay örişilir, basit teselsül ve iştirak (eooexistenee)lere taalluk ettiği halde ilim tâbüyetleri itibarile muadil ve ani müşahedenin etişemiyeceği teselsül ve iştiraklerte taalluk eder, Hülüsü, bu nokta nazardan bakınca ilme idraklerin istidlâl vasıtasıyla teşmili diyebiliriz. Daha siyade tetkik edilirse belki de bu tarifin vakgayı ifade etmediği anlşilacaktır. İlim amiyane bilriden aymlamadığına göre bir çocuğun en basit bahmiinlerile bir tabint âliminin en mütekümil görüş leri arasındaki mesileyi, ihtiva ettiği silsilelerik gittikçe daha ziyade mudilleştiği previsionlar silsilesile doldüarmamız ivnp eder, oOhalbuki bu nevi arasında burada fasyir edeceğim bir fürk vardır. Fakat bu fark arasında bir temeyyüz (demarçation) ihdas edebilmemize imkân bırakncak gibi değildir. Bu fark amiyane bilgile ilmi bilgi arasindaki lark değil haddi yatinde ilmin ve bilginin muhtelif safha ları arasındaki farktır. İlim ilk saflıalarda evvelden bilişin kutiyetini certainty bulur, dal sonra tama em vasıl olur, Biz bir münasebet kelşetmekle başlarız. Muayyen münüsebeti bularak bitiririz. İlk. ei ÖldüEnrie üetice muayyen şernit altında vuku bulan bir hadisenin nevini bulmaktır, dalın sönru bulduğumuz yalnız hadisenin neyi değil fakat ayni zamanda kemiyetidir. Fu munynen şekle iren etmek için diyebiliriz ki inkişaf etmemiş ilim keyli bir tahmin, inkişaf etmiş bir ilim kemmi bir tahmindir, SERVETİFÜNUN Bu bilelnin alçak ve yüksek safhalari iyki diğer farkı da ifade eder, Müsavi büyüklükteki ku ve odun. parçalamndan kurşunu kaldırabilmek dnha büyük bir kuvvete ihtiyac olacağını tahmin le bir katiyet eerisiniy gösterir, fakat lamamiyet değil, 3 elemi diğer Dir cismden ziyade rmlik olduğu tesirin nev'i sezilmiş faküt bünün mıkturı görülme miştir, burada yalnız keyfi bir tuhmin vardır. Diğer taraltan, bildirilen bir zamanda İki muayyon seyyar renin hirleşeveğini, kolları muayyen biv nispette olan bir lövyeye (albik edilen, hir küvvetle ne sular bir ağırlığın kaldırılacağı ve muayyen miktarda kibriti hadidin kaç zerre Karboniyeti s#odyomlu irc edileveğini tahmin etimek te bir—evelden biliş — tir, fakat yalnız hasıl olacak eserlerin effect mahiyet ve fablatini değil, ayni zamanda eserlerin vey onları vucuda getiren faaliyetlerin (ageney), yahat içinde hal oldukları zaman ve mekân mesalesinin ii m dü gösterirler. Burada eli keyfi değil kerimi tahminlerde vardır. Bu Made olunmamış farktır ki bizi, bilginin büz derecelerini alelimüm bilgile karşılaştınlığımız zaman onu bilhassn ilmi olarak mmutalam etmemize stik ölüyor, Hadiseler kabili mesahu mudırlar ? Güryri şünri olarak kullandığımız miyar budur. Mekân ölçülebilir, işte hendese, Kuvvet ve mekân ölçebilir; işte statik, Zaman kuvvet ve ekin ölçülebilir; işte dini» tik, Baromeötrenin icadı mihanik ME ilde İere teşmil Edebilmemizi temin elti; ve nerostatik vüonde geldi, Termometrenin icadiyle öwvales Tilt siz ölün bir hararet ilmi teşekkül etti Ölçülmesi üsül lerini bulamadığımız ihsaslirimiz. ilim doğurmuzlar. Ne kokunun, ne de zaikamn ilmine malik değiliz. ri ihtizazlarının münüsebetlerinden buliselen bir iliii var, çütikü ihtüzazleri ölçmek içli bir Carr öleli, fakar sesleri titinetile (timbre ) dair bir ilim yoktur, ve (innetin ölüsüne malik değiliz, Görülüyer ki her hangi bir bilgi şubesine bilhasen ilmi bir seçiye veren, onun temsil ettiği mülhene hadiselerin kerimi nispetlee irendir. Mepşede inişini» ların o kuvvet ve ağırlık Ohakkındaki (oObilgrileri Amine ve zâika bilgileri ile ayni şerait dahilinde bulunuyordu, Bu bilei aletlerinden binini görmiyen İlasların hududunu aşamıyordu, tartmaya mahusus aletler dinamometreler icat edilmiye kadar böyle kuldı. Deliu kum ve su santleri yokken pekçok hadiselerin fasıla ve devamları, sertlik derecesinin parmaklarla ölçüls möesinden daha dakik olarak takdir edilmiyordu. Bir termometre esasi keşfolununcuyu kadar, insanların hissi haröret miktarlarına ait hükürleri, bügün hissi savt miktarları (amount) hakkındaki hületümlerile ayni derecede müphemdi. İşte bu iptidai safhalarda görül- düğü gibi, müşahede, aletlerin yardımından malım bulunuyor, şalmz muhtelif hallerin en a şekilde mukayeseleri yapılabiliyor, ve en bariz farklar idrak olunubiliyordu. Ancak en basit tabiiyet ap kanunlarının tayin olunabildiği MER A ii kanonlarla karışmamış ve bu suretle edilmemiş olduğu için tahlil ve temyizi ai içim mii İnesliğine lüzum göstermiyen kanınlar bulundu. itibarla görülüyer ki bilgi kemmileştiği nispette İluiva ettiği tahminler de kat'i oluyor Ve bundan mada ilim kemmi bir vasfı hniz olmadıkça zürür olarak en esasi elementary münasebetlerle muuhasr kalıyor, Muslih Ferit