Şia > Kuleli Askeri Lisesini bitiren gençler dün bir müsamere verdiler Kuleli Askeri lisesinden me « zun olan 250 efendi şerefine dün Çengelköyündeki mektepte bir ay rılık çayı verilmiş ve bu münase » betle merasim yapılmıştır. Merasimde merkez kumandanı Fehmi, Askeri liseler müfettişi Ib rahim Paşalarla Halk fırkası Vi- | lâyet idare heyeti resi Cevdet Ke- rim, vali muavini Ali Rıza, Beyoğ lu kaymakamı Sedat, Eminönü kay | makamı Raif, Fatih O kaymakamı Halök, Maltepe Askeri lisesi mü- 'dürü Miralay Adil Beyler ve daha birçok tanınmış zevatla mezun 6 - lan efendilerin aileleri hazır bu - Yunuyordu. Köprüden saat 6 da kal | kan hususi bir vapur davetlileri | Çengelköye bırakmış ve hazırun | kapıdan karşılanarak şeref salo - nunda bir müddet istirahat etmiş - ti. Bundan sonra bahçede toplanan talebeyi paşalar teftiş etmişler ve mektepte gördükleri intizam ve mü kemmeliyetten dolayı mektep mü 'dürü Erkânı harp kaymakamı Ma- Jik Beyi tebrik etmişlerdir. Bundan sonra mektep bandosu- nun çaldığı İstiklâl marşı ile mera sime başlanmış ve mektep müdü - rü Harbiyeye giden talebeye şu ay rılık nutkunu söylemiştir: “Bugün Kuleli askeri lisesi bü- ük bir şeref taşıyor ve o şerefi yük kağan ye alya metlendiriyor. Üç seneden beri ha © Kuleliden Harbiye ye devrinin gençleri onun ülküsünün iymanlarıdır. Sevgili evlâtlarım! Sizden ayrılmak şu dakikada be Mektep kumandanı ayrılık nutku irat ediyor nim ve arkadaşlarım için bir ıztı - raptır. Fakat bu bir zahiri ayrılık Ur.,, demiş ve talebeye yeni mek - teplerinde muvaffakıyetler | dile - miştir. Bundan sonra iki mezun e. fendi müdürün nulkuna cevap ve - rerek sınıflarının hissiyatma ter - vüraan olmuşlardır. Nutuklardan sonra mükâfat tev merasimi yapılmış ve umum ta. enin söylediği Kule marşı ile rimine barındırdığı kıymetli ya rularmı mektebimiz Harbiyeye gön 'dermekle müftehirdir. Gerek bez, | gerek muallim ve mürebbi arka ; | 'daşlarım bugün hayatımızın en me | put dakikalarını yaşıyoruz. İnkılâbın şuurile yetişen o Gazi İlk konferans verildi 7 “Türk fiziki ve tabii ilimler Cemiyeti Bin ilk konferansı dün saat 1845 te İl Üniversite kozmoğrafya profesörü Er İl win Frendlich tarafından verilmiştir. Konferanstan evvel cemiyet reisi pri fesör Vinterştein cemiyetin gayesi bak kında izahat vermiştir. Profesör cemi- yetin taharriyatı ilmiye © yapması için kurulduğunu, tetkikat yapan arkadaş- larla serbest münakaşalarda bulunul ve Üniversite ile halk arasmda mon ise fen ve ilimle alâkası olanlardan teşekkül edec: iyete bir senede 3 lira vereceklerini söyledi. Bundan sonra profesör Frendlich kâ- inatın yaşı ve yıldızların enerj ları halkında uzun bir konferans ver - iştir. Anlatan: Aka GÜNDÜZ 2 Saucısaydı şimdiye kadar kırk ke- | ve ölürdü. O kadar (o çelimsiz bir şeydi. Bana kibarca baş eğerek kendi- sini tanıttı: — Şirürjiyen Dantist falan. — Ben de Aka Gündüz. Aman efendim, söylemeğe ne hacet? Zatıâlinizi kim tanımaz. Şöhretinizi yakından biliyorum. — Yaaa! Beni nereden tanıyor- sunuz? — Kim tanımıyor ki? Yazılarımı, romanlarımı okudunuz? — Yoooo! — Meb'usluğumu mu işittiniz? — Yoooo! Otomobil aldığımı mı duydu- nuz? — Yooöc! — Geçende Dikmen'deki çiftli. ğimin traktör tamirhanesi kaza ile yanmıştı, gazetelerde onu mu oku- dunuz? — Yoooo! mi gecit resmine başlanmış ve mera - m büyük bir intizam içinde bit - | Ir. Davetliler hazırlanan büfede i - edilmişlerdir. Yeni Harbiyeli. İcre muvaffakiyetler temenni ede - riz. / Akal ve sinir doktorlarının toplantısı Türk Tababeti Akliye ve asabiye miyeti azaları Bakırköy emrazı akli ve asabiye müessesesinde bir tup- ntı yapmışlardır. Wemleketimizin bir ötehassıslarının ettikleri dimada 1934 senesinde yapılacak emrazı akliye ve asabiye konferansı ha zırlıkları yörüşülmüş mevzular ve rapor- törler intihap edilmiştir. 1934 konferanımda mevzubahe cak olan meselelerden hü Raportörler ; Nazım Şakir, İhsan Şükrü, Fahrettin Kerim, Hüseyin Ke, nar, Neşat Halil beylerdir. Se:best mevzu üzerinde söz söyle mek isteyenler haziran bidayetine k. dar mevzularını cemiyet kâtibi umumi liğine göndermelidirler. nirlendim. — Ya neden tanıyorsunuz? — Sizin otuz iki köpeğiniz, yet. | miş dört kediniz varmış. Onu işit. tim. Benim de kediye köpeğe me. rakım var da, Bir: — Yaza! daha bastırdım. — Şöhretinizin kedilerden, kö... — Peki, peki. Teşekkür ederim. Hakikat her zaman hakikat değil. dir. Fakat bu sefer hakikat haki -| kattir, yani benim azı dişim beni öldürüyor. Profesör Bunu hemen çekiniz rica ederim profesör! Profesör deyişime sıska delikan- h pek keyiflendi. O da bana sordu: — Aman, beni nerden tanıyorsu- nuz? Şöhretinizi bilmiyen var mı? — Yaa! Nasıl? Kapınızdaki yaldızlı tabeladan! , Dişimi yokladı. Şu Haydarpaşa iskelesi olmasaydı, ben azı dişimi ç MİLLİYET SALI ,, Matbuat U. Mü- dürlüğü teşkilâtı Yeni kadroda yaratıcı un- surlar istihdam edilecek ANKARA, 30. A.A.— Dabiliye ve- kâletine merbutmatbuat umum müdür kiğünün yeni teşkilât ve vazifelerine sit kanun Jâyihası B. M. Meclisine tevdi e- tör: Esbabı mücibesi ve ihtiva et- ları etrafında aldığımız m — ta göre matbuat umum müdürlü; vazifeleri, yerli ve içtimai ve kül- ketler bakryenin takib etmek, tbuatın prensiplerine siyasetine ve millet | ihtiyaçları- in mek, ma buatın en mühüm bir telkin ve terbiye vasıtası olr vasfını tehakkuk © ettir. mek için tedbirler almak, gazeteciler | kursu, matbuat birli; kulübü tesi » rehberlik et İeket ha- Bicinde yeni Türkiyeyi tanıttırmak pro. paganda yapmak vemenfi propaganda- larla mücadele etmek, matbuat kanına» | pun tatbikine nezaret eylemek, beynel- milel matbuat teşekkülleriyle mesleki temas ve münasebetlerde bulunmak ve kendi sahasında neşriyat yapmaktır. Bundan başka radyo, film ve iyatro gibi efkâri umumiye müesseselerini maa- if vekâleti ve büyük erkânı harbiye i- le müştereken mürakabe etmek, memle. | ket içinde ve dışında turizm propagan dası yapmak vazifeleri de bu kanunla matbuat umum müdürlüğüne verilmiş. Bir. Umum müdürlüğün yeni teşkili. tında istihbarat, neşriyat ve propagan- da, muhaberat, dosya, arşiv ve kütüp- hane, turizm kısımlarını havi beş se vis vardır. Bundan başka Istanbul ve Iz: mirde de birer mümessilliği mevcuttu Yeni kadroda muhtelif sahalarda! neşriyatı setâhiyetle idare. edebilecek kabiliyet ve yetişkenlikte, müstakil ça- | lşabilecek yaratıc; unsurların ; intihap ve istihdam edilebilmesini temin için maaşlar, üçret usulü ile tespit edilmiş | tir. Muvaffakıyetli bir konser | Şişli Halk fırkası Gençler Bir - tarafından evvelki gece Fran- sız tiyatrosunda senfonik bir kon - ser verilmiştir. 150 kişinin iştirak ettiği bu konserde Beethoven'in 9 | uncu senfonisi muvaffakıyetle ça- lınmış, bilhassa kuro heyetinin gösterdiği i her türlü tak - dirin fevkindedir. Etüt ile kontral- to bilhassa nazarı dikkati celbedi- | yorlardı. Bu konserdeki gi muvaffakıyet konser heyetinin ne kafar çalışmış olduğunu vazıhan gösteriyordu. Tiyatro hıncahınç de necek bir kalabalıkla dolu idi. | Konser dinleyenler tarafından ha raretle alkışlanmış ve heyete bu - ketler verilmiştir. Gerek bu genç - lerin yetişmelerine gayret eden ve gerkse ekonseri tertip eden Şişli fırka nahiyesini tebrik ederiz. Fransız edibi bugün geliyor geleceğini yazdığımız r rrirlerinden M. Re- ne Benjamin'in bugün Romanya vapurile Köstenceden gelmesi bek lenmektedir. Fransız muharriri Tu ring ve Ötomebil klöbün Türk. Fransız komitesi tarafından karşı. lanacak, akşamı Perapalas otelin - de şerefine bir ziyafet verilecektir, | M. Rene Benjamin Ünyon Fra | de edebi bir konferans verecekti Yeni Japon ataşemiliteri geldi Japonyanın Ankara sefareti a taşemiliterliğine tayin gır topçu kr sandanı ka şehrimiz: gelm Ataşemili. terimiz Rüştü Bey, Japonyada staj görmekte iken, imperatorluk mu - | hafız kıtaatında kumandan bulu , nan Yo:binaka'nın maiyetinde bu - lunmuştur, Şehrimze Fransiz mulı edilen a - W. Yeshina Ağrı hemen durdu. Kocaman bir azı kerpeteni aldı. Taktı, Ve asıl. dı. Şaak! Kerpeten kurtuldu. Diş çıkmadı. Bir, bir daha, birdaha, Nafile. Diş olduğu yerde, Kansız sıska dişçinin ha veti yetmiyordu. rmamak için, on ö ben teklif ettim: yaz — Küçük hanımla lınız! Profesör kerpe nı dişçi iskemle. sük hanım da geldi Şinin belinden © kavra, Çek çekermisin? Nafile! Her seferinde kerpeten kurtuluyor. | Yahut dişimde asılı kaliyorda pro- fesörün eli kurtuluyor. Ben de, on. lar da kan ter içinde... Şırınganın tesiri de handiyse geçecek. Biraz nefes almak için pencerenin önüne gittim. Karşıdaki pos bıyıklı bak- kal müşterisine pastırma doğru- yordu. İzbandut gibi bir adamdı. — Profesör! dedim. Şu bakkalı şağıralım. Bunda utanacak bir şey yok. Kuvvet meselesi, Reddetmeyi- niz. Size bir, iki, dört“ misli vizite parası vereceğim. Yeter ki dişten | kurtulayım. , ,Dişçinin hastabakıcısı kız bunu işitir işitmez efendisine sormadan beraber ası. | İ Ali Beyler arasında Osmanlı Bah- İ masında da, Cümhuriyet hükümeti İ devrinde de millet meclisinin tas- terilen İ; odadan fırladı. İki o dakika sonra Kiba MAYİS 1934 Hükümet aleyhine| Davalar (Başı 1 inci sahifede) ğini, harp bittiği ve mani zail oldu- | ğu için reyi e yapılabileceğini | söylemekte, Türk hükümet harp - | ten sonra bu torpido muhriplerini yaptırmadığı için tazminat istemek tedir. Davada bizzat şirketin müessisi Augustin Normand hazır bulun - | muş, davasını teşrih etmiştir. Davacı mahkemenin eksper ola rak tayin ettiği Scott Hansin isim- li eksperin tayin ettiği. meblâğın bir mikdar daha yükseltilmesini is temiştir. Hükümetmiz namına müdafaa pan profesör Mahmut Esat Bey bu torpidoları inşa ettirmemiz için şir in devlete torpidoların bedeli ni 30 sene müddet ikraz etmesi mu kavele ahkâmmdan olduğunu, şir- ketin bu taahhüdünü ifa etmediği- ni, evvelemirde şirketin 30 sene müddet torpido bedellerini hükü- metimize tediye etmesini istemiş- tir. Bu arada Mahmut Esat Bey Os- manlı hükümeti Bahriye nazırının imzaladığı mukavelenin meclisçe tasdik edilmedikçe muteber olamı yacağını mevzuu bahsetmiş, bey - | nelmilel hukuk âlimlerinin noktai nazarlarma ve nusü baline gelmiş beynelmilel mahiyeti haiz mahke. | me kararlarına istinat ederek Türk hükümeti aleyhine karar itası hu - susunda ısrar eylemiştir. ya Bundan sonra Fransız hakemi ile Mahmut Esat ve ajan Emin riye nazırının imzaladığı muka - vele mevzuu bahsolmuş, Mahmut Esat Bey bir nâzırın imzaladığı | mukayelenin Osmanlı hükümeti es dikma iktiran etmedikçe muteber olamıyacağını, bütün medeni dev- letlerce bunun usul olduğu Fransız hakemine izah etmişlerdir. Osman | hk kanunu esasisinin bu sarahati ih tiva eden 100 ve 101 inci maddele- ri de tercüme edilerek mahkeme- ye verilmiştir. Mahkeme müzake - | re safhasındadır. İkinci dava Fran sız mühimmatı harbiye şirketi ile | hükümetimiz arasındadır. Şirket hükümetimizden beş milyon fişen gin bugünkü fiyat üzerinden ve be heri 7,5 kuruştan bedelini istemek tedir. Bu davada şirketi Meter Reyyo temsil etmektedir. Meter Reyyo davasını teşrih etmiş, ayni davada da Mahmut Esat Bey hükü metimizi müdafaa etmiş ve mahke vaenin reddini istemiştir. Dava mü ere safhasındadır. Topkapı fıkaraperver cemiyetinin içtima Topkapı Fıkaraperver hayır müesse. sesinden: Nizamnamemizin onuncu maddesi raw cibince heyeti umumiye mayısın on bi . rinci cuma günü saat on altıda alelâd, içtimam davet olunmaktadır. Müessis a. za ile taahhüdatını muntazaman İfa ey. | Jemiş ve mürstemirren müessese ile | kadar bulunmuş olan aza içtimaa dayı hidirler. Bu ilân davet mahiyetindedir. Azayi kiramm merkür gün ve saatte Topkapı tramvay caddesindeki müesse- se binasına teşrifleri müstercadır. Ruzname: 1 — Murakıp raporunun kıranti: 2 — Heyeti idarenin ibrası, 3 — Yeni heyeti idare ve mürakıp in- tihambi, 4 — Heyeti idare ve aza tarafından bütçe ve sair husustaki tekliflerin müza- keresi. sündeki kirli önlükle ellerini, bur- nunu sildi, karşımızda durdu. Ben hemen pratikleştim, iki kâğıt lira uzattım: Bunu al, doktor o bey hangi dişime kerpeten takacaksa onu çek. Bakkal biraz tereddüt etti; bir lira daha uzattım. Elini kerpetene attı. Bu sefer bir lira daha kopar- mak istedi. Durdu. Dördüncü | İ yı da verdim. o Kerpetene dokun ması ile çekmesi bir oldu. Gözle- rim dünyayı gördü. Pamuk, tentür- diyot, gargara filan, hiç bir şey kal madı. Doktor çok müteessir görünüyor lu. Güzel kız pek memnundu. Pisikolog olmayan romancı ola- maz. Düşündüm ki Pastırma satan bakkal beş üni- versiteden çıkmış doktordan daha güçlü, kuvvetlidir. Genç dişçi müşterisizdir. Açtır. Açlıktan zayıftır. Kansızdır. Be- nim gibi bir ihtiyarın bile dişini çekecek hali yoktur. Genç kız o memnundur. Çünkü tekrar tekrar söylemiştim ki dört misli ücret vereceğim. Üçer lira- dan on iki lira eder. Bu paradan üçünü dördünü alarak, alamadığı Mecliste münakaşalar Divanı muhasebat kanunu görüşülü ken hararetli müzakereler oldu ANKARA, 30. A.A.— B.M. Meclisi bugün reis vekili Esat B reisliği altında toplanarak 1933 bütçesinin muhtelif | fasıl ve maddelerinden 976 bin 196 lira- nın tenzil edilerek 958 bin küsur liranm aynı sene bütçesi fasıl ve | maddelerine ilâvesi ve 17 bin lir nın da yeni açılan tertiplere konul-| ması hakkındaki kanunu o müsta- | celiyet karariyle tasvip etmişti Bundan sonra ruznamede bulu- nan divanı muhasebat kanununun Hasan Fehmi Bey heyeti uğumiyenin tasvibine arze- dilen lâyihanın Millet Mecl cümenlerinin her biri tarafmdan ayrı ayrı tetkik edilmiş bulundu- duğua işaret ederek demiştir ki: “ Divanı muhasebat OB. M. Meelisi tarafından 11 sene evvel teşkil edildiği halde selihiyet ve vezaifime sit kanun lâyihası ancak bugün tasvibinize arze- Divanı muhasebat bugüne kadar 95 de çıkarılmış bir kararname ile ona zeyl olarak Millet Meclisi tarafın- dan kabul edilen bazı bususatm tavzih ve tadiline sit bir kanun ile ifayi vazi- fe eylemekte idi. Hasan Fehmi Bey kanun lâyihasınn 1 haziran tarihinden ifibaren meriyete girmesi icabetmekte bulunduğundan © tarihe kadar yeni esaslara göre bu teş- kilâtın hazırlanabilmesi için kanunun müslaceliyetle müzakeresi zünü bitirmiştir. > Hasan Fehmi Beyi müteakip kürsüye gelen muhtelif hatipler kanunun müsta- celiyetle müzakeresinin leh ve aleyhin- de söz söylemişler ve bu meyanda Refik Şevket Bey demiştir ki : “ Bu kader mühim bir kanunun in- ceden inceye tetkik edilmesi lüzumlu ve zaruridir. Tekrar söz alan maliye encümeni reisi Hasan Fehmi Bey | müstac müzakere lüzumunda israr etmiyti Müzakereleri müteakip lâyihanm müstaceliyetle müzakeresi reye konmuş ise de kabul edilmemiştir. Kanunun birinci maddesine göre “Di- vam mubatebatteşkilâti esasiye kanu- unun 100 üncü maddesi hükmüne gö- re B. M. Meclisine bağlı ve devletin bütün varidat ve masraflariyle malları- nı vehesaplarını onun namına bu ka nun hükümlerine göre murakabe ve de let mallarını kabız ve sarf ve idare ve mu hafaza edenlerin hesaplarını". tetkik ve muhakeme ile mükellef bir heyettir.” Kanunun müteakip maddelerinin mü- 7al eresinde müddei umuminin ikame e- deceği davalarm Millet Meclisi namma rw: yoksa maliye vekâleti namına me i- kame edileceği hakkında sorulan bir süsle maliye encümeni reisi demiştir * Divanı muhasebat kararaları ile Meelisten tefsiri istenen hususat, her bir sarfiyat üzerinde divan ile birinci derecede amiri ita olan makam- v arasında tehaddüz eden meselelere sittir, Bunlar hakkında karar o vermek B. M. Meclisine aittir. Müddei umumi- liğin aleyhlerinde dava ikame edecej eşhas esasen doğrudan doğruya mesi liyet deruhçe etmek selihiyetleri olmı- makamlardır. Divanı muhasebat reis ve azalarınm « bulunmaları lizim gelen evsafı ta- eden üçüncü maddenin müzakere- sinde söz alan Ziya Gevher Bey (Ça. nekkale) bu madde hükümlerinin meri. yelinden evvel yapılmış intihaplara şü- mulu bulunmadığı halılımdaki fıkraya i- tiraz ve B. M, Meclisinin ve hüküme- tin yüksek tahsile verdiği büyük ehem- mizet ve kıymete işaret ederek bu bi hakkı mükteseplere yer verilmemesi lâzım geldiğini söylemiştir. Süleyman Sırrı Bey mevcutteşkilâta dahil bulunanların uzun seneler maliye mesleğinde çalışmış, tecrübe görmüş ve yüksek mevkilere çıkmış ve milli müca- delede hizmetleri görülmüş zevat olduk- larmı bunların hakkı mükteseplerine mani olmanın doğru olamıyacağımı söY- liyerek bunları zaman tasfiye eder âce- leye Kizum yoktur demişi bu memnundur. Hakikat, isterse her zaman ha- kikat olmasın. Fakat onu bir defa söylemek gerektir. Ben de öyle yap tım. Genç dişçinin kulağına: — Şu kızı biraz sav, dedim. — Emredersiniz efend Yalnız kalınca düşündüğüm ha- kikatleri bir bir anlattım. Ben an- lattıkça gözleri dolu dolu oluyor- du. Arada bir mırıldanıyordu: —Fakat siz bir realist romancı gibi düşünüp konuşuyorsunuz. yır yavrum. Ben romancı | değilim. Âlâ cins kedi, köpek ye- tstiririm, Bunları nasıl keşfediyorsu- Neyine gerek. Sen sade dinle! İstanbul, Paris, Berlin, Kopen- | hag, vesaire fakültelerinden dip- lomalı genç dişçi karşıma oturdu ve yüzüme bakmayarak söylemeğe | başlad — Hakkınız var. Hepsi doğu, Müsaade ediniz de size hayatımı anlatayım. . Dişçinin hayatı? — Benim babam memurdu. İkin. ci sınıf maliye müfettişi idi. Ç. kan, doğru bir o adam olduğunu başkaları söylerlerdi. Ben beş ya- şında iken anam öldü. Babam bir Ziya Gevher Bey cevap vererek, tecrübeler demiştir, eğer eski kanuni göre ise bugün © kanunlar mevcut Zildir. Yeni kanunlara göre ise buna kemalleri kâfi değildir leye iştirak etmek bi lesi ve bir vazifedir. Bir hak mesi değildir. Maliye encümeni reisi Hasan Feb Bey, teadül kanunu ile esasen bu km mahfuz tutulduğundan ve bug divanın teşkilinde azalarının Millet Nisi tarafından seçilmiş bulunduğund bahsederek bu zevatın ebliyeş ve K liyetlerinin belli olduğu ve bugüne dar Meclisin takdirlerini toplıyas metler yaptıklarını ve bu müktesep B larm kabulü lâzım geldiğini ilâve miştir, Madde aynen kabul edilmiştir. Kanunun 13 üncü maddesne müzakeresi yapıldıktan sonra perşefi günü toplanmak üzre içtiman — nihaj verilmiştir. İş enkazı Galatâl Şubesi açıldı (Başı 1 inci sahifede) da biriken büyük bir kalabalık” milli müesseseyi iftiharla tem$l ediyorlardı. Saat tam 11 de İş kası meclisi idare reisi Siirt busu Mahmut Bey davetlilere bir hitabe irat ederek beyanı b medi eyledi ve küşat resminin pılmasını İktisat Vekili Celât den rica etti, Celâl Bey Bank almır ve ödenir levhalarını vay gişeleri önüne gelerek şu nutkü rat etti: “Efendiler, Çok iyi hatırlıyorum. Büyü zi İş Bankasının kuruluşu © bana ve arkadaşlarıma veri “zekâ, dikkat ve iffet in mutlak ve behemahal muvaf! o yete götürür. Müsterih olarak şımız,, buyurmuşlardı. ikkat ve Bugün, ri olan Galata sube: Büyük Gaziye, her işte olduğ el l bi, Bankayı doğru sevkeden bu emir w dolayı minnettarlık hisleri rar ediyorum.,, Celâl Bey nutkunun sonundüğ alarak gişenin önüne #* kordelâyı kesti've gişenin kı çıldı. Bundan sonra davetlilef Zırlanan büfede ağırlandılar na gezildi. Yeni bina modern bal tekniğine göre tertip edilmi: hassa kasalar dairesi asri havidir. İş Bankası, Galata açılışı Galata mahafilindö yük bir alâka uyandır! Öteden beri şehrin mali kezi sayılan, (o hattâ Jar caddesi arlını alan bu ©#' zerinde evvelce bir ecnebi şirketinin binası olan bir yel milli müessesesinin yeni bir nin daha açılması umu celbetmi; Dün, ilk gün olmasına banka derhal muamele Yi başlamış ve 400 bin liraya mevduat kabul edilmiştir. Dün ayni zamanda İş B# an Beyoğlu subesi de yeni da işe başlamıştır. BeyoğlW nin yeni binası Mısır ap altındadır ve moderh bir tertip edilmiştir. şul idi. Evlenip öldükten kızmı ne diye genç © yas” bırakayım? derdi. Ben su se) tahsilimi i meslek seçmek günü gel na dedi ki: — Hangi fakülteye gi Karışmam. Yalnız sana bu memleket Babiâli ca: ibaret değildir. Kendine mesleği seç ki vatanın he” da kendine yer bulabilsi” — Ne seçeyim babs” — Orasımı bilmem. F demki bana soruyorsun benim seçeceğimi kabul © anlaşılır. O halde söylüYggi gi ol! Ne gülüyorsun? yan yok. Sordun da söYl€ü niçin dişçi ol diyorum, PE Çünkü koca Anadoluda £ tur. Vardır ama heme büyük şehirlerdedir. E8 #rien, bütün nindi Halit Şazi Bey yaba idi. Beni kolayca dişi yazdırdı. Birincilikle n ola€ ni — Hayır, benim SÖZ kimsem yok. Birinci sn, liğe yükseldim. Kazancı