Yahya Ke Yahya Kemal geldi. Bi mize bu müjdeyi verebileceğimizden ü- midimizi büsbütün kestiğimiz gün- ler de olmuştu. Bunun için ü yorduk, çünkü türkçenin be! pürüzsüz, oOen mükemmel birakç manzumesini (yazmış olan bu sa- natkârın eserine devam edebilmesi için memlekette olması o lâzımdı. Gurbet pek az şaire (o yaramıştır. Keyserling bir memlekette, oranın olmıyan bir dille konuşmanın ken- dine bir tuhaf geldiğini (söyler; dille toprak arasında adetâ esrarlı “affinite” ler vardır, şair ayağınm altında, dilinin © hamurunu teşkil eden toprağın sıcaklığını duymağa muhtaçtır. Elbette ki memlekette olmak her şair için mübrem bir şart değildir; en güzel eserlerini gurbette vermiş olanlar da vardır, Yahya Kemal de bunlardan biri olabilirdi. o Fakat bizim için bu kâfi deği Çünkü o odasına kapanıp ahenkli mısralar dizmekle, benliğini işlemekle ka- ir şal dir: sanat âlemi- 'action,, adamıdır. Daima kendisine bir muhit yapmak, heye- canlarını etrafındakilere | sirayet ettirmek, kendi şiir telâkkisini an- lıyacak, ona iştirak edecek adam- lar yetiştirmek istemiştir. Bizim neslin en büyük bahtiyarlıkların- dan biri onu tanımak olmuştur. Bu- gün tanınmış şairlerimizin, muhar- rirlerimizin çoğu, Yahya Kemal'in irşadından istifade edemeselerdi yollarını belki hiç ( bulamıyacak, herhâlde çok zorluk çekeceklerdi. Bizden sonra gelenler, utanarak itiraf edelim ki öyle bir © ustadan kaldılar. o Onlar, şimdi Yahya Kemal'den bahsolunduğu zaman bizim niçin heyecana düş- tüğümüzü anlamakta belki güçlük çekerler. Onun eserinden beğen- mediğimiz parçalar, sanat telâkki- sinde artık iştirak O etmediğimiz, hattâ şiddetle redde (e kalktığımız noktalar vardır; buna rağmen o- nun şahsına merbutiyetimiz azal- mamıştır, azalamaz. (oOHattâ içimizde — bunu (| kendisi de pek âlâ bilir —onun en 1- ğır o muamelelerine (tahammül edenler de vardır. Niçin? Sa- dece iyi bir şair olduğu, bize çok güzel mısralar tattırdığı için mi? Hayır; çünkü hepimizin ezberinde olan, artık birazda obizimolano manzumeleri tatmak için kendisi- ne ihtiyacımız yoktur. İfade edilen his, hayal, fikir şairin şahsından ü- ve her mekânm adamlarının baba mirası olmuştur. Onları (o sevmek için sahiplerini tanımağa ihtiyacı- mız yoktur, hattâ sahiplerini unu- tabiliriz. Bu manada eserin asıl hayatı, onun üzerinde hiç kimse- nin bir hak iddia edemiyeceği an- dan itibaren başlar. Fakat Yahya Kemal, az yazdığı için bazılarının hâlâ sitemine uğrı- yan bu şair, hiç yazmamış bile ol- saydı yine bir zaman edebiyatının en mühim adamlarından biri, bel- Doğru ve eyi düşünmesini bilmeli Sihhatimiz yolunda ve vücudumuz se limette bulunmak için he yolda hareket etmek ve her günkü iş ve hayatımızda ne türlü bulunmak ve nasıl davranmak lâzmgeleceğine dair bir sürü ve pek çok Yollardan bahsedildiğini ber gün işitir, okur, dinleriz. Fakat bunları üzerimizde için harekete gekmek pek azımı- 2a nasip olur, Hiç unutmamalı ki, her şey idmanla kazanılır. Her kuvvet tail ve egzersiz” le elde edilir. Fikrini işletmiyen, kafası ile çalışmıyan insanlardan hakkile istifa- de edilmez, Bunlar ne kendileri ve ne de meticesiz fikir hareketleri boşa giden he- defe isabet © etmiyen çekiç darbelerine benzer. Beyhude yere sarfedilen kuvvet ve enerjilerdir. Bunun için her şeyden evvel insan, kafasını işletmeğe alıştır- malı, Ve düşünme işine daima talim ve le bir istikamet vermeli ki her hangi bir mesele halkında mevcut ihtimalleri gözö- irini ayrı ayrı leh ve a- leyhte tahlillerden geçirdikten sonra ne- düşünmeğe alışmış kimsenin inden, reyinden istifade o Tunur. Ve böyle kafasını işletmeğe alışan biri her hangi bir teşebbüs halkında ve- ya bu yolda ersen okuduğu ve beledi şeylere gözleri vereceği hüküder ve söylediği or imi yi vs isabetli olur, Sıhhati de selimette bu- Büyükada Or. ŞUKRU mal'e selâm kurtulmuş, haricileşmiş, her zaman | İ başkaları için faydalı olmaz. Verimsiz, | | ticeye varılmak şartile hakikat elde edi- “ lebilir, ki de en mühim adamı sayılacak- tır. Bunu şahsının icazına borçlu- dur. O, bizim edebiyatımızda gö- züktüğü zaman, hemen hemen bü- “tün sanat kıymetleri karma karışık olmuştu. Nazım kendi kendini in- kâr edip nesir olmağa kalkıyor, ne olduğu belirsiz birtakım (fikirler hiç bir şekil kaydı düşünülmeden ortaya atılmak isteniyordu. Ortada şairi de, nasiri de kekeliyen bir e- debiyat gölgesi vardı. “Enfin Yah- ya Kemal vint...,, Mısram asale- tini, şeklin itibarmı iade etti, Di- van edebiyatımızın en güzel parça- larını okuyarak bu memleket şair- lerinin Avrupa'dakilrden çok evel “saf şiir” in (poğsie pure) nümune- lerini verdiklerini hatırlattı. Şiiri, veznini, kafiyesini, ahengini unut- turarak ve yahut takti ile, kuyu çıkrığı ittiradı ile okumak âdet ol- muştu. Yahya Kemal her manzu- menin ihtiva ettiği heyecanı, o he- yecanın ahengini keşfederek şiir okunacağını öğretti. Vakıa o da bir “poncif,, icat etti; gençler onu taklit ederek okumak hevesine düştüler; çoğu da ustalarmın ze kâsma, sanat hassasiyetine malik olmadıkları için her manzumeyi, her manzumenin her mısramı aynı tarzda okumağa başladılar. (Bu, Yahya Kemal'i anlamamaktan ile- ri geliyordu. Fakat ne de olsa genç lerde bir ahenk ihtiyacı uyan- mıştı; şirin alelâde konuşma dilin- den hariç, şarkıya yakın bir dil ol. duğunu sezmişlerdi. Bir kaç geri kalmış adamdan başka herkes o- nun etrafına koştu, ondan şeklin sırlarını öğrenmeğe çalıştı. Onun gurbetten ilk dönüşünde ben henüz mektepte idim; kendisini tanıma- ma imkân yoktu. Fakat onu gören, onunla tanışan edebiyat hocamız bize onun tarzı ile şiir O okuduğu gün sınıfta edebiyatı — sevenlerin hepimiz “yeni bir ürperme halko- lunduğunu” hissettik, Sonra kendi- okumasını da dinledik ve halis şiirle temasımız işte en başlar. Denebilir ki bizim nesil içinde biraz olsun kıymeti olan her edebi- yat adamı, onun tesiri ile yetişmiş- tir. Necip Fazıl ve Ahmet Hamdi gibi Nazım Hikmet'in de ilk ustası odur. Bizim ona bürmetimiz çıra- ğım ustaya bürmetidir; fikir, sanat işlerinde ise bu hürmet oğlun ba- baya muhabbetinden farklı değil- dir. Bunun içindir ki kendisinden ayrıldığım noktaların hiç birini in- kâr etmemekle beraber ondan bah- sedildiği zaman kafam, en sevdiği heyecanlarından birini duyar, Yahya Kemal yine eskisi gibi e- debiyatçıları o toplamağa, onları “irşat” etmeğe çalışacak mı bilmi- yorum; fakat yorulmadı, ümidini kesmedi ise “fildişi kule” de otur- makla iktifa etmiyecek, sanati için mücadeleye girişecektir. Bu, ede- biyatımız için çok hayırlı olacak- tır, çünkü o canlı bir adamdır ve etrafında hayat yaratmasını bilir, Nurullah ATA Vefa kulübünün danslı çayı Kumkapı - Vefa Idman kulübü tara- fından dün öğleden sonra Halkevinde danslı br çay verilmiş ve güzel saatler geçirilmiştir. Cumhuriyet gençler mahfilinin temsili .Cümhuriyet gençler mahfili dün ö; leden sonra Beyoğlu Halkevinde > “ müsamere vermiş ve gençler tarafından Le bir piyes muvaffakiyete temsil Evlenme Merhum Ferik İsmail (Paşa kerimesi İffet Hanım Et, ile er- kânıharp binbaşı Hamdi Bey EF. nin evlenme merasiminin dünkü perşembe günü icra edildiği mem- nuniyetle haber alınmıştır. Tara- feyne saadetler temenni ederiz. İSTANBUL BELEDİYESİ >» TİYATROSU 7 içi saat 21 de LU Bu akşam saat 21,30 te “UKUS HAYAT Büyük opereti Yazan: Ekrem ve Cemal Reşit muma FRANSIZ TİYATROSUNDA Viyana Operet eyetinin Büyük gala o- larak Viktoria ve Husari. Pazar günü watine saat 17 de Boyaz Beygir Oteli (LAwberge du Cheval Blanc). Pazar ak: yan ve Husari. Pazartesi nü- nü münasebetile mati; Maritza. Pek yakında Feda iy dişini sıktı, Ay sonu hesaplarını MİLL Necdet on yedi yaşında baba- dan öxsuz kamışı. riayatını ıçın den yaşar, sükut, nahar, zayıt bir genç. bundan dolayı doxuorlar onu tahsılaen menetuler. Verken haroi umumi geıdi çattı, Silahsız ker olau, Bır ahzüasker şube- sinde yazıcılıkia askerliğini yap- tı; takat hep roman oxuyarax«, masa başında küçuk küçük kagıt- lara manzumeler karalayarak, dal ga geçerek, Oyıe vakitleri paydos olunca doğu Beyoğluna çıxar, Kohot bi- rTahanesinde biralı, mükellef ye- mek yerdi. Bu softa bozuntusu ve baştan çıkmış bir arkadaşıle akşamıarı da ayni nelerde siyah bira içerek gecele- ri son vapurla evlerine dönerler- | di. Doğrusu cephede bin sefalet içindexi askerliğe göre bu Paris- te bir sefahat hayatı demekti. Askerlik bitti, Terhis olunca 'mualiim oldu, çocuklara musiki, terbiyei bedeniye, türkçe dersleri gösterirdi; fakat yollarda, şurada burada bep kitap okur, manzume yazar, hayalât ile vakıt geçirirdi. Hüsâsa Necdet bu hayal malzeme- sile dimağını adamakıllı techiz etti ve yahut kafasını büsbütün berbat etti. Bir aralık küçüklü- ğünde sever gibi olduğu bir kızım aşkı içinde süslendi; - çiçeklendi, canlandı. Kız içn yanıp yakıt mağa başladı. Anasının bir tek oğlu olduğu için nazı geçerdi. Annesine bunu açtı. Kıza görü- cü gitmesini, tahammül edemiye- ceğini söyledi. Ferdane Hanım yangının saçağa sardığını görün- ce bir tane oğlunu mahzun etmek istemedi. o Teessürünü (o sevince kalbetmek, derdine deva bulmak ümidile kızın annesile eski ah- baplık bahanesile görüştü. Onlar hiç o taraflı olmuyorlardı; çünkü Şaziye fransız mektebinde tahsil görmüş, alafıranga bir kızdı. Bu zengin ve kibirli aileden oğluna kız alamıyacağını anlayınca Fer- dane Hanım oğluna döndü: Bu iş- ten vazgeçmesini, sonu çıkmıya- cağını anlattı. ler yarasına biber ekti; Delikan- lı başladı kâğıtlar üzerinde fer- yada... Mektuplar, maniler, şiir- ler, filân da falan.. Bu teessürler o kadar ilerledi ki.. Yazdığı manzumeleden bir kıtap yapıp kıza takdim etmeğe karar verdi. baba yadigârı bır kaç altın bozdurup bu arzusunu yaptı. Yaptı amma zıvanadan da çıktı. Kendisini aşk yüzünden kahraman olmuş addederek bir şeyler oldu. Önüne gelene aşkın- dan, kitabından, hicranından bah- setmeğe (o başladı. Münasebetli münasebetsiz hareketler yapıyor- du. Meselâ gün vapurda hiç tanımadığı bir adama kendisini filân kitabın muharriri diye tak- dim ediyor, buna mukabil ilti- fat görünce büsbütün çıldırıyor- du. Annesi oğlunun bu halinden korktu. Mazhar Osmana göster- di. Doktor: — Kitaplar, şiirler yasak, mad- di işlerle meşgul olmalı. Dedi. Bu sözlerin tatbiki lâzım. He- süretle biraha- | .İYET CUMARTESİ 23 KANUNUFVVEL 1933 Rakamların muzipliği Necdetin bu haber- |- men şuraya buraya baş vurdular. Derken bir tütün şirketinin Ana- dolu kazalarından birindeki şube- sine memurluk bulundu. Bir per- şembe günü ana, oğul Galata rıh- tımından vapura binerek mahalli maksuda eriştiler, Necdet gelirken bir tek kitap bile getirmemişti. e Getirmemişti ya, burada onu neler karşıladı? Koca koca hesap defterleri. Ha- yal adamı olmaktan kurtulup mad di olmak için bu defterlerin üze- rine eğildi. Kafasının makaniz- ması bu işlere müsait değildi. Her gün denk ve kilo hesaplarını yapı- yor, koca cümleyi bir türlü tut- turamıyordu. Bir ayın hesabını bağlamak lâzım iken bir gün kırk dokuz kilo fazla geliyor, ertesi gün iki denk noksan çıkarıyordu. Bir başka gün onları rakamların içinde yakalıyor, daha başka bir gün de sahifelerin ufki yekünla- rını tutturamıyor, kızıyor, buzun bir karış eve geliyor, sırt üstü ya- tıyor, pencereden bir demet yeşil yaprak, bir kucak mayi gök par- çasma dalarak kafa patlatıyor. du, Maddi adam olmak ta bu miy- di? Yedi, sekiz daha on beş, dört, dokuz dahâ on üç diyemezken, zihni kasışırken kendisini adam yerine nasıl koyardı. Vaziyetin- den utandı. Cahdetti, uğraştı, ken kapattı. Tesadüfen o ay da şir. kete müfettiş uğradı. Hesapları tettiş etti, Sordu, soruşturdu. Aradı, taradı. Otomobile binip gitti. Necdet işinden, hesaplarından | emindi. Artık hiç şaşırmıyordu. | Ve falso yapmak ıhtımali de yok- tu, İkinci ayın on beşine doğru İ. di, Kranta b.r adam çıka geldi. Müdür onu prazante etti, Kendi yerine geliyordu. Neden? Onu şirketten çıkarı. | yorlar, hesapiarında açık olduğu için mahkemeye veriyorlardı. A- man zaman yok, Ertesi gün pıli pırlıyı toplayıp doğru İstanbula geldiler. Necdet bu haksızlığa kızmış, beş para irtikâbı olmadığı halde bu maddi işten dolayı namusu le- kelendiği için tekrar kitaplarına, romanlara dönmüştü, Şimdi haf- talık mecmualara ufak, tefek ya- zılar yazarak bir kaç para da ka- zanıyordu. Babasından kalan pa- ralar suyunu çekmişti. Utak te fekle yaşanmıyacağını annesi an- lattıkça o: — Lekelendim; artık beni hiç bir yere almazlar. Diyor, kadının ağzını tıkıyordu. Gün geçti. Okudu, yazdı. Ni- hayet ilk romanını bir kütüpha- neye elli lira ücretle sattı, O es- nada şirketten bir mektup old. Beyanı itizar ediliyor, rakamlar- daki sehivden dolayı bir yanlış- lık olduğu izah olunuyor, kendisi- nin namusu mücessem bir memur olduğu için vücudundan istifade edilmek üzere terfian şirketin mu- hasebeciliğine tayin olunuyordu. Necdet maddi adam olmıyacağı için bunu kabul etmedi. İstifana- mesini gönderdi. Annesi buna kdr wa ana oğul bir müddet ka- ra sefalet içinde yaşadılar; fakat bu iyi mi oldu, fena mr bilmem? Necdet, bu hayal adamı, şimdi yüz bin lira sahibidir. Bir gazetesi | var, bir matbaası var. Hem de | şirket muhasebeciliğini bir kaç | bin defa gölrerle bırakan koca- man da bir şöhret! O.N. Harbiye mektebi ihtiyacı için almacak olan 12090 kilo bulgura verilen fiyat pahalı görüldüğünden 24-12-933 pa zar günü saat 16,30 da pazar- lıkla satm alınacaktır. Talip - lerin belli saatinde Merkez ku- mandanlığı satm alma komis- yonunda hazır bulunmaları, (681) iz (6002) 9561 Merkez o kumandanlığına merbut kıtaat ve müesesat ih- tiyacı için alınacak olan 31000 kile bulgura verilen fiat gali satın alınacaktır. İsteklilerin belli saatinde Merkez kuman - danlığı satmalma komisyonun da hazır bulunmaları. (679) , (6963) 9562 Topçu ve nakliye mekteple-| rınm ihtiyacı için 12:15ton ri ihtiyacı için 17 kalem mal- zeme 24-12-933 pazar günü saat 14,30 da pazarlıkla satm| dilecektir. Vermek isteyenle- almacaktır . Taliplerin belli saatinde Merkez Kumandanlı pazarlığa girmek üzere bu se- ğı satınalma komisyonuna mü | ne ticaret odasmdan aldıkları racaatları. (684) (6978) i 9592 ».. Sıhhiye dairesi ihtiyacı i- çin alınâcak olan dört kalem malzemenin münakasasına ta: lip zuhur etmediğinden 24. | meme 12-933 pazar günü saat 15,30 da pazarlıkla satın alınacak- tır. Şartnamesini görecekle- rin her gün ve pazarlığına gi- rişeceklerin belli saatinde Mer kez Kumandanlığı Satınalma Komisyonunda hazır bulunma ları, (694) (7018). Harbiye ve merbutu mek- |tır. tepler ihtiyacı için 500 kilo çe- kirdesiz zerdali reçeli ile 500 kilo Ayva reçeli 26-12-933 sa- İı günü saat 15,30 da pazarlık | Merkez Kumandanlığı Satmal | la satın alınacaktır. Evsafını İma Komisyonuna vermeleri. göreceklerin her gün ve pazar- (696) ve zerk kıralı MAURİCE CHEVALIER pek yakında en güzel eseri olan MÖSYÖ VE BEBE filmi (11337) ile şehrimize geliyor z İttihadı Milli Türk Sigorta Şirketi Jarik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir Merkezi idaresi : Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunmayan şehirlerde acenta aranmaktadır. Tel. Beyoğlu : 4887. 907 | EVKAF MÜDİRİYETİ İLANLARI | Sayim ocağı vakıf çiftlik arazisinden Rami civarında 25 dönüm tarla “3 - sene” müddetle arttırmaya çıkarılmıştır. İha lesi 25-12-933 pazartesi günü saat 15 tedir. Talip olanların İstanbul Evkaf Müdiriyetinde Varidat kalemine müracaat ey Temeleri. (6899) 9193 Kıymeti Muhammenesi Lira K. 600 00 Küçükpazar'da Hoca Hayreddin Mahallesin* de Ayazma kapı ittisalinde eski — 3 yeni — 1 No. lu dükkânm tamamı. 900 00 Karagümrük'te Muhtesip İskender Bey ma“ hallesinde eski Alipaşa caddesinde köşeba- şm'da 23 ve 71 No. lu binanın tamamı. ı Ayvansaray'da Lonca'da Hocaali omahalle- 200 (00 sinde Taşcılar sokağmda 10 No.lu Hocaail camii müezzin meşrutahanesinin tamamı. Tahtakale'de Rüstempaş mahallesinde Pa“ 650 00 pasoğlu hanı sokağında eski ve yeni 12 No. lu bilâ hava dükkânın tamamı. , ie Beyoğlu'nda Hüseyinağa mahallesinde Zan 3600 00 bak sokağında eski mükerrer — 3 yeni — 5 No. lu bir bap hanenin tamamı . Yukardaki emlâk satılmak üzere yirmi gün müddetle ilâna konmuştur. İhalesi Kânunusaninin Üçüncü Çarşamba günü saat 15 tedir. Taliplerin o pey akçelerie beraber Mah- lülât kalemine müracaatları. (6843) Dr. IHSAN SAMİ VAPURCULUKİ| "ony Umumi kan tahlilâtı, frengi hoktai nazarından (Wasserman ve Kahn teamülleri) kan küreyvatı sayılması. Tifo ve ısıtma hastalıkları; teşhisi. idrar, balgam, cerahat, kazurat ve su tahlilâtı, Ültra mileroskopi, hususi #- şılar istihzarı. Kanda üre şeker. Klorür. Kollesterin miktarlarının ta- yini. Divanyolu No. 189 Tel: 20981 (10562) (9224 İL3 üncü kolordu ilânları Eskişehir Askeri SA, AL. O. dan : K. O. ve Hava kıt'atı ihtiy# cı için kapalı zarfla 250,000 re salın almacaktır. ie esi 30-12-933 cumartesi gü saat 15 tedir. Taliplerin Zal ve şeraiti anlamak üzere her gün ve münakasaya iştirâk i çindeogünve vaktindetek- | İif ve teminat mektuplarile E# | kişehir K. O. SA. AL, KO. ns | müracaatları. (3422) (6772) | N | İ TURK ANONİM ŞİRKETİ ISTANBUL ACENTALIĞI Liman Han, Telefon: 22925 TRABZON YOLU N SADİKZADE vapuru 24 Bi- rinci Kinun Pazar günü saat 20 de Galata rıhtımından kal. karak gidişte Zonguldak, İne- bolu, Ayancık, Samsun, Ünye, Ordu, Gireson, Tirebolu, Göre- le, Trabzon, Rizeye. Dönüşte: bunlara ilâveten (Ofa uğraya- caktır. BARTİN YOLU BARTİN vapuru 23 Birinci Kânun Cumartesi saat 19 da Sirkeci rıhtımından kalkarak gi diş ve dönüşte Eregli, Zongul- dak, Bartin, Amasraya uğraya- caktır. BANDIRMA YOLU KEMAL vapuru 25 Birinci Kânun Pazartesi saat 19 da Top- hane rıhtımından kalkarak Ban dirmaya gidecek ve dönecektir. idi 9300 Adapazarı Askeri SA. AL: | Askeri fabrikalar ilânları l KO. dan: 5 z Adapazarmdaki kıt'at ihti Bakırköy Barut fabrikala- | yacı için kapalı zarfla 196,000 kilo Un ve pazarlıkla 1,500 ki“ Adananın parlak cinspamu- | loşekerile400kilo gaz satın ğundan pazarlıkla mübayaa e- | alınacaktır. İhaleleri 28-12- 933 perşembe günü saat 10 de yapılacaktır. Taliplerin şartn& meyi görmek üzere her gün ve münakasa ve pazarlığa iştirak için deo gün ve vaktinde A | dapazarında Maliye Dairesin* de Askeri SA, AL. KO, na mü racatları. (3421) 677). 930 Maliyet Asrın umdesi “MİLLİYET ” tir. rin şartnamesini görmek ve vesikalarla beraber 28-12-9353 perşembe günü saat 14 te mez kür fabrikada satınalma komis yonuna müracaatları. (7004) 9638 lığına gireceklerin belli saatin- de Merkez Kumandanlığı Sa- tın alma komisyonunda hazır 7034) İğ ere e m eyni Kuhunmaları, (827) CAM) m oyE ÜCRETLERİ! Maltepe Askeri Lisesi talebe Kişiye için, Marie el leri ihtiyacı için 800 çift dahili vo e vw potin 800 çift harici potin İğ 2 > M- — ————————————— Gelen evrak geri verilmez.— Müddeti nüshalar 10 kuruştur.— Gazete ve baaya ait işler için müdiriyete mü- lir, Gazetemiz ilâ mea'u 21.1-934 pazar günü saat 14 te kapalı zarfla satin almacak- esini göreceklerin her gün ve münakasasına gi- receklerin teklif mektuplarını | rn ir, liyetini kabul etmes. Ramazan: 5 belli gün ve saatinden evvel | Imsak Iltar S.D. S.D. 5 36 16 45 (7032)