10 senelik Cumhuriyet idaresinin yöksek eserlerini gü MİLLİYET CUMARTESİ 21 NISAN 1934 zi Bütün Türkiyenin Beklediği film eren bu büyük filmi her Türk vatandaşı görmelidir. Pek yakında Beyoğlu'nda TÜRK ve SUMER sinemalarında SEMEN) Halil Kâmil Film “Türk şiirlerinin 5 Vezni,, * Edebiyata daha yeni merak sa- rıp herkes gibi ben de şiir yazma- ğa heves ettiğim senelerde elime bir aruz kitabı geçmişti. Beni kor- kuttu demiyeceğim, çünkü bir şey anlamadım; misallerinin çoğu a- rapça, küçük bir kısmı acemce ve birkaç tanesi de türkçe olan o ki- taptan eminim ki hiç bir istifadem olmadı. Aruzu sonra o babamdan öğrendim; ilk zamanlar bir haylı pay işittim, hattâ bir türlü anlıya- mıyacağıma kani olmağa başlamış- tım. Fakat bir gün, yemin ederim ki bu birdenbire oldu, vezni ol - dukça karışık bir mısraı takti e verdim. Babam bunu bir tesadü! eseri sandı; değilmiş ki ondan son- ra söylediklerinin veznini de he- men buldum. Artık aruzu kavra - mıştım. Basitten mürekkebe, ko - laydan zora yavaş yavaş geçilece- ği itikadının hiç bir aslı olmadığı kanaati bende o günden yeretti a- ruz gibi herhangi bir şeyi de bazan uzun,bazan kısa bir zaman hiç an- lamayız, sonra birden tamamını Bittabi istidadımız nis- meselâ ben aruzun rübai tum, şimdi de anlamam. Sonradan vezinlere dair kitap - lar: pek karıştırmadım; ancak ede- biyat hocalığım esnasında Ali Ca- nip beyin kitabını okudum; o da çok şükür vezin bahsini tatlı keser. Ahmet Talat bey Türk şiirlerinin vezni isimli kitabının bir nüshasını hediye ettiği gün o aruz kitabını hatolıyarak haylı korktum; fakat yanılmışım. Bir kere kitap yalnız teknik malümatla, yani yalnız aruz ve hece vezinlerinin muhtelif şe - killeri ile dolu değil; bittabi bunlar. da var, fakat Talat bey vezinlerin tarihinden bahsediyor, men-eleşi hakkında bizi düşündüren farziye- ler ileri sirüyor, başlangıçta da şii- »w'iik başladığı günleri anlatıyor, Doğrusu benim de (o bu yazıya bir hatıra ile başlamama onun kitabı. nm “Geçmişte, isimli parçası bep oldu. Talat bey kendi düşün- düklerine Veled Çelebi bey hoca- mızınkileri de ilâve etmiş. Türk şiirinin vezni'ni kuru bir ders kitabı olmaktan kurtaran bir cihet daha var: misalleri; bu saye- de kitap güzel bir müntehabat ol- muş, , Bugünkü şairlerimiz hece vezni- nin ancak dört beş şekli ile iktifa ediyorlar; Talat beyin kitabını bir okusunlar, o tam 56 nevi bulmuş. yliyeyim ki unuttuğu da heceli mısralardan başlı- yor. Halbuki Akil Koyuncu bey bir heceli mısralarla (o bir sonnet yazmıştı: “Her - Loş - Boş Yer - - Ser - Hoş - Koş - Der... ,, Son altı mısraı hatırlamıyorum. Kitabı zevkle okudum; Talat beye iki sitemim var. fakat Biri takti hususundaki titizliği; ZE Bugünkü program ISTANBUL : 18,15 Plâk neşriyatı. 18,45 Fransızca ders, 19,15 Ajan haberleri, Muhtelif neşriyat. 19,30 Türk musiki > neşriyalı, (Tanbur Refik B.) Kemençe Fahire H. Ut Nevres B. Rifat B.) | 20,15 Safiye H. Sez grubu temsmen iştirak edecek- tir. 21 Eşref lik Bey tarafından kon- ferans, 21,30 Radyo orkestrası tarafın- dan muhtelif eserler. 1415 m. e İski “Skala, operasın- RAVİATA,, operası. BÜKREŞ, 3m 13; Borsa. — Plâk, — Haberler. — Plâk. 17,5: Çocuk meyriyatı. 18; Fanica Luca örken trası, 19: Haberler. 10,15: Orkestranın deva” m. 20: Üniversite radyosu. 2020: Plük. 2045: Konleranı, 21: Radyo orkestrası, 2140: Mü- sahabe. 22: Radyo orkestraır, 2245: Haberler. 23: Kahvehane musikisi. meselâ 6 - 5 ile yazılmış manzume- lere 4 - 4 - 3 lük mısralar karıştırıl- masına razı değil. Halbuki taktiin böyle değişivermesi, bittabi usta bir şaiirin elinde, one hoş tesirler Yeriyor. Hele bu titizliği 7 ve sekiz hecelik mısraların taktiin- de de göstermesi bence hiç doğru olmuyor; çünkü onların; bilhassa yediliklerin 4 - 3 veya 3-4 sayıl. ması bana zorla kai öerestlik gi- Ağaç bayramı GİRESON, 20. A.A. — Bugün şehrimizde ağaç bayramı yapılmış, alay meydanıma ve şehir haricinde yeni yapılan kışla civarma mera- simle bir çok mütenevvi ağaç dikil miştir. Merasime asker, jandarma kıtalariyle bir müfreze polis ve bü- tün mektep talebeleriyle erkânı mülkiye ve askeriye ve halk iştirak etmiştir. Tabanca düellosu Konyaya tabi obruk nahiyesine bağlı kolca yaylasında hacı Mah. mut oğlu Yusuf Beyin devel Eksekuyu yaylasından İsmail Zanın tarlasına girerek ekinine za- rar vermesinden muğber olan uğul ları Yunus ve Nazif develeri tuta- rak 'ağıllarına saklamışlardır. De- velerinin saklandığını haber alan Yusuf Bey develerini götürmek ü- zere ağıla gitmiş, Yunusla Nazif develeri vermediklerinden arala- rında kavga (başlamıştır. Yunus kardeşile, Yusuf Beyi taşa tutmuş- lardır. Oda tabancasını çekmis, Nazifi karnından yaralayarak kaç- mğa başlamıştır. Yunus kardeşi Nazifin elindeki prabellom tabancasmı alarak Yu- suf Beye ateş etmiştir. Yusuf Bey- le Yunus arasında başlıyan taban- ca düellosu neticesinde Yunus göğ sünden Yusuf Bey de başından ya- ralanmak suretile ölmüşlerdir. Yaralı kalan Nazif Konya has. tanesine kaldırıkmiştır. “ Malatyada bereket bi geliyçi. İkinci sitemim serbest vezin için söylediklerine dairdir. Kitabında onun için elbette bir kısım açamaz- dı, çünkü o kaideler topluyor, ser- best vezin de .— adı üstünde! — kaideye girmez; fakat: “Bunları e- sasen şiir meyanına koymak caiz olmadığı gibi. ... ,, diyor ki bunda hiç kendisi ile beraber değilim. Na- sıl olayım? bugünkü türkçenin bir. “ig güzel şiirleri o vezinde yazıl- ir. Bir nokta daha; fakat bu bir si- tem değil, bir şüphe. Talat bey: “Bak şu güzel köylüye, - İşte bu kızdır peri,, şarkısının hece vezni ile olduğunu söylüyor; / halbuki şimdiye kadar onun aruzla yazıldı. ğı zannederdik. Her mısram: “müfteilün failün,, veznine uyma- sı acaba sırf bir tesadüf eseri mi? Türk şiirlerinin vezni belki ku- sursuz, mevzuu son sözü söyliyen bir kitap değildir; fakat bu hâli ilede çok alâkabahş ve insanı düşündüren bir kitaptır. Nurullah ATA * 1 cilt, 238 sayfa, Ahmet İhsan matbaası, Milliyet'in edebi tefrikası: 54 KANLISIR Yazan: Mamut YESARİ | Pir kanu lâzrm değil mi? iyi, ucuz Doğruyu söylüyorum. Senin lüks tarzda yaşa: çok büyük hata... Canm one kadar sıkılsa, yeridir. Sen, kendine eziyet etmek- ten zevk e ipa ya - şamamakta, garip bir inadın var. Bari İstanbulda, prens hayatı ya - şa, keyif sür. — Kotrayı veyahut kanoyu bu- rada nasıl buluyorsun? onu anlat. — Sen, evvelâ karar ver. — Peki! dedik ya, canım. Halim, sevinçle ellerini biribiri- ne vurdu: — Bu iş, oldu, demektir, Sen, verdiğin sözden dönmezsin. Şimdi ben, Sırrı Nevres Beyi (görürüm. O, derhal faaliyete geçer. Hemen hatırlamıştım: — Demin beraber poker oynadı- ğımız genç mi? ? — Evet, ., Çok girgin, açıkgöz işgüzar bir gençtir. Hemen bütün kulüplere girer, çıkar. Satılık, ki- ra'ık kotraları, motorları, kanola- rı, hepsinin sahiplerini, vekillerini tanır, Bir kaç gün içinde, sana, tediğinden alâsını bulur. İcat eder. — Bu gencin asıl işi, sanati, mes- leği nedir ? Halim Siret, dudaklarını büktü: — O kadarını bilmiyorum. Şah- si serveti olmalı. Güldüm: — Genç bir mirasyedi, desene? — Ona da benziyor. — Mirasyedi olmasa, ana baba- dan hazır yiyici olduğu muhakkak, Onda, iş güç sahibi; meslek, sanat sahibi adam hali (o göremiyorum. Endişei maişet, endişci ferda, hay. vanlara vurulan çürük damgası gi- bi, insanların almlarma bir damga izi gibi akseder, Halim Siret, duyan var mı gibi Emi korkak etrafına bakmıyor- bu, — Korkuyor mısın? SR yar Neden korkacağım?. niz, uştuğumuz, pek İehte değilde, kulağına giderse pek hoş MALATYA, 20. A.A. — Bu se- ne ilkbaharında mebzul yâğan yağ. murlar geçen bir kaç sene zarfında emsali görülmemiştir. Mezruat ve meyvalar çok eyi ve bereketlidir. Sular bollanmış ve Malatya'nın ha- yatiyetini temin eden Derme suyu saniyede 7 metre 70 sântimetre mikabını bulmuştur. Zahire piya- sasında mühim bir tenezzül vardır. Zirai vaziyet neşe vericidir. Nümune köyleri ANTALYA, 19. A.A, — Nazif Bey, Manavgat nümüne köy lerinden Sedre köyünü teftiş et- miştir. Burada imar programma göre köy konağı inşa edilmiştir. Köye bir kilometreden getirilecek içme suyu için fenni etütler yaptı- rılmıştır. Bu sene içinde suyun ge- tirilmesi temin edilecektir. An- talyaya merbut solak nümune köyü arazisinin sulanması için 16 kilo- metreden getirilecek suyun yarı in- #aatı bitmiştir. Su isale edilince al. tr köy arazisi sulanacaktır; Samsun kütüphanesine hediye SAMSUN, (Milliyet) — Fransız osu M. Vadala Gazi kütüp- hanesine İllüstrasyon ve Le Mond İllüstre mecmualarının birer sene- lik nüshalarını hediye etmiştir. Halim Siretin, endişesini Bitez manasız bulmuştum: — Aleyhte de bulunmıyoruz. Me socakla meşgul olmanı an amıyorum. Onun şahsı, seni len alâkadar ediyor? Sana bir kotra, bir şey olsun. Fazlasına karışma. is- | Herkesin işi, gücü, geliri, kazan. Cı, senin ne üzerine vazife? Halim Siret, âdeta sinirlenmişti. Vücudumu, bir rehavet kaplamıştı, onunla mücadele, münakaşa ede- <ek halim yoktu. Uyumak, dinlen. mek istiyordum: — Peki, peki.. Sözlerimi geri a- yorum. Halim Siret, kaşların arası bu- Kapak düşünceli başmı sallıyor. lu: — Yok, yok.. Bu nokta üzerin- de biraz duralım. Hayretle yüzüne baktım: — Hangi nokta üzerinde? i Halim Siret, sesini yavaşlatmış 3 — Sırrı Nevresten şüphe mi edi- yorsun? — Ne diye şüphe ederim? — Sözlerinden, ona karşı pek emniyet, itimat beslemediğin anla- şılıyor. — Tuhafsm, azizim, henüz şah- sı, hususiyetleri hakkında hiç bir Giresonda | Elâzizde Gazi bulvarı ELAZİIZ, (Milliyet) — Elâzizde açılacak olan Gazi bulvarı Gazi caddesine amut olarak hükümet konağı yanında ve şehirlerimizin merkezleştiği yeni yapılmakta sine ma binası önünden demiryolu is- tasyonuna doğru açılıyor, Bulvar 30 metre genişliğinde olacak ve tren düdüğünün Elâzizde ötmesile birlikte tamamlamış bulunacaktır. Şimdiden prake kaldırımı vilâyet hususi muhasebesinde taahhüde raptedilmiştir. Bu hayırlı teşebbüs muhitimizde büyük bir alâka uyan- dırmıştır. Kandrada fındıkçılık KANDRA, (Milliyet) — Bura- nın iklimi frndıkçılığa çok müsait olduğu için bu yolda gayretler gös- terilmektedir. Köylü namma 98 bin 900 fındık fidesi celbedilmi tir. Meccanen verilecek olan bu fi- delerden 30 bini civar kaza köyle- rine verilmiştir. Dutçuluğa, binnetice ipek koza- cılığına ve meyvacılığa da ehemmi yet verilmektedir. Siirt halkevi SİİRT, (Milliyet) — İkinci mü- sameresini veren şehrimiz halkevi temsil komitesi Akın piyesini mu- vaffakıyetle temsil etti. Temsilde i ffakıyet gösteren inü alan Kaya Bey- ünü alan Cahide Hanım çok alkışlandılar. Dolgun bir programla verilen bu müsamere Siirtte çok (o heyecanlı güzel ve nezih bir aile gecesi ya « ler, monoloklar zin spor şubesi geçen cuma günü “Paşur,, köprüsüne ka- dar bir gezinti yapmış; yol üzerin- de bulunan birkaç köye uğramak suretile geç vakit şehre dönmüştür. Gezintiye Valimiz Sakıp Beyle Halkevi reis ve idare heyeti ile yüz lerce genç istirak etmiştir. Kırklarelinde 150 çocuk giydirilecek KIRKLARELİ, 20. A.A. — 23 nisanda giydirilecek öksüz ve fa- kir çocuklar için memlekette bü- yük bir faailyet başlamıştır. Bu cümleden olarak akşam halkevi ta- rafından bir piyes temsil | edi muallim hanım ve beyler çok büyük muvaffakyetler göstermişlerdir. Çocuk bayramında 150 çocuk giy- dirilecektir. i İdamları istenirken Adanaya tâbi Kargageçe köyün- de Halime isminde ihtiyar kayna- nasını boğarak öldürmekten maz- | mun Ayşe ile Habibin ağır cezada /İğİ yapılan duruşmalarındı -| kamı her ikisinin de ölüm cezasıma | çarpılmalarmı istemişti. Heyeti hâkime uzun'müzakerel n son- ra her ikisi hakkında beraat kararı İki bekçinin Marifeti MARDİN, (Milliyet) — Birkaç gece evvel şehrimiz Tuhafiyeciler çarşısında üzerinde anahtarı unutu İup kilitlenmemiş olan bir mağaza- dan epeyce eşya aşırılmıştı Der- hal tetkikata geçen zabıta şüphe ettiği iki bekçiyi tevkif etmiştir. Yapılan tahkikat neticesinde dü kânın bu iki bekçi tarafından açıl- dığı anlaşılmış, aşırılan © eşyanm çoğu bulunarak sahibine teslim e- dilmiştir. Balıkesirde Evkafın boş bir binası BALIKESİR, (Milliyet) — Se - nelerden beri Evkaf oteli namı al- tında bom boş duran iki katlı bü- yükbinayı Devlet Demiryolları İda resi satın alacak, üst katını ikamet- | gâh, alt katını bürolar haline koya caktır. Binada bazı tadilât yapı- lacak, bölmeler vücuda getirilecek- tir. Aydında konserler AYDIN, (Milliyet) — Halkevi Güzel sanatlar'şubesi musiki kurs- larma devam ettiği gibi her ay da konserler tertip etmiştir. Talebe yetiştikçe her on beş günde veya haftada bir konser verilecektir, Mardinde dolu MARDİN, (Milliyet) — Geçen gün şehrimizde şiddetli bir yağ - muru müteakıp fındık büyüklüğün. de dolu yağmıştır. Yirmi dakika kadar süren bu dolu çiçek açmış o- lan badem, elma ve diğer meyve ağaçlarile bağları epeyce hasara uğratmıştır. Diyarıbekirde yarışlar DİYARBEKİR, — (Milliyet) — Şehrimizde ilkabahr hayvan yarış- larının programı — hazırlanmıştır. Yarışlara 4 mayısta başlanacaktır. Yarış ve ıslah komisyonu yarışla- rm geçen yıllarda yapılanlardan daha canlı bir surette yapılmasını temine çalışmaktadır. Bir köy sel altında kaldı DİYARBEKİR, (Milliyet) — Besmil nahiyesine tabi olan Çuvar- pan köyü birkaç gün evvel yağan şiddetli yağmurdan hasıl olan bir selin suları altında kalmıştır. İn. sanca zayiat yoksa da hayvanların birçoğu telef olmuştur. vermiştir. malâmatım olmayan biri hakkında emniyet ve itimat beslemek, besle- memek, Biraz acele değil midir? Halim Siret, parmakları yeleği- nin ceplerinde, asık suretla duru- yordu: il — Ona karşı, bir sempatin olma dığı muhakak... — Bu da mevzuu bahis olamaz. | — Ben; öyle hissediyorum, Bunu balletmeliyiz. Çünkü Sırrı Nevres le bir alım satım işine girişeceksin. Mütekabil emniyet olmazsa, vazi yeti değişir. — Sırrı Nevres Bey, kendi malı- nı mı satacak? Arada, vasıta de- Gene emniyet, iti- irete elimi uzattım; — Sırrı Nevres Bey, iyi çocuk, zeki çocuk... Güzel poker oynıyor; becerikli, işküzar bir genç.. Ona, ni hayetsiz bir emniyetim, itimadım var, : — Alay mı ediyorsun? — Hayır, ciddi söyliyorum. Kot ra, kanu, bulursa, makbu- lüm. Hizmetinden . dolayı, daha şimdiden müteşekkirim, minnetta- rm. Yalnız, bana müsaade et, odâ- ma çıkayım.. Ayakta uyuyacağım. Halim Siret, gevşek gevşek eli- mi sıktı; — Ne garip adamsın! Sırrı Nevres Bey, bu işte mehare tini, işküzarlığını gösterecek. Em- niyet ve itimat meselesi de, o za- man, kendiliğinden hallolunur. Halim Siret, sordu: — Ne zaman aşağı inersin? — İki üç saat kadar vücudumu dinleyeceğim. — O halde akşama konuşuruz. — Sen, bu gece, eve dönmiye- cek misin? — Evden çıkalı, kaç gün oldu? Halim Siret, hafifçe canı srkıl- mış gibi gözlerini kırpıştrıyordu: — İki üç gün İcacimi vi — Neşi alınız mı? Sikimi yağ “alin ük uğrar. Yengen de, Neşideyi yalnız bırı — Tesellisini de bulmuşsun. Ö- mürsün, Halim! Halim Siret, cevap vermedi.Ben, ağır ağır otele girmiştim. Köotra, yahut kanu almakla, aca- ba dertsiz başıma (dert mi alıyo- rum? Yeni ahbaplar, yeni dostlar, benim sükütumu, rahatımı kaçır. mıyacaklar mı? Neye, uzun uzadıya düşünme- den, Halim Sirete: Peki! dedim. Bu acele verilmiş karardan, ileride Türk Sigorta Şirketi #larik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Ölümle biten Bir eğlenti MARDİN, (Milliyet) — nilerin bayramı olması dol risi arkadaşı Abdülhat oğlu alnından kurşunla vurarak söylenen bu ölüm vakası im tahkikat devam e! ir. 4 500 domuz beşer yavru * doğurursa : KANDRA, (Milliyet) — larımız dahilinde iki aydan muzir hayvanlarla mücadele vam ediyor. Mart sonuna 680 domuz vurulmuştur. Geçi lerde 400 kişi ile yapılan ve iki: süren sürek avında 96 domu£ dürülmüştür. Vurulan domuzlardan beş nün dişi olduğunu kabul etsek bunlardan her biri asgari beşer yavru doğurmuş olsal: za dahilinde 2500 domuz dah3! ğalacak demekti, Peçe ve peştemal AYDIN, (Milliyet) — gençleri peçe ve peştemalların lanılmaması için her propaganda yapmak üzere yi ler teşkil etmiştir. Bilhassa r? lim hanımlar çok çalışıyorlar, 5 kir kadınlarımız için bir örnek zır manto yapılması düşünülmÜ dir. i nedamet etmiyecek miyim? Fakat, kalbimde bir tek ışığı yanıyor; Neşideyi, kotr& iririm. Deniz havası, o haretini, işküzarlığını, bu bulmakta değil, komisyon gösterdi. Çıkardığı hesap, raza, kendimde mecal Komisyon, ve kotranın siklerini tamamlamak, yarı fiatini buldu, hattâ bi geçti. Ben, hiç şikâyet © etmiy0'.. Çünkü bu, haber, Neşideyi Neşide, ellerini çırpıyot; #İ yor, boynuma atılıyor: - — Ah, ne iyi yaptın, cici * Şimdiye kadar neden bunu medin! Gezeceğiz, değil gınlar gibi eğleneceğiz... Marmaraya açılırız... Bir 4 meni, Boğaziçine kırarız: