ii İH Yazan: Marthe Richard ZA. Fon Krohn'un mektuplarını ilâçla okur sonra tekrar kopya ederdim Hülâsa IMarthe Richard Fransa casusluk | teşkilâtı tarafından o İspanyaya gönde- gilmiştir. Vazifesi orada Alman cas teşkilâtna girmek ve iki cihetli casus- huk yapmaktır. Marthe bir sürü o mace- ralardan sonra Alman casus. teşkilât reisi Baron Fon Krohn ile tanışmıştır. Bundan bir çok malümat almış Fransa- ya gitmiş tekrar İspanyaya dönmüş tür, — Rüzgür bir alowette (tarla kuşu) ndan daha uçucudur!.. Anladım ki, yüzbaşım bu sefer sözümü dinlemiş ve bana bir adam göndermişti. Artık şüpheye mahal yoktu. Yoksa bu şifreli kelimeyi ğız derhal bana tatlı tatlı sedi, — Bu saatte vapurun barı ten- badır. Hem orada oluşumuzdan kimse şüphelenmez. İsterseniz ora ya gidelim. Ben bu sözleri fransızca söyle - mişlim. Derhal cevap verdi: -— uniye. Bunu söyler söylemez büyük bir müddet Arjantinde kalmıştı. Ve şimdiki harpte de topçu zabiti iken yaralanmış, birçok ge- girmiş ve sonra bizim teşkilâta ay rılmıştı, Fakat gene hasta idi. EL macık kemikleri nöbetten sarı ve kırmızı bir renk içindeydi. Esasen kendisine mahvolmuş bir adam na zarile bakıyordu. Vapurun barmda bir erkek ve bir kadın vardı. Ya Arjantinli ve- yahut İspanyol idiler. Biz köşede- ki bir masayı intihap ettik. Mülâ- hatimi ni sebeplerini, aldı talimatları, göze aldığım teh- likeleri, hepsini hepsini anlattım. Ve yüzbaşımın ne gibi emirler yol- ladığmı sordum. Mülâzim şüphesiz bu casusluk i- şine yeni başİryordu onun için bana saf saf: — Sizde olanlarm hepsini Fran. saya götüreceğim dedi. Bu saçma fikir beni yerimden fırlattı. Nasıl olurdu. — O halde dedim Arjantine git- KM yam eya, oraya nası! iderdim. gi — Yolda çaldırdığınızı söylersi- siz dedi. Omuzlarımı silktim. Bu işin içine green yla len ir ,vaziyeti kavrayamaz- dar. Ve işi bu kadar basit zannede- yek böyle kesip atarlar. manlar değildir. Ve intikam almasını çok iyi bilirler. İsterseniz kamarama ge Tin, size Baronun verdiği herşeyi vereyim ben de vapurumuz e Killiyet'in Romanı 60 AYATIM Tercüme eden: M. F, * Gaziantepli o Kürkçükapı hamal başı Nuri (Ertürk), Tıp tlebe yurdu kütüphane memuru ismail Hall, ma. hiye memurlarından Ali Rıza, | binbaşı Ahmet Kerim (Aydın); Maçka Kâğt hane caddesi No: 4 Sabbek Orhan (Ak al), Haydarpaşada İbrahim ağn mahal. lesinde (75) No. lu hanede mütekaidini askeriyeden Salfet (Alptekin), Galata inhisarlar umum müdürlüğü umum ev. rak kalemi memurlarından Mitat (Gü Ter), Emniyet müdüriyeti memurlar. dan merkez memuru Tevfik © (Kork. maz), P, M. Kemal (Yağız), $. baş kâtip Esat (Baskın), Istanbul giriş paner mal bakıcısı Büyükadah Sadri (Çakım), İst; ithalat gümrüğü münye- me başmemurü İbrahim Etem (Alpki- ray), Tramvay şirketi işletme müdür muavini İşmet (Karadoğan), Galatada inhisarlar umum müdürlüğü umum ev rek kalemi ömiri Kemal (Suner), In - hisarlar vezin memuru Şükrü (Atılgan) Yalova Haci Mehmetli köy mus'lim - lerinden Necmettin (Atılgan), Galata inhitarlar umum müdürlüğü umum ey. Şimdi Marthe Richard, Fon Ktolın | tarafından Arjantine gönderilmektedir.) — Bana kalsa ben sizi getirti - rim. dedim. Bana öyle geliyor ki casusluğun müşkülâtinı tamamen bilmiyorsunuz. . Almanların bana verdiklerini size teslim etmeden ev vel götürdüğüm eşyaları göster mek istiyorum, Kamaramdan çıktığım zaman size rastgeleceğimi ve sizin de bu işe meur bir adam olduğunuzu bil. miyordum değil im? Benimle ge. Hin, hepsini görün. Hiç birisine el ğmeimştir, Bu suretle yüzbaşıya hepsini size teslim ettiğimi teyit edebilirsiniz. Hep beraber kamaraya girdik. e bi açtığım zaman kendisi- dürü Reşit (özdemir) soy adlarını al. mşlardır. * Koyulhisarda Orta mahallede Şam- hh oğlu şöhretini taşıyan Mehmet ile lat, &sliye 3 cü ceza mahkernesi aza - rafla meşgul olmasını bilir misiniz? Kafama bir fikir gelmişti, Bu su retle her şeyi kurtarabilirdim. — Evet, dedi, sından Tahir Hilmi ve Ankara vilâ - — Alâ! diye cevap verdim. Hiç | yeti niyet memurlarından Ahmet şüphesiz vapurda karanlık bir oda in, tefenni sorgu hâkimi Ahmet vardır. Bir yere uğradığımız za - man gölatine - Bromure d'argent ve çini mürekkep satm alırsmız? Bereket versin benim yanımda collargolium var. Bu suretle bütün sırları götürmüş, yüzbaşının ve be- nim istediklerime itaat etmi; ve benim de yoluma devam etmeme imkân vermiş olursunuz. Hâlâ vaziyeti anlamıyordu. Ken- | disine izah ea; > — Gölatine Btomure'le, kâğıt. ların içinde ne yazılı olduğunu meydana çıkarırız. Collargolium'la ben onları tekrar kopye ederim. Mülâzimin önünde termos şişe- lerini boşaltmak ve içindekileri kendisine göstermek üzere idim. Tam bu esnada kapı birdenbire a- şıldı. Kısa boylu © kırmızı suratlı kısa bıyıklı fıldır fildr gözlü bir bahriyeli içeri girdi ve mülâzim Mari'ye hitaben dedi ki: — Erkeklerin kadmların kama- rasıma girmesi memnudur. Bunu bilmiyor musunuz? » . . Bereket versin bu esnada termos şişeleri elimizde idi. Niçin bu adam gelip bizi rahatsız edi - yordu? Acaba Fon Kalley'in veya- zabıt kâtibi Enver, kardeşi tayyare pi- yango müdürlüğünde Hulüsi (Uran), Gümrük hukuk bürosu memuru Hüse yin ve eşi asliye birinci ceza mahkeme. si zabıt kâ i Makbule (Ada. mix), asliye 1 ci ceza mahkemesi zabıt kâbiplerinden Tahsin (Tüzün), Tarihçi Ahmet, Refik (Altmay), Rontgen mü. tehansısı Dr. Mahir (İşildar), De. A. kil Muhtar muayenehanesinde o Bekir (Börü) soy adlarını almışlardır. * Türkiye İş B. İst, şubesi kambiyo servisi mermurlarındam Tevfik o Şakir (Evrensel), M. Kemalpaşa İkazası cum. huriyet müddeumemisi Kâzem, Türk İslim müzesi başyazamı Fehmi, Sarı - yer 36 cı mektep başmuallimi Baha - ettin, yüzbaşı Kâmil, İş B. memurların. dan Tevfik soylarınm yaşıyan en bü. yüğü olan mütekait kaymakam Cajer Sadıkın aldığı soy adr olarak (Göyonç soy adlarmı almışlardır. > * Emniyet müdürlüğü ahlâk za- bıtası şefi Abdülmennan Gm tapu pu idaresi Kad Sabire, köy tapu kâtiplerinden kardeşleri Ankara hut Fon Krohn'un bir adamı xa, ü üdüriyeti anbar memuru idi bu? ela he ey eserin Her şeyden emin olmam,herkes ten şüphe etmem lâzımdı. Kendi- etmek te memnu mu? Cevaben nizamın nizam oldu - ğunu söyledi. Hiddetinden, gaza - bmdan bu işin içinde başka işler olduğu zannediyordum. — Beni takip ediniz! dedi. Mari'ye termos şişesini verdim. Ve biraz sonra gelip beni güver - deli vapur . öldü izmir memleket basianesinden Be- kırköy akal hastalıkları © hastanesine tede bulmasını söyledim. Kısa boylu, kısa bıyıklı adam özür diledi: beni bürosuna götürdü. Lüzumsuz 7, Bu kadar çabuk hıralanmayn. | münakaşalara girmek istemiyor ve 1 vi Askerlikte iş böyledir ne yapayım. bana yalnız nizamnamenin madde Beyoğlundan Eminönüne gitmelrte Aldığım emri ifaya viral dk isti iL olan (217) mumarak vatman Kâmilin Hem sabırsızlanıyor hem inat e- | *“ “Bircok illerde yazılmış Olan | Kullandığı trammay arabası Hilmetin ©- diyordum, Görünüşte bu işlere oka- | far var. Hangisini istiyorummuz? tomobiline çarpmış ve çamurluğu par - dar kulak asmıyor görünüyordum. Bana Almanca bir tercüme u - i k Fakat içimde frıtmalar coşuyordu. | zatı Ayağı kay.ica Neden biraz sabredip rolümün bü-| © Niçin almanca veriyordu? istiklâl caddesinde Hümü Tabiat tün icaplarmdan — istifade etmek Yoksa Fon Kalley'den para al. | Hokantası aşçısı Cemal mutfakta yemek yarken yarı yolda bı 7m. | mış ta bana ilk ziyafette yapılan | pişirmekte iken ayağı kayarak düşmüş Tilkiyi yüzmüş yüzmüş kuyruğuna | tecrübeyi mi tekrar ediyordu? | ve ei çorba tenceresine girerek baş - getirmiştim. Hemen cevap verdim: lanmıştır. Aşçı hastahaneye kaldırıl- — Arjsntine, Baronun verdiği €-| © Almanca bilmiyorum! emt. manetleri götürmeden - gidersem —— Hırsız hizmetçi Almanların beni öldüreceğine emi Vapurumuz Kanarya adaların « ğ olunuz. Yüzbaşım bunu istiyor mu | da yirmi dört saat kalacaktı, Telin bi ez sörürımi sie? ; — Bunda istifade edelim mülü- | acet Sadık evden Ke hi ap Akşam çayı zamanı gelmişti. Va- | öm Mari dedim. vere in e iyania Kisir gile inhanlar | © Vapurdaki kırmızı suratlı bah - | Eğrülmiyee i geliyo: imisi sakin kimisi li İni ğ, ; : gürültücü olan yolcular. İngilizler | yor ve sasiainl hi Mi) Gizli randevu evleri yavaş yavaş konuşuyor İspanyollar | gu. iyet müdürlüğü ahlâk zabıtası Mar a seri görüşü: | Mariye: #ncumurları Taksim ve civarında evvelki yorlardı. Fransr: gülümseyerek Ke Hayır, dedim. Siz yalnız gi- | gön yaptıkları kontrol esasında sokuk- dinliyorlardı. Mülâzime, gelip ka- : : : Sİ | va gezen uygunsuz yakalsmış maramdarı #manetleri almasını tek | giniz. Ben burada limanda yolcu. | e Çanga Tükmei herne gönder. z MİLLİYET CUMA 14 KANUNEVVEL a is — TEPERRİK HABERLER) Taşdelen suyunda yapıl yeni tesisat dün açıldı 1934 Yeni soyadı alanlar Herkes öz Türkçeden beğendiği güzel bir yeni soyadı alıyor Soyadi olabile- cek isimler ANKARA, I3.A.A. — Içbakanlığ tesbit ettiği köy adlarından alman ve soyda: olabilecek olan isimlerin Tis- tesi aşağıdadır KOY ADLARI Çikiman, Çırakman, Çoğaş “İr- Çoğraş, Çokal, Çiongar, Çontay, Çor: man, Çotulay, Çuğun, Çukun, Dağan, Dalaman, Dalayman, Danışman, Day- sal, Dengiz, Dıragon, Dikmen, Di- men, Dogula, Dengoz, Dölek, Dulka- dır, Dursun, Duymuş, Dündar, Ede, Edebalı, Eğdemir, Eğe, Eğmir, E- laldı Alcbasan, Eldeş, - Elemen, El yagut, Emre, Emrecik, Ersrem, En- giz, Ergil, Erçek, Erçel, Erçik, Er- dal, Erdöğmueş, Ergat, Ericek, Erisen, Erkmen, Erküt, Ermin, Ernez, Erten, Ertoğan, Ertoğdu, Ertuğrul, Esen- buğu, Evren, Eymur; Gaylan, : Geç- men, Getizmen, Gükcen, Göçeri, Gök- bük, Göksün, Güktaş, Gönen, Gönenç, Göreğen, Gözmen, Güden, Güder, Gülez, Gönen, Gümren, Gündeş, Gündoğmuş, Günei, Güneri, Gyüney, Güvem, Güvenç, Halman, Hazar, Her gül, Hotamış, Hozman, Hdırı, Ilgaz, Idem, Ilbasan, Ibaş, beyli, İlçin, gin, Ilhan, İlisen, İlmin, İltaş, İme- cik, İmen, İimert, İmir, İmül, Tnaç, Inal, Ine, İneç, İrezür; İremet, İte- mur, İvrendi, Kabalak, Kağar, Ka- gan, Kalabak, Kalcan, Kaman, Kan- damış, Kandikot, Kapçak, Kaplan, Aracan, Karacaoğlan, Karaçor, Ka- rakoç, Karakurt, Karaman, Karamur, Karssar, Karasatı, Karaş, Karataş, Aratekin, Karaturok, Ka- yaymir, Kargı Kargın, Karmış, Kar- al, Kartı, Kasman; Kaya; Kayı) Kay dan, Kaymas, Kaytarma, Kerçin. dar kazası hükümet baytarı Muhar - Bey); Daday jandarma © kumandanı Tahsin, Emniyet M. 3 cü komiser Zi- ya, babaları Nuri, kardeşi İbrahim soy adı olarak (Akan), askeri müte- kaitlerden Abdullah kardeşi topçu bin başıs, Mustafa, Beyazıt mektepliler pazarı Faik, Gülhane dahili asistanla- sine hitaben dedim ki: (Büyükkei), Üseü - | akmeşlerdir. —Bu zat benim dostumdur. Hastalanmış, ve yanında gecele- | POZL/STE İNHISARLARDA yen sıcak bir şey bulunmasını iste- piya di. Kendisine bir şişe çay hazırla- Tramvaydan atlarken Kibrit fiatları dım. Vapurda hastalara yardım Fatihte Mahtada dun & Ucuzlayınca sarfiyat nis- betide haylı arttı indirildikten İ ! pıji ş ri asi i Hilâllahmer sanatevi sergisi vi) ii 16 hirincikiman pane Süsü gril 10 da Hilâliahimer cemiyeti binasında açılacaktır. edilecek Batla satılacaktır. | Harici küçük haberler l > Vali muavini, belediye reisi Beyoğlu kaymakamı (Baş: 1 inci sahifede) na alarak Kadıköyüne geçtiler ! — Kadıköy iskelesinde, otomobiller bekliyordu. Son Postacı Halil Lütfi ile ben, bün iardan birine yerletşik, Bostancıya kadar uzayan asfaltı kızak kayar gibi geçtikten sonra, top | rak yollar başladı. İlerledikçe yol da kötüleşiyordu. Derken uzakta bir köy belirdi: — işte dediler, Bakkalköyüne gel- Ben güldüm: — Çok eslki bir köy öle gerek. Sordular: — Görmeden nasi anladın? | | — Balekalköyü diyorsunuz. Şimdi- ki bakkallar, kazançlarile koca koca İ apartmanlar yaptırıyorlar. Eski bak- kallar, demek yalnız köy yaptırabili - orkard y i. Denizi, tepeden kuşbakişi, seyredi- | yoruz. Görünüş o kadar güzel ki, yo- Jan çetinliğini duymuyoruz bile... Bakkalköyden sonra, Samandıra kö yüne uğradık. Bu köy de şirin bir köy. Yolun ağzında çocuklar oynuyordu. Otomobiller durdurup bunlarla ko - muşmağa daldık. Ben içlerinden biri- ne sordum: ir. — Anlamadım, bir daha söyle... — Güngör... Soyadları kanunu çıkirktan sonra önüne gelen Güngür oldu, diye şikâ- yet edip durdum. Şu beş yaşındaki ço cuğa da: — Neden ben'm adım: aldım? diye- İ rem ya... Bayan Güngör, dava etse, hak kazanacak. dek bir farkımız var: Ben erkek, okız... Otomobiller komurdamağa © başlar. ken, bizim foto Cemal, atik davranıp Bayan Güngörle benim bir arada res mimizi çıkardı. Tekrar yola düzüldük, az gittik, uz gittik, deretepe, düz git- tik, nihayet uzaktan bir köy daha boy gösterdi. — Sultan çiftliği... >> Ay, dedim, burası eski Türkiye mi? idadi muavini, Evkaf müdül suya gidiyorlar gi kahraman, fıçısına alimi, kuruş almak için bu balçık ö den geçer!... Biz böyle konuşurken, bir 6 daha daha dayali Halil yecan içinde bağırdı: — Mazurya bataklıklarına 2055 Sanıram Alemdağı bataklığıZ. meşhur bataklıktan pek geri KAİ, ri yoktu. Hepimiz tepeden trsaği, şmurlara bulanmıştık. Yalıs bö muşın, öyle keyifli bir tarafı v8 ze anlatamam. Paris bulvarlarında yürürken. bu kadar neşeli olamaz. bayılıyoruz. Ama me için ği larla beârber kalırım. Bu kabak kafalı herifin bakışlarından bir mâ na çıkaramıyorum. Ben nimresmi surette yüzbşi rüt besini aldığımdan mülâzim itaat stü ve öğleye kadar bütün sokak- ları dört döndü. Fakat Fon Krohn un mektuplarını meydana çıkara - cak ilâçları bulamamıştı — Bitmedi — # Fransa borcumu vermiyecek — Pa- ris, 13. A.A. — Fransanm 15 kânunuev- bi > . i M6 etmiştim. Bunu hiç — istemiyor. dum. Fakat askerlikte casuslukte da olduğu gibi, itaat lâzrmgelirdi. Mülâzimin de içi pek rahat de- Zildi. Bu işte yeni başlıyordu, son- Ta kurnaz değildi. Söylediğim bü- tün tedbirlerden “ürküyerdu. Hal. buki bizim meslekte kabadayı ve küstah olmak tehditlerden kork- mamak lâzımdır. Bunlardan bir çoğumun hastalıklı ol- duğu anlaşılmıştır. Ahlöle zabıtası şim- diye kadar gizli fuhuş yapılan iki yüzü mütecaviz randevu evini kapatmıştır. Otelde yananlar LANSING, 13. A.A. — Körms oteli yangınında telef olanların sayısı 24 ola-