uUusmanıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu Listenin neşrine devam ediyoruz 1 — Öz türkçe köklerden gelen sözlerin karşısına (T. Kö.) belde- ği (alâmeti) konmuştur. Bunların her biri hakkında sıras ile uzman- Tarımızın (mütehassıs) yazılarını gazetelere vereceği: 2 — Yeni konan karşılıkların iyi ayırd edilmesi için, gereğine gö- re fransızcaları yazılmış, ayrıca örnekler de konulmuştur. 3 — Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenmi, e kullanılan şekilleri alınmıştır: Aslı ak olan hak, aslı üğüm olan hüküm, #ürkçe “çek,, kökünden gelen şekil gibi. Ebeveyn — Ana baba Örnek; Ebeveyne hürmet RE MENE > A babaya saygı Ecdad — Dedeler rnek: Ecdadımızdan kalan eserler— Dedelerimizden kalan izerler. Ecil — Için, sebeb Örnek; Bu ecilden — Bunun için. Ecir (Bak: ücret) Eclâf — Ayak takımı, baldırı çıplaklar Ecnebi — Yaduyru — (Pr.) Sujet ötran- yer, Örnek: İstanbuldaki lar — Les sujets ötrangers A ul Eda — Ton (T, Kö.) Örnek: Söyleyişindeki özgül ton onu öteki sözmenlerden ayırıyor — Söyle- yişindeki asli (original) eda, onu di- ğer nutuklardan ayırıyor. Eda (Şive, cilve anlamına) — Baylan — (Eir.) Grüce, charme. Edalı — Baylan — (Fr) (o Gracicux, cbarmant Örnek: Kadah edalı © yürüyordu — öaylan baylan yürüyordu Eva ötmek — Odemek. “rnek: Edayı deyin etmek istiyordu — Borcunu ödemek istiyordu. Eveb — Edeb köme (Bak; delil) —Kanetlar Wnek: Dâvâsını edillesiyle izah etti — Dilevini kanıtlariyle açımladı. Edib — Yazman Örnek: Büyük Türk edibi — Büyük Türk yazmanı Efkâr umumiye — Opinion publigue emek: Bir memleket eikârı umumi- yesini / gazetelerinde görebiliriz Bir ülkenin kamusaldüşününü gaze - Geneloy Sar'da yapılan reyi öm — --ua yapılan geneloy. Efrad — Ornek: Bölüğe yeni gelen eirad — Bölüğe yeni gelen erat, - diraa — Ornek: Alemefrâzi isyan — Azı bay- rağını kaldıran. - efruz — Parlatan, aydınlatan, tutuştu- var Örnek: Dilefrüz - Gönül aydınla - tan, gönül tutuşturan, Efsâne — Masal Efsun — Afsun Grnek: Bu asırda efsuna kim inanır? — Bu asırda afsuna kim inanır? Efsus — Yazık Örnek: Efsus, sadhezâr efsus! — Ya şün çan. Etrafa ziya efşân olmakta — Her ya na ışık $ * dizi — .urtıran, çoğaltan Ornek: Meserret efzâ — Sevinç arttı- ran, (çoğaltan). Efzâyi, — Artma, Efzün — Çok, artık, yukarı Örnek; Sinni 25 ten dün, 35 ten efzün olmıyanlar — Yaşı 25 ten aşağı, 35 ten yukarı olmıyanlar. Ehadiyet — o.rlik Ehali, Ahali — Elgün Örmek: Ehaliye karşı — Elgüne karşı Ebmmiyet — Onem — (Pr.) Impor - tance Ornek: Bu işin ehemmiyetini anlama- lıdir —Bu işin önemini anlamalıdır. Ehemmiyetli (mühim) — Onemli — Gr.) important Ornek: Bu ehemmiyçili Gikirleri ik önce ondan işittim — Bu önemli dü şinceleri ilk önce ondan işittim. ihemmiyet vermek — önem vermek (Br.) Attacher do Vimportance, donner de Vimportance Ornek; Sözlerine ehemmiyet verme - diler — Sözlerine önem (vermediler, sözlerini önemediler. Ehli — Evcil Grnek: Ehli hayvanlar — Evcil hay- yanlar, Ehlileştirmek — Evcilleştirmek Ornek: Yırtıcı il lar. Ehli vukuf, ehli hira — Ayırtman Örnek; Ehli yukulun verdiği raporda - Ayırtmanların verdiği raporda. Ehliyet — Erdik Örnek: Ehliyetsiz adamlara iş verme- melidir — Erdiksiz adamları iş ver - memelidir. Ehven — Ucuz Örnek: Bunun fiatın: ehven bulmadı. nız mı? — Bunun pahasını ucuz bul adınız mi ? Eizze (Bak; aziz) — Erenler Ekâbir — Büyükler Örnek: Ekâbiri Kureyş — Kureyş bü; Ekal — En az, en aşağı Ornek; Ekalli mücazat — Cezaların enaz Ekalli öç saatte oraya vâsıl olabilir, ondan evvel gidemez — Enaz üç sa -| atte oraya varabilir, andan önce gide- | per evlâtların iyet — Azmlk — (Fr.) Minorite Ornek: Kamutayda azınlık partileri yoktur, bağınsız saylavlarımız vardır — Büyük Millet Meclisinde akalliyet hırkaları yoktur, müstakil mebusları - mız vardır — İl n'y a pas de partie de minorit& â la Chambre, mais il existe des indöpendants. Ekseriya — Çoğum, çok vakit, çokluk (Bak: alelekser) Ornek: Ekseriya işine vaktinde gel - mez — Çoğun işine vaktinde gelmez. Ekseriya onu çalışırken görürdüm — Çok vakit onu çalışırken görürdüm. Ekseriyet — Çoğunluk — (Fr.) Majo - rite Ornek: Onergeniz çoğunlukla kabul olunmuştur — Teklifiniz büyük bir ek seriyetle kabul olunmuştur — Votre proposition est acceptde A une grande majoritE Eksibe — Kumul Ekanimi selâse — Uç örkümler Örnek: Ekanimi selâse, hristiyanlık itikatlarının esasıdır — Uç, örküm er, haristiyanlık inanlarının temeli - dir, Ekber — Ulu Ekül — Obur Elan — Daha, benüz Örnek: gönderdiğim adam el'an gel - medi — Gönderdiğim adam daha (he Büz) gelmedi istiki — Esmek — (Pr.) Elastigoc Grnek: Elastiki cisimler — izsnek ci simler, Elistikiyet — Esneklik — (Fr.) Elasti cit Örnek: Bu cismin elâstikiyeti azalmış — Bu cismin esnekliği azalmış. Elbet, elbette — Keski.. olarak, üzkes Örnek: Elbet (elbette) onun dediği o lacak — v4ses vuun dediği olacak, Elbise — Giyim, uruba Örnek; Kipselerini çıkardı — Giyim- lerini çıkardı. Kibise dolabı — Uruba dolabı Elba — Doğrusu rnek: Elhak, sesi pek güzeldi — Doğrusu, vesi pek güzeldi. âletü hözihi — Bugün, bugunkü gün de, şimdi, Ornek: Eihületü bâzihi Orta Asya'da Şamanlığa itikad eden Türkler var di günde, Orta Asya'da pamanlış.. Türkler vardır. Elhâsıl o Sözün kısası “rnek: —..asıl, bu gidiş o. sy felâke- tini hazırlamaktıdır — Sözün kısası, bu gidiş onun felâketini bazırlamak- tadır. Elyevm — Buzum, şimdi Ornek: Eiyevm Konya” mukim — Bugün Konyada oturan Em'a — vagırsaklar — (Fr.) Entrajlles, intestins, Ornek: Em'ada görülen emraz — Ba- Bırsakta görülen hastalıklar . Em ai galiza — Kalın bağırınklar Em'ai rakika — Ince bağırsaklar Eman — Aman Emanet — İnam Örnek: Allaha emanet — inam! Emanet etmek — anamlamak Ürnek: bu parayı ona emanet — Bu parayı ona inamladım. Emancten — Inamlema Ornek; Iç Bakanlığı Ankaradaki son karakolları inamlama yaptırmıştır. Ihale — Usterme Örnek; ihalesi el'an yapılamadı — Us- termesi henüz yapılamadı ihaleten — Usterleme Örnek: Bu iş, ihâleten yaptırılacak — Bu iş üüsterleme yaptırılacak. Ihale etmek — Ustermek Ornek: Alım satım komisyonu bunu size ihale etti — Alım satım komisyo- nu bunu size Gsterdi. Mütenhhit — Ustenci Ornek: Müteahhit Bay Hasan Gülte- kin — Ustenci Bay Hasan Gültekin. Taahhüd etmek (iltizam) — Üstenmek * Bu işi taahhüd edemedi — Bu üstenemedi. Emâre — Imge, ipucu — (Fr.) Indice Ornek: Yaptığı taharriyat neticesin - de ancak küçük bir emare bulabildi — Yaptığı araştırma sonucunda ancak küçük bir imge bulabildi. Polisler bir emare bulmak için çok ça- lıştılar — Polisler bir ipucu bulmak İ- çin çok çalıştılar. Emaret — il Ornek; Selçuk imparatorluğu, on bir emarete bölündü — Selçuk impara - torluğu, on bir beyliğe bölündü. İsfendiyar emiri kötürüm Beyazıd Ti- mura iltica ei — İsfendiyar beyi kötürüm Beyazıd Timura sığındı. Emir — Bey Tanrıya ettim Emel — Umay Örnek: Emelsiz gönül, güneşsiz göke benzer — Umaysız gönül, güneşsiz göke benzer. Emin (mutemed) — İnal Örnek: O: benim cızinitndir; ona iti mad edebilirsiniz — O benim inahım - &r; ona güvenebilirsiniz | va tefevvukunu kabul etmiyecektir." ——————- Emlâk (mülk) — Oze'ge — (Pr.) Prop- riğtâ Mülkiyet hakkı — Ozelgelik hakkı — (Er) Deoit de propri's& Örnek: Demokraside mülkiyet hakkı isamımışır Demokraside özelgelik hokku tarım i.iğter gsavadaii BaHıarasılı- da müzakereler sahitede) ir John Simon, fazla lemekten imtina etmiştir. rın bu cevabını derhal ele Çörçil, meselenin kil Mac Donaldın roznamenin çok yük lü olduğunu, ve bu yüzden yeni bir münakaşa açılmıyacağını söylemesi ü- zerine Bay Çörçil, Hariciye nazırı ta rafından vâki olan beyanatın, şimdiye kadar hükümetçe vâki beyanat ile bi- ribirini tutmadığını ihtar etmiştir. Mesai fırkası mensuplarmdan Bay Lansbury, Bay Çörçilin dileğine işti - rak etmiş, fakat Başvekil keyfiyeti ile ride derpiş edeceğini ve maamafih bu hususta biç bir vaidde bulunamıyaca- ğını söylemekle iktifa etmiştir. Sir John Simonun ifadesile ondan evveli bir şey söy - Lüki mevzuu Tahsederken, Ray ilkkânun 934 te, Bay Bald olan beyanatına işaret etmi Baldvin o zaman: — Alma, giltere ile mez. Ve İngiliz hükümeti, hiç bir va kit Almanyanın İngilter » üzerine hi demişti. Almanyanın tayyareleri BERLİN, (A.A. dirdiğine göre, Alman hava mahafi de geçen hafta Almanyanın 1800 harb ve bombardıman tayyaresi bulunduğu söyleniyordu. Fransa askerlerini terhis etmiyor PARIS, 4 (A.A.) — Milli müda - fan encümeni azaları, Harbiye nazır. lerle v melerine dair hiç bir şey ifşa iş olmakla be - raber, bazi gazeteler, yüksek askeri şuranın, nisanda terhis edilecek ofra- dı temmuza kadar silâh altında tat - mek teklifinde bulunacağını tahmin e- diyorlar. Emniyet (âsâyiş anlamma) — Güvenlik (Fr.) Söcurite Örnek: Vatanımızın harici ve dahili emniyetini ordumuza medyunuz — Yurdumuzun dışsal ve içsel güvenliği- ni ordumuza borçluyuz. Eaniyeti umumiye — Genel güvenlik Ademi emniyet — Güvensizlik, yâdgü- ven — (Pr.) İnsecurite Örnek: Ademi emniyet içinde kalan bir memlekette huzur ve âsâyiş bulu - namaz — Güvensizlik içinde kalan bir ülkede baysallık bulunamaz. Emniyet (İtimad anlamına) — İnan — (Fr.) Confiance Emniyet etmek — İnanmak, güvenmek > <> Confier Ornek: Bu adama iş inanılmaz — Ön ne peüt pas Tui confier une affâird, Çocuğu kana inanıyorum — Je &€ tön- He cet enkant. ş Bu adama güvenemiyorum — Je ne puis pas avoir de confiance â cet homme, Emr — Emir (T. Kö.) — (Fr.) Ordre Emirname (Bak: ferman) — Bayrultu Örnek: Gönderilen emirnamede “yeni vazifesi ayrıca aikredilmişti — Gönde- rilen buyrultuda yeni ödevi ayrıca ya- zılmıştı, Emsal — Eş, eşler. Örnek: Emsaligörülmedik bir cesaret- Je düşman üzerime atıldı — Eşi görül- dik bir yiğitikle düşman üzerine &- telde. Misil — Kat, eş Örnek: Misil ve menendi bulunmayan bir adamdı — Eşi ve benzeri bulunmi- rm isli on beş eder — Beşi katı on beş eder. yi Üç kat ceza — Üç misli ceza Nazir (misil, mesi) — Eş — Benzeş Müsabl rnek: Aynını bulamayınca müşabihi- Örnek ile oğul arasında büyük | bir müşabehet var — Baba ile oğul - resmda büyük bir benzeşlik var, ih — Benzer Örnek: Kudema, maşukalarının kaddi ni serve teşbih ederlerdi — E gililerinin boyunu Serviye benzetirler- Gi Taklid — Benzet Örnek: Maymünların taklid hastası hayvanatı saireye fziktir — Maymun. larm benzet özgülüğü Bbür hayvanlar- dan üstündür. Taklid etmek — Benzetlemek Örnek : Çocuklar, büyükleri taklid eder Çocuklar, büyükleri benzetler. Örnek: O, mukallidin biridir — benzetiçinin biridir. Emtia — Mal — (Fr.) Marchandise Örnek: Avrupadan gelen emtia arasın- yl — Avrapadan gelen mallar arasın- Emvâli menkule — Taşıtlı mallar —| (Pr.) Biens mobiliere Örnek: Tekmil emvali menkulesini Hi mayei Etfal “Cemiyetine verdi — Bü- tün taşıtı malların Çocuk Esirgeme kurumuna verdi Emvâli gayri menkule — Taşıtsız mal - lar — (Fr.) Biens immobiliers Örnek: Emvali gayrimenkülesinin kıy meti, emvali mepkulesininkinden daha çoktu — Taşıtsız mallarının değeri, ta- şıtl mallarnınkinden dalın çoktu Nakletmek — Taşımak, anlatmak—(Fr.) Transporter Örnek: Bu kocaman taşı oradan bura- ya nakletmek için iki manda kâfide- ğildir — Bu kocaman taşı oradan bu- raya taşımak için iki manda yetmez. Bu masalı bana snne annem nâklet - işti — Bu masalı bana anne annem anlatmıştı, MUSKUYVA, DCFUNDN VC vVarşuvdanNı MUR” lai nazarları bir birine hiç uymayor (Başı 1 inci sabifede) nın istişari andlaşma hakkında ileriye sürülen yegâne teklifi, nazarı alamazdı. Bay Eden, bugün, Moskova, Ber - lin ve Varşova mekiai azarlarını te- lif etmekteki müşki bilmektedir. Kezalik, Varşovada şunu da öğ miştir ki; emniyeti tanzim maksadını güden Avrupai bir proje, muvaffakı - yetle neticelenebilmek için, İngiltere- nin de filen işti len emin bulun - malıdır. Şark andlaşması meselesinde Polonya noktai nazarının Almanyanın vaziyetine katiyen Avrupa arazi statükosunun ruha zası meselesinde, Polonyanın va: hakkındaki bazı şüpheleri dağıtmağa çalışmışlardır. ç Diğer taraftan bunlar, İngilterenin şarki Avrupanın emniyet meselesile alâkadar bulunduğunu ve bu mta - kaya yarayacak bir formül bulmaktan ümidini kesmediğini de öğrenmişler - dir. Fazla olurat, Varşova mahafili, İn gilterenin eskisinden ziyade Rusya ile alâkadar olduğunu ve nihayeticabı tak dirinde, emelleri şüphe götürmiyen devletler lehine teraziyi 'meyletlirmekten çekinmiysceğini hisset- mişlerdir. Siresa konfeyansından ümit yok LONDRA, 4 (A.A) — Renter A jansı bildiriyor: Bay Edenin Mosko- va, Varşova ve Prağa yaptığı ziyaret ler hakkımda raporunu dinlemek üze- re kabine cuma günü bususi bir top- lantı yapacaktır. Stresa konferansına İngiliz murahhas tayin edilen Bay Saymen ve Eden önümüzdeki hafta- nın başımda hareket edeceklerdir Bay Makdonald'ın Stresa konforansından mühim bir şey katiyen beklenmiyor. Çünkü Stresa konuşmaları Bay Saymen ve Bay Edenin yaptıkları ziyaretlerin tabii bir neticesi olarak kalacaktır. A- sıl uluslar kurumu konseyinin 15 Ni - sanda yapacağı toplantıya büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Almanya nasıl uzlaşabilir VARŞOVA, 4 (A. Polskanın Berlinden aldı e öre aşağıdaki çerçeve içinde bir w2- iaşmü bale derpiş edilmektedir. 1 — Almanların hukuk müsavatına muhalif olmıyacak ve bütün Avrupa- ya şamil bulunan bir silâh mukavele- si akti. 2 — Tecavüz etmemek, diğer devlet lerin dahili işlerine müdahale etmemek ve mütecaviğe yardımda bulanmamak taahhütlerini ve bir istişare üsulünü ihtiva edecek olan bir şark sndlaşma- saman ii düskeleyi tarif ve redde'len bir Tuna akdi. 4 — Garb Avrupası hakkında bir hava mukavelesinin imzası. Almanya, uluslar kurumu nizamna- mesi sulh muahedelerinden ayrıldığı takdirde Cenevreye avdet etmeğe ha- zırdır. Bay Eden Prağdan hareket etti PRAĞ, 4 (A.A.) — Bay Eden bu- gün saat 13,20 de tayyare ile Prâğ - dan hareket etmiştir. Bay Eden ile B. Benes arasında saat 10 dan biraz ev - vel başlıyan müzakereler ö ru bitmiştir. Bu müzakerel: terenin Prağ orta elçisi Bay Eddison ile Çekoslovakyanın Londra orta elçisi Bay Jon Mesaryk de hazır bulunmuş” lardır. Tebliğ Müzakerelerin hitamında aşağıdaki tebliğ neşrolunmuştur İngiliz Bakanı Bay Eden bu sabah Prağ,a gelmiştir. Dışarı işleri bakan - ında yapılan konuşmalar Bay Eden ile doktor Benes, 3 Mart 1935 tarihli Londra tebliğinin ihtiva ettiği bütün hususat hakkında samimi ve dostça noktai nazar teatilerinde bulunmuşlar dır. Bay Benes, Prağı ziyaretinden ve diğer hükümet merkezlerine yaptığı seyahatler hakkında verdiği izahattan dolayı Bay Edene teşekkür etmiş ve Çekoslovakyanın solh siyasetini uzum uzadıya anlatmıştır. İki memleket bakanları, İngiltere ve Çekoslovakyanın genel sulhün mu- b siyasalarının hedefleri hakkında tat bir mutabakat olduğunu görmüşlerdir. Bay Macdonald nereye gidecek LONDRA, 4 (A. — Resmi ma- hafil, Bay Macdonald'ın Cenevreye veya Siresaya gitmesi hakkında henüz hiç bir karar verilmemiş olduğunu bil diriyorlar. Başbakan hâdiselerin inki afına ve icaplarına göre ya üç taraflı Lonlerune için Italyaya veyahut ulus- lar derneği konseyi için İsviçreye gi- dece Bay Macdonald nereye gidecek? LONDRA, 4 (A.A.) — Daily He- rald gazetesinin bildirdiğine göre, baş- bakan Bay Mac Donld Cenevreye gi- derek uluslar kurumu konseyinin fevka- lâde toplantısında bulunacaktır. Londrada LONDRA, 4 (A.A.) — Bay Eden seyahati esnasında her gün Londra ie temasta bulunmuş olmakla beraber İn- giliz sıyasasının istikameti — hakkımda henüz hiç bir karar verilmemiştir. Bumun için Edenin Moskova, Var- şova ve Pragda — edindiği | intibaları hükümete bildirmesini beklemek lâztrn- dir. Bay Benes'in nutku PARG, 4 (A.A.) — Çekoslovak hükümetinin, misafir İngiliz bakanı şe- refine verdiği bir öğle siyafetinde, dı - şarı işleri bakanı Bay Benes bir nutuk irat ederek ezcümle demiştir ki: irat hazırdaki sıyasası ve istikbal için olan emelleri itibarile Çekoslovakyaya orta Avrapada hakiki bir vazife terettüp ci- mektedir. Çekoslovakyanın dışarı sıya- #ası, ulusların Avrupada barış ve wlus- lar derneğinde uzlaşma maksadile teş- riki mesaiye çalışan herkesin emrine amade bulunmaktadır.,, Kolonyada KOLONYA, 4 A.A. — Bay Eden, fena hava içinde bir seyahatten sonra, ceği ümüt edilmektedir. » Alman gazetesi ne diyor? BERLİN, 4 (A.A) — Doyçe Ak Eden 'in seyahati etrafında İngiliz Fransız ve Alman gazetelerinin mütaleaları LONDRA, 4 A.A, — Taymis gaze- i, durumun. muştur. Çünkü Bay Hitler iki taraflı an laşmalar akdine hazırdır ve bu ayrı ayrı andlaşmaların genel bir mukavele balin- de toplanmasına ve bu genel mukavele ile bunu imza eden bütün devletlerin mü tecavize mali, ekonomik ve askeri yar. *. giye kadar çek İml edilmi. miştir, Böyle bir sistem, mütecavizi ya- payalnız bırakacaktır. Böyle bir sistem, Cenevre ayni zaman, sna mü vafık bulünaenk ve ittifakları ortadan gâyret sarfetmiye in bir temel teşkil edecektir. Ingiliz ba - kanlarının yaptıkları ziyaretler, bütün An tamamen syrı bir sistemin tamamen kallkti bir sinem il sekeri tüifeklr sistemi arasındaki farkı da meydana çi- Karmuştar. Bu karşıdan kallakilf bir'en recek olan bir mukaveleye doğru git - Bay Sönen ile mülikat oanaşında B. Hitlerin yaptığı beyanattaki müsbet tek itibarile, ine den hiç bir yeni netice çıkmadığı mütale asındadırlar, Lâkin her şeye rağmen bazı gazete- ler, Polonyanın biraz kendine gelebile - ceğini ümit etmek istiyorlar, Petit Parisien: i — Bay Bek ile mareşal Pilsudekeinin, kati surette: (Olmaz,) demediklerini tes lim etmeliyiz.,, dedikten sonra, Bay La- | orada kendisini, Almanyaya karşı ingutz Sıyasusı 7 (Bişi 1 inci sayfada) | mahafil, İngiltere siyasasnın temayül. lerini şu suretle tasrih etmişlerdir: I — Şark andlaşması hususunda, İngiltere şarkta hiç bir taahhüd altı - na girmiyecektir. Mütecavizin tarifini de ihtiva edecek bir şark andlaşması - nın akdi suretile emniyeilerimin istik- rarını temin eylemek, alâkad. si İekelare aa İle şi apn Kanun la beraber, bu tarife iştirâk etmiyecek: tir . Maamafih umumun emniyetini se manen müzaherelten geri durmıya caktı 2 Ingiltere, Avrupa. adesi maksadile Almanya ile diğer dev İetler arasında Stresa'da, tavassatuna devam edecektir. Bilhassa, İngiltere, yı ahval sıta umum emmi, tin tanzimine iştirak ettirmeğe me - mur bir mutavassıt addeyliyecektir. İngiliz hükümeti, Almanyayı müs- temirren haberdar etmeksizin, onun ha ricinde itilâflar müzakere edilebilme- sini tasavvur edememektedir. Alman yanm Avrupa müvazenesinden haric tutulduğu hissini hasıl etmemesi lâzım dır ki, diğer devletler tarafından sar» fedilen sullcuyane gayretlere iştirak için bu kabil müzakerelerin vereceği her fırsattan istifade edebilsin. Bu, demek oluyor ki, popole d'İtalia gaze tesinde, evvelki gün ve St resa konferansının birtakım sarih ih - timaller karşısında müşterek bir hat- tı hareket- tayin etmesi lâzım gelece- ğini iddia eden noktai nazara İngilte rede iştirâk eden yoktur 3 — İngiliz diplomasi mahafili, Fra. sa, ingilisre ve İtalyan ans - rumuna verilecek ve konsey tarafın - dan bilâ münakaşa kabulü muhtemel olan beyannamenin münderecatı hu « susunda, bu aym 15 inden evvel uzlaş in bulunmalarını temenni etmekte - Bu beyanname, Berlin ile müzake- rata devam için kapıyı açık bırakma- Mıdır. Belki, bu beyannameye, icabı ha linde sulhün muhafazası maksadilo müştereken hareket edebilmek üzere bir istişare taahhüdü ilâvesi de kabul edilecektir İngiltere ile Ticaretimiz ter, Fransız süiniyeti, halk ve arazinin fi- K bir tarzda himayesini istilzam etmek suretile, Almanların meşru emniyet »- zularımı, takviye etmektedir. Almanya, nahoş tecrübelerden ders almak hakkını haizdir. Yabanerlar, Almanyanm her ted birini bir tehdit veya tecavüzü bir make