Askerlik bahisleri ilta.yan - Habeş sınır | çarpışmasının sonu nereye varacak? un ayının beşinci günü Ha civarında bi e Habeş askerleri Zırhlı katal il lan İtal- i darmada ınstnın bildirimi 10 H yan kuvveti Hab: ğm etti, Stefaı önünde inn saçılmış olduğunu görmüşlerdir. m yer, Habeş bildirimlerine irinn 100 kilometre iç de imiş. Çünkü Habeş smırı, Hind deni- zinden 300 kilametre sraklıktan geçmekte kavga yeri kw bu denizden 490 kilo- erilik İmiş anıklanmış ve İtalyan ku- | tarafından yapılmış bir saldı- | aha doğru: A ir mânâya gelmez, m - Habeş anlaşamamazIı hemen hemen bir yüz yıllık eski bir & "hi ve (Somali) İtal nında Ha Habeş topal sıyasal ve ki piyesi olmak e önün İngilterenin de Tasnda yapılan konuşm fak olamayınca nihayet 1928 yan lında Habeşistan ile bir dostluk ve tica- yapmıştır. Bu andlaşma. k olursa üçüncü bir dev- decek idi best bir mıntaka yaratılmış ve Akabeden Habeşistan sınırına kadar bir otomobil yolu yaptırılması kararlaş- tarılmış Aradan beş yıl (Mussolüni)nin bu gez, Habetişinn meselesini ballede. cek kadar kendisini — serbest gördüğü ere, zaten ötedenberi İtalyanın (Habeşistan)da genişlemesi. ne göz yummuştur. Bu defa ise, Yemen gibi, Hicaz gibi Arabistan memlsketle. rinden İtalyayı uzaklaştırmak, onun dik- kat gözünü ve meşguliyet alanını Afri- kaya çevirmek ve takmak | İngilterenin işine ge besbellidir. Fransaya gelin- ce, İtalya, Fransanm kendisi ile bağla- mak istediği dostluğun hatırı için artık- onun Hsdeşistanda ona karşı liği ğ nı vermişe benziyor. Daha çenler"., (Roma) daki Fransız büyük a Italya dış bakanlığı ile görüş- neseleler arasında Fran- in bir kısmının İtalyaya bi- Takılma: ve (Ciboti - Adis ababa) miryolunun bir kısmının da İtalyanlara satılması işinin de bulunduğunu gazete ler bildirmişlerdi İtalyanın bu açıkça saldırım hareketi birisinin Japonların- ndaki hamaratlık- | duruyor, Son yapılan idh yüzde seksenini Japon malları teşkil ey mekte imiş. Hatti, Habezliler, pamuk skip yetiştirmek için Japonlara bir çok ta arazi sı rmış, Bu da yetişmiyor. muş gibi, Habeş © ordusunu düzmek ve kurmak için Habeş hizmetine bir çok Ja- pon zabitleri de © çağrılmış. İşin kısası, İtalyanlarm yapacı Japonlar yap- mağa kalkmışlar, tebii işi daha fazla tatmak İtalyanların hesabına gelir Şimdi Fransız dış bakanı Bay Lâyalm Roma seyahatinin amaçladığı meseleler. den birisinin ve belki en mühimlerinden elçisi Mili tefrika: 68 / — Nerede olacak? Benim evim- le... Kız oyun bozanlık etmedi. Mer- diyenleri tıpış tıpış o çıktı ve içeri girince çantasını bir tarafa, peleri- nini bir tarafa fırlattı. Yumrukla- rını sıkıp kollarmı ileriye doğru- uzattı. Bacaklarını gerdi ve başı- ni sağ omuzuna doğru eğerek/derin bir nefes aldı. — Ooh! — dedi — ne güzel ko- knıyor! Bekâr evinin kokusu bu de- | mek... Hürriyetin kokusu bu... ooh! Ve birden gencin boynuna kolla- ron doladı » ye e e ee İlk öpüşmeler pek tatlı gelmişti. Sarhoşluktan güç ayrıldılar. Fakat on dört saatten biraz fazla süren bu sarhoşluk duşun altında biterken Aliye birdenbire, damdan düşer gibi sordu: Bizmki bize yeter!, Dilimize uymadıkları besbelli & ken, yıllardanberi, içimize sindi- rip ağzımızda dolaştırdığımız bir takım sözler vardı. Ne demeğe geldiklerini araştır- güzel kullanırdık. bununla birlikte,, de- k darurken: “maamafih,, sö mayarak g nü dilimize dolamıştık. “Bundan ötürü,, diyecek yerde “binaen alâ zalik,e saplanıp kal- mıştık. “ Benaberin,, i bir türlü sil. kip atamamıştık. “Değil miki..,, sözü, i, rini pek güzel öz türkçe oluşu, bize onu 'Gün gibi açık,, sözü durur- ken, “Ezharı mineşşems,, e bağla- muştık, “madem- tutarken unattar- muşta, Daha buna benzer, ne özencik- ler, gösterişler yapardık. Dilimiz, bu pürüzlerden sıyrılın- ca, öyle güzelleşti ki, yerli, yaban- İ er onun bizim özümüzden çıkma ol duğunu tanıyor. Artık, içimize doğduğu gibi yaz- manın tadına tattık. Günün birinde: imize yeniden arapça, fars- ça kelimeler girecek! denilse, bu sözleri kullanmak teğine kapılan bir tek kişi göremi- yeceğiz. Yıllarca çöllerde dolaşıp, kendi yeşil yuvasına dönen gezginciler gi biyiz, Kendi yerimizi bulduk. Yerleş- mek üzereyiz de. Bizi buradan kal- dırıp; bir daha o uzun karısık yol- lara kimse atamaz. Artık, ne Ku se gideriz, ne de İsfihana... Çiçek gibi dilimiz üstüne (| başka çiçe koklayamayız. o Koklasak, biliriz başımız dönecek. Kendi tarlamızda, kendi toprağı- mızın yetiştirdiği bize yeter. Yeter değil, işte gördük ki yetiyor. Artık malın göz çıkarmasa da, | bir ulusu dilsiz btrakabileceğini a- cı denemelerle anlamışız. Yabanın malı, kendinin olsun. Salâhaddin GÜNGÖR | İs ve İşçi Milliyet bu sütunda iş ve işç yenlere tavassut ediyor. İş v istiyenler bir mektupla İş bü: muza müracaat etmelidirler. İş aranıyor iz mektebinden mezun İngilizce 8 çok kuvvetli muhasebe, Frans irkçe bilir bir genç ehven şeraitle iş arıyor. ağir (İngilizce) © rumuzuna birisinin de Habeşistan meselesi olduğu- nu anlamayacak ne var, Bu halde, Musso- ini İtalyası, bu defa Fransızların da mü sendesini elde edecek olursa, çok yakın bir zamanda Afrikanın bu kara veya çi- kolata renkli halkının başları üzerinde Italyan uçaklarının bombalar savurması- nı beklemekte haklıyız. İlkânun ayının beşinci günü Ualual' da patlayan tüfekler, bu düşünceye gö- re bir öncü vuruşmasnı bildirmişlerdir. İtalya, İngiltereden sonra, bu gez Fran- sa ile dahi uyaştuktan sonradır, ki asıl büyük Italya - Habeş & savaşı başlaya caktır. Apak (CİNOĞLU) Müa'lifi: Nözmi Şaliap — Nazmi.. Sana bir miştim.. Ne oldu? — İğne mi verdin bana? — Canım ne çabuk ta unuttun? Gi hiç te fena bir iğne değil- li. — Haa. evet... — Ver şunu bana da.. Bir kaç gün sonra geri veririm. Nazmi duşun altmdan çıkınca ıslak ellerile ceblerini karıştırmağa başladı: — Burada değil galiba Aliy: — Ya nerede? Öbür evde kalmış olacak her halde? — İyi di mayasm? — Ne münasebet elmasım.... — İyi düşün.. ben yalandan haz- zetmem... üşün... Birine vermiş ol. — Hece kime vermiştin?” | KUmAaK | Za blirarin Hasta olacağım gelir.. Arkadaşlardan biri, geçenlerde bir hastasını Cerrahpaşa hastaha- nesine yatırmıştı. Hastahane başhekimi Bay Rüştü nün insanlığım anlata anlata biti- remiyordu: — Bu, bir hekim değil, âdeta bir baba... yaşlarına varıncaya hastalarının en ufak ihti. kadar meş. gul oluyor. Bay Rüştüye: “falanca | taki hasta, kaç defa nefes al- diye sor, sana sö ü çin gece ile gündüzün farkı yok. Sabahın yedi buçuğun- Akşam kaçta çı- kacağını kendisi de bilm: Ya o hastahanenin temizliği ne. dir? Taşlara bal dök, yala.. O böyle anlatırken (o arada bir, yüzüme bakıyordu. Nihayet sordu: — Sen de Rüştüyü tanırsın, ne dersin? Güldüm: — Bir şey demem. Yalnız onu her görüşte, benim hasta olacağım gelir! Makinenizi Bugünkü ISTANBUL dersleri (Universiteden nak- program takımı, Zi: Haberler, 24,20: 1,10: Son haberler, İK BERLİN, 357 m. Senfonik konser. 16,30: Piyana ile rap- Şundan b . maşriyat, 105: — Ders, 2030: Popüler pi " 21: Şakılar, 21,30: Komedi. 23,18: Dana, Zâr Carband 223 Kb, VARŞOVA, 1345 im. im 30: Plâk. — Spor, 21: Ha- e Sözler, #33 Rek kianlı kanser. 23, ms BOUG Wim il, 20,18: Tarih bahla- - Vallahi kimseye vermedim kız! Fakat bu kız birdenbire değişi- vermişti. Bir gün evvel | sokakta rastgeldiği zamanki gibi dişleri gı- cırdamağa başlamış ve kaşları ça- tılmıştı. - Haysiyetsiz! — diye Ki — Haysiyetsiz kim? Ben mi? Aliye gözlerini dikmiş betbet bakıyordu. — Kuzum ne oluyorsun? — İğneyi! başka lâf dinlemiyo- rum. bağır. — İğneyi kime verdin çabuk söyle! Ve birden, hiç beklemediği bir | şey oldu. Kız, çenesine şiddetli yumruk indirdi — İğneyi! — Cevap veremiyorsun değil mi? — Çünkü iğneyi, benim haysi- yetimi biran düşünmeden bir baş- ka sevgiline hediye etmiştin değil- mi — Yalan söylüyorsun! — Yalan söyleyen biri varsa, sen sin! — Ben iğneyi evde unuttu | iie korunması, Bilmecemiz karşılıklarını yazdığımız. keli we Öz Türkçe ile” İ Osmanlı üni bularak şek» anelerine yerleştiriniz ve kesip gönderiniz. Mlmizin boş (Milliyet Doğru halledenler ara bilmece memurluğuna, dn kuru çekiliyor yoruz. Müddete ünü akşamına kadardır. Bilmecemiz 2940 ve kazananlara hediyeler Perşembe 8s 9101) SOLDAN SAĞA 1d, şehrayin 6, Lezet 1 3 Maşiyan 4, mota 2, cex Cereyan 4, valide 3, bayi Ziraat 4 Bıçağın kılıfı 3, beyaz 2 , bie kümes hayva | ae ari | | | — Zeriyat 4; görün YUKARDAN A Sat ml B, bü Pay bir mr 3, gemişlik 2. ik anne 4, tavla oyunundaki şey 3. harfi iki rin yukarıda yazılı gün ve dentin lunmaları. ık mleri kurumu genel at 10 da senelik genel toplantı yapı- ndan üye arkadaşların kurum | elmelerini dileriz. lacai * Milli Türk talebe birliği kongre başkanlığındanı | Milli Türk Talebe birliği büyükse- çim kurultayı 11. 1, 935 cuma günü Istanbul Halkevinde saat 10 da top- lecaktır. Birlikçi arkadaşların gelme- lerini dileriz. Akıl hifzissıhhası toplantısı Türkiye Akıl hıfzıssıkhası kurumunun yıllık toplantısı 10 ikinci kânun 1935 ağa Um koruma kurumları çalışması, m ve hasta adamlarda çalış Psikof arası vs in ölçülmösi, C — E — Alıngan huy gibi mevzular üzerinde münakaşalar ya- pılacaktır. Bugünkü orkestra konseri Kons konseri bu gün muallim Seyfettin A- safın idaresi altında ver lecektir. Vi- | yolonsel muallimi Sezai Asaf Viyo- | lonsel konserine de orkestra refakat | ervatuvarım 3 üncü orkestra İ edecektir. söyliyorum. Sen aksini ne ile isbat edebilirsin? Bu suali kendinden son derece emin bir tavırla söylemişti. Aliye güldü. Masanın © üstünde duran mektep çantasını acele acele açtı: İşt dedi Nazminin gözleri dört açıldı.İğne kızın avucunda duruyordu. Maama fih birdenbire toparlandı: — Anlaşıldı... cebimden aldın. — Hayır... sevgilinin göğsünden aldım. Hem de müthiş bir iskandal yaparak... Postahanede © yüzlerce adama rezil kepaze oldu. Nazminin hayreti bir kat daha artmıştı. Şaşkm şaşkın söylendi — Benim postahshede tanıdığım bir hanım yok... — Vardır. — Vallahi yoktur. - Sabihayr tanımıyor musun? — Nasıl bir kız bu? odur,dur, dur, uzun boylu, zayıf, esmer, bü- yük ağızlı bir kız mı? — Tam kendisi — Mesele anlaşıldı... Ben senden ayrıldıktan sonra o gece Sarıgüzel. de bir arkadaşımın o evine gitmiş- tim. Ne olduysa orada oldu. Ya bir şey çıkarırken © cebimden düşür- düm, yahut aşırmış olacaklar. — Gene yalan My: “ve nin böyle hırsız a la ola- Bu akşam S A RA Y Sinemasıiıij “Bitmemiş Senfoni, filmini yaratan büyük ve dahi WİLLY FORST'un ikinci zaferi MASKELİ KADI filminin ilk münasebetile BÜYÜK GALA Bu müstema şaheser da #k eseri mış ve Berlin, Paris ve Viyana bütün hasilat rekorlarını kırmıştı Az kı yerlerin iraesi uvaffakiyet şehirlerin en Li Fox 41656 No. ya Jurnal telefon ediniz. İğ ten ş temini için Bu akşam TÜRK Sinemasında Hayret ve ibretle seyredilecek bir film: Satılık Kahramanla Hisal bir mevzu... Hakiki bir hayat faciası: RİCHARD BARTHELMESS LORETTA YOUNG Vatan uğrunda hayatını, servetini, benliğini ve aşkım kaybeden bir kahramamın acıklı sergüzeşti. EKLER JURNAL dünya haberleri EE İlâveten: Türkiyenin Bütün Sinema Müdürlerine: Senenin BİRİCİK TÜRKÇE SÖZLÜ ŞARKILI MEMLEKET AYSE BATAK DAMIN KI Sinemamızda bugüne kadar mevcud hasılât rekorunu kırmış, Bayram ertesi olmasına rağmen fazla seanslar ilâve etmeğe bur kalmıştır. Halkımızın gösterdiği bu emsalsiz rağbetine Bugün PERŞEMBE saat lde, yarınCumasaat İlvelde seanslar ilâve" edilmiştir. PEK Sineması 2 büyük film birden mg' ##mmmu g stermekte olan HENRİ BATAILL SÜMER SİNENASIMA İİ SKAND ve em muvaffakiyet! anım sonu — Şehirler yık ndeki bütün sini muhafaza Kiyamet 4 seli lan bu muhteşem film, “Des Müdürü, Filminin unutulmaz GABY MORLE HENRIROLLE SUMER sinemes YENİ NEŞRİYAT Teknik (Yeni Adam) halk bilgilerini di kitabı olan (Teknik) çıkmıştı Yaşamak yolu İstanbul verem mücadele © in meşhi liyairo temisi TE ditün if kopuyor... gibi müti gösteren İMA ŞER pek kuvvetli ve heyecanlı film. Ayrca MARTHA EGGERTH ta- rafından temsil edilen ŞAHANE VALS filmi, Musikisi; JOHAN STRAUSS ki TEPEBAŞINDA ŞEHİR TİYATROSU Bu akşam Saat (20) de Insanlık sondu! Beliğleşiki Ş m pa x m OZAN OPERETİ (Eski Süreyya) > Şef Muhlis Saba- - hattin Şehzade başı Ferah Tiyat- rosu, Fahri Gü- Tünç, İsmail Dün büllü. Bu gece LEBLEBİCİ HORHOR AĞA Büyük operet. tince çıkarılmakta olan Yaşasf : lu mecmuasınmn 67, 69 sayılı ları nefis bir şekilde çılkmıştır. “ ylilliyol Asrın umdesi “ MİLLİYET ABONE ÜCRETLER BALZAK daki randevuya niçin gelm — Sahi neye gelmedin? — Çünkü o sabah mektebi ce Fahrünnisa hanımefendi zun bir mektup okumakla bulunduklarını gördüm.. Lâf bana da gösteriler. Altında b lip imzası vardı. Fakat ald maz, Farzedelim ki düşüsdün... Sa- na iade etmeleri lâzımdı. 'akat asıl neye acmdım bi- lir misin? Seni çoktandır görme- diğim için mektebine bir mektup göndermek istemiştim. Onu verir- ken bir de ne bakayım? Bizim iğ- neyi memure hanım göğsüne takma | dım tabii... Yazı senin pust mış mı? “Hanım — dedim —ne | ki yazmın aynıydı. güzel şey bu! Kim verdi / size bu- beer OE ADE Sg EĞİ nu?,, Kadın yılışık yılışık gi — Neye sustun? seyip ne dese beğenirsin? “Nişan- — Ne diyeyim bilmem ki. lum verdi o efendim,, demez lesem inanmayacaksın ? Hemen iğneyi çekip elbisesini yır - — Yoksa (arkadaşlarımı! tarak göğsünden aldım. Tabit o ba- | mektuplarını da ben mi gırdı, Etraftan koşuştuar. Müdürün | diyeceksin ? odasma çıktık. Arkasında marka- — Eh... Bu böyledir. mı görünce iğney bana verdi ama Aliye “sen onu benim kül ikimiz de rezil old. Nasıl beğen- | anlat, gibilerden pelerinini din mi yaptığın işi? aynanın karşısına geçti, başı — Hâlâ inat ediyorsun? mağa başladı. — Senin nene inanayım ?., Bizim — Gidiyor musun? smıfta Fahrünnisa derler bir kıx | — Tabii... var, — Bir daha ne zaman bi — Fahrünnisa mı? leceğiz? — Tabif tanryorsun.. Sevgilileri- iç bir zaman, artık nizden bu kaltak meşhürelerden- | da en ufak bir bağ dal miş.. Mektebe iki gün evvel polis — Fakat Aliye... haber vermiş imtihanların yarısı- — Susss... inanmam. na girdiği halde eline bir tasdikna- — O kıza neye sormadın” me bile vermediler. Adını defter- | nişanlın kimdir diye? den sildiler. Sorsana bana o gece — Aklıma gelme. altın köstekle odama attığın kâğıt-