e re i Nevvap Hazretleri buyurmuşlar ki... | Otelde kendileri için pişirilecek ye mekler, evvelce mahut hayvan etinin pi- şirilmiş olduğu kaplarda, pişirilmiş Istanbulda ü Buranın ötelcileri, lar, bir Müslüman | küki hayvanın etini yemiyeceğini bilseler ge- rektir. Bunu Avrupalılar bile hep bilirler. Vaktile, yirmi sekiz Çelebi Mehmet © fendi sefirlikle © Fransaya gittiği vakit, Fransız teşrifatçısı tarafından yazılmış olan kitapta görmüştüm: “Son Ekselans mahut hayvanım etin. den yemiyeceği için, — öofrasma zinhar bundan konulmamasını,, ahçılara bilhas- #a haber vermiş. adı terbiyeli adamlar arasında gene söy- lenilemiyor. Asırlardan beri devam eden yasağın tesiri olacak... Ba yasağın — Allah öyle eraretmiş te önün için, derler, onun işine kurışılmaz! Allahın emirlerinin hikmetini bu düm- ya işlerinde aramak istiyenler de, o ha- van etinden Trişinoz denilen bir hasta- lik gelebileceğini söylerler. Hattâ: Al mmanlar o hayvanın etinden çokça yedik- İeri için, hastalıktan en ziyade Alman- yada görülmüş olduğunu anlatırlar. 'akat insan bu cevaplarla o kanar ve susarsa pek basit o düşünmüş olur. Bir kere, bu hayvan © etinin yasak edildiği zamanlarda © hastalığın bilindiği lidir. Sonra, insanlara zarar verebilecek hayvanların hepsinden kaçınmak lâzım olsaydı, evlerde kedi beslemek bile yasak edilmek lâzmmdı. Hem de, mademki bü- tün hayvanlar ve nebatlar, — hilkat ma- zariyesine göre — insanlar için yaradıl- mıştır, o halde zararlı olanları hiç yarat- mamak daha basit ve daha doğru olmaz- maydı? Onun için Nevvap hazretlerinin otelci- ye ihtarınm sababimi eski tarihte aramak lâzımdır, Haha giendi belki kabul ete mez ama, eski tarih kitapları gösteriyor lar ki, Musa Peygamberin koyduğu ve sonra bize de geçmiş olan yasakların bir çoğu eski Mısırlılardan gelmiştir... Eski | Mısırlıların Ooâdet O üzere yemekleri en ziyade (sebzelerdi. Et yemekleri ancak bir hayvan kur- ban “öileikten sonra yenilirdi. Kur- ban da her hayvandan olamazdı. Ilâhla- rın sevdikleri hayvanlar o kurban edile mez, ancak onların sevmedikleri hayvan- ar öldürülür ve ancak onların eti yenile-| bilirdi. Meselâ inek — belki süt ver, içi iç bir vakit kurban edilemez, £ izden bol bol kurban verilebilirdi. Mahut hayvan da ilâhların hoşlarına gi- den hayvanlardan biri olduğundan onu da halk kurban edemezdi. Onu yalnız ra- hipler senede bir defa — bem de mehtap- lı bir gecede olmak şartile — kurban e- derler ve etini yerlerdi. | Görülüyor ki, mahut hayvanın yasak edilmesi kendisinin yiyeceği şeylere dik- indes rahiplerin ağızlarına lâyık bulunmasın» dan ileri gelmiştir. © — Zaten eski Misırlılar ahaliye en lezzet li şeyleri, bi imdi mezelik diye en ziyade beğendiğimiz yemeklerin hepsini yasak etmişlerdi. Balıkların, bilhassa de- niz balıklarının hemen hepsi, denizden çıkarılan kabuklu — hayvanların hepsile birlikte yasaktı. Bizim zamanımızda en vcuz mezelik olan fasulye piyazı bile, fa- salye bile, sovanile birlikte yasaktı. Yal- nız zeytin yağma izin vardı. O da belki yalnız başına mezelik olamadığı için. Fasulye, soran neden yasak edildi, i Fakat balık» balığı için söylediği gibi, kanı da var, ca- nı da var... neye kurban edilmesin? Bunun da sebebini eski Mısırlılardan asırlarca sonra gelen bir Türk Padişahı Salâhattini Eyyübi anlamış ve anlatnış- tır. Geçmiş zamanların içi: gazını sevenlerin ie Ml ai siyade gusto sahibi olan Bri - Savar rin'in yazdığına göre bu Türk Padişah dervişlerin perhize tahammülleri ne dere- ceye kadar olduğunu anlamak için, sara-| yına iki derviş alır. o Onlara bir müddet | en lezzetli etlerden yemek yedirir. Der- vişler gelişirler, şışmanlarlar. Bunun ü- a Akay İşletmesi Müdürlüğünden: Istanbuldan - Anadolu ve Adalara yaz münasebetile göç etmek isteyenlerin eşyaları için 3/Mayıs,/934 Perşembe gü- nünden bilitibar yeni bir ilâna r haftanm Cumartesi, Pa- zartesi ve Perşembe günleri Köprüden saat 11,30 da ayrı bir vapur kaldırılacaktır. Bu vapurla Anadolu ve Adalara nakledilecek göç eşyasm- dan birinci Mıntaka yani (Köprüden « H. paşaya kadar olan) ücret alınacaktır. Vapurun Hareket Köprüden - Kadıköy Kalamış e Bostanı Bostancı B. Ada Heybeli Burgaz Kınalı Kadıköy Köprü (2086) Tarifesi: 11,30 -11,50 12,15 12,40 12,50 13,20 13,40 14,00 14,20 14,50 15,15 Istanbul C. Müddeiumumiliğinden: Istanbul ve Üsküdar hapishane ve tevkifhaneleri hastala- sı için 65 kalem eczayı tıbbiye ve edevatı tımariye pazarlık su- retile mübayaa edileceğinden taliplerin listeyi görmek üzere her gün Adliye Levazım Dairesine ve pazarlığa iştirâk ede - cekleri 6/5 /934 Pazar günü saat 14 de Muhasebeciliğine gelmeleri ilân olunur. — Milliyet'in edebi tefrikası: 63 KANLISIR — O, idare eder. Bu işte, bir sır vardı. Bunu, derhal anlamıştım. Semine, dedi- i kadın, her halde Sırrı Nevre - sin alâkası olan bir kadındı. Yal - nız, bana mı peşkeş (o çekiyordu, yoksa ona erişmek için arada be- mi vasıta oluyordum? Sırrı Nevresi ürkütmekten kor- kuyordum: — Bu, ne kuvvetli kadın, Srrrt Bey? | yal , mübal düğünüz dakika tas decek, bana hak vereceksiniz! Yaşlılık fena! İhtiyarlığın af- folunmaz kusurları var! Uzun ve hattâ'acı tecrübelerin verdiği gu- ruru, emniyeti, yerinde olmasa bi- le, göstermekten kendini alamı - yor, Kendimi tutamadım: — Yalan, mübalâğaya, hülyaya kanıksadım Sırrı Bey! Şimdi bana, “her sev tabii geliyor! İstanbul Vilâyeti (2076) Yazan: Mahmut YESARİ siniz, Hüsrev Bey! — Merakımı arttırıyorsunuz. Haydarpaşada vapura binerken Sırrı Nevres, koluma işti — Doğruca Beyoğluna çıkarız. Siz, evvelâ bir yerde oturursunuz. Ben, Semineye gider, haber ve - ririm. — Şayet bulamazsak? — Vakit, daha erkendir, Se - mine, bu saatlerde evde bulunur. Sırrı Nevres, vapurda çok na - şeliydi: — Semine, olmazsa, başkaları yok mu? — Size hayranım, Sırrı Hayatımızı, hiç te boşi memişsiniz! Sırri Nevresin hayatında haki - , küten gurufa, iftihara değer işler yapmış gibi geriyordu: Bey! una geçir - — Pek gözü bağlı yaşamadım. Ona, kuvvet, emniyet veriyor - düm: KULAK - MR AP Âkile nisbetle ukalâ ne İse... Kiymetli tenkitçimiz Nurullah Ata, hususi kâğıtlarını önüne yay- mış, mürekkep hokkasını açmış, kalemini yanıbaşcağızına koymuş, altın sarısı rengindeki saçaklı ye- nice tütününden ilk sigarasını ya- Pp ağızlığına henüz. yerleştirmiş- ti ki boşbağazın biri, sordu: — Nrullah Bey, siz zor mu ya Zarsınız kolay mı? olay yazarim; İakat ağır ya- — Kaç para alırsınız? — Geçinecek kadar... Nurullah Ata Bey; kalemini hok- kaya batırdı. Başlıca hatlarını ka- fasının içinde çizdiği yazısına baş- lamak üzere idi. Boşboğaz gene sordu: -— Edebiyatta mekleğiniz neilir? Kızdı, fakat cevap vermemeği mezakete uygun bulmadı: — Mesleğim muharrirliktir! — Yani edebiyatta hüviyetiniz nedir, diye soracaktım. Canım siz, nasıl münekkitsi- niz? Münekkidin adam (akıllı canı sıkılmıştı, dedi ki: — Azizim, nafile çeneni yorma... Âkile nisbetle ukalâ, şaire nisbetle şuara ne ise, münekkide nisbetle... zihninde aradı, kelimeyi bulama- yınca; Narullah Ata, işte odur! de- M. SALÂHATTİN li. Arzı şükran Mühendis Şevket Beyin irtihalinden mütevellit tesssürlerimize gerek cena zede bulunmak suretile ve gerekse tel graf keşidesile iştirak eden ve mer - humu candan seven bütün ehibbaya, hususi müessesat ve resmi makamatı temsil eden muhterem zevata yegân yeşân arzı şükran eyleriz. Merhumun valdesi, refikası ve biraderi Abdul - lah Nuri, YENİ NEŞRİYAT SAFO Haydar Rifat Bey biraz din - ikten sönra tekrar. çalışmaya başladı ve yeni bir tercüme neş - retti, “Dün ve Yarın - Tercünie kül liyatının” birinci kitabıölan bu ye ni eser SAFO'nun'mu' eser- lerinden biri olan Safo'yu Haydar Rifat Bey de muvaffakıyetle ter » <üme etmiştir. Bu eseri karilerimi- ze tavsiye ederiz. Yeni adan Bu güzel fikir ve sanat gazetesinin 18 inci il 1 ine sayın çıkman, İçe İri Beyin müphem bilgiler isimli tenkidi, Dr. İzzettin Şadan Beyin tapta roman tizm başlıklı makalesi ile kıza dünya ha- berleri ve okuyuculara cevaplar vardır. Karilerimize bu nüshayi da her halde okumalarını tavsiye #deriz. Varlık Bu kıymetli ve edebiyat mec- muasının 20 inci ası da her za - manki mütenevvi ve kıymetli münde- recatile çıkmıştır. Falih Rıfkı Beyin sok güzel ve kuvvetli bir makalesi, Ya şar Nabi Beyin kitabiyatı, ve birçok makale, şiirler bu nüshanın mündere- gatımı teşkil etmektedir. Ayrıca Nahit Sur Beyin (Muharrir) isimli bir per- delik bir piyesi tefrika edilmeke baş- lanmıştır. Tavsiye ederiz. ! yordu: — Manasız yaşadığımı edebilirim! — Bununla da iftihar edebilir. siniz! Maalesef, benim hayatım pek manasız geçti. — Halbuki gençliğinizi Avru- pada geçirmişsiniz! — Yer değil, insanın ruhu, his- si hâkimdir.. Sırrı Nevres, hayretten, taac - ten ziyade, dikkat ve derin bir a“ a ifade eden bir gözle bakıyor- uz <— Sizin bir haliniz hoşuma gi- diyor, Hüsrev Bey! — Hangi halim? — Her şeyi, o kadar tabii bir şekilde karşılıyor, ve kabul edi - yorsunuz ki... Bütün temkinime rağmen acı acı güldüm: - Bunlar, ihtiyarlığın avan - tajlarıdır, azizim, Sırrı Nevres, isyan eder gibi doğrulmuştu: — İkide birde ihtiyarlığmnızı ileri sürmeniz, yaşlılıktan, ihtiyar - lıktan bahsetmenizi hem garip hem manasız buluyorum. — Neden, Sırrı Bey? — Siz, belki yaşlısmız. Fakat bu yaşlılık, herkesin göründüğü ve iddia cü sİLamla li. LAME. ee cen B. Cevdet B. 'H. Beli 22,15: İspanyol mi si. 23: ları. 24: Müsahabe, 24,50: Dams musiki BUKREŞ, 364 13: Borsa. — Plâk, — Haberler. 18: Metrner kuntet takımı. 18,30: Mi pie Grozovska tarafından Plâk. BUDAPEŞTE, 15: Polonya ve Bruaviek dan mürekkep eserlerinden kı HAMBURG,33Zm 18,30: Gençlik neşriyatı. halk hiköyeleri v şarkılar, 19: Şiirler. 20, sirnak 194 İmsası 20,05: Plik. 20,20: Mandolin orüestr, tislavadan nakil) 21: “O, Pragrn,, isimli şürlü bestir, 21,45: Müsahale. 22: Dvorakin nün 36 ne senedevri iri galışıyaruz. 23: Maberler. Mu. i 1 münasebetile amele meşri- muska, T Hazin bir irtihal Ziya Gökalp merhumun refikası Ve - cihe Hİ. de kemali teessürle öğrendiği- mize göre rahmeti hakka © intikal et- miştir. Zevcinin ufulünden sonra ke - derli bir hayat süren Vecihe Hf. son zamanlarda hastalanmış ve tedavi altı. na alermmeştı. Cenazesi bugün Cağaloğlunda Sağ - ık yurdundan kaldırılacak, namazı Fa- tih ekmisinde kıldıktan sonra sile mak- beresine defnedilecektir. in geride bıraktığı üç çocuğuna ve keder- dide efradı ilesine, Ziya Gökalp'ı ve onun refikasım sevenlere samimi tazi- yet ve teessürlerimizi sunarız, Teşekkür Zevcim merhum Kemalettin Sami Pa- şanın Hatırasını Izaz Eden Yüksek Türk Milletine ve Asil Silâh larma ve bizzat veya Tahriren Taziye lütfünde bu- lunan zeyatı kiramâ şükranımı arzeyle- rim. Emine Kemalettin Sami . e. Mlliyet Asrm wmdesi “ MİLLİYET” tir. “ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye için Hariç işin LK. LK tini kabul etmez. Buna, adeta, senelerin hattâ saygısızlığı diyeceğim.. ih - tiyarlığa gelince, siz ,katiyen ihti- yar değilsiniz. - — Galiba görünüşe aldanıyor- sunuz? Sırrı Nevres, dırdı: — Filhakika, görünüş, insan - , Lâkin bu, size omuzlarını kal- atiksiniz, çevil niz, demiyeceğim. Sadece genç niz! Saçlarınızın beyazlığı, yüzi nüzdeki çizgiler; hayatlı cilvelerile alay Sırrı Nevresin rur vermiyordu, bil oluyordum. Bahsi değiştirmek is- tedim: — Bu Semine hanım, bir aile kadını mı? — Her kadın, aile (kadınıdır, Hüsrev Bey.. Yalnız biz, erkek - ler, cemiyet, onları, aile hayatın- dan ayırır, uzaklaştırırız. karşımdaki konuşan genç- ten bu cevabı beklemiyordum. Bu cevap, beni | korl iştu, Sirri Nevresin, hayat, cemiyet ve in - sanlar hakkında d in eaiimlerde bulun.bile kabahati, | DEVLET DEMİRYOLLARI İDARESİ İLANLARI Istanbul'dan Ankara'ya gid dönüş için gayet ucuz b tenezzüh seyahati i 3 Mayıs Perşembe günü akşamı Haydarpaşa'dan b ketle Cuma günü sabahleyin Ankara'ya muvasalat günün akşamı Ankara'dan hareketle Cumartesi darpaşa'ya avdet-edilmek üzere bir halk treni tertip ed tir. Yolcuların katarda istirahatlerini temin için geniş maralı yerler ayrılacaktır. Gidiş dönüş nakliye ücretleri 9750 tenzillidir. Yarım! rete tabi çocuklara da ayrıca 9050 tenzilât yapılır. Katarda ucuz ve hususi bir tabldot yapılacaktır. AZ ve avdette iki defa akşam yemeği ve iki sabah kahvalti türlü resim ve servis masrafiyle beraber 160 kuruştur. şına kadar olan çocuklardan bu masrafın yarısı alınır: Bu katara; Haydarpaşa, Hereke, Izmit, Adapazarı, # ye, Sapanca, Geyve, Osmaneli, Bilecik, Karaköy, Boi Eskişehir, Sarıköy, Polatlı, istasyonlarından yalnız ya gidiş dönüş için yolcu alınacaktır. Yolcuların, bilet ve seyahat esnasında üzerlerinde fotoğraflı hüviyet cü veya hüviyet varakası bulundurmaları veyahut küçük gika fotoğrafını bilet alacakla “1 istasyonlara tevdi eti lâzımdır. Bu katar için 20 Nisan 1934 tarihinden itib tanbul'da Haydarpaşa İtasyonu ile yataklı Vagon Şirk Beyoğlu ve Galata Acentalarından ve Halk treninin lacağı istasyonlardan bilet verilmeğe başlanacaktır. Yolcularm trende yer bulmaları için biletlerini tedarik etmeleri menfaatleri icabıdır. 5 3 Mayıs 1934 Perşembe günü zevalden sonra bilet na nihayet verilir. Katarda yemek yiyecek yolculardan mek ve kahvaltı parası da bilet parasile beraber alımafi letlerine ayrıca yazılır. Bu tren; di iyii : Haydarpaşa'dan 3 Mayıs Perşembe günü saat 18.20 Ankara'ya 9.23 de Ankara'dan 19,50 d 4 Mayıs Cuma günü saat 4 Mayıs Cuma günü saal Haydarpaşa'ya 5 Mayıs Cumartesi günü saat 9,50 ” edecektir. — Ğ ka Yolcular, Ankara'da Turing kulüp ve Devlet Den rı memurları tarafından karşılanarak kendilerine A; rehberlik edilecektir. İşbu tenezzüh katarma ait bilet hamilleri, Ankar8 yö trenlerinde meccanen seyahat edeceklerdir. 1 Fazla tafsilât ve diğer istasyonlara ait hareket ve lat saatleri, alâkadar istasyon ve acentalardaki ilâ lıdır. (2074 : Kütahya - Balıkesir hattının Gazellidere ve Dada yonları arasında 2/5/934 tarihi saat 14 den itibaren 95 tarihine kadar imtidat etmek üzere yarmalarda taş t# yapılacağından 3, 4 Mayıs tarihlerinde Balıkesire gelen yolcuların aktarmaya ta bi'olacakları muhterem ilân olunur. > İstanbul Milli Emlâk Müdürlüğünden! Sultanahmette muhterik Baytar mektebi ett: E varların taşlarile sair enkazı 20/5/934 pazar günü # te açık arttırma usulile satılacaktır. İsteklilerin 30 li çesile müracaatları. (M) G Istanbul İthalât Gümrüğü 3 Müdürlüğün müurabba?ı sikletini ölçen âletten 17 ve iplik numa yin eden âletten de 4 adedi mü stâcelen ve pazarlık mübayaa edileceğinden talip olanların mezkür nümuneleri görüp a girişmek üzere (o Mayıs! Çarşamba günü saat 14 de İstanbul Ithalât Gümrüğ teşekkil komisyona müracaatları ilân olunur. tecrübelerindeki kıymet ve emniye| ihtiyarladım. Hayat, te şaşıyordum. lattı, Beni yaşlı bulmamasını, ihti- — Peki, bu za yar addetmemesini, şimdi anlıyor- | sile mi oldu? dum. Evet, onun bildiklerine, dene| © — Bilmiyorum. diklerine nazaran ben, genç sayi: | de, bu netice ile ka lerdım, toy sayılırdım. p Hemen hemen utanarak sor « dum: — Peki, Semine “cins kadın? Sırrı Nevres, kahkaha ile gül « dü: — Ne kadar anlatsam, gene ta- mamile anlatamam ki.. O, mayi- lere benzer; bulunduğu kabın şek- Tini alır. Yerimden sıçramıştım: , — Demek ki idesl kadın? — İdeal kadınlığın bütün ev « safını haizdir. Bu cevap ta, beni duraklatmış- ti; — Çok septik konuşuyorsu - nuz! — Kat'i hükümler vererek ko- nuşabilmek imkân ve (kuvvetini kaybettim, Hüsrev Bey! — Neden? — Hayat, beni çok yordu. * - — Henüz gençeiniz, Ser Beyi), 3 AU ğ lan hislerim yanlış ba, ben, hissi mugali banı mı idim? Bu Ç ne gibi saiklerle tü? hanım, ne Köprüden tünele * rd Tünelde, hiç ko” lede ağır ağır yürüy?” Nevres, sağ tarafta Bİ kânı rar oi — Siz, burada © zami bir saate kada" İN Pastahanede j çeyrek saat kadar 7 üç çeyrek saat, sene kadar ie 4 liye a