830 UYANIŞ No. 1736—51 Güzel Sanatlar Birliği Müsameresi Güzel San'atlar Birliği tarafından, her on beş gün- de bir tertip olunan müsamerelerin ikincisi, geçen irinli Mi saat beş buçukta birliğin alay köş- kündeki konferans salonnnda verilmiştir. Proğram Mn idi; - Konferans : Bizde resimli meli kadar) başmuharririmiz A Musiki : Madam Hege, Ali Sezai ve Mu- bittin Sadık ve 3 — Şiir: Şüküfe Cevdet Kudret beyler. — Tiyatro : Darülbedayi san Müsamere samimi bir hava içinde başladı, alkış- lar arasında bitti. Geçen seferki gibi seçilmiş ve an- layışlı 'bir dinleyici kütlesi vardı. İrfan ve san'at ha- yatımızın genişlemesine çok yardım eden böyle fikir ve his ziyafetlerinin çoğalması ne kadar istenecek bir şeydir. Güzel San'atlar Birliğini, yaptığı hayırlı işten dolayı cidden tebrik ederiz Bu münasebetle baş muharririmi- zin konferansından gelişi güzel notet- mecmuaçılık et İh Nihâl hanim, Yaşar Nabi, Hava oyununun ikinci perdesi. «Kırk bir seneden beri gazetecilik eden ve neşriyat . hayatinin bütün sajhalarına günü gününe karışmış olan bir adam sıfatile, bir takım bil- diklerim ve bunlar içinde size söyli- yeceklerim vardir. Maksadım, irişdi- gimiz mede eniyet seviy sinin derecesi hakkında esaslı bir fikir edinmesi lâzım gelen gençliğin, bu günü buluncaya kadar Hatıratımda da söyle- diğim gibi, ben, resimli mecmuacılığa (Mektebi Mülkiye siralarinda he- ves sardırmıştım. O za- man şuradan buradan elimize geçirebildiğimiz Avru- pa neşriyatı, bunun bir aynmı bizde de yapmak arzu- sunu uyandırıyordı. . Mektepten çıktıktan sonra Ser- vetifünunu teesis ettim. Gazeteye resim basmak için bakınız ne müşküllerle karşılaşıyorduk: O devirde taas- sup kıp kızıl bir cehennem halinde yedi, resime (suret) derler, geçerlerdi.. Davetlilerden bir zat Resim bulunan eve ,melâike gir- miyeceğine kanaat vardı. Kibrit kutularının üze- rinde bulunan kayser Vilhemin, Fransuva Jozefin ve sa- irenin resimleri evdeki uşaklar tarafından yırtılr, ka- ralanır, hiç olmazsa ku- tu, olduğu yerde tersine çeırilirdi! İşte böyle bir zamanda resimli mecmu- acılık etmek isteyorduk! Bir kere canlı adam resmi basmaktan kat'iyen memnu idik, Hele bir sarıklı resmi,' bir kadın resmi basmak cina- yetti. Bittabi bu resimleri meşrutiye- te kadar basmak mümkün olamamıştı. Hatta meşrutiyette bile Türk kadını resmi gazeteye basıldığını hatırlamıyo- Bize kadın hü yani gazeteci görüşüyle, erkekler gibi gazete sütunlarında re- simlerinin intişar imkânını veren bu günkü idaremizdir, Cümhuriyetimiz- ir, rum. Ali Sezai B. Sarıklı resmi olarak ilk defa eski (Başmuharririmiz)in krokisi olduğunu söyliyorlar. tiğimiz kısımları aşağıya dercediyoruz:; Madam Hege Şehislâmlardan Musa Kâzım efendinin resmi basılmış- tır. Zaten kadınların ve sarıklıların fotoğrafha: eriği gi- dip resim iye yasaktı. Biraz evvel canlı adanı resmi basmaktan memnu idik demiştim. Basabildiğimiz resimler manzara ve saire gibi şeylerden ibaret kali- e Mamafih bir sokak ve ya şehir manzarası vur ediniz ki içinde canli e dair bir işaret sükerleni hatta o sokaktan ve ya şehirden işim İşte biz böyle imada ie içinde yu- varlanıp duruyorduk. Zamanın müteassıpları, yahut müteassıp gibi görünmekte şahsi menfaatlar ko iyakârlar, bu cereyanın elebaşılarıydı.Yalnız Sul- Hamidin oğluna ameliyat yapan bir muse- vi ve hanım sultanlardan birini tedavi eden Ari Paşa namındaki-rum doktorların resimlerinin masina nasılsa müsaade edilmişti. Birde Ahmet Ve- ik Paşanın öldükten sonra resmini basmak için ee mezuniyete de (peki) cevabı verilmişti. İş- müstesnalardan sonra vükelâ ve valiler ve edip- ii reemi basarolmuştuk. O zamanın gazeteciliğinden bahs ederken, Vakit merhumla Ebüzziya merhumu Y mek isterim. Türk resimli gazeteciliğinin doğmasında bu muhterem simaların e Eee vardır. Hatta Ebüz- m bana (o tekaddüm edek dell rim Ebüzziya) na- mında beş on nusha devam eden re- simli bir mecmua çıkarmış ır. Bu mec muanın tabı nefaseti, bizdeki matbaaci- lığımızın o zamanki iptidailiğine göre çok ilerideydi. Kıymetli arkadaşım Mahmut Sa- dık Beyin neşriyat haya- timızdaki hizmeti bu me- gr ei zikre değer İstipdat ida resinin mütaassıp Zzihniyetlerin- den bahsederken bilve- 7İ Muhittin Sadık B. muvaffakıyetle ? mücade- Hamdi et idi. Hanım efendiler, an ör zamanda, rupaya gittim. Oradaki büyük m birer T bire br Kırk sen edaeber yütbacık ettiğim hâlde d san'atın alfa- mahcubiyetle: m yenilikler karşısında bisi bile “bilmediğimi gördüm !» hayretle ii Güzel San'atlar Birli- ğinde verilen ikinci müsa- merede Darülbedayi artist- lerinin temsil ettiği «Hava Oyunu» Komedisi çok mu- vaffak olmuştur. Müsame- bir Konf erans -vermişğve sonra ar- “olan JAhmet İhsan bey rede tistleri sey b di a Geçenğna iyi ee «<Ay- eme biri ME rleri zile Oyunun eder i incelik gösterdi. « Ayn Kadısı» piyesinde insanın milli bielerini be saygisızca yaz nsız tabirile e spritue! ta; vardi. Aynağık Kâdısi» nın mu- harririne acırım demiştim, #Hava O- yunu» nu yazmış olan Galip beye en hararetli takdirlerimi beyan ediyorum. Davetlilerden bir hanım