No: 1736—51 kaldıkları “bu, hümmah hayatta “ fakir biçare anne» yorgunluktan, pek fena şeraiti hayatiyede bulunmaktarı ve bazen manevi iztirabından vakitsiz, cılız, vüçutçe çok zayif çok defa zevale mahküm eksik, bir çocuk doğurur. Yukarde, iyi şerait dahilinde sağlam bir çocuğun me yolda neşvünema bulduğunu söyle- miştik. Lâkin pek küçük her hangi bir çocuk neşvünema hususunda tamamsızlığı ve azasının yolunda ifayi vazifeye kifayetsizliği ocihetile çok narin ve Zaiyftir. Şurası bilinmelidir ki çocuk tam bir sihhatte olduğu halde bile gene validesinin mütemadi nezareti, tabibin sıhhi bir teftişi altındabulunmalıdır; yapılışı, uzviyeti gayet naziktir, ve kolaylıkla ziyaı mümkündür. Bu ahval, beyan edeceğimiz veşimdiden ima eyle- diğimiz vakıâlarda daha ziyade şayanı dikkat ve aynı hakikattir. Biçare şu çok küçükler, ya ölü veya 24 saat zarfında ölmeğe müheyya bir halde doğarlar. Veyahut mukkannen zaman- dan az çok evvel gelmekle, eksikler sınıfına dahil olarak bin türlü meşakkatlar ve fenni tedbirlerle büyütülebilirler. Fakat çok defa hasta ve mâlul kalırlar. İşte hayatın ilk senesinde ve ilk ayında en ziyade helâk olan bu sınıf çocuklardır. Eksik, boy ve sıkletçe noksandır; ayva tüyüile az çok mestur buruşuk yüzü, kuru ve kırmızı cildi ile küçük bir ihtiyara benzer. 1,000: 2,300 gram ağırlığında olan bu yavru tamam bir surette teneffüs edemez. Adeta sessiz ağlar (piliçlerin cıvıldamaları gibi); şikâyeti, iztirabı yüzünün ziyade büruşmasından anlaşılır; pek az harekette bulunur; birden bire morarır ve soğur. İşte bu küçük mahluklarda en ziyade görülen alametler bunlardır. Eksikler, tam zamanında doğan bir çoçuktan ziyade üşümeğe meyaldir- ler. Heraret dereceleri alındığı zaman ancak (80) santigratta olduğu görülür. Uşüyen bir eksiğin bacağına elimizi koyduğumuz zaman bütün yumuşak kıtaları hemen donmuş (sklerem) ve adeta odun gibi sert bir hale dönmüş buluruz. Hazım borusuda çok * natemamdır; Bu kü- çüklerden bazıları ne emebilir, ne de yuta- bilirler. Onları boru ile beslemek, sütü mide- lerine kadar doğrudan doğruya indirmek lâzım- dir. Eksikler çok zayii ve kuvvetsizdirler, Ön- dan dolayı her hangi bir intanla pek çabuk helâk olurlar. Bu küçükler için tıbbi nezare- tü teftiş daha mükemmel olmak lâzımdır. Hepsinden evvel onları soğuktan öldürmemelidir... Emzirilmeleri bir intizam altına alinmak bahu-. sus anne Sütile beslenmek lâzımdır. Meme UYANIŞ 833 az mikdarda ve fekat yirmi dört satate 9,10,11 defa verilmelidir. Vakitsiz doğan çocuğun hazını borusuda öteki azaları gibi noksandır, natemamdır, lâkin eksik vaktinde doğandan ziyade bir hararet ve neşvünema «tayinine » muhtaçtır. : Bu halde işi nekadar çapraşıktır: vakitsiz, midesinin genişliği az olduğundan sütü daha az mıktarda ve fakat daha sik içmeğe, emmeğe mecburdur. İşte bu sebepten eksik çocuklar daima tıbbi bir nezaret altında büyümeli; “tayınını», her öğünde verilecek sütün mıktarıni dikkatli bir denemekle tayın eylemeli. Eksikler sikletlerine nisbeten ciltleri daha geniş «sathı izafileri» daha yayvan olmak cihetile heraretlerini daha ziyade gayp ederler, çabuk üşürler, sikletçe tezayütleri daha ağır dır. Bir zamandanbeti bazı etibba deri altına biraz “sınai serum» Şırınga ederek sıkletçe teza- yütlerine daha bir sürat verilebildiğini göster- mişlerdir. Hulâsa: Çok nazik olan eksiklere iyi bakılmalıdır; çünkü: 1) — Daha tamam neşvü nema bulmamışlardır, mikemmel değildirler, 2) — Derileri çok incedir, vücutlarına göre daha geniştir, 3) — Çabuk üşürler, /) — Boğulmağa (asfiksiye) meyyaldirler, 5) — Hazım borusu daha tamam olmamıştır; bununla beraber tabii bir çocuktan (sikletine nispetle) ziyade süte, bir tayine muhtaçtırlar. Eksik bir çocuk sağlam bir hava teneffüs etmeli ve fakat asla üşümemeli. Bu sebepten öyle zayif çocuklar sicak su ile doldürulmuş toprak testiler, yahut elektirikle vasati 26 derecede ısıtılmış ve içinden saf bir hava hatta oksijen (geçirilmekte bulunmuş kuvöz lerde, kulüçkalıklarda büyütülmektedir. Bununla be- raber bir çok esbap dolayısile bugün bu kuvözler gittikçe terk olünmaktadır. Her şeyden evvel çocuğun bulunduğu yer ısıtılımalıdır. Bazı vila- detanelerde zayıf çocukların beşik-karyolaları bulunduğu yer 26 derecede bir kuvöz heraretinde ısıtılmaktadır. Çocuk böyle geniş bir mahalde elbette kuvözden daha iyi bir hava teneffüs eder. Çocuğun bacaklarını, kollarını, gövdesini atılmış bayağı bir pamukla ayri ayrı sarma- x Jadır; idrofil pamuk çocuğu terletmekte ve zayıf ““bırakmaktadır”.- — Devam edecek — Dr. Besim Ömer İM ini “ii