29 Aralık 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6

29 Aralık 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- Talebe yerli mallar için dün tezahüratta bulundu i (Başı 1 inci sahifede) kurması, elbise ve sair ihtiyaçla- “rın ucuzca temini için teşebbüslerde bulunması ve ancak bu işleri yapmak ile talebenin de kendi işini biz - “zat başarması ve milli tasarruf ve ik- da bu sahada da hizmet etmesi temenniye şayandır.” Bedia Hanımın nutka © Muhlis Etem Beyden sonra Edebi- i fakültesi talebesinden Bedia Ha nım kürsüye çıkarak kısa bir nutuk etmiştir. Bedia Hanım, eski dev- kapitülâsyonlar faciasma kısaca lerek Cümhuriyet devrinin ik fi sahada temin ettiği feyiz ve in- tan bahsetmiş ve yerli malı kul anılması ve bu suretle milli tasarruf Si iktısada hizmet edilmesi zarureti- i izah eylemiş ve bu mevzuda ha - > nımlarımıza düşen vazifeleri de ha - turlatmıştır.. Zeki Butur B. in nutku © Bedia Hanımdan sonra Milli Türk “tnlebe birliği reisi Zeki Butur Bey kür süye çıkmış ve putkuna: « — Yerli mallar meselesinde genç- iki vazifesi vardır. Biri bizzat bu zarureti kendisi tatbik etmek, diğe ri > buna muhitini sürüklemektir. mir iştir, Zeki Bey, bu film lerin Türk hayatına uygun olmadığı- ni, bunların yabancı Fimler olduğunu “kaydederek demiştir ki: — Biz, inkılâba yardım eden, in- la kolkola yürüyen romanlar, gi ve filmler istiyoruz. © Zeki Bey, gençlere hitap ederek kuna şöyle devam eylemiştir: “.— Gençler inkılâpçı olun. Biz, rüppe ve kozmopolit gençler değil, mleketi seven, ilhamını memleket- “len alan ve gözlerini memlektin içi - ne çeviren geeçier iaiyorez. Holyvo- 'dan ilham gençler istemiyo - ruz.” © — Birlik reisi, yerli malı kullanmanın Lİ muhitini kullandırmaya sevketme- 'nin gençlere milli bir vazife olduğu- bitirmiştir. türkçe i ), “ rikalar kuralım), (özmalım, dır), (Türke yerli malı yaraşır) ve di ibareler bez levhalar yazılı levi oldu- halde binlerce talebe, a hareket etmiş- | Konferans bahçesinde tale- lebe, tramvay serilmiştir. , Kafile, Türbeden Ankara caddesi- talihe lerlemiz yolda Mü Türk 'nlebe Birliği ve İstanbul Halkevi mer! i önleri sından mütevellit memnuniyetini iz - bar etmiş ve bu tezahürata, talebe - den Namık Bey irat ettiği nutkile ter cüman olmuştur. Kafile, ayni suretle (şa şa şa. yerli malı çok yaşa) avazelerile lâl caddesinden geçmiş, ecnebi lerini değiştirmeyen bazı müessese) önünde beyanı teessür edilmiş ve dınızın türkçe olmasını istiyoruz ye bağırılmıştır. Bu meyanda A: sineması önünde, sinemanın ismini de ğiştirmesi hakkındaki temennilerin hâlâ nazarı dikkate alınmadığından teessürü mutazammın talebeden biri tarafından bir nutuk irat edilmiştir. Güzergâhta olduğu gibi, İstiklâl caddesinde de İstiklâl marşmı hep bir ağızdan terennüm ederek geçilmiş ve Taksim Cümhuriyet âbidesi tara - Emda mevki alınmıştır. Burada, talebeden Osman Nuri, Himmet, Lebip, ve Birlik Reisi Zeki Butur Beyler tarafından ateşin birer hitabe irat edilmiştir. Bu meyanda Zeki Bey gençliğin Cümhuriyete karşı merbutiyeti ve cümhuriyetin tealisi için beslediği azme tercüman olmuş ve hep birlik- te yerli malı kulalnılmasma ve tasar. Tuf yapılmasma and içilmiştir. Müteakıben bayraklar yukarı kal dırılarak talebe tarafından hep bir a- ğızdan İstiklâl ve ondan sonra gençlik marşları terennüm edilmiş ve resmi geçit bilâ hâdle nihayet verilmiştir. ili Türk Talebe Birliği, üçüncü yerli mallar ve tasarruf | toplantısını ve resmi geçidi münascbetile maka - matı âliyeye tazim telgrafları | çek- miştir, Yılbaşında işraf etmeyin Mili Türk Talebe Birliği, yılbaşı münasebetile israftan içtinap edilme- si hakkında halka hitaben bir beyan- mame neşrine karar vermiştir. Bu be- yannamenin bugün matbuata tevzi muhtemeldir. Slüye am sea ee me Hüsnü Bey geldi Ankaraya gitmiş olan İnhisarlar umum müdürü Hüsnü Bey dün şehri- mize gelmiştir. in Yeni neşriyat Gençlerin kütüphanesi Bu nam altnda Asarı İlmiye Kütüp- hanesi yeni bir neşriyat silsilesine baş- lamıştır. Bu serinin ilk üç kitabı neşrolun- muştur: (Müslümanlık Nedir?) Bu eser de müslümanlığın esas akideleri izah o- İunmuştur. Rıza bey tarafından hazırlan» Mevlâ lerdir. Bu eserde Mister Bernarsav Avrupa- kilin başladığı söyler te, Mevlâna Mehmet Ali Bey te etmekte, Seyit Mehmet Ali de müslü- manlık hakkında izahat hi iz vermektedir. Üçüncü kitap (Yer yüzünde din geri- Biyor mu, ilerliyor mu?) dur. Askert tebliğler Şubelerine müracaat eımiyenler aflan istifade etmelidirler Beykoz askerlik şube reisliğinden: Cümhuriyetin onuncu yıl dönümü münasebetile neşrolunur 2330 numa» ralı af kanununun müddeti 28-1-934 gününe kadardır. Bugüne kadar şu- bemiz mrntıkasmda bulunan yerli ve yabancı efrattan (saklı, bakaya, ve yoklama kaçaklarile yoklama'lar ica- bet etmeyen ihtiyat zabitlerinin) ce- zaları ber mucibi kanun af rip m Yevmü mezküra kadar müracaat muamele askeriyelerini yi Jarı ilân olunur. ein. © Güneşin Oğlu a gülerek cevap Münir Hareketsiz kalmam. çala li | iz t, onlarla cenge tutuşmaktan çekinirim. — Gül Fal beli real göçebeliğe alışmış bir millettir. Onlarla kolay olay döğüşülmez. Kum içine gö- .mülerek izlerini (o kaybederler ve hasımlarını çöllerde “susuzluktan, lıktan kırdırırlar, — Ben (Ur) kasabasını ve Urlu- kurtarmağa (gideceğim. Düş- n kasabaya tecavüz ederse ön- f. Jar sınırlarımızın dışına kadar ko- valıyacağım. dönünce, onlar da arka- 'nızdan tekrar Fırat kıyılarına yayı- lırlar. (Fırat) kabilesile başa çıka- ökeeri oğul! Beyhude oyerekan ökeceksin ! — ii ne yapalım? Düşmana banın kapılarını kendi elimiz- Yazan: İskender FAHREDDİN deği (Mersâ) dünyanm en gü- bir kızıdır.. Madem ki onu al- mümkündür. Ni- erer Ondan daha Şüzel bir kız alacak değilsin ya...! — Doğru söylüyorsun, o Yoşa! Belki ondan daha güzel bir kız bu- lamam. Bu suretle uzlaşmak belki Türk kabileleri için de hayırlı ola- cak. Fakat, sen çok iyi bilirsin ki, biz Türk kanına, yabancı tohumu karıştırmamağa ahdetmiş bir mil letiz. (Mersâ) ile evlenirsem, on- dan doğacak çocuklarım, damarla- rında yabancı kanı taşıyacaklar. Ben babama söz verdim: Soyumun kanmı yabancı kanile kirletmiye- ce htiyar başını hayretle salladı: — Çok güzel bir düşünce. Fakat sen ve senin sülâlen bu fikir ve i- manla yaşadıkça, cenkten ve kan dökmekten geri kalmıyacakcınız, oğul! Fırat kabilesi mademki sınır- emin meki kalabalık bir gul! Sen buradan ayrılırsan, Sert - ri Adnan vapuru Sular alçaldığından oturdu hamulesi boşaltılarak kurtarıldı BANDIRMA, (Milliyet) — De- nizyolları işletme idaresi hesabma Bandırma - arasında işli- yen Adnan vapuru havaların kar- lı ve fırtınalı gitmesinden bu hafta- ki seferlerini muayyen vakitlerinde yapamamışlardır. Son pazar günkü postasında da iskelemiz önünde ka raya oturmuştur. Karaya oturması- na sebep aldığı hamulenin çok faz- la olması, kısmen de deniz suları- nım 30 santimetre kadar çekilmiş bulunmasıdır. Vapurun oturduğu, son zamana kadar fark olunamamış, ancak ba- reket vakti olan saat 22 de hissedil- miş ve derhal kurtarma ameliyesi- ne başlanmıştır. Son kuvvetle çalış- tırılan pervasının tazyiki yda vermeyince, geminin mevcut dört demiri ve lüzlerce kulaç uzunlu- ğundaki zinciri denize akıtılmış, ayrıca anbarları dolduran 2000 çu- val buğday, miktarı pek çok olan yük ve eşyanın tahliyesine başlan- mış ve gece yarısı şiddetli soğuğa rağmen iki yelkenli kayık dolusu yük çıkarıldığı halde gene kurtar- mak imkân: hasıl olamamıştır. Ni- hayet pazartesi günü sat 1l kadar mütebaki hamule © boşaltıldıktan sonra gemi kurtarılabilmiştir.Gemi nin alâkadar memurları deniz irti- famı iskandil etmeden vapura a- ğır hamule tahmil ettikleri için bu müessif hâdise vukua © gelmiştir. Bu yüzde yolcular 24 saat işlerin- den geç kaldıkları gibi, tüccar da malının piyasaya bir gün teehhürle ihraç, irkâp malının örse- Taeeilen mili Toe ları müteessir eden ikinci bir ha- reket te İzmir - Bandirma - İstan- bul ekspresi postasını yapan vapu- yeğ pe la ei nt birde kurtarılmış olmasına rağmen gün- düz İstanbula hareket ettirilme- yip akşam geç vakte kadar bekle - tilmiş olmasıdır... Bir ana iki kızıyla boğuldu ve yandı KAYSERİ — şen gece burada üz “azlatan biz hülle old Br sna, iki. çoceği ile beraber boğuldu ve yakisirâk öldü. Bu, feci vak'ann şekli cereyanı şöye : Tayyare (fabrikası (O başmakinisti ehmet Bey akşam yemeğinden son ra kıraathaneye gitmiş, bir müddet kalmış, sonra evine dönmüştür. Fa- kat on dakikaya yakın bir zaman m çaldığı halde açtırmak müm- ün olmamıştır. Nihayet bekçi ve ferre yardımile avlıya atlan- mış ve burada evin tutuştuğu, pence- zelerdeğ düzeye el6r ve denizi fp faş- kırdığı görülmüştür. Deli gibi bir ha- le gelen Mehmet beyin hamlesi ve etrafındakilerin muaveneti sayesinde evin kapısı kırılmış, içeride yanan ve yandıkça koyu bir duman çıkaran halı, kilim gibi bazı eşya dışarı çıka- rılmış, bu sayede odanın içinde bazı hayaller görülmek mümkün olmuş- j İsmil Mehmet Beyin karısı ve yaşıyorlar. dı. Çabucak getirilen olman ile derhal memleket hastahanesine nak- ledilmişler, fakat bütün ihtimamlara rağmen lardır. Yapı - kurtarılamamışlı lan tahkik ve tahmin facianm şöyle eli ettiğini meydana çıkarmakta Hava soğuk olduğu için soba ya- kılmış ve bunun ateşi mangala alın - MİLLİYET ÇUMA > KANUNUFY YEL 1933 Peiiste Bir ev Daha yıkıldı İçinde m? olmadığın- dan insanca ölüm yok Ayvansarayda fabrika amelesi Halim ustaya sit dört odalı kârgir bina aleşam üzeri birdenbire yıkılmıştır. Yıkılma ©8- nasımda evde kimse bulunmadığından nülusça zayiat olmamıştır. Bu ev yıkılınca bitişik olan Hacı dendiye ait evin de sağ taraf duvarı açılmıştır. Bu vaziyet karşısında bu ev de yı- kılma tehlikesi gösterdiğinden bir ka- zaya meydan vermemek üzere ev boşal tılmıştar, Başından yaraladı Haydarpaşa rıhtımında vapurdan kömür © boşaltmakta olan ameleden Mehmet ile Arap Fethi kavga çıkarmış» lar, Fethi, Mehmedin başını yarmış- ar. Yangın başlangıcı Beyazıtta Cümhuriyet caddesinde Hüsamettin fendinin tütüncü dükkâ- mından yangın çıkmış ise de söndürül müştür. Kalp yirmibeşlik Eyüpte Gümüşsuyunda oturan İs- mail kızı Semiha Hanım Çarşıkapıda kurabi: len kurabiye almış ve sah- te bir yirmibeş kuruşluk verdiğinden yakalanmıştır. Yanlış tokat Beyoğlunda Petrograt pastahane- si önünde Necati ile Dimistokli kavga ederlerken Bekçi Necati araya girmiş, bu esnada kavgacılar bekçiyi tokat - ladıklarından yakalanmışlardır. Azgın sarhoş Mesut isminde biri Üsküdarda sar sı Mesudun bileğine saylı da - marlarmı Ağır surette Srs Mesut faz- la kan zayi ettiğinden ve esasen de sarhoş olduğundan bayılmış ve ifade vercmiyecek bir halde hastahaneye kaldırılmıştır. Hasan (isminde diğer bir sarhoş ta Galatada Mustafanın kahvesine giderek yumruklarile cam- ları parçalamıştır.. Hasan da kırılan camlarla kolundan ağır surette yara» İnmış, hasthaneye kidırılmıştır. İsıştır. Fakat odun İyi yanmamış ola- cak ki Mehmet Beyin karısı Semiha Hanımla iki çocuğunu perişan etmiş, dışarı çıkmak isterlerken mangal dev rilmiş ve bu feci âkıbete uğramışlar- dr Bir kundakçı GİRESON, (Milliyet) — Gire- son çıtlakkale mahallesinde meç- hül bir şahıs bir dükkânın kapısı- nı açarak içeri girmiş ve gaz tene- kelerini açarak dükkânda bulunan şeker, pirinç ve sair eşyaların üzer- İerine dökmüş ve. ateşliyerek kaç- mıştır. Dükkânm üzerindeki evin için- de ve derin uykuda on üç insan bu- Munmakta idi. Ateşin hasıl ettiği ça tırdılardan uyanan ev ve dükkân sahibi aşağı inince dükkânı ateş- ler içinde görmüş ve derhal imdat talep etmiş, yetişen komşularının muavenetile ateşi (o söndürmüşler- dir. Bu suretle de onüç can feci bir akibetten kurtulmuştur. Dük- 'kân sahibinin şüphe ettiği (o eşhası zabıta yakalamış ve ifadelerini al- mıştır. Fail aranmakta tahkikat de- vam etmektedir. ar M.M. Vekâletinden: Bazı eşhasın nufus dairelerince mukayyet künyelerinin tashihi zımnında mahkemelere müracaat ederek baba, zevç, veya oğullarının vefatı vuku bulmuş olduğunu isbat ve o su- retle nufus kayıtlarının tashihine karar istihsal ettik'en sonra aynı karara istinaden vefat e tmiş olan şahsın şehit olduğu beyanile yetim maaşı (tahsisini vekâletten o ta- lep etmekte oldukları görülmekte (Ove- müteveffa nın şehit olduğuna dair vekâletçe kayıt bulunmadığı tak- dirde bunun ayrıca mahkemeden ilâma raptı vebu baptaki talep ve iddianm M. M. V. aleyhinde dermeyanı ve mahkeme de vekâlet dairelerinin müdafaası da dinelnmesi lâzım gelmek te olmakla badema bu husustaki davaların nufus daireleri değil OM.M. V. aleyhine tevcihi lâ- zım geleceği tavzih olunur. o (4450) (7149) Devredilecek ihtira beratı “ Hidrokarbürleri muamele etmek hu- susam: iki tekemmülât ” hakkındaki ih- istihsal edilmiş olan 9 Könun- sani 1924 tarih ve 98-104 numaralı ihti ra beratıın ihtiva ettiği hukuk bu kere başkasına devir veya icera verileceği Teki ekkmkie oldoğundan ka ipiğ fazla malâmat edinmek isteyen zevatın | Istanbul'da, Bahçekapu'da 'Taş Hanm- İ da 43-48 numaralarda köün vekili H, W. | STOCK efndiye müracaat etmeleri i- ân olunur. —— (11547) İ Yeniköy sulh mahkemesinden : Tahir B. ile Sadakat hanımın şayian mutasar. r£ oldukları Sarıyerde fındık ve kestane suları caddesinde 4 ve 4-1 numaralı ve kısmen fıstık ve kestane suları caddesi ve kısmen İhsan B, bahçesi ve kutup Rebi efendi bahçesi dıvarı, arkası Per- tevniyal vakfına ait bahçe, ve kısmen Ha- mami zadeler veresesi bahçesi, sol tarafı | sehzeci Ali efendi bahçesi © ve kismen Lütfiye H. bahçesi, ön tarafı fındık ve VAPURCULUK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ İSTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Te Telefon: 25 22925. KARADENİZ | YOLU MİLLET vapuru 31 Birinci Kânun Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımmdan kalkarak gi dişte Zonguldak, İnebolu, Ayan cık, Samsun, Ünye, Ordu,Gi- reson, Tirebolu, Görele, Trab- zon, Rizeye; Dönüşte bunlara ilâveten Ofa uğrayacaktır. © MUDANYA YOLU TAYYAR vapuru 31 Birinci Künun Pazar günü saat 9,30 da Tophane rıhtımından kalkarak gidişte ve dönüşte Armutlu, Mu danya, Gemliğe uğrayacaktır. Istanbul Öğüncü & icra memurluğun- kestane suyucaddesi ile mahdut ve için | dan; Bir el de eşcarı müsmiresi mevcut ve kaynak suyu ile sulanır sebze bahçesi, ve fındık ve kestane suyu caddeleri, üzerine na- zn 4-1 numarakahşap ve mubtacı tamir, evvelce kulübe halen bir O hane, zemini toprak ve iki kat alt katta iki Bodrum bir mutfak bir helâ, üst katta ili oda bir ufak sofa bir helâdan, mezkür bosanm methalindeki ufak bir ahırdan ibaret bos- tanın şuyunun izslesi zımnında ve bun- dan evvel yapılan © artırmada 2200 lira bedel ile hissedarandan Sadakat Hanımın uhdesine ihale edilmiş ise de bedeli iha- leden diğer hissedarın uhdesine isabet e- den mebaliğ, verilen mühlet içinde tesvi- ye edilmdiğinden dolayi icra ve iflâs ka- nununun 133 üncü maddesine tevfikan mezkür ihale feshedilmiş (olduğundan yeniden artırmaya çıkarılmıştır ve 14-1. 934 tarihine müsadif pazar günü saat 14 ten 16 ya kadar Yeniköy sulh mahke- mesine Artırılıp neticede en çok artırana ihale edileceği ilân olunur, (11519) Kadıköy icra dairesinden : Bür borcun temini istifası zımnında mahcuz olup satılarak paraya çevrilme si mukarrer bulunan muhtelif cins ev eş- yası 8-1.934 pazartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar Kadıköy eşya pazarında &- çık arttırma ile satılacağından yüzde iki buçuk resmi dellâliye müşterisin sit ol- mak üzere taliplerin mezkür gün ve saat ta mahallinde hazır bulunacak memura müracaat eylemeleri ve mezkür gün eşya kıymeti muhammenesinin yüzde 75 şini bulmadığı takdirde müzayedenin 15 gün sonra tekrar icra kılmacağı ve en çok art İtarana ihale olunacağı ilân olunur. (11553) rer. Noblok fabrikası mamulâtından tri- kotaj Raşel markalı makine İstanbulda Yeşil direkte Caferağa sokağında 7 No. lu Trikotaş fabrikasında 3-1-934 tarihi- ne müsadif çarşamba günü saat 9dan 10 na kadar birinci açık artırma suretile satılacağından taliplerin mahalli mez- kürde hazır bulunacak memuruna mü“ racaatları ilân olunur. (11555) Devredilecek ihtira beratı “ Hamis kiyanos mayiinin tahkim w- sulü”” hakkımdaki ihtira için istihsal © dilmiş olan 29 Kânunsani 1925 târih ve 316-310 numaralı ihtira heratının ihtiva ettiği hukukun bu kere başkasma devir veyahut icara verileceği teklif edilmekte olduğundan bu hususta fazla malümat edinmek isteyen (zevatın İstanbul'da Bahçekapıda Taş Hanmda 43-48 muma- ralarda köin vekili H, W. STOCK e fendiye müracaat etmeleri ilân olunur. * (11548) Devredilecek ihtira beratı “ Emniyet usturaları (turaş bıçakları) na ait islahat ” hakkımdaki ihtira için is“ tihsal edilmiş olan 26 Şubat 1930 tarih ve 1056 numaralı ihtira beratının ihtiva ettiği hukukun bu kere başkasına devir veya icara verilmesi teklif edilmekte ol- duğundan bu hususta fazla malümat €- dinmek isteyen zevatın İstanbul'da Bah- çekapu'da Taş Hanrnda 43-48 “numara larda kâin vekili H, W. STOCK efendi- ye müracaat etmeleri ilân olunur, (41546) nuz! Yıllarca dövüşmekle, ölüm- den yılmıyan o göçebeleri yola ge- tirmek kabil değildir. Yeni kurdu. ğunuz şehirlerde yaşıyan Türkler babanın sayesinde biraz rahat ve refah yüzü görmeğe başladılar, Fı- ratlılarla cenge tutuşursan, hepsi- — rahatı kaçacak ve işleri, düzen- leri bozulacak. Gene her tarafta katlık başlıyacak. Zaten bu yıl Türk köylerindeki mahsül, geçen | yıla nispeten çok azdır. Cenk (para, hayvan ve erzak ister, oğul! Yola çıkmadan ve düşmanla dövüşe tu- tuşmadan bunları düşünmek ve te-” min etmek lâzımdır. Yarın mutla- ka yola çıkacak mısın? Bora başını önüne eğmişti. 7 Çıkacağız. .. Her şey hazm... Yoşa sordu: — “Geride kalan insanların erzak ambarları dolu mu? Bütün Türkler senin Fıratlılarla cengetmene ta- raftar mıdırlar? Sert - ellinin snır- larını tahkim ettin mi? — Herkes benimle beraber. , Fı- ratlıları biran evvel püskürtmemi istiyorlar. Geride kalanlar yurdu- muzun en emin bekçileridir. — Su uyur, düşman uyumaz, o- ide uyuyan düşmanların baş irmirilei örkuyorünu Bora hiddetlendi: başını çoktan kerkum yok . Bir yağımı Fıratlılar üzerine atarken, öteki ayağımı bu- radan kaldırmıyacağım. — Ya cenk uzarsa...? — Uzayacağını ummuyorum. Fı- ratlıları püskürtünce dönüp gelece- ğim Yoşa reisi dinliyordu. Bora birden bire susmuştu. Bir kaç dakika biribirlerine bak- in sessiz ve hareketsiz durdu- ar, İhtiyar, bu manalı sükütu ihlâl «krek dedi ki: — Bu arada bir defacık olsun (Mersâ) yı görmek fırsatını kaçır. ma, oğul! (Fırat incisi) © tabiatin yalnız senin için yetiştirdiği eşsiz bir kızdır. Onu bir kere görürsen, her şeyi unutacaksın! Mersâ çölde büyümüş çok sevimli bir gövercin- dir. Onu kaçırma, oğul! O sana lâ- yık bir eştir... ! Borayı hiç bir kuvvet kararından geri çeviremezdi. O, kabileye emir vermişti.. ertesi gün büyük bir kuv- vetle düşman üzerine yürüyecekti. Fakat, ihtiyar Yoşayı fazla kırmak istemiyordu. Mersâ da gözünde bü- kız hakkında malümat almak fay- dasız olmıyacaktı. — Sen onu yakından (gördün mü? Diye sordu. İhtiyar: — Üç ay evvel (Ur) a gittiğim zaman, o taraftan geçmiştim. Fırat üzerinde ikinci bir güneş doğmuş gibi. onu görünce birden bire göz- lerim kamaştı. O kadar güzel vü- cudu var ki... Uzun saçları beyaz vücudunu sarmıştı. İnsan ona bak- mağa , oğul! (Frrat incisi) dünyanın biricik güzel kızıdır... — Kendi kabilesinden bir genç- le neden e la — Bu bir sırdır, yavrum! Orada- ki sihirbazlardan biri, babasma: “Senin kızın Türk kabilelerinden genç bir reisle evlenecek... O gü- mü bekle ve kızını baldırıçıplak ve soysuz bir adama kaptırma!,, de- miş. Mersânm babası da o günden beri bu itikatla kızını bekletiyor. Ğ Kendi kabilesinden bir gence kal- e kaptırmışsa, babası ne yapa- ? — Kabile reisi kızımı muhafaza ve larassut altında bulunduruyor. Mersânm yüzünü ancak haftada bir defa nehre yıkanmağa (gidip iyorlar. Zaten oda rinde Türk yiğitini beklemektedir. yıllar geçerse.. hâlâ — Tuhaf bir inanış... —Göçebeler sihirbazların söz- lerine çok inanırlar, oğul! Fıratlı- ların mabetleri ve tanrıları yoktur. Onlar yalnız si ra taparlar ve sihirbazların gösterdiği yoldan giderler. Türk akıncıları düşmanla Içarpışırken.. (Batıkuşu) nun derdi! Bora anasile vedalaşrak, yerine Alageyik kabilesi reisini bırakmış, ve ertesi sabah, evvelce seçtiği a- kıncılarla birlikte yola çıkmıştı. Güneşin oğlu evvelâ (Ur) şehri- ni saracak ve halkın canımı ve ma- Imı emniyet altma aldıktan sonra (Fırat) kabilesinin peşini kovalı yacaktı. Boranın yanında üç binden ziya” de atlı vardı. Türk atlılar Fırat kıyılarındaki yerlileri akınlarile yıldırmışlardı. Güneşin oğlu, Fırat kabilesi rei- sini esir almak sevdasma düşmüş” tü.. i arkadaşlarma:

Bu sayıdan diğer sayfalar: