MİLLİYET Alpullu - Uşak - Ar Turhal.. | Bayrama her M7 Iktisat Vekili Turhal istasyonunda... (Başr 1 İnci sahifede) vesil, rtması çifte çi lehine esaslı bir kâr olacaktır. 3 — Pancar için hayvana ve vesmi- te ihtiyaç vardır. Pancar yetiştirmek ve sevketmek için pancar hesabıma te darik edilen bu vasıtalardan çiftçi di- ğer işlerinde de istifade edecektir. 4 — Pancarm artıklarından, koçan ve yapraklarından ve fabrikadan alı- macak köspeler hayvanlara yedirilebi lecektir. Bu saydığım bilvasıta faydalardan başka köylü için asıl kazanç şu ola - caktır: A — Maddi kazanç: İyi çalışan ve tarlasma iyi bakan bir köylü bir dö - nüm toprağından asgari bir buçuk ton pancar alacaktır ki, bu da eline her dönümden 15 ira geçecek de mektir. Bu mikdar asgari vasatidir.. Ve zaman olacaktır ki dönüm a nasebetle fenni ziraati de öğrenme: mecbur olacaktır. Pancar ziraati mi bir dilekate ve itinaya ihtiyaç gör- terdiğinden onu uyusukluktan kurta- cak, daima müteyakkız ve tarlasının inde bulunmaya sevkedecektir. C — Kredisi olacaktır. Sıkıntılı za- manlarında faizsiz avans para teda - rik edebilecektir.. D — Pancar, arz ve talep kaidesi- 'ne tâbi mahsuller sırasma geçmiyecek daimi müşterisi ve sabit fiyatı ola - cal Turhal ve havalisine bü münasebet le fenni ziraat usulleri girmiş oluyor. Ay nihayetinde köylü ile mukaveleler ukdine başlanacak ve bu feyizli ov. "m ekeni ihtiyaçlarma göre ve pancar bedellerine mahsuben pulluk ve araba verilecektir. Topral zırlanması, gübrelenmesi, siir cn paları, haşeratla mücadele teknik bir hevet tarafından daimi bir kontro- Ie tâbi olacak ve köylülere azami randıman almalarını temin maksadile fenni ziraat usulleri öğretilecektir. Bu mesut hâdiseyi etrafile hissetmiş fabrika merkezine uzak bulunan Niksar havalisinden bazı köylüler pan car ekmek arzusunu izhar edince kendilerine su cevap verilmis: — Yeriniz buraya 70 — 80 kilomet- tedir. Oradan buraya pancar gele - maezhk. Kövlüler ısrar etmişler: — Tekmil ümidimizi nancarla bor- ekiyoruz. Tokada götürüyoruz. Bat - manı beş kuruşa veriyoruz. Bu fiya- t bulmak için haftalarca sokak yatıvoruz. Bire beş aldığımız mahsul pancar dar taşıyoruz. Taşımasndan size ne? Pancarı getirecek biz değil miyiz? rm elinden kurtarmış el cdattan kalan borçlar dol le bugün bu i riği, bol suyu bahçe ve yollari Anadolunun değer ka e medenivet ve refah getir - 'abrikanın kuracağı me ve mektep valnız fabrika | mensuplarma ve cocuklarma mahsus olmıyacak, civar köylüler burada te- davi edilecek. köy cocukları okutturu- lacak, yetiştirilecektir. Tokat valisi Milk yet'in iölanı! 37 ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM — Hayır, ben okuma bilmem. Ga- | zeteleri bana Takus okur. Eisenlohr homurdandı: — Şu ihtilâlci i haramağnı değil mi? Spartakus Low aşar İn yukarı Halliyocd'en yegüne ko- münistleri oldukları halde bir türlü w- hissiyatma mağlüp Vaktile dostumuzdu Eğer Makkenzie sözünü kaatir. Tokat şehrinin plânmi Ye Terhalı da plânlaştırmak duymuş ve buranın plânı ie sanayi merkezine elzem her türlü ihtiyaçlar gözönünde tutularak tanzim edilme- ğe başlanmıştır. Gelecek sene bu zamanlar bu dör- düncü fabrikanın mamulâtı ile mem- leketin şeker ihtiyacı tamamn dahil - de temin edilmiş bulunacaktır. Heye- can ve iftiharla tebarüz ettirilmeğe lâ yik bu netice şu demktir ki, Türkiye- ye 934 senesinde hariçten şeker gir - miyecek ve altmış bin tonu bulacak olan dahili malümat bugünkü ihtiyaca kâfi relecektir. 1926 da atılan birinci adım ile sekiz sene zarfında bu esaslı da - va halledilmiş bulunuyor. Ve 20 tem- muz 1930 tarihinde Alpullud. « Memleketimizin her müsait mıntakasında şeker fabrikalarının ço- ğalması ve bu suretle memleketin şe- ker ihtiyacının temini mühim hedefle- rimiz sırasında tanınmalıdır.” emrini veren aziz Gazinin işaret ettiği hede- fe varılmış oluyor... Türkiyede nüfusun, iş hacminin ve dolayısile refahın artması ile şüp- hesiz şeker sarfiyatı da yükselecektir. Bundan başka ikinci merhale çeker ibracatınm da ehemmi; mevzu olarak ele alınacağı düşünüler cek olursa, birkaç sene sonra beşinci şeker fabrikasının kurulmasının zaru ri olacağı hükmüne varılabilir. Alpullu - Uşak - Eskişehir - Tur- hal. Ve daha da ileri!... Mecdi Sadrettin Yugoslavya ile İmza 15te.. (Başı 1 inci sahifede) yapılması fikrini ileri sürmüş ve bu ziyaretlerin iki millet arasındaki dostluk münasebetlerini derinleşti - receğini söylemiştir. Cenevrede temaslar ve müzakereler CENEVRE, 10 A.A, — M. Paul Boncour dün öğleden sonra Yugos- lavya ve Türk hariciye nazırları M, Yevtiteh ve Tevfik Rüştü Beyle gö- rüşmüştür. Tevfik Rüştü Bey, Tuna devletlerinin kalkımmalarına ait mü zakerelerin inkişafı hakkında her türlü malümattan Türkiyenin ha - berdar olmak istediğini bildirmiştir. M. Paul Boncour, yar gelmesi bek Jenilen Sir John Simon ile görüştük ten sonra perşembe günkü kabine içtimamda bulunmak üzere Parise gidecek ve cumartesi günü Cenev- reye dönerek silâhları bırakma kon feransı büro içtimama iştirak ede- cektir. Böyle bir şey yok Tevfik Rüştü Bey ve M. Yevtiteh dostluk ve ademi tecavüz muahe - desini teşrinisaninin ilk on beşinde Belgratta imzalryacaklardır. Dünkü sabah :etelerinden biri Hariciye vekilliğinde bir tebeddü. olacağını yazmakta idi. Salâhiyet- tar mahafilden yaptığımız tahkika- ta göre böyle bir tasavvur mevcut değildir. Terceme: KAMRAN ŞERİF — Granit ciğeri beş para etmez bir adan değildir. Onun dâhi addolun- duğu zamanları pek iyi hatırlarım. —aAh, ah, ah... çocuklar! İçiniz- de şu mahut “Cehennem yolu,, filmi- ni hatırlıyan kimse var mı?. Dur ba- kayım, kaç tarihinin idi.. Bin dokuz yüz on beş... Eğer ona da film deni- lirse, .. Grani Donka tekrar sordu: — Hatırlamaz olur muyum © hiç? İlk rolüm... Canım, Granit'e ne ol- muş söylesenize. . . Bu suale kimse cevap vermedi: Bil! Turner masalarına yaklaşmıştı. Bil terbiyeli bir tavırlı az masaya gelir misin? dedi. Keller'le senin rolün hakkında bir şey düşündük. Köyden köylü Çeğırılıyor (Başı 1 inci sahifede) Temsil komitesi - Temsil komitesi de Alay köşkünde toplanmaktadır, Üç gün bayramda geceli gündüzlü mümkün olduğu ka- dar çok temsil verilmesi için her tür- lü hazırlıklar yapılmaktadır. Şehrimiz deki amatör, profesyonel bütün temsil grupları, birlikleri, bu işle uğraşan gençler davet edilmişlerdir. Konfe » mektep salonları sah - rr birer gezilip tetkik edil- dirler, evi kendi bütçesile, kendi ve- ii ayrıca büyük bayram için ha. zırlıklar yanmaktadır. © Bayram pulları Cümhüriyet bayramında tedavüle çıkarılacak 3,5 milyon pul basılmıştır. Posta idaresince tesellüm edilmek üze redir. Bayrak, ampul ihtikârı Piyasada bayrak, ampul ve fener ibtikârı başgöstermiştir . Bir hafta, on gün evvel 25 — 30 kuruşa alınan am- pullerin 40 kuruşa satıldığı görülmek- İe ihtikâr yapanları tesbit ederek detle tecziyelerini temin eylemektedir. Ticaret odası, yaptırdığı tetkikatta nüsüneye gayrı muvafık, âdi bezden bir çok bayraklar satılmakta olduğunu da tesbit etmiştir. Oda, bu halin men'i için teşebbüsatta bulunmuştur. İhtikâr olup olmadığını vilâyet te bir taraftan tetkike karar vermiştir. Hakem kararı Bozulur mu? (Başı 1 inci sehifede) zamanda içtimada,vapurlarını ferağ © den firmaların sermayeleri yekünunun da 600 küsür bin lira olarak tesbit edil- mesi yanlış olduğunu, bu itibarla da tesçil muamelesinin o yapılamıyacağını ileri sürmektedirler. Bunlar diyorlar ki: — Bizzat hakem Osman Nuri Be- yin bütün vapurlara biçtiği kıymetle- rin yekümü 803,134 lira idi. Şirkete da- hil olmuyanlardan Yelkenci zadelerin vapurlarına Osman Nuri Bey 164,338, Naim Beyin vapurlarına 55,970, Paşa- bahçeli Cemal Beyin vapurlarına 50,543, Cidde ve Cihat vapurlarna 25,109, ya vapuruna da 9,969 lira kıymet tak- dir etmiştir. Bunların yekünu 311 bin lira tutuyor. 803,134 liradan 311 bin İ ira çıkarsa geriye yuvarlak hesap 495 bin lira kalır, Şirkete giren vapurcula- rm mecmu sermayesi de budur. Na: olur da bu miktarm 600 kösür bin olarak tesbit edildiği muhtac izah- br, Gene bu kısım vapurcular şunları söylemektedirler: .— 2239 numaralı kânunun 6 ıcı sünildesinie “san fleranışadaer “Takdir olunan kıymetlere ve şirkete girmesi- ne veya girmemesine karar verilen va- purlara, mazbatanın tebliğinden itiba- ren on gün zarfında heyet azasından biri veya e vapur sahibi tarafından itiraz vukuunda İstanbul birinci tica- ret reisinin hakemliğine müracaat olu- nur. İ — Reis, kendisine müracaat tarihinden itibaren 15 gün zarfında kararını ve- rir, Reisin vereceği karar kat'idir.,, Vapurcular 7 eylülden 10 eylöle kadar hakeme müracaat etmişlerdir. Hakem kararı ise 27 eylülde tebliğ | edilmiştir. Eğer Osman Nuri Bey 10 ey- lâle kadar itiraz edenler için 27 eylül- de de kanunen hakem iseler biz hakem kanununa itaat eder ye kendisinin biç» tiği kıymetleri aynen kabul ederiz, Fakat bizim istişare ettiğimiz bir çok hukukçular, Osman Nuri Beyin 27 eylülde hakemlik vaziyeti kalmamış bu- lunduğu mütaleasındadırlar. Böyle ise biçilen kıymetlerin kanuni bir kıymeti yoktur. Bu kıymetler, nâsil olur da bir şirket sermayesine esas olur? Bu fiyat İistesinde tahminleri fev- kinde vapurlarına kıymet biçilmiş olan vapurcuların, bu listeye dört elle sarıl- maları menfaatleri icabıdır. Biz, yap- tığımız teşebbüslerin, bize hak verece- ine şüphe etmiyerek neticeyi bekliyo- “plan: bağl. bilen vam, hakem vaziyeti kalmıyan Osman Nuri Beyden hakem ücreti diye verilen para- ların istirdadı ve takdiri kıymet komis- yonuna da, iki reyi muhalife karşı 3 rey ile karar vermiş ise de, Sırı Beyin Donka: — Geliyorum, dedi. Çocuklar bir dakikn müsaade edin. Ayağa kalkıp Eisenlohr'a bakırak gülümsedi. Rejisörün zâhiren müte- hayyir görünen bakaşı Donka'ya temas ettikten sonra daha uzakta bir nokta- da tevakkuf etti, — Oliver, dedi, sen bura: yorsun? Oliver o gün lokantaya girdiği sıra- da, parmağını kımıldatamıyacak ka- dar yorgundu. Gece ancak dört saat uyku uyumuştu. Öyle olduğu ha'de bu tr. Unuttuğu bu rüyayı parça parça hatırlamıştı. Saat on bir- den bire kadar Donka'yı bulmak için yaptığı neticesiz teşebbüslerden sonra, kadını aramakta devam edip etmemek hususunda nefsile bir hayli mücadele etmiş, neticede devamdan başka çare olmadığını anlamıştı. Şimdi saat biri yirini üç geçe, sinir. leri kopacak kadar gerilmiş bir halde , oraya düşmüştü. Fakat bütün bunlar halinden hiç anlaşılmıyordı NİEVVEL 1933 M. Titulesco merasimle karşılanacak (Başı 1 inci sahifede) Titulescu Ankaradan Atinaya gide - rek Yunan Hariciye nazırı Maximos ile de görüşecektir. M. Titulescu'nun Ankaraya gelmezden evvel Sofyaya uğraması da bütün bu-siyasi mükâle- meler esnasında, ehemmiyeti haiz olan bir hâdisedir. Bulgar gazeteleri nin verdiği habere göre, Roman; çük itilâfa girmesini teklif edecektir. Belgratta çıkan Politika gazetesi de şu malümatı veriyor? “İsmet Paşanın sarfettiği gayret sayesinde Bulgaristanın Ege denizin - de bir mahrece sahip olması meselesi halledilmek üzeredir. Yunan hüküme ti, Bulgaristana Selânikte bitaraf bir mıntaka vermeğe muvafakat etmi; Bu sayeed bu iki hükümet arasmda mevcut muallâk meseleler halledi! - miş ter, Bulgar, Romanya ve Yugoslavya kralları arasında vuku bulacağı haber verilen mülâkat ta Balkanlarda umu- mi bir alâka uyandırmıştır. Zara gazete- si bu mülâkattan bahsederken bu mü lâkatın pek elzem addedildiğini, bu - nun M. Titulescu'nun Sofya mülâka- tından sonra vâki olacağını haber vermektedir. Bu haber teeyyüt aş takdirde Türkiye, Yunanistan, Roma, ya, Yugoslavya arasnda, Balkanlar - N da istatuko ve sulhun muhafazası çin yapılacak umumi bir anlaşmaya, Bul. garistanın da iştiraki ümit edilebilir. M. Titulescu merasimle w karşılanacak M. Titulescu büyük tezahüratla 2 şılanacaktır. Muhterem darpaşada merasimle karşılandığı si Haydarpaşa istasyonunda da bir tak Misafirimizi karşılamak üzere bu - gün bariciyeden teşrifat memurları da gelecektir.. Ankarada yapılacak me- rasim daha parlak olacaktır. Bulgar Başvekili Sofyaya dönüyor PARIS, 10 (A.A.) — Bulgar Baş- vekili M. Mouchanoff, Fransız bâ - le miele edilmiş tir.. M. Mowchanoff'un bugün Sofya- ya gitmek ihtimali vardır. Orada M. Titulesen ile buluşacaktır. M. Titalescu'nun Varşovada ziyaretleri VARŞOVA, 10 (A.A.) — M. Titu- esc, dün Başvekili ve sonra Mareşal Pilsudzki'yi ü | görüyor? “Journal"* in siyasi muharriri “Bir Balkan lokarnosuna doğru” serlevha- sı altında yazdığı bir yazıda diyor ki: e kadar seçhul olan bir sulh halinin âlâmetleri şimdi Şarki Av- rupa ufkunda görünmeğe başlı çen hafta, şarki Avrupada görün! ğe başlıyan siyasi salâh ll iillrin den bahsetmiştik. Türk Yunan mi » bloku- nun kuvvetlenmesinde, biribirine gir- mekten ziyade beraber çalışmak vazi- yetinde olan iki devletir grupu ara sında rekabet alimetleri şeklinde tef- sir edilemiyeceğini de ilâve etmiştik. Yugoslav kralının son seyahatinir ve Romanya Hariciye nazırı M. Titu- lescu'nun yakında başlıyacak olan ziyaret lerin bu teşriki mesaiyi muhakkak su Tette vadettiğini kabul edebiliriz. Kral Alexandr a Türkiyeye giderek Tür 'ümhuru Mustafa Kemal Hazretleri, Başvekil Paşa ve Hariciye vekili Tevfik Rüştü Beyle mühim mülâkatlarda bulundu. Yugoslav hükümdarı oradan Kor- foya geçerek Yunan Hariciye ve Baş- vekil vekili olan Harbiye nazırlarile de görüştü. Birkaç güne kadar da M. Titulescu Sofya ve Ankaraya gide » cek. Bu seyahatler Türkiye, Yunanistan, ugoslavya, Romanya ve Bulgaristanı da ihifva edecek bir Balkan lokarno- sunun imkânlarmı tetkik gayesini is - tihdaf etmektedir. Ne Türk - Yunan cihetinden, ne de Romanya - Yugos - lavya cihetinden ciddi hiç bir müşkül görünmüyor. Yakında bir Yugoslav - Türk ve bir Romen » Türk muahedesi- ——— ——— itirazile ekseriyet kalmadığından bu komisyona da hakkı takdir verilmemesi lâzım geleceğini ileri sürmektedirler, nıyordu. yen Eisenlohr sordu: — E Oliver, burada ne arıyorsun?. — İşsiz kalmış zavallı bir aktörüm. Kendime şöyle ufak bir iş (bulabilir miyim diyecektim. , Donka ayakta idi; tam o © sırada Bill Turer'in masasına gidiyordu. O- — Vay, sen de mi geldin? Bonjur O- liver. .. (Onun böyle stüdyo lokanta- sında görünmesindeki hikmeti anla- —— eyi gibi idi). Gidip Bill'i göre- Ve mükleğü> Genç rejisör Brown — Oturma: Masanın etrafındaki bütün iskemle- nin imzasından bahsedilmiyor mu? Yalnız Bulgaristanm aldığı çeki razi talebi fikridir ki Bulgaristanı bugün içinde bulunduğu tecerrüt ha- linde bırakmıştır. Bulgar kralı Boris Hazretlerine son günlerde memleke - &ine gösterilen alâka suitefsir edilemi yecek derecede | bildirildi. M. Paul Boncour, Yugoslav kralı, M. Titules - ku Bulgar Kralına mesaisine yardım- da bulunmak istiyorlar. Meşhur Ma - kedonya komitesinin Bulgar kralına gıkarabileceği müşküllere rağmen, şa yanı memnuniyet bir tarzı hal bul - mak ümitleri zail olmuş değildir. Me- selâ Bulgar ekalliyetleri için imtiyazlı bir rejim bulunabilir. Herhalde, Bul- garistan dahil olsun veya olmasın, Şarki Avrupa, şimdiye kadar görme - diği bir suh haline doğru yolu alıyor. Fransız diplomasisi, uzun ve cesura - ne gayretlerinin bu suretle müküfat- landırılmış olduğumu söylemekte hak der.” Bir taraftan da komiteciler faaliyette SELANİK, 9 — Buraya gelen ha- k tisi aralarındaki ibtilâfı tarafa bırakmağa ve birlikte çalışma- ğa karar vermiştir. İki taraf reisleri Cumaibalâda bir toplantı yapmışlar ve bu yolda anlaşmışlardır. Bu toplan bda Sırp Makedonyasmda çetelerin faaliyetinin arttırılmasına karar veril miştir. Petriçten e kadar ol Yunan Makedon; Voyvoda borskynin 350 Tlk ba bir kuvvetle fa; aliyette bulunması kararlaştırılmıştır. Gene bu haberlere göre Tsankof gru- pu Makedonya komitesine müzaheret etmektedir. Bu grup Muşanof hükü- mmtini devirip iş başma - geçmek isti - yor. SELANIK, 9 — İdemeniden gelen bir telgrafnameye göre o havali hu - dut muhafaza kıtaatı kumandanı o - lan yüzbaşının zevcesi ve kızı bir as- kerle bi e Skra civarında bir or - manda gezerken karşılarına iki Bul- gar komitecisi çıkmıştır. Komitecileri görünce kadınlar korkudan bayılmış- lardır. Komiteciler askerin silâhını al- mışlar, kendisine hududa giden Yol hakkında sualler sormuşlar, sonra si- fişeksiz olarak geri vermişler ve Motörsüz tayyare (Başı 1 inci sahifede) bir çengel vardır. Bu çengele bir hal- v ve her ka ile ortasından ve bir dıl 40 - 50 metre enlem bir kablo raptedilir. 10 - 15 kişibu kabloyu iki ucundan çekerler. Bire kadar adam da hareket etmemesi için tayyareyi tutarlar. 40 - 50 metre uzun olan kablo, 100 - 120 metre kadar uzadığı zaman, arkada tayyare yi tutanlar, pilotun verdiği işaret üze- rine; tayyareyi bırakırlar, Bu esnada diğerleri de kabloyu çekmekte, ve koş makta devam ederler. Bu suretle tay- yare süratle harekete gelir ve uçmağa başlar. Burada bu tecrübeyi yapmak için lüzumu olan İâstik kablo mevcut olmadığından, Almanyaya sipariş et- tik. İstanbulun, motörsüz tayyareler en müsait şerait gösterdiği fikrin- yl kabil tayyareler, halk için eğlenceli bir spordur ve bu spor oto- mobilden daha ucuzdur. Çanakkaleye Abide dikiliyor (Başı 1; inci sahifede) miyelin Anadoludaki şube- İle ölme vü alm gala alimli dakliyez de girişeceklerdir. ea göre Başvekil İsmet Paşa hazretleri, bu kendileri i- yi hükümetin her müzaherette bulunacağını, yeni bülçede bir miktar dahi ayrılacağını vaat buyurmuşlardır. Abidenin inşası için bir çok teşek küller de ayrıca çalışmaktadırlar. Bu meyanda Milk Türk Talebe Birliğinin bir iane sandığı açtığını bir ay evvel yazmıştık. Birlik elli bin lira toplama. ğa çalışacaktır. Abidesi gayet munzam olacaktır. Hükümete verilmiş bir kaç ler meşguldü. Yalnız Donka'nın is kemlesi serbestti, onun da arkasmda bir eşarp asılı duruyordu. Oliver: — Hayır, hayır, çok teşekkür ede- rim. Aç değilim. Rahatsız olmayınız, İskemlenin dayanılacak yerini bü- tün kuvvetile sıkıyordu. İncecik eşarpı, vi gibi şiddetle yakaladı. Tiddeni idi. Kendi kendine: — Yoksa deli mi oluyorum, diye Şök » sböyle.. sibel gene zayıflı- ”“Donka geri gelmedi. Arkasından Bili Turner'in masasma gidemezdi. — Clearwater'e gidip sazan balığı tutacağım... Yahut ta Avrupaya... Bu fikir birden bire gelmişti. Lond- rayı görüyor, Londrayı hissediyordu. Duman, kurum. sert bir havayi nesimi. ve kadın da yok. — Gelecek hafta rilee kayık yarışlarını wada bulunmalıyım. » Oxford - Camb- Mutlaka Şehap yağmui Daha bir kaç gün de edecek.. Evvelki ve dünkü geceler, gö ne bakanlar çok fazla miktarda yağmuru hâdiseleri görmüşlerd hap yağmuru epi bir müddet dei miş, türlü ve güzel şekillerle | mi muhtelif istikametlerde wi rdır. Dün Kandilli rasatanesinden susta şu izahatı aldık: . — Şehaplar sulp halinde ei dir. Havayi nesimi içerisine gö zaman Ziya Bunlar imal” ayr Şair sıdır. Senenin bazı günlerinde k li olarak görünürler. Diğer zam azdır. En meşhurları 16 — 22 ni celeri görünenlerdir. Bunların Birtz, 9-29 teşrinievvel geceleri lere de Oryonis derler. Ve dan bazıları küreiarzın muhtelif rine de düşerler ve büyük ce olanları vardır. Düştükleri zama) hiş bir taraka ile toprağa gömi Bunların düştükleri yerde yanmi ri muntazam şekillerde, irili ufal den parçalarına tesadüf edilir.,, PARİS, 10 (A.A.) — Fra ve Belçikanm bir çok şehirlerind gece müthiş bir yıldız yağmuru müştür, Bu yıldız yağmurunun İ de parçalanan bir kuyruklu yıl ileri geldiği zannedilmektedir. İstanbul üçüncü Memurluğunda! Yeminli üç ehli vukuf tarafından mına (2,000 - ili bin) hira kaymet edilen İstanbul'da Kapalıçarşıda İ çılar caddesinde (182) numara rakkam bir bap dükânin nısıf bis (1400 - bin dört yüz) lira kıymet edilen yine mezkür kapalıçarşıda | caddesinde 20 ve 22 numaralarla 1 kam bir bap dükkânm nisf hisset arttırmaya çıkarilmış olup 19-104 rihinden itibaren şartnamesi herk çıktır. 13-11-33 tarihine müsadif ertesi günü sat on dörtten on alti 'dar İstanbul üçüncü icra dairesini lacaktır, Artırmaya iştirâk için | yedibuçuk teminat akçası alınır. | rakim vergi, Belediye, vakıf icaret teriye aittir. Arttırma bedeli muhal kıymetinin yüzde yetmiş beşini | ğu taktirde ihalesi yapılacaktır. halde en son arttıranın taahhüdü kalmak üzere arttırma on beş gül ha temdit edilerek 29-11-33 tarihif sadif çarşamba günü ayni saatte m men kiymetinin yüzde yetmiş | K bulduğu taktirde en son artırana | si yapılacaktır. Aksi taktirde sarfınazar edilecektir. (2004) n icra kanununun 126 ıncı maddı fikan ipotek sahibi alacaklılarla likadarların ve irtifak hakkı e ve > faiz ve masrafa mi gün içinde icra dairesine ila ri lâzımdır. Aksi halde hakları sicillerile sabit olmadıkça satış linin paylaşmasından hariç kalırlar. bu maddei kanuniye ahkima reket edilmek ve daha fazla malün mak isteyenlerin 933-148 nun muriyetimize müracaatları ilân olu proje vardır. Bu projeler tetkik maktadır. Tabii trik ziyası konacak, Çanakkaleye yaklaşmadan, çok uzak Türk âbidesi gece dahi görü: tir. Pı bıraktı. ie müstehzi * 4 — Şu kadim İngiliz aristokr. na bayalı iyi geliyor, dedi. Bu fikri zihninde evirip çı ten adeta bir farahlık duyan Oli beş günde Orası her halde bu kadar sıcak dir. Biri ortaya bir söz attı. — Tam o şün bir vapur vâr. Oliver cesaretini kaybetti. — Evet, tam o gün bir vapur kıyor. Her ne ise... görüşürüz. diyoı rum. Biraz dik bir vaziyetle Donka'yı arkadaşlarına bır: başka bir şey yapamazdı. Ucuz satılan büyük bir barın önünden ken susamış gibi olduğunu Bir an için bütün düşünceleri kayboldu . Bardaki adam ona he içeceğini sordu. Oliver bir halde: — Ne içeyim? dedi. “Devam “|