Ağaç kesme yasağı Nihayet bu yasak birçoklarmızı devirmekten kurtaracaktır. ler fırsatta bir çam devirerek geç ği yerleri kereste hâline çeviren- İer artık biraz dinlenirler... n bu satırları yazarken dik - İ ettim. Umumi hayatımızın ba- X ilişecek taraflarını ifade için Ağaçlan ne kadar çok istifade et- Mişiz., Bunun ilk canlı delili büyük pot kıranlara “çam deviriyor” deme - Mizdir. Hanüman söndürmek mâ- Masa gelen, (birinin ocağına in- tir ağacı dikmet) geçen bazı de - rde ne kadar makbul bir bah- Sevanlık olmuştu. , (Meyvesiz ağaca taş atılmaz) sö > de rahat etmek ve rahat otur - Mak isteyenlere karşı verilmiş de- Serli bir nasihattir. Onun içindir çinar ağaçlarına, kavak ağaçla- kimse ilişmez, enine boyuna gelişirler. Lâkin en kötü çakal eri- ağacının bile dalı budağı dai - ma kırıktır. Eğer pek iyi muhafa - Za edilmezse yemiş ağaçları her za Man Arun Ben ağaç kesilmesinin epeyce a- leyhindeyim. Lâkin en ziyade kız - dığım, ağacı kökünden kesen a - değil, geçerken ya keçiye ver yapmak için Ağacın en düzgün dalını kırandır. Bir şey merak ediyorum. Acab. Yeni kanuna “adamın kendi bindi- “ m kesmesi” yasağı da konacak Doktorla hasta arasında Bilmem dikkat etmiş mi yatta her gün görüştüğümüz #elâmlaştığımız bir tip vardır ki; adamdan doktorlar şikâyetçi, *czacılar memnundur... Anlatayım: rüyorsunuz. Bir dostunuzu #ördünüz.. Öksürdüğünüzü farkma Yardı. Derhal: — Yahu sen öksürüyorsun ..'di- Ye söze başlar ve: Yeni çıkmış bir öksürük şe - var, Keçiboynuzu hülâsasile Yapılmış. Aman birader, bire bir. diye bir ilâç tavsiye eder. Siz de sanız gider, ilâcı alırsmız... Dektorlar diyorlar ki: — Eğer bizim hastaların arası - giren bu tipler ortadan kalkar- gelecek hastalar arttığı gi- onların sıhhati de çabuk bir. Ağızdan dolma malümatla her ese her ilâç tavsiye edilmez. Bel- kio ilâç fenalık yapmaz ama ii; te gelmez, paralar be; er. İdrar zoruna kiraz sapı, mısır Pükülü kaynatıp içmeyi, göz hasta İıklarına limon suyu, sinir hasta - lıklarma aw birer ufak sar- ki ez rdir. Her şeyden evvel has talar bunlarla mücadele etmelidir- keri — Allah razı olsun; eş dosttan, Eğer reçete ile geçinmemiz lâzım gelse halimiz harap idi. Biribirinin yaştalığına ilâç tavsiye edenler mu, işte onlar dimcrmizdir. Birisi bir ilâç alır, is inde eder. Başka bir dostuna da tavsiye eder, böylelikle a- Şıktanı satış yaparız. Zaten müstah vat birçoğu reçetesiz saılabi- teylerdir. - < Ne dersiniz, bu iki ahbabın bu Yrr düşünüşlerne torarsa - Miz. ekseri şu ilâçı tavsiye eden tipler arasına girerim. Çünkü bir arkadaşı elem içinde için hemen bildiğim bir devâyı tavsiye sözi Doktorlar bundan tarar ederelrse Allah taksi Afetsin!. zi FELEK Köylüye elbise Bunu ucuza alıp pahalı satanlar da var ç Başvekil femet Paşa Hziretleri yak i 4 tetkileri esnası: e — fabrikasını gezerken Türk köylü. nün “giyim vaziyetine işaret ederek örk köylüsünün ve Türk halkının gi- Tece ucuz ve sağlam meil kumaş ve el. Miylerzi bulunması, arzusunu izhar et- veimer Bank, Başvekil Mn ve nihayet dağ gör mi kım meni luğunu gören birtakım menla- ire otlerin Dia istismar ederek leri bir hareket te nazarı dikkati in ceplerini alet olmaktadır. Türk köylü- işin yapılan — elbiseleri gene Hi EKONOMİ Türkiye Bulgaristan Yeni ticaret anlaşma- sında neler var? Sofyada Hariciye vekâleti umumi i Numan ve Ticaret umum mü > i Beylerle Bulgar hülsümeti an eden müzakerelerde tir, Bu mlümata nazaran Bulgarista - ede 50,000 kilo balık, 125 i -apağı, 50 bin kilo zeytinya- ğr, 50 bin kilo palamut, 25 bin kile üzüm, 25 bin kile incir, 10 bin kilo ce- viz, 10 bin kilo fındık ve 10 bin kile portakalla sair eşya ithal edilebile - cektir. Bulgaristanda lhassa 10 milyen kile maden kömürü, 80 bin ki- lo kaşkaval, 2 bin kilo domuz ithal e- debilecektir. Şişe ve kok sanayiini tetkike giden heyet Aldığımız malümata göre, Avru - pada, memleketimizde den lacak şişe ve kok sanayii etrafında tetkikat yapan heyet azasından maa- din umum müdürü Bekir Vehbi, Zon. guldak mebusu Ragıp ve Esat Beyler dönecekler nya, Belçi “ ikat yapmış ve tekrar Parise müştür. Heyetin gelecek haftabaşm - da şehrimizde bulunacağı ümit edil- mektedir. Tel - Aviv Panayırı Ticaret odası idare heyeti dü; tığı içtimada Tel - Aviv panayirine iş tirak meselesini tetkik etmiştir. Bu hu susta görüşülmek üzere alâkadarlar Ticaret odasında bir içtimaa davet edilecektir. Macaristanla ticaretimiz İktısat Vekâletinden Ticaret Odasına İn bir tahrirata göre Macar Hü- ümeti ile aramızda mevcut İ ağustos 933 tarihli ticaret ve clearing mukavele leri 15 şubat 934 tarihinden itibaren bir buçuk ay müddetle 31 mart 934 tarihi- me kadar temdit edil tir. Japonya ile modus vivendi de 5 mayıs 934 tarihine kadar üç ay müddetle uza. tılmıştır. Pirinç çuvalları Mersin Ticaret Odası heyeti son toplantısında pirinç çuvallarınm sıkleti- nin memleketimizin bazı şehirlerinde ol- duğu gibi Mersinde de yüz kilo (olarak kabul edilmesine karar vermiştir. Karar hilifna hareket edecek olanlar Ticaret Odaları kanununun beşinci mad- desi mucibince tecziye edilecektir. ii ceza beş Kradan yüz liraya kadar- Bağ çubuğu getirimek isteyenler ilmiştir. z girecek bağ çubukları, tıpkı kükürtlerin memlekete girmesi şartlarma uygu" ola” caktır, ış ağ çubuğu getirmek istiyenler evve- ziraat müdürlüğüne müracaat talimatnamesi , İktisat Vekâleti, İzmir, İstanbul, Mer. | sin, ir. Balıkçılığın inkişafı için İktısat Vekâleti, balıkçılığın terakki ve inkişafı için yeni bazı esaslar tespit et- meğe başlamıştır. Ancak Türk balıkçı- verilecek istikamet hakkında alâ- : a ele a al de muvafık görülmüştür. İ İ | | | Bu maksatla Deniz Ticaret Müdürlü | ğüne de tebliçat yapılmış ve | İstanbul balıkçılığı hakkında malümat istenmiştir. | Deniz Ticaret Müdürlüğü de Cemiyetinden balıkçılık hakkındaki #üncelerini sormuştur. Cemiyet idare heyeti toplanarak ba- İakeçılık i düşüncelerini hazır- 48-11 ladıktan sonra neticeyi bir rapor şeklinde | Uludağa kayak seyahati içyan ve belediye reisi Muhittin Bey, yr la Bursaya gidecektir. Ba; yak seyahati ter Vali Bey de seyahate Neşet Ömer Beyin konferansı e — saat (18) de Halkevi kı Orlimmeyia Priene Mel inaryüs e. y ir. Neşet . (Gençlik ve kültür) mevzuu ile bir verilecektir. € MART 1934 Kutudan çıkan yumurtalar muayene &dilirken., Altı aydan beri Ticaret odasında kapalı duran yumurta kutusu nihayet dün açıldı. Ticaret odası herkesin içi deki yumu e aylardan beri etra- fında gazetelerde, iktisadi mahafilde büyük bir alâka uyandıran kutunun a- şılması için şehrin en Lanınmış yumur- iktısadi kısımla alâka - d i çağırmıştı. Dün oda idare heyeti azasile beraber Ticaret ve Deniz Ticeret müdürleri bulundu - ğu halde bu zevat odada toplandılar. Fakat yumurtaları sandığa koyan Ha meydanda yoktu. Hasan evinden dün sabah gelen bir habere göre kendisi Diyarıbekire gitmiştir. Yumurta sandı; aya gel di. Oda tetkikat şubesi müdürü Hak- kı Nezihi Bey sandığın mühürlerini sökmeğe başlarken etraftaki merak ve alâka son haddini bulmuştu. Her - kes kapalı kutudan ne çıkacağını bek liyordu. Sandık açılınca bir saman kü mesi meydana çıktı ve altımdan da yu murtalar... Yumurta tacirleri hemen yumurtalara el attılar, Bir yumurtacı şöyle parmağile üç defa yumurlaya vurdu ve dudağmı bükerek ilk haberi verdi: — Bu, bozuk... Merak büsbütün artmıştı. Ötekiler acaba nasıldı? Bir taraflın oda yumur- taların elektrikte muayenesine başlan Biz Şimdi yumurtalar ışıkta muayene iyor ve hüküm veriliyordu: .— İşte buna ben düşmüş, bu çü - . Bu çok sağlam görünüyor. Osrada ortaya bir tabak getirildi ve yumurtalar birer birer kırılması- na başlandı. Hakkı Nezihi Beyin kır- dığı ilk yumurta simsiyah çıktı. İlkin- ci yumurta birinci: 'ezat teşkil ede- cek kadar teze idi lece yumurta- ların on tanesi kırıldı. Netice şu idi: 2 çürük, 1 bozuk, üç tane iyi, faka! şeffafiyetini kaybetmiş, 2 tane kat dağmık, 2 tanesi gayet Bu vaziyet derhal bir zabıtla edildi ve hazır bulunanlar imza ettiler. Bundan sonra bu iş etrafında tah - minler, münakaşalar başladı. (Acaba Hasan Bey yumfürtalara ne koydu? bir toz mu ekti, bir mayie mi batırdı Diğer taraftan bazıları hararetin 30 dereceyi bulduğu böyle bir odada kapalı bir dolapta ve kapalı sandıkta yumurta duramıyacağını ısrarla söylü yorlardı. Esasen yumurtanın on tane oluşu da çok az görülüyordu. Yamur. ta tacirleri bir taraftan da Odanm bu tecrübeye o başlanırken kendilerinin haberdar edilmemelerini protesto e - diyorlardı, Dün tutulan zabıt bu yu - murta bikâyesini şu neticeye bağlıyor du! “Tecrübenin muvafık şerait için- de yapılmadığı gözönünde olmakla beraber iddia edilen neticeyi verme »- miştir.” | dı. edi sü böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? Zirai memleketler, sanayi sa masına girerlerken, yeni bir sı - mu halkın doğduğunu görürler. Bu amele ve işçi sınıfıdır. Bina- enaleyh böyle memleketlerde unların vaziyetini korumak i - gin derhal yeni kanunlar do - &ar. Malümdur ki kanunlar bir ihtiyacın mahsulüdür. Ve ihti - yaçla beraber âdeta ikiz olarak hayat bulur ve o ihtiyaç devam ettiği müddetçe yaşar. Yeni he- şiflerden ve ihlirala'dan evvel dünyada bir işçi sınıfı yoktu. O zamanki hükümetler, prens- ler, krallar, derebeyleri kendi hudutları dahilinde bulunan zi- raat erbabının içtimai vaziyetini tanzim ile uğraşırlardı. Halbu - ki bugün dünyanın çehresi de - ğişmiş ve bütün memlekteler yi e vir de > - #irmektedir. Dün- yadaki bütün memleketler ayni yollardan geçmişlerdir. Meselâ Arjantin, Brezilya, evvelce ta - mamile zirai bir memleket iken bugün tamamile sınai bir man - zara almaktadır. Hettâ iktisat tarihi ihtiyar ve genç memleket diye bir tarnif bile yapar, İhti - yar memleket ziraati terketmiş ve sanayie başlamış memleket demektir. Genç memleket he - nüz bu hayla girmeğe uğraşan memleketlerdir. On sekizinci asra kadar tamamile bir zim at memleketi olan İngiltere o zamandan beri manzarasını de- ğiştirmiş ve hemen ilk ihtiyarla. yan memleket olmuştur, Ve o vakit ilk defa olarak işçi sınıfı- nın vaziyetini tetkik etmek lü - zumunu hisselmiştir. İngiltere - den dini sebepler tahtında kö - vulan puritin'ler Amerikaya vâ- su oldukları zaman kendi arala. rından biribirlerinden ayrılma- mağa ve daima aralarında tesa- nüdü ko'umağa yemin ettikleri zaman, evvelâ buldukları arazi- nin zirai kabiliyetini tetkike başlamışlardır. Ancak seneler - den sonradır ki Amerikanın manzarası değişmiş ve nüfasun artmasile mütenasiben şark sahil lerinde büyük sanayi tesis etme- ğe başlamıştır. İşte Türkiyenin de son senelerde bu zirai devir- den bir sanayi devrine inkılâp etmekle olduğu inkür kabul et - mez bir hakikattir. Bugün mem- lekette tüten bacaların günden güne fazlalaşmakta olduğu bu fikrimizi isbata kâfi bir delildir. Bu satırları iş kanununun Tür kiyede de ne kadar lâzım oldu - ğunu göstermek için yazmıyoruz. Çünkü bunun hazırlanmakta ol- duğunu ve yakın zamanda çıka- cağını biliyoruz. Bundan dola- yı müstarihiz.. Mi ımız baş - ka bir noktaya işaret etmektir. Bu iş kanunu çıkmadan bunun ne ticei tabiiye ve zaruriyesini tat- bik etmeğe çalışmanın ne kadar doğru olmadığını göstermektir. Eski bir mevzua temas edeceğiz: imiz ve mr biraha - n in saat on birde kapanması hakkındaki emir... İş kantınu çık madan bu emri tatbika çalışmak memleketin içtimai bünyesini kavramamak demektir. Dükkân lar, mağazalar istedikleri gibi sabahın saat yedisinden akşamın onuna kadar açık kaldıkça bu em rin tatbikından fayda değil, za- rar hâsıl olur. Bu emrin memle- kette tiyatroculuğa, sinemacı - ğa vuracağı darbelerden bir an için olsa kat'inazar etsek bi- le bu karar, bunu ittihaz eden mülessenin aleyhindedir. Çünkü eğer sinemaların, tiyatroların, bi rahanelerin hâsılatı düşerse bun ların belediyeye vereckleri hisse de o nisbette tenakus eder. İnsan kendi bindiği dalı ke - ser mi?.. Biz böyle düşünüyoruz, Siz acaba ne dersiniz? | BELEDİYEDE Sinemalarda Belediye hissesi Belediye mahafili artırıl- masını tabii görüyor Sinemalardan alınmakta © olan yüzde beş beledi, is sesini ii Müdürlüğüne müracaat ve şikâyet ettik- leri malümdur. Sinemacılar, henüz be- lediyeye müracaat etmemişlerdir. Bele- diye reis muavini Nuri Bey, bize bu hu- susta demiştir ki: Sinema biletlerinin üzerinde bilet ücreti ayrı ve belediye resmi ayrı olarak gösterilmiştir. Kesmi veren sinemacı de- gil, halktır. Bu itibarla sinemacıları doğ- rudan doğruya alâkadar eden bir cihet yoktur. Bir kısım halkın, sinema ücreti artınca, sinemalara gitmemesi yolunda bir mülâhaza da varit olamaz. O Çünkü yüzde beşin yüzde 7 buçuğa | iblâğı de- mek, 25 kuruşluk bir koltuk ücretinin 22 buçuk para, 50 kuruşluk biletin 45 dir; Binateeleşbi mepela da bizatihi ei nemacıları alikadar etmez.,, Konservatuvar için mütehassıs Konservatuvar için gelecek Viyanak profesör Marks kışın gelememişti. Pro- fesör, vaki olan davete cevaben nisa sonunda şehrimize geleceğini bildirmiş- tir. Kooperatif teşkilâtı tevsi edilecek Belediye kooperatifi heyeti umumiyesi 21 martta içtimaa çağırılmıştır. Heyeti- 'umumiyeden teşkilâtm tevsii için karar ahnacaktır. Kooperatifin, şehrin muhtelif yerle- rindeki ufak teşekkülleri koruyacak, di ğer kooperatiflerle münasebet tesis onlara yardım edecek şekilde teşkilâtıni genişletmesi mukarrerdir. Gaz ve benzinden alınacak resim Şehir Mocbisinden İktıtat encümenine tevdi edilmişti. Evvelki” günkü içtimada, azadan Nu- rettin Münşi Bey, ham petrolün mahru- kat olmadığını ve 26 paraya malolduğu- nu söylemiş ve 26 paraya (malolan bir maddeden 40 para resim alınması muva- fik olmıyacağını ilâve etmişti. Belediye namına reis muavini Nuri Bey, ham pet rolün ayrılarak 10 para resme tabi tutul- masını teklif etmiştir. İktisat enşümeni, bugünlerde mazbatasını ihzar ve heyeti umumiyeye arzedecektir. Çay ziyafeti Perşembe günü belediye kooperatif lo- belediye memurlarına ve his- sedarlara bir çay ziyafeti verilecektir. Tramvay biletleri Tramvay şirketinin, biletçilerine yap- tığı tebligat üzerine, her mele rilerden gidecekleri yere göre değil, ver» dikleri para ile gidebilecekleri mıntaka- — çelen kadar muteber olmak üzere et e. Şimdiye kadar bu bilet kesen. il ii in tecziyesi cihetine . Yeni şekil, biletçi- leri de ceza endişesinden kurtarmıştır. Otomobil resmi Otomobilciler, otomobillerden beygir kuvvetine göre değil, eskilik ve yenilik- lerine göre belediye resmi alınması için Dahiliye Vekâletine müracaat etmişler- dir, Vekâlet, bu hususta belediyenin mü- talcasını almıştır. Belediye, bu hik ve kabili tatbik görmemiş! ye Vekâleti, otomobillerden şimdiki gibi resim al devam edil i tebliğ etmiştir. Resmi binalarda talaş yığınları Ti kereste gibi ateşin tevessüüne imkân maddelerin umumi bi- malarda bulundurulması doğru görülme. diğinden resmi, hususi müessesat, mek- tep, hastane ve saire gibi umumi binalar. dan bu gibi maddelerin kaldırılması lü- zumu belediye tarafmdan £ alâkadarlara bildirilecektir. Su işlerini tetkike giden heyet döndü Bir müddetten beri belediye namı- teklifi mu Dahili İ na muhtelif Avrupa şehirlerinde su İ tesisatını tetkik için seyahatte bulu - | man ve beledi dl fen heyeti müdürü , Nat iseri Mustafa Arif, su mübendisi Bürhanettin ve Terkos mü- dürü İhsan Beylerden mürekkep olan heyet, dün Bükreşten trenle İstanbula Heyet iya Bey, kendisile gö- rüşen muharririmize demiştir ki: “.- Seyahatimizde Atina, Roma, | Prağ ve Bükreşe uğradık ve bu şehir. lerin su şebekelerini tetkik ettik. Çok enteresan tesisat gördük. Bunların her birinden şehrimizin su tesisatı i - çin istifade edebileceğimiz kısımlar vardır. Yarın belediyeye gideceğim. yakında vereceğiz.” i rpan Türk gençliği Bir iki hafta evvel bu sütunda bahsetmiştim. Türk gençliği bir is- tikamette ve toplu bir halde çalıştı. rılmalıdır. Perakende ve himayesiz gayretler müspet netice vermiyor, demiştim. Şeklini, düsturlarını, itiyatlarını değiştiren ve beynelmilel politika âleminde yeni temeller atan cemi- yetlerde gençlik kuvvetine çok kıy« met ve ehemmiyet veriliyor. Sinyor Mussolini Italyan sporunu takviye için İtalyanın zayıf zaman- larında Cenubi Amerikaya hicret eden ve o:mda taze bir medeniye- tin gıdalarile beslenen melez İtal- yan çocuklarını Romeaya davet etti, Onlara geniş mikyasta imtiyazlar verdi ve İtalyan gençlerine yeni bir hamle vermek için bunların me haretinden, kudretinden istifade etti. Ve bu sayede Italyan gençliği sıkı bir nizam altında demir çen- ber haline geldi. ! Almanyadaki Nazi teşkilâtı Fa- şist idarenin gençlik için kabul et- iği sistemin aynıdır. Alman genç- liği sıkı bir disiplin © içinde âdeta (ikinci Fredrik)in hassa ordusu gibi yetişiyor. ızlık, idaresizlik, inzıbatsızlık yüzünden ya dağılıyor yahut anarşi içinde çal kanıyordu. Hayatta itiyatların, terbiyenin yolü pek büyüktür. £ İnsan idaresi gençlikte alıştığı £ telâkkilere çok bağlıdır. Fertlerin seciyesinde ırki tesisler olduğu kadar muhitin, yatların, telâkkilerin ve o gençlik terbiyesinin de pek mühim alâkala. rı vardır. Âvare ve (o derbeder bir gençlik hayatı geçirenlerin kemal devrelerinden mazbut ve ist biz insan olmaları pek müşküldür. Bu itibarla gençliğin bedeni ve fikri terbiyesini bir çırpıda, bir is: tikamaette yürütmek ihmal edilmi- yecek bir vazifedir. Spor teşekküllerinin devlet ma- kinesi içine ( alınmalarında acele etmeliyiz. Bundan başka mütefer- rik ve mânâsız küçük cemiyetleri halkevleri çerçevesine almak behe- mehal lâzımdır. Bilmem hangi li- senin mezunlarından mürekkep bir cemiyetin milli gençlik teşkilâtı i- çinde ayrı bir yeri olamaz. Burhan CAHIT s. Göztepeden Z.N. imzalı mektup 89 hibine: İtifatmıza teşekkür ederim. Adanadan Türk Kadınlığısimzalı mek- tup sahiplerine: — Evlâtlarını peçe ve çarşal içinde hapseden babalara acımaktarı başka 16 lr? o... wi yapı BE gelmesi maaş ile alâkadar tü Bey mezünen İstanbula gelmiz! snsen maaş meselesine gelince; filh: biraz teahbür etmiştir. Fakat maaşlar verilmektedir. Tedahülde kalmış aylik yoktur. ML Seyyahlar Potostam vapurile pazar günü şeh- rimize bir seyyah kafilesi gelecektir. (iş Bankasından alınan cetvel 5 Mart 1934 m Fiyatları Bağlar w Taliye Cümhürl yet Bankas © 6 ESHAM İş Bankası Nama 10 $ Telefon ir 105 Terkos e Bel ie. Fillavar ğa Hnihat dey Anadal Hisse 2380 NK ra ÇEK FİATLARI 7206 $ Pra Bil $ Viyana 79.20 $ Berlin 977” $ Madrit 8335 İ Belgrat 2667 4 Zlei 34asa $ Pengo 117,99 $ Bükreşt 64/68 $ Moskova NUKUT (Satış) Paris 1000 7ai Londra 'Nüyork Milano Atina Cenevre 4452 20016 58315 3400 4190 3,80,60. 794625 10.89.50,