UYANIŞ No .1703—18 Tenkık hakkında umum! düşünceler hiçte hata etmeyerek hükümler verecek ; Memleketimizde, tenkit hakkında iki noktai Ve bu iki noktai nazarı altında nazar hakim bulunuyor. mudafıa edenler, galiba üç sebebin tesiri hareket ediyorlai 1 — Mevzu kıtlığında ; 2 — Kemali samimiyetle; 3 — Nihayet bazende munekit geçinen bi- rine iltitat için veya onu tezyif kastile. Müessirlerden sarfı nazarla iki noktai nazara gelince, bunların birincisi memleketimizde münekkide şedit bir ihtiyac bulunduğudur. Münekkit, bu nazariyeye göre elebiyat orkest- trasının adetâ şefi olacaktır. Ve bu orkestra bizde muntazam ve mükemmel bir musiki ve- remiyor ve bil'akis karmakarışık sesler çıkari- vorsa, bu sirf şefin kürsüsüne çıkmamaısından, daha doğrosu, kürsüye çıkacak şei bu- Şefin şan çıkacağı yahut, lunmamasından ileri gelmektedir. vakaru kürsüsüne şeref ve heybetle gün, muharrirler, eski Avrupa memleketlerinde derebeyinin vereceği hükme kayıt ve Şartsız inkiyat etmek üzere lip bekleşen köylüler gibi, ellerinde eserlerile münekk idin huzüruna varacaklar. t bu kitaplardan her hangi birini muharrir derhal davalarını anlatmağa ge- Ve münek okuyup “iyidir!» der demez, minnettar ve bahtiyar olacak, ve hemen kariler kazanmış olan bu ki- Fakat vak- <fenadır!» imtihanda iyi numero tabı alıp okumağa şitap edecekler. okuyup taki münekkit bir kitabı diyecek, o zaman muharrir, mahcup ve meyus, kötü kitabı kolunun altında,tenha yollarda yü- rüyüp kaybolacak, ve hiç bir müşteri kitapcı dükkânına gidip onun kitabını artık almıyacak. *Üenkit yazan da imelâikeden değil fakat insan olduğu ve binaenaleyh hükümlerinde hislerine veya hesaplarına mağlup olması pek mümkün bulunduğu halde, bilinmez nasıl bir mucize tesir altında kalmıyarak ve sayesinde hiç bir artık güzelliği tastik olunmuş eserlere de her el hararet ve iştiyakla uzanıcak; ve edebiyatımız pek ziya- de terakki ederek dünyanın en zengin edebiyat- larından biri ölüverecek!.. bunda da mü- iktidarı Diğer noktai nızara gelince, nekkit, kendisi hiç bir şey yazmağa olmadığı için başkalarının eserleri sırtında geçin- meğe çalışan bir tufeylidir. Bu matbuat piya- nefis lisanı vaktile sasında, daima temiz ve çok kere hepimizi kıskandıran Yusui Ziya beyin, İdkam haddimi sutunlarında ve rivayetlere göre bata bildirmek üzere yazmış olduğu vec- hile, bu bir hancı tavuğudur ki, eğer romancı- lar roman, Şairler şiir ve hikâyeciler hikâye yazmasalar, açlığından ölüme mahküm olur. Ve bu hesapla da, romancının romanını tenkide hikâyesini kalktığı gün hikâyecinin tenkit etmek istediği romancı, zaman hikâyeci, ve şairin şirini tenkide cür'et edince de şair, kendisin- den ancak kasideler bekler, ve bu kasideler yazılmayınca da şöylece bağırabilirler: — Ey akim ve garazkâr mahlük! Hiç bir şey yazmak elinden gelmediği için işi münekkitliğe dökmuş olan akim, garazkâr, muzur insan! A- caba romanımdan bir parça,şiirimden bir beyit kadir misin? ve nestimden bir satır yazmağa Benim onları ne doğum sancılarıle sızlıyıp kıvranarak yoktan varettiğimi biliyormusun ?.. kabili arada bir bu işe Bu iki zıt noktai nazar arasında, Zaif ve hücum ne çok şey var! Bizzat yeltendiğim için, evvel emirde münekkidin aleyhindeki iddialara hücum edeceğim. Sıri tenkitle tevveğul eden muharririn bun- dan dolayı her esere bir velinimet nazarile ba- karak derin hürmetlerle mütahassis olması, neden icap etsin? İnsanlar haklarına razı ve aherin hakkına riayetkâr olmadıkları için, ara- A.