15 Mayıs 1934 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

15 Mayıs 1934 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tevfik Rüştü. Beyin beyanatı (Başı 1 inci sahifede) ç Bu esnada M., Titülesco odaya gire- rek gazetecilerin arasmda oturmuştur. Tevfik Rüştü Bey M. Titulescoya hitat ben gazetecileri bana sualler sormaya davet ettim demiş ve M. Titulesco da “ Siz da aynen benim usulümü tatbik ediyorsunuz, en iyisi budur.” cevabını vermiştir. Tevfik Rüştü Bey beyanatına devam ederek demiştir kiz “ İrat ettiğim iki nutukta Türkiye- nin harici ü i söyledim. Bu siyaseti temamile ettim.” Gazetecilerden biri şu suali sormuş” tuz “ Yunan harbiye nazırı ceneral Kon- dilisin Ankarayı ziyareti Balkan misakı- na vuzüh vermiş midir? Tevfik Rüştü Bey şu cevapla bulun- muştur : “ Bu ziyaret münasebetile neşrolunan tebliğ, Balkan misakma ne kadar sadık bulunduğumuzu ve ileride de ne kadar sadık kalacağımızı isbat eder. Bu nokta- yi ehemmiyetle kaydettik. Ve açıkça i- fade ellik.” ER Diğer bir gazeteci boğazların vaziyeti- ni sormuştur: Tevfik Râştü Bey bu ikin ci suale de şu cevabı vermiştir * “ Bir mukavele ile Boğazların serbest- Tiğini temin eden bir komisyon teşkil 0- lanmuştu. Fakat bu serbestlik bu muka- veleden çok daha evvel Sivasta akdetmiş olduğumuz kongrede kararlaştırlmıştı. Biz Boğazların kapalı olmasını istemiyo- ruz. Bu mesele Osmanlı imperatorluğu üş olsaydı duymaklayım. Ancak bu meselede son asırlar siyasetinin eskimiş olduğunu mü- h li ü veticeler bu- malist sıfatile hakikati görmemiz lâ zımdır. Kemalist olmak vatanını, milli- yetini sever olmak ve terakkiye, beşe- riyetin zekâsına itimat etmek demektir.” Diğer bir gazeteci şa suali! sormuştur: ““ Türkiye ile Sovyet Rusya arasında münasebat normal bir şekil aldıktan nra komünist propağandası artmış dur?” * Tevfik Rüştü Bey şu mukabelede ba- lunmuştur: pi “ Nezaketinizi suistimal vel bizzat suali ele alarak o deyece ğimi Sovyet Rusya ile olan münasebatı- mez aslâ gayritabii bir şekilde olmamış- && ki, bu münacebatı tabii bir şekle sok- mak ihtiyacımı hissetmiş olalım. K: mist propağandasına gelince, şunu söyle- yoyim ki, aslâ böyle bir mesele ile ka: tılaşmadık” ve bundan muztarip olma- dık, İki memleketin münasebatı daima, samimi olmaştur. Her memleketin kendi bünyesine uyan bir rejimi vardır. Şayet her hangi bir genlniz veğimi Sir. bir memleket yayanı gayesi hakikatları &n mesut bir çekil de bu ahvale uydurarak tanzim eylemek- tedir.” Burada Tevfik Rüştü Bey M. Titules- coya dönerek “öyle değil mi Ekselans?” demiş ve M. Titulesco da bu sözleri te- yit eylemiştir. a Tevfik Rüştü Bey devamli demiştir ki “ Tarihte en büyük zaferleri ve © büyük felâketleri görmüş bir milletiz. le kaybelilen çay am ede ki, şi gey an- SAK dzstlükln telâfi edilebilir.” Mi ikirinindln hr ödemi tecevüz sia. önline karşı Tevik Rüştü Bey gi demiştir ki : “ Nutuklarımızda bu noktayi kâfi de- recede sarahatle gösterdik. Bulgarista- Bin Balkanlar ailesine girmesini ve teş- viki mesaide bulunmasını daima israrla Araştırdık ve temennimiz bunun bir an evvel tahakkuk etmesidir. * Sovyet Rusyanın #nilletler cemiyetine girip girmiyeceği hakkındaki suale de şu kı gerek bizzat Rusyanın menfaati olarak bunun bir an evvel tahakkuk et- mesini temenni ederim. Şunu da ilâve etmeliyim ki, bu benim münhasıran şah- i bir mütalcamdır. Böyle bir mesele mevzuubahs olur ve bize de fırsat veri- İecek olursa Türkiye hükümeti bu yolda bir teşebbüse girişmekle çok bahtiyar 0- İscaktır.” Nihayei Balkan misakının ne zaman i ireceği sualine de Tevfik memlek: iç birinde duymadığım gibi olar matbuatında da Belgratta görüşmeler BELGRAT, 14 (A.A) — Türkiye hariciye vekili Tevfik Rüştü Bey ile Resmi tebliğ BELGRAT, 14 (A.A.) — Türkiye Hariciye vekiliyle Romanya ve Yugos- lavya hariciye nazırları bugün saat 17 de Yugoslav hariciye nazırı M. Yevti- çin nezaretteki odasında toplanarak sa- at 20 ye kadar görüşmüşlerdir. . Bu toplantıdan sonra matbuata a- Arttırma, eksiltme |Ve ihale kanunu (Başı 1 inci sahifede) tutulmalarını ne derece doğru o- lacağını sormuştur. Maliye encümeni reisi Hasan B. bu noktaları izah ederek muame- leleri hususi kanunlariyle istisna edilmiş ve sermayelerinin yarısın- dan fazlası devlete ait müessese- lerin muamelesi bilânço ile nihayet bulan ticari mahiyetteki işlerinin bu kanun hükümlerinden hariç tu- tulduğumü ancak inşaat ve esasir tamirata tealluk eden işlerle de mirbaş eşyalarına ait muameleleri- nin müzakere edilmiş kanun hü kümlerine tâbi tutulacaklarını söy- lemiştir. İsmet Bey (Çorum) maddenin yerinde olduğunu söylemiş, Re- fik Şevket Bey (Manisa) bu mües- seselere arttırma ve eksiltme işle- riyle ihalelerde madde hükmüne göre verilecek olan tercih hakkı- nın doğru olmadığını işaret eyle- miştir. Mazhar Müfit Bey (Denizli) ayni noktai nazara iltihak ede- rek maddede bu cihetlerin tasrih edilmesini istemiştr. Bu müzakerelerden sonra mad- denn tadili; yeniden bir defa encü- mence tetkikikini istiyen üç takrir verilmş ve bunlardan maddenn en- cümene ein ait takrirler ka İkinci madde Kanunun ikinci maddesinin müzake- resi esnasında 15 bin lira kıymetinden aşağı alımlarla inşaat, tamirat, imar ve istikşaf işlerine ecnebi tebaasının gire- bilmesi için bunların 10 seneden beri Türkiyede mukim ve ticaret le kayıtları bulunmaları hakkındaki ikinci fikre etrafında sorulan bir suale | ceva- bi münakasalara iştiraklerine mak için mazırlara verilmiş selâhiyetler bulunduğu ve gittikçe inkişaf etmekte olan sanayilmizin vaziyeti göz önü üirilerek bu hükmün konulduğunu ilâve eylemiştir. Maliye Vekilinin beyanatı Refik Şevket Bey mesele (hakkında hükümetin de noktai nazarını bildirmesi” ni istemiş ve söz alan Maliye o Vekili Fuat Bey demiştir ki £ “ Hasan Fehmi Beyin ifadelerinde i- şarel ettikleri gibi Hariciye Vekili encü- mende izahat vermiştir. Ve bu izahat hükümetin noktaj nazarı demektir. Mad- de ber yerde olduğu gibi Türk vatan- daşlarına*ruçhar hakkı vermektedir. Gerek doğrudan doğruya ve gerek bilvasıta arttırma ve eksiltmelere girme- leri memnu olanları tayin eden maddede 4öx alan Refik Şevket Bey (Manisa) mebasların arttırma işlerine hak. emi vermek eksiltme işlerine girmeleri- nin menedilmesindeki manayı aniamadı- rm söyliyerek bu gibi işlerde mebusla- rm berhangi bir nüfuz tesirinde bulu- hacakları vâhimesine kapılmanın yersiz olduğunu işaret mebusların hukuku me- deniyelerini ne suretle ve ne Kadar istimal etmek selâhiyetlerini tayin bir teşkilâtı esasiye meselesi olduğunu ve memurlarla mebusları bir addetmenin ve yine teşkilâtı esasiye kanununa tea- ruz teşkil eylediğini söyliyerek demiştir ki: “ Mebuslar nüfuzlarını sui istimal e- decekleri fikrini protesto eder ve mad- deden mebuslar kaydınnı çıkarılması sw- Süleyman Sırrı Bey (Yozgat) madde- nin lehinde bulunmuş ve aynen kabulü. nü istemiştir. Bütçe encümeni reisi Mustafa Şe- ref Bey encümenin hükümetin lâyihasın- da mevcut olan bu hükmü kendi mazba- tasını alırken hiç bir zaman hiç bir vâ: himeye kapılmadığını kaydetmiştir. aliye Vekili Fuat Bey söz alarak, hükümet bu teklifi yaparken Refik dığınt ve bütçe encümeni tafa Şeref Beyin izah ettikleri se - beplerin tesiri altında teklif edildiği ni söylemiştir. Vekil Bey, arttırma işlerinde me- sların serbest bırakılıp eksiltmede menedilmelerinin sebebi a so “ğaibe orada vardir ki ve mebusla ee lele be teklif yapıl - Kanunun 17 inci maddesine kadar müzakeresi yazıldıktan sonra perşem be günü toplanılmak üzere içtimaa ni hayet verilmiştir. 1†etmişlerdir. li ğ larında ve gerek kararlarında tam bir itilâf mü ve tesbit edilmiştir... susa isimlerini kaydettirmişlerdir. Ziyafet BELGRAT, 14 (A.A) — Bu akşam sant 20,30 da M. Yevtiç, ya ve Türkiye hariciye nazırları ile maiyetleri şerefine hassa alayı zabitanı mahfilin- “de bir ziyafet vermiştir. (Başı 4inci sahifede) | , Gazi Hazretleri, *nutuklarının diğer bir kısmında memleketimiz- de harekâtı milliyeyi akim bırak - mak, Yunan ve Ermeni amalini tes ri ve teshil etmek için el altından çevrilen para dolaplarından ve tah rikâtndan bahsediyorlat, bizim zayıf noktalarımızı arayıp bul - makta mahir olan düşmanların ne ler yaptıklarını anlatıyorlardı) Mahmut Esat Bey bundan sonra sö züne devam etti: — Erzurum kongresi kararlarını hukuku düvel ve hukuku esasiye ba - kımından tahlil ettikten sonra vakit lursam Sivas kongresini de tahlile çalışacağım. surum kongresi, railliyetçi yeni Türki, harici dan beynel - milel vaziyeti ve siyasetini halletti ve gösterdi Meseleyi iki bakımdan - hukuku e- sasiye ve hukuku düvel - bakımnıdan mütalea etmek iste, Erzurum kongresi, yeni rejim için ne düşündü, ne kabul etti? Bu kongre nin memleketi alâkadar eden pren - siplerini anahatları itibarile mütalea & deceğim. Memleketin içini alâkadar eden ü üzerinde idi: B — Kuvvayi milliyeyi âmir yap - mak, C — Vatanm istiklâli için muvak - kat hükümet kurmak. Bu üç esasın verimi bugünkü eski rejimin, yeri aldığını göre: tün tutulacak, bu vatanda söz tin olacaktır. Halbuki Osmanlı kanunu esasisi, meşruti bir idare kabul etmişti. Hâki miyette padişah denilen adamın payı ı. Bu adam, milli iradenin şeriki idi. Padişah denilen adamların mil - li hâkimiyet payı, milletten de fazla idi. Milli hâkimiyetin haki- ki sahibi olan Türk milletinden, pa « dişah denilen adamın hâkimiyet payı daha fazla idi. Padişah tasdik etmedikçe milletin kabul ettiği kanunun tatbik sahasın- da hükmü yoktu. Hükümetin hazırladığı muvakkat kanunu padişah imza edince bu ka - nun hüküm ifade ederdi. Erzurum konzresi ise, bumu, ni hâkimiyeti mutlak © surette mil iade etmek kararını veriyor, hakkı ga- sıbın elinde alıyor ve milletin hâkim olmasını istiyordu. Bu karar, Türk milleti tarihinde bir dönüm noktasıdır. Bu karar; şerik ka bul etmiyordu. Modern ea » siye noktasından kabul edilmiş bir re jimi yerine getiriyordu. Bu, poktada biraz durmak isterim. Biririğ" Millet Meclisinde ilk teşkilâtı esasiye kanu- il merhum Ce lâlettin Arif Bey, birinci teşkiltâr esa siye kanununun kabulüne itiraz etti. 'ünkü bu kanun, hâkimiyeti bilâkay dü şart millete veriyordu. Cellettin A rif Bey bir takım tezatlar, nihayetsiz mânasızlıklar içinde o moktai | nazarı müdafaaya çalıştı. O kadar israr etti ki vekâleten çekilmek mechuri; de kaldı, Modern hukuku esasiye telâkkiya tina göre bir milletin hâkimiyetinden az çok feragat etmesi, gene modern buku e: ndan o millet için Wil edeceği Millet, ayni dili söyliyen, ayni ta- rihe mensup olan, kültürü, dileği, duy camiasıdır. iin miş, bir cihazdır, bir idettir, bir maki nedir. Daha doğrusu, devlet, millettir, millet devlettir. Bunlar, bir tende bir üz tekniğini bir ke- sata baraka akdi velamp GleLilAE, e delim, bu camiada kimin hükmü ga- liptir. Aklı selim, bu işte smilli irade in hâkimiyeti gerektir diye- Çünkü fert bile, sahsi hayatında kendi kendinin nâzımı olmak dava - sındadır. Fert, bile kendi arzusunu hâ kim kılmak davasındadır. Bir camia meselesi mevzuu balsol duğu zaman, elbette milletin, camia- nın kendi mukadderatına hâkim ol - ması icap eder. Osmanlı e eyi ın mukad 'deratını başladığı 93 unu Esasi» si aklı selim haricinde mi kalıyordu? B * dn Senin hâkimiyetin mutlaktır ve yalarz es yet vardır. Esir ol Esaretin dahi Ki da a a b ei Mutlak hâkimiyet, Türk milletinin güzel adını taşıyan her ferdin hakkı dır. Hâkimiyet, yalnız milletindir ve yalnız Türk milletinindir. Aksini söy İeyenler, aklı selim haricindedirler. Bir milletin hâmiyetine bizler gibi bir olan bir adamın başlı başma ii trak hakkı olmak ne demektir? Bu hak, bu iddia, hukuk bakım dan nasıl izah olunabilir. Ortaya bir adam çıkıyor. Bunlar hânedan men - suplarıdır. Ekseriyetle hanedan men dejenere olmuştur. Bir deje - nerenin ortaya çıkıp milli hâkimi te hak talep etmesi ne demektir? Öyle Ji, tarihte Deli lb - lar, MİLLİYET SALI 15 MAYİS 1934 Mahmut Esat Beyin dünkü dersi ğı tez, bu mânasızlığa karşı bir'ha - reketti. i Kansınu Esasi Ortaya bir vatandaş çıkıyor ve mil li hâkimiyette şeriklik iddia ediyor. Ve bunu mrarla mMüdafas ediyor. Bu | vatandaşa karşı yapılacak muamele | basittir. Ya hastadır, hastahaneye gönderi. | lir. Yahut bir suikastçıdır, mahkeme en adam: Nasrl olur efendim, diye sordu- man verilecek c b kikatleri görebi Osdevrin meşruti sistem müdafi - lerinin, bir kısım noktai nazarları iş- te bu esas eti idi. Bir kısmı an- aneden, kanunu esasiden bahsediyor- Tardı. Bilhassa merhum Celâleitin Arif Bey, Osmanlı kanunu esasisinde ısrar etti, Güya bu kanuna göre birinci Mil ist Meclisinin milli hâkimiyeti kabul etmek hakkı değilmiş. Ayanın da tas dik, etmesi lâzımmış. Halbuki böyle olmadı. Millet Meclisi tasdik etti ve iş tamam oldu. O vaktin büyük hukuşinaslarının hakları yoktu. Kanun noktasından da o mesele padişah lehine değildi. Bütün İstanbul halkanın Türkçe büyük 17 Mayıs perşembe Şehzadebaşıuda HİLÂL Her iki sinemada Padişah, toplanması lâzmgelen bir meclisi senelerce toplamadı ve ka Dunu esasiye riayet etmedi. Kanuna esasi, tanımıyan hükümdara karşı, ka nunsuz hareket eden herhangi bir şah | sa karşı, kanunun mütecavize karşı ta nınmış herhangi bir hakkı mevzuu abhsolamazdı. Meselenin esası, ega - lite meselesi değildi. Bir milletin istediği zaman kanu - nu esasisini değiştirmeğe hakkı olup olmadığı meselesi idi Bir milletin istediği zaman, kanu- nu esasisini tadil etmeğe hakkı var - dır. Hak bakımından da bu böyledir. Yoksa kanunlar, gasıpları elinde işah hakkı müdafilerinin fel - sefesi, gasıplık felsefe ile ne'ka: zah edilebilirse, bunlar, felsefe: o kadar mukavemet gösterebilir, Padişah Padişah denen adama göre, pa - dişahın milletin hâkimiyetine müsta- killen iştiraki davası, bilirsi velistib- kakları ira ve hak yolile milletin rau- kadderatında bunların rol yapması za ruri idi. Ne yazık ki “bilirsi velistihkak” mü- galatasını burada izaha mecbur kalı- Çünkü bu mugalata, birçok mil letlerin mukadderatında i ide çi vustai esirlerdir. Padişah, bu çiftliğin ve lerin mir, ve mutasarrıfı - dır. Modern hı esasiye noktasın- dan, ya babadan kalma ortada bir mülk olmalı. Yahut bir meta olmalı. Halbuki Türk milletine ve Türk vata nma bir çiftlik gibi tasarruf etmenin ne kadar aykırı olduğunu izah bile et mek istemez. B lar için İngilterede bile hal denler bulunmuştu. Krallığı, hazreti Ademden tevarüs ede ede idare ettiğini bile ileri atanlar olmuştu. O Ademin oğlu ise, biz de Ademin oğluyuz., Şu halde hepimiz kral ve padişa « hiz. ? Celâlettin Arif Bey benim hocam- dı. Fakat milli tezlerde me hocalık, ne babalık hakkı vardır. Kazanması mu vaffak olması lâzım gelen tek $ey var dır: Vatandır ve millettir. Onun için hocamı tenkit etek hakkımı k kendim. de görüyorum. O zamanm ları diyebilirler: Bir tacidarla, gi bir vatandaş, bir midir? Bugün, bana sorsalardı, muhak - kak ki bir değildir. derdim. Çünkü Türk demokrasisinde bir vatandaş bir padişahtan değil, bin papdişahtan da üstündür. (alkışlar) iü aşi verimidir. Gasıpla hak çarpışınca el - bet hak galebe edecekti. Netekim et- miştir, Kılıç hediyesi imiş irade meselesinde var: tan, padişahl hıç hediyesidir. Bu fikir, yalnız bu kukçuların malı değildi, edebiyatımıza bile hâkim oldü. Hatip burada Ab - lk Hilmi Bey Sensin ol padişah ki bu ümmeti necibe, Emsar bahşışındır, ebhar yadi- kârm..” Beyti ile başlayan meşhur Fatih methiyesini ele alarak bu zihniyetin yanlırlığını uzun uzadıya anlattı ve sö züne devam ederek dedi kit — Istanbulun fethi, kurunu vustayı kapattı. Nesile? İçtimai sistemlerile. Türkler, İstanbula girmekle, yalnız kendileri için istifade etmediler. Bükü i yeni bir âlom açtılar. İrani ba âlemin» adıma kürünü eh re dedi. — halindeki beşeriyet eml Jun alınışından sonra rönesansa ka » vuşta. Bazı Boğaziçme çıkarım. Ru - meli ve Anadolu hisarları önünden ge çerken Boğazkesen hana şu münayı i- fade eder: Genç bir millef? dipdiri bir let, Kurunu vusla sonlarında ora- ip iki kale dikmiş. Bizansa ba « Emiyor: * — Sen sus! Aleme söz söylemek be nim haklemdır! Diyor. Bu vatan, bu topraklar, yeni Tür biye toprakları, o doğrudan doğruya illetincin kendi kılıcının payı Tel. Beyoğlu SARAY SİNEMASINDA| 17 Mayıs Perşembe saat 18,30 da Konservatuar konser heyeti Yaylı sazlar orkestrası tarafından SON KONSER Şef dorkestr: Solistler: CEMAL REŞİT Matmazel ODİLE KAMMERER MÜHİTTİN SADIK Fiyatlar : 150-100 -75 Bugünkü program ISTANBUL: 18,304 Plük meyriyatı Bey tarafından çocuklara masal, 19,30: Ala terke musiki neşriyatı Eltalya Sadi hanım ve 19: Meset Cemil arkadaşları. Zi: Ajanı ve borsa haberleri K; rışık maşriyat. 21,25: Oda Cemal Reşit bey ve arkadaşlar. VARŞOVA, MIS m 1750; Kunrtat kanseri, — Musahabe, 1925: Piyano konseri. 19.50: Musahabe, ZiM8: “Ör- bow, itmindeki üç werdelik Ç operet 2530: Dans müsikisi, 24: o Musahabe, 24405: dans BÜKREĞ. 3ülm. 13, — Borun ; — Plik. — Haberler; — plâk. ai cesiranı, 201 Ünüversi- mese tarafından tapan konser. 221 — Haberler. dr alem İŞ ar 19,20: Karışık konser. o 19,50: Masahahe. 20, 20 Piyane komser 22.15; Bir nakil, ZâZ0: — Musakaba, Reklam. 2; Smetamanın. Stüdyo tiyatrosu. 21,40! Dam ——————— Tince bunların en az sökeceği bir Yer varsa o da Türk vatanıdır. Anadan doğma sorguçlu Sultan do Zan bir millete, Sultanların asaletin- den bahsetmek mânasız olur. Bizde hak sahibi olmak içim , sade ve temiz vatandaş olmak kâfidir. B uher şeyden üstün ve kuvvetli ol 2040; V a Pl 030 üyük bir Türk kumandanı nm bu millet üzerinde hâkimiyet iddi asına kalkışmağa hakkı yoktur. Seli- min de öyle. Ötekilerin de öyle. Ba memleket, yalnız bir Fatih yetiştirme miştir. Ondan büyük Türk kumandan im din nok. olmadığı. bilürsi velistihkak i tasrndan da biç bir kıymeti nu izah etti. Ve ilâve ettir 1 — Siz gençler! biliniz ki hukuk ya ana, riyaya icra vasılası 'apıldığı gün tehlike çok büyüktür. F ei halı meet ali Üz > Zal a ilâ hak prensipleri, başka şeylere âlet et. Milli hâkimiyet, hiç b n Mİ ) hiç bir suretle şir esasiye rejimine kat'i surette tet ediyor. bik Hâkimiyetin şeriklik kabul ettiğine dair hiç bir eserde en ufak bir fikre rastgelmiyorum, Jan Jak Ruso, hükümdarın vazi - yetini, lâalettayin bir memur vaziye ama yanl Klara, öküedem ör a tar, diyor. Mi . bitirdi: “ “Milli irade bugün de hâkim ola - cak, yarın dai; Öbür ün e Mahmut Esat Bey #iddetle alkışlar: #maştar. İnkılâp filmi ANKARA Türkiyenin Kalbidir SARAY SİNEMASI Bu akşam saat 2lde SİNEMA vw İSTANBUL MUSİKİ SANATKÂRLARI CEMİYETİ HEYETİ SAFİYE H. - TANBURİ REFİK ve KEMANİ SADİ Beyler KEMAL NİYAZİ Bey ve ARKADAŞLARI - OVRİK BABA ve ARKADAŞLARI -30 kişilik saz hi Biletler şimdiden kişslerimizde satılmaktadır. İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanmda Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. | ve kol nizamında sabirsizlikla beklediği günündön “itibaren Ayasofyada ALEMDAR birden başlıyor eyeti Bükreşte Başl inet sahifede) gün saat 11,10 da Bükreş ufkunda inerek saat İl,İS te hepimizi müteheyyiç eden fevkalâde bir intizamla Banyasa tayyare meydanına indiler. Meydan - irçok “tayyare zabitleri karak yn istikbal edildi - ler. Tayyarecilerimiz yaptıkları çok değerli seyahatten fevkalâde memnun ve gayet neşeli idiler. Yüzlerinde en # küçük bir yorgunluk alâmeti görün müyordu. Tayyarecilerimiz karaya i - nince, hava nazırı, Celâl Beye hoşgeldiniz demiş ve kendileri ni “enesku” lokantasında bir öğle zi yafetine Üavet etmitşir. Bu te Romanya hava kuv - ataşe gün tays militerimiz bulunmuşlardır. Bu öğleden sonra sefarethanemizde yarecil elçilikte ataşemili bir akşam yemeği verilmi Romanya hava nazırının beyanatı BÜKREŞ, 14 — Anadolu Ajansı - nm hususi muhabiri bildiriyor: Romanya hava nazırı M. Erimes - ku bugün tayyarecilerimizin Roman - ayı ziyaretleri mi tiyle bana wi seyahat hakkındaki fikir ve bamı şu suretle beyan etti: > “Kara tayyarelerinin kara denizi böyle e MR geçmiş. çok takdire ir “ tir, İlk defa Türk arkndat memleketimi larımız izi ziyaret ediyor- lar. Bundan çok ziyade memnunuğ Ramen tayyarecilerinin de bu ziya?" stmeleri Bugün Bükreşe varan tayyare fi İli mende Celâl Bey seyahiatle ri hakkında bana şu beyanatta bulun du la bir saat kırk dakikada Sivastopolun 20 kilometre şimalinde Ga Karla sü Üzümcü gü a gittik, Üçüncü ? vardık. Monkovada 1 Mayıs bayramına uçarak iştirak et tik. Bu uçuşta bize kendi kolları içe- risinde hava kuvvetleri kumandanı * rn alen sonra yer verdiler. Moskov. gün kalarak birçok ecele gazli Bu ala Lami Moskovadan gün burads kaldıktan sonra perşembe sabahı ha reket sn doğruca Eskişehire ine” <eğiz. ir da gördük 9 May keyi iyi şartlar altında geçmiş ve en ufak bir arıza olmamıştır, Ve memleketi? çizdiğimiz seyahat programı arka” daşlarımın yüksek çalışma kabiliyet” leri sayesirde tamamen tahakkuk ©* İİ eğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: