in mektubu nci “Dostum. Havalar ısındı. Bu bizim için de, sizin için de iyidir. Çünkü soğuk havada hiç kimse ne sadaka ver - mek, ne gazete almak için eldiven- lerini çıkarmayı, paltosunu, ceketi- ni açmayı göze almaz. Onun için biz kışı sevmeyiz, bilmem siz sever misiniz? Kardeş! Dünya ( acayip oldu; şimdi sizi bizimle birlikte yazdım diye sakın içerlemeyin! Zanaatin iyisi kötüsü olmaz; hele bugünler - de. Ben pek okur yazar adam de - ğilim, Zaten bizim zanaata okur yazarlığa lüzum yoktur. (Sizde de öyle ya!) Ama görüyorum ki; işle- rimiz birbirine biraz benziyor. Bu- nu açıktan açığa söyliyemiyorum 8i>i kızdırmayayım diye, Lâkin kör hör parmağım gözüne. Her birimiz üç beş kuruşun peşindeyiz. Yalnız bizim sizden farkımız şudur: Biz parasını aldığımıza dua ederiz; siz shalarına! Ekonomi sıkıntısı da bahar soğu ğu badem çiçeklerini yakar gibi he- pimizi kastı kavurdu. Nerede eski günler! O zamanlar dilencilik bey- lik idi. (Allaha şükür, yine öyle a- ma eski tadı yok!) Sizin iş büsbütün aksadı. Doğru- su acıyorum. Eskiden İzmite işli; vapurlar birbirine rekabet için müş terilerinden para almak şöyle dur- Sun üste birer de simit verirlerdi. Siz de hemen hemen öyle oldunuz. Yalnız simit yerine dolma veriyor- sunuz, Acıyorum emeklerinize! De- diğim gibi bizim iş sizinkine pek | benzer. Bari bize da işlerini- rk yoluna koyun! “mumü harptenberi dilencilik e- diyorum, Mesleğimin ustalarından olduğumu söylerler. En iyi para ka- ,Zanma şeklini gözümü kapayıp a - vucumu açmakta buldum. Halbuki dedelerimiz para kazanmak için gö #ümüzü açmamızı söylerlerdi. Ne ik, âciz, elsiz, ayaksız, dil- ri meli ki; acısında para ersin (sir ise aksini yapıyormu - , Yirmi senedenberi hep bildiği - niz höyede dilenirim. Müşteri her geçişte orada olduğumu göre göre bana para vermeyi bir âdet e- dindiler. Belki ilk önceleri sadaka vermek için ufak bir Çefort) sarf. parayı işte böyle alıştırarak almıya Şalışın! Hergün yerimi, kılığımı ve isteyişimi değiştirirsem hasılat az o- luyor. Bir teviye gitmek lâzım azi. Zim Dilenciiiğin, - biliyorum - türlüsü var. Büyük dilenenler, orta dilenen ler ve bizler. Ben iki eki sı- mıfları beğenmem. Çünkü onlar düştüklesi zaman bizim kadar da lar, Müşterileri | sayıca az, ağırlıkça yüksektir. Bir tanesi - Rin eksilmesi gelirde büyük bir de- dik açar. Bizimki öyle değil. Çey - rekten yukarı veren yok. Onun da bir ikisinin artıp eksilmesi büyük bir tesir yapmaz. Bu öğütleri sana verirken içim- de kalan bir hicran düğümünü çöz- meme müsaade et!. Aramızda bu kadar benzeyişlik- ler var, Birbirimize de, dostuz, ra - kip değiliz. Sadaka verenler ne ka- dar artarsa gazete okuyanlar da o kadar çoğalır, havalar ısınınca hep #eviniriz.. Dua ise ikimiz de dua €- deriz. İkimiz de görür; görmez gibi görünürüz. Şu biz boynumuz bükük, zavallı ve miskin köşe başında dururken siz neden sizden küçüklerine kaba- nır, böbürlenirsiniz? Siz de bizim Bibi O zanaatinize uygun bir tavır takınsanız; acı söylüyorum diye bana gücenme! Ba kadar za- mandır bu yolun yolculuğunu ettik. Kendimi sana dost santyorum. Bir adamın, dilenciden bile olsa gerçek Bir dostu olmak çok değerli bir ey- dir. Havalar iyi gider de ikindiye ar gündeliğimi o doğrultursam, bir gün sana geleceğim. Merak et- me İş kılığımla gelmem, yabanlık- “rımı giyerim, ulanmazsın! Kal sağlıcakla ademin, i Köşedeki dilenci Aslına uygundur. Kömürleri Çalmışlar! Silâbtarağa fabrikasından çalınan kömürier Haliçle sandalcılık eden Ahmet oğlu Nuri ve Satı oğlu Hüseyin Silâhtarağa daki elektrik fabrikasının o kömürlerini çalmaktan suçlu olaralı, dün, ikinci ceza mahkemesinde muhakeme edilmişlerdir. Dinlenen şahitlerden motorcu Abdul - lah, bunları boş bir sandelin Silâhtara: a deresinde gördüğünü ,oradaki rıhtıma yanaşmış kömür mavnacılarına: “Mavna ya dökülen kömürleri süpürelim mi?,, de- diklerini; onları kömür alarken veya ta- şrken görmediğini söyled. Hâdise zamanında Hasköy polis mer- kezinde bulunan polis Cemal bu işi şöyle anlatir: — Bir gece, sabaha karşı saat dörtte, Karaağaç önünde devriye gezerken, yu- karıdan, Kâğıthane tarafından H ra, feneraiz bir sandabn geldi düm, Düdük çaldım.. “Dut dm.. Aldırış bile eden olma korkutmak için, bir kaç el silâh attım. “Bana mısn?,, bile diyen yok... Düdük çaldım. Bekçileri çağırdım, Sandalı, &a - bilen, gözlerle takip etmelerini söyle - dim, Koyarak Sütlüce İskelesine geldim. Bir balıkçı sandalına etladım. Tâ ortalarında sandalı çevirdim. İçerisi - muznunları işaret ederek - bünlar var. dı. İskeleye yanaşmalarını söyledim ve yanaştırdım.. Sandal içinde, tahminen iki ton kadar toz kömür vardı. Nurile Hü seyini karakola götürdüm. Karakolda yap ! tığunız sorguda, evvelâ: “Elektrik fabri- | kasına kömür taşıyan mavnalardan sü - pürdük.. Bunlar döküntüdür..,, dediler. Sonra, fabrikadan çaldıklarım itiraf etti- ler, Yine kendi sandallarile, bunları, Kâ- ğithaneye götürdük ve jandarınaya teslim ettik. Şirketin kömürü, sahilde, rılıtım üze - rinde, açıkta durmaktadır. Suçlular serbest bırakılmalarını, duruş maya serbest olarak devam edilmesini is- le . emri, Tevkif Gelmiyen öbür şahitlerle bekçi Fevzi- | Bin dinlenmesi için, duruşma, başka gü- ne bırakıldı. “ Dojru yol ,, adlı kitap Tüccardan Bay Ali Ulvinin telif, mat bascı Bürhaneddinin de tabeltiği (Doğ- yu Yol) ismindeki kitabın bazı yerleri dini hissiyatı âlet ederek devlet emniyeti. ni bozucu mahiyette görülmüş; o müellif te matbaacı da ağır ceza mahkemesine verilmişlerdir. Müddei umumi, dün, ağır ceza mah - kemesinde duruşması yapılan maznunla” rın beraetlerini istemiştir. Duruşma, karar verilmesi için başka güne bırakılmıştır. işkence davası Bir cinayetten mazmun olan İsmaili söyletmek için işkence yaptığı idi aleyhine dava açılan Şile jandarma bölük kumandanı Abdürrazzakın muhakemesi, ağır ceza mahkemesinde, dün yapılmış - tır. Dün, bu davaya ait şahitlerle bunlar a rasında müftü Veli ve doktor Necati dim Müddei umumi, İsmaili muayene eden ve: “Beni tazyik ettiler.. Jandarma kara- | kolunda işkence yaptılar... dediği halde müddei umumiliğe haber vermiyen ma - balli belediye doktorumun aleyhinde de bu hareketinden dolayı takibat yapılma. sina östemsiştir. Başka şahitlerin, bunlarla beraber Şila gedek umud Bay Nacinin de Kelle ine müracaat edilmek üzere, - ka güne talik edilmiştir. Bir sahtekârlık davası Vilyam Cokson Perkins Sizorta şirke- tinin Türkiye mümessili tarafından tüc- cardan Agop Abalyan © aleyhine açılan sahtekârlık davasma, ağır ceza mahkeme sinde, dün de devam edilmiştir. Şirket mümessili şunu iddin etmektedir: Agop Abalyan, Vilyam Perkins şirke- tine, Londraya yollayacağı — halıları 14 irmiştir. Marsilya a- vapura yüklenen denklerin içerisinde çul dolu olduğu an - Jaşılmıştır. Aşop Abalyanın iddiasına göre de, va- pura yüklenen eşya çul değil halıdır ve Nalbant zade müessesesinden almıştır. Dünkü celsede, davacı mümessil avu- katlarından Sadi Riza, Nalbant zade mü- esscsesinin 1930 senesine aöt yevmiye def inin saki nl Ellen göre defterlerin celbedi me veye edilmemesi mesine karar vermiş, davayı başka güne beralemıştır. Madenciler birliği yardım istiyor Türkiye Madenciler Birliği krizin Madenciler Birliği bu e vk ie bir vapor haz “lamıştır. ii ğin reis Bay Edip Servet tardinden Ekor oni dürleri ve sair zevat bulunmuştur. MAARIFTE Birinci doktora Imtihaniarı Tıp fakültesi mecl'si talebenin dileğini bakan'ığa bildirdi | Tıp fakültesinde birinci doktura imti- hanında yapılacak değişiklik hakkında fakülte meclisi, bazı mütalexlarla, talebe- lerin dileğini Kültür bakanlığma bildir miştir. Kültür bakanlığı talimatnamede tetkikat yapacak, değişikliğe lüzum olup | olmadığını kararlaştıracaktır. i İstanbu. maarif müdür.üğü | Yeni İstanbul maarif müdürü Bay Meh met Emin pazar günü Ankaradan şehri - mize gelecek ve vazifesine başlayacak - ie. Mualiimlerin muayenesi Muailimlerin sıhhi muayenelerine baş- lanmıştır. Tedrisat senesi sonu olduğu i- çin, izin istiyen muallimlere, imtihanlar dolayısile, mezuniyet verilmiyecektir, 1s- trahata muhtaç muallimler ,yaz tatilinde istirahat edeceklerdir. birliği bir toplantı yaparak haftalık pro- gramı hazırlayacaktır. Maçka tramvay battı mezarlığma kadar noksan olan kısmının yapılmasına devam edilmektedir. Bu hattm en çok 15 mayısa kadar bi- törilmesi dün hükümet & komiserliğince tebliğ edilmiştir. Bu çökü Bir ev çöktü, Enkaz aitından Dün saat 10,50 de benüc anlaşılamıyan bir sebepten dolayı bir ev çökmüştür. En kaz altından üç ağır yaralı ile tane de “e çıkarılmıştır. Hâdise şöyle olmuş e tü faciasında ölenler, yaralananlar, tahki (| ŞEHIR HABERLERİ Seyyah tercümanlarına ehliyet vesikası Dün belediyede imtihanları biten se yyah tercümanlarına ehliyet vesikası ve birer madalya verilmiştir. Dün 60 terc üman vesikasını ve madalyasmı almış - tır. Yeni tercümanlara yeni vazifelerin de muvaffakıyetler temenni edilmiştir. Madalya ve ehliyetnameler verilirken, belediye muavinleri, turizm şubesi mü. VİLAYETTE Memlekete Girecek yazılar Bazı gazetelerin g rme- sıne müsaade edıldı kriri sükün kanunun tatbiki sırasın. da Türkiyeye sokulması yasak edilen ga- zetelerden aşağıda adları yazılı olanların memleketimize © sokulmasına Bakanlar heyetince karar verilmiştir; Türkçe gazeteler: © Yeni gün, Doğru yol, Vahdet, Karagöz. Ermenice gazeteler: Lipana, yaprak Fransızca gazeteler: La Siri, Loriyan, Lezek, Lö Lövan, Eko daleksandret, Couriye de Siri, Arapça gazeteler: Eleyyam, Elkabes, Eliseikli, Elifba, Faddalârap, Naülcezir, Eltekaddüm, Elvakt, (o Elcihad, Elahrar, Elbelâğ. Ayrı ayrı listeler yapı.acak İçeri İşler Bakanlığı valiliklere bir ta- mim yaparak tayinleri merkeze ait olan memurların harcırah almağa müstahak aileleri efradınm harcırah tahkikatına e- saş olmak üzere ayrı ayrı listeler yapı - larak Bakanlığa göndermelerini bildir. miştir. Rusyaya gönderilecek işçiler Sumer Baokın Kayseri il ustabaşı iştir. Rusyaya 60 talebe gönderileceğine rağ men, iki yüzü mütecayiz talipten ancak olaz beşi imtihana sokulmuş ve diğerleri- in evrakı noksan görülmüştür. Yeniden müracaat edenlerin evrakı tetkik edilecek ve muvafık görülenler imtihan edilecek. lerdir. Şam fıstığı ihracatı Gaziayıntap ve civarında bu yıl iki bin ton şam fıstığı miştir. Bu suretle te- min edilen varidat bir milyon liradan faz ladır. Öğrendiğimize göre, Şam fıstığının ildüimi müsait diğer le de yekiş- tirilmesi için muhtelif çi tai bnden fazla aşı gönderilmiştir. e... eameeeaae .. Meseeaeeasana BELEDİYEDE Istanbul Plânı Vekâlet yapan plânı beğenmedi mi? Jüri heyeti Istanbulun plânını Alman imimar Elgöç'e yaptırmağa karar vermiş- ti. Bu karar İç İşler Bakanlığı tarafından tetkik edilmektedir. Öğrendiğimize göre, İç İşler Bakanlığı belediyeden, jüri he - yetinin toplantı zabrtlarını istemiştir. Za bıtlar hazırlanarak Ankaraya götürülmüş tür. Bakanlığın, (Elgöç)e mütemayil ol. duğu tahmin edilmektedir. Terkos şir«eti müdürlüğü Belediye fen üdürü Yusuf Zi » yanın terkos müdürlüğüne tayin edildi- ği yazılmıştı. Bu tayin tasdik edilmek ü- zere bundan bir ay evvel İç İşler bakanlı- ğına gönderilmişti. Fakat henüz müsbet veya menfi bir haber çıkınamıştır. Be ediyede yapı acak tamral Belediye Fen işleri müdürlüğü, bütün şubelerile, eski maarif nezareti binasına taşınacaktır. Binanın Emlâk bankasından 40 bin liraya satım alınması işi bir sn ev- vel bitirilecek, bundan sonra, binada La» # tamirat yapacaktır. Yeni konservatuvar binası Şehzadebaşında plân yaptırılan İkon. servalınar binasının inşasına haziran için de başlanacaktır. Belediyenin, konserva- tuvar: ıslah için Viyanadan getirttiğ: pro fesör Marks ta, binanın plâmını bir İcere tetkik edecektir. IHTİSAS MAHKEMELERİ Şeker kaçakçılığı davası Evvelgi gün 8 inci ihsas mahkeme sinde 225 ton şeker kaçakcılığından mez. nun Kara Bekir ve örkadaşlarmın muha- kemesine ar, 225 ton şeker Bulgarya muhacirleri tarafından şehrimize getirilmiş ve güm- rük resmi verilmeden Kam Bekir ve ar- kadaşlarile uyuşularak İstanbul piyasa #inda sattırılmıştır. Mahkeme şahitlerin hepsini dinlemek imkânı bulamadığın - dan düne talik edilmişti. Dün Kara Be kirin şekerleri sattığı Bay Hayreddinin muhasibi Rıza şahit olarak dinlenmiştir. Muhasip bu şekerlerin piyasa fiyatına 44 kuruştan alındığını ve bu hususta müesse senin kabahati olmadığın — söylemiştir. Mahleme diğer şahitlerin de dinlenmesi için 17 nisan çarşamba gününe talik edil- miştir. Rusça mütercimlik imti- hanına girenler ilana ala 4 18 kişi girdi. Bir kişi alınacaktır. İmti- han kâğıtları tetkik edilmek üzere An- karaya gönderilmiştir. ——— Ihrakiye resmi nazarı dikkatini çekmiştir kat ve ankazın haldırılışı.. yaralanan ve ölenler var! çıkan 4 ölü, 3 yaralı kimlerdir? şaptır. Fakat yıkılması kadar hiç mevzuu bi Halbuki dün saat 10,50 de bütün bina çöküvermiştir. ihtimali şimdiye tse, birdenbire le Hermine va hüviyetleri anlaşılamıyan 65 yaşında bir kadın yine bir genç kadın ile altı aylık bir çocuk cesedi çıkarılmış. bar. Yaralılar Beyoğlunda Zükür hastanesi” ne gönderilmişlerdir. Hafriyat dün de - Memlekette yayılması lâzım gelen bir ekini Patates iğ Türkiye toprakları Türk köylü: sünün bütün yiyeceklerini ve hattâ satabileceklerini bol bol yetiştirir bir kadrettedir. Yani kısa bir tabir: le Türkiye en iyi bir ekim memle > ketidir. Bumun için ulusal saneyie verdiğimiz ehemmiyet kadar ulu” sal eXimi de gözönünde bulundur mak ve her bir karış topraktan en iyi usullerle azami verimi almak lâ zımdır. Bugün öyle ekim işleri vardır hi maalesef Türkiyede icap ettiği ka dar yer bulamamıştır. Bunlardan bir tanesi de patatestir. Patates şimdiki halde yalmz İz * mit ve Adapazarı havalisinde ekil * mektedir. Halbuki yardumuzun bir çok yerleri patates ekimine müsait tir. Değil orta Anadoluda hattâ Çar nakkale civarında bile öyle köyler vardır ki patatesin değil ekimini bilmek, ismini bile işitmemiştir. O- in patates istihlâk eden yer lerde fiyat kilo itibarile sekiz kü ruştan aşağı düşmüyor. Ve patates bir gıda olmaktan ziyade, bir nevi sebze çeşidi halinde kalıyor. * Halbuki eğer biz patates üzerin” de iyi bir şekilde işlesek, bu mad“ de, Türkiyenin umumi bir gıdası © larak her tarafa yayılır ve hattâ ek" mekten daha ucuza mal olur. Avr panın ekser yerlerinde patates ek* meğin yerini tutmuş ve halk bir zamanda bunu yemeğe alışmış” | er. Onun için, Almanyada bugün hilosu 35 kuruşa olan ekmeğin fi * yatından şikâyet eden yoktur. Çün- kü nihayet bütün nişai gıdaları he vi olan patatesin kilosu üç kurut satılmaktadır. Şüphe yok ki eğe” yard dahilinde patates ekimi arta“ cak olursa bunun ekmeğin fi yeliz de tesiri olacak, diler raftan buğday istihsalâtımız vi şekilde biraz vi artacaktır. | unun sebebi şadur Bizde köylü ,her zaman Buğday ekmeğe alışıktır. Tarlalar her sen& sürülür ve her sene buğday. ekilir. Buğday, kökleri toprağın hemen sat hında olan bir nebattır. Ve her sene ayni yere ekildiği ve toprağın sat * hındaki gıdaları aldığı için nihayet bir an gelir ki başak toprakla iste- diği kuvveti bulamaz ve cılız olur. Az taneli olur. Halbuki patates de- reni biz nebattır. Yani kökü Dag ğın derinindedir, ve patatesin raktan alacağı kuvvet daha aşağ dadır. Eğer bu toprağa bir sene po tates bir sene buğday ekilirse her ikisinden de daha çok verim elde toprağın sathı bir sene de içi dinlenmiş olur; fakat maalesef bir çok yerlerde bu yapılmıyor ©€ topraktan azami verim almak mi olamıyor. Eskiden Avrupanın şimal ve or- ta kısımlarında da ahalinin yegâne gıdası buğday, cenubunda mısırdt. Patates bilinmiyordu. Çünkü yok” tu, Fakat Parmentier inde bir duğu gıdaları gördü. Tohamlarınt memleketine getirerek üretti ve AV rupalılar ancak on sekizinci asrı sonlarına doğru patatesi im ve yemeğ dar, lerin TL e eek D i teşkil ediyorsa Avı ahalisinin ekseriyeti de kendilerini patatesl& besleri” : Bu eh erler öğle zeri * yatına yukarıda söylediğimiz 88 “ beplerden dolayı zararı yok, fayda- sı vardır. Onun için biz de patetes zeriyatını yalnız Adapazarı ve valisindeki mahdut dairden gi Mümtaz FAİK Avrupaya tahsile gön- derilecek ta'eb? Ticaret ve sanayi odası tarafmdan Av“ rupaya tahsile gönderilen | talcbelerdet tanhhütname alınması ve tahsilden dön dükten sonra kazançların yüzde 10 vur nu ödemeleri hakkımda yeni bir kurar mştar Oda meclisi sön toplantısında bu mex seleyi görüsmüştür. İdare heyetinin tek ifimi meva gören meclis, kararı bundan evvel oda namına tahsile el eki : İenekakinilinm. » isi SEİEİĞMEK. << ğe pa