İncir ve Üzüm satışı Faik Bey incirin birelden satışını lüzumlu buluyor Evvelki gün şehrimize gelen Lond- ra ticaret mümessilimiz Kurt oğlu Fa- ik Bey, dün İhracat Ofisini, Mıntaka Ticaret Müdürü Muhsin Beyi ve Tica- ret Odasi Umumi Kâtibi Vehbi Beyi ret etmiş ve dün akşam Ankaraya Faik Bey, dün bir hasbühalinde, in- cir ve üzüm satırlarının bir elden ida- re edilmesi hakkımdaki fikrinin çok es- ki olduğunu, bu husustaki son neşri” yattan evvel i vekkleize Ankaraya da- vet edilmiş bulunduğunu, fakat işleri dolaymile derakap hareket edemedi- ğini söylemiştir. Faik Beyin izahatına göre, mevzuu- Bahis fikri üzüme sit değildir. Çünkü yette bir kaç açıkgöz tacir, evel İngiliz mücsseselerile incir satışı için anlaşıyor, ersim başlayınan İzmirden az çok bir parti mal çekerek ucuza satıyor. Bu suretle İngiliz piyasasında fiatler düşüyor. Şurası muhakkak ki, İn yiyemez mar başındaki incir fi- sonlarında yar: yarıya düşmekte- ö ir. Bu hale karşı Faik Beyin düşündü- ğü çare, incirin bir teşkilât tarafndan ihracatınm idaresilir. Bu teşkilât, hükümet tarafından kurulup ellere devredilebilir. |. ding denilen zat Kral Hazretleri, her sene budingi tertip eder ve terkibini halka li Son zamanlarda bu huding- derde incir mevkiini kaybetmiştir. Bu- 'nunla beraber, Faik Beyin bu fikri ye- ni bir şey değildir. Kendisi, bu husu: | Ankaraya çağırıldığı ihtima) vermemektedir. Ayni mevzu üzerinde İzmirde teşek- kül edecek bir komisyonda çalışaca - ğını da zannetmiyor. Faik Bey, Londradan Serjin tarikile gelmiştir. Be: limiz Nizamettin Âh Beyle görüşmüş âletçe istenen bazı hususatı tet- ie temas ettikten sonra bir kaç ay izin elarak şehrimizde kalacak ter. Yeni çeşit kaçakçılık ! Gümrük muhafaza kumandanlığı bilhassa para kaçakçılığı © üzerinde gok hassas davranmaktadır. Şimdiye it tarafından bir çok kaçakçılığı meydana gıkarılmış, failleri yakalanmıştı. Dün de bu kaçakçılığın yeni bir şek- Wi meydana çıkarılmış, Batuma hare- kel etmek üzere hazırlanmış olan İtal- yan bandıralı Galdea vapurunda bir kaç İranlı yakalanmışlardır. Yapılan yoklamada bunların üzerin- de 3 bin liralık poliçe çıkarılmıştır. Bu poliçelerin tütüncü Acem (o Meh. metle Valde Hanında Acem İsmail taraflarından verildiği anlaşılmıştır. Bunlar da yakalanmışlardır. Hakların da kanuni takibata başlanılmıştır. | Küçük haberler Trabzon Tapu Müdürlüğü Trabzon Tapu Müdürü Münür Bey delim maliye ve mülkiye müfettiş- yaptığı tahkikat neticesinde yan elçektirilmiş ve bilâhare de ve- kület emrine alınmıştır. Trabzon Ta- pu Müdürlüğüne Burdur Tapu Müdü- “ rü Tahsin Bey terfian tayin edilmiştir. * Iktısalçılar Cemiyetinde konfe- rans. — Türkiye İktmadiyatçılar Ce- miyeti, bu sene de ilmi konferanslar tertibine karar vermiştir. İlk konfe- rans, bir hafta sonra üniversitenin AJ- man iktisat ordinarzüsü M. Röpke tx rafından Ticaret Odası salonunda ve- rilecektir. * Hüsnü Bey geliyor. — Yeni ölçü- ler ve ayarlar için hassas miyarlar ve mümüneler tedarik etmek üzere bir müddetten bri Berlinde bulunan İkti- teşarı Hüsnü Bey bu- gün şehrimize gere m Belinden hareket edecektir. * Himayei Etfal balosu. — Himayei Etfal Cemiyeti, her sene olduğu vi bu sene de, kışlık kostümlü balosunu 22 şubatta Tokatir Milliyet'in romanı: 74 ———-- Yeni Fabrikalar 1935 sanayiimiz için bir dönüm noktası olacaktır Aldığımız malümata göre ge şekil k olan devlet (sanayini programlaştırmak için hazırlıklarda bulunulmaktadır. Yeni şekil 935 se- nesi ile başlıyacaktır. 935 Türkiyenin sanayi sahasında bir alı tır. Rusyada makineleri yapılmakta ©- lan fabrikalar, bilhassa Kayseri yük mensucat fabrikası bu senede (: aliyete geçmiş olacaktır. Bu fabrika- da iki bin işçi yer bulacaktır. Ergani bakır madeni de ne sonuna doğru faaliyete geçecekti, Burası da beş binden fazla Türk ame enini çalıştıracaktır. Yeni şeker fabrikaları gerek sanayi ve gerek ziraat sahasında mühim bir Kıymettar bir kapı tamir ediliyor Müzeler idaresi bundan bir müddet evvel Sultanahmet çeşmesinin pek san'at kârane olan saçaklarını tamir ettirmiş ve çeşmenin hüsnü muhafazası için et- na da parmaklık çevirtmişti. Bu çeşmenin karşısında Ayasofya imaretinin kapısı vardır. Bu kapıda Sul. tanahmet çeşmesi kadar değilse bile o- na yakın bir kıymettedir. Evkaf idare- si kapıyı tamir ettirmeğe karar vermiş ve tamirine başlattırmıştır. Kapı aynen eski şeklinde tamir edilecek ve eski na- kışlar aynen üzerine nakşedilecektir. Topkapı sarayının kuleleri Topkapı müzesi müdürlüğü Topka- pı sarayı dahilinde bazı tamirat yaptır. mış, en on olarak ta sarayın tarihi kulelerini tamir ettirmeğe baslar Kulelerin dahili tamiratı bitmiş, harici tamiratına başlanmıştır. Tamir heyeti asliye aynen ipka edilmek suretile yapıl makta, eski şekil noktası noktasına mu hafaza edilmektedir. Yol parası ve kadınlar Son günlerde memur kadınların da yol vergisi vermeleri hakkında bir cere yan mevcut olduğu ve tetkikat yapıla- cağı şayi olmuştur. evvelce en lira iken İstan temin etiği gelir 1 milyon lira idi. Sonradan yol patrasr şahıs başma 6 liraya indiri- pacaklardır. Ancak kanun bedenen yap mıyacaklar, kendi çalışacakları işi yap- trmak üzere amele tutulmak için para- smı verebilir. Kanunda bu mükellefiyet iç para kazanmak mevzuu bahis değil Vazı kanun yol mükellefiyetini 18 ya- şından 60 yaşına kadar her erkek vatan daşa tahmil etmiştir. Yalmız bu çerçi veden malül ve fakir olan erkeklerle ka dınlar müstesna tutulmuştu Resmi mahafil de bu şayinları tekzip stmektedir. Ancak kadınların iş ve ha- yat merbalelerinde erkekten farksız olu şudur ki vergi lehinde olanların, ileride bile olsa bu noktai mazarın tetkiki cihe- tünden, kantatlerine kuvvet verir gibi görülmektedir. Urologlar içtima Türk Urologi Csmiyeti 22.11.933 tarihinde Beyoğlunda Sekaçıkmazm- ki dairesinde Prof. Dr. Behçet Sa- it Bey riyasetinde içtima ederek aşa ğdaki münakaşalar icra edilmiştir. Dr. İhsan Arif Bey büsyeden men- #eini alan gayrikabili ameliye otopsi ile elde edilen bir kilye sarkomu ve bir preparat göstermişlerdir. Dr. Ali Eşref Bey iki halip taşı ve bir piyonefroz vakaları aşalara Cemil Paşa, Behçet Sabi, İhsan Arif, Ali Eşref, o Besim Beyler İştirak etmişlerdir. İçtimaa davet İstanbul Muallimler Birliğinde, İstanbul Muallimler Birliği seneli kongresi ikinci teşrinin 30 uncu per sembe günü Birliğin Sultanahmettel merkezinde saat 15 ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM vaka değil, fakat gayri muayyen. İn- san orada, kendini hayattan hariç gibi hissediyor, oyundan çıkmış satranç W ları gibi, Bu hal böyle bilânetice üç gün de- vam etti: Muayene, müşahade, radyo- grafi, tatları nahoş, fakat insana şife veren mafi yiyecekler. İlk günü hemen mütemadiyen yattı. İkinci gün ayağa kalkıp sabırsızlaştı; dar odada pijama ile dolaştı, balkonda oturdu ve tam kar yn kendi balkonunun tıpla eşi bir balkon gördü; orada da bir hasta olu- rayordu. Biraz da Holiywood'u düşündü. Hattâ Jerry'ye bir kaç satır yazıp Av pa seyahati tasavvururdan vazgeç- tiğini, ve gidip Scattle civarında ba- hık tutacağını anlattı. Adresi verme- kimseden mektup almak istemi- yordu. Selâmlar. Kırmızı banyo pen- Terczme: KAMRAN ŞERİF varını giyip, Radyoğrafi dairesinde çalışan hemşireye gitti, radyografi plânmı istedi. Ufak bir film parçası seyreder gibi plâkı ışığa karşı tuttu. inde bir takım gölgeler. Dektor e un parmakları gittikçe sertleşiyor. Ü- güncü gün Drake doktordan açıkça | nefret etmeğe başladı. Bu hissi Tobi- asla paylaşıyordu. Doktor Tobias'n uwırmağa ilk teşebbüs eti . muştu, Ameliyan odasından gelen ve etrafa taze kan kokuları saçan bir kimse, Tobias gibi endişeli zep küçük bir köpekten başka bir mu- amele bekliyemezdi. Tobias basireti. | rafında pek fazla düşman vardı. Va- kıa efendisi iyiliğe yüz tuttuğunu, bat tâ iyileştiğini söyliyardı MİLLİYET PAZARTESİ 77 Tevfik Rüştü Beyin beyanatı (Başı 1 inci sahifede) ler karşınında kalmak istemezdim.,, Balkan misakı meselesi Dört veya beş Balkan Devleti ara- ler tarafımdan sorulan suale Rüştü Bey bu hususta hiç bir teklif almadığını ve böyle bir misak hakkında bir teşebbüste bulunmadığı- nı söylemiş, lâzım olan şeyin Balkan- larda bir itimat havası yaratmak ol- duğunu, bunun merhale merhale ya- pılabileceğini ve her ihtimale karşı a- lâkadarların Balkanlar haricindeki mecburiyetlerinin de nazarı itibara a lınması İâzmayeldiğini bildirmiş ve i- lâve etmiştir: '— Her Balkan Devletinin hususi ünasebetlerine hürmet etmek, fakat Balkanlar harici tesirler altında kal in bu münasebetler tetkik © mamak ik dilmek lâzımdır.,, M. Titulescu'nan misakı Tevfik Rüştü Bey, Kendisine atfe- dilen manada yakında bir (o Balkan a teşkili hakkında az nikbin görün- M. Titalescu'nun projesi hakkında zetelerden haberdar olduğum Kara- deniz misakı gibidir.,, Türk - Bulgar münasebatı Türk - Bulgar münasobatından ve bilhassa İsmet Paşa ile Sofyaya tığı ziyaretten bahseden Tevfik Rüştü Bey, bu ziyaretin Türk - Yunan mi- sakının imzalanmasından çok evvel kararlaştırılmış olduğunu ve bu iki mesele arasında hiç bir rabıta & düşünülmediğini bildirmiştir. Bulgaristana mahreç Bulgaristann, denizde bir mahreç verilmesi hakkındaki hareket husu- sunda gazetecilerin sualine | Tevfik Rüştü Bey, şu cevabı vermiştir: “ — Bizim için bu mesele ancak ik- tsadi cepheden mevcuttu Muahedelerin yeniden tetkiki Bazı cihetlerden müuahedelerin tet- kiki hususunda vaki olan taleplere yapılan bir telmihe cevaben Tevfik Rüştü Bey: '— Bir muahede imzalanınca, ona riayet edileceğinin de otomatik bir şekilde taahhüt edilmiş olduğunu söy- hürmet etmediğini göstermiş olur., ik Rü tü Bey şunları da sözle- “— Tarafeynin rızasile bir arazi mübadelesi müstesna, ben tarihte bir memleketin dostu olduğunu ilân etti- ği başka bir memleketten arasi 'iste- di; dair bir misal görmedim. Bir diğer bir memleketin ara zisinde gözü olabilir. Fakat o zaman bu devletin. dostu, olduğunu iddia e- demez. Terakki ils beraber yürümek ve mazinin derslerini gözönünde tut- mak lâzimder. Binaenaleyh bütün 5 Bflar anlaşmalar o itilâflarla Halle dilmet “Biz Türhlere gelince, bize bir kıta teklif etseler. bunu almak için bir tek parmağını fedoya razı ola- cak bir Türk bulunmaz. Fakat top- raklarımızdan bir parçası alınmak istenirse 17.000.090 Türk onu mü- dafaa için canlarını feda edecek- birey Türkiye - Yunanistan Bundan sonra Türk - Yunan müna- sebetlerinden bahseden "Tevfik Rüştü iki milletin bir tek memleket gi- hall kolay cari meselelerden başka muallâkta hiç bir mesele yoktur ve bu gün her hangi bir Türk köylüsünün Yunan menafüini kendi memleketinin menafii gibi telâkki ettiği söylenebi- dir, Sofya istasyonunda.. Belgrattan sonra başka © Balkan merkezlerine gidip gitmiyeceği suali- ne Tevfik Rüştü B:y merfi bir cev: vermiştir. Tevfik Rüştü Beyin İstanbula dö- nerken Sofyadan geçmesi ve İstasyon- da Türkiye Sefiri ile bir kaç dostunu görmesi muhtemeldi. Tevfik Rüştü Bey Belgratta ATİNA, 26 (A. A.) — Türkiye Ha- riciye Vekili Tevfik Rüştü Bey, dün 18,30 da Belgrada hareket etmiştir. Resmi tebliğ ATİNA, 26 (A. A.) — Atina Aj yordu, heyhat, o nemli kara burniyle koklardı, bu söz- lerin hiç te doğru olmadığını biliyor- Üçüncü günün akşamı, dördünci günün gecesi, ayakkabım gıcirt betçi hemşirenin şiddetli azarlam rına ve daha keskin uyku ilâçlarma rağmen Oliver bir türlü uyku uyuya- madı. Yatağının içinde oturmuş he- saplar yapıyordu. Son zamanlar işi biraz kalenderliğe vurmuştu. Üç haf- talık tatil müddetinin bitmek üzere olduğunu, “Kilemetre Taşları” filmi- nin yakında başlıyscağı, içinde uya- şük aynada kendine baktı. 62 numa. Tal odada insan vazih surette göremi yordu; buna rağmen çehresinin ne büyük tahribata ugradığını epik kadar görülüyordu. Yi fak bıyıktan başka yoktu; bıyıkları sa yu renkte ve yumuşaktı. Dudakları» nın uçlarında hafifçe yukarı kalkıyor du: Bu erinin bakmak diri çü İstanbulda satıtan Ecnebi kömürleri (Başı 1 inci sahifede) giren ecnebi madenkömürünün miktarı şudur: Sene 1924 1925 1926 1927 1928 Ton 96.620 74.655 44.773 93.902 31.731 1929 o 107.929 1930 65.225 Doğrudan doğruya memlekete ithal edilen kısmı gösteren bu rakkamlar şayanıdikkattir. Buna memlekete gi- ren kok kömürü de dahildir. Bilhassa memleketimizde kok kömürünün ih- tikâr denecek derecede pahalı olarak satılmasından ileri gelmektedir. Kok kömürü fiatlerine yüzde 20 kâr ko- nulduğunu kabul etsek bile İstanbul- da tonunun 14-15 liraya satılması lâzım- dır. Hükümetin alacağı tedbirlerin bilhas sa bu meselenin halli e ihtikârın ö nüne geçmeyi de istihtaf ettiğini mev- olarak transit sure- memlekete ithal edil- nan parası tamamen memleket dışma giden kömürlerin yekünu senede yüz bin tona yaklaşmaktadır. Yalnız her sene 50.000 ton Rus kömürü İstanbu!- da satılmaktadır. Zonguldak kömürlerinin cinsleri- Bin fenalığı hakkında yapılan propa- gandalar da tamamen haksız bulun- maktadır. Mütareke senelerinde kö- tonu 30 - 40 lira ettiği zaman- larda bazı menfaatperestler Türk kö- mürü diye siyah taşları kömüre karış- brp satmışlar bu yüzder Zonguldak kömürü aleyhine yapılan propagand ları haklı göstermişlerdi. Bu Türk ol- mıyan unsurların yaptıkları bir ahlâk- sızlıktı. Cümhuriyet Hükümeti kömü- rün temiz olarak satışa çıkarılması i- gin azami dikkat ve itinayı göstermek- tedir. teaddit şahadetleri vardır. 1913 sene- de Toranto'da topla, kömür ko- vermişti: "Türk kö- mürleri cins itibarile Nevvkastel aya- rında olup bazı damarları Cardiff de- recesine yaklaşmaktadır. , Meşhur Al- man profesörlerinden (OF. “dünyadaki kömür mevcudu, eseri de kömürlerimizin iyiliğinin şahididir. Zonguldakta son zamanlarda tesi- sisat yapılmıştır. Bilhasın Söğütözü kömürlerinin kül miktarının Cardiff” ten daha az olduğu yapılan tahlillerle tebeyyün etmiştir. Hükümet tesisatın daha ziyade as- sma karar vermiştir. Bakır hazineleri (Başı 1 inci sahifede) bat Malıtyadan 57 kilometre daha ileri gitmiştir, Bu sene nihayetinde 1933 ün son gününde program mucibince hattın Fevzi | paşadan itibaren 347 inci kilometrelik kısramn inşası hitam bulmuş olacak- tir. O halde bu ayın 9 unda başlayacak olan istikrazm ikinci tertibinden elde edilen para geri kalan 76 kilometrelik parçaya sarfedilecektir. Bu vaziyete nazaran Ergani bakı saadenlerimizin işlemesi için pek »z za- man kalmıştır. Hat buraya vasıl olduktan civarda bulunan fevkalâde zengin krom yığınlarından da memleketimiz. ikte #adiyatı büyük istifadeler görecektir. —ş—&——e vi sından: Türkiye ile Yunanistan © Hariciye Vekilleri tülien sonra matbuata şu tebliği yapmışlardır: “İki devlst münasebetlerinin fevka- lâde samimi olduklarını bir kere da- ha müşahede ve her iki memleket lâkadar eden meseleleri her cihetten tetkik ettikten sonra Balkan yarıma- dasında sulhün sağlamlaşmasma a meseleleri hususi bir şekilde tetkik et tik, sonra © Altinadan ayrılırken ATİNA, 26 (Milliyet) — Dün Ak. şam Belgrada hareket eden Hariciye Beyin teşyii çok samimi ve parlak olmuştur. Tevfik Rüştü Bey hareket ederken halk tara- İcra teşkilâtında Değişiklikler (Başı 1 inci sahifede) tir. Mühim şehirlerdeki icra memurluk- larına hukuk mezunları tayin edilmiş- Şimdiki icra memurları bunların eri olarak eski vazifelerinde ka- lacaklardır. Hukuk mezunların” icra memurluklarma tayini ile icrada mühim bir tebeddül ve tahavvül olmamış, yal- Diz şimdiki icra memur muavinleri açık- ta kalmışlardır. Açıkta kalan icra memur munvinle- rinin ihtisaslarından istifade edilmesi dü- şünülmektedir. Bunun için bunlar uzun müddet açıkta kalmıyacaklardır. Bir kın mw İstanbul icra dairesinde bir atm da muhtelif vilâyetlerde şimdiki me- mariyetlerine muadil icra memurlukla- rına tayin edileceklerdir. Hukuk mezunlarından yeniden ic- ra memurluklarına tayin edilenlerin as- Hi maaşları 30 liradır. İstabul icra dai- resine tayin edilen hukuk mezunları me- yanında bir de hanım vardır. Bu ha- nım elyevm Beşiktaş sulh icrasında kâ- tiplik eden hukuk mezunu Gülizar Ha- numdır. Istanbul icrasma Gülizar Hanımdan Arif, ler de tayin edilmişlerdir. Üsküdar icra memurluğuna tayin © dilen hukuk mezunu Fazıl beydir. Gene hukuk mezunlarından Ferhunde Hanım İzmir icra memurluğuna, Fah- rünnisa Hanım Bursa icra memurluğu- na, Sabiha Neşet Hanım Ankara icra me murluğunn, Halim Bey Kocaeli icra memurluğuna, Vasıf Bey Edirne icra me murluğuna tayin edilmişlerdir. Yeni icra memurluklarına tayin edi- len hukuk mezunlarından bir kısmı İs- tanbulun yeni mali teşkilitmda vazife almış bulunmaktadırlar.. Bunlar mali teş kilâttan istifa edecekleri için inhilâl eden bu yerlere yeniden hukuk mezunu alı- macaktır. M. Litvinofun Bir nutku (Başı 1 inci sahilede) tahakküm ve hattâ bunları himaye hakları bulunduğuna dair güya ilmi ve her halde kurunu vüsti takım mazariyelerin ilân edilmesidir. Bazı memleketler harp | hazırlıklarını bu ideolojik ve ilmi nazari- yelerle tezyin etmiyorlar. Bu memle- ketler, bazılarının fikrince, hususi bir takım şartlar ileri sürülüyor. Onların teminatlarını kabul etmeniz lâ- amd hayrete düşecek olursanız sizi samimiyet sizlikle ittiham ederler. Madem ki ba- x1 memleketlerde böyle bir zihniyet var- dar, şu halde silâhları birakma konfe- yansın ihtizar haline gelmeside hiç te şaşılacak bir sey yoktur. Cenevre konferansına şu iki basit su- ali sorunuz; Silâhları ciddi surette ten- kis etmeğe razr'mısınız, her bangi bir kontrolu kabule hazır mısınız? Hiç ol mazsa büyük bir harpçı devletin her i- ki suale de menfi cevap verdiğini hususi şartları ileri sürdüğünü niz. M. Litvinof, bundan sonra Sovyet Rus yanım sinsi teknik, ilmi ve harsi saha- lardaki terakkilerinden Rus piyasasının imkünlermdan ve Rusya hükümetinin sulh siyasetinden bahsetmiştir. "Sovyet — Amerikan münasebatın- dan bahteden M. Litvinof, iki memle- ketin iktısadi teşriki mesaj sayesinde cl- de edecekleri menfaatlerin münakaşa götürmez derecede müsbet olduğunu söylemiştir. et Rus; ile Amerikanın sulhu demle erek menfaatlerinden Salik üçün cı lehinde bey- nelmilel münasebat terazisinin kefesi- ne ağır bastığından kim şüphe edebi- ir, Je starafı n verilen çay ziyafelinde bütün fırka reisleri, Atipanın güzide simaları bulunmuşlardır. Atina matbuatı Tevfik Rüştü Beyin bu son ziyaretine büyük bir ehemmi- etmektedir! Çünkü bu teminat karşısmda | Balkanlarda sulh, Bulgar politikası (Başı 1 inci sahifede) tırlatmağa İüzum var mı? Dünya bilir ki, biz son zamanlsr” da Bulgaristan aleyhinde inkişafı #8” bil ve muhakkak olan bır politiksj# taraftar olmadık. Bulg nımızda, müsavi hak <ahibi olarak tanımak istedik. Bulgarist makul, mutedil bazı dileklerini hüsbütün ref detmedik. Bu di Teminatımız; Bulgaristanın bağ ind siyasi mehai iyi karşılanmalı leri eyiimde ötedenberi yan verildi. Bulgar akalliyetleri E dünyayı velveleye veren Bul kendi memleketindeki keler hukukuna azami derecede riayet #* retiyle başkalarına güzel bir öi göstermeli değil mi? Bulgar | bi dutları haricinde kalmış Bulgar aks liyetleri için başkalarından istedi hakların aynini, Türk Bulgarlar iç ristandan istemek bizim için tabii bir hak ve vazife olmaz mı? Anlaşılıyor ki, bazı Bulgar mehi” fili, fena bir polilikanm bariçi muhtemel reaksiyonlarını aslâ dü mek istemiyorlar. Alâkadarların ## kün ve istirap kabiliyetlerini ölçmeğt lüzum görmiyorlar. M. Muşanof ve hükümetinin yeri - yukarıda da işaret ettiği di sasalnl. i olarak inandığımız bir şef daha var ki, oda Bulgar milletini” aklı selimidir. Selim idrakinin, aklı 8 liminin serbestçe işlemesine meyda emin. Bulgar milleti sulh ve br £ yalımu ve politikasını bulmakt ir zorluğa uğrama: Sirt Meb'ast MAHMUT Poilste Bir facia Sandalcı, pervaneye kap” larak parça parça oldul Sirkecide denizde feci bir hadise & & muş, bir sandaler Millet vapurunüf pervanesi altında parçalanarak ö! tür, Kayıkçı Ahmet, Mersine gidecek © Jan Hacı Mehmet, babası Süleymaf? almış ve Millet vapuruna götürmek el Zere açılmıştı t vapurun merdivenine kan? atarken kanca elinden kurtulmuş “€ kendisi denize düşmüştür. Ahmet, pf aneler altmdâ katarak çok feci şekilde parçalanmış ve cesedi de bö” İunamamıştır. Küçük Ayasofyada oturan Esat E fendinin oğlu 3 yaşında Ömer Lütö| tren yolunda duvar üstünde oynark”” düşmüş ve ağırca yaralanmıştır. Pencereden düşen çocuk Kasımpaşada Çatmalmesçit lesinde oturun marangoz Yuvı Tist pencereyi açık bırakmış ve bir sındaki oğlu Yani pencereden e düşerek yaralanmıştır. Hastahane?” kaldırılmıştır. Sarhoşluk ve silâh atanlar Beşiktaşta Cihannüma mahallesi de oturan boyacı Aptullah Efendini” evine yeğeni sarhoş olarak gelmiş “* silâh attığından yakalanmıştır. Cibalide de amele Kâzım silâh A” miş ve tutulmuştur. Şiddetli yağmurla! yerlerini bozdu AYDIN, 26 (A.A.) — Akşamdan b* ri mütemadiyen yağın yağmur sul Aydınla Nazilli arasmda şimendifer larının muhtelif yerlerini bozmuştur. | lularhisar: ile Çiftekale istasyonları #19 sında ve 159 uncu kilometrede bozuk” luk daha ziyade olduğundan Denizli p* tası geç vakte kadar gelememiştir. İzmi” den gelen posta treni hattım bozuk m” edecektir. Yağmurun bu şel halinde şimendifer seferlerinin de işin tai edilmesi muhtemel üyeli .ülmesi ri kabili istimaldi. Oliver yine yatağı- na çıkıp saymağa başladı. Günlerin hesabının içinden nasıl çıkacağını miyordu: Yorganın üzer'ne parmak- larını uzatıp çocuk gibi sıymağa mec — Tayyare ile Winslom'a seyahat, inslow'da ikamet. Scatile'e kadar üç günlük şimendifer yolculuğu. Cle-. azurater'e otabüsi. Dört gün sazan be tamı Camartesi ge- , üç gün hastah. Wi zak halinde nasıl ekin Değ yolu tutman'n zamanı geldi, tutmaz- san bir dahn geçmiş ola! er kendi kevdine hiddetle dü- şündü. — Artık mide ağrısından bıktım. Vilâyet doktorlarından brktım. Olaf- son'dastıktım. Kendisi fena halde miyop. Eğer gözümü açmazıam, bir gün beni bilardo masasma yatırıp karnımı yaracak. Ziyade olsun. Doğ- ru New-Yorka, Dektor Dworsky'ye gidiyorum. V Bu karar, verdikten sonra biraz su içti ve takriben bir saat sonra uyuma ğa muvaffak oldu. Ertesi gün 62 numara, Doktor O- hemşire. teşviklerine rağmen, Scattle has tahanesinden kaçtı. Kostümünü, ayak kabılarını giydi: Her ikisi biraz ya- bancılaşmıştı, ceketi de oynıyordu. İtina ile traş oldu, kendini biraz yor- un, fakat temiz ve ıhhatli hissedi- yordu. Hesabını kesti ve münasip bir tren aradı. Bu işte bir hayli cesaret ji İsraf etti. Hattâ hemşire: elinden eski seyahat bavulunu kapıp asansöre kadar götürdü. Yakasındaki menekşeler esmerleşmiş, kurumuştu, fakat onları uak bir tebessümle yerle rinde bıraktı, Menekşeler, hâlâ biraz Clerwter demekti. Orada geçirdiği güzel günler, güzel akşamlar, çağla- yanlar, göl, sessizlik, açık su, açık ha va! Mister ve Misis Colmore'a hattâ bir veda kartı yazdı. En samimi 1 gekkürler. Tekrar geleceğim. Vef# kür Edward O Drake'inizi unutmaY” niz, Haşiye: — Bir daha geleceğim 34" mana kadar George balık takımla”) mı kullanabilir.” Vaziyetten hiç memnun olmıyöf” Doktor Olafson'un elini antipati sıktı, kapıcıya da biraz fazlaca bek) şiş verdi. Taksisi, sokakta oynuy?” Çinli çocuklar arasından geçerek İ tasyona indi. Tobias kendini tul dı: Efendisinin yüzüne rıçrayarak © nu siyah, parlak ve serin burniyle öf! tü. Efendisi kızmadı bile, Tatir bir les — Biliyorum Tabias, dedi, biti rum benim ufacık «öpeğm Sentile'den Chicago'ya yol gün sürer, Zavallı Oliver, zavallı Ed Drake, gün geçtikce istiraba gö yor, karanlık ve nüfuzkâr bir inhi le doğru gidiyor. Hamle yok; detli, yırtıcı fe: miyor. Yeni yeni biraz kendini göste yor: İnsanı korkutan, dehşet ve: — (Devamı var), halline kadar giderek yolcuları aktara i » len şiddet politikasına yeni bir cer& | Dıvardan düştü | Aydın-Nazilli hattının bas