No. 1735—50 gönderdi, Hacı Ali Paşa vasıtasile kitaplarınsev- kinı hoca istirham eyliyecekti. Birgün sabahleyin Yıldıza gittik; Hacı Ali Paşa şeyhülislâm tarafından geldiğimizi haber alınca bizi derhal kabul eyledi. Sakal başları traşlı, gözleri sürmeli Hacı Ali Paşanın anber kokulu odasına girdik ve ben işi anlattım. Hacı Ali Paşa sakalını okşadı; elindeki tes- pihi çekti ve dedi ki; — Canım, Efendi hazretleri niçin sizi bana göndermiş; iş Singapor hâkimine gidecek ki- taplara ait değil mi? Malüm ya, bütün hâkim- lerin merci Makamı Meşihattır. Kendi emir- leri altında olan bir hâkimin istedikleri kitap- lar için zatı sümuhileri doğrudan doğruya mes'- eleyi tesviye buyururlarsa daha münasip olur! Halifei ruyi zeminin ikinci karini Hacı Ali Paşa, Singapor hâkimini Kastamoni ve ya Silivri hâkimi gibi makamı meşihata bağlı san- mıştı | Arkadaşım hoca elimden çekti, Paşayı etek- leyip çıktık ve hoca bana şöyle demişti. — Haydi savuşalım oğlum; artık yapacak iş kalmadı, bu gözleri sürmeli herife Singapor hâkiminin ne olduğunu anlatmak hem zor, hem ayıp olur! Ahmet İhsan Temaşa hayatı: Darülbedayide muhtelit hafta Zehirli kucaK —Aynaroz kadısı — Reisin karısı. Darülbedayi bu hafta zarfında yeni bir eser oynamadı. Yalnız geçen seneki repertuvardan Müsahip zade Celâl B. in «Aynaroz ka- disi> fars'ı ile bu senenin «Zehirli kucak» piyesini ve «Reisin karısı» vodvilini tekrar etti. Bu iki eserden geçen nushalarımızda bahset- tik. «Aynaroz Kadısı» na gelince operetten bozma ve biraz da orta- oyunu tiplerini ve trüklerini havi, hocalı ve papaslı bir garip o- yun olduğunu bu temsili hiç görmiyen karilerimize haber ve- relim. Bu beş perdellik oyunun bilhassa dördüncü perdesi zuhuri- kolu tiplerinden aptal oğlan rolüne de maliktir. Bu rolü fevkalâ- de canlandıran Vasfi Rza Beydir. Bu perdede ayrıca Hâzım B.in oynattığı Karagöz de vardır. Ancak Darülbedayiin eski repertuvara ,dahil bir sürü eserinden gene bunu ortaya çıkarıp tekrar etmesindeki manayı bir türlü anlıyamadık. Maksat Darülbedayi sahnesinin asri ortaoyunu da oynayabileceğini her fırsattan bilistifade anlatmaksa geçenlerde oynanan «Kumarbaz» muthikesi bunu ispata kâfiydi. Anlaşılan bu hakikati bize daha kuvvetle öğretmek istiyorlar. Teşekkür ederiz, artık öğrendik. x Darülbedayi'de bu hafta «Aynaroz Kadısı» vodvilini seyreden gazetemiz sahibi Ahmet İhsan Bey ihtisaslarını şöyle hülâsa eyledi: Methini birkaç defa işittiğim bu piyesten çok fena intibalarla ayrıldım : 1 — Kavuklu Şeyhülislamlar, kazaskerler ne de olsalar gene Türk idiler. Onların kurunu vüstai zihniyette olmaları, arapça- nin tesiri altında kalmaları kendi kabahatleri değildi ve bunların UYANIŞ 869 DAMLAR - Gece yağmuru — Altında saklı, hissiz, uyukluyan adamlar, Gökten yas m emmişler, ağlıyan kara damlar? Aksini çınlatarak damlıyan her. elemin, Ölü geceyi dinler şu damlar derin derin .. Kırmızı kiremitler bir tabutun kapağı, Kurşunla kitlemişler göğsümü saran bağı; Ben içinde kıvrılıp ömrümü kemirsem, ah, Buraya güneş girmez, burda hiç olmaz sabah! Hıçkırın ve gülmeyin, bakın gamlıyım yine, Hıçkırın içinize bu yaşlar sine sine .. Bir sual kıvrımında gizli hüzünleri var, Siyah göğün döktüğü yaşla ağlıyan damlar! 1928 Fahri kâmil içinde çok doğru adamlar dahi vardı. En büyüğünden başlıyarak hepsini hırsız, mürtekip, sarhoş göstermek kendi tarihimizi tez- yiftir. Ben bu fikirdeyim. Cehaletleri tezyif olunur, lâkin hepsi mürtekip gösterilmez! 2 — Aynaroz papazına karşı zulüm yapan Şeyhülislamın hu- zuru mahkemesi sahnesinde mahkemeyi zalım ve rum papazını mazlum ve magdur göstermek yüreğimi çok sızlattı . 3 — Avrupanın en açık saçık bir tiyatrosunda bile, ikinci per- dede görülen «bülüğu ispat» levhası gösterilmez. Hele bir hâkimin tiyatro sahnesinde kızın üstüne çıkması levhaya daha elim bir tesir veriyor. 4 — Piyes çok uzun ve monotondur. Aktris ve aktorlerin gayretlerini ve kudretlerini takdir eylerim, eseri yazan muharrire acırım.