Bu derdin çaresi nedir? Çocuk babalarından, mu- allimlerden, mütefekkir- lerden soruyoruz.. Çocuklarımızı nasıl okutabiliriz? Bir profesör, bir avukat, bir genç kız Ankete başlamazdan bir gün ev veldi. Köprülü zade Fuat Beyi tele - fonla evinde aradım. Fuat Bey, kendi- bir ricam var, sizden. Nik tahsil meselesine nasıl bir cere- yan vermeliyiz ki, bütün vatan ço - cukları okusun?.. Fuat Beyin telefon - — Düşüneyim, birkaç gün sonra, cevap veririm... Aradan birkaç değil, birkaç ve bir kaç gün geçti. Tekrar telefona sarıl - v — Fuat Beyefendi? — Buyurun... — Anket için rahatsız ettim: — Vallahi, Selahattin Bey. Çok meşelim. Hele bir iki gün daha geç sin Ve böylece bir iki gün daha geç Nihayet dün, sonuncu defa ; — H8JÂ cevap vermiyecek misiniz beyefendi? Fuat Bey, bü sefer, en kestirme sö- xünü söyledi: — Okadar mühim bir meseleye te- mas ediyorsunuz ki, gelişi güzel cevap hiç doğru olmaz. İlk tahsil ni, başından sonuna kadar , ortaya bir fikir çıkarabil - rim beni mazur görün...” İşte Köprülü zade Fuat Beyin ce - vabı... İSMAİL ŞEVKET BEY zası ve şehir mecli- si kköycülük encümeni reisi avukat İs- mail Şevket Beyden, ilk tedris mese - lesi hakkında fikri sorduk. İsmail tahsili mecburi kılan kanunun her tarfta ve kusursuz tatbik edilmesindedir. Başvekil Paşa sile karşı bu alâkasızlığın sebepleri bir değil. Birkaç değil, bir çoktur. Fakat ben, bunda muallimlere mesu- ilyet hissesi | tevcih edemiyeceğim. Çünkü, İstanbul mmtakası dahilinde ki köylerde, yaptığım bazı temaslar- dan şu neticeye vardım ki, ilk mek - top muailımleri çok verimli surette ça hşryorlar. Fakat, bu bir taraflı çalış - ma maksadı temine kâfi gelmiyor. Bazı çoruk babalarmın ilk tahsilin kıymetini lâyikiyle takdir edememe - külü çoğaltıyor. Her şeyden tedrisat © kamümünum çocuk e tahmil ettiği mecburiyetle- rin yerine getirilip getirimediğini kon trol etmeldir. Bunu kontrol edecek makamlar da idare makamlarıdır. Her yerde büyük, küçük idare âmir- in halkı uyandır - hatâ köy bhuzusta ini ihtiyar heyeterine kadar bu herks ayrı ayrı vazifler düş- bilmem hatırlatmağa lüzum var ma?,, BİR GENÇ KIZ i.rbi Toman:92 — e Güneşin Oğlu diye sormuştur. Fakat; “Kerkesin boynu eyik... Hiç kimse başını kal dırıp: “Ben varım..,, diyememiştir. öyle bir adama bizim yerimizde sen olsan boyun eğmez misin? un var, (o ibtiyar! Onu yenecek kadar kuvvetli değilsem, ben de sizin gibi ona boyun eğer ve emrine itaat ederim. — Bu ordu ile kralımızı yenece- ğini umuyor musun? — Evet.. Zaten bu umgu ile yola çılıtım.. Onu £ yeneceğimi ve yurdunu baştan başa işgal edeceği- mi ummasaydım, (Sretelli)den bu- raya kadar gelir midim? Su uyur düşman uyumaz — Yarm öğlene doğru (Hamat)a va — Suriyeli ihtiyardan mı işittin? — Evet. O söyledi. — Reis ona çok itimat ediyor. — Itimada lâyık değil mi? — Sen temiz yürekli bir erkek- sin, Baykut, Herkesin sözüne inan yorsun! "| oldu. Her taraftan birçok mektuplar alıyorum. Bunlarm arasında bir tane- | si bilhassa dikkatimi çekti. Mektu - bun imza yerinde yalnız şu kelime - ler var: Bir genç kız... İ Tanımadığım bu genç kız, ilk tah - sil meselesi hakkında düşündüklerini şöyle anlatıyor: Efendim; “Ben, ne çocuk annesiyim, ne de çocuk babasıyım. Henüz yirmi yaşında bir genç kızım, Gazetenizde “çocuk- larmnızı nasıl okutalım?,, diye bir an - ket açtınız. Cevapları sırasile okudum. İşte benim de haddim olmıyarak ce vaplarım. İsterseniz koyarsınız: I — Çocuğa küçük yaşta, ana mektepte okumanın çok zevkli bir şey olduğu fikrini aşılamak. 2 — Ilik sene, onu fazla yormamak, ten yılgınlık göstermesine karşı kati- yen lâkayıt kalmamak. Müşküllerini kolaylaştırmak, dersinde ona yardım da bulunmak, sek sık meşgul olmak, çalıştırmak, 5 — Çocuğu, paraya alıştırmak, ©- na gitgide para hırsı verir. Eline ka - tiyen para vermemek. E 6 — Çocuğun sinemaya gitmesine aleyhtar değilim. Cemal Nadir Beyle bu noktada ayrılıyoruz. Fakat rastge le her filme değil, ahlâkını bozacak filmleri çocuklar katiyen sörmemeli- ir! M, SALAHATTIN Ecnebi şirketlerde çalışan memurlar Ecnebi şirketlerde çalışan ve Türk tâbiiyetinde olan memur ve müstah - demlerin bir birlik teşkil ettiklerini haber vermiştik. Birlik umumi heye- tinin bu cuma saat 14,5 ta bir içtima) yapması takarrür etmitşir. Birlik riya setinden yapılan bir davette şirketler- de çalışan Türk memur ve müstahdem lerin hepsi cuma günü yapılacak o - lan bu içtimaa davet edilmektedir. İIçtima birliğin Beyoğlu Halkevindeki muvakkat merkezinde yapılacaktır. Limanda seyyar bir şehir Limanımıza geleceğiti yazdığı - mız İnçiliz bandıralı Apnilania vapu- ru dün saat 14 te 700 kadar İngiliz ve Amerikalı seyyahı ; hâmil olduğu re Apuitanin , 47 bin ton hacminde ce simi bir vaj . Limanımıza ilk de- fa olarak gelmektedir. e Mürettebatı bin kişidir. Vapurun yirmi dört asan sörü, cesim salonları, bar ve dans sa- Tonları vardır. 16 kasa daha çıkarıldı MLLEYE! ELM İlk açık ders Pr. Abendofer Üniversite Tıp fakültesi emrazı umumiye ordinaryüsü dün saat 12 de ilk açış dersini morfoloji enstitüsünde zerrmistir İlk derste üniversite rektörü Neşet Cevat Abbas Bey ve daha bir çok profesör ve talebeler hazır bulunmuştur. Profesör ilk dersinde kanser başlangıcı, bunun üzerine yaptığı tetkikatı, si- rayeti, “tedavisi ve kanserin morfolojik bünyesi hakkındaki tetkikatını anlatmış- Profesör dersinin sonunda böyle güzel bir enstitü ve yeni t yı büyük Gaziye teşekkür ederek ilmin artık şarktan doğma söylemiştir. MAHKEMELERDE Bomba davası Muhakemeye cumartesi günü başlanıyor Artin Tülekyan efendi isminde bir tüccarı şüpheli vaziyette göstermek maksadile namına tramvay arabası için- de bomba bıralımaktan suçlu İbrahim, — e Cevat efendilerin muhakemesine cumar- tesi gümü saat li de üçüncü ceza mah- kemesinde başlanacaktır. Triyeste mahkemesina günde- rilecek istinabeler 'Triyeste mahkemesinin İstanbul i - kinci ticaret mahkemesinde İsti su retile dinlenmesini istediği şahitler 15 mayısta dinlemecektir. Şahitlere teb- ligat yapılmıştır. Yeni tayinler hakkında henüz tebligat yok Adliye tayinleri hakkında henüz şeh- iz iyat yapılmamıştı rimize resmi & yin yin Diğer asliye antepten Nuri Bey tayin edilmiştir. Necip Nadir Beyden inhilâl eden müs tantik . azalığa da İzmir ihtisas müs - tamtiği Sait Beyin tayin edildiği söy - lenmektedir. Maslak yolu kazası Maslak yolunda bir otomobil “kaza- #i neticesinde devriye gezen jandarma Hasanı öldürmekten, sonra da 0- tomobilinin çalı ğını iddia etmekten suçlu klişeci Alâettin Beyin dosyası “adliye yangınında yanmıştı. Bu dava tecdit edilmiş, yeniden ü- dei ceza mahkemesine verilmiştir. uhakemeye bu hafta içinde yeni baş- ter, tan e, Uyuşturucu madde'er davaları | Adliye vekâletinden ihtisas mahio- melerinin isi hakkında son bir ta“ mim gelmiştir. Bu temime nazaran u- Adliye yangın yerinde adliye nams. ma yı bafriyat bugün ikmal edil - ali Gülme akkiğanik ew . e kasa - biri sit olmak ve dördü evvel ce divar içinde açılmış bulunmak sere- tle 16 kasa daha bulunmuştur. Bu kasalar da bugün açılacaktır. .Cumartesinden itibaren müteahhit ken- di namma hafriyata başlıyacaktır. Bu- gün odacı Mehmet ağanın cesedi son bir defa daha aranacaktır. Yazan: İskender FAHREDDİN — İnsanın başka nesine inanır lr?! Saçı, sakalı ağarmış bir ihti- yar.. Bu yaştan sonra yalan mı söy- sanıyorsun? — Ben o adamın bakışlarından yüreğinin içini görüyorum. — Yarım Hamat'a varacağımızı Zannetmiyor musun? — Belki varırız. Belki bu sözü doğrudur. Fakat, yolda gelirken re- ise söylediklerinin hiç birine ina- namıyorum. Bu adam kraldan i kence görmüş bir rl de kralm ( cellâtlarmdan bi benziyor. — Haydi Hitay, bu kadar kötü yürekli olma! Kızını ve karılarını öldüren bir hükümdara bundan da- ha fazla düşman bir kimse olamaz. Kraldan bahsederken, o dakikada eline geçirse parçalayacakmış gibi, dişlerini öyle gıcırdatıyor ki.. — Benim içimden inanmak gel- miyor.. Bu adam ya cellât, yahut bir sihirbazdır. Reis bu ( herife fazla bel bağlamasa çok iyi eder. işti yaşturucu taaddeler davalarına “bun - dan sonra > sekizinci ihtisas mahkemesi ir. Neşriyat davaları Fenerbrhçe ikinci reisi Hayri Cİ bey tarafından Cümburi- yet gazete i sahibi Yunus Nadi ve neş- riyat müdürü Abidin Daver Beyler a- leyhine bir hakaret davası açılmıştır. Nadi Bey millet vekili için teşrii masuniyelinin ref'i me- — Ne diyorsun, Hitay? Akmcı ları en kestirme yollardan götüren , canını bizimle beraber | tehlikeye koyan bu zavallı adamcağız hak- kında sakın reise bir şey söylemiş olmayasın..! Hayır.. Henüz ağzımı açıp bir söz bile söylemedim. Fakat... — Niyetin var galiba...2! — Evet.. Hattâ bu gece. Baykut çoban kızının öllerini tut- tu: — Sakın bana sormadan böyle bir delilik yapma.i! : — Sen de mi. ondan korkuyor- sun yoksa..? — Hayır. Korktuğum için değil. Fakat, ona söz verdi. — Ne sözi — Onu her tehlikeden korumağa mecburum. Hitay hayretini gizleyemedi: — Bu uğursuz herifi her tehlike- den korumaya sebep ne? , — Hamat'a varınca, beni, cinle- rin bulunmadığı | gizlibir yoldan şehre sokacağını vadetti. — Anladım... Önce seni tuzağa düşürecek! — Ne tuzağı? — Bunun bir tuzak olduğunu anla; İm mı? o Seninkuvvetli bileklerinden korkuyor..! — Bilâkis. Bana çok saygılı dav- RIK HABERLER | MÜTEFER | dün verildi.. i dersini veriyor.. profesör oObendofer er, fakülte dekanları, Bolu meb'usu üniversitenin POLİSTE İki yangın | 7 Bir ev ve bir aparilımandâ 'aiye tarafmdan sö igortasız olduğu anlaşıl ının sebebi malüm değil- yapılmaktadır. * Dün gece sabaha karşı Beyoğlun da Büyük Parmakakpıda Hayriye a- partımanınm 3 üncü kal 8 numara - sında oturan Kalyontinin dairesinden yanın çıkmır, odada mevcut yatak, oda döşemesi ve sair oda mobilyesi yandığı halde ateş söndürülmüştür. Zabıtanın yaptığı tahkikatta eşyala - rm Ünyen sigoria kumpanyasma 4 bin liraya sigortalı olduğu anlaşılmış tır. Yangının sebebi henüz malüm de ğildir. Tahkikat yapılmaktadır. Bir otomobil! yandı Bir sinemanın büyük reklâmunı ta- şımakta olan şoför Saimin idaresin - deki kam; Tünel meydanmdan ge gerken bi bire tutuşmuştur. Oto mobilin söndürülmiyeceği anlaşılınca itfaiyeye haber ilmiş ve derhal ye tişen itfaiye yı otomobili söndür. müştür. Fazla kan zayi ettiğinden öldü Kasımpaşada oturan.Halit Efendi nin ailesi Münire Hanımın evvelki gün çocuk düşürdüğünden dolayı faz eitiği görülmüş ve kadın hastahanesine kaldı - Hanım dün sabah Zü —————— zeniyet alınmak üzere davası tefrik ©- dilmiş, Abidin Daver bey hekkndaki kanununun 482 inci maddesi muhakemesinin icra edilme- #i talebile üçüncü ceza mahkemesine sevkedilmiştir. Davaya'bu hafta içinde başlanacak- Tahliye talebi Türk parasının kiymetini koruma kanununa muhalif olarak döviz kaçak- çılığı yapmaktan suçlu Hanri ve Ra- fail Yahni efendilerle Üziyel ve Zahar- ya efendiler istintak hükimliğinin tev - kif kararma ağır ceza mahkemesi nez- dinde itiraz ederek tahliye talebinde bu- unamuşlardır. «a esit a bederek tetkik edecek ve kararını ve- recektir, dava ceza mucibince — Yalan mı? Fakat, senbua- 'damcağızdan boşuna şüpheleniyor- sun! O kraldan biran evvel öçal- mak için bizden daha önce davra- nacak. Hitay kızdı: — Inanma dedim ya..! O kralm cellâdı, yahut dalkavuğudur. Bu- raya gelinceye kadar da reise dal- kavukluk etti.. Onu avlamağa ça- aştı. — Reis boş lâflara kulak vermez. — Kulak vermezdi ama, bu ada- mı dinlerken baştan ayağa kadar kulak kesiliyor. Kralın göze görün- miyen cin ord: Bora'nın cesa- retini kırdı. — Senin cesaretin kırılmadı mr sanki..?! — Hayır. Ben Tanrı'dan başka bir şeyden korkmam. Ne cinlerden , ne de akrep yağmurundan.. — Şehrin kapılarma vardığımız zaman sakın bir çocukluk yapma.. Acırım sana! — Ne gibi çocukluk...? — Akıncılardan — ayrılıp yalnız başma içeriye girmek istersin de... — O deliliği ancak sen yaparsın! İhtiyar sihirbaz seni şimdiden kan- dırmış.. Seni gizli yoldan götürece- ğini vadetmiş. Ölüm rüzgârı başm - İ ne tesadüf etmesi dolayı id GAZİ VE HIZ Ateş - Güneşin sesli çocuk filmi yarın gösterilecek "Ateş - Güneş klübünün her ayın yirmi üçünde bir çocuk günü yapaca ğme yazmış ve 23 Şubatta yaptığı ço , cuk gününün tafsiltım: da okuyucular rımıza bildirmiştik. si Yarmki Cumanm ayın yirmi üçü » Ateş - Güneşin ikinci çocuk gününün yapıl ması lâzımdır. Klüp idare heyetinden bir zatın verdiği davetiyeden anladık ki, kinci çocuk günü, 23 Şubattı sesli filme alınan çocuk filmi ne çocuklara gösterilmesi suretiyle İ yapılacaktır. Bu çocuk filmi bir komik filmle birlikte, yarın, İpekçi kardeşlerin A- teş - Güneşlilere tahsis ettikleri bir mal lek sinemasında klübün davet ettiği çocuklara ebeveynine gösterilecektir. Filmin provasını gördük. İpek Fil min ve Ateş - Güneş azasından Ope- ratör Cezmi ve Remzi Beylerin eseri olan bu film gerek resim ve gerek ses itibariyle cidden muvaffak olmuş ir eserdir. Yarın sabah saat dokuz buçukta bu filmi seyredecek olan davetliler, Türkiyede yapılan aktünlite filmleri üzelleri seyretmiş birine, faaliyetlerinin muvaffakiyet- le devam ettiğine işaretle: — Çocuk filmlerinden, sinemalar da çocuk saatlerinden bahsedilip du ruluyordu. Bu işte ilk adımı altmız, dedik: Cevap verdi: — Hüsnü niyet, başıdır. Sonra cebinden karnesini çıkardı ve şu satırları okumağa başladı: “Kardeşlerim Di “Mensubiyetiyle taşkım iftiharlar duyduğumuz asi) Türk milletine; sağ lam, tüvana, halük, kati gaye laşır vatanperver mefküreci bahadırlar yetiştirmeği kendine hedef etmiş. yolda çalışmağı en zevkli va zife bilerek kurulmuş olan cemiyeti- miz her şeyden evvel aziz vatana... Ve yüksek — milletimize. Ve onun kurtarıcısı, yaratıcısı ve yaşatıcımı © lan en büyük oğlu dâhi Gazisine... Ve onun umdelerine her türlü şahsi menfaatleri istihkar ederek candan lmağı ve nihayete kadar da -almağı söz vererek işe başlıya muvaffakıyetin hım. — Bu sözler, ii ilk içtimamda reisimiz Cevat Abbas Beyin söylediği sözlerdir. Biz bu söz lerle işe başladık ve bunların ihtiva tiği #li manalar etrafında laşıyor ve muvaffak oluyoruz. seyde bir gaye Kiöbümü. arıyoruz. ir zün ismini seçerken bile bu düşünce ile hareket ettik, Ateş - Güneş rümu- müz esör za de Fuat Bey klüpte verdiği son kon- Size bir su muş oluyoruz: “Ateş - Güneş” hep bildiğimiz gi bi, sadece bir spor klübü değil, milli iğimizi, içtimai varlığımızı yük- seltecek her şeyle alâkası olan bir kültür ocağı, inan ve ülkü kaynağı- dır. Burada toplanan insanlar, Türk gençliğinin yalnız beden terbiyesini, da dolaşıyor da haberin yok Bir yandan da bana öğüt veriyorsun! Baykut hakikaten Suriyeli ihti- yarm sözlerine Oşaser'in kafasını ei getirmek istiyorum. saraya giden gizli Yolu gösterecek. — O bize bir yol gösterir; ölüm yolu. — Tuhaf şey. Sen bu adamdan bir türlü hoşlanmadın! Halbuki o benim için o kadar iyi şeyler dü nüyor, bana © kadar candan görü- müyor ki. |, Hitay gözlerini açarak, sert bir tavırla cevap verdi: — Reise sormadan, onun reyini almadan içimizden ayrılıp gider- sen, bir daha yüzüne bakmam ve adını anmam, Baykut! Unutma ki Akat topraklarından © ayrılırken, benden gizli bir şey yapmıyacağın. söz vermiştin! Tanrı sözünü işitti. İnkâr edemezsin! — Sözümde duruyorum ve du- racağım... Hitay delikanlının yüzüne bak- b: | / Profesör Köprülü zade Fuat Bey» maddi shhatini değil, ondan dah? evvel ve çok daha fazla, kültür terfi miş bir di Türke, inkılâba, Gazisine lâyik 889” labilsin!. Gençlik teşekküllerimizi” çok yanlış ve çok fena anlaşılmış daf smütaassrp bir rekabet havası yerin en geniş ve temiz bir sevgi ve tesanöl havası içinde çalıştıkarını görmek © büyük dileğimizdir. Inkılp gençliği, her türlü şahsi tirasların üstünde, yalnız milli ülkü süne erişmek için aşkla, heyecani feragat ve samimiyetle çalışan müti# hit, parçalanmaz varlık olmal” dır. İşte ben bugün bu temiz ve yök” mek istiyorumu lâmladığımız bu gençlik, ruhunun “9 dimağının bütün ışıklarını Türkün * sönmez güneşinden, Gazisi ak mıştır; çünkü bu gençlik, Türk gen liği, İnkılâp gençliği, en şümullü en belâyatli ifadesiyle Gazi gençliğ” dir. Ben o güneşten nur almış bir 78 | re sifatiyle, size, Güneş çocukların" © ebedi güneşten bahsetmek istiy rum, Tabiatin namütenahiliği, esr#f karşısında kendi aczini daha yakı#" dan duyan her müşahit gibi, ben dt umun azameti kı yö Ş at, yalnız bir düşünce bana veriyor: Mevzuwmun büyükl bu büyüklük bana bir an içi kendi küçüklüğümü, aczimi unuttur” yor. küre SİİRİ ee ai Bulgaristandan damızlık alınıyor Hükümet hesabına Bulgaristanda” satın alınacak damızlık boğalar içi” Vilâyet baytarı Etem beyin Al ie eek baakpın e reket edecektir. Heyet meyanında $” decek olan Ziraat vekâleti zootek” yabesi Nazım Bey de dü” şehrimize gelmiştir. Beynelmilel kadınlar ittifakı kongresi Merkezi londrada bulunan milel kadınlar ittifakı büyük kongrf sinin 935 senesinde mizde top * lanacağı Londradan Türk Kadınlaf birliğine bildirilmiştir. Bunun üzerin€ Hariciye vekâleti ile temas etmek Ü fe Bekir Hanımm cuma günü şeh” mize beklenilmektedir. . amm Hanımefendi, kaydediniz... YAKUT 1651 Istanbul — Su uyur, — düşman uyum. Baykut! Oğaser'i © şimdi yumuft” yatağında oyuyor mu sanıyorsu” — Tabii, penceresinden bizi müyor ya.,?! gar gibi gidiyoruz. geldiğimizi bilen var mı? Hitay alay eder gibi başımı #9” yarak güldü: o — Kral göze görünmiyen 7 vetlerine inanan sen değil rsifi”.. Onların bizi takip - etmedikle"”" ve bizim Sertelli'den geldiği”. krala çarçabuk bildirmedil iddin edebilir misin? Baykut susutu.. Önüne bakarak (dişlerini dattı.. Ve cevap vermedi. Türk akıncıları (Hamat) kapılarında Hamat şehrinin “beyaz kubbe? büyük sarayları uzaktan götü e İ Güneş'in oğlu: — Bitmedi usssggıams sw Erg all Sa vb ab 0 0 en en aş bei da GİS een e e eau meialka ai