Bilhassa son elli sene zar- fındadır ki fen tabiatın esrarlı şuaları hakkında akıllara hayret verecek birçok keşiflerde bulün- muştur. Bu keşiflerin en şayanı bayreti son zamanlarda bulunan “hayati şualar,, dır.bBüyüme ha- linde bulunan nebatların neş- rettikleri bu ( esrarlı © şua, bu şuaları “tetkik etmekte olan Viyanalı Dr. Politzerin kanaa- tince kanserin teşhisi hususunda çok faydalı olacaktır; bu suretle kanser büyüyüp ameliyat yapı- lamaz bir hale gelmeden evel keşfolunarak ameliyatla kökün- den temizlenebilecektir. Şua ai en yeni ve en az bilinen azası olan ha- yat şuaları Rus Fizyolojisti Dr. Gurviç tarafından keşfolunmuş- tur. Dr. Gurviç soğan kökünün vermeğe başladığı bir filizin bir fotograf plağı önüne yerleştiril- diği takdirde büyüdükçe" plak bir üzerinde bir ziya huzme: yaptığı gibi. bir iz: bırakt görmüştür. Küçük filizlerin neşrettikleri bu şuaların' ziya olmadığı mu- hakkaktır, * çünkü insan gözü karanlıkta bir filizi görememek- tedi Filizler üzerinde yapılan ul- traviolet, infraruj ve X şuat tec- rübeleri de filizlerdeki şuaların bunlardan biri olmadığını gös- teriyor. . Fenciler bu şuaların mahiyetini henüz anlaşılmış de- ğildir. Dr. Politzerin bu şualar için çok mühim bir tatbik © sahası bulmuş olmasi bunların ehem- miyetle tetkikine yol açacaktır. Bu Şşuaların henüz patlak vermemiş olan ve vücut “ dahi linde teşekkül devresinde 'bulu- nan kanseri teşhiste faydalı ol- masını temin” eden cihet bun- ların 'cehin “kalinde buluriâh ve süratle” tekösstir ederi hayat hu- ceyrelerinderi” intişar “etmesidir. Mütehassisların karin. ve: kan- ser illetini de bü tarzda hücre- meydana getirmektedir. Dr: Politzin fikrince “insanın vDcudünda hâsıl olmağa ve te- kösölir etmeğe başlayan kanser hücreleri bu esrarli şunları neşr etmektedirler; ve fen bu şuaları kaydedecek bir Alet icadına mu- vaffak olursa atieliyata ihtiya: hasıl olmadan kanserin * bu alet vasitasile teşhisi imkân dahiline girecektir. Bu suretle daha adetleri pek az olan kanser hücreleri illet vücuda yayılmadan çıkarılabile- cektir. Diğer esrarlı bir takım şua- lar da “psi, -dalgalarıdır. Bu şu- aların fezada uçtukları ve biri- birile çarpıştıkları zaman (inad- de) ve (ziya) yarattıkları zanno- lunmaktadır. Bu şunların nasıl madde rattıkları izah edilmemektedir. Bu, insan aklınin alması ve er- mesi güç bir meseledir, . Eğer addeyi yaratan psi dalgaları ise hilkatın sırrı bulundu — de- mektir; çünkü kâinatta her şey maddeden © teşekkül © eder. Buna izah olarak şöyle | bir misal verilmektedir: Sakin bir havuzda mukabil istikamette gi- den hafif dalgalar biribirlerini katettikleri zaman yüksek ve devamlı tepecikler ve vadicikler meydana getirirler; psi dalga- ları da biribirlerini katettikleri zaman atomları vücuda geti- rirler, Senelerce evel meşhur İü- giliz tarihçisi ve romancısı H, G. Vels bir romanında Merihlilerin değdiği her şeyi mahveden müt- hiş bir hararet şuama malik ol- duklarını tahayyül etmişti. Bu gün böyle bir: şuan yapılabil- mesi tamamile imkân dahilinde görülüyor. Wevcutlarından daha müthiş bir tahrip âletine ihti Esrarengiz Şualar devlet mütehassıslarının ufak bir himmetile © alelâde ziyadan bir parça daha uzun dalga boyuna malik olan ve göze görünmiyen infraruj şualarını bu hale geti- rebilir. Bu infraruj şualarını insanla- rın vücudu da heşretmektedir. Bunlar hararet şuaları olup az çok sıcak bütün cisimler tara- fından neşredilirler. Bundan d. ıdır ki gürültüsünü işitmedi- gimiz ve vücudundan haberdar olmadığımız bir insanın yakı mıza geldiğini çok defa kendi görmeden hissederiz. Kelebeklerin, hattâ otuz se- ne evvel ölmüş kelebeklerin, ka natları da garip bir şua neşret- mektedirler. Ölü kelebeklerin kanaları tamamile karanlik ku- tularda fotoğraf camlarının üze- rine konmuş ve bu kanatlar ör- meklerini hassas tabaka üzerine nâkşetmiştirler. Yeni ölmüş ke- lebeklerin resimleri daha' canlı, utuz sene evel ölmüş kelebekle- rin resimleri oldukça sönük çık- mıştır. Yapılan tecrüböler köle- bek kanadındaki bu esrarlı şuala- tahmin edildiği veçhile ultraviolet sınıfına dahil olma- veya” bir aynanın kenarından duvara aks- €den “spektrumdan bilirsiniz ki güneşin ziyası ayrı ayrı renkte bir çok şualardan terekküp et- mektedir. İnsan gözü bu Şüalarin kırmızı(ruj)ile başlıyarak menekşe (violet) ile biter “kısmını görür. Halbuki kırmızıdan evel infraruj ve menekşeden sonra ultroviolet şuaları vardır ki insan gözü bun- ları görmez. İnfiraruj şuaları hararet şua- lârri olup tıpta hararetle tedavi hususlarında kullanılIrlar; Ultra- violet şüalaririm ise © vücudun İnleşvir nüması için çök * ihühim olduğu 'atlaşıltniştir. İniftârüj şu- alari “gördüğümüz beyaz“ şüadan daha uzun mevceli olmadığı gibi ultraviolet de daha kısa mevce- lidir. Spektrum (tayf) da ultravi- olet'den sonra gelen bir şua da- ha vardır ki bunların mevcele: daha kısadır. Bu şualar cilt hastalıklarının tedavisice kulla» nılır. Bundan da dahâ ısa mev- celi şuaları “rontken şuaları,,dır. Ve nihayet şimdiye © kadar keğ- fedilmiş şualarin en kısa mevce list yama 'guaları “olup. kanser hücrelerini öldürtmekte kullanılır Son zamânlarda çok mühim bir şua daha keşfedilmiştir: “Fe- leki şua ,, bünun yaldızlardaki madde tahavvüllerinden nebean ettiği zannedilmektedir. Bu es- rarengiz .şua bütün görünmez şunların en “kuvvetlisi olup insan vücudundan sanki yok- muş” gibi geçmekte ve kurşuna bile işlemektedir. Bu şuanın dünyanın nesilden nese takip ettiği tekâmül | için -ap eden enerjiyi verdiği tah min edilmektedir. Dir hödise tahkikatı Geçenlerde Gündoğduda re sam Kadri b evinde yuku mütahas ss Fahri beyin ağır surette ya hâdise hakkında tahkikata üçüncü is tintakta mustantik Bekir bey ta edilmektedi! Fahri beyin cörhi akatında ya pılan muayene neticesinde etibbr tarafindan bir aylık muvakkat bir rapor verilmişti, İstintak da- bularak ve suni ayak ralanmaâı ile neticelenen rafından odevam ivesi şimdi bu rapor müddetinin bitmesini beklemektedir. müddeti ikmal olunca kati ra por alınacak ve evrakı tahki- kiye esas mütalen için müddei Rapor Yaç hissedenbir © impiriyali umumiliğo, verilecektir. yl ae mana AAANANNANEEANANNMAANENMMMN EEE İKânunusaniyo talik ihtiyar bekçinin balta Eevvelki gün; Kemalpaşanın Armutlu göyüne on dakika me safede ve bir bağ kullesinde ga. yet feci bir cinayet oldu. Kâ zımla Muharrem “namında iki canavar, altmış yaşında Mustafa isminde. bir bağ bekgisini balta ile öldürdüler. Aldığımız o malümata göre hâdise şa suretle olmuştur; Ören köylü Mustafa oğlu Kâ zim ve arkadaşı Muharrem, Âvçe ve Cemile namında iki sürtük kadın bulmuşlar ve zevk edecek yer aramış ardır, Kâzım denilen herifin aklına bekçi Mustafanın köy civârındaki kulesi: gelmiş ve burada | sessiz, sadasız bİr © lenti yapabileceklerini © karar vermişlerdir. İki karı iki erkek, yollanmışlar ve bekçi Mustafanın kulesine | gelmişlerdir. * Kalede Mustafayı bulmuşlar ve yani rindrki Kadınlarla biraz oturup eğleneceklerini — söylemişlerdir. Fakat ihtiyar Mustafa böyle ke pazeliğin kendi kulesinde yapıl- mı ziline. sığdıramanıığ ve misafirlere” geldikleri “yoldan dönmelerini “söylemiştir. Hırs ve şehvetle gözleri “dönen * Kâzım Musrafanın sözlerini dinlememiş ve ihtiyara “hitaben © (yapacağı mız eğlentiye sen de karış baba!) demiş ve bilâperva kuleye gire rek koyf etmeğe başlamışlardır. Pukât bekçi Mustafa şerefine Dün akşam “Tepedikte kâğli- hane caddesinde, sokak ortasında bir cerh hâdisesi olmuştuk. Yaptığımız tahkikata © göre Hüseyin ,efendi isminde bir şahıs 7ihosuna' gitmiş “bir kenara otü varak bir. müddet rakı içmiştir. Hüseyin — efendi © gazinocunun gösterdiği hesabı çok * “görerek kabul etmemiş ve — gazinocuya hitaben (rakıyı içen benim; içti. gim rakının adedini keyf oldu- gum baldo. biliyorum). fakat sen rakı içmeden. sarhoş olmuşsun, hesabını eyi yap) demiş; bu md- kaddeme * yavaş “yavaş © küfüre müncer olniuştur. Meyhaneci ile müşteri ari sında çkün esip münazaası Sopa ile : Adam öldüren Yusufun mu- hakemesi . « Komalpaşanın Yukarıkizılei köyünden Hasan oğlu İsmaili) sopa ile öldürmekten ,maznun Murat oğlu Yusufun dün ağır cezada muhakemesine | devam edilmiştir. | Dünkü celsede iddia maka mında bulunan: muavin Şükrü Boy hâdiseyi tasvir etmiş" ve) cürmün subutuna mebni maznüs un Türk ceza kanunun 46linei maddesinin ikinci fikrası deli.) letile 448inci maddeye teytikan tecziyesini talep etmiştir. Reis— Ayağa kalk! Müdâet umumi Bey senin cezanı istiyor. Kendini müdafaa et. Mazun — Ben kendimi mü- lafaa edecek iktadarda değilini; avukatım vardır. Bugün gele memiştir. Başka bir güne bıra: #ınızda avukatım gelsin bei müdaffa etsin. Demiştir. Hakkı müdafaaya talikine mebni muhakeme 14 - Serbes Güm SR Ne korkunç eylence | iki canavar kulesinde kepazeliğe müsaade etmiyn “Tepecikte' Hüsnü: efendinin: ga-|& ile başını kopardılar bir dürlü sığdıramadığı bu na- mussuzluğa karşı tahammiil ede memiş ve münazaa başlamıştır. Zaten sarhoş olan iki canavar, derhal ihtiyarın üzerine hücum etmişlr veellerile bğazınısıkmağa başlamışlardır. Neye uğradığını anlayanma” zavallı “Mustafanın Gözleri“fincan gibi dişarıya fır. lamış ve kısık kısık nefos alma- ga başlamıştır. e Canavarlardan birisi © gözüne O kestirdiği baltayı © kavramış ve © yere yatırdıkları - Mustafanın © başını odun “keser gibi bir. vuruşta vücudundan ayırmışlardır. Hun huvarlar,- işledikleri cinayeti müteakip sürtükleri almışlar ve bir de kurt derisini sirkat ede- rek savüşup' gitmişlerdir. Kâzım kasabayâ geliniş ve'kurt derisihi İsatarak; sinemaya girmiştir. Hâ- diseden zabıta haberdar oluş; ve Kâzımın sattığı deri bulun- muş ve vaka faillerinin Kâzım ve Muharrem oldüğü anlaşılmış tar, Başçavuş Kasabaya giderek, sinemada Kâzımı yakalamıştır. Armutlıya getirilen Kâzım cür- münü itiraf ederek arkadaşının Muharrem olduğunu söylemiştir: Bu 'canida yakalanmıştır. Her ikisi Kemalpaşa müddeiumami- liğine teslim edilmişlerdir. Adli talıkikat devam etmektedir. —— 1 veee Bir meyhaneci Istenilen parayı çok gören müşterisini yaraladı alevlenmiş ve bu iki şahıs biri birine tekme, tokat "alarak 80 kağa fırlamışlardır. Sokakta da kuvvetlönen ve bir türlü araları iyen kaygacılardan öebinden çikar diği bir bıçakla (Madamki he- sabını temizlemedin; ben seni temizliyeyim) demiş ve: Hüseyin Bfendinin arkâsının üç yerinden ve ayrica sağ elinden -yarala- mıştır. 4 Meyhaneci tekrar gazinosuna avdet” etmiş ve yetişen zabıta memurları yerde yatan mecruhu derhal: hastaneye. kaldirtarak , gazinocu Hüsniyide karakola ge tirmiştir. Yapılan tahkikat ev- Fakı müddeiumumiliğe tevdi edil- miştir. Mecruhun yaraları ehem- miyetsizdir , Takip: Sür'at: Netice: IŞ YUVASI Hükümet civarı Yusuf oğlu. hanı No: 11 Her türlü iş. Ve pasaport muameles..i SerbesCumhuriyet Telefon numarası - 27 69 elgraf adresi - İzmir Serb. Abone şeraiti Senelik: © 10 lira Alti aylık: 6 lira Ecnebi memleketler içine Senelik: © 25 lira Ilânat irinci sayfa: Satır 100 kur inci sayfa: , 50 Ebedi gençlik Zirant sergisi bugün açıldı. 1 yazdığımız sırada he- ruz Fakat işitmekteyiz ki ziraat ii arasında arıcılığa sergide mühim bir yı tmemek lâzim; bütün medeni memleketler cılığa büyük bir ehemi riyorlar. Arıcllık bütün ziraatin müthiş bir buhrun geçirmekte olduğu sıralarda sıkıntıdan asla müteessir olmıyan yegâne ziraat şubesi. Amerikada geçen sene pamuk: piyasasını fazla düşmek: ten korümak için pamuk yaktı Wer; Kanadada iki senedir imu- azzem silolarda bütün dünyayı epey bir müddet * besliyebilecek buğday müşteri bekliyor. Ameri- kada viç milyon çiftçi ailelerile beraber dilenme derecesinde, Tür- kiyede tiftik ve yapağı tüccarları üyük zararlara uğrıyor, büyük bir yarım buğdayın parasile de gil sırtına kullanılmış bir caket, Ayşesine yüz dirhem okka bas. ması bile alamıyor. Ötede bir macar Botsonodi sattığı balla 20 milyon lira kazanıyor. Arıcılığın bu ehemmiyeti ve Ankaramızda dünyanın on nefis balının çıkmasıdır ki bizi €Zi- rant sergisi > ne tahsis ettiğimiz. ilk şayıfamızda baldan bahset- meğe sevkediyor. y Son seneler insanları herşeyi para gözlüğü ile, görmeğe alıştır. digi cihetle peşin balın. iktisadi ehemmiyetini, ileri sürdükj fakat geç kalmadan ilâye, edelim ki balın bundan çok daha, iistün bir; kıymeti .daha vardır. Fön adam ları" (ebedi. gençlik) in. tılsımını, «abı hayatt on sırrını arının ba lında arıyorli Asirlardanberi kadınlar ve erkekler ihtiyarlıktan kurtulmak için çareler aramaktadırlar. On beşinci asırda İspanyol sergü- setçisi Poneo de Leon işittiği abı hayat çeşmesini bulmak için Amerikadaki: Filoridaya gitmiş- tir. Kimyakerler dört asır ha- yat eksirini aramıştırlar. Hatta yeni fen adamları a- rasında bile böyle bir hayal pe şinde “koşanlar görtilmüştür. Baş- ta meşhur maymun aşıcısı Vo- ronoft olmak üzere güdde aşıla- rile iltiyarlığın önüne geçilebi- leceğini zannetmiştirler. Ahiren Diabet hastalığına keşfettiği tedavi usülile büyük bir şöbret kazanmış olan dünya. nın tanınmış fencilerinden Dr, Banting gençlik eksirini bulma- ga daha ilmi bir yoldan yürü meğe başlamıştır. Dr. Banting'in nazarı dikkâtini celbedon şey a ldlâde arılar arasından küçücük bir arının hususi bir yiyecek rejimi ile büyütülüp Çana) hali we getirilmesi olmuştur. Her kovanda bir ana vardır. Güssece diğer arılardan iri olan ana kovanın hâkimidir. Arıcı ların kanaatince ana arıya bu hususiyeti temin eden aldığı gı- dadır. Bütün arılar o yumurtadan küçük beyaz kurtlar halinde çı- karlar. Bu kurtları arılar bir takım Yansusi yiyeceklerle bes lerler, TArılardan bir kısmı er. kek olarak, bir kısınıda | dişi olarak yetişir. Dişilerin cinsiye- ti yok gibidir; bunlar “kovanın amelesi olup. çiçeklerden topla dıkları nüktarı getirerek hücre- lere doldurarlar, Bu iki cins arıdan başka üçüncü bir cins dala yardır ki bunlar adetçe pek az olur ve amele arılar tarafından büyük sai verilmiş. Hayret Son senelerde genclik Kadınların asırlardan beri en büyük endişeleri olan ebedi tılsım Fen bunu arının balında arıyor arilar kendi kendileri besle mekten acizdirlör, Amele arılar bunları topladıkları “Bal ile bes lerler,> Bal arılar cüssece büyürler've vülutilarında büyük bir. velâdiyet. kabiliyeti inkişa€ eder, Amele arılarda dişi oldukları halde yumurtlıyamaz lar. Analar ise binlerce yumurta yumurtluyarak bulunduklatı ko» vanı taze arılarla doldururlar, Fencilerin kanaatince anaya hassaları temin eden; onu irileştiren,. kuvvetleştiren ve ve- lütlaştıran bir nevi. baldır, ale lâde bal değilse de ondan'hazır. lanan ,bir maddedir, Anlaşılıyor ki, bal feykalâde bir büyütme kuvvetini. haizdir, Balın çok kuvvetli. bir yiyecek olduğu esasen malüm bir key- fiyettir. Balın hususiyeti yücudu büyütmekten — ziyade vücudun muhtelif uzuvlarındaki hügreleri yenileyerek vücudun tazelenme- sini temin etmektir. Vücuttaki hücrelerin çoğu reje nerasyon denen yeniden doğma kuvvetine maliktir. Meselâ de- rinizin bir yeri kesilecek olursa deri derhal kesilen ' yeri “tamir eder. Bu kesiğin etrafındaki deri hücrelerinin yeni. hücreler dö- Eurmasile kabil olur, Kemik kı- rlırsa; yeni bir kemik doğarak kırığı tamir ider. Bazı hayvan- larda bu hassa çok kuvvetlidir. Meselâ kert»ukeloler tutuldukları zaman kuyruklarını bırakarak kaçarlar. Ve kopan kuyruğun yerine, / çok © geçmeden . yenisi çıkar, Fen adamlarının kanaatince İnsanın ihtiyarlaması ve nihayet ölmösi Bu yenileie hasdasının ile beslenen bu vayıflarddı ve 'nilinyet tü- kenmesile — vüku © bulmaktadır. Yenileme * İiassain” yerindö ol dukçâ - seneler, hastalıklar üzüntüler vücut üzerinde İz bi- rakamdan göçmektedir.Bakat bir kere'bu hassa zayıflamağa b ladı im ufak Amil, ber Küçük hâdise vücuda tarihini hikket- meden geçmemektedir. — Bünun içindir ki bir genç kızın her 7a- man yenilenen cildi. daima ner- min we terü tazedir; yaşlı bit kadının derisi iso yenilenmediği için taravet ve elestikiyetini kaybeder; ihtiyar bir deri yara- ları güç eyi olur, çizikler kay: bolur, Bu deri için oldüğü gibi vü odun bütün * üzüyları ve: kan külreyveleri * ye: kemikler için de böyledir. Nihayet yenileheirliven kırıklar, kesikler, arizalı “yerler o kadar çoğalır ki insau ölür. Bu nazariye' bazı kimselerin niçin çabuk ihtiyarladıkları hal de bazılarının taravetlerini uzun müddet muhafaza ettiklerini izah etmektedir, İhtimalki, o çabuk ihtiyarlamıyan kimseler “vücut larının yenilenme hassasini mu- hafaza kabiliyetini fıfri bir is- tidada ve ya makul tedbirlere bilhassa yiyeceklerine — itinaya borçludurlar, Meşhur < Frank? güzeli Ninon' de WEncoles yet miş yaşında olduğuhalde yitmi- sinde görünürmüş. — Anlaşılıyor ki bu hadın vücudunun “yeni lenme kabiliyetini çok uzun bir müddet muhafaza etmiş. Zannediliyorki . vücutta yes nileme hastasını temin ve idame eden bir gudüe vardır. Bu gud- de henüz malim olmamakla be- raber Dr. Banting'in tahminine göre balda bu guddenin faaliye: tini arttıracak bir hassa vardır. Dr. Bantin baldan bu hassayı hülâsa halinde çıkarmagı tecriihe etmektedir. Bunun hülâsa hanan gençlik iksiri olacaktır, Fakat balın bugünkü şekli tabii bir bir itina ile beslenirler. Bu eksir olarak bize kâfidir,