Cilt1, Sayı: 24 Hbeytine muhabbet ise de sonu insilah, dinden - büsbütün sıyırılıp çıkmaktadır. Hork Bu t_eşekkü]lei:i.n asıl ne zamâan ve kminle başladığına burada kısata İşaret edeteğiz. Bunların taribi seyırle_ı d;ıkkatle takıp e- D örülür ki;b hemen islâmın ılk devu'lev inde atı]ımstır Ve hemen Meçusiliği, diğer taraftan Yahudi fitnesi, 1slam “ perdesine bürünerek gizli gizli islâmın saffeti ni, müslümanların vahdetini bozmakta gecik- * memiştir. Teşeyyu ve şıa’den haşhvarak sonradan Ra- fızilik, Batıntlik gibi muhtelif isimlerle Benişli- * yen bu tarikatların. ne gibi maksat ve gayelerle kurulmuş olduğu ve nasıl. teskılatlandınldıgı hakkında islâm ilim adamları, islâm tarıhçılerı - çok geniş eserler yazmışlar ve uzün uzun malü- mat vermişlerdir. Biz de o kaynaklara daya.na— < rak bundan kısaca bahsedecegız Rafızilik, Hz. Alıye muhabbet, Hz. Ebube- kir, Omer Osmanı,.Ayşe, Muâviye ve diğer esha bdan bir gokları hakkında — buğz ve adavette (duşmanhk) taassup göstermek demektir. Buüü . ların nasıl ve ne maksatla türediklerini anlamak “; için islâmım 1k devrlerini biraz hatırlamak lâ- zımdır. İslâm güneşi yeryuzunu aydmlatıp dai insan- lar alay alay, küme küme, müslüman olmıya başladığı zaman, coşkun — bir sel gibi, önüne (durmak istiyen her türlü bâtıl itikatları, beşe- riyeti kösteklemiş olan hurafeleri silip süpür- dü. Artık, her gün sahasını bir az daha genişle tiyordu. Bunu gören ve buna karşı durulamı- du>unduler Nihayet ehlı Bey'tı Resule muhabbet Esasını hile ve desise- leri için hareket meb'dei olarak aldılar. Pey- gambere- ve onun evlâdına, yakınlarına muhab bet, her müslümanin her vergiden üstün tut- tuğu ve tutacagı bir şeydi. Bundan istifade et- mek lâzımdı. İşte hu nel'aneti ilk defa esaslı istemli bir surette düşünen ve ortâya atan ,Yahudı Abdullah b. Sebe' olmuştur. İbnüssev- da diye anılan ve Hz. Osmanın hJIafetı zama- nımda hicretin 29 uncu senesinde güya müslü- | e | -U ' SEBİLÜRREŞAD. - 0 3G dam, ilk önce ortaya ÜÇ esas attı: 1) Ricat, 2) Vasıyet, 3) Hulül 1. Ricat meselesi — Yahudı ıbm Sehe İs- lâm birliğini parçalamak “için hakiki ve pey- * gambere, Hz. Aliye ve ehli beytine çok muhip- bir müslüman görünerek bu ü üç esası ortaya atarken saf muslu.manları .göyle iğfal ediyordu. «Madem ki Hz. İsa âhir zamanda dünyaya tek- rar gelecektir. Ondân -daha- büyük peygamber olan Hz. Muhammed neden gelmesin? Şaşarım onlara ki, İsa'nın tekrar yeryüzüne geleceği- ne iman ederler de Hz. Muhammedin tekrar geleceğine inanmazlar.» Bunu, bazı âyetlerle de ispat etmeğe çalıştı, «onların batıni mânala- rı budur.» dedi. Bununla zihinleri haylıca iş- gal etti. Bir taraftan da Hz. Osnan aleyhine gizlice alttan alta fitne ve fesat kszanlarını kaynattı. 2. Vasiyet meselesı — İbni Sebe' evvelâ Küfede, sonra da memleket memleket dolaşa- - rak «her nebinin bir vasisi vardır, Hazreti Mu- -hammedinki de Ali bin Ebi Taliptir, binaenale- yh peygamberden sonra onun bu ümmete Va- sisi halefi odur peygamber sağlığında bunu söy lemiştir. Ondan sonra hilâfet onun hakkıdır: O hakkı. imamı Alinin elinden almış olanlar en büyük zalimlerdir.» diyor ve bunları Tevrat- ta okuduğunu iddia ederek boylece, efkârı Hz. Osman aleyhine hazırlıyordu . İbni Sebe' körüklediği fitne ateşiyle eme- İine muvaffak oldu. Hz. - Osmanın şahadetiyle FHiz. Ali hilâfet makamma geçti, fakat asıl mak sat bu degıîd.ı “3. Hulül meselesı—Ibm Sebt durmadı, mak sadına doğru yürüdü. evvelâ Hz. Alinin vasi, sonra danebi olduğunu söyledi, daha sonra da Hz. Aliye evlât ve ahfadına: ülühiyetin bir cü- zü hulül edeceğini Küfeliler arasında ilân etti. Hattâ İbni Sebe' cemaatinden bazdarı, Hz. Ali , | nin yüzüne karşı: «Sen Allahsın» dediler. İş büyüdü, Hz. Ali burdların ateşte yakılmalarını emretti ve yaktırdı Lâkin İbni' Sebe' bundan da istifade etmenin yolunu buldu: «Artık şi di iyice tahakkuk etti ki, sen AHahsm, cunku. : ateşle azap etmek ancak Allaha mahusutur. Al- . h ah olmasaydın ateşle azap etmezdin» dedi (5* “Hz. Ali İbni Sebe'i öldürtmek istemişse de o sıralarda Şam seferi başlıyacağından bazı dü- o0 CKa , man olan daha dogrusu hoyle görünen bu -