: , I | | İnanmak, İnariniatisak Romantik bir dostla konuşuyorum. Di- ne inanmayan dostum, bu inansızlığın içinde buraktığı boşluktan ve susama- dan şikâyet ederken şüpheyi ruhlara yanaştırmayan il saadetinden büyük bir hasret ve imrenme ile bahse- diyor. “Ah, diyor, ölümsüzlüğe, sonsuz yaşamaya, ebediliğe kani lar kadar tasasızdırlar. dir, ve çünkü a er n hiçbir şey kaybedecek değil. dirler.,, Düşünüyorum ki, insanlar en unulmaz vaziyetlerde en mantıksız o umudlarla kendilerini teselliye ne kadar hünerli ise- ler, dertlerini ve ümitsizliklerini arttır. mak için en akla sığmaz çarelere baş- vurmakla da o kadar (o beceriklidirler. Dostumun bu kanaati de işte böyle dert arttırıcı aranmalardan başka bir şeyle sebeplendirilemezdi. Mesut olmadığımızın farkına varınca bu saadet yokluğunun bizdeki hangi ek- sikliğinden ileri geldiğini (o araştrımaya koyuluruz, ve ilk ( hatırmmıza gelen şey inanmadığımız oluyor, bu düşünceden inansız saadetin mümkün olmadığı neti- ıkarmaya bir adım vardır. anların umumiyetle basit lerini fazla derinleğtir- acını duymayan ve bu itibarla da manevi ıstırablardan uzak kaldıkla- rı için dışarıdan bize mesut görünen in- #anlar olduklarını niçin gözönünde tut- yoruz? Hattâ bu insanlarda bile inan- mak, bizim kolayca hükmedebileceğimiz. &ibi bir saadet kaynağı olmaktan çok u- zaktır, Ne olduğu, nasıl olduğu, nerde o'duğu bilinmeyen bir ölümertesi düşün- cesi, anlatılışı tezadlarla dolu ve herşey elinde olan büyük bir kudret fikri, en basit zihinlerde bile devamlı bir korku ve endişe havası yaratınaktan nasıl geri kalabilir. Hele ruhları inanmakla inan- mamak arasında bocalayan, hiçbir esaslı kanaatte karar edemeyen yarı-inanırların halleri büsbütün acıklıdır. Ben, hayatı- mın manen en endişeli zamanlarını, böy- le mutlak inanıştan mutlak inanmayışa geçiş i bu kısa kararsızlık dev- resinde yaşadım. Yaşadığı müddetçe, en basitlerine va- rmcaya kadar yapacağı her harekette, kendi vicdanından başka, bir de görün meyen ve hükümleri önceden kestirile- meyen bir hâkime yaranmak düşüncesi bağlı kalmak, bu bence azapların en ko- ii işkencelerin en tahammül kırıcı- sıdır. Ruhan muzdarip yaratılmış oldukları halde Pierre Loti edebiyatından gelme bir kanaatle istıraplarının inansızlıktan geldiğini sananların, bu inanışa kavuşun: €a, ruhlarma sihirli bir değnekle döku- nulmuş gibi, hemen en basit duygu sükünuna kavuşacaklarını umma: ları kadar hata olamaz. Ancak dünya çerçevesi sizinde alan ve badbin felsefenin beyin kemirici 'duna zemin veremiyecek surette eni ları müsbet atılmaların düşüncesile dol duran inanışlardır ki ruha, beklediği sü- künu ve susuzluk gidermesini verebilir, Bütün kayçuları, bütün kötü felsefeler. den doğma bedbinlikleri ve hasta duygu- arı susturacak kadar geniş fakat dini Hem dünyevi ve hem — “dünya ötesi inanışlardan mahrum oldukları için ee sizlik içinde yaşayan muztaripler, ke: di içlerine cekilerek hareketsizlik ve kürt içinde, çöl ortasında serab ara gibi, teselli edici Tanrıyı aramakla dertlerini arttırmaktan ve yaralarını tazelemekt; başka bir şey yapmıyorlar. Entelektüel tırabın düşmanı — dinamizm ve ülküdür, Ulkülerinin gerçekleşdirilmesi yolunda hareket ve enerji içinde yaşayan insanta- rın ölümertesini düşü: di Ciğerleri verem hastalığına müstait olanlar gibi dünyaya dimağları ıstırap haslığına müstait olarak gölmiş insan lar yardır. Onlar, irişemedikleri dini me, derilerinin çaresi olurr tahayyül eli. yorlar ve hayale susayorlar, Ne yazık ki insanlık onlar: dertlerinden kurtarmak için gereken ilâcı henüz bulamamıştır. Yaşar Nabi NAYIR Vi etik 82 — yayarak miyop gözlerini içini oku- mak istiyormuş gibi gence dikti Bu kadın onun süt anasının ana- sıydı. Tuna Türk hudutları içinde bulnurken Silistrede memurluk et- miş bir adamın kızı ve 313 harbin- de Dömekeye gönderilen miralay- lardan birinin karısıydı. Bir tek kız evlâtları olmuş, onu da Make- donya komitelerile çarpışırken ö- len bir avcı yüzbaşısına vermişler- di. İşte Nazminin asıl süt anası bu hanımdı. Zavallı kadın on sene evvel Kavaladan İstanbula geli ken, Dedeağaç açıklarında gemisi- ni kayalara (bindiren bir İtalyan kaptanın acemiliğine kurban git- mişti. Galiba gemi de epey külüs- tür olacaktı ki ortasından ikiye ay- rılıwermişti. Nazminin süt kard. de annesiyle beraber Adalar deni- - Hazret er karşılaştılar. Birisi öte- — Vay hazret!.. diye seslendi. “Hazret,, sözü, karşısındakinin hoşuna gitmedi: — Ben hazret miyim? — “Hazret, sin ya... — Affedersin (o ama, “hazret,, sensin!.. — Pekâlâ... ben (aldım, kabul ettim. — Sen alıp kabul edebilirsin a- ma, ben edemem. — Neden edemiyorsun, “hazret,, fena söz mü? — Fena söz olmayabilir, Fakat kullanılmayan söz... Ben kendime kimsenin kullan. madığı sözle hitap edilmesini iste- mem Hazret, artık tarihi sözler a. rasına girdi. Ben şimdi sana kalksam da bir- zamanlar, şeyhislâmlara, kazas- kerlere verilmiş en yüksek ilmiye payesi olan molla adını takıp; ar. kandan ; - Molla... molic... diye seslen- sem, yahut ta bir zamanlar Kon- yada gâyet mühim bir mevkii olan Çelebiliği tevcih ederek: — Nasılsın Sebi? desem hoşu- na gider mi? Gitmezse, sen de bana bir daha hazret deme! Kulakmi Bugünkü Ee ISTANBUL: rkertrası “3 Kr VARŞOVA, Id m 19,15: Piyane musikisi, — Sözler. 20: lar. Sözler. 24408: MAR m 437 m, 18: Orkestra birliğile popüler şarkılar. 19,40 Sözler, 19,45: Reklimlar, 19,56: Sörler. 15: Hakerler. 2030 Ulmal mesriyet Xl: Tiyaire konsar. 75: Haberler. — Haberler, Rİ KONLUBBER Ör Lim MMA Ayk aşlala. 19;16: Böler ne konuari. — Sözl Hilesi geli neşriyme. 2140: Te simli musikili skeç. 23 Haberler 20 yine maki, 23,20: Hafif musiki ve dans parçalar 355 Kk. BUDAPEŞTE,S60m 18,30: Orkestra konseri. 19, Sözler. 19,35: Şarkılar. 20,10; Konlerana. — 2045: Orkestra Hamili, Z130. Meri yasa, 2210: Çine ne orkestrmar. Sözler. 23,18: ar kom seri, 2: Fransızca konferans. 105; Son ba berler. 175 Kis. MOSKOVA, ilâm, 1830: Şimal tekârlarının eserlerinden konser. 20,301 Senfonik konser. 22; Muhtelif dillerde neşri yk, Mele MONEY AÇMele) 281. zika: 23,20: Va adan nak lan haberler. 23,30: Hefta haberleri, 2318: Given konseri: 873 Khz. BÜKREŞ, 366 m. 15,15. Gündüz plik geşrizatı 17 Çocuk vaa &, 18 Fanica Luca orkestrası, 19 H. , 1515 Orkesirmnin vi, 29 Dera, 20,20 Yarınkı program ISTANBUL: 18.301 Kavsk maal - pili. 184 Çay santi Radyo orkestrası, 22: Rad kestraları. 10, - e e ma Müellifi: Nazmi Şahap lan bu Nazmiyi kendi torunu gibi tutmağ başlamıştı. Nazmi bir konuşma vesilesi ol- sun diye; — Nine... — dedi — inşallah iyi Koçan kesip para alan- lara güzümüzü açalım! Adımı yazmak üstümüze yerek- meyen birisinin, Pangaliıda, kapı kapı dolaşarak yardım için para toplarken, yakalandığını gazeteler yazdılar, Bu yardım, kime yapılı- yordu? Bir adam, eline koçanı alıp, önüne gele kapıyı çalarak, nası? para toplayabiliyordu? Kendisine, kimler; hangi kandırıcı sözlerine aldanarak para veriyorlardı, Bura- larını bilmiyoruz. Yalnız, acınıyo- ruz ki, buna benzer (kimselerin; yurdun birçok bucaklarında, kökü bir türlü kazınamadı. Herkes bir yol tutturmuş gidiyor. Kimin için para topladıkları belli olmayan böyle nice yardımcı (!) lar, Beyoğlunun en göze görünür yerlerinde, çatır çatır koçan kesip açıkça dolandırıcılık yapıyorlar. Polis, bu gibilerin önünü crdını kollaya dursun, biz de öteyandan gözlerimizi açmalıyız. Elinde koçanla kapımıza daya- nan adamın kim olduğunu öğren- meden yakasını bırakmamalıyız. Böyleleri, gün olur, | insandan vergi arar gibi, yardım ararlar. Bu yardım yapılmazsa, gözdağı verme- ğe halkışırlar. Kovulmağa. alışkın oldukları için, gider, o biraz sonra gene gelirler. Bunlar içinde, aydan aya elektrik, havagazı, terkos pa- rasını a'mağa gelenlerin kılığına bürünüp dolandırıcılığa kalkışanla re da bulunuyor. Ona göre, herkes kendini kolla- sın ve işkillendiği gibi” polise baş UN Salâhaddin GÜNGÖR İstijat sirad yosaması Kadıköy askerlik şubesinden: Aşağıda gösterilen sıra üzerine ih- tiyat yoklamalarına ( 20-1-935 gününden itibaren başlanacaktır. Şubede yazılı olanlardan yerli veya yabancıların ellerindeki askeri kâğıt ve nüfus cüzdanları ile birlikte gelecekler şube mıntakası dışarısına gidenlerin ak- Ye Omü niye 11 - 13, İkbaliye 4 Kızıltoprak ve Erenköy nahiyelerin- de yapılacak yoklama © günleri ayrica bildirilecektir. Harp maiülleri ve şehit yetiin- leri çağırılıyor Kadıköy askerlik şubesinden: 1 — Her sene olduğu gibi 935 se- nesine ait tütün ikramiye defteri yapıla- lacağından ikramiye alacaklardan Ka - dıköy askerlik. şubesinde kayıtlı bulu - nan zabitan ve efrat ile şehit yetimle - rinin 26 - 2 kânundan itibaret şubeye gelmeleri, 2 — Tek sayılı günlerde zabitan ve efrat çift sayılı — günlerde de yetimler gelecektir. 3 — Şubeye resmi senet cüzdan, nüfus kâğıtlerile birer fotograf | geti- rilecektir. Beşiktaş icra dairesinden : Hacizedi- lip paraya çevrilmesine kararlaşlırılan bir adet ceviz aynalı beyaz mermerli la- vomano bir büyük aynalı ceviz elbise dolabı mavi çini soba bir eski kanape es- ki halep kiliminin dellaliye ve ihale pul resimleri müşterisine — sit olmak üzere 26-1.935 cumartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar Şişlide son tramvay istas- kadar ... ahlâkını korumak için... neler çektiğimi bir ben bilirim. Nine ellerini kalçalarına daya- mış, ayak ayak üstüne atmış, göz- lerini Nazmiden ayırmayarak ko- » Gencin içini okumağa mamıştı. Gülümseyerek sordu: — Babam bana bakmazsa, ah- lâkımın bozulacağından mı korku- yorsun nine? — Zannederim... — diye homur- dandı kadın — Ve sevilen bir adamdan umulma- yan bir hatayı, karşısmdakinin yü- züne vurmağa mecbur kaldığı için yemeklerin vardır. — Aç mısın? — Karnım zil çalıyor vallahi... — İnanırım... Senin bugünler de parasız kaldığını ben zâten an- lamıştım. Halbuki... Benim bildi- ğim... Şehap bey seni hiç parasız bırakmazdı. — Susma canım... Kabahat sen- de olamaz tabii... Bu yaşa gelen bir çocuğu patasız bırakmak... cina- yettir. Senin: şimdi nelere nelere ihtiyacın yoktur? — Ben de evlât” büyüttüm. > nireki kızdı am ri utanıyormuş gibi başmı önüne eğe- rek ilâve etti: — Hiç ümit etmiyordum doğr- usu... Fakat bir haftadır kafa yoru- yorum, düşünüyorum. Nihayet ka- rar verdim. Bu işin kabahati sende değil... Evet evet... bütün kabahat Şehaptadır. Bu son sözleri işitince Nazmi şöy le bir toparlandı: — Neler söylüyorsun kuzum?... — dedi — hangi kabahatten bahse- diyorsun? Nine ellerini dizlerine basa basa iskemlesinden kalkmağa savaşı- dalar E 2411 Öz Türkçe ie : Bilmecemiz Osmanlıca karşılıklarını yazdığımız kelime- lerin öz türkçe mukabillerini yazarak geklimi- 3in boş hanelerine — yerleştiriniz ve keserek “Milliyet Bilmece memurluğuna, gönderiniz. Bilmecemiri doğru halledenler arasında kura sekiyor ve kazanlanarı hediyeler veriyoruz! Mödlet: Pargembe gönü akşama kadardır. bilmecemiz 1234567891011 EAA 2 — Oküzün karısı 4, Milliyetin yeni adı 3, Şart ed 3 — Bir işki 4, Ezilmiş 4, 4 — Bir kümes hayvanı 3, Afrikada bir ne | 9 — Hükümet merkesinin son hecesi 2. Ra- bak edale 2, 10 — Nota 2, Kadın değil 8, 11 — İdare eden, mazar kılan 8, Fill 2, Nota 2, YUKARDAN AŞAĞI : 1 Bir yaz meyvan 5, 2 — Valide 3, Hazer, Amade 4, Nola 2, 3 — Çi değil kd, 4 — Can 4, Çocuk yemeği 4, 5 — Genişlik 2, & — Çabuk 3, Kuvsat 3, 7 — Trabzonlu 3, Rahat edatı 2, 8 — Büyük valide 4, Hayvan ölüsü 3, 9 — Rabit edatı 2, Ab 2, Yama 2, 10 — Asmüktan emir 2, Nota 2, Istifham 2, 11 — Telgraf 3, Rabit edatı 2, Siyah 4, YENİ NESRİYAT Yeni adam Terbiyeci Ismail Hakkının idaresin- deki bu haftalık kültür gazetesinin 56 ıncı sayısı pek güzel bir şekilde çık- tı. Yeni Adam renkli güzel hir. kapak ğinde bir çk yanal, imi, ütmdi © tütleri pedagoji, ve sanata ait mütead- dit makaleler vardır, Yeni adam Çocuk hikâyeler i (Yeni Adam) gazetesinin ç İsra çok yararlı ve eğlenceli hikâyeler anlatılmaktadır. o Her sayısı 32 sayı Yalanın kudreti Kültür Bakanlığı M. T. T. üyele- rinden ve çok tanınmış eski yazıcıları- mizdan Bay Küzün Nami, Norveç gü- zel yazıcılarının ölmezlerinden Johan Bojerin bu güzel kitabını dilimize çevir- miştir. Karilerimize tavsiye ederiz. Sanat felsefesi Istanbul üniversitesi — edebiyat fa- kültesi estetik ve sanat tarihi doçenti Bay Suut Kemalettinin yazdığı değer. li bir kitap işar etmiştir. Resimli Ay basım evinin bastığı bu kitabı okurlarımıza özenle öğütleriz. Hafta - Adna Bu hafta çıkan sayısında bir çok makale ve kıymetli debortaj yazıları vardır. Pala BE yonunda 350 No, hane önünde açık ar- tırma suretile sntılacağından isteklilerin hazır bulunacak memura müracaatları ilân olunur. (7259) alk İ P EK sineması! 2 muazzamm film birden: 1 MALEK BİRA KR Baştan nihayete kadar kahkahalı, Fransizca sözlü M.G. M 2.STUDYO EĞLENCELE Paramount şirketinin en güzel dansörlerinin yaptığı bi Baş rollerde: JAK OAKİ-TELMA TÜ Bu akşam SARAY sinemasll JOSEPHİNE BAKER En muvaffakiyetli filmi ZUZU Sahre arkadaş: JEAN GABİN FOX JURNAL TARZAN'dan KUVW - TRADER HOR müthiş - Buzlu destanı - Aşkları - dolu meraklı ha: #£PEBAŞINDA ŞEHİR ebu! Betöğişesi ŞehirTiyafresa — TıvaTROSU Bu Saat (20) de İnsanlık Komedisi 4 Perde Yazan: , BALZAK UN Fransız Tiyatrosunda Bu akşam saat 20 de DELİ DOLU Yazan : Ekrem Reşi Besteleyen. Cemal Reşit, İstanbul asliye mahkemeleri birinci ye- nileme bürosundan : 4 Birinci kânun 1933 tarikinden evvel ikame olunup İs- tanbul asliye i Menret. mahkeme- sinde derdesti rü'yet ve Nigoğos ile Ah- yol | | İŞLERİM sö met arasında mezkür dava dosyasının yenilenmesi için verilen beyanname ve gönderilen davetiyenin Ahmedin ikamet lime yü gâbe meçhul olduğurbeyan ile mübaşiri tarafından bilğ tebliğ dada edilmiş ve TRABZON YÜ bir ay müddetle linen tebliğat ifasma ve o mİ GUMHUREYET mü sma 15709 yenilernö ; mensilerine incikânun PERŞİ başlanılmasına karar verilmiş olduğun. İf nü saat 20 de Hopaya dan mezkür günde Yeni Postahane bi- (3 masında kâin Birinci Yenileme bürosuna gelmediği takdirde 2367 numara'ı kanun ' ahkârina tevfikan yenilemenin gıyabın- da yapılacağı ilân olunur. (7287) İ Sultanahmet birinci sulh hukuk hö- / kimliğinden; Bonzanini firması tarafın- | dan Marpuççularda Çarşılı o handa 20 galliy Asrin umdesi “MİLİ No. da tüccar ve komisyoncu. Yakup 'g ABONE ÜCRE Azizin piyasada çalışıp çalışmadığının Türki içi tesbiti talebi üzerine bu bapta mabal - (M4 yağı fe Tinde tetkikat icra kılınmış ve mezkür İğ o 6 » 70 cihet tesbit edilmiş ve tesbiti delâil za- 'ğm'2.—> Mu bit varakasının mumaileyhe tebliği ika Gelen evrak geri veri maotgâhının meçhul olduğu mübaşirin meşruhatından anlaşıldığından mümkün | olamamış olmakla tebliğ makamma kaim olmak üzere keyfiyet ilân dunür. (7297) | racant edilir. . Geretemiz il Hiyetini kabul etmez. na yemek getireyim. Açın halini ben bilirim. Nazmi artık bütün bütün hoylanı vermişti. Kadını kolundan çekerek âeta zorla iskemlesine oturttu. Si- nirli sinirli; -— Çıkar bakalım şu ağzındaki baklayı! — dedi — — Canım, söyletme beni... — Hanım, ne biliyorsan söyle. | Anlaşılan sana birisi (o benim içi bir şeyler söylemiş olacak. Anlaya- lım bakalım. Benden ummadığın hangi hatayı yapmışım? — Ahlâkamızn bozukluğunu ne reden kestiriyorsun? — Bırak kolumu... sana yemek getireyim... — Yemek memek istemiyorum. Karnım aç değil... Terbiye ve sevgi hududlarından çıkmış, hiddetle ve yaşlı kadının kolunu kopaı gibi kavra- dığı kolunu tartaklayarak konuşu- yordu. Nibayet nine eşeğin istemeye; — Gel öyle ise... — dedi — mari- fetini göstüreyim. — Marifetimi mi? “Acaba bu'kadın delirdi ok | sa bunadı mı?,, gibilerden onu yan | gözle süzerek ayağa kalktı, © Hayırı. kadında. « düzeni bozul- muş 5 hal yoktu. Bilâkis, gayet Kadının yüzünde iyi bildiği bir şeyi kolaylıkla isbat | Hiümseme belirmişti; edeceğine emin gözüküyordu. — Anlatayım. de ayni boyda, ayni Eve girdiler. Nine inliyerek, ök- ne acem halısı vardı. sürerek her (o basamağı bir başka ses veren bir merdiveni. çıktı. Üst | İkamapenin arkasında bir € katla bir odanın kapısı açarak ge-| dr ki çok eski bir şeydi. Ze ri geri çekildi: layacağın en azdan üç SE Gir de gör... — dedi — ralık eşya çalınmış... 4 Nazmi derhal odaya girdi. px Saniyeden saniyeye bir şey anlayamayan hayreti artan Nazmi danın ötesini berisi süzdü. La haykırdı; sinirli sinirli bağırdı: — Peki! fakat bun — Eey! ne var burada? e — Ne olduğunu pekâlâ ami — Polise haber sun... kalmaz. d Gen, fena halde öfkelenmiş. — Aşağı tükürsem #99 Hani süt ninesinin kafasına bir şey | karı tükürsem bıyığım- indirmemek için kendini pek güç | sıl haber veririm? zabtediyordu. Hatun bunun farkm- e 2 ... da değildi. Kısa bir | sükün oldu. Nazmi onun bir şeyler söylemesini bekledi. Nihayet burnundan solu- mühim bir ziyan ama. nasıl teslim edebilirim yarak kadına yaklaştı: — Ne dedin? hanim — Ne var bu odada? Çırıl çıp- | gel.. Ben mi aşırdım lak bir Se en — ki ii di — An adın onun heyecan — e ie Di . « « » s| bana zıt bir sakinlikle — Evvelce böyle miydi? di: 3 — Sen değil, Tabil — Ya nasıldı? En azdan beş Fakat ikiniz sözbirliği, sene var ki ben bu eve gelmem... di arada bir, bir bayram (günü sana | o beni nereden bulabi gelmişsem bile mutlaka bu odaya | evi sen tarif ettin, o da, gizmemişimdir..... e. ii