Spor Lik maçları başlıyor Takımların çoğu epeydir oynamadıkları! için hiç bir tahmin yapılamaz Çok geç k Ja beraber İstan - bul futbol birincilikleri oyarm Ka- dıköy ve Taksim sahalarında filen başlanıyor. Taksimde Vefa - Beykoz Kadıköyünde de yok > Sü- leymaniye birinci ve B takımları ara- simay ayni sahada Hilâl - Altmordu birinci ve B takımları da lik maçla rı için karşılaşacaklardır. Mevsim or- tası olmakla beraber, bu maçlarda ta kımların vaziyetlerini ölçecek hiç miyara malik değil! Bizde bir il kulüpten maada di kulüpler lik maçı olmazsa, sanki lüzum yokmuş gibi hususi maçlar yapmazlar ve bü- tün sene muattal kalırlar. İşte Sü - leymaniye « Kumkapı, Vefa - İstan - bulspor - Beykoz takımları bu saydı- İnmız zümreye dahil (o olanlardandır. Geçen sene İstanbul üçüncülüğünü ka zanan İstanbulsporun bu sene ne İemde olduğunu hiç bilmiyoruz. Lik maçlarından sonra sahada göremedi- ğimiz sarı - siyahlılar bakalım, yarın beyaz siyahlıların karşısında nasıl bir netice alacaklardır. Süleymaniye ta - kımını geçen hafta Galatasaraya kar # oynarken gördük. Geçen seneki ta- kımdan yalnız üç kişinin bulunduğu genç Süleymaniye takımı, Galatasa - rayla sıkı bir maç yapmış ve ancak oyunun sonlarında 2 - O malğlüp ol - muştu. O günkü takımmda, kulüpte elyevm mevcut bulunan daha birkaç yuncunun iltihakile daha kuvvetli bir manzara arzedeceği mu- hakkaktır. İstanbulepora gelince, es- ki Vefalı orta muavin Sami bu sene İstanbulepor takımında orta muha - <im.mevkinde oynayacaktır. Takımım diğer hatlarında tadilât olmadığını ha ber alıyoruz. Takım halinde ne vazi - yette olduklarını da bilmediğimiz genç İstanbulsporluları yarın Süley - maniye karşısında görüp ne halde ol- duklarını anlayacağız. Taksimde yapılacak Beykoz - Ve- fa maçına gelince: Geçen sene her maçta güzel oynayan, fakat hiç bir maçla da iyi netice almadan yedi ku Jübün yedincisi olmaktan kurtulama- yan Boğazın bu talisiz çocukları ba - kalım yarın ne yapacaklardır. Vefalı- ları da sene sonundan sonra İstanbul sahalarında görmedik, bunlar da ne âlemdedirler bilmiyoruz, binacnaleyh Beykoz, Vefa maçı için de ilâve ede- cek bir şey göremiyoruz. Şimdilik gençlerimize bol bol muvaffakıyetler temenni ederiz. Fenerbahçe İzmirde kaç maç yaplı? ap s Kaç gol attı, kaç gol yedi? Istanbul ve Türkiye şampiyonu Fe- nerbahçenin İzmirde Türkiye birinci- liği için yaptığı son maç spor efkârı umumiyesinde | görülmemiş derecede fazla dedikoduyu e oldu. İzmir gazeteleri maç gününe ka. muhak kak surette Fenerbahçeyi yenecekleri ni yazıp duruyorlar, hattâ İzmir s0 - kaklarında dıvarlara ve tramvaylara mağazalarda yaptıkları afişlerde Fe- nerbhçenin mağlübiyetini o derece kat'i gösteriyorlardı ki İzmir gazete- Jerinin birinde şöyle bir de karikatör yapmışlardı. Bu karikatörde Fener - bahçe kalecisi Hüsamettin atılan şüte plonjon yapıyorsa da, top diğer köşe- 'den Fenerbahçe ağlarma takılıyor şek inde gösterilmiş ve altma da “yarın Alsancak sahasında göreceğimiz man zaralardan” diye de bir resimaltı yaz mışlardı. Halbuki netice tamamen bu man aksi çıkmış, bu yapılan sayı gol- ler Fenerbahçe ağlarına değil, İzmir #por ağlarma girmişti. Artık bu tari- be kavuşan maçtan bahsedecek deği- Biz. Bu vesile ile hâtırımıza gelen a - şağıdaki pilançoyu yaptık. Fenerbah- çe İzmirde kaç maç yaptı ve ne neti- eceler aldı?. Sporcularımız pekâlâ bi- Hirler ki Fenerbahçenin ilk İzmir se- yahati, o zamanlar pek meşhur olan üçüncü takım tarafından yapılmıştı. Bu maçları sz ve srasile aşağı ya dercediyoru: 1340 eylül a Fenerbahçe 3 ün cü takımı 8 Altay ikinci O 1340 eylül b Fenerbahçe ü - - güncü takımı 4 Hilâl birinci ve ikinci muhteliti O 1340 eylül ayında Fenerbahçe 3 ün “iii $ Almera ikinci eylül ayında | Fenerbahçe 3 11 Karşıyaka ikinci 0 Bu çok muvaffakıyetli turneden son © ra İzmirde büyük bir sempati uyandı- © ran sarı - İâcivertlilerin birinci takım- larını davet eden İzmirliler: 20 mart 341 tarihinde Fenerbahçe birinci takımı 0 Karsıyaka birinci O 22 mart 341 tarihinde Fenerbahçe birinci takımı 8 Altınordu O 25 mart 341 tarihinde Fenerbahçe birinci takımı 2 Altay 1 27 mart 341 tarihinde Fenerbahçe birinci takımı 7 İzmir muhteliti O 29 mart 341 tarihinde Fenerbahçe birinci takımı 8 İzmir ecnebi muhte- iti o Fenerbahçe birinci takımı bu tur - nede ilk maçında Karşıyaka ile bet bere kalmış, fakat sahanın fenalı ve Karşıyakznın gal yememek için 0y- maması böyle bir netice almalarma s€ bep olmuştu. Bundan sonraki maçlar- da ise takımın kuvveti görülmüş, İz « mir karışık takımını da yedi golle mağlüp etmiştir. Bundan sonra İzmir seyahati üçüncü olara. 21 Teşrinievvel 927 de Fenerbah » çe birinci takımı 3 Altınordu O 23 Teşrinievvel 927 tarihinde Fe - 29 Teşrinievvel tarihinde Fener - bahçe birinci takımı 2 Altınordu - Karşıyaka muhteliti O Son defa olarak İzmir toprakların- ve Fherbahçenin yaptığı maç Türki- e şampiyonası maçıdır ki, bu da 0-8 gibi çok kahir bir galebeden ibaret- tir, Netice itibarile Fenerbahçe ku - lübü üçüncü ve birinci takımlarının İzmir topraklarında yaptıkları 13 maçta yaptıkları 71 gele mukal cak İ gol yemişler ve kulüplerinin İzmirde bu derece fazla sevilmelerine vesile olmuşlardır. Bu maçlardan maada Fenerbahçenin (İzmirlilerle yaptıkları bir iki temas daha vardır ki, onlar da İstanbulda ve aşağıdaki tarihlerde yapılmıştır: 1329 senesin - de, yani tam yirmi sene evvel İstan - bula gelen İzmir muhtelit takımı bu - raya yaptığı üç maçta, İstanbul muh- teliti ile berabere Galatasara- yı yenmiş, ve Fenerbahçeye 1 - 4 mağ İâp olmuştur. 26 Teşrimisani 926 da İzmir muhtelit takımı şehrimize gel - miş ve Fenerbahçe ile bir maç yap - mıştır. .Bunun neticesi de Fenerbahçe nin lehine nihayetlenmiş ve bu maçı da Fenerbahçe 4 - 1 kazanmıştır. 25 Ağustosta Altay takımı ile İstanbulda hususi bir maç yapan Fenerba kımı 2 - 2 berabere oyuna edil anda, İzmir takımı alyhine (o hakem tarafından verilen penaltıdan İzmir liler müteessir olmuşlar, Hakemin bu kararını kabul etmiyerek sahayı ter - ketmişlerdir. — Yukarıdaki plânçoya lstanbulda yapılan maçları da edersek neticeyi şu şekilde gö: Fenerbahçe İzmirde ve İstanbu! - da olmak üzere, 16 maç yapmış, 15 galibiyet kazanmış, mağlüp olmamış, bir berabere kalmış, 81 gol atmış, 5 gol yemiştir. Yukarıki rakamlara na- zaran © Fenerbahçe (Oklübü © İzmirle yaptığı maçların ancak birinde itmam edilmeyen bir maçta berabere kalmış ve diğerlerini rÖtemadiyen kazanmış tır. Sarı lâcivertlileri bu vesile ile bir daha tebrik eder, gelecek maçları i - çin daha çok çalışmalarını temenni © deriz. Mele en birinci âmil kıy - metli, antrenörleri Her Şevenin de gok çalışmasile elde edilmişti ğerli hocayı da tebrik etme; ilini borcu biliriz. Fenerbahçe çalışıyor Fenerbahçe birinci ve B takımları aralarında yarım kendi sahalarında , sabahtan bir eksersis yapacaklardır. Müsabakal lar Tstanbul Fu'bol Heyetinden * 17.11.1933 cuma ünü yapılacık resmi müsatakalar: | — Taksim sahasında : Bevkoz - Vefa-Kumkamı B takımları saat 11 Hkaem İzzet Muhiddin B. Top- kapı - Beylerbeyi 1 nci takımları saat 12,45 Hakem Saim Turgut B. Beykoz - Vefa-Kumkapı 1 nci takımları 14,30 Ha- kem Adil Girav B, 2 — Fenerbahçe sahacmda : İstan- bu! Sper - Sülevmaniye B. Takımları saat 17 Hakem Cafer B. Hilâl - Al'r-ordu 1 inci takımları saat 12.45 hakım Ade'n B. İstanbul Spor - Süleymaniye 1 inci takımları saat 14,30 hakem Cafer B. 3 — Beşiktaş (Ç'rağan) sah*sında : Topkpı - Beylerbeyi B. takımları saat 10 hakem Nuri B, Vefa-Kumkanı - Süley- manive takımlar saat 11 15 hakem Nuri B. Beşiktaş - Topkapı Genç takım İnr sazt 12,30 hakem Nuri B. Amadolu- Kasımpaşa Genç takımlar saat 1345 ha- Yeni Fransız kabinesi itimat reyi aldı (Başı 1 inci sahifede) canda bir hakkı hayat ve bir milli na bulduğunu zannediyor. Vazi müsbet bir teklifi kabule hazırız. Almanyanın Milletler cemiyetinden çekilmiş olması, Cenevrede mi bulunan milletlerin siyasetini dej Temez. M. Paul Boncour Cenevre düstürü mun harpten evvelki tarzda tedafii ve tecavüzi ittifakları menettiğini hatır. Jattı, Milletler Cemiyeti kadrosunda ya- pılan yeni misakları tekemmül ettir - mek lâzımdır. M. Albert Sarraut'nun nutku PARIS, 15 ( ) - Rey verilme- den evv nutukta M, Sar raut, ezcümle demiştir ki: — Alman - Fransız münasebatı me selesi, sulh meselesidir. Fransız hü - kümetinden, Hitlerin reyiâmme müra racaatınm ertesi günü ne yapacağını sorulmuştu. İşte cevabı ni olmak. Sonra kadere karşı sakin bir şekilde cephe almak. Bu kolay bir iş- tir. Zira, kırk milyon Fransız ile Fran sa, korku nedir bilmez. Ve nihayet her hangi birisinin kendine hükmetmesine mâni olacak maddi ve askeri bir kuv- yete sahiptir. Fransa, dün olduğu gi- bi bugün de fedakârlıklarında tehli - keli hudutlara yaklaşacak kadar sulh eserini takipte devam etmek istiyor. Almanyanın reyiâmmı, Fransayı salh arzusunda ancak teyit edebilir, Fran. sa razı olmaması icap eden şeye razı olmıyacaktır. Cenevrede Milletler ce- ve silâhları bırakma konferan- sı daima onun yerine duruyor. Sonra Fransa vaziyetleri biraz mütereddit o lan müttefiklerini ve şeriklerini bu sa hada tutmağa çalı Fakat onları il ülükl ham edecek yerde, ne e a mağa ve müttefiklerimizin Avrupa da ve sonra dünyanın her hangi bir yerinde tehlikeye maruz ise oralarda sulhun namuslu bir şekilde tesisi için imle beraber olmakta olduğunu ndilerine anlatmağa çalışmalıyız. Ufukta görünen tehlikeye mâni ol x bütün milletlerin anlaşma bil olacağa benziyor. Fransa “ kendine hürmet ettirmek için bugün kâfi derecede kuvvetlidir. Ve ancak bazı şerait dahilinde ve kat'i teabhüt ler mukabilinde silâhlarını bırakacak tır. M. Sarraut, silâhâları bırakma kon feransmın devam şartları için Fransa, İngiltere, İtalya ve Amerika arasında mevcut anlaşmağa istinat edilebilece- ğer hal en sulh istiyorsa, iltihak e deceğini ümit ediyor . Almanyaya hitap M. Sarraut, M, Paul Boneour'un hü kümetin sulh ve menfaati namına yapılan her hangi bir teklife sağır kal mıyacağı hakkındaki sözlerini teyit et sonra Almanyaya dönerek şan söylemiştir: — Sulh arzunuzu teyit <diyorsu- muz. Bı im de arzumuzdur. Briandnın bütün siyasetine hayat veren de bu ok muştur. Bu arzuyu, ne küçültmek, ne de azaltmak istemediğimiz bir mem- lekete karşı biz de muhafaza ediyoruz Biz Fransızlardan hangimiz 60 yonluk bir milleti haritadan çılgınlığını gösterebilir? Fransa, Al - manyanın kendi halkıma malik olma- sını arzu eder. Fransa Almanyanın ız braplarına karşı hiç bir vakit kapıla- rını kapamış dağildir. Binaenaleyh Fransa, her yerde anlaşma ve yaklaş- ma fırsatları aramıştır. Bunu söyledik ten sonra bu anlaşma arzusunun hu - kuk müsavatı meselesini dürüst bir şekilde halletmek istediğini de söyle - meğe hakkımız vardır. Bu hukuk mü- savatını Almanya, 12-12-932 beyana- tını hatırlatmak istiyor, İsrarla isti - yor. Müsavat ve emniyet M. Sarraut, bundan sonra “Kita - bın iki sahifesi" diye tavsif ettiği mü- savat ve emniyeti, Fransanın 12-12-32 beyanatına bu iki noktayi şart ey iştirak ettiğini hatırlatmıştır. Halbuki Al manya, kitabım bir sahifesini yani sade hukuk müsavatını nazar; itibara alıp öte- —— —— ——— kem Ali Rıdvan B. 1 — Müsabakalara tam tebliğ edilen sanilerde başlanacaktır. Evvele> olduğu gibi on dakika mühlet verilmiyeceğin- den takımların behemehal tayin olusan saatlerde sahada isbatı vücut etmiş bu- şinin İlizmana ka'ar şiielik bakire düş. kisine ehemmiyet vermek istemiyor. | M. Sarraut, hukuk müsavatnm karşılığı olmadıkça “hayır” diye ce - vap veriyor ve beyanatı imza eden di- başka bir şey söy- e ediyor: — Bununla beraber Fransa görüş- meğe hazırdır. Fakat iki şartla: Evve Jâ görüşmeler beynelmilel bir aydın - lıkta ve hususi dostluklarımıza hür - edilerek yapılacaktır. Sonra #rni görüşürüz. Fransa, Almanya olsa da olmasa da Cenevreye giderek bütün dünya huzurunda sulhün tesisi eserine de - suretle dürüstlüğü hak elde edecektir.” Rey Bu sözlerden Zsonra M. Sarraut, i kısma ayrılmış olan iti- temiştir: meclis, memleketin sulh- çü hislerinin tercümanı, hürriyet ve hakkı müdafaası için milletler cemiye ti prensiplerine sadık Fransanın dostluklarını devam ettirmek ve geniş letmek hususlarında dikkatlidir. Bu reye karşı 545 rey ile tatbikin- den ayrılmayacağına emin olarak hü kümetin beyanatmı tasvip ve bütün milletler için müsavi bir emniyet da - hilinde tenhhütlü ve kontrollu bir si- Jâhları bırakma teminine temayül © den beynemilel bir tesanüt politikası takip edeceğine emin, Bu kısım 199 muhalif reye karsı 395 rey ile kabul edilmiştir. Netice itibarile meclis ruznameyi 144 muhalif reye karşı 394 rey ile ka bul etmişi Sosyalistler lehe rey vermişlerdir. Harici siyaset PARİS, 15 (A.A.) — Havas Ajan sı bildiriyor: Mebusan meclisinde beyanatta bu- lunan M. Paul Boncour Fransanm Ce nevre âkidesine uygun olan dostluk- ların eski ittfaklara benzer ciheti ol madığmı ve bu dostlukların Milletler cemiyeti çerçevesi içinde aktedilmiş ol duğunu söylemiştir. Dörtler misakı Milletler cemiyeti. ni kuşkulandırıcak mahiyette de; dir. Almanyanm Milletler cemiyetin - den çekilmesinin bu misakı hükümden düşürmüş olduğu mütaleası doğru değil. dir, İtalya ve Çekoslovakya ile tama- miyle mutabık ve hem fikir olan Fran tilâf da Fransa ile beraberdir. Türk - Fransız münasebatı M. Paul Boncour Şark işlerinin em niyetbahş manzaralarını Fransız Rus münasebatında husule gelmiş olan tam değişikliği Fransız Türk muahedesini hatırlatmış ve Rusya ile muallak bir halde bulunan mali ve iktisadi mesele lerin pek yakında halledileceği ümi dini izhar etti, Fransız Hari, vamla demiştir k “Yeni dost'uk ağları vücude ge- tirdik. Fakat eski bağları çözmedik.” M. Paul Boncour Rusyanın hemhu dut devletlerle akdetmiş olduğu ade- mi tecavüz msiakını M. Litvinofun Ce- nevrede mutaarrızın tarifi için sarfet miş olduğu meşkür mesaiyi hatırlat - mış ve şöyle demiştir: “Rusya milletler cemiyetine dahil olmakla beraber bu misakların teşkil etmekte olduğu daire içinde bulunu- yor. Bu sulh şebekesi harpcuyane to- mayül ve teşebbüslere karşı gelecek- tir. Fransa hiç bir zaman Almanyayı çember içine almayı düşünmemiştir. M. Paul Boncour Cenevre müza - kerelerinin inkıtaa uğramış olmasına etmiştir. M. Paul Böncour netice olarak Sar havzası komisyonunun geçenler- — yukua gelmiş olan mi nazırı sözüne de- için idi emirnameler ısdar etmiş olduğu- nu söyliyerek siyaseti hakkımda hük- münü vermesini meclisten talep etmiş- tir. Hatip merkez ve sol cenah tarafın dan alkışlanmıştır. Tayyare cemiyetinde altı aylık içtima ANKARA, 15 (A.A.) — Tayyare ecmiyetiumumi o merkez heyeti bu- gün saat onda Tekirdağı mebusu Ce- mil Beyin reisliği altında altı aylık toplantısını yaptı. Merkezi idare heve tinin altı aylık raporu ile mürakple. ne raporu tasvip edildikten, şili re iie ve cemiyet teşkilâtının çalışması takdir edildikten sonra içti- maa nihayet verildi. Hanım doktorlar (Başı 1 inci sahifede) aza olamamaktadırlar. Bunun sebebi nizamnamenin bundan 14 sene evvel yapılmış olmasıdır. Etibba odasının son kongresinde bu mesele mevzuu bahsolmuş ve nizamnamenin tadili i çin genç doktorlar zümresine men sup bazı hekimler tarafından teklifler yapılmıştır. İdare heyeti bu teklifleri makul bularak nizamnamede tadilât yapılmasını kabul etmiştir. Fakat he nüz nizamname değiştirilmemiştir. Hanın doktorların böyle bir mes- lek cemiyetine kabul emesi, dınlarımız arasında haklı bir asabi - yet uyandırmaktadır. Aldığımız ma- lümata göre Tıp fakültesinden şim. ye kadar mezun olan hanım doktor. lar bir mazbata imzalayarak Etibba odasma müracaat etmeğe karar ver- mişlerdir. . Dün bu hususta görüştüğümüz Ka- nım bir muharririmize demiştir ki — Kadınlığa bütün haklarm veril diği bu zamanda, hanım doktorlarımı zın mesleklerine taallük eden bir ce- miyete alınmamaları kadar garip bir şey olamaz. Hanımlar avukat, mühen dis, muallim, belediyeci, doktor, her sey oluyorlar. Hattâ, son zamanlar - da görüyoruz ki asker olmak için da- hi heyecanlı bir arzu göstermektedir- ler. Trp fakültesinden şimdiye kadar mezun olan hanım doktorlarımızın listeleri birliğimizde mevcuttur. Bu hanımlardan İstanbulda icrayi taba bet edenler birliğimize azadırlar. Hi nım doktorların mevcudu 30 u müteca vizdir. Hanım doktorlarımızın da E - tibba odasına ve Etibba Muhadenet ce miyetine girerek meslekleri ile alâka. bir şey olamaz.” Etibba odası yeni idare heyeti aza- sından doktor Ziya Nuri Paşa da bu bususta demiştir kiz — Nizamnamenin tadili hususun- 'da henüz tetkikat yapmadım. Hanım doktorların cemiyete aza olmaları ka dar tabii bir şey olamaz. Çünkü on - ların ellerinde icrayi tababet için fa- külteden aldıkları birer diploma var- dır. Oda idare heyeti perşembe ve: cumartesi günü toplanarak yeni me - saisine başlayacaktır.” Yeni ölçüler (Başı 1 inci sahifede) nun tatbikınm tehir edileceği hakkın da bir kanaat mevcuttur. Fakat bu kanaatin tamamen yanlış olduğu an- laşılmaktadır. Kanun 1 Kânunusani - den itibaren tatbik olunacak ve mem lekette şimdiye kadar karışıklığı doğu- ran muhtelif vezinler, ölçüler kaldırı larak ölçü ve vezin birliği temin edi. lecektir. Hükümet buna kat'i şekilde ve ka- nunen karar verilmiş olduğundan, tat- bikatı da ayni nisbette kat'i gerek tar. b Anadohida bu iş halka ve esnafa davullarla ilân edilmeğe başlanmış - tır, Şehrimizde de polis, kaymakamlık lar, nahiye müdürlükleri, köy heyeti ihtiyariyeleri vasıtasile halka, esna - ley bu hususta name kile Bu talimatname Vilâyet vasıtasile ve polis marifetile tatbik olunacak, mağazalar ve dük - kânlar gezilerek kendilerine bildirile cektir, 1 Kânunusani günü mağaza ve dük kânlar müfettişler ve zabıtai beledi- ye memurları tarafından teftiş edile- rek damgalanmamış vezin ve ölçüler müsadere olunacaktır. , Ancak o vakte kadar yeni vezin ve ölçüler tedarik edilmez veya damga lattırılmazsa bunlar müsadere edile- için bir alış veriş ceğinden o günler karışıklığ meğe çalışacaktır. Sulh mükâfatına lâyık kimse yok STOKHOLM, 14 — Nobel sulh mükâfatı komitesi toplanmış ve bu se- ne sulh mükâfatının kime verileceğini tetkik etmiştir. Komite uzun tetkikattan sonra dün- yanm bugünkü vaziyeti hasebile bu 86- ne sulh mükâfatınm kimseye verilme- mesini kararlaştırmaştır. ATINA, 15 (Milliyet) — Balkan konferansı azası, Balkan konferansının Selânik toplantısma riyaset etmiş ©- lan Yunan heyeti reisi Mösyö Papa- nastasyuyu Balkan Birliği davasında geçen hizmetlerinden dolayı Nobel sulh mükâfatına namzet göstermişlerdir. ka- | Millet mektebi Dün akşam seksen Millet mektepleri dün akşamdı | itibaren altıncı ders senesi fanliyetif | başlamışlardır. Dün akşam mekteji rin açılması münasecbtile her dere nede maarif müfettişlerinin iştira merasim yapılmış, ve derslere basli muştır. Bu sene İstanbul Maarif müdür ğü mıntakası dahilinde 80 ilk mekte te millet dershanesi açılmıştır. Ders meler 3 bin talebeyi istiap edeceki derecededir. Talebe kayıt ve kabuli ne devam olunmaktadır. Bu sene ba fazla okuma yazma bilenlere mah olan B dershanelerine rağbet v; Bu sene tedrisat haftada üç g& çumartesi , pazartesi ve çarşamba & leri saat 7 ile 9 arasında yapılacak tar. Mevcut derhaneler fazla talip ki şısmda ihtiyaca kifayet etmiyecek ! lursa yeni açılaacktır. Talebe, fakir arkadaşlarına yardım edecek Fakir ilk mektep talebelerini do? mak için Hilâliahmerin bu sene de Yi tığı teşebbüslere para darlığına vö maması ve bir kısım fakir talebenin, dasız bırakılacağının teessürle görü te bilhassa iik tahsilde | -asında derin akisler uya! | dershane açıldı Bunun neticesinden çok müteess olan ilk mektep talebelerinden bir ç* ğu fakir arkadaşlarıma yardım için , rekete lerdir. Birçok ilk mek teplerde talebeler fakir arkadaşları nın aç kalmaması için ellerinden g€ diği ve kudretleri yettiği kadar Hilâ ahmere yardım için karar vermişler * bocalarının da takdir ettiği bu har ket üzerine yardım teşkilâtı yapmağ başlamışlardır. Esasen son Hilâlinhmer merke umumi kongresinde Hilâliahmer — Hik eşkilâtı yapı karar mişti, Cemiyet bu işe mi miniminilerin bu işe kendiliklerinde teşebbüs etmeleri ve fakir arkadaşi! rın gıda alması için kendi gündeli lerini feda etmeleri büyük bir takdir karşılanmaktadır. Tapudaki “Hasılat defterleri ,, ANKARA, 15 — Köylünün tap işi için kaza ve vilâyet merkezlerin giderek günlerce, haftalarca işinin bi şından ayrılmasının önüne geçecek * lan "Köylerde seyyar tapu memurlar! kanun lâyihası hazırlanırken, diğer W raftan da kaza ve vilâyet merkezleri! deki tapu muamelâtinin süratle başar ması etrafında esaslı tedbirler alınac? yazılmıştı. Alâkadarlarca yapılan tetkikata gi re; kaza ve vilâyet merkezlerinde tap incemede kalarak pek ge len defterlerin tanzimi işidir. Alacak tedbirlerden birincisini sılat defterleri, nin ortadan kaldırılmı sa teşkil etmektedir. Bu hasılat defter senetlerini! lerine yeniden çıkan tapu kopyaları ik, Mamarları p fazla meşgul eden bu iş, tapu senet lerinin yazı makinesinde yazılarak ko ya çıkarılması ile kolaylaştırılmış ols yazı cak ve yeniden bir tapu senedi tanzif olunurken o senet araya bir kopya kö ğudı koymak suretile kopyalı çıkarı? caktır, Her ay başında müdüriyeti umumi yeye gönderilmesi lâzım gelen “hasıla defteri,, yerine makineden çıkan bu ko gönderilecek ve defterler yeri” net ral saklanacaktır. Bu süretle hem asıl tapunun defti re kopyasındaki vakitten kazanılmış € Tacak, hem de muhtemel yanlışlığın € nüne egçi muamelâttn daha fazl bir ciddiyet ve sürat temin edilecek tir, S - Köpek balıkları 18 kişiyi yediler Rio de Janeriodan gelen bir telgr3 nameye göre limanda demirli buluna bir vapur mürettebatından 20 kişi ki çük bir sandalla sahile çıkarlarke sandal devrilmiş, içindekiler deniz düşmüşlerdir. Civardaki köpek balı bunlardan ları on sekizini yakalay! yemişlerdir. İkisi güç hal ile kurtul! bilmiştir. Küçük sandalı köpek bal larından birinin devirdiği zannedili yer, Milliyet'in romanı: 63 'in romanı: 63 ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM kalbi çıldırır gibi oldu. İstasyon saatinin yelkovanı sekizi en dörtten sekizi on be- 46 geçti, Tron durdu. Donka mantosrnu ve rubasını topladı, hızla va: onların önündan yürüyerek O- Bver'i arad, Oliver yo'itu, aman yârabbi, Oliver yoktu, saklanıyordu ve tren biraz- ” onu alıp karan! ğa doğru götürccek- M.O zaman her şey bitmiş olacaktı. Birdenbire kalbi durdu, sonra daha- ağır, daha yavaş a'mağa başladı: Oliver orada idi. Vagonun basamağı üzerinde ayakta du- ruyor, beyaz kö i koltuğunun siten» da tutuvordu. Üzerinde, vavurda giydiği bej rensi seyahat köstümü © vardı, yeşil benekli kravatını bağlamıştı. Zayıf'amış- tı. Yanaklarında iki derim çizgi görünün | Terezme: KAMRAN ŞERİF yordu ve gülüm:üyordı, çünkü zenci kondoktörle konuşuyordu ve kendisi Oli- ver Dent'ti. Ellerinde eldiven vardı. Ba- şı açıktı. Donka bütün bu o ta'silâtı bir bakışta gördü, vüzuhla gördü, insan eş- yayı bir pertevsiz içinden veyn bir filmde seyrederken ne Ladar vüzulla görürse 0- k:dar vüruhla gördü, kakikatta mevcut olan şeyler hakkınd ı mevzunbahis olmı- yan bir vüz:hla gördü. "İhtiyat — Oliver! Dedi. Derhal vapondan merişei yanına geldi. Orda vir Dağa “da yanında idi. Ka- dn gülümsüyordu. O di gıyet ciddi bir tav sia gölimrüyordu — Metubumu elden mı? — Evet, — Beni anlıyor musun? Bana inan:- yor musun? v —A, evet! — Ona rağmen Avrupaya gidiyorsun öyle mi? — Evet, öyle lâzrmgeliyor, I — Cidden lâzım mı? — Evet. : —Ka'amazsın? Hayır. Totias hafifçe inildedi. Donka bo; kir araba ile oradan geçen bir adama sordu: — Tren burada ne kadar kalıyor? Adam e-vap verdi. — Hemen gidiyor, Madam, Ve durun merslla baktı. Kadını tani- madı, çünkü onun modası değildi, fakat Oliver Dent'i ten:yordu, Oliver sordu: — Maleyajlı rasim? — Evet, provadın © geliyorum. Seni bir kore data görmem kizim. — Evet. Biliyorum. Sen iyisin, İkimize Şivesinde senki şifa bulmaz bir şeyden bahsediyor gibi bir şey vardı. Donka bir yarağa kaeg siper olıyerımış hd kezla elini uzattı. İçinden: — Yek! Yek! Yak! Dedi. Hi m In. Burada kal. < — Yapamam. Berbadım. Avrupaya çü tiyacım var, -- İn de bir gece kal. İzin almak için, Ondan sonra artık hir şey söyliyeme- di. Yalnız istedi. Donka Moresko putpe- restir, Dini yoktur. O bilir ki hayatta in- sen yalnız istediğini elde eder. İstemek işlemekten daha kudretli, daha haşin, da- ha zahmetli, daha yorucu, daha güçtür. Oliver yavaş yavaş tekrar indi: — İzin almak için mi? Peki ama, me- rede kalacağız? — Sende, bende, otelde. i — Vapurumu kaçırmak istemem. — Yarın sabah tayyareye binersin. Ya» rın akşamı trene yetirşin, İstasyon r.htmının soluk ışığı, bber fidanlarının elbirliği etmiş gölgeleri, lo- komorifin sa'verdiği buharın © kokusu, | dünyanm, bütün reyi değişi | ğer veda rayihası, Beyaz zenci — Lütfen arabalara! Diye haykırdı. İrade sahibi mahlüklardan, Donk Mo resko gibi mahlüklardan nasıl bir dalga, bür şan, bir ihtizar intişar ettiğini bir AL ilir. Bu insanlar alırlarken zalim, verirlerkea cömert'irler, Oliver vagonu rıhtmdan ayıran basamaktan indi. İleri- de, trenir ucunda kapılar kapanmıstı bi. le. — Meyer çabuk gidip bağazlarımı ala- bilir mi? Tobissr yere bıraktı. Köpek sersem bir halde efendisinin — bacaklarının'di- binde durdu. Donka'nın mantosu rubası- nı tamamile örtmiyordu. Rubanın ruskâri sırma işlemeleri, bütün şaşaasile her yan- dan meydana ç.kıyordu; her kapıdan on- lara bakıyorlardı. Oliver himayekâr bir ta vırla kadınm koluna koydu. Don'a zaten ona ilk önce bu tavrı için âşık olmuştu. Yanında duruyordu. Yanında kalıyordu. Tren gidiyor, Oliver kalıycrdu. Yanında İstasyonun arkasında bekliyen otomobile doğru vürüdü. Acaip ve sevinçli bir endi- şe ile, bir şeyin kendini bir kere daha a- lakoyduğunu hissedi kaçıran da o şeydi. — Son gece, diye düşündü, Donka'nın 'adını o zamandan tadabil yordu. Dona son derece ta'lı idi ve biri da acı.. Tıpkı fazlı olgun meyva gib! ... Sabah, saat ondan biraz evvel bej veni hi seyahat giymiş bir delike k Pasadena'da eylenda'e tayyare kanıp! na müracast ed yor. Bir sece evvel Pase 'dena istasyonundan geçen sürat katarı yetişmek için husus kir tayyare istiyor du. Bu olabilecek bir işti, | İşi acele olar kimselir Los - Alie 'u Nev - Yerk'tar ayıran seksen saatlik yolu kısaltmak içir gündüz tayyareye binin gce yolların! trenle devam ederlerdi. Bu suretle seye” hat otuz altı saat sürdüğü sibi yolcu d gölün yakıcı sıcaklar ndan kurtuluyordu Fakat mutat tayyare gi'mişti. Onun ger yolcu bir spor tayyaresi tutmak istiyordu Bu gibi ahvalde bu gibi tayyareler yolcu” ların emrine âmade bulundurulurdu. CArkası var): iyordu. Zaten yıldır: