" küm ve sanık, 150 CT " SEBİLÜRREŞAD İCTİMAİYAT Dava ve Mâna. " Miletçe ve fertlerce üzerinde durulacak mühim dava, Turk milleti topluluğunun bunye sağlamlığını daima muhafaza etmesi, da- yandığı aile temelinin ahlak, ruh ve din çerçe- vesi içinde yüksek bir mevkide, faziletli, uya - “nık bulunması meselesidir. : , . Herkes bu mevzuu günlük siyasetin ve fır- ka mülâhazalarının üstüne cıkarak derin derin düşünmek mevkiindedir. Zira hepimizin candan dileğimiz olan içti- mai hayatımızın yükselmesi yerine, inhitat gös- termesi karşısında boyle bı' uyamsa mutlak ih- tiyacımız vardır. Kenı cihetten yük- sek görmek ve böyle gostermek hem hak, hem de vazifemizdir. Ancak böyle yaparken de “noksanlarımızı, gevşemiş taraflarımızı, tehlike işareti veren hallerimizi de cesaretle olduğu gi- bi görmek ve gostermok de icap eder. İşte size. bir misal: Geçenlerde Parti Grupu 1ctıma1nda Adhye ımız mahkemelerde bir mevcut olduğunu söyledi. Yı.ne Jstatıstıklerden Türkiyede cezaevlerinde sayısınm altmış bini aştığını ogemyoruz Ba- sit bir mukayese ile bu halin dehşetini gözleri- miz önünde canlandırabiliriz. Türkiye nüfusu on sekiz milyon ve küsurdur. Bunun yarısını gocuklar, ihtiyarlar, kadınlar farzedersek, ge - riye kalan dokuz milyon vatandaştan, her do - kuz kişiden lâakal ikisinin ya dâvacı veya dâva- L, yahüt sanık olduğu anlaşılır. : 'Yine cezaevlerinde yatan altmış bin mah- sün tam mevcutlu iki kolordu sayısı demektir. Yahut orta büyüklükte bir vi- Jâyet merkezine, yâni koca bir şehir mevı cuduna muadildir. Bu hakikatin ifade ettiği mâna nedir?. De- mek ki hukukt sahada vatandaşlar birbirileri - verdikleri sözleri yerine getirmiyorlar, hakları - tanımıyorlar. Ceza sahasında kanunun, vicda- nın, din ve ahlâkın yapma dediklerini yapmak- ta mâni görmüyorlar. Böyle bir fırsat karşısın- da emniyet ve ]andaıma butcosı kabarmaz da “ne olur?. Devlet. otoritesine, fert haklarına, içtimai nizama tecavüz edenlerin " bu kadar çoğalması Cit 1, Sayı 10 SÖZÜN ÖZÜ : İHTISASA KİYMET VERELİM İki mevzu vardır ki haklarında ameliyat yapılması ancak derin ihtisaslara iaallük etti- Bi halde bizde herkes onlara tırpan atmaktan çekinmez: Dil ve din. Biri_ncisinı'n, hem ihftisas erbabından tamlanlar linde, ne bale geldiği- ni görüyoruz. Bugun evlat ile baba birbirinin dilini anhy'ı İkinci: gelince: Bunun üzerinde ame- liyye ıcrasma k'ılkışa”ılaı'ın evvelki zümre-ka- diyyen txrpanlarmı 1ş1etmektedırler Yahu, yirminci asırdayız. Bu asırda her mevzu ve her me&zuuu muhtehf şubelerı mu— hakkak ki ihtis Ve içtimai kültürü üzerinde hâkim olan ve bu hekim taslakhgı ne zamana kadar devam edecek" - Maddi bir hekim ancak mahdut fertleri öldürebilir. 'Fakat içtimat hekim tas- lakları bütün bir milletin an'anesini, imanını, . ahlâkını, faziletini, bırhgmı yıkar, mahveder “Elihazer bu nkıbe ten .B â E”âr gi C karşısında, yarını düşünmeden nasıl geceleri rahat bir uyku uyuyabıldıgımıze şaşmamak el- den gelmiyor. Hğer fertlerin en büyük manevi zabıtası o- lan dini, ahlâki esaslar, vicdanlar üzerinde hâ- kim bulunsaydı; Allah korkusu, hakka hürmet endişesi, kanunlara saygı mükellefiyeti, vatan- daşların gerek devletle ve kerekse fertlerle 6 - lan münasebetlerinde tesirini gösterir, bizim de Isvıçrede olduğu gibi, hapıshaneleıımız bos, emelerimiz işsiz kalırdı. Vicdanlarda z ve ahlak hâkim olmadıkça, sadece kanunların ceza tehdidi, polis ve jandarmanın mevcudiye- tini, cürüm işlenmesine, hakka tecavüz edilme- sine mâni olamıyacağını bir defa daha — bu be- yanatın aydınlığı karşısında — anlamış bulunu- yoruz. Netice meydandadır. Bu açık vaziyet karşısında milletce ve hükümetçe ne yapılmak lâzımgeliyorsa, va_kît kaybedilmeden sıkı, müs-- ? bet, yapıcı karar ar almak ve hemen tatbik mevkiine koymak zamanının artık geldiğine ve .© hattâ' geçmekte oîduguna samımıyetle inanı- © yoruz.. İhmet Kümil