Felâket t karşısında İzmirin ne kadar bakımsız ve zavallı bir şehir olduğu bir defa daha anlaşıldı Nebelediye, Dün İzmir büyük bir felâkete uğradı. Şehir baştan başa su al- tında kaldı. Evler yıkıldı, bara- kalar sürüklendi. Nüfusça maale- sef zayiat var. Gökten mütema- diyen boşalan sağnaklar altında şehirde münakalât ve hayat durmuş gibi idi. Akşam ekser aksamı karanlıklar içinde idi taraftan bir tarafa geç- menin imkânı yoktu. Evleri;ticarethaneleri, gümrü- ğü su bastı. Zarar miktarı şim- diden tesbit edilemez. Fakat Her halde yüzbinlerce “ira ile ifade edilecektir: “ Bu bekle: miyen bir afeti, ne yapabilir dik? ,, Diyecekler. Fakat mede- ni şehirlerde beklenilmiyen afet- lere karşı da tertibat olu: Teşkilât olur. Biz maatte: dün İzmirde ne belediye gördük, ne Vali Paşanın, ne polisin fa- aliyetine şahit olduk. Herkes kollarını bağlamış, yağmurun ne- ticesini bekliyordu. Yağmur bitmiyor, devam edi- yordu. Akşam Vali Paşa Bahri- babada bir arabada, suların or- tasında kalınca kendini sırtında taşıyacak bir vatandaş arıyordu. — Bu vaziyette de neye bir şey yapmiyoruz diye soramazlar yal Ne yapabilirdik? İşte bekle- nilmiyen, önüne geçilemiyen bir hal! Sezai bey o vakit nerede idi, bilmiyoruz. Fakat o da mu- hakkak . öyle . düşüniyor her halde bir şey yapamı rak, birşey yapmağa teşebbüs etmiyerek öyle düşündüğünü gös teriyordudi.Müşkülât içinde tufan içinde çırpınan evlerinde suların istilâsına uğrayan, ailelerini kur- tarmağa cabalayan, mallarının mahvolduğunu gören vatandaş- ların imdadına yetişecek hiç bir teşkilât meydanda yoktu. Halbuki hakikaten söyledik- leri gibi hiç bir şey | yapılamaz midi ? Hakikaten beklenilmiyen bir hal karşısında mı idik? İz- mirde şiddetli her yağmurda buna mümasil sahnelere şahit olduk. Dünkü yağmurun her zamadan daha şiddetli olduğunu kabul ederiz. o Fakat nihayet böyle bir yağmur düşeceği ihti- mal harici olmadığı gibi o vakıt ne olacağını tahmin etmek te güç değildi. Eğer İzmirin bir belediyesi dı, lâğımsız bir şehrin her ve ols; neteşkilât! vakıt su istilâsına maruz kalaca- Zını düşünür, bu senelik feyzan- ların önüne geçmek için mem- lekete lâğım yapmağa çalışırdı. İstikraz yaptılar, paraları var vatandaşlardan bol bol vergi alırlar, fakat iş yapmağa gelin- ce mesele değişiyor, acelesi yok, senelerce beklenebilir. Peki lâğım yok, hiç olmazsa bu vaziyette vatandaşlara yardım etmeği de düşünmek yok mu? Şehrin yarısı zaten daha sabah- tan su altında kalmıştı. Gök müthiş surette yüklü idi. Tufanı andıran bir yağmurun gelmek üzere olduğunu anlamak için barometroya bile ihtiyaç yoktu. Şehrin bir çok mahallâtında va- tandaşların alçak ve basık ev- lerde, kerpiç duvarlar altında, barakalarda oturduklarını da bi- liniyordu. Bunu bilmeyen yalnız belediye reisi Sezai bey, yalnız Vali Kâzım paşamıidi? Bn efendiler odaha dün sabah faaliyete geçmek, tertibat almak, imdat ekipleri vücuda getirmek vazifesile mükellef iken: “ Ne yapalım, yağmur geçsin, sonra düşünürüz! , Demekle mi mes'- uliyet altından kurtulurdular. Mortakyede, Kahramanlarda, Çayırlıbahçede, Mersinlide, Hal- kapınarda, şehrin bir çok ma- hallâtında evler, barakalar yi- kıldı, sular altında kaldı. Vatan- daşlar ölümle pençeleştil hususta alınan feci malümat diğer sütunlarımızda görülecek- Bütün bunların geçmek değilse de, bu feci hâ- diseler içinde kalan vatandaşla" ra muntazam ve müessir bir suret- te yardım etmek mümkündü, Bu- nun için biraz tedbirli olmak kâfi- di. Maalesef Kâzım paşa çok söz önüne söyler. - Kendi meziyetlerinden bahseyler, (Fakat Ohiç | bir vesile ile bize ; tedbirli bir vali olduğunu gösterememiştir. “Belediye reisi, Sezai bey de Fırkasına çok iyi hizmet ede- bilirmiş, fakat İzmir şehrine nasıl hizmet edeceğini göremedik, İzmir şehrinin mes'ul maka- matı dün tam bir uyku içinde idiler. Ne yağmurun şiddeti, ne feyezan, ne imdat arıyan feryat- lar bu uykudan onları uyendira- madılar. İşte acıklı bir vaziyet- ten çıkan netice! Dikkat! Aylık Zengin Altın Piyangomuz Beşi bir yerde Altın lira Altın yarım lira Altın çe k lira $ Hepsi birden 30 Altın lira erem okuyucularımız biç bir külfete sokulmıyacaklardır. Sadece her gün neşredilecek kuponlarımızı saklayınız. ler 25 kopun piyangomuza birdefi iştirak hakkını verir. uponla iki 75 kuponla üç defaV.s. iştirak edilir. Yani tali) Piyangonun keşide tarihi ayrıca ilân edile ektir. Keşide noter huzurunda yapılacaktır. Ku: numaralarının teselsülü şarttır. Kuponları saklayınız! » Bu ii iri: «Vatan mahzun İşte her Türkün vicdanında inliyen tarihi bir ses! Zavallı Türk milleti, zavallı Namık mal, yarım asırdanberi hep bu ses, hep bu inilti devam edip gidiyor. Bulayirde, Süleyman Ga- zinin kalbinde yatan büyük va- tanperver | Bize öyle bir ses, öyle hazin inilti bıraktın ki her yeni il tarihte miras kalan bu se- ttikçe göz yaşı dökecektir. Sen kanlı bir istibdadın kor- kunç dehlizlerinde vatan, hür yet diye bağırmıştın. Biz de coş- kun bir hürriyetin verdiği Cum- huriyet devrinde kanun, refah diye haykırıyoruz, Sen belki den daha cesur ve daha hür bir sesle mezar taşına yazılan tarihi sözlerinle ebediyete kadar mil- letin kalbinde yaşayacaksın 1 Fakat bizler, o hürriyet ve cumhuriyetle beslenen ve bü- yüyen bizler neden muztaribiz bilsen! Sen Türkün edebiyat ve inkılâp tarihinde başlı başına bir devir, bir mektep, bir âlem yarattın. Yalnız vatan ve millet için çırpınan hassas vicdanında yüksek kalbinle ölünceye kadar ağladın. Muhitinde yuvanda seni özen, boğan haksızlıklara, ka- nunsuzluklara karşı, saf ve ne- zih o mefkürenle lânet, nefret diye haykırdın. Çünkü her bü- yük adamın yaptığı gibi yalnız tarih okudun, tarihten ilham aldın, tarihle teselli buldun... Şiirlerinde hayalden ziyade hakikatleri terennüm ettin. Zu- lüm ve ıstırp fırtınalarından kı- yametler kopardın.Semadeki yıl- dızlar söndü, bulutlardan yıldı- rımlar düştü. Hayalinde siyahlara bürünmüş. bedbaht bir. vatan çanlandı. Huzurunda diz çökerek yıllarca ağladın. Nihayetsiz”* bi husranı ebedi bir bicranla bir leşti. Seni için için yedi. Ölüme giden ruhundan “görmeden ölür- sem millette ümit ettiğim feyzi yazılsın - senki kabrimde ( vatan mahzun ben mahzun, diyen bir ses yükseldi. Bu sesi işiden zalimler) titredi. Oçırpınış o feryatlardan sonra Türklükte bir kıpırdanma belir- di.. Nihayet senin gibi duyan ve düşünen yeni bir nesil meydana bir Namık Kemalin kabri ... e. önünde ben mahzun.) dediler. İşte biz hürriyet nesliyizl. Fakat binbir kocadan arta kalan bü dilber kizi ne hale getirdik bilsek!, Oda senin gibi zındanlar, sehpalar önünde titredi. Ağla Memleket ve gençlik harp mey- danlarında eridi. Nihayet büyük bir dâhi geldi. Biz onu bilmiyor ve tanımıyorduk. Fakat o mille- tini bilen, iniltilerini hisseden kara gün dostu büyük bir kah- ramandı. Biz ona tapındık. O bizi sevdi. Sakaryadan tarihi ses yükseldi. Milletle hükümet elele verdi. Hürriyet ve istiklâl ate- şinden yeni bir millet meydan: geldi. Bu millet Şarkla Garbın mihrakında güzel bir ülke yap- tı. Ülkenin üstünde cumhuriyet meşalesini yaktı. Garp bizi kışlarken Şark hasretle baktı, Cumhuriyet kadın erkek iki fırka ile kanatlandı, milette ü- mit ettiğin feyz ancak 930 da ayaklandı. Ülkemizde ıstırap, cumhuriyette intihap vardı. Gazi bu vatan için bir haktı, Biz hakka taparken haksızlık mu- munu yaktı. O hak ki bir mil- lete. bir de haksızlığa baktı. Milletin ıstırabı şimşekler g çaktı. Bu. ateş belki kalbini yaktı. Ne yazık ki intihapta te- miz eller bile hileye ve fesada bulaştı, Şimdi Millet ve Cum- huriyet küskün nazarlarla hak- ka bakıyor. Artık senin gibi ağlıyan şairlere hasret kaldık. Bir lokma bir aba ile viraneler- de öten baykuşlardan farkımız yok. Acız, hastayız. Hürriyet istemiye bile mecalimiz yok. Sen ey büyük Kemal. vatan için ağladın, hürriyet diye 8k dün fakat birde bize sor ve bizi dinle: Hürriyet nesliyiz, cum- huriyet çocuklarıyız diyoruz fa- kat hâlâ hürriyet dileniyoruz. Sen ey büyük Gazi Mustafa Kemal: bu gün yine milletin vatanın bağrıyor ve diyor ki: Sakın yazılmasın tarihime Vatan mahzun ben mahzun!.. geldi. Bunun adına ( Hürriyet ) Cumhuriyeti is istediği | kndar|uslar, mille zümre tegallübünü istemediği bin türlü tezahüratla aylardan- beri ilân edip duran halkın tihap sandıklarına Serbes Cum- huriyet fırkası için attıkları reyle- Halk fırkası lehine çıktığını görüp te hokkabaz kutularını E | hatırlamamak mümkün mü? On- lar öyle kutulardır ki, size, bom- İİ boş olduğunu gösterdikten son- ra sizin elinizle içine yumurta kdydurulup kapattırılır, ve hok- kabaz eliyle - gözünüzün önün- de- ayni kutunun içinden gü- vercin uçurulur | İşte İzmir Belediyesinin in- tihap sandıkları da bunu ryor: Maahza bize garip gi görünen bu netice, bilâkis pek tabiidir. Çünki neticenin böyle olacağı, intihabata başlanmazdan çok evvel bizzat hükümet reisi- nin Jisanile memlekette açıkça ilân edilmişti. Yani ( Daha beş sene müddetle hükümeti elim- den bırakmıyacak ve siyasetimi değiştirmiyeceğim ) demişti. Biliyoruz ki hükümeti, meb'- Sıtkı kı Şükrü Inhisarlar gibi İntihapların da milletin iradesin- den ziyade hükümetin arzusuna tâbi i olduğunu biliyorduk uslar, milletin ekseriyeti ârasile intihap « olunur. Gelecek sene yeni bir intihap olunur, Gelecek ene yeni bir intihap devresine girilecektir ve o intihabı elbette bu belediye teşkilâtı yapacaktır. Eğer belediye intihabı kanunun emrettiği gibi serbest bırakılırsa, halkın istemediği Halk Fırkası için meb'usan intihabati nasıl kazanılabilirdi ve ( İsmet Paşa Hükümeti bu seneden başka dört sene daha nasil tu- tunabilirdi? Deme kik bu ne- tice, çok zaman evvelinden tertip edilmişti ve resmen ilân olunmuştu O halde iz'aç, tehdit ve hap- © ve hattâ bazılarımızın ek- meklerimizden edilmemize rağ- men bu boş, bu neticesiz yor- gunluklara neden katlandık? Neden mi? Şundan ki biz mem- leketin refahı yolunda. vatan borcumuzu ödemiş olmak için çalıştık. Yoksa inhisarlar gibi ntihapların da milletin irade- desinden ziyade “hükümetin ar- zusuna tâbi tutulduğunu hep bi- usların ekseriyeti tutar ve meb'- m liyordul Rüsuhi Cevdet “Cümhuriyet vicdanın en yüksek te- HAkkıyatından doğmuştur. ve bu meb- delni tekzip” edemez. Müsamahaktr, bütün intihabata hürmetkâr, Serbes münakaşa ve serbes fikir dostu, ada- let ve hürriyet aşıkı, kanun. ve niza» mın şaşmaz muhafizt olan Cümhuri- yet, memleketin herkes tarafından ve herkes için idaresi 11 teşrini evvel 1902 Emil Loubet Fransa Reisicümhuru Başlangıç 1789 ilân edilen Adam hukuku beyannamesi Milli Me: halinde toplanan Fransız milleti mümessilleri, umu- mi felâketlerin ve hükümet idare- sindeki fesadın adam hukukunu bilmemekten, unutmaktan veya istihkar etmekten ileri geldiğini nazarı dikkate alarak, adamın tabii ihlâl kabul etmez ve mu- kaddes haklarını, âli bir beyan- name ile arza karar vermiştir. Maksat şudur ki, bu beyanname içtimat heyetin bütün azalarının daima gözleri önünde bulunarak onlara her an haklarını ve va; felerini © hatırlatmış; (o Teşrii kuvvetin ve icrai kuvvetin harekâtı, her an siyasi her te- şekkülün takip ettiği gaye ile mükayese edilerek böylece daha ziyade sarfa mazhar olsun; va- tandaşların o mebdeiyatı bundan böyle sade ve inkâr kabul etmez prensipler üzerine istinat ederek daima Kanunuesasinin ve umu- mi saadetin muhafazasına ma- tuf bulunsun. Binaenaleyh, o Vücudu. Âli- min: (1) Milli meclis huzurunda ve himayesi altında atideki adam ve vatandaş haklarını tasdik ve ilân eyleri Madde 1— 'İnsalar hür ve hukukan müsavi doğarlar ve ya- şarlar. İçtimai farklar ancak u- mumun nefihe olarak tesis edi lebilir. Madde 2— Siyasi her cemi- yetin gayesi, insanın tabii ve gayri kabili ihlâl haklarının mu- hafazasıdır. Bu haklar şunlardır: Hurriyet, mülkiyet, emniyet ve tazyika mukavemet. Madde 3— Her hakimiyetin ruhu, esas itibarile milette mün- demiçtir. o Sarahaten milletten neşet etmedikçe, hiç bir teşek- kül, hiç bir şahıs hükümran 0- lama: Madde 4 — Hürriyet, ahara zatarı dokunmıyan her şeyi ya- pabilmektir; Bundan dol her adamın tabit hukukundan desine, diğer şahisların da ayni hukuktan istifadesini temin eden kayitlerden başka hiç bir hudut yoktur. Bu hudutlar ancak kanun vasıtasile tayin edilebilir. Madde 5 — Kanun ancak cemiyete muzır olan . hareketleri menetmek hakkını haizdir. Ka- nunun menetmediği hiç bir şeyin yapılmasına mani olunamaz ve kimse kanunun emretmediği şeyi yapmağa mecbur değildir. Madde 6 — Kanun umumun senesinde arzusunun — ifadesidir. Bundan vatandaşlar şahsen veya mü- messilleri (o vasıtasile tanzimine iştirak etmek hakkını haizdirler. Kanun gerek himaye ederken, gerek tecziye ederken herkes için ayni olmalıdır. Onun naza- rında bütün vatandaşlar müsavi olduğundan iktidarlarına göre siyanen bütün umumi vezaif, ve mevki memuriyetlere kabul edi- lirler. Aaralarında kendi. mezi- yet ve iktidarlarından başka bir fark gözetilmez. Madde 7 — Hiç bir fert, kanunun tayin ettiği ahval ha- ricinde ve gösterdiği şekillerden başka suretle ittiham, tevkif ve hapis edilemez. Keyfi emirleri talep eden, veren veya icra ey- Liberalizm nedir Muharriri :- Emile Faguet kanun namına davet veya tevkif edilen her vatandaş hemen itaata mecburdur. Mukavemeti bir ci. rüm teşkil eder. Madde 8 — Kanun ancak sarahaten elzem, olan cezalar, tayin edebilir ve her fert, ancak cürümden evel tanzim ve ilâ, edilmiş ve nizamen ilân edilmiş bir kanuna tevfikan tecziye edi. lebilir. Madde 9 — Her adam, cür. mü sabit oluncaya kadar masum farzedildiğinden kendisini tevkif etmek elzem görülürse şahsının elde bulunması için elzem olmı. yan herşeyden kanun tarafından şiddetle menedilmelidir. Madde 10 — Kimse - din bile olsa - her hangi bir kana. nden dolayı - o ka : harı kanunen is edilen içti mai nefesi ihlâl etmedikçe - ta- kibata maruz kalama: Madde 1i— Fikir ve kana- atlerin serbestçe tebliği insanın en kıymetli bir hakkıdır. Bina- enaleyh her - vatandaş serbesçe söylemek, yazmak ve basmak hakkını haiz olup ancak kanu. nun tayin ettiği muayyen ahval- de bu hurriyeti Sui istimal eder. se onun hesabını vermiye mec burdur. Madde 12 — Adam ve vatan- daş haklarının teminatı olarak umumi bir kuvvete ihtiyaç var- dır. Bundan dolayı, bu kuvvet tahtı idaresine tevdi edildiği kimselerin şahsi menfaatları için değil, umumun nefine olarak te- sis edilmiştir. Madde 13 — umumi kuvv. tin idamesi ve idare masa: için “müşterek © bir “yardıma ihtiyaç vardır. Bu, bütün vatan- daşlara, © iktidarlari nisbetinde siyahen tarh ve tevzi olunur. Madde 14 — Bütün vatandaş- lar ya şahsen veya mümessilleri vasıtasile bu umumi verginin tarh ve tevzii lüzumunu tahkik ve tebeyyün hakkını haizdirler. Onu tam bir serbesti ile kabul ederler, Sureti imali tahkik ve derecesi, matrahı, cibayet su- retini ve müddetini tayin eylemek haklarıdır. Madde 15 — Cemiyet umumi her memurdan idare: istemek hakkını hai Madde 16 — Hakların temi- natı mevcut olmıyan ve kuvvet lerin taksimi muayyen bulunme yan bir cemiyetin kanunu! esasi- si yoktür. Madde 17 — Mülkiyet ihlil €dilmez ve mukaddes bir hak olduğundan hiç kimse ondan mahrum edilemez. Meğer ki ka nuni şekilde müşahede edilen umumi zaruret bunu istilzam eyliye. Şu takdirde mülkiyetin ihlâlinden Mukaddem âdilâne bir tazminat tediyesi meşruttur. — Mabâdi var — Serbesumhur'yel) Telefon numarası - 2697 'elgraf adresi - İzmir Serbes) in. Abone şeraiti Senelik: o 10 lira Altı aylık: 6 lira Ecnebi memleketler için: Senelik: ( 25 lira İlânat Satır 100 kuruşi Daimi ve aylık ilânat ay) rıca pazarlığa tâbidir ve aza İni teshilât gösterilir. İHTAR: Abone ve ilân üc Jeyenlenler tecziye edilirler. Fakat,