MİLLİYET'in Tefrikası: 5 ie AMED Nakleden: M. F. Sumers Polis hafiyesi mi yoksa aranılan Fantoma hırsız mı Hülâsa | (Fantoma - Hırsız namile maruf” o- lan Marten Dal hususi bir baloda da- vetli bulunmaktadır. Bu baloda Fan- tomanın düşmanı fakat Martenin dostu bulunan polis hafiyesi Sumers de var- dır. Yani Dal iki şahsiyete sahi Fan tomanın gözü ev sahibinin yeşil mücev- herine takılmıştır. Meğer bu mücevheri bir genç kır aşırmış ve biraz sonra skandal mey. dana çıkınca vaziyetini kurtarmak için elması Dal'e vermiştir. Şirndi polis ba- fiyesi Dali ittiham etmektedir.) Ne garip adam bu! Kendi- sini çoktanberi tanıyor mıydmız? Sumers hayretler içinde idi. Fakat araştırmağa da devam edi- yordu. Koverlih — Kendisini ilk defa bugün gördüm, diye cevap verdi. İsmi Sumersmiş. İngiltere gizli polis teşkilâtma mensupmuş. Ben hiç istemedim amma karım. Kendisi- nin illâki gelmesini arzu etti. Bu esnada kapı vurulmuştu. Koverlih açtı. İçeri karısı ile Bri- na girdi. Madam Koverlih kocası: na yaklaşı ve kulağıma bir kaç ke- lime mırıldandı. Dal anlamıştı ki karısı mücevherin Brina'nın üzerin de bulunmadığını anlatıyordu. Genç kız sapsarı idi. Çünkü büra- da da neler olup egçtiğinin farkı- | na varmı Madam Koverlih, Dal'i ve Su- | mers'i süzerek sordu: — Ne var ne yok? Kocası gayet resmi bir Haanla cevabını verdi: — Büyük bir yanlışlık var. M. Sumers zannediyor ki M. Dal fan- tuma - hırsızdır. Madam Koverlih geri geri çe- kildi. Hayret içinde idi: — M. Dal... diye kekeledi. M. Dal fantuma - hırsız mı imiş? Mü- nasebetsiz şey! Dal gizlice Brina'ya bir göz i- şareti yaptı. Sumers araştırması - na devam ediyordu. Fakat yavaş yavaş ümidi de kesilmişti. Çünkü hiç bir şey bulamıyordu. Şimdi ellerini suçlu zannettiği adamın üzerinde dolaştırıyor, onu yoklu- yordu: Dedi ki: — Peki şimdi de ayakkapları- nızı çıkarın! Dal her emri yerine getirmeğe azmetmiş bir şekilde bir iskemie- ye oturdu. Ayakkaplarını çıkardı. Ve bunları alaylı bir tavırla Su- mers'e uzattı, Kaşlarını çatmış yü- zünü Koverlih'e çevirmişti: —— Ne dedinizdi? Bu adam bir polis memuru mu imiş? Sumers bu suali garipseyerek başını döndürdü. Koverli — Evet, diye cevap verdi. Bir polis hafiyesidir. Sonra karısın- dan korkan bir adam çekingenli- ği ile Madam Koverlih'e döndü. Bir hata yaptın karıcığım, büyük bir hata yaptın. Biz de M. Dal'in feci bir hakarete maruz kalması- na müsaade ettik, Kadm kocası- na şöyle bir baktı. Adamcağız he- men susuverdi. R Dal bütün bu muhavereyi din. Jemez görünüyordu. Endişeli bir hali vardı: — Garip şey, diyordu, anlama- dığım bir nokta var. Ben Sumers'i gayet iyi tanırım. Faki bu adam.. ilk defa görüyorum. Sumers'in ağzı açık kalmıştı. Haykırdı: — Ne zannediyorsunuz? Dal hafif bir tebessümle kaça- maktan Brina'ya bakıyordu. Ko- verlih başını kaşıdı ve polis hafi- yesine kızgın bir nazar atfetti ve soğuk bir tavırla sordu: — İşinizi bitirdiniz mi? Sumers sukutu hayale uğramış- tı. Ayakkabıları bir tarafa atarak homurdandı: -— Evet; bröş üstünde ( değil. Ben bundan bir şey anlamıyorum. Kendisini gözümden ayırdığın yoktu, Bunu bir tarafa koyması » nın imkânı yok. Bundan dolayıdır ki zaten kendisinin Fantoma - Hır- sız olmasından şüphe ediyorum. Çünkü o şimşek gibi süratle hare- ket etmesini bilir bir adadır. Dal alaylı bir sesle tekrar et - ti: — Fantoma - Hırsız mı? Bu dehşet! Koverlih bu adamı tanı - yor misiniz? Öteki: — Hayır! diye bağırdı. O ken- diliğinden geldi, karımı buldu ve kendisini polis hafiyesi (o Sumers diye takdim etti. — Doğrusu büyük bir cür'et! Bari hüviyetini teyit eder vesaik gösterdi mi? — Ne gezer? Zaten ben de ken- disine böyle bir şey sormadımdı. Nedense emniyet telkin etti. — Evet, şimdi vaziyeti anlıyo- rum, Dal tekrar ayakkaplarını giy - miş ayağa (kalkmıştı. Sumers'in yüzüne garip bir bakışla baktı ve ilâve etti: — Dalavereyi iyi çevirebilece- ğinizi zannettiniz amma yanıldı - nız. Dostum Sumers bunu duyarsa hakikaten müteessir olacak. Polis hafiyesi pancar gibi kıp- kırmızı olmuş sus diyordu. Dal'in bu küstahlığı & karşısında şaşmış kalmıştı. Brina kahkahadan ka - tılmamak için dudaklı “ a İşin Ondan MARY Ken aralarında kavga du. Koverlih Sumers'e döndü: — Hüviyetinizi isbat eder ve- sikanız var mı? Diye sordu. Polis hafiyesi hiddetten patlı- yacaktı. Fakat naçar elini cebine soktu, ve vesikasını çıkardı. - İşte! dedi. Şimdi rahat et- tiniz mi? Dal, onun titriyerek © uzattığı kâğıdı eline aldı ve gene alayı el- den bırakmıyarak cevap verdi: — Evet, evet, şüphem yok. Bu Sumers'in kâğıdıdır. Bir çok defa- lar gördüm. Fakat Sumers de şim- di bunun nerede olduğunu merak eder. Sumers derin bir nefes aldı: — Evet, dedi. e Devam edin, buyurun devam edin. Böyle söyle- mekle ne elde edeceğinizi zanne- diyorsunuz? — Ben bir değil amma, po- Yis hafiyesi rolü oynadığınızdan dolayı asıl bapishanede bir kaç zaman istirahat edebileceği - nizi zannediyorum. a Kovrlih'e döndü: — İsterseniz bir defa İngilte. re gizli polis teşkilâtma telefon e- din. Ve Sumers'in hüviyetini s0 - run. Meseleyi bu halleder. Onun nasıl bir adam olduğunu ben si- ze tarif ederdim amma, bunu res- mi bir membadan öğrenmeniz da- ha iyi olur. Sumers kulaklarına inanamı- yordu. Bu kadar cüretli bir ada - ma ömründe tesadüf etmemişti. Koverlih kapıya doğru ilerli - yerek: — Evet, dedi. Bu güzel bir fi- kir! Şimdi gidip telefon edeyim. Brina atılmıştı: — Acele etmeyin. Siz konuşur ken belki bu adam kaçabilir. Madam Koverlih te heyecan i- çinde idi; o da kendi derdine düş- müş soruyordu: — Ya benim broşüm ne ola - cak? Dal bir müddet düşündü: — Evet, dedi. madamın hakkı Brina da söze karışmıştı : — Hakkınız var diyordu. O za- man belki telefon etmeğe de ha- — Doğru, dedi, bu da imkân dahilindedir. Sonra Sumers'in yanına doğru si, kendisini merakla ve hayretle takip ediyordu. — Merak etmeyin dostum de- di. Size fenalık yapacak değiliz. Ben demincek itaat ettim. Şimdi sıra sizin. Sumers hâlâ merakla bakıyor. du. Omuzlarını silkti: — Devam buyurun dedi, de - vam buyurun. Elbette ben de in- tikamımı almasını bilirim. — Asalet gösteriyorsunuz. Ba- kalım üzerinizde ne var ne yok? Ne güzel saat bu! Ümit ederim ki sizindir. İşte bir defter, otomatik bir rovelver, bir çakı, bir mendil, Bir. yığın anahtar. Ve dostum Su- mers'in hüviyet cüzdanı. Hay Al- lah müstahakını versin! Siz ma - şallah bir mevkii müstahkem gi- bisiniz? Ne demeğe iki rovelver taşıyorsunuz? — Bitmedi — MİLLİYET PAZAR 27 İKINCIKANUN 1935 POLISTE Bir otomobil Devrildi İçindekiler hendeğe yuvar- landılar,ağır yaralı yok i; Dimit. | Bunlardan yalnız Pavli i zatın başı hafifçe yaralanmıştır. Otomobil hendekten çıkarılmış ve tahkikata başlanmıştır. İhtiyar kadını çarpan otomo il Şoför Şerifin kullandığı 2123 numaralı otomobil Harbiyeden geç mekte iken 60 yaşlarında Asiye is- minde bir kadına çarpmış ve yara- lanmasına sebebiyet vermiştir. | Sokakta sarhoşluk Tophanede oturan sabıkalı kah- | veci Ali yanında Hasan, Celâl, Mus tafa isimlerinde üç kişi olduğu hal de Galatada Necati Bey caddesin- de sarhoş olarak dolaşmaktalar i - sıkmış ve | halkı toplamışlardır. Kavagcılar. hakkında şahkiket yapılmaktadır. mi? mi . bandıralı Patriya vapuru yolcularından Madam Bi - ailinin eşyasından bazı yastıklar i- çinde bir kilodan ipekli ve yünlü kumaş bulunmuştur. Yimânımı- Grip salgın mı? Şehrimizde mevsim hastalık- lıkları olarak grip ve bunun ben - zerleri çoğalmıştır. Bu hususta Sıh hiye müdürü Bay Ali Rıza Bayson iyor bi — Havaların bir sıcak, bir so- ğuk gitmesi üzerine kendilerini i- yi muhafaza edemiyenler nezleye tutulabilirler. Bunun için. herkes | kendisini havaların ani-değişiklik. lerinden muhafaza etmelidir.Fakat şehrimizde salgın bir halde grip ve | nezle yoktur. Sovyet Rusyada bir ölüm azasmdan Bay Molotofun muavini Bay Küibişef iie Vladimiroviç kalp hastalığm - Sovyet Rusyada matem alâmeti ola- hi merak ler mr imdirikmiş- tir. Sovyet konsoloshanesi de dün bay- öğe yarıya kadar imlirmiştir. Milânoda Türk tezyinatı ANKARA, 24 (Hususi) — An kara ea kam sporları VİLAYETTE Askeri maaş kanununda neler değişti? 1453 numaralı kânunun altıncı maddesi değiştirilmiş; ka kumandanlığı livalarla liva ku miş olan miralaylar ve kanuna gö- re kıdemli sıfatını almış olan yüz- başılar cetveldeki hıralır. Fırka kumandanlığı kıta kade- mesi olmıyan muavin smif mitli- valardan ehliyet ve iktidarları si- cilden musaddak olanlar usulüne İ göre fırka kumandanı mirliva mu- adili sayılarak baremin üçüncü de- rece maaşını alırlar. Liva kumandanlığı kıta kade- mesi olmıyan muavin smif mira - laylardan miralay ilâ mirliva kad- rolarında müstahdem olup ehliyet ve iktidarları sicilden musaddak olanlar da usulüne göre liva ku - mandanı miralay muadili addedi - lerek baremin beşinci derece ma- aşını alırlar, Zabitan ve askeri memur için ekâletten dolayı maaş'usulü cari değildir. Ancak asli vazifesinden başka bir muallimlik alan zabitler | ve askeri memurları devlet memu- ru maaşlarının birleştirilmesi ve tsadülü hakkındaki kanunun be - şinci maddesine bağlıdırlar. * Yeni göçmen geldi — Dün de Bulgaristandan yeni o muhacirler gelmiştir. Marmarada felâkete uğta- yan ara yavruların yardımı Marmara havalisinde bir sar - sıntıdan dolayı evleri harap olan- lara yardım maksadile Hilâliah- mer cemiyeti İstanbul merkezince açılmış olan deftere para yatiran- lar devam etmektedir. Işık (Feyziye) lisesi talebesi de aralarında topladıkları (50) lira- yı ve Emirgân orta mektep talebe- si de 629,5 kuruşu (dün cemiyet merkezine tesilm etmişlerdir. Beyoğlu kaymakamlığı Emniyet müdürlüğü beşinci şu- be müdürlüğünden Beyoğlu Kaza kaymakamlığına tayin edilen Bay Daniş yeni vazifesine (o başlamak üzere Emniyet müdürlüğündeki va zifesinden ayrılmıştır. Yerine ki - min tayin edileceği henüz malüm değildir. Vazifesine şimdilik mu - avin Bay Vehbi vekâlet etmekte - * Evkaf umum müdür muavini Bay Halkı Akçaduran İstanbula gelmiştir. Burada evkaf işlerini tet kik ve teftiş edecektir. * Profesör Marks gelecek — i | Konservatuvarın düzeltilmesi için iki yıl önce getirilmiş olan Viya - nalı profesör Marks, nisanda ge - lecek ve imtihanda bulunacaktır. bu sabah Hakimi- yeti müliye meydanında toplanarak Dikmene kaymıya gitmişlerdir. 150 ye yakın sporcunun iştirak etti ği bu kafile arasında bayanlar da gö- ze çarpmakta idi. Akşam geç vakte kadar devam eden bugünkü kayak sporu çok zevk li ve eğlenceli olmuştur. Şehirden k ayakçıları görmek için bir çok kim- seler de gitmişlerdir. Bunlar meyanında Meclis Reisi Kâzım Özalp, Mil- li Müdafaa ve Gümrükler bakanla rile mebuslar da vazdı. Resimlerimiz bugünü tesbit ed en bazı estantaneleri yösiermektedir. Eti medeniyetini meydana çıkar mak için Alman asarı atika ensti- tüsü tarafından Boğazköyünde ya- pılmakta oları hafriyata devam e- dilmektedir. Hafriyatı idare etmekte olan Dr. Bittel bir müddettenberi İstan- bulda bulunuyor. Boğazköyünde kış dolayısile hafriyata devam et - mek kabil olamamaktadır. Dr. Bit- tel haziranda hafriyata devam i - çin tekrar Boğazköyüne gidecektir, Dr. Bittel dün şimdiye kadar ya- pılan hafriyattan elde edilen neti - celer hakkında bize şu malümatı vermiştir. — Boğazköy bildiğiniz veçhile Çorum ile Yozgat arasındadır. Bu- rası Eti'lerin hükümet merkezi i- di. Burada şimdiye kadar bir kaç defa hafriyat yapılmıştır. Evvelâ 1834 te Fransız mütehassısların - dan M. Charles Tacier hafriyata başlamıştır. Sonra 1905 de İstan - bul müzesi namına Bay Makridi ve Bay Vinckler hatrıyat yapmış- lar, Buda beş sene sürmüştür. Burada bir mabette yapılan haf riyatta 10 bin tablette bulunmuş ve bunlardan Eti'lerin idare mer- kezi olan şehrin Hattuşaş adını ta- ge anlaşılmıştır. Bu şehir Mi - ın iki bin sene evvel inşa edil. ri ve ondan evvel Eti'lerin mer 'kezi Kuşar şehri idi. Hattuşaşt'a iki saray, dört ma- bet ve üç şato bulunmuştur. Bun - ların elyevm enkazı ve temelleri görünüyor. Biz şimdilik şehrin Ak ropol'ü olan (büyük kalesinde ve kralın sarayı olan yerde hafriyat yapıyoruz Bu hafriyat henüz bit - memiştir. 1933 senesinde burada “Oğlunu bana gön evlenip, Mısıra hükümdar yapayı Tut Ank Amonun karısının göf diği mektup elimizdedir, | harabelerden mühim vesikalar çık Boğaz köyünde kültür bakanı Abidin Özmen in ziya bir intiba X işaretli zat Dr. Bittel'dir. bir kütüphane ve bir çok vesaik bulduk. Hattâ kümdarlarına de de ettik, Bu mühür hem Hf, hem de Küneiferm öerli şeyler İde ettik B irisi şudur: i Mısır hükümdarlarındI Ank Amon bildi karısı o zaman Eti hi lan Şuppiluliumaş'a bir * yazmıştır. Bu mektubu Bi bulduk. 1380 tarihli tüpta deniliyor ki: “ tür. Senin çok oğullarm işittim, Ben ise kendi m den birile-evlenmek is! Sen oğullarından birini der, ben onunla evlenir, Mısıra hükümdar yap na inanmamış ve mesel için kumandanlarından sıra ei > Hüki man Halepte bulunuyo mandan dönüşte bunun ©* duğunu söylemiş, BunuB Kar fırtınaları. Samsun civarında çok şiddetli soğuk var SAMSUN, 26.A.A. — Yukarlarda 80- Kuk ve kar fırtınaları devam ediyor. Bu tarafların un ihtiyacını temin eden Çel- Yurtta hava vaziyeti ANKARA, 26.A.A. — Ziraat vekâleti vaziyeti, son 24 saat zarfında yurdda ha- va umumiyetle bulutlu ve yağışsız geç- miş, yalaız Soma çevresine.dört, Sinoba, 3, Alaçatıya 1 milimetre yağmur düş müştür. Hava suhunetlerinde düne nazaran bü yük bir değişiklik yoktur. Bu gece en di şük sühumetler sırın altında Karsda 21, Erzurumda 18, Kastamonuda 15; Ân- karada 9, Kırşehirde 8, Eskişehirde 5 kaydedilmiştir. Bugün Ankarada hava sühuneti saat 14 de sıfrm altında iki derece idi. İstanbulda hava vaziyeti Sıfır hararet derecesine ve deniz se- viyesine indirilmiş barometre bu: sabah saat 7 de 762, 14 de 761, hararet dere- cesi 7 de 7, 14 de 11, üzami hararetl3, sezari 3,5. Rüzgâr lodöslan © ekmiştir. Azami sürati saniyede 8 metreye çıkmış» tar.