MİLLİYET CUMARTESİ 30 EYLOL MEMLEKET HABERLERİ Edirneliler Dedeağaçta | Bu seyahat iki millet sevgi ve kaynaş- masının samimi bir tezahürü oldu Edirnedeki Turing kulüp ez tinin teşkil ve tertip ettiği 45 k Şik seyahat kafilesinin 26 eylül 933| salı günü Karaağaç istasyonundan | hareket ettiğini ilk telgrafımla bil-| dirmiştim. Türk. Yunan misakının| imzalanması akabinde tertip edil. miş olan bu seyahatin iki millet a- rasında husule getireceği payidar tesirlerin nezaket ve ehemmiyeti aşikâr olduğu için Edirnenin heye- canlı Valisi Salim (Özdemir Bey bizzat Karaağaca gelmek suretile kafileyi teşyi etmiş ve teşyi merasi- mi cidden parlak ve heyecanlı ol- muştu. Kafile, kıymetli mebusla- rımız Şeref ve Faik Beylerin ida- releri altında bulunuyor ve isim- lerini sırasile yazacağım zevat ka- file azasını teşkil ediyorlardı: Edirne Belediye reisi (o Ekrem, Vilâyet Umuruhukukiye Müdürü Halit, Cümhuriyet Halk fırkası re- isi Akmcı oğlü İbrahim, Emniyet müdürü Kerim, Tüccardân Kara- bekir, İbrahim, Şerif, Kulüp müdü- rü Şazi, Fabrikatör Hasan, Edip, Maarif müfettişi Şaban Toğan, No- ter Hilmi, Muharrir Ragip Kemal, zahire tüccarı Mehmet Hiket, tüc- tar bânkacı zade Hilmi, Ticaret odası başkâtibi Etem, fırka azasın- dan kırtasiyeci Hilmi, Borsa komi- seri Nuri, Vilâyet Meclisi umumi #i azasından Tevfik, Belediye a- zasından Lâtif, Eczacı Murat, yift- lik müdürü Fehmi, tüccardan İbra- him Tosun, hususimuhasebe müdü- rü Faik, Uzunköprü Cümhuriyet fırkası reisi postacı Mustafa, tüc- | çardan Arif, zakir Beyler ve Ke- şan Cümhuriyet Halk fırkası reisi saraç İsmail tüccardan şapçılı Mus- tafa, Encümenidaime azasından Hüseyin, müteahhit Yaşar, Bakkal Ibrahim ve tüccardan Şemsi Bey- lerle Saraf Davit, tüccar (o kâtibi pepo ve Milliyet Gazetesinin Trak. ya muhabiri Mehmet Behçet Bey- ler. Bütün bu isimleri taşıyan güzide vatandaşlar, göğüslerinde Türk ve Yunan bayraklarını temsil eden kordelâlar bulunduğu halde Şark Şimendifer Kompanyasının Edir- ne ile Dededağaç arasında işlettiği lokomotiflerinden birine takılan hususi bi gona binerek Kara- e "dan ayrılmışlardı Oristitas (yeni Karaağaca) güç halle gelen şimendifer burada “a saatlik uzun bir manevre yaptı. Yol cular, muntazam, kafile halinde Jokantada öğle yemeği yedikten sonra bir müddet şurada burada dolaştılar ve tekrar vagonlarına yerleştiler. Yeni Karaağaç Rumla- rı, bu nagihani gelişten haberdar olmadıklarma teessüfler ediyor” lar ve akın halinde istasyona koşu- yorlardı. Trenin üçüncü düdüğü çaldı ve ağır ağır hareket başladı. Bu anda, vaktile Edirnede doktor- luk ettiği anlaşılan (ihtiyar kaza doktoru (Zito Türkiye!) Diye hay- kırdı ve oralar uzun bir alkış tu- fanmın akislerile inledi. Şark Şimendifer Kumpanyası, ötedenberi, Trakyalılara azizlik eder ve galiba bunu yapmaktan ayrıca zevk te duyar. Bu cümleden olarak kafileyi bir çok istasyonlar. da saatlerce bekletmek suretile üç- buçuk saatlik bir yolu on saate ib- Jâğ etmek fırsatını kaybetmedi. Tek minaresile yeşil bir tepe üs- tüne mea olan Dimetokayı, dut ağaçları arasına gömülmüş Se- Mili iyet'in romanı: 26 fuluyu geçerek tam saat dokuzda Dedcağaca geldik. Yunanlıların hudut karakolları alelâcele kule- lerine bayrk (Oçekmek suretile trenimizi selâmlıyorlar, küçük ço- banlar (Zito Türkiye..) Diye Türk- Elen dostluğu tazahüratını selâm- lıyorlar . Dedaağaç istasyonu mahşerane kalabalık.. Belediye reisi Altın al- maz, Ticaret ve sanayi odası rei: Femerellis, mevkii iktidar hükü- metini omuzlarında taşıyan Halk Fırkası reisi Ganeço, o tüccardan Yorgi Ganoz, Vikto Velli, Mari- nos Efendiler baltan olmak üzere | bütün bir Dedeaağaç halkı istasyo- nu doldurmuşlardı. Otomobilciler- le muhtelif otellere | yerleştirilen kafile azası on beş dakika sonra ayni otomobillerle denizin kena- ! rındaki şehir bahçesi gazinosun- da ihzar edilmiş olan mükellef bir ziyafet sofrasının etrafına dizil- mişlerdi. Yemeğin sonlarına doğru Trak- yanın yegâne hatibi ve Edirnenin sevimli Meb'usu Şeref Beyin git- tikçe yükselen hafif ve tanan se- si işidildi: “Edirne çocukları: Tarihi biribirine (o karışmış bir milletin çocukları olduğunuzu w- nutmayınız. Gümüşten kemer gibi Trakyanın beline kuşanmış olan Mericin iki sahilinde yaşayan bu iki dost ve komşu milletin anlaş mamasına hiç bir sebep yoktu. Mustafa Kemal çocukları! Tarihi, cihan tarihile başlıyan Türk milletinin kadim bir maziye malik olan ve garp âlemine ilim, irfan, felsefe, insaniyet ve himmet alfabe öğreten Yunan milletile e- lele vermesinden tabü bir şey ola- mazdı. “Bizim de, onların da istediği. ne şüphe olmıyan sulh, memleket- te sulh, cihanda sulh, bütün bir be- şeriyetin susadığı sulhü temin et- mek için yekdiğerini anlayan, se- ven ve tanıyan milletlerin biribiri- ne yaklaşmaları lâzımdı. Bunu an- layan Türk ve Yanan (milletleri kendilerini temsil ve idare eden hükümetlerini bu yolda yürüttüler ve nihayet bugünü kazandılar. Bu karşılıklı sevgi ilerledikçe ve kuv- vetleştikçe bütün bir dünya o su- sadığı sulhe kavuşacaktır. Yaşasın Elen milleti ve hükü- meti, yaşasın Türk — Elen dostlu- ğü, Bu mühim hitabe güzel piyano seslerinin başlamasile ve uğultulu bir alkış tufanının salonu çınlat- ması ve mehtabın deniz dalgaları- na aksetmesile bitti... Gece saat birde şehir bahçesin- den grup halinde çıkanlar, bahçe kapısının iki tarafında yekdiğ: öpüşerek dalgalanan (iki büyük bayrak görüyorlardı: Türk - Yu- nan bayrakları. Bu sabah, sokaklar, Türk sey- yahlarını görmeğe şitap edenlerle dolmuştu. Belediye binasının bal- konunda gene iki güzel bayrak dalgalanıyor: Türk -- Yunan bayrakları. Kafile reisleri otomobiller için- de Dedeaağaç Belediye, Ticaret ve sanayi odası reisine ziyaretler yapıyorlar. Bu gece belediye tarafından mü- kellef bir ziyafet var. Yarınki mek tubumda tafsilâtını bildireceğim. Mehmet BEHÇET ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM Bunun üzerine “Taliin Gec büsbütün fena bir vaziyete düştü ve srtik adı sanı işitilmez oldu. Fakat, © zaman bir Rus peyda oldu, haftada altmış dolar ücretli bir Rus genci. Henüz İngilizceyi adamakıllı bileni yen, daktilosu bile olmıyan bu çocuk senaryonun üstüne düştü. Nasıl olsa kendisine para veriliyordu. Bazan onu mahzun ve dalğın bir tavırla, tırnaklarını yiyerek, stüdyo- nun numaralı ve asfaltlı sokaklarında dolaşırken görüyorlardı. Ciğerlerin- den rahatsız olduğu için, em yakver s4 saklarda bile daima güneşte geziyor. du. O sırada çağırılacak olursa uşku- dan uyanır gibi silkiniyordu. — Halle, Peter.. yeni bir seyler var Teresme: KAMRAN ŞERİF in ona kısaca Peter derlerdi.) — Mersi.. Evet. Benim senaryoya çalışıyorum. © Ru nefis bir mevzu. , Bi — Evet.. “Talihin gecesi,, değil mi?. Hani şu mahut “Limen,,.. Haydi bakı lam, Allah kolaylık versin, Peter, , İşte alelümum senaryolar ve betah. “Talihin gecesi,, ismindeki senaryo hak- kında bu kadar bir şey bilmek hiç te fe- | na olmaz, “Kardogân,, filminin İlk irsesini takip eden sabah, Bill Turner stüdyoya mu- | tattan bir saat eyvel geldi. Kapıcı müdü- rün otomobilini içeri soktuktan © sonra | telefona sarılıp Bill'in «Duvarlar dahilin | Konyada tay deposu KONYA, 28 (A.A.) — Konya ay- gır deposile ziraat mektebinde tetki- katta bulunmak üzere Ziraat vekâ- leti ba: ve ıslahı hayvanat mütehasaısı Ze- ki ve vekâlet ziraat şubesi müdürle- rinden Hikmet Beylerden mürekkep bir heyet Ankaradan Konyaya gel- mişlerdir. Heyet Konyada vâsi mik- ekste nafi bir şekilde iyete geçebilmesi hakkında tetkikat- a bulunmuştur. Mezkür mektebin ikmali için 35 — 40 bin lira gideceği tahmin edilmek- tedir. Zeki Bey, Ankaraya, Hikmet ya hareket etmişlerdir. üdür Sabri Bey tetkik ve iş vazifesini ikmalden sonra İs- gidecektir. Vali Bey Ayranci nahiyesindeki işleri hakkında tetkikatını Nafia ve- kâleti su 'ndislerinden Hikmet Beyle birlikte ikmal ve Ereyli ve Ka- raman kazalarında teftişten sonra Konyaya dönmüştür. Adanada yağmur ADANA, 28 (A.A.) — Bugün sa- at 11 de hafif süreite başlıyan yağ- bardaktan boşanırcasma bir saat ka- mur birdenbire hızını arttırmış ve dar devam etmiştir. Yağmurdan bir çok yerlerde göller husule gelmiştir. Amele var, fen memurn yok AYDIN, (Milliyet) — Nafia da: iresinden aldığım malümat üzeri- ne Aydın - Çine yolunun oAydın- dan dördüncü kilometreye kadar olan kısmının yakında gidiş gelişe açılacağını ve şoförlerin sırat köp- rüsü dedikleri azmak döşemesin- den kurtulacağını bildirmiştim. Ma alesef ayni ağızdan bu kısmın iki aya kadar gidiş gelişe açılabilece- ğini öğrendim. Aydın nafia dairesi müteahhitle yaptığı mukavele (o mucibince bu kısmın yol inşaatmdan müteahhide mükellef amele kullanmağı da ka- bul ettirmiş. Bu yöla karahayıt na- hiyesi mükellef ameleleri ayrılmu: nahiye müdürlüğüne verilen e üzerine mükellef ameleler eylülün onunda yola gelmişler, fakat orta- da ne onlara iş verecek müteahhit, ne de iş gösterecek fen : memuru bulmuşlardır. Meğer fen memuru başka yerlerde meşgulmuş. Bir de- fa bu yurtdaşlar müteahllitle yapı- lan mukavele hükmünce metromi- kâbı hesabile iş yapacaklar. Böyle olduğuna bu emi; verilirken yolda her türlü tertibat alınarak a- meleler gelince yapacakları iş gös- terilmek ve başlamak lâzımgelmez miydi? İkinci, bu mevsim rençberin en ziyade işi oolduğubir zamandır böyle bir zamanda bu yurtdaşları muayyen müddetten fazla tutmak bir, iki günlerini boş yere (o öldür- mek doğru mudur? Düşünelim ki mükellef amele kendi o ekmek ve yiyeceğile gelir. Köyünden çıkar- ken sekiz günlük erzakını (o almış ve işinin başından sekiz gün ayrı- lacağını göre arkada bıraktıkları. na talimat velmiştir. 1933 Bayram hazırlıkları GİRESUN, 28 (A.A.) — Onuncu cümhuriyet bayramı hazırlıklarına de vam ediliyor. Her köyden altı veya yaya köylülerimiz şehre gelecekler ve yapılacak büyük tezahürata ve eğlentilere iştirak edeceklerdir. Yedi tane köy yatı ve ilk mekteplerinin ılma merasimi yapılacaktır. Hükü- büyük bir balo i tarafından tem e ve maktek oğlanlar tertip edilecek, Ankara ve İstanbul konferansları dinlemek üzere Halk- evi salonuna ve muhtelif yerlere rad- yo makineleri konulacaktır. Resmi ve hususi bütün binalar ve şehir baş- elektriklerle tenvir ve tez- yin edilecektir. Ve bir çok taklar ku- rulacaktır. Konyada yağmur KONYA, 28 (A.A.) — Dünden- beri şehrimize ve ci" yen yağmurlar yağmı Konya yolu çamurdur. Konyadan An- ri dönmüşlerdir. İki çocuk diri diri yandı ADAPAZARI, — Taşburun na- hiyesinde feci bir yangın kazasi ol- muş've iki çocuk diri diri yanmıştır. Taşburun köyünden Ahmet oğlu Ö- mer akşam üzeri oğlu Mustafa ile Aliyi mısır tarlasndaki külübede yalsiz bırakarak civarda bir yere gitmiş , çocuklardan biri mısır tarla- sında oynarken sazdan kulübe ateş almış, rüzgârla ateş birdenbire bü- yümüş ve yanındaki eve sirayet et- miştir. Çocuklar da bu esada eve iltica » etmiş bulunmuşlar, kurtarıla- mamışlar ve evle beraber vanm kül olmuşlardır. —. Bozduğanda “inşaat BOZDUĞAN, (Milliyet) — Ge- çen mektubumda, Bozduğanda cüm huriyet devrinde yapılan resmi in- şaatı bildirmiştim. Bugün de hu- susi bina ve diğer yapıları yazıyo- rum. Yanmıyan Bozduğanda bu müddet içinde 16 ev, 3 kahve ve bir fırın yapılmış ve bunlara 47,000 li- ra sarfedilmiştir. Bozduğanlılar, ellerine geçen pa e incir bahçelerini çoğaltmak- lar. Bugün eskiye nisbetle bir fazla bahçe yapılmıştır. Bir taraftan da yapılmakta devam edil. mektedir. Kadına dayak AYDIN, (Milliyet) dakika mesafede güllücü mevkiin- de bahçeleri olan eskici oğlu Mu- harremin karısı Hatice ile (eskici Şükrünün karısı oUmmahan bir hafta evvel birbirlerile kavga et- mişler, bundan müteessir olan Şük- rü Haticeyi gözetmeğe başlamış ve Haticenin evvelki gün o o civarda celep hacı Hüseyin otlağında te- zek topladığını görünce o üzerine hücum ederek elindeki sopa ile mü teaddit yerlerine vurmuş, kol ke- miğini çatlatmış, Hamile olan Ha- ticenin çocuğunu düşürmesinden korkulmaktadır. A. Aydına on e MR A MM A Edirne Vilâyeti Daimi Cinsi Sade Yağı Miktarı 1500 1500 » ” ” pi Encümeninden: 1500 Kilo Gazi Kız yatı mektebi için Mustafa Necati şehir Yatın için Mıntaka San'at mektebi için Klm mmtak San” 'at ve yatı mekteplerinin ihtiyacı o- lup yukarda yazılı cem'an 4500 kilo Urfa Sade yağı münaka- saya çıkarılmıştır. 8-10-933 pazar günü saat 15 te ayrı ihalele- ri yapılacaktır. Taliplerin şartnameyi görmek üzere İstanbul da San'at mektebine ve Edirne de Daimi encümene ve müna- kasaya iştirâk etmek üzere de ihale günü saat 15 te bedbinliğe mütemayil adamdı; fakat nikbinliğe de çok kıy met verirdi... Başkalarında olmak şarti- idyonun dördüncü sokağı- nn köşesine b bekçi namile bir çolak kon- muştu; bu adam, fotoğrafların çekildi- ği yere giden yolun başında durun yamet kopsa değişmiyen tebessümle: — Bugün hava ne güzel, değil mi? Diye bağırırdı. Bill bu sünle her gün — Evet, sahi çok güzel! Diye cevap verir ve yazıhanesine biraz müsterih o- larak çıkardı. Yazıhaneye giden merdiven, binanın haricinde, adamakıllı inşa edilmiş değil de sünmettedarik uydurulmuş gibi, za- rafetsiz, kullanışsız, yanğın merdiveni den bir şeydi. Bill, bakışı dalğın, fakat zihnen ga- yet öikkatli, müstatil şekilde maden se- petler içindeki mektupları gözden geçir Vilâyet zaptelip bilâhare halrar eden dikisfen altına ein bir kaç emir verdikten şozra açık pençereye yaklaştı. Pencere mazırdı. Bir kaç çayir, bir Küp de meymuza. Bunların arkasın- da doğramacılık dairesinin elektrikli desteresi çalışıyordu. Destere pek fena gürültü yapıyordu; fakat Bill bundan hazederdi. Biçilmiş tahta talaşı kokusu- mu, taze odun kokusunu, bıçlkının müz iç gürültüsünü pek severdi; bunlar dü- şünmesine yardım ediyordu. Bill yaşı pek belli olmıyan, ufak te- fek bir adamdı; renginden sıhhat akı yordu; omuzları, her golf oyuncusunda olduğu idi. Onun da bazı esrarı vardı... İnsan olur da esrarı olmaz mı .. Stendhafi, Van Gogh'u, birde San - Fransisko'lu, kızıl saçlı bir genç kız severdi; onunla evli değildi. Yazıbanesi bir madenden biri, çelikten yapılmış, yeni tarzda mobilyalar mefruştu. Vakıa yazıhanede iki tane de muazzam kilise şamdanı vardı; gümüşten yapılmış, kâ- rıkadim iki kilise şamdanı içinde İlki ta- xe kocaman mum vardı. Bu mumlar 4- Si Eğ YON Maltepe Askeri hisesi için | 50 adet dolap aleni münakasa ile almacaktır. Münakasası | 15-10-933 pazar günü saat 16 da yapılacaktır. Nümunesi komisyondadır. Taliplerin bel li saatte teminatlarile Topha- nede Satın alma komisyonuna gelmeleri. (331) (5096) 6751 iü m Merkez kumandanlığı ihti yacı için 135000 kilo sığır eti- ne kapalı zarfla verilen fiyat pa halı görüldüğünden pazarlığı 30-9-933 cumartesi günü saat 15 ten 15,30 a kadar yapılacak tır. Şartnamesini görmek isti - yelerin her gün münakasya iş tirak edeckler belli saatte mu- vakkat teminatlarile beraber Merkez kumandanlığı satın al- ma komisyonuna müracaatla- ri, (339) (5161) 6822 ... Merkez Kumandanlığı ih - Komisyonumuza merbut İ münakasaya konulmuştur. Tali keşif ve şartnameleri görmek ü de ihale günü teminatı muvak ki misyonumuza müracaatları. ta elde edilen fiyat haddi lâyık 10/933 tarihine müsadif pazar beş” teminat akçelerile birlikte ilân olunur. lardanberi sıra sira mii ii Bill güç bir mesele halledeceği 73- man, hafif balmumu kokan bu mumdan stalaktitleri okşamaktan haz duyardı. Böyle yapmca dimağın< bir şey erimiş gibi oluyor, fikrine cevvaliyet geliyor- du. O sabah üç dakika kadar okşadı, son ra, M. M. Mönston, Hopkins ve Er- bacher'i yazıhareye çağırttı. Kendileri- ne salına salına gelmiş süsü vermekle beraber alelacele geldiler, Bilin kendi- lerini alıştırdığı veçhile gürültülü bir lâ übalilikle selâm verip birer cigara aldı- lar ve çelik mobilyalara oturdular. Odanın ortasında Bill için boş bir saha kalıyordu; Bill böyle bir konferans kurduğu zaman muttasıl dolaşmazsa ra hat edemezdi. Honston ile Hopkins «Feniks Sine- ma Şirketi» nin nüfuzlu şahsiyetleri, e- mektarları idi; San Houston, iriyarı, a- dlüşli bir adamdı. Dostları arasında İsmi verilen Hopsink za- ri, zarif, terbiyeli, sessiz ve diplomat bir adamdı. Erbacber ötekiler kadar mühim ok donlar yeniden müzayedeye vazolunmuştur. Taliplerin İ/ vw Refaha ii g016 hı MR. KUMANDANLIĞI SA.AL. KO ILANLARIİ etine kapalı zarfla verilen fi - yat pahalı görüldüğünden pa” zarlığı 30-9-933 cumartesi gü nü saat 15 ten 15,30a kadar yapılacaktır. Şartnamesini gö” mek isteyenlerin her gün, mü” nakasaya iştirak edeceklerin belli saatte teminatı muvakka telerile beraber MerkezK uman danlığı Satmalma Komisyonu na müracataları. (340) (5162) 6823 Merkez Kumandanlığın3 merbut mektepler ihtiyacı * çin almacak 300 çift podisi; yet eldivenin aleni münakasasın”. da verilen fiat pahalı g ğünden 3-10-933 salı günü saat 15 ten 15,30 kadar pazarlıkla #9 tın almacaktır. Şartnameyi g receklerin her gün ve pazarlığ' na gireceklerin belli saatinde Tophanede Merkez Satın alır* komisyonunda hazır bulun?” ları, (343) (5165) tiyacı i iin 250000 kile koyun | “© Sg Liseler Alım satım komisyonunda stanbul Erkek (o Lisesini" (250) ton Kriple maden kömürile Kız Muallim Mektebi ta” lebesi için (700) metre elbiselik yünlü kumaş ile mektepteki Kalorifer kazanlarından birinin hasıl olmuş olduğundan 18- 10-933 tarihine müsadif çarşaf” ba günü saat 16 da ihale edilmek üzere kapalı zarf usulile tebdil edilmesine lüzum iplerin kumaşım nümunesini € zere İstanbul Erkek Lisesin deki komisyon kalemine ve münakasaya iştirâk edecekleri” ata makbuzlarile birlikte ko (S086) (o 6722 Inhisarlar umum müdürlüğünden Paşabahçe fabrikamızda mevcut kiz yüz adet bidon için 6/9/933 tarihinde yapılan pazarlık” timale gayri salih s€“ görülmediğinden mezkür bi” şi - Setükini günü saat on dörtte “Gço” Cibalideki satış komada di gezi hal ie çök şeyleri sallamak tinde olmasından ileri geliyordu. torasımı Alman Darülfünunlarınn. a de yapnuşiz.. Su gili Yananes çini 3 bayılırdı. Yazmış elde gs kedini beğenmiş» bir adam si görülmesi ihtimali her an evcil bu da Hollywood'da, pek fena bi addolunurdu. İlim, iddia ve end imalisebat işlerien karışmasın olma bir hali ticari ebliyetsizlikle birleşmişti. Erbracher daktor ünvanını * miş, Eflâtun'u ortadan yol etmit, ce yazdığı yazıları inkâr etmiş “e. yo şubesini parlak bir surette W zle J miş olmakla beraber, alnımın kırı rı arasında hâlâ şüpheli Bir $€Y ei b. İskemlelerin konarma oturur ie kendini tarassut ederdi; bazan dudakları, fazla ısınmış bir oda e gis resinin camı gibi, ufacık ter le nemlenirdi. CArkası var)