Sigara ve işlenmiş Tütün ihracatı (Başı İnci sahifede) külleri idare edenler ticari zihni - | ler. Evvelâ maaşatı umumiyeyi ten yetle hareket ettikleri için muvaf- fak olmaktadırlar. Bilhassa nüfu - sumuzun ancak dörtte birine malik olan ve yaprak tütünlerini biz - den ve Balkanlardan satın alan Avusturya reji ktısadi ve ticari kabiliyetleri sayesinde Avusturya hazinesine senede elli, altmış mil- yon Türk lirası varidat temin ede- .biliyor. Sigara sanayii memleketi olan Alınanyada bile Avusturya vejisinin fabrikası muvaffakıyetle iş görüyor, Avusturya rejisinin si- saraları birçok memleketlerde vile sevile içiliyor. İtalya rejisinin “Makedonya” isimli (sigaraları dünyanın her tarafında sürülüyor. Biz, yer yüzünde nam almış tü- tünümüzle neden geri kaldık? Ne- den hariçte Türk sigarasını tata - mıyoruz? Tütün ve sigaralarımızın engin bir mahreci olan Mısır gibi nühim bir pazarda üç seneden be- i sigaralarımızm artık satılmadı. ğını duyuyoruz. Sigara, bugün her memleektte tiryakilikle müvazi yü rüyen bir moda haline gelmiştir. Modanın hudutları dahiline giren bu meta pakeileri üzerinde Türk sigarası y.xmak ta büsbütün moda olmuştur. İsim bizim, şöhrei yalnız içindeki tütün bizim değil. Türk tütümünün haklı şöhretinden âlem istifade ederken, biz de dev- let te, müstahsil de, sermayedar da sıkıntı çekip duruyor. İş ti mevzuatta mı bulma- 1? Böyle ise dört ay evvel kanunu he Limited şirketi neden teşkil beşin faaliyete geçilmedi. Ecne- ynutamam, “Avan muvaffakıyeti uğurunda Şanlı bir hareket mik “ümidile rpm inkalâbm değerli muharri- Rıfkının bir Londra mek- aldığım şu satırları ile rum; dış pir Sr pazarda taşmak değil, yeri aa A tütünümüzün değeri olan tünüme >K bile değil, dış pazardâ tü- mak 4,29 bir dükkân köşesi kazan - a istiyoruz. En kara buhran za - anında bile * bu iş Türk tütünü için zor değildir." Mecdi SADRETTİN İktisat vekilinin Tetkikleri n (Başı 1 inci sahifede) 5 Diz işlerinin bu şekilde hal ve ida- |£ edilmesinin en doğru bir yol ta “P edilmiş bulunduğu görülmüş ir. Bu suretle, zaman ve tecrübe sayesinde bu muhtelif deniz işleri idarelerinin daha mükemmel ve İaha kârlı bir vaziyete geçecekle. Ti muhakkak görülmektedir. Ve - kil Bey saat on dörde yirmi kala ankaya meotörile refakatlerinde nizyolları müdürü Sadettin Bey bulunduğu halde Kasımpaşadaki havuzlar ve fabrikalara gitmişler. Vekil Bey fabrika ve havuzlar- da kalmadan tara - fından mühim tadilâtla tamir etti- rilen ve Haliçte şamandırada bu - an Karadeniz vapurunu ziya - ret etmişlerdir, Karadeniz vapuru- nun hemen her tarafımı gezen ve bir saat kadar kalan vekil Bey ay- ni-zamanda Sadettin Beyden de - niz işleri hakkında izahat almak - ta devam etmişlerdir. Şişe Fabrikası Paşabahçede kuruluyor , Motörle tekrar Tophaneye, De - reisi ve Siirt mebusu Mahmut, İş “Bankası umumi müdür vekili Mu- ammer ve İş Bankası İstanbul şube $i müdürü Yusuf Ziya ve Akay mü dürü Cemil ve “Havuzlar müdürü sihi Beyleri yanına alarak motör Çubuklu ve oradan P, ei ye gitmişlerdir. Vekil Bey ve refa- ikatindeki zevat burada yeni kuru cak şişe fabrikası etrafında arazi zerinde tetkikat yapmışlardır. İş Bankası ve Sümerbank tara- ndan kurulması kararlaşan şişe brikası Paşabahçesinde tesis edi cektir. Burada kurulacak şişe abrikası en az memleket ihtiyacı- ını yüzde ellisini temin edecek - Fabrika levazımı sipariş edilmiş Iduğundan pek yakında kurulma- na başlanacaktır. Şişe fabrikası - in Yeri olmak üzere Paşabahçede "vkafa ait otuz dönümlük bir ara- Satın alınması takarrür etmiştir. gün sonra İstanbula muvasalat dccek olan mühendisler hemen Mahiyete geçeceklerdir. Fabrika - Bütçe açığı | | Floren'e yükselecektir. Memur maaşı ve (Başı 1 inci sahifede) kis eden bütün memleketlerde va- ziyetin ne şekilde olduğunu tetkik edelim: Üç şık vardır: 1— MEMUR MAAŞLARININ A. ZALTILMASI BÜTÇELERDEKİ AÇIĞIN DEVAMINA MANİ OLMAMIŞTŞR Italyada İtalyada maaşlar, 1927 ve 1930 se Belerinde yüzde 15, 1932 de yüzde 10 ve 1934 te gene yüzde 10 indiril- iştir. Bununla beraber” bütçe açığı devam etmektedir. 1932 ve 1933 te açık üç milyar lirettir ve 1934 - 1935 seneleri için 2.974.000.000 tahmin o- İungaktadır. Avusturyada Avusturyada maaşlar 1928 - 1929 senesinde yüzde 4, ve tazminat ola - rak verilen mebaliğ yüzde 5 - dirilmiştir. Bundan maada bütün ma- aşlar ve ücretler yüzde 0,5 ten yüzde 4,5 ga kadar bir vergisine tâbi tutulmuştur. Buna rağmen büt - <e açığı devam etmistir. Bu açık 1932 senesinde 15 milyon Şiling âdi. 1933 i daha fazla olduğu Macaristanda 1931 senesinden 934 senesine kadar bir çok defalar maaş- larda tenkihat yapılmıştır ki bunla - rım yekünu yüzde 10 - 15 tir. Buna rağmen bütçe açığı devam etmiştir. Pu mer ISR3 - 1934 seriesinde 76 milyon Pengo'ya baliğ olacaktır. İsviçrede 28 Mayıs 1933 te maaşlar yüzd 7 indirilmişti. Halbuki 1932 senesin MİLLİYET PAZARTESİ 30 NISAN Yaylı sazlar | Orkestrası Cemal Raşit Bey izahat veriyor Perşembe günü konservatuvar. kon- wer heyeti yayİr sazlar orkestrasının i - e konseri verildi. Ve çok alkışlan- , Konserden sonra Cemal Reşi bize şu izahatı verdi: Er Ti ii istidat ve kabili - yetin ve arkadaşlarıma sit olan bu mu yaffakıyetin hayranıyım. — Tereddütsüz söyliyebilirim ki sa musiki noktai nazarından en €- bemmiyetli olan meşhur şehirlerinde ay- Di programı icra edebilir. Ve takdir ile karşılanır. , Klâsik musikide her hangi bir ese rin muvaffakıyetle icrası demek evvelâ onu anlamak, benimsemek ve duymak demektir. İcra muvaffakıyeti bu üçü nün mükemmeliyetile tahakkuk eder. ha dört sene evvel bir tek musikişi ismi bile bilmiyen ba talebeler eserleri yalnız icra değil hissetmeleri noktai na- zarından da bilhassa şayanı dilkattir. Bu kabiliyet yalnız Türk evlâdma mah- sustur, Delili de konservatuvar talebe - sinin bu konserdeki muvaffakıyetidir. Lisan hususunda da bima benzer bir mukayese yapabiliriz. Meselâ bir Türk çocuğunun her hangi bir ecnebi lisa - nını vukuf, şive, eda itibarile az zaman da öğrenip benimsediği kadar bir ec - nebi çocuğunun türkçeye bu nisbette hükim olmasa ben biç bir zaman te- sadüf etmedim. Bu kabiliyet meselesi - dir ve bunu bir Türk evlâdı olmak iti- barile her zaman şerefle iddin edebi - Trim, — Bu teşekkül Paristeki Sociâtö des concer du concer Natair'in bir mua - dili olup mücasisleri orkestraya (dahil konservatuvar muallimleri ve azası da de bütçe açığı 90 milyon İsviçre fran gı olduğu halde 1933 te bu açık 1.015 milyon, İsviçre frangma baliğ olmuş - e Holandada 1932 senesinde yüzde 65 - Sü rilen maaşlar 1933 te yeniden tenki- hata tâbi tutulmuştur. Bütçe açığı 932 de 214 milyon Floren olduğu halde bu mikdar 1934 senesinde 207 milyon Romanyada 932 senesinin nihayetinde maaş ii kasabalarda yüzde 12,5, şehiri deyüzde 10 indirilmiştir. Bununla ç raber 1932 - 1933 senelerinde 2 mik yar 300 milyon ley olan bütçe açığı 1933 - 1934 senelerinde harici borçlar için | milyar leylik bir moratoryom ilân edilmesine rağmen yarım milyar leye baliğ olmaktadır. Bulgaristanda 1932 ve 1933 senelerindeki iki müteakrp tenkihata rağmen 1932 - 33 senelerindeki bütçe açığı İ milyar 019 milyon Levadır. Bunun 1933 - 34 senelerinde de ayni olacağı tahmin e- ktedir. dilmel » Almanyada Manşalra 1931 sen fında yüzde 4 - 6 indirilmiş ve o ta- rihten sonra biribirini mütcakıp bir çok tenkihat daha yapılmatşır. Buna rağmen bütçe açığı yükselmekten ha- > ubatı zar - talebesidir. Sociğtö de concer du con- teşkilât ve esasatını alıp icap eden bazı tadilitla ta! edeceğiz. Ve bütün musiki muhiplerini bu teşek- kül etrafında toplayacağız. » Orleestra şimdilik (yaylı sazlar) ha- linde kalacak ve ileride ağız sazlarmda muvaffak olmuş gençleri de aramıza a- lacağız., Tıbbiyeliler bayramı Her yıl Türk tebbınm şerefli ma- zisini kutlulamak ve bütün tıbbi - yelileri bir araya toplamak mak - sadilç, Tıp Talebe Cemiyeti tara - fından hazırlanan o “Tıbbiyeliler bayramı,, 12 mayıs 934 cumar - tesi günü Üniversite konferans sa- | onunda tes'it edilecek ve ayni gü- Dün akşamı Maksim salonlarında bütün tıp ailesinin davetli bulun - duğu bir gece eğlentisi yapılacak ve bu eğlenti sabaha kadar devam edecektir. Hazırlıklara devam edil- mektedir. —————- zerinde yapılan yüzde 15 tenkihata rağmen ayni sene zarfında Dolar ma- Jüm olduğu şekilde kıymetten düş müştür, Halbuki 1932 - 1933 senele - rinde | milyar 785 milyon olan bütce li kalmamışir. Bilhassa 1932 - 1933. senelerinde bu açık 1 milyar 550 mil- yon Mark'a baliğ olmuştur. Belçikanm, Km Hindistanının vazi leri i- Tirse ü meticeler elde edilir. li “O MAAŞLARIN TENZİLİ PA- RANIN KIYMETTEN DUŞMESİ. NE MANİ OLAMAMIŞTIR Injilterede maaşlar 1925 Ge Ki den 1932 yüzde 14 -40 senesine kadar malin. Ee va iyen açık ver Sterling'in metten düşm. bulmuş sil kıymetten düşürme sayesinde son İn giliz bütçesi 32 milyon İngiliz lirası bir fazlalık arzetmiştir. Gelecek büt çede evvelce indirilen memur maaşla rının tezyidi cihetine gidilebilir. Avusturalyada 1931 de yüzde 20 tenzil edilen ma aşlar 1933 te yeniden tenkihata tâbi tutulmuştur. Burada da İngilterede oldugu gibi Sterling kıymetten düşün <eye kadar bütçe daima açık vermiş- tir. Bu tarihten sonra Maliyenin sa - lâh bulması bütçe müvazenesini te - imin etmitşir. Bilhassa 1933 - 1934 büt gesi hafif bir tezyitle kapanmıştır. İngiltere Hindistanı için vaziyet ay nidir, 1 — MAAŞLARIN TENZİLİ NE BÜTÇE AÇIĞINA NE DE PARA- NIN KIYMETTEN DÜŞMESİNE MANI OLMUŞTUR Amerika birleşik devletlerinde 1933 senesi 1 Nisanmda maaşlar ü- min edilmektedir. Paşabahçe halkı memnun Muhitlerinde bir fabrika kurul cağını ten oo Paşabahçedeki bir çok vatandaşlar, kendile- rine iş ve çalışma sahası açıyor di. | ye vekil beyi büyük bir sevinçle karşılamış ve takip etmişlerdir. Ve tarihte i vuku açığı 1933 . 1934 senelerinde 7 mil. yar 309 milyon dolar'a baliğ olmuşutr. Çekoslovakyada Maaşlar 1933 senesi 1 kânunusa- isinde ilk defa olarak yüzde 10 in- dirilmiş ve 1934 senesi zarfında ok dukça karışık bir nisbet dahilinde ya miden tenkihata tâbi tutulmuştur. Bununla beraber bütçe 1932 de 943 milyon kuronluk bir açık vermiştir. Ve yakm bir mazide Çekoslovak hükü imeti kuronun ini yüzde 16 ten 1933 - 1934 «e milyon ven'dir. Ve 1934 - kağ Te om ir. si ve Kanada da bu zümreye da ir. Makalenin muharriri bundan son. ra her memleektte maaşların, sahibi. ne lemin etiği menafi ve zuhtelif ihtiyaçalrını ne nisbette medar oldu- ğu noktasından meseleyi tetkik etmek te ve şu neticeye varmaktadır: “Maaşların kabiliyeti iştiraiyesi ci- betinden, ecnebi memleketlerdeki me murlar Fransadaki memurlara naza - ran - çok nadir vaziyetler istisna edi lirse - daha mümtaz bir mevkidedir- ler.,, Müteakiben muharrir kabiliyeti iştiraiye noktai nazarından 3 kânu- musani 1933 teki vaziyete nazaran Fransa ile diğer memleektler arasın da rakamlara müstenit bir mükayese yapmaktadır. Bu tarihte Fransız ma - aşları hiç bir tenkihata tâbi tutulma- muştı. Buna rağmen diğer memleket- lerdeki memur maaşlarınm kabiliye- ti iştiraiyesinin çok fazla olduğu gö- rülmektedir. Yukarıda tercüme leden a lsyor ki te bütçe 'azenesini tam ve mükem mel bir şekilde tesis etmek için esas- İn bir usul bulunamamıştır. Dünya buh ranı her memleekti kökünden sars - inde, 193020 080 kil Bey ve refakatindeki zevat bu. radan gene Çankaya motörile Çı - rağana giderek buradaki kutu fab rikasını ziyaret etmişlerdir. Kutu fabrikasında Vekil Bey bilhassa ibraç eşyamızın ambalâjı noktai nazarından bazı sualler sormuşlar. maktadır. Ve her memleket bütçesi » ni kapamak için çareler aramaktadır. Bunun bulunduğu gü 2 refal Fam tevzin etmiştir. Buda 2 1934 İnkılâp kürsüsünde Y.Kemal B.in dersi (Başi 1 inci sahifede) teknik malümatı, sermayesi mev - cut mu idi? Ona kimse bakmazdı. Bu suretle adeta bir maden spe- külâsyonu başlamış, neticede hir şey çıkartamayınca birçok kimse- ler mahvolmuştur. Türkiye, insanı madencilikte al- datan bir:memleket haline gel - mişti, Memleketimizin maden ha - ritaları yapılmıştır. Bunlar üzerin - de pek çok maden vardır. Bunların hepsinin işletilebilecek hale girme- lerini temenni ederiz. Yeni maden kanunu yapılıyor. Eldeki maden kanunu çok eski- dir, Fransızların 1810 kanunundan alınmış, üzerinde bazı tadilât ya - pılmıştar. Bu kanunun bedefi, daha ziya - de hazineye varidat temin etmek- ti. Bir taraftan devlete resim gel - miş, bir taraftan da maden arayısı- ları çoğalmıştır. Fakat yeni Türki- yede bu zihniyet devam edemezdi. Madencilik milli bir servettir. O- nun hakkında ciddi muamele yapıl mak lâzımdır. Bir kere madenin ne olduğu bilinmelidir. Bunlar, ser - mayeye ehemmiyetle arzedilmeli, sermaye emniyetle gelmelidir. Ma- den siyasetinin icabatı har. Maden kanunu, bugünlerde baş- tan aşağı değiştirilmek üzerederi. Nasil işletmeli? Bugünkü Türk sermayesi, bu maden- leri işletecek halde değildir. Sermaye, küfi gelinciye kadar madenlerimizi bek- letmek mi lâzımdır, yoksa ecnebi serma- yesile mi işletmek doğrudur. Bu mese - lede şu veya bu ciheti tercih etmek biraz güç hir iştir. Ne olsa, bizim ağzımız yan- muşlır. Ecnebi sermayeden | fenalıklar geçilir için onlara kemali serbesti ile: — Buyurun! demeğe korkuyoruz. Maden işletenlere türlü türlü kolay » lıklar göstermeğe taraftarız. Fakat bizim memlekete girecek sermayenin de meş- bin türlü ihtiyaçları vardır. O halde ikisinin Ortasını bulmalıyız. Maden kanumu, uma rız ki bu ikisinin arasını e Ergani madenine yol yapıyoruz. Bu, doğrudan doğruya madeni işletmektir. Ergani dünyanın en zengin madenlerin- den biridir. Sonra, petrol için devlet bir kanun yi İşletmesini kendi üzerine aldı. Bu gibi madenleri millet, kendi ida- | re ederse elbet daha iyi olur. Devlet, mümkün olduğu mertebe, ma- denlerin işletilmesinde, çıkan cevherle - rin haricessevkinde kolaylıklar göster - mektedir. Ma: resimli e kadar indiril - mür istihsalâtı da git büyük himmet, sarfetmektir. Kömürlerimiz, vuayyen merkezlerde yakılır, bütün sanayiimiz is- tifade ederse memlekette refah daha ar- al Bunlar yapılmıyacak şeyler de- gildir. Harici ticarete gelince. . Iktısadi faaliyetlerin & diğer şubesine geçelim: Harici ticaret şubesi. Bunun ya- nında dabili ticaret vardır. Yeni Tür - kiye dahili ticaret için teşviklerde yar « dumlarda bulunmuştur. Borsalar hakkın- daki hükümlerile zahire ve ticaret börsa- işini yoluna koymuştur. Olçüler ka- Bunu vesaire ile dahili ticarete elden gel- diği kadar yardım etmektedir. Dahili ticaretimizde, satış usülleri başka mem- leketlerde olanlardan aşağı değildir.Me- selâ İstanbul'daki bir mağaza vitrininin tezyin tarzı, Paristekinden daha aşağı değil Harici ticarete gelince: Bu, bütün milletlerin hayatında ehemmiyeti olan bir faaliyet şubesidir. Otedenberi millet- ler, harici ticaret sahasında biribirlerile yekabet halindedirler, Harici ticarete umumi bir nazar atle- delim: Harici ticaret, doğrudan doğruya iktisadi faaliyetin temini için bir vasıta dır. Harici ticaret, dahili ticaretin d> bir vasıtasıdır. Harici ticaret, milleti müref- feh kılmak için yapılan bir faaliyettir. Ötedenberi harici ticarette satmak, al- mak, mal getirmek, mal göndermek mese leleri vardır. Daha doğrusu, harici tica- reti bir siyaseti vardır. Her millet, ken- di menfaatine göre harici ticaretini ida- re etmek istiyor. Ve kendi kanun vaze - derken de kendi menfaatlerini düşünü - yor. Harici ticaretin bu siyaseti, ve tek- niği vardır. : Memnuiyetler vesaire... Harici ticaret tekniğinde her devletin kabul ettiği bazı usüller vardır. Memnu- iyetler, gümirük sermi vaz'ı, kontenjan, Bütün bunlar, ayrı sistemlerdir. Evvelce, ithalötla ihracat biribirini tut malı, yahut ihracat, ithalötm fevkinde olmalı nazariyesi vardı. Halbuki devir- ler ilerledikçe harici ticarette yalnız it- halâtın az, ihracatın çok olması mesele "ala, ilmin solakımı tamil Maksat, milletin e . Bee bela olabilir. Düşünceler, ilerledikçe, insanlar daha iyi düşünmeğe başladıkça, ticaret muvazenesi nazariye- leri de değişti. & Gizli ihracat faaliyeti adi. m 5 leketin ihtiyaçlarını en kolay kilde tatmin etmek meselesi ile, memleke tin servetini artırmak meselesi ayri &yri şeylerdir. v İstikbalin de yaza ii in Harici ticarette ihtiyaçların tatmini beraber, istikbalin de temin edilmesini düşünmek lizımdır, Asıl iş te budur. Yusuf Kemal Bey bu esnada Merkan- istlerin mazı kömürümüzü dahilde | Çocuk bayramının sen günü (Başı 1 inci sahiflede) Hafta münasebetile dün saat 14 te Halkevinde de çocuklar ara sında güzel şiir okuma müsabakası yapıldı. Köprülü zade Fuat Bey İsmail Habip Bey ve daha bir kaç zevat hakem heyetini teşkil ediyors du. Müsabakaya bütün ilk mektep talebelerinden iştirak edenler var- Di İlk olarak 1 inci mektep talebesinden Nevin Hanım “İzmir yol- larında,, şürini okudu. Onu müteakip diğer mektep çocukları tarafm- dan şiirler okundu. Neticede: Birinci ilk mektepten Zekâi, birinciliği, 5 inci Mmektepten Şeref i- kincili ncü mektepten Sabahat üçümcülüğü, on üçüncü mektep- ten Meliha dördüncülüğü, kırk dördüncü mektepten Mukâddes besin- ciliği, Galatasaray ilk kısmından İhsan altıncılığı kazandılar. Bu yav ruların her birine ayrı ayrı şiir çocuğa da takdirnameler verildi. ve hikâye kitapları , diğer bir kaç Halkevinde yapılan diğer bir müsabakada da Yeşilköy telsiz me- murlarırdan Feyzi Beyin oğlu Kemal üçüncülüğü kazanmıştır. Bu münasebetle kendisinin bir resmini yukarıdaki fotoğrafinin köşesine dercediyoruz. POLİSTE Hep erkek Vurmaz ya! Bir kadın tabanca ile bir erkeği yaraladı Küçük Mustafapaşada bir ka - dın meselesinden fakat bu defa bir surette yaralamıştır. Küçük Mustafapaşada kahveci A- linin kardeşi yirmi altı yaşlarında Rizeli Mustafa dün Kadıçeşmesin- de oturan Makbule Hanımın evi - ne gitmiştir. Rizeli Mustafa Makbule Hanıma görüşmekte olduğu dostu Mürü veti sormuş ve içeri girmiştir. Bu- nun üzerine Makbule hanımla Mus tafa arasında şiddetli | bir kavga başlamış, evdeki kadınlar da Mus- tafaya hücum etmişler ve dışarı çı- karmak istemişlerdir. o Bu sırada Makbule Hanım hiddetle tabanca- sını çekmiş: ri — Al Mürüvveti! Diyerek Mustafanın üzerine a - teş etmiştir. Çıkan kurşun Musta « fanm şakağına rastgelerek ağır su rette şar. Çin ve Japon aponyanın cevabı iyı intibalar tevlit etti VAŞINGTON, 29 (A.A.) — Çinin ine ve Çinde açık kapı siya- setine riayet edeceğine dair Japonya - nın teminat vermiş olduğu hakkındaki Tekyo haberleri burada iyi bir intiba ha- sıl etmiştir. Hariciy: ları söylemekle iktifa etmiştir: “İcap eden malümatı aldıktan son ra vaziyeti etrafile tetkik edeceğim. İn giltere ile müşterek bir harekette bulun mak için müzakereler yapılmış oldu - ğunu ben bihmiyorum.,, TOKYO, 29 (A.A) — Japon ha - risiye nazırı M. Hirota, hariciye ne - zaretinin beyanatına salâhiyettar ricali taralından Çin hakkında yapılmış olan beyecan aver beyanatın resmen mevcut olmadığını il VAŞİNGTON, 29 (A.A) — Dün buraya gelen haberlere göre, İngiltere hükümeti Japonyanın verdiği izahattan memnun kaldığını ve hâdiseyi kapan muş addetmekte olduğunu ihsas eyle * ML zvelt, hariciye nazırı M. Hul tu iye ile temas halinde bala uzak şark vaziyetinde surlarını tetkik etmektedir. vi — İspanyada Makbule elinde tabanca olduğu | Yeni Kabine teşekkül etti, halde yakalanmıştır. hayatı tehlikededir. Otomobil çarptı | Kabataş iskelesinde demirli bu | lunan Gayret motöründe taife Hü. seyin Kabataşta şoför Hamdinin idaresindeki 2108 rımaralı oto - mobil çarparak hafif surette yara- lanmasına sebebiyet vermiştir. Şo för yakalanmıştır. ———— — — KUKLALAR TIYATROSU Sofyada ikametini temdit ettiğinden FRANSIZ TİYATROSUNDAKİ oyunlara sureti kat'iyyede 2 MAYIS PERŞEMBE AKŞAMI başlıyacaktır. P, İn: OPERA - BALET - EĞLENCELER Mustafanın Her gün saat 18.5 de matine ve 21 de suvare Cuma günleri saat 16.5 te ilâve matinesi vardır. ———— mek kudreti olduğunu uzun uzadıya izah ettikten sonra demiştir ki: pe e ticaret, servetin, refahın artmasına vasıtadır, diye alarak Osmanlılığa bakarsak görürüz ki, onlar, kendi yölerile kavuruluyor, hattâ ihra- catı menediyorlardı. Bir taraftan da ka- lenin harici ticaret tekniğini iyi yapmak, olduğunu bilmiyorlardı. İ 1861 munhedelerile evvelce “45 olan ithalât resmi 7,8 e çıktı, Fakat muahe- delerin müddeki bitince, devletlere karşı | bir şey yapılamadı ve bu resim yüzde bi- re kadar indi. dilen sözüne şöyle devam etti: ün ayak Millet Bieclni kurulduğu zaman elde eski gümrük tarifesi vardı. Evvelâ bu tardenin / tatbikine başladı. Fakat e oya iyi marş” alındığı için, aşağı yukarı o tarifenin yüz de kaç resim verdiği hesap edildi. Bu hesap neticesinde bu tarifenin yüzde on resim verdiği görüldü. İlk senenin mil 2418 İ Niilet Meclisi, tarifeyi #nibike başlayınca para farkından dolayı fiat çok değişmişti. Alınan maktu res ler, kıymet değil, siklet üzerinden ve ga- yet az geliyordu. Bunun için Millet Meclisi, yeni bir ka- Bunla ilk iş olarak ba tarifedeki reşimleri beş misline iblâğ İlk Millet Meclisinin kanaati. . Bu kanunun müzakeresi sırasında ha- asetimiz konuşuluyordu. Tarifede azılı olan eşyadan bazılarının memleke- te sokulan mes'inm dal olan hama” nun Medin'teki müzakereleri okunursa hakkındaki kanaatleri anlaşılır. > Bundan sonra, Yusuf Kemal Bey, hari- serbest himaye mat vererek, Millet Meclisinin himayeye şiddetle taraftar olduğunu, Lozan'da en > birini yaptığımız tadilâtm hepsini kabul ettiklerini, yalnız. © zamanki tarifenin beş sene müddetle ya ; tifa eleği we fee) misli olarak te baş fakat gene ekalliyettedi. MADRIT, 29 (A.A.) — Yeni ka - bine dün saat 18 de teşekkül etmiştir. Başvekâleti M. Sampor, hariciveyi M. Mero, dahiliveyi M. Aralonso, bahri « yeyi M. Hidalogo ve maliyeyi de M. Ma rağo deruhte etmişlerdir. Kabinede 8 radikal, 1 terakkiperver, 1 ziraatçi, ve 2 müstakil aza vardır. Ni parlamentoda 457 mebus - ee ancak 148 Pa tame etmeki d ir « 4 pe za Kalde, giz meyip te mü 2 zaheret vadeden mesusların adedi ise 137 dir. Kabine pazartesi reisicümhü « run riyasetinde toplanacak ve çarşam - ba günü meclise gidecektir. e Venizelos ve Kafandaris seyyahate çıkıyor ATİNA, 29 (Milliyet) — Li- aller ve terakkiciler liderleri Mi Venizelos ve Möny Ka 5 anı bur hafta içi Sak Midilli öle bir. seğake 4 pa lar, Mösyö Venizelos ziyaret ede - ceği adalarda mühim nutuklar i- rat edecektir. Fransa ve Yugoslavya Fransız hariciye nazırı M. Bartu, Pragdan ayrılırken Belgratta çıkan Po litika gazetesi muhabirine şu beyanatta bulunmuştur: : “Yugoslavyalı dostlarıma derin his- lerinin ve temennilerimin hararetli ifa diririm. Fransız milleti Yugoslavyanın sadakatini takdir etmesini bilir.,, M. Titülesko avdet etti BUKREŞ, 29 (A.A) — M. Titü - lesko, dün akşam Paristen buraya gel miştir. M. Titülesko, matbuata vaki olan beyanatında, Fransaya ve küçük iti fa müteallik bütün meselelerde Fransa devlet adamlarile kendi arasında « fikir mütabakati bulunduğu kanma! vardığını söylemişti Rusyaya giden Tayyarecilerimiz (Başı 1 inci sahifede) sefaretinde bir resmi kabul yapılmış ve M, Voroşilof, Karahan, Sto - moniakof, Alknis, Aydeman, Bu- denni, Unşlişt ve hükümet er- kânı bulunmuştur. Emin Paşa ile Türk tayyare - cileri Celâl, Enver ve İhsan Bey - ler sivil hava filosu idarezi mer - kez müdürü Unşlişt tarafından ka- bul olunmuşlar ve a mi- safirler tayyare mektebini ve ha - vacılık klöbünü ir. Dün öğleden sonra M. Kara - han da bir resmi kabul yapmış ve Türkiye sefiri Ragıp Beyle Türk misafirleri hariciye, bahriye ve har- biye komiserlikleri o mümessilleri hazır b muşlard ni şa,