MİLLİYET i Düşünce | tanrılık yolunda — Özdülle — Geçin gün Bay Yüşur Nabi, bu ga- zciede makineden söz açmış, batı bri şanurieri, yazarlarından wi de çoğunun erik onu prn letir; bu işlemenin ürünü bir bakarsın Yalnız o güzel değildir, bir «yağı da aksar; tanrılar onu aralarında görünce gülerler. Güzel, büyük tanrılar ise elleri değil, Apollo gibi bir tanrı © olmaktır. Yalnız demir döğen, el işi gören tanrı- dan da vazgeçemeyiz; bunun için onu kendimiz yaralmağa çalışıyoruz. Şim - dilik adam ancak Hefestos gibi bir tam ağır işlerimizi büsbütün makine- ye yüldetip biz yalnız güzelliklerle uğ- raşabileceğimiz gün bir Apollo, yok, Harik Hayat Telefon : Milli tefrika: 34 — Haydi benim şekerim, canım, koca bebeğim... Haydi tut ablanm elinden... haydi şekerim. Yaşı on dokuz... Bebeğin denizi. aym en güzel ışığı altında Boğaz. Sırtına yaslan- mış taze bir kız göğsü... ve kulak- lart buğulandıran ılık bir nefes en gönül alıcı bir baygınlıkla konuşu- yor... Bu Nazmi ne yapar? hâlâ i- nad mı eder? Ne yapacak? Kız ne isterse onu yapar. Kalkar, elinden tutar, rıhtı- ma çıkarır. Sonra, kollarını veri na dolayan sevgilisini kucaklamaz, bir boğa gibi dalar şu taşlığı karanlık, her Kaza UNYON”STCORTAZ aptırınız. ASINA Türkiyede bilâfasıla ai elan ÜNYON Kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. 5 KANUNEYVEL Yalnız öğüdle iş yürümez! 12 Birincikânunda tutum (ikti sat) arttırma (tasarruf) | günleri başlayor. Bugünler içinde, her yıl olduğu gibi ba yıl da bir ağızdan haykıracağız: — Yurttaşlar! Akça biriktirin! — Para, parayı çeker! — İşten artmaz, dişten artar... — m pie damlaya göl olur.. lele bu son öğüd, haridir, diller- Va gezer durur. Anlaşılan can kulağile dinleyen yok ki, damlata damlata göl yapan- ları göremiyoruz. “Bu darlıkta, sağanaklı yağma yağmadıkça göl birikmiyor?,, diyen ler var. Göl toplanmasa da, küçük bir havaz olsun dolar ya... İşin başı, üçü beş etmesini mekte!.. Eski tatamlu kocakarıdarımız var dı. Bir yerde adları anıldıkta : .— Ah, ne kirli çıkındır o, deni- irdi. Bu kocakarıların yerini tutanlar, devede kulak!.. Canının çektiği bir nesne görünce: — Sanki yedim! deyip başını çe- viren birinin gün gelip kendi adile anılan koca bir cami yaptığını anla. tırlar, Bunu söylerken şimdikiler de var larını yoklarını taşa toprağa kapat. sınlar demek istemiyorum. Yarını gözönüne alarak, ellerine geçenden birazını ölüm dirim için, ne olur, ne olmaz diye ayırsınlar, yetişir. Yalnız bu işin beni korkutan bir | yeri var. Hepimiz, öğüd veriyoruz: — Yorttaşlar, akça biriktirin? — Para, pavayı çeker! — İşten artmaz, dişten artar! — Damlaya damlaya göl olur... | bil. lerimizi tutan kim kalacak? M. Salâhaddin GÜNGÖR mm, us tanrıçası yeşil gözlü kızın, ba- Zevs'in m Dal lenmiş olarak doğduğunu biliriz. İsti- yen varsm onun önüne geçmeğe kal kışsın; o güler, üstüne atılanların hep- sini de yenmesini bilir. Yine derler ki Atena'yı Zevs'in ba- şından Hefestos çıkarmıştır. Bu, maki. | Benin adam oğullarını ağır işten kurta. | rp yalnız us işlerine bağlanmasını talayan hir ver deği mk? muş» | Nurullah ATAÇ | Abamlamak - reddetmek; beliklem miş - müsellâh; © düzen - nizam; er dem - san'at; savlak - dava, iddia; us - gin, zekâ; ürgüd - eser; ürün - mah- sul; yağı - düşman. ldealar acunu - le monde des iddes, âlemi misal, Bu- #an » Tabiat, Um - Venüz, timsal, ve Otomobil nyon Hanında Kâin 4.4888, Müellifi: Nazmi Şebap yanı sessiz evin içine, Ve bu heryanr sessiz evin içine girince, elektiriği yakmadan taşlığı geçti, yavaş yavaş merdivenleri çık- tı, sofada kumar oynanan odanın önünde kızı kucağından indirdi. İkisi birden kulaklarımı kapıya dayadılar. Calibe; — Kimse yok... Hepsi gitmiş... — diye mırıldandı — Sonra elele tutuştular. Parmakla- rının ucuna basa basa peder efendi. nin çalışma odasma daldılar. Ka- pıyı sürmelediler. Nazmi derhal bü- tün perdeleri açtı. Yarı karanlık o da bir sünger gibi mehtabı emdi. Kız eğilmiş kanabenin altından bir keman kutusu çekmişti. Genç çıkarıp halınm üstü- iki tırnak vurdu, Sonra tellerin altına bir i- Öz Türkçe ile | Bilmecemiz Osmanlıca karşılıklarnı yazdığımız ke- limelerin öz türkçelerimi şeklimizin boş ru halledenler arasında kur'a çekiyor ve kazananlara hediyeler veriyoruz. Bilmpecemizin müddeti perşembe günü akşamma kadardır. . Bilmecamiz 1234567891011 —reoouaveaun ae lmak, bermurat olmak (7) 3 — İptida, birinci (3). 4 — Tev'em (4). Ersmekten emir â. 5 — Beyaz (2). Cesur, erkek (2). 6 — Salâbet kesbetmek, tasallup et- miş (10). 8 — Uzak midas (2). Emeal, zevç (2) 9 — Alimet, can, deva (2). Dün - ya (4). 10 — Aşikür (5). Rabıt odatı (2). 11 — Bedel, mülâzemet eden, mâip (5). Çehre, sahife, haşerattan biri (3). Yukardan aşağı 1 — Koraat etmek (6). Akıl, zaman (2). 2 — Sersem (4). 3 — Soyran, teferrüç (7). 4 — Akur, dern, hattı fâsıl (2). Ka- bile (3). 5 — Tersine okursan ayı yuvasıdır (2) Hareket ettirmek (8). 7 — Enimekten emir (2); Yemek (2). Bir erkek ismi (3). 8 — Rabıt edatı (2). m. 9 — Ziraat (4) Yemek (2). 10 — Yama (2). Geriş (4). 1i — Ekül, şikemperver (4). Fül (2) Lühim (2). Ekmek satan Acıklı bir ölüm — Kavala eşrafından o merhum Bay Mehmet Rızanm kızı Bayan Maide w- zun zamandanberi müptelâ olduğu hase tahıktan kurtulamıyarak dün gece ve- fat etmiştir. Cenazesi bugün saat 11,30 da Erenköyünde Şaşkın baldkalda Süt. çü Augabun evinden kaldırılarak nama | sı istasyonda Zühtü paşa camiinde ki- lındıktan sonra Karacaahmetteki aile mezarma defnedilecektir. TEPEBAŞINDA ŞEHİR : TİYATROSU , Tatanbut Beliğiyös! Bu akşam ŞehirTiyafrosu © Saat (20) de ty. yamur 5 perde Yazan: | W. ŞEKSPER Tercüme eden: Ertuğrul Muhsin İl 9778 Eski Fransız Tiyatrosunda ŞEHİR TİYATROSU ÖPERET KISMI Bu akşam saat 20 de MR BİR la Pek LL Li DOLU Büyük opereli pekli mendil sokarak; — Ne çalayım... — diye fısıldar dı — gene onu mu istersin? Nazmi rıhtımı kanca ile itip san- dalı açarken gökteki tek tük bulut- lar yeni yeni kızıllaşıyorlardı. Pen- cereden mendil sallayan Calibeye süzgün bir bakış attıktan sonra yor gun yorgun küreklere oturdu. Köy henüz uyuyordu hava biraz Kıyıda, denizde o kadar sulara dalıp çıkan kürek- ler bayağı gürültü çıkarıyor ve bu gürültüler uykusuzluktan feri sö- nen gözlerine birer kara kaya ka- dar sarp ve yalçın gözüken boya- sız yalılar da yankılanıyordu. Önü bomboş olduğu için, ikide bir göz atmağa lüzum duymayor- lu. Öyle yorgundu ki... Eve gidip şöyle bir yatağa uzanabilse en az- dan yirmi dört saat deliksiz bir uy- ku çekebilecekti. Aksi şeytan! bu- gün de o kadar. yapacağı iş vardı ki.. Bit kere Ulrinin gi için “Net, € gitmek lâzımdı. Gitmemek ola mazdı. Oğlan Nimetin kızkardeşi Seniha için yanıp tutuşuyordu. Bu ların babası da ne garip adam dı! Seniha hödük mü hödüktü. Doğru diri'st mektub okumasını bi YENİ NEŞRİYAT Avrupada otomobille | 9000 kilometre ! Baş yazanlarımızdan Bay Ahmet Şükrü Esmerin gazetemizde tefrika €- dilen bu isimdeki seyahet notlarını 0- kurlarımız büyük bir alâka ile takip et- imişlerdi. istanbuldan otomobille (o kalkarak, insanı konak konak, memleket memle. | kat dolaştıran bu,notlar bize de zih - | nen o yollardan ayni seyahati yaptır - muştı. Balkanları, Yuyoslavyayı, İtal - | yayı, Almanyayı, Macaristanı, Roman- | yayı hep birlikte tekrar dolaşmış ol. | duk, Oraların menkibelermi © dinledik, bir çok ülkülerin, kasabaların, köylerin bususiyetlerini öğrendik. Bu ajâkadan ötürüdür ki Bay Ananet Şükrü Esmer gene ayni ad altında gü- i bir kitap halinde bastırmıştır. Her âile kütüphanesini süsliyecek olan bu potlar büyük, küçül,, kadın, erkek her. | kesin elinde gerekli surif bir kitap ol- | muştur. Gnzetemizde soyahati günü gününe takip edememiş olanlar da bu kitabı derli toplu bir hakle daha zevkle ve ay- ni merakla okuyacaklardır. (Ahmet Halit kütüphanesi: 50 kuruş) Mülkiya Her ay intişar etmekte olan (Mülk | K kiye) min 4i cü sayısı çılmıştır. Mus- tafa Şekip'in (Kitap yaktırmak) yazısı” le başlıyan bu müshasınm sosyoloji kıs- mında: (Zekâ ve deha meselesi), ço. | cukluk ve ergenlik), (şehircilik: şehir örnekleri) Hukuk kınsında: (idarenin takdire bağlı hareket iktidarı), (Du- guit'nin devlet nazariyesi), (Avustur- ya, şuralar devleti), ökenomi kısmında (kredi işimin artan ehemmiyeti), (diri- je iletisat tecrübeleri İL. Roosevelt tec ri) (yenj careb anlaşması) poli - tik kısmında (harp sonrası teşildli © sasiyelerinde siyasi fırkalar İl devlet fırkası), (ayın siyasi hareketleri) yazı- ları vardır. Memleket irfana bir biz - met malsadile çıkan bu mecmuayı bü- tün münevverler okumalıdır. , Yenitürk le beceremiyordu. Parlaklığı (o bir kaç sene daha devam edebilecek bir çift göz ve o evlendikten iki ay sonra çamaşır yıkamağa başlayaca- ğı muhakkak olduğu için, çivitli su- ya gire gire nihayet bir sene içinde manda külbastısma (dönecek bir çift el değer © miydi bu azamete? Diridin daba iyisine mi verecekti nilerinden yana biraz zoru olan her vatandaşın bu kızın bu de- likanlıya kaçmasına yardım etmesi farz olmuştu artık... Hoş... ben babamm O sözünden çıkamam di- yerek kız da biraz kendini naza çek wek istiyordu ama, Ulvinin evinde iki gün geçirdikten sonra babasını pahasına çevrilmiş müthiş heyecan ve mer, Yarınki Perşembaden itibaren başlamak üzere İPEK Sineması KUVVETLİ. AZAMETLİveMUHTEŞEM İki büyük filmi birden güsterecektir. -Siyah Gölgeler İngiliz Antil IV. yaşamış hakiki, muvrzam ve wüthiş Fransizca sözlü büyük film 2—ORMANLARIN HAKİMİ Hindistanın vahşi ve balta görmemiş korkunç ormanları arasında pek çok fedakârlıklar ve 5 avcının aktan insanı titreten süperfilm( Fransızca sörlüdür) FİYATLARDA ZAM YOKTUR Bu akşam: Bütün /İstanbul halkı En büyük Fransız artistleri . tarafından oynanılan EKMEKÇi kadın Büyük Fransız filmini görmek İçin MELEK sinemasına köşacaktır. Baş rolde: Komedi Fransezdoa mdam GERMAINE DERMOZ Yerlerin evelden aldırılması rica olunur. İlâveten: En son halihazır dünya havadisleri. CLARK GABLE ( NEW-YORK Bugünkü proğram 18 franereca ders, 18,30 jimnastik, | Selim Sır, 19 plök neşriyatı, dans mu- sikisi, 19,30 dünya (| haberleri, 19,40 | Balalayka orkestrası ve koro heyetimiz, tarafından taganni. 20,40 pâk neşriya- tı, türkçe öperetler ile beraber | neşeli musiki. 21,15 Anmdolu ajansı, borsalar, 21,30 radyo orkestrası, 22 den itibaren | radyo caz ve tango orkestrası. 823 Kha, BUKREŞ, 304 m. 13: Elik. 1348: Borsa, — Pia berler, 14,40: Plâk. (hafif Caudellanın eserlerinden operası, 10: Haberli 41. 20: Konferans, 20.20: ( Cbopinin eserlerinden piyane konseri 3/48: Şarkılar, 22,05: Radye sslen orkestrası, 23: Haberler. Z1,28; Konserin devamı, 223 Kiz. VARŞOVA, 1345 m. . 22,40: Chepinie viyolonsel sanatları, 23! Reklâm konseri, 28,18: Dans mu- sikisi, — Sözler, 24,05: Dama musikisi, Kız. LELPZİĞ 382 m. 19,45; İtalyanca de Beyriyat, 23: Haberler, singene orkestrası, Dd Dans musikisi, 1105 Kh FRANKFURT, 251 m. 176 Kür. MOSKOVA, 1714 m. 17,30: Sözler ve karışık program, 22: Yaban « dillerde seşriyat, 23,20: Lajos veres ———— — ——— Nihal, Mediha Muzefferin © yazılarile intişar etmiştir. Tavsiye ederiz, Holivut Holivat'un 5 kâmnuevvel | nüshası güzel resimler ve zengin münderecal- Koydaki fener şamandırasını do- lanırken — gözü bir şeye ilişti. İçi hopladı. Bu heyecanm sebebini bir. Tuna devam etti. Fakat iki üç kü- rek daha çektikten £ sonra tekrar gözü o şeye takılınca birdenbire kürekleri bıraktı, Bütün dikkatini gözlerinde toplayarak baktı: Bu olacak... muhakkak bu... Vallahi bu! — diye (söylendi — Dar uzun koyu bir rengi vardı, Bu- nun rengi de koyu... maun renk... Evet evet budur... maun geceleyin öyle gözükür. Bizi kovalayan sam dal her halde bu olacak... Maun boyalı sandal yirmi otuz kulaç ötede duruyordu. Biraz daha sittin sene aramayacağı şüpbesizdi. Bundan sonra da Calibeni sile randevusu vardı. Üç lık bir is göz göre göre bir uykuya feda edilemezdi. Üç bin lira... luğu biraz dağılır gibi oldu. Üç bin lira... Karşı sahilde ilk postayı yapma- ğa hazırlanan bir şirket vapurunun istim koyuverdiğini farketti. Vücuduna bir çeviklik gelmişti. bakınca; — Amma da tuhaf ha... — de di — nasıl? Bu sandal başıboş mu bırakmışlar ?.. demirli değil. Kürek leri de üstünde... şunu bir görelim bakalım. Küreklere sarıldı: — Şap! Şap, şap! ri Bir saniye sonra hasım gemisini, dört metre açığından bordalamış bulunuyordu. O zaman maun boya lk sandalın içinde zayıf bir insan vücudunun doğrulduğunu yi Kürek çekerken başını bir sağa bir | Ve... gözlerini oğuşturarak bek sola çevirmeğe başladı. Gözleri a- | bir daha baktı... İNE MEM çıldı. Gün ne güzel başlıyordu. zOeoh.. —dedi — me arıyor. ve CLAUDETTE COLBERT'i» En güzel filmlerini görmeğe harırlsnınız: f İKİ GÖNÜL BİR OUNCA TOZAN denbire anlayamamış olacaktı ki yo | Bütün sinemi severleri Memnun EDECEK MİAMİ) Biliyormusunuz? topluluzu nerede? KARADENİZ YOLU GÜLCEMAL vapuru 6 Birin- cikinm PERŞEMBE günü 20 de Hopa'ya kadar. a imi er AYVALIK YOLU ANTALYA vapuru 5 Birinci Kânun ÇARŞAMBA günü saat 19 da Ayvalığa kadar, (8260) © #797 MERSİN YOLU ERZURUM vapuru 6 Birinci Kânun PERŞEMBE. günü saat 11 de Payasa kadar, ce) TERCÜME ve TAPU ve sair devaire ait İşlerinis için Ye Postane karşısında 'alora banında SÜMER - BİLGİ YURDUNA möracast ediniz. Telefon: 20170 sun burada? Hırçın bir kahkaha koyun sükü netini kamçıladı: — Neye aval aval bakıyorsun? Yanaşsan a... Nazmi kürekleri bir iki kere d#” ha oynattı. Şimdi iki sandal ne rampa etmişti. Boğuk bir gene sordu: — Ne arıyorsun o burada? in©9 kolsuz bir fanilâ... göğüs bağır * çık... Bu serin sabah sana zehirdir Cavit! Maun boyalı sandaldaki, sarış” soluk benizli bir gençti. Cevap ve” meden eğildi. İnce, bir deri bir k& mik kalmış parmaklarını bir rakı şişesinin boğazına dolay?” rak doğruldu ve doğrulurken y9” yarıya dolu olan şişeyi bir di e Soluk yüzü yavaş yav8f penbeleşti, sanra birdenbire b? esildi. Kemikleri biz gözüken göğsünü rüzgârma vererek; — İçim yanıyor Nazmi içim! — diye bağırdı — — Delili! çılgın hayvan! Bu r*“ kı İm herke beterdir. — Bi miyor muyum? Ayakta duramıyor, sallanıyor Acı acı güldü: — Bitmedi —