İlam e ikntdn Hergün bir yazı Ramazan nasıl geldi? Bu sene pek sessiz sadasız oldu, fakat Şehzade başında gene canlılık var Bektaşinin birini sıcak bir yaz Ramazanında hararet bastırmış. Çeşme başında maşrabaya sarılıp lakır lakır su içerken (o birisi gör- müş: — Aman, baba erenler... Ne ya- pıyorsun? Ramazan geldiğinden haberin yok galiba... Bektaşi gülmüş: — Haberim var ama, Ramazan her sene gelir. Fakir ise, bu dün- yaya bir kere gelirim? Ben bu sene, Ramazan geldiği- nin, Bektaşi gibi biraz geç farkına vardım. Sahurda gümbürdeyen davulun sesini, ağır uykumun arasında duy- madım bile... lik günü, sokakta eli tespibli bi- rine rastlar mıyım, diye etrafıma bakındım. Yağmurdan herkes bi- re tarafa sığındığı için meydanda kımseleri göremedim. Ramazan, öteden beri Şehzade- başımı sever. Acaba oraya uğramış olmasın? Tramvaydan inerken, anladım ki tahminimde yanılmamışım. Ra» mazan, gelmiş... Bana bunu ilk haber veren, kıra- athanenin duvarma astıkları “meş- rubat” tarifesi oldu: Kahve, çay yedi buçuk; gazoz on.. Senenin on bir ayında içinde sinek uçmıyan bu geniş kahve, daha öğle saatin- de kapısına kadar dolmuştu. Artık bu müşteri bolluğuna kavuştuktan sonra da fincan dolusu kavrulmuş arpayı adama beş kuruşa içirmez- ler ya... Adı kıraathane olan bu koca salonda gazete, mecmua oku- yan tek kişiye rastlamadım. Kimi tavla, iskambil atıyor; ki- mi çene yarışlırıyor. Kimi de bir köşeye çekilmiş, nargilesini tokur- datıyor. Belli ki hepsi de Ramazan dan kaçıp buraya sığınmışlar. Gürültüden, dumandan nefes a- lamıyacak hale gelinciye kadar 0- turdum. Baktım ki daha fazla ka- lırsam, fena olacağım. Çıktım. Cad- dede dolaşırken, minimini bir kânın önünde şöyle bir ilân gözü- me çarptı: “Görülmemiş vahşi canavar..,, “Ahalii muhteremeye!.. Sinema- larda hayallerini seyrettiğiniz ve burada asıl canlısını göreceğiniz Alp ve Hülya (1?... ) dağlarının vahsi hayvanlarmdan yarısı öküz (0, kulakları merkep ve yüzü bir metre uzunluğunda (1) olan bu ga- rip mahlâku beş kuruş mukabilin- de seyrediniz... ,, Perdeyi aralıyarak içeri girdim. Çıplak ayağıma ökçesiz yarım kun- dura giymiş bir delikanlı; “buy- run,, diye yol gösterdi. Sordum: — Nerede bu vahşi canavar?.. Sarı bıyıklı bir adam, elindeki deyneği, hayvanın bulunduğu kö- şeye soktu, biraz da karıştırdıktan sonra cevap verdi: — Gene tembelliği tuttu, kalk- mıyor!. Yaklaşırsanız görürsünüz. Yarı karanlıkta şöyle bir bak- tum Bildiğimiz âdi geyik.. Yahut © cinsten, ince uzun boynuzlu bir hayvan. — Hani yarısı öküzdü? Bıyık altından gülümsedi: — Rengi öküze benzer biraz.. — Peki, hani merkebi andıran tarafı? — Kulakları. ... — Hani yüzü bir metre uzunlu- ğunda idi? Ta MİLLİYET CUMARTESİ 23 KANUNUEVVF: Ikramiyeli”/, 5faizli Ergani istikrazının “B,,tertibineaitilân Maliye Vekâletinden: 14-1-1933 tarih ve 2094 numaralı kanun mucibince ha sılı Fevzipaşa Diyarıbekir demir yolunun şefkatli istasyo- | nundan sonra olan kısmının inşasma tahsis edilmek üzere | yapılacak 12.000.000 — liralık istikrazının 4.000.000 — liralık ikinci kısmmı teşkil eden B. tertibinin kayıt muame- lesine 9 Kânunuevvel 1933 de başlanılacak ve 11-1-934 akşa- mı bitecektir. 1 — Buistikrazm B. tertibi de beheri yirmişer liralık i- tibari kıymette hamiline muharrer tahvillerle yapılacaktır. 2 — B. tertibinin tahvilleri birden 200.000 ne kadar o- lan numaraları taşıyacaktır. 3 — Buitibarla tam tahvil (60) lira itibari kıymetinde | tam tahvilin iştirâk olduğundan her tertibe aityirmi liralık tahvil üçte birini temsil eder te ikramiyelere de o nisbette — Bir metre yoksa, yarım metre! hakkını verir. var! Gülmeğe başladım. O da benim- le beraber gülmeğe başladı. — Bir şey daha sorayım sonra de dim, bu hayvanı nereden buldu- nuz? — Anadoludan geldi? — Hani Hülya (!) dağlarında tutulmuştu? — Onu yanlış yazmışlar. dağları olacak. — Alp dağları Anadoluda mr dır? Cevap yok. Dışarı çıkarken kendi kendime: — Sakın, meşrutiyet günlerinde teşhir edilen Niyazi Beyin meşhur geyiği bu olmasın? diye düşündüm. Hayvancağız, senelerce o sonra böyle kalıbı değiştirerek bam baş- kıyafetle ortaya çıkmış ola- Alp avlusunda şakır şakır oluklardan akan yağmurun sesi, şadırvanda ap test alanların akıttıkları suyun s€- sine karışıyor. Namazlarını bitiren- ler, ellerinde kunduraları, başların da yazma mendiller camiin büyük kapısından dışarı çıkıyorlar, Lâstikleri bolluktan ikide bir a- yağından fırlıyan gözlüklü bir ha- nım, sergideki İnhisar paviyonun- dan, bir paket on beşlik tütün için çekişe çekişe pazarlık ediyor. Dönüşte, bakkal dükkânların camekânlarma bakıyorum: Demet demet güllâçlar, billür tabaklar i- şinde hoşaflık kayısı, erik pestille- ri, çeşit çeşit pirinçler... | İplerin üstünde sallanan kangal kangal su cuklar.. Ve artık hiç şüphe etmiyorum: — Ramazan geldi!.. M. SALAHADDIN İTİMADI MİLLİ Tarihi roman: 7 TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ ADAPAZARI TuRK TİCARET BANKASİLE Birleşerek teşkilâtını tevsi etmiştir. Mallarımzı bu Türk şirke- tne sigorta ettiriniz. Galata Bankalar caddesi İTİMADI MILLİ HAN Acantalras Adapazarı Türk Ticsret Banbası merkezi ve şubeleri 9568 pa) 9023 Güneşin Oğlu Diyordu... Ulun hatun bir kaç defa Hitay ım köyüne gitmiş, onu kulübesinde bulamamıştı, Komşu çoban, Ulun hatuna: — O, anası öldükten sonra, tek- rar sürülerini gütmeğe (başladı. Akşamları geç geliyor ve sabahla- rı gün doğmadan kalkıp gidiyor. Demişti. Ulun hatun, Hitay'ın yerlere arar essir oldu. İçi ve başı yaslı, şehre döndü. Boranın anası, oğluna Hitaydan uygun bir kiz bulamıyordu. Şehir- de bir çok zengin kızları vardı. Fa- kat, Bora onların hepsini tanıyor, hiç birisini sevmiyordu. Ulun Hatun, günler nirleniyor, oğluna li vi bulamadığı için hiddetleniyor- lu. Nihayet bir gün, Bora, tekrar a- Basına: — Nasıl oldu... Hâlâ obamızın 4 — Bulistikrazm A. tertibi hamillerinin sahibi bulun dukları tahvillerinin B. tertibine iştirâklarını temin edebil- mek üzere 9 Kânünuevvel 1933 de nl13 Kânunuevvel 1933 tarihine kadar ki ilk beş günlük müddet bu kabil iştirâk talep lerine tahsis olunmuştur. Bu müddet zarfında A. tertibi hamilleri tahvillerini, evvelce tahvil aldıkları bankalara ibraz ile aynı numaralı tah vilin B. tertibi tahvilini talep edebileceklerdir . y 14 Kânunuevvel 1933 tarihinden itibaren satışlar umuma serbestce yapılacaktır, 5 — Bu defa kayıt muamelesine başlanılan B. tertibine ait tahvilleri nihraç fiatı ilk kuponun tam olarak tediyesini te minen, 19,70 lira olarak tesbit edilmiştir. Yani yirmi liralık bir tahvil bu müddet zarfında on dokuz lira yetmiş kuruşa sa- tılacaktır. 6 — İstikrazm faizi 9 5 dir. Bunun için her tehvil bir lira kıymetinde yirmi kuponu taşıyacaktır. 7 — Faizden başka senede iki defa 16 — Nisan — ve 16 Teşrin'evvel tarihlerinde eyapılacak keşidelerde kazanan numaralara aşağıda yazılı ikramiyeler tevzi olunur. Türk Lirası Yekün Adet Beheri Türk Lirası 1 30.000 30.000 1 15.000 15.0000 3 3.000 9.000 6 909 5.454 189 120 34.680 | 300 94.134 Yukarda yazılı mıktarlar tam tahvil üzerinden hesap ve tesbit edilmiş olup numarasına ikramiye isabet edecek ter- tiplerden her birine üçte biri tevzi edilecektir. Altı ayda bir yapılacak keşideler neticesinde tevzi (o €- dilecek işbu iktamiye miktarlarınm ne suretle hesap ve tes- bit edilmiş olduğü ayrıca Broşür halinde yapılan neşriyatla i- zah edilmiştir. Bu Broşürlerin kayıt muamelesini yapan ban- kalardan talep edilmesi. 8 — Faiz ve ikramiyeler bu istikrazın temameni itfa- sına kadar her türlü resim ve vergilerden muaftır. 9 — Buistikraz tahvilleri resmi devair ve müesseseler ce hususi idare ve belediyelerce yapılacak müzayede, münaka sa ve mükavelelerde teminat olarak itibari kıymetleri üzerin- den başabaş kabul edilir. Bundan başka hazinece satılmış ve satılacak olan Milli Emlâk bedellerinin ödenmesinde de ba- şa baş almır. Kayıt muamelâtı: Türkiye Cümhuriyet Merkez ile Ziraat, İş, Osmanlı,Emlâk ve Sümer Bankaları 10 — Kayit muamelesi Bankası — Anası mı ölmüş dedin?! Za- vallı kızcağızı bir defa olsun arat- malıydın, anne! Bizi uğursuz #0 yarsa, soyumuz İekelenir.. Ve atını sürdü.. avludan yola nişancıları idi. üstü, ellerind. arlı stü, el İz; ve kuşlarla O sırada kapının önünden, uzun İkisi de kabilelerinin en maruf | (Asu torbasından bir koyun ciğe- Reisin kapısı önünden, akşam. | ile ciğerin üstünü deşerek, gördük- Denizyoiları İŞLETMESİ Acenteleri : Karaköy Köprübaşı Tel. 42362 — Sirkeci Mühürdarznde Han Tel. 22740 Ayvalık sürat yolu BANDİRMA vapuru 23Bi- rinci Kânun CUMARTESİ 17 de Sirkeci rıhtımından kal- kacak. Gidişte Gelibolu, Çanak- kale, Bozcaada, Edremit, Ayva- hık, Dikili, İzmire. Dönüşte Ge- Tibolu'ya uğramayacaktır. (7020) EE Mersin yolu İNEBOLU vapuru 24 Birinci Kânun PAZAR onda Sirkeci rıhtımından kalkacak. Gidişte Çanakkale, İzmir, Küllük, Bod- rum, Rodos, Marmaris, Dalyan, Fethiye, Kalkan, Kaş, Finike, Antalya, Alanya, Mersin'e. Dö- nüşte bunlara ilâveten Taşucu, Anamur, Kuşadası, Gelibolu'ya uğrayacaktır. (7019) İ — Öşleise, ba patavatmsiiiiii size bir hizmet ya | İ ödemiş olayım... — Nami? —Hmen BEŞİRKEMAL eczanesina gidip bir masif ilâcı alın... Bu ilâcı kulis” dıklan sonra rahat tramvaya binersiniz! yossi | İLAN | OSMANLI BANKASP'nm Gelik Yenicami ve Beyoğ'u devairi, Milâdüi 4a yortusu ve yıl başı münasebetile Fi Köânunvevvel 1933 ve 1 Künumusas 1934 tarihlerinde kapalı bulunacak, — | 963i Tramvayda Bir Muhavere... ! — Aman parmağım... | Ai — Ayığınızda nasır var galibi — Nasır, bem ne nasrr.. İ B | İ nm merkez ve şubeleri tarafın Jan her tarafta icra edilecekti” Bu bankalardan başka Wtanbul'da Amerikan Ekspres, Doy€* ! bank © Doyçe Oryant (o bank, Banko (di Roj ma, Felemenk Bahri sefit, Selânik İ Banka Komerçiyale İtalyana, S.S. C. 1. ticareti Hs“ riciye bankası, Banko Franko Aziyatik (e bankalarile İzmir Samsun ve Mersindeki diğer bankalar tarafından da icra © 11 — Budefa yapılacak B. tertibine ait kayıt muam* lesi için on dokuz lira yetmiş kuruşun tediyesi mukabilind yukarıda yazılı bankalar tarafından tahvillerin asılları Y© rine geçmek üzere yine hamiline muharrer yirmi liralık m1“ vakkat makbuz verilecektir. 12 — Muvakkat makbuzlar asıllarile ne zaman d* giştirileceği ilân edilecektir. (6660) 9163 ama İ Asu başını salladı: 5 ri çıkardı.. Sivri bir değneğin ucu | — Ne mi olacak... 7! Onu” | evleneceksiniz! di lerini anlatmağa başladı: İki arkadaş gölüştüler, — Bütün yıl ömrün at üstünde r geçecek.. Bir akar suyun başında Asu yoluna devam etti. de | akl KASE RAY İDAN Gelin ezMbpez sakallı ve sevimli çehreli bir ihti- | ber gün kaval çalan ve ağaçların | , Alâteyik reisi, Güneşin oğlu a İskendi l eki yar, Boraya selâm vererek geçrmiş- | gölgesi altmda uyuyan bir çobanla | alay ediyordu: Diye emasaki ehe UL Ha Bir ba; ünü ti. dövüşeceksin..! — (Sert -elli) de kız. kald, ap ye saracak olursa, Lia Hata yram gün Bora arkadaşma sordu: Bora güldü: mı, Bora?! Asu'nun söyledik” ip verecekti? M birinci — Bu adam kimdir? — Haydi canım, ben zayıflara | çıkarsa, gelecek yıl | düğününü” in İİ Olyünü eya pm VEE — Kabilemizin (Asu (1)) su- | el kaldırmam. Sürülerinin başında | var demek! , Me. korktuğuna uğra: | ,, sün herkes dur... uyuklayan zavallı bir çobanla boy | “Eur, başını önü ie, düşü Bora, bir sabah, atma Binmiş, | , Türklerin Orta Asyadan getir. | Bora yerinden fırladı... glçüşmek büri S EA arda e yola hazırlanmıştı” İş avluya dor, | dikleri bu bayram, Dicle - Fırat sa- | | İhtiyarın arkasından koştu. Aa am sayi Arkadaşıbi bir” ru yürüdü. & avluya döğ- | hillerine yayılan kabileleri arasın. | (—— Biraz dur bakalım, baba! — Hem de bu çoban galiba bir | #ikadaşı biran daha ciddi ein ma seslendi: | da en uğurlu bir gün sayılırdı. Bü, | | (Alageyik) lerin reisi (Asu) yu | kadındır. Saçları uzun görünüyor. | vırla Boraya bir ka ç söz söyle nel Uzağa elden BÖRTÜ A | kün gençler oklarına sarılır ve kuş | Sağırd. Fakat pazıları kalın. Omuzları ge- | ğe lüzum gördü: el Uzağa gidiyorum. Belki beş | avlamak işin orman eteklerine yar | Bahçede oturdular niş. Kuvvetli bir vücudu var. Zan: | © — Bizim kabilenin Asu'ları 9“ vr » , yılırdı. O gün kim fazla kuş avla- | — Bugün sizden başka herkesin | mettiğiniz gibi zayıf ve miskin bir | sında, ben, yalnız bu adama ins” kun Habun kapının önünde sap-| mışın, silesi tarafından kendisine | talihine baktım.:! çoban değil. rım. Doğru söyler. Ne derse ol” ..n| SE işti. . EE , , | siçekler ve muhtelif hediyeler ve- iye sö başlayan ihtiyarın | (Bora dudağını bükerek: Hastalara verdiği ilâçlar da pıçsi : ça Din sana söylemeğe çekini. | rildi... insana ümit veren | — Peki. Başka ne var? ibi keskindir.. Hasta derhal iyi | yordum. . 1 Hitay bir kaç gün evvel| Ç Güneşin oğlu, o günü, civarda Sik beryar, Diye sordu. ağa ka gil öyüne gitti ve bir daha dönmedi. | yaşayan dost bir kabile arasında ge kaldı: Asu: ge yağ kalka pr KE yiye kekeledi.. çeneleri kilitlen- girmişti Zaten bir. haftadan beri bal Eğ kabilenizde | misafirim, — İşte, gene o. Hep o kadın gö- | isin dedikleri de doğrudur..! i- Da şehre gitmiyordu. ! Bu gece yola çıkacağım. Söy- | rünüyor, dedi, şimdi de siz önun a- bei SP gi çini giy eme için, arka- Boranın misafir kaldığı (Alage- | le bakalım: Bu bayram gününden yale iyisi Onu seve- Şİ am çize e) de ilâve etti: yik) kabilesi reisi de kendisi gibi | gelecek bayram gününe kadar ne- | ceksiniz, oğul! ( Gelecek yılın av itmedi!. | ii m . idi... ölmüş. Bel-| genç ve dövüşçü bir adamdı: Bora | ler göreceğim, neler geçireceğim? | bayramına kadar onun peşinde ko- çe e in ğpmemiştir. , , İ e güm'reisle beraber hemen her. | Bu bir yıl içinde geçecek tatlı gün- | şacaksımız! hekifti ağük İs ire başını önüne kesten fazla denecek kadar kuş av-| lerim, acı günlerimden fazla mı o- — Av bavramından sonra ne ©- (1) O devirde falcılık ve : lü. Y 'amışlardı. lacak, » yoksa eksik mi? en adamı, sak öğle kd mz e iliğda m dü e e İm İM “