p Pp a. pa Otodaki battaniye Bir lâtife yapalım: İstanbulda isik makam sahi- bi olan bir zatın otomobilinden battaniyesini çalmışlar. Gazeteler- de okumuşsunuzdur: Bir (küstah) makamın kapısı önünde yatan oto mobilden battaniyeyi aşırmış; hır- sızı şiddetle aramakta imişler. Bu yüksek makam sahibi olan sayın zat herkes gibi soğuktan ve ayaklarının üşümesinden korkar; (Ben de korkarım). Onun için a rabasının içinde ayakları üşümesin diye bir pösteki ve dizleri üşüme - sin diye de bir battaniye vardır. İşte küstah hırsızın kimse gör - meden aşırdığı battaniye budur. Bu zata battaniyenin çalındığı- mı söyledikleri zaman ilk sözü şu olmuş: — Posta dokunmadılar ya?! Ve dokunulmadığını öğrenince geniş bir nefes almış. Anaforculara ikram Bir iâtife daha: Dün bana adalarda oturan ve çok tanıdığı olan bir dostam gel - di. Gazetelerdeki hafta sonunda va pur biletlerinde yapılan yüzde elli tenzilâtı göstererek, — Monşer, dedi. Bu anaforcu - Vara ikram... — Niçin? — Çünkü kendi hesabına bir ©- tele gidip hafta tatilini geçirecek olan adam cebine bu iş için beş on ira koymuştur. 18 kuruş bilet farkını düşünmez bile! Bundan asıl kâr edecekler, son vapurla bizim gibilere misafir ge- len ve çoluk çocuğu gece yarısı ka- saba göndertip gizli kapıyı açtır - tarak pirzola tedarikine mecbur bırakan, altımızdaki şiltelerden birini eksilten anaforculardır. Böy leleri, düşecek yer aradıkları için 18 kuruşluk fark bunların ticareti- ne daha fazla küşayiş verecektir. Böyle hafta sonunda bana gelir di- ye korktuğum adamlar vardır. Şim di bu tehlike daha artıyor demek- tir, doğrusu tasalanıyorum. Bu ik- ram kimseye değil, bu anaforcula- ra yarayacak B, FELEK Çocukların tatilinden bahseden mektup sahibi zata: İmzanızı okuyamadım amma JA güzel mektubunuzu zevkle 0- adam. Yakında güzel fikirlerini. zi ortaya atacağım. Saygılarım. B.F. a Posta umum müdürlüğü- nün bir kararı Posih ve telgraf uzum müdürlüğü, gazelleri önlerler bkm e kalarından da zarfı açık veya kapalı ok ik aynen mektup ücreti alınmasını Bu karar bir çok çocukların ve ço- cuk velilerinin, gazete okuyucularının , Gazetelerin tertip etikleri bilmece- lerin öğretici ve terbiyevi © mahiyeti yardır. Bu bilmecelerin gazetelere gön- derilen hal suretleri is6 hiç bir zaman umum müdürlü; kâyet oden bir çok mektuplar alıyoruz. Bu mektuplarda kararm geri âln - ması istenmektedir. &iş Bankasından alman cetveldir) 4 NİSAN 935 AKjJAM rIYATLARI İSTİKRAZLAR TAHVİLAT İetikrazı dahili 9725 M3 Er, Rahim ye “9 1059 50,98 030 arkanı Nama 10 Hamiline | 1015 s5 1550 ÇEK F YATLARI 120550 —— Badapeste Büker. Viz (Satış) MAnKEMELERDE Maymuncuk İş görmüyor mu? Çukur bostanda bir kadının ev.ne girerken Lütfi isminde birisi Bayan Vasfi - yenin Çukurboslandaki evine maymun cuk uydururken komşu fından görülmüş , kadınla; hırsızlığa teşebbüs suçundan üçüncü ceza mahkemesine verilmiştir. Dün du ruşması yapılan Lütfi, müdafaasını söyle yapmıştır. — Bayan Vasfiye ile uzun zaman- dan beri tanışırdım. O gün de, herza- manki gibi ziyaret etmek üzere evine gittim. Bu evin bahçe kapısı, üzerin - deki ip çekilerek açılır. Ipi çektim... Bahçeye girdim. Tam bu sırada, et - raftan, kadınlar bağırışmaya başladı. lar. Ben de korktum, kaçıyordum; ka- çarken yakalandım. Bu maymuncuğun da nereden çıktığını bilmiyorum. Za - ten, bu maymuncuk, hiç bir kapıyı aç mağa elverişli değildir. Tecrübe edile- bilir. Buna karşı, Bayan Vasfiye de, Lüt- fiyi hiç tanımadığını söylemiştir. Maz nunun suçu şahidlerin ifadelevile de âabit olduğundan bir sene hapsine ka rar verilmiştir Bodosakinin davası Bodosaki, evinin bahçesine bir dı- var yaptırmıştır. Drvar, komşulardan Istavri ve Yorginin evlerinin nezâreti- «4 olacak ki, iki komşu, Bo - ile bi atışmışlar ve bu sıra- da: (Bu duvar senin mezarın olacak!) demişler... Bodosaki, bu sözü söyle - mekle komşularının kendisini tehdit ettiklerine kani olmuş ve aleyhlerine, üçüncü ceza mahkemesinde bir tehdit davası açmıştır. Bundan sonra, Bodosaki, açtı vadan vazgeçtiğine dair, komşularına söz vermiş ve hattâ bir de kâğıt imza» lamıştır. Dün yapılan duruşmada, da» vaçı, davasından vazgeçmediğini söyle- miş, devam edilme: rarla istemiş- $ir. Bunun üzerine davanm devamına karar verilmiş ve şahid çağırılması için | başka güne bırakılmıştır. İntihal var mı? Müsllif Bedros Zeki ve kütüpha - meci Parsih tarafından, Kemal ve matbaacı Herkoviç aleyhine bir ini verilmek üzere, düne bırakılmıştı. Da- van esası şuydu: Bedros Zekinin te- Mif ettiği ve Parsihin bastırdığı fran- sızcadan türkçeye münimini lügat, da- vacıların iddiasma göre, Kemal tara - fından intihal edilmiş; Herkoviç'in mat de, mevzuu bahis lügat, minimini lü - gatten intihal edilerek değil, telif su- retile hazırlanmış ve basılmıştır. Dün beklenen karar, suçlu vekili mahkemede hazır bulunmadığı için tef him edilememiş, başka güne talik edil miştir. Bir kumaş kaçakçılığı Dün sekizinci ihtisas mahkemesin de, kaçak kumaş © getirmekten suçlu Jotj Bertu ve terzi Ölivyenin duruş ması yapılmıştır. Iş Bankasının kumbara ikrami- yesini kazanan genç le Ankarada Noter huzurunda icra edil- diğini, bu keşidede 1000. liralık birin- i mükâfatı İş Bankasının Galata Şu- besinde 22990 No. İı kumbara sahib Bay Ahmed Raifin kazandığını yaz- mıştık. Bay Ahmed Raif 30 yaşında bir gençtir. Cibali Tütün Fabrikasın. da makine ressamıdır. Robert Kallej- den mezundur Bay Ahmet Raif bir buçuk iki sene PLATE we Feci D.kkatsiz'ik Bir amele dört parmağını makinaya kaptırdı Hösnünân Tuğla harmanında maki - nist Rıza çalıştığı mskinede sağ elinin dörtparmağını makineye kaptırmış - ter. Kıza baygın bir halde Cerrahpaşa hastahanesine gönderilmiş ve yatırıl. miştar. Dükkâna giren hırsız Galatada Mumhane caddesinde 175 dükknda arpa satı pan Niyazinin dükkünından acmak suretile 10 bira çalan sabı'calı Niko yakalanmıştır. İ Tramvaya asılan çocuk Beyoğlunda Gülbahçe fırını altın da çalışan İZ yaşlarında Mehmet is - mindeki çocuk İstiklâl caddesinden tramvaya asık gittiği sırada müvaze- nesini kaybederek yere düşmüş, mulh- telif yerlerinden yuralanmıştır. Esra: k çınçuarı yakalandı Gümrük mubafaza meraurları, Bo- inada wmuryeri sahillerinde o midiye meydana çıkarımışlardır. İ — Esrar müsadere edilmiş, o sandalda bulunan Kavakiı Fevzi, Kâzım ve ba - Heşı Hakkı tahkikat evraklarile birlik- si müddeiurnimili Sulh ceza mahkemesinde başlanan | bu daha ihtisas mah'ewesine devredil. | mişti, Vak'a şudur : Jorj Bertu şark ekspres kondüktör- İerindendir. İstanbula | gelirken, bazı yünlü ve ipekli Fransız kumaşları getir- miş, vagondan alıp çıkaıken yakalan - Sulh ceza mahkemesi tarafından ya- pılan ilk muheakemede suçunu itiraf et miz ve tevkif edilmişti, Bertu kumaşları burada terzi Oliv- yeye verilmek üzere getirdiğini söyle - miştir. Bunun üzerine Olivyenin «vat de arama yapılmış ve kendisi de suçlu olarak dün mahkemeye getirilm Jorj Bortu ve | Olivye tükçe dikleri için sorguda bir tercüman bulun- muştur . Bertu diyor k — Bana bu kumaşları Pariste tanı madığım bir şahıs verdi ve Istanbulda terzi Olivyeye vermemi söyledi. Ben de bu işte bir bahşiş alacağım ümidile bu suçu işledim. Bu kumaşları İstan - bala bu şekilde getirmek yasak oldu - ğunu bilmiyordum. Fakat bu kadar © hemeniyetle tahip edildiğini zannetmi- Y ordum. Kumaşları getirdiğimi haber vermek için Ölivyenin evine gittim. Kendisine böyle bir mal getirdiğimi | söylediğim zaman: (Ben korkarun, me yaparsan yap. Bence Fransaya © götürsen de, mesele yoktur) dedi Olivyeyi geçen senedenberi tanırım, bir kere de kendisine sel de nichy getir- migtim. Madam bunun için bana 2,5 bi. ya vermişti. Bu sefer de kum. karıp kendisine götürmek istedim, 300 frank kadar bahşiş alacağımı ümit edi- yordum, Fakat kumaşlarla — yakalan- dm. Terzi Olivye de by kumaşların ken- disine kimin tarafından yollandığımı bil- mediğini ileri sürerek şunları anlatmış- — Ben her sene iki defa Avrupaya modaları tekip etmek için gider, geli - rim. Bu Jorj Bertuyu da seyahatlerim arasında tanıdım. Geçen sene aldığım sel de vichy'yi Pariste unutmuştum. ertuya sipariş ettim, o da getirdi. İ Ayasofya av.utunda mey- aapa çıxarnan merdiven Ayasofya camii avlusunda eski e serlerin araşlırınasna devam edilmek te, evvsice açılan bir çok yerler bakıl- deki sonra kapatılmaktadır . Evvelki gün rastlahan bir merdive- bin nereye varacağı daha belli değildir. Bunun, kiliseye ait bir o ayazma veya odaya varması mümkün olduğu gibi; evvelce açılan Osmanlılık o devrine ait bir çeşmeye varması da ihtimal dahi - lindetlir, Tahminlere göre, bir zelzelede yılı an «ski kilisenin enkazı orada o gelişi güzel bırakılmış ve şimdiki zeminden üç mele kadar aşağı seviyede olan os- ki zemin, atılan taş ve topraklarla dol- durulmuş ve şimdiki seviyeye yükseltil- miştir » Kazılan yerlerden “çıkarılan çini parçalarının üstlerindeki O mozaiklerin hangi devre ait olduğu daha tesbit edil emiştir. Ayasofya müzesinin dış “yüzlerinin tamirine de bir haftaya kadar baçlana- caktır . Çocuk bayramına hazırlık Anneler Birl önümüzdeki pazar tesi günü bir toplantı yaparak, 23 Ni- san Çocuk bayrammın programını ha zırlamağa başlıyacaktır. Bu yıl, Ço - cuk bayramı, geçem yıllardan daha farklı olacak, mektepliler için bazı sürprizler yapılacaktır. mmm te Paristen kumaş geti: söyle zaman şaşırdım. Bana kimse Paristen kumaş yollamaz. Paristen böyle elden gelen bir kumaşın kaçak olacağını bildiğim için: (Ben bir şeye karışmam, korkarım, sen ne yaparsan yap) de - dim. Olivyenin yanında işçilik eden Her- mine isminde bir kadın, polise Olivye. nin bu adamla daha bir kaç defa ka çak kumaş getirttiği hakkında bazı söz“ ler söylemiştir. Duruşma Herminenin şahit olarak mahkemeye getirtilmesi için başka bir güne bırakılmıştır. Geçen gün Birtu tekrar bize gelip Eyüpte Baharişede Bay Hüseyin | yüklü bir sandal içinde bir miktar esrar | tirmektedir. 4 ay kı dar evvel 300 lirayı bulan birikmiş pi. rasmı İş Bankasının Galata şubesim? yatırmış ve bir de kumbara almıtşır. tır, Şu sırada Bay Ahmed Raifin 400 liraya yakın birilemiş parası vardır. Kendisile görüşenlere, taliin bu güzel tesadüfünden pek ziyade memnun ol duğunu, bu tesadüfün para biriktir - mek hususundaki emeline kuvvet ver diğini söylemektedir. Resmimix talili- yi Iş Bankasının gişesi önünde göster- mektedir. MAARIFT Bir heyet Anka- raya gidiyor Bu hsyet imtihanlar için teşebbüste bulunacak Hukuk Fakültesi üçüncü sınıf & lebesi namına bir heyet bugün Ank; rada Kültür Bakanlığı ile temas ede - rek, yeni imtihan talimatnamesinin kendilerine teşmil edilmemesini iste yeceklerdir. Son sınıf talebeleri, yeni imtihan talimatnamesine göre, imli - hanların arasında fasıla olmadığından ve tahriri ten iki imtiban bulunduğundan şikâ - yel etmektedirler. Talebeler, bu imti - hanlarm kül halinde olmasını ve bir - leştirilmesini, araya günler konmasını istemektedirler. Yeni talimatname ta» lebeyi çok ürkütmüştür. Bu talimat - name tatbik edilirse, ilk tahriri imti - handa yüzde elli nisbetinde bir mu- vaffakıyetsizlik elde edileceğini, şifa- hi imtihanda da bu nisbetin daha ar- tacağını söylemektedirler. Kültür Ba- kanlığının Darülfünun zamanmdan müdevver bulunan son sınıf talebeleri için, bu yıl bu talimatnamenin yalnız birinci ve ikinci sınıf talebelerine tat- bili ile iktifa etmesi istenmektedir. On sak z bin liralık münakale Beyoğlu tarafındaki ilkmekteplerin mevcud talebeye kâfi gelmediği anla şılmıştır. Önümüzdeki ders yılı başın- da Beyoğlu tarafındaki mekteplere ye | niden şubeler ilâve edil sus için bütçede 18 bin hi le yapılmıştı İlkmekteplerde ne kad ta ebe var? Şehir ilk mekteplerinde 1 Haziran dan itibaren imtihanlara başlanacak ve imtihanlar 12 gün sürecektir. gen yıl x mekteplerden 7 bin talebe mezun olmuştu. Bu yıl son sınıflarda 9500 talebe vardır. Hepsi muvaffak ol duğu takdirde, bu kadar talebe mezun olacaktır. Maarii müdürü kim olacak? Aldığımız malümata göre, eski Ma arif müsteşarı Bay Mehmet Emin, ken :eketir. Bu ba ık münaka | disine, İstanbul Maarif müdürlüğü i kal in yapılan teklifi İstanbul Maarif müd içi çok ismi geçen'bakanlı de İerindeh Bay Besimdi;.< p00 müfettiş Muallimler birliği kongresi Istanbul Mualli; irliği ikinci sl Mimle Beliğ me zartesi günü yapılacaktır. Bu kongrede bir hafta evvel seçilen muvakkat idi re heyetinin faaliyeti hakkındaki ra por dinlenecektir. Bundan sonra yeni bir idare heyeti seçilecektir. Mektep müdürleri bocalık yapmayacaklar rta tedrisat talimatnamesi muç bince, line ve orta © mekteplerde mü. dürlük, muavinlik gibi, ayni zamanda idari işleri üzerlerine almış bulunan kimseler, kendi mekteplerinden baş- ka yerlerde ders okutamazlar. Şehri mizdeki bazı lise müdür ve muavi rinin, dışarıda bazı hususi veya bir bakanlığa bağlı peer teni leri yapılan tetki- laşılmıştır. Halbeli, Kültür Bakanlığı idari işlerle uğraşan bu gi- bi muallimlere, dışarıda çalışmağa ih tiyaç göstermiyecek derecede yüksek makam ücreti vermektedir. Külür Bar kanlığı, böyle, dışarıda işi olan lise ye orin mektep müdür ve muavinleri hakkında şiddetli takibata başlamış- tır. Dışarıdaki hocalıklarını bırakmı - yan müdürlerin, müdürlük vazifeleri i olmak üzere, her ders | mz VİLAYETTE Yol parası vermeyenler 1732 mükellef, Hadımköy şosesinde çalışıyor 834 yılı içinde yol parası ödemiyen ve bedenen çalışmağı kabul eden niü- kelleflerden 1732 kişi bir haftadanbe- ri Büyükçekmece - Hadımköyü şoscsi- nin tamirinde çalıştırılmaktadırlar. yolların yapılması için hazırlanan beş yıllık plânın tatbi- katı bir hayli ilerlemiştir. Kış münase- betile ara verilen inşaat dört günden beri tekrar başlamıştır. Gelecek kışa kadar 80 kilometrelik yol yapılmış 0- lacaktır. Bu müddet içinde bitirilecek yollar Üsküdar iskele meydanı ile Ya- İova - Karamürsel, Topkapı - Silivri, Edirnekapı - Yedikule, Bakırköy - In cirli yollarıdır. Gelecek sene de Yale va - Bursa, Maltepe - Kartal şoseleri- ne başlanacaktır. Yol programı 1936 yalının sonunda tamamile bitmiş ola - caktır, Kadınlardan yol vergisi Kadmlardan da yol parası alması fikri son zamanlarda yeniden kurem lanmağa başlamıştır. Böyle düşünen - ler diyorlar hiz . — Kadınlardan yol vergisi almak Vizmdır. Ancak iş hayatmda yer al - mıyan ve meslek iş bayanla- ymız böyle bir kararm dışmda tutuk malıdırlar. Yol mükellefiyetini bu şe - kilde genişletmek varidat bakımından da bir hayli faideli olur. Yalnız, mü- kellefiyet kararın şümulüne girerek yol parası ödemeleri icab edecek ba - yanlar için bedeni çalışma usulünün tatbik kabiliyeti olmasa gerektir.,, Damızlığa elverişli olmıya boğalar Vilâiyet hududu dahilindeki (kaza larda dünden itibaren damızlığa elve- rişli olmıyan at ve boğaların burulma sına başlanmıştır. Burulma ameliyatı devam ederken rüsml atlara da mallein tetbik edile ecktir. Baytar müdürlüğü kazalara lü - zumu kadar baytar göndermiştir ; Aşım mevsimi Sıfat (aşim) mevsimi geldiği için aşım istasyonlarını tesbitine başlarmış- tw. Viliyet aygır deposu müdürü Bay Abdülkadir Silivri, Çatalca, Yalova ve diğer kuralardaki istasyonlara giderek hazırlıkları gözden geçirmiştir. Bu ayın on beşinden itibaren vilâ- yet aygır doposundaki aygırlar aşım tasyonlarına gönderileceklerdir. Bay Abdülkadir Ziraat Vekâleti ta rafından vilâyet aygır deposuna veri- len bir arap atını denemek üzere Eski- tehir çifteler aygır deposuna gitmiş tir. Yalnız bir tifolu var Pangaltı ve Şişli taraflarında bir kaç fo vakası görüldüğünü yazmışlar- dı. Halbuki yalnız Beyoğlu mmtaka - sında nisan içimde bir tifo vakası gö müş ve icap eden tedbir alınmıştır. Emniyet müdürlüğü kadrosu genişletiliyor Istanbul emniyet müdürlüğü kadro- sunun genişletilmesi için Iç İşler ba- kanlığı tarafından tetkkikat (o yapılmağa başlanmıştır . Emniyet müdürlüğünün mecut kad- rosu İstanbul gibi geniş O muhite kâfi gelmemektedir. Oğrendiğimize göre, Istanbul emni- yet mi üğü kadrosu genişletilecek bundan başka teşkilâtına da bazı ilâve- ler yapılacaktır. Avrupada bir sene kadar telkikatta bulunup dönen polis heyeti azalarınn da bu hususta birer rapor © vermeleri ET İspanya ile yeni. ticaret anlaşması İspanya İle aramızda yeni bir ti - caret anlaşması yapılacaktır. Yeni an- laşmanın ihracat tcirlerimize bütün kolylıkları temin edebilmesi için Tür- okfisçe ihracat tacirlerimizin dilekleri sorulmuş ve cevapları tesbit edilmiş- tir. Müzakerelerde bulunmak üzere İspanyaya gidecek olan Ekonomi Ba- kanlığı kontenjan müdürü Bay Nec - minin yarn şehrimize gelmesi beklen mektedir. ne nihayet verilecektir. Muallimler birliğinde yeni toplantı Muallimler birliği yasasında bazı mad delerin değiştirilmesile kongrenin yeni- den toplanması icap etmektedir. 844-935 Pazartesi günü İstanbul Halkevi salo - nunda yapılacak toplantıya bütün öğ - retmen arkodaşları çağırılmaktadır. Yalovaya seyahat 14, > a hmm Ze 1 Çıplaklık ifiâs ediyor Kim ne derse desin, dünyanın ahlö- kı son zamanlarda düzelmeğe başladı. Her tarafı bir mahcupluk dalgası sar- dı. Ne idi o harbin sonundaki açıklık klık? Ne idi o çıplak bacaklar? Kollar omuz larında, etekler diz hapaklarının, hattâ dört parmak, ye karısında iri. Elbiseler oücudü sıkı sıkı sarıyor, vücudün bütün gizli kapaklı gizgil dışarı uğratıyordu. Şüphe - siz bu, ekonomik krize en yakışan bir moda idi. Fakat bu kriz geçmeden ve ziyetin fecaali anlaşıldı. Etekler yarat yavaş uzamağa, dizkapakları pe! perde örtülmeğe başladı. Kadın vücut ları gene bol kumaşlar içinde çizgileri ni haybe! Artık caddelerde, sokaklarda, ara - baya binerken kadınların fazla bir ik tiyat göstermelerine hacet kalmamıştı. Geniş kloş etekler altında kolayca b: cah bacak üstüne atmak kabildi. Belki burda edepten ziyade moda: nın tesiri vardı. Fahat nihayet edeb de moda gibi cemiyet halinde yaşayan kimselerin riayete mecbur oldukları bazı kaidelerin heyeti mecmuası de- gil midir? Yalnız bir farkla ki, biris ahlâkta birlik, öteki giyinişte birlik temin eder. İşte o kadar... Fakat her nedense şehirde pek fe: la riayet edilen (setri avret ) meseleri, plöjda aksine tecelli etti. Denize gi - renler açıldıkça açıldılar. Saçıldıkça saçıldılar. Kalçaların bütün hareket « lerini hassas bir barometre gibi kay < deden dar mayolar moda olmağa baş- ladı... Kollar, omuz başlarının hudu * dunu geçinceye kadar açıldı. Sırtın de koltesi bele kadar, ve hattâ bazan biraz daha aşağıya kadar, oçıldı. Hat tâ o kadar ki belkemiğinin 33 fıkre- sından 30 w bazı zayıf vücutlarda cilt üzerinde sayılabiliyordu. Yalnız göğü körebe oyunundaki gözbağı gibi dar bir sargı ile örtülüyardu. Hicabı höciz den bele kadar olan kısm, hiç hicap duyulmadan açılıyor, ve burası tıpkt iki ağaçlık mıntaka arasındaki tek bir vöhası olan bir sahra gibi çırılçıplak burakılıyordu... Bu önce ayıplandı. Fakat sonra ali: şıldı. Ve alışılınca ayıp görmek usulü unutuldu. de 5 Şimdi, öğrendiğimize göre, bu çıp- laklıklara da son zamanlarda sed çe” kilmeğe başlanmış. Avustralyadaki Yeni-Gelles valisi, kadınların vücudün sımsıkı yapışan ve dizkapaklarından yukarısım, boyundan aşağısını açıkta bırakan mayolarla denize girmelerini yasak etmiş. Burada artık kadınlar. 1900 senesi modası mucibince, kermeli ve bol elbiselerle denize girecekler - miş. Yeni - Galles valisinin koyduğu b9 usul yeni de, lerinde kadınların ve erkeklerin ma * yolarla gazinolarda, sahillerde dolaş - masını men'etmiş, erkeklerin bile gö” üslerini kapayan mayo giymeleri &- sulünü ko; . Meselâ Belçikanın en lüks sahil şehirlerinden olan Ostar- de'da, Konk'ta, Zut'ta bu kıyafetle sa hillerde dolaşan kimseye tesadüf edil miyordu. Zaten deniz rü da bizdekiler gibi sahilde d. i. Kumsalın üzerinde iki tekerlekli Ve üstü kapalı büyük arabalar vardır. Denize girmek isteyenler bu araboleri tutarlar. Ve arabacı bunu atile süre- rek geldiği yere kadar götü - rür. Denize girmek isteyenler oralı girerler. Banyolarını aldıktan sonra tekrar arabacı arabayı alır ve'kurü yere getirir, müşlerilerini bırakır. Fakat Yeni - Galles valisi son ke rarile bunu da solda sıfır buraktı. Avus tralyanın bu sahillerinde kadınlar ar- tık, denize girerken tıpkı günah çı - karmak üzere kiliseye gider gibi giyi- necekler ve sonra havuza düşmüş ke- di yavrusu gibi sırsıklam çıkacaklar- dır, Bu uselün hiç şüphesiz, vücutları Arabistan fıstığı gibi eğri büğrü olan kadınlar iğin birçoh iyiliği vardır. Çün kü bu sayede etin mühim bir kısmı bol kumaşların gölgesi ve dalgası altında kaybolacaktır. Fakat denize, denize girmek için değil de eğlenmek için gi. den endamlı kadınların vay haline?.. Şimdi düşünüyorum: Eğer Yeni - Galles valisinin koyduğu usul İstan bul da da tatbik edilseydi vaziyet ne olur- du? Florya, Altınkum, Suadiye plâj- larının sahipleri muhakkak bütün yaz sinek avlarlardı... Gazinolar boşalır, sahiller tenhalaşır, tuzlu suyun * mütehassıs celbedilecek. Denizhamam ları usri bir hala ifrağ edilecek» gibi havadisleri de görmezdik. Hattâ şehir operetindehi, balet kız ları bile, bacaklarının aşik kemiklerin den büzgülü, elbiseler giymeğe, avuç larınm ayasından ve yüzlerinden baş- ka yerlerini halka göstermemeğe mec bur tutulurda. Ve belki de iyi olur” du amma, herhalde operet fazla rağ- bet görmezdi... Aman bunları düşünmek bile insana sıkıntı veriyor. İyi ki Yeni - Galles'de değiliz... Biraz nefes alalım. Mümtaz FAİK İsveç - Danimarka gurupu muamelesini tasfiye ediyor Fevzipaşa - Diyarbekir ve Ermak - Ereğli demiryollarmı yaptırmakta olan Isveç - Danimarka grupu işlerini bitir mek üzere olduğundan © muamelesini tasfiyeye başlamıştır. Grup İranda demiryolu inşasını fize- rine alaıştar. Şirket erkünindan Bay Saxild İran da bulunmalıtad