30 Eylül 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3

30 Eylül 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Kapat!.. Fakat sen açl.. Halkımızın Galatasaray Lisesi- ne ne kadar rağbet gösterdi lümdüur. Galatasaraya bu raj artıran en büyük âmil, orada ecne- bi bir lisan öğrenmek ve mektep- - ten bir ecnebi lisanı öğrenerek çıkmak imkânınm mevcudiyetidir. Galatasaray “Şarkın garba açılan ilk deriçesi,, olmakla beraber iti- raf edilmelidir ki, eski devirlerin Fransız hars ve irfanıma meclübi- yet devirlerinin bir hatırasıdır. Galatasaraya karşı olan bu ta- lebe tehacümü, şüphesiz ki yalnız İstanbula münhasır değildir. Ana- dolunun muhtelif mahallerinden yüzlerce çocuk babası, büyük mas-| raflar ihtiyar ederek evlâtlarını | tâ oralardan buraya göndermek- kette ecyebi mekteplerin o memle- ker çocuklarına ilk tahsil vermek- ten memnuiyeti tal olduğu ka- dar talebe velilerinin çocuklarını o mekteplere niçin vermeğe mec- bur kaldıkları da üzerinde durup dinlenilecek bir meseledir. Memle:| kette ecnebi mekteplerini o memle:| ket çocuklarma iptidai tahsil ver- | mekten menetmek, hükümet için bir hak olduğu nisbette çocukları- mızın lisan öğrenmek ihtiyacını tat min etmek te ayni hükümetin bor- cu olmak gerektir. Mütekabiliyet esasma istinat eden bu karşılıklı alacak verecek davasında yalnız borçluyu koruyup alacaklının hak- kını ihmal veya tecil etmek, orta- da tek taraflı bir dava ihdas etmek ten farksızdır. “Vur! Fakat, din. le!..., Diyen adam gibi biz de: “Kapat!.. Fakat sen açi Demek te ve bununla en samimi arzuları- mıza tercüman olduğumuza kani bulunmaktayız. Fransız lisanı, bugün dünyada eskisine nisbetle ölü diller arasına karışmaktadır. Buna rağmen AL man lisanı, daha zengin yeni bir medeniyetin lisanı olduğu gibi in- giliz lisanı da dünyadaki şayi sanlarm en başında gelmektedir. Meselâ bugün Galatasaraydaki tahsil tarzının İstanbul Lisesinde İngilizce esası üzerinden tatbikin- de neye tereddüt edilmelidir?.. E- miniz ki bunun memleket irfan ve gençliğine “faydası, Darülfünuna 80 ecnebi Profesör (o getirmekten daha ameli, daha müessirdir. Da- rülfünun tahsili, bir talebe için son bir merhaledir. Darülfünun müder- risi, talebenin kafasına huni ko- yarak oraya akıtmak kudreti- ne malik değildir. Yalnız muhak- kak ki darülfünuna girecek gen- cin, darülfünundan hakkile istifa- de edebilmesi için onun kafasının tâ ilk mektepten başlıyarak oraya kadar geçirdiği merhalelerde de- rece derece işlenmiş olması ve da- rülfünun kapısmdan içeri işlenmiş | bir kafa ile girmesi lâzımdır. aydaki tahsil tarzımı İngilizce esası üzerinden İstanbul Lisesinde tatbika kalkışacak ve bunu diğer lisanlar üzerinden de diğer bir kaç mektebe teşmil ede- cek olan Maarif Vekili, muhakkak- ki memleketine ve memleket genç- liğine en ik hizmeti yapacak en büyük bir ihtiyaca cevap vere- cek ve en payidar bir eser bıraka- caktır, Salâhaddin ENİS (İş Bankasından alman cetveldir) 28 EYLÜL 1933 Akşam Fiatları Tahvilât Elektrik ii Tramvay Tünel Ruh 1525 ÇEK FİATLARI 1206 mi Moskova TT. (Sat) Kuruş 1 Şike, 1 Pan 4 Mark 1 Zeleti 70 Ley 10 Dimer 1 Cernaviş, 3 Altın ir “riyal Bu Av. 2450 W 48 Ekonami Takas Talimatnamesi Bugünden itibaren tatbik mevkiine giriyor Yeni takas talimatnamesi oObugün mevkii tatbike girdiğinden yeni teşkil e- dilen takas komisyonu bugünden itibar ren fa geçecektir. aret odası irlare heyeti bu sa- lanarak komisyona göndere- vi veya tevkil edeceği bir zat riya- set edecek vilâyetin en büyük maliye memuru da aza olarak bulunacal- tır. İktisat vekâletinin de komisyona bir memur tayin etmesi icap etmek- tedir. Makina komisyonculuğu Memleketimizde sanayi hayatının in- kişafı üzerine makine komisyonculuğu | mühim bir çalışma şubesi halini almış- tır. Son zamanlarda Türk sanayi ma- kine komisyoncuları esaslı tekâmül gös- termişler ve Bakırköy bez fabrikaları- na ait makineler münakasasında maki- neleri satın alan Sümer Banka mühim tenzilât temin eylemişlerdir. İzmir panayırı İzmir 9 eylül panayırının töşriniev. vel iptidasında kapanacağı malümdur. Panayır komitesince 'panayırın beş daha te edilmesi cok muhtemeldir. Bunun için eylül sonunda toplanacak komitede karar verilecektir. Amerikalı mütehassısların sordukları süaller Iktısat Vekâleti tarafından Amerika- dan getirilen iktisat mütehassısları İz mirde tetkikatn devam etmektedirler. Amerikalı müehassıslar bu münasebetle, Istanbul ticaret mü inden malümat istemişlerdir. Verilen #ualler. de, Türkiyede ece 5 sermayesinin han halarda çalıştığı, cenebi sermayesi- nin hangi devirlerde Türkiyeye girdiği sorulmaktadır. Bunun hakkında alâkadar komiser- İer bir rapor hazırlamaktadırlar. Rusyadaki stajiyerler Son gelen malümata göre memleke- tümizde kurulacak yeni fabrikalar için Rusyaya gitmiş olan Türk stajyerlerin hepsi Moskovada stajlarına başlamışlar. dır. Stajiyerlere şimdilik yalnız nazari olarak dersler gösterilmektedir. Bu ders ler günde yedi saattir. Bu derslere dört ay ei edildikten sonra, gençler fab- rikalara taktim edileceklerdir. Adanada bu seneki pamut Adana pamuk tahmin bürosunun yap- ve dahili sanayi ve sarf membala- ala rak bu mıktarın kâfi gelemiyeceği ka- naptinde bulmaktadırlar. Tahmin büre- sunun ekilen erazi ile toprağın verinin- den istifade ederek vardığı rekolte tah- minin ve netice vereceği henüz kestiri- lememektedir. Mersin Ticaret odasının 931-32, 932-33 seneleri pamuk rekoltesi balyası ihraç edilmiş 5580 balyası mem leket dahiline sevkedilmiştir. Elyevm mntaka dahilinde 3000 balya (Okadar stok vardır. Geçen rekli tarı 90 bin in idi. bin balya olmasına nazaran — dahili is- tihlâk miktarı 17 bin balya kadardı. Bu sene için İstanbuldaki tezgâhlar : itığından, Kayseride fabrika yapılaca- ve Çukurova fabrikaları geniş- inden pamuk sarfiyatı çok genişli- yecektir. Mersinde Gamogasyan'da ya- pıldığından Adana pamuklar: © İzmire kolaylıkla girebilecektir. Suriyeye kereste ihracatımız Aldığımız malümata nazaran Mısır ve Suriyeden yerli kereste firmalarımız ye- ni ve mühim siparişler almaktadırlar. Yakınlığı itibarile siparişler daha ziyade Cenup vilâyetlerimize yarılmaktadı Bu sene kereste ihracatımız hakikaten | şayanı memnuniyet bir halde bulunmak- | tadır. Memleketimize iyi bir gelir temin edecek ve etmekte olan kereste ihrâca- tında yerli kereste fabrikalarının büyük fedakârlıkları görülmektedir. Amerikalılar tütünleri ucuza almak istiyorlar İzmir ve Milâs havalisinde, Ameri- kan tütün kumpanyaları, bir itilâF yap- muşlardır. Bu itilâf mucibince, Ameri- kan kumpanyaları, tüccar ve zürradan u cuz tütün almaktadırlar. Vakıa eskidenberi ecnebi kumpanya- ları, Türkiyeden ucuz tütün almak için aralarında bu tarzda birlikler yaparlar. dı, Fakat bu birlikler bir müddet sonra bozulur, araya rekabet girerdi. Bu sefer Amerikan kumpanyaları arasında yapılan itilâf pek sıkıdır. Dolar düştüğü için, Amerikan kum- panyaları, geçen seneki fiat üzerinden tü tün almıyacaklarını alâkadarlara bildir. mişlerdir, Son günlerde bir dolar kadar düşmüştür. Bu vaziyet karşısında, dolar üzerine munmele gören kumpanyalar, Türkiye tütünlerine daha az fiat vermektedirler, Malını elinde tutamıyan zürra, Ame rikalılarn teklif ettiği fiate tütün ver. mektedir, İzmir ve Milâs tacirleri elle- 138 kuruşa rindeki tütünün Amerikalılara ucuza git Maarifta Üniversitede Dersler 17 Teğrinievvelden itiba- ren başlıyor lebe Üniversiteye girmek için yeniden kayıtlarını yaptıracaklardır. Cumartesi günü Maarif Vekâleti ve- kili Refik Beyin şehrimize Üniversite kadrolarını getirmesi muhtemeldir. Talebe yurdu Universite binası arkasında büyük talebe yurdu binasının evvelce bu sene men yar açılmıyacaklır. Üniversite i- dare i; profesör kadrosu ve diğer teş apmanllm cak Se iy İade pıldıktan sonra talebe işlerini de esaslı surette tanzimi ile meşğul olacaktır. Bu meyanda yurdun gelecek sene- den itibaren açılacak kimsesiz ve bekâr talebenin burada oturmaları temin edile cektir, Ancak yurdun tefrişiyle açılabilmesi için elli bin liraya ihtiyaç hissedilmek- tedir. Bu para da bu sene temin edile- cektir. Yurtta büyük bir lokanta da açıla cak, bu lokantadan yalnız bekâr ve sesiz talebe değil, diğer talebe de istifa de edebilecektir. Yurtta sekiz yüz talebenin ikameti temin edilecektir. Ucuz bar Tepebaşı "eğlence yerini Belediye idare edecek Belediye kooperatifinin Beyoğlu ci- hetinde bir lokanta ile ucuzca eğlenile- bilecek bir bar açacağı yazılmıştı. için kışlık ti- yatro ile diğer binaları Belediye kendi- si idare etmek istemektedir. Bunun i- gin lokanta ile barın Tepebaşmda açıl- Boğazda dispanser Vilöyet sıbhat işleri müdürlüğü Bo Zaziçinde bir sıhhat istasyonu tesisine karar vermiş ve münasip bir bina arama ya başlamıştı. Beykozda metruk bir mektep binası bulunmuş ve tamirine de başlanmıştır. Yakında burada bir dispanser açılacak” tır. Defterdarlıkta bir çöküntü Eski defterdarlık binasında bir çö- küntü hâdisesi olmuşter: Binanın üst katında Vergi temyiz komisyonunun toplandığı odanın tavan sıvaları birdenbire çökmüştür. Binanın bir çok yerleri eyni şekilde ve tehlikeli bir vaziyette bulunduğu için derhal tamiri tekarrür Tamira ta yakında başlanacaktır. Dispansere rontgen alındı Vilâyet Verem dispanserine beş bin lira kıymetinde son sistem bir rontgen makinesi almıştır. Ba rontgen cihazı ya Cihazı büyük bir noksan telâfi edilmiştir. Açıkta kalanlar Istanbul maliyesinden açıkta kalan memurların Anadolu vilâyetlerine tayin leri başlamıştır. Tamir edilecek camiler Evkaf umum müdürlüğü tarihi mabetlerden İstanbuldaki Rüstempa- şa ve Fındıklıdaki Mollaçelebi cami- lerinin kurşunlarını değiştirmeye ve Mimar Sinanın eserlerinden olan Ba- baeski camiinin minaresinin yeniden yapılmasına ve Manisadaki Muradi- ye camiinin de kurşunlarının tamiri- ne karar vermiş ve keşifleri de yapıl mıştır. Bu dört mabedin tamiri için 36 bin lira tahsis edilmiştir. Yakm- da tamire başlanacaktır. Sir George Clark yarın Londraya gidiyor gelen es- 'Dün Ankaradan şehrimize ki İngiliz sefiri Sir George Clark Cenap doğruca Lon lerine yardım etmesi temenni Slm tedir. Keten, kenevir isteniyor Viyana ve a bazı” firmalar Ofisine müracaat 6- derek Türkiyeden keten, kenevir ve kırmızı biber almak istediklerini bil- dirmişlerdir. Ofis bu müracaatleri ibracat tacirlerine bildirecektir. Ucuz radyo Şehrimizde bir radyo montaj fab- rikası aç iyanadan ucuz radyo aksamı getirilerek burada mon- te edilecek ve halk vrux fiatle rad yo satılacaktır. aa — |, Ş EHIR HABERLERİ İSTANBULDA GEZİNTİLER Maltepe bağlarında.. . Ne var, neye durduk? — Görünen köy, bazan klavuz ister.. — Yolu kestiler.. — Bağımız birincidir! — Her çardağın altında bir gramofon.. Herkes biribirine soruyor: Oce... aba azizim. Ne tarafa böyle? Şu cevabi alıyor: — Nereye olur, bağlara, Ya siz? Biz de bağlara... Hani bağlasalar durmam, diye bir söz vardır. Edirnekapmın bağlar yolunda â- deta göç manzarası alan bu kafileyi gör- dükten sonra, insan sahiden bağlasalar duramaz hale geliyor. z Kalabalığı size tarif etmek “mümkün olabileceğini hiç zannetmiyorum. Arabalara altışar, yedişer oturmuş- lar. Her kadının kucağında en aşağı iki gocuk var, Arabacının ancak kırbaç tutan sağ e- li boş kalabilmiş. Öteki eli, O yanındaki vızıltıcı çocuklarla meşgul... — Hanımlar, pi Bu. araba daha fazla insan Diye barbar Mia ama, kim dinli yor ki... Simitçiler, börekçiler, fıstık fın- dık, leblebi satıcılar, yolun iki tarafına dizilmiş, nerede çocuklu bir aile görseler, hemen etrafını alıyorlar: — Taze taze, Leblebi.. — Fıstık var, fındık var, eğlencelik. — Hani ya, badem şekeri... — Halis limoocon!... — Nane var, nane. Yürek tazeliyor? Arabalar, güç halle yola düzüldiler. Fakat ilerde ansızın bir mola verildi. Bi- zim arkadaş arabacıya sordu: — Ne var, neye durduk! Arabacı, öndeki arabacıya sordu: —Ne var, neye durdu? Önündeki arabacı da ayni suali, daha önündekine tevcih etti: — Ne var, meye durdu? Derken, arabacıdar leme bize kadar gelen bir fısıltı; — Şey olmuş ta. Cocuğun şeysi gel miş te.. Yol o kadar dar ki, arabanın bi- ri durunca ötekiler de oldukları yerde Bir çocuk, belki en büyük şeydiri Yolu kapatıp bu kadar halkı, araba- lar içinde bekletmek az iş mi? Hele ney- Görünen ör klavuz istemez derler ama, ilk defa bu'lâfın aksi zuhur etti Bağ göründü Fakat biz klavussuz bağa iremedik. si Arabalar, zink diye durdular, — Gene ne var? — Yok cömum.. Öylesi değil! Remzi Efendinin Nümune bağına araba soke mıyorlar da.. örünce tabii indik. Fakat bu münasebetsizliğe de bir türlü akıl erdi- remedik, Herkesin canı, hangi başı ister 4€ oraya gider, Anlaşılmıyan işler. Ma Şerşşiz yayan yürüyerek Remzi Efen- inin Nümüne bağına geldik. Kapısının üstündeki levhada şu numara var: 1 Pollata Eir dükkânın yarısı yandı Uzunçarşıda 281 numaralı Tesbihçi Ali Niyazi Efendinin dükkânmdan yan- ğın çıkmışsa da dükkünm yarısı yandı- ğı halde söndürülmüştür. * Kalınçalide Maçit sokağında 1 un- maralı haende Madenci Arif Beyin €- yi yanğın çıkmışsa da söndürülmüş Üsküdarda iki hırsız Usküdar civarında deinzde muhtelif ö ki şi Üsküdar sahillerinde bir çok mavna sandallardan eşya çalmışlardır. , Usküder Polis merkezinin aldığı ter- Elbirliği ile dayak Yani ve Anesti isimlerinde iki kar- deş Galatada Salamon isminde birisile kavga etmişler ve iki kardeş bir olarak Salamonu dövmüşlerdir. Kavga esma- sında odanın"penceresi kırılmış ve cam parçaları Salamonun bileğinin damarla- Bir kadın çiğnendi Beyazıtta feci bir kaza olmuş, bir kadın otomobil altında ölmüştür. Beyazıda doğru giderken önüne bir ka- dın çıkmıştır. Şoför durmak istemişse de otomobil çok süretli gittiğinden ka- bil olamamış, bu bizile kadına çarpmış» bir. Kadıncağız tekerleklerin altında bir Remzi Efendi, bizi koşa koşa karşılar- ke 7 Yakın, dedi, Yanlşkkla başka be ğa mı gidiyordunuz? Bizim bağımız. taraflarda ir, Kapının üstündeki numaraya mı işa- ret ediyordu, yoksa bağının emsali ara- sında birinci olduğunu mu söylemek is- tiyordu, bilmem, Fakat Nümune bağı, herhalde sereserpe oturulabilecek bir yer... Sıra sıra çardakların altına hasır- oki seri kendi âlemlerinde o eğleni- ağ mz masa, iskemle de var. Remzi Efendi, biraz sonra bize © meş hur kokulu üzümlerinden tabak tabak taşımağa başladı. Bağmı büyük gördüğün yere sepeti küçük al derler ama, bu sefer öyle ol- madı. Remzi Efendinin yirmi beş çeşit üzümünden biç olmazsa on çeşidinin ta- dina baktık. Remzi Efendi, salkımları uzatırken izahat veriyordu. — Bu Hamburg misketi... — Hafız Ali. — Bu çavuş. Bağda her çardağın altında bir mofon... Çeneleri hiç kapanmıyor. Sağdan bir gazel: “Cem'iyei gü bülbüle deharada kalmaz,, bir Sondan bir şarkı: “Yalnız bırakıp gitme bu akşam ge ne erken, Öksüz sanırım kendimi Oben sensiz içerken bu gece sazla ge- gerken Öksüz sanırım kendimi ben sensiz erken... Nasılsa, “Azmalarda üzüm!,. Şarkısı- nı söylemek kimsenin aklına gelmedi. Remzi Efendinin bağında içki içme- dik ama, üzümlerin kokusu bizi sarhoş eimeğe kâfi geldi. Dönüşte, arkadaşım bir Tanduz — Hadi, şuradan Münzevi bağlarına uğrıyalım seninle... 7; Hay hay.. Oraya da gideriz! Münzevi bağlarının bir adı da Hafız- imiş... Kapıdan girerken, bir kenarda tatlı tatlı demlenen meşhur Hafız Sami'yi gös terdiler: — Ah bir gazel söylese de dinlesek.. En neşeli demler teklifte bu- — Birazdan görürsünüz... Demeğe kalmadı, tatlı bir ses o day- duk. Bağın öteki başından bir gazel. Sordum: — Kim bunu söyliyen? — Bu da bir hafız.. Hafız o Sami'yi sayet getirmek istiyor! ani, şakımağı unutan kanaryaları lerinizi için sına iyi öten bir kanarya koyarlar. Öteki, bunu dinliye dinliye açılır, az zamanda şakır şakır ö- ter, Tıpkı onun gibi.. Fakat bu ie Hafızlar bağında, Hafız Sami B: turmak için yapılan bütün öleli bo- gitti. Bu en güzel sesli hafız, sesini kaybet- miş bir kanarya gibi sustu. Akşam ortalık kararırken Münzevi lerden geçilmez mezarlık yolunda yürüyoruz. Sağımız- da, solumuzda koca kavuklu mezar taş- ları... Ve kulağımızın dibinde çınlıyan M. SALÂHADDİN | Küçük haberler | * Istanbul Tapu idaresinde yeni teş- kil olunan sicil muhafızlığı için hazırla. nan daire bitmek üzeredir. Bu muhafızlık dört ay zarfında 600 muamele yapmıstır. den töhlikeli surette yaralanmıştır. Vak- aya yetişen polisler yaralı kadını der- hal hastaneye kaldırmışlar, fakat aldığı yaraların tesirile bir müddet sonra öl müştür. yi Tevfik yakalanmıştır. Ölen ka- oturan madam Mari- ME Rk birisi olduğu anlaşılmıştır. Arabadan düşen çocuk Yenibahçede oturan arabacı Meh- met arabasına kömür yüklemiş ve ara- bazın üzerine de 7 yaşındaki Ziya ismin: Son günlerde kendilerine doktor süsü vererek hırsızlık yapan bir ta- kım açıkgözler peyda olmuştur. Bun- lar kendilerini doktor diye tanitarak evlere girip çıkmakta ve fırsat bul dukça ellerine geçen eşyayı aşırmak- tadırlar. Zabita bunlara karşı çok si- kı takibat yaparak faaliyetlerine mey- dan vermemektedir. Geçenlerde bu lde o hırsızlıklar yapan Sait isminde birisi yakalanıp ad- liyeye teslim edilmişti. Polisin tahkika- tı neticesinde Hamit isminde bir ada- mın da böyle doktor namı altında öte- ye beriye girip çıkarak hırsızlık yaptı- ğn anlaşılmıştır. Zabıta bu adamı yaka- İayarak tahkikata başlamıştır Şaşkın saatler Haftanın yazısı Radyosu olanlar dikkat etmişlerdir Moskovada (Kremlin) sarayının büyül saati gece yarısını çaldığı işitilir. Kolonya kasabasının, trdam kilisesi e radyolardan ir, iz ! büyük saatlerin vazifesi saat başi ve ortalarında ağır çanlarım öttü değil, şehrin saatlerini Kn eşi hasıl olan geceli gündüzlü bir günü Şi mi dörde bölmüşler ve sast mey: çıkmış. Ama bunun başı neresi Kir esas olarak güneşin zeval © vakti kabul değişir. Yani şehir, Avrupanın © na nazaran tespit edilen şarkta nursa tabii güneşi daha çabuk gö (günkü arz garptan şarka doğru ner) ve zeval daha evvel olur. D garpta olan şehirlerde de güneş geç doğar, zeval de daha yeç olur. 24 saatin başlangıcı olan (o zeval oynak olunca tabii dünya saatlerinde biribirine uymamazlık olur, Bununla en çok şimendifer kuru panyaları alikadardır. Zira dünyaya dü guttığı tarifelerde değil bir saat, bir kika yanlışlık olsa seyrisefer altüst © Yolcular vaktinde gelemezler, Ti karışır, iş çorbaya döner. Bunun içi bazı esaslar kabul edilmiştir. Bu meyat da en sabit esas (orta o Avrupa dediğimiz Viyana saatidir. Şarktan ru geldikçe Moskow İstanbuldan sant ileridir. Orada tam 12 de bizde dir. Sofya, Atine, Bükreş, İskenderi) Kahire, Selânik hep bize uygundur. mendiferle giderken Belgrattan itibaren denizden de Adriyatiği o yarba geçerken saatler birer saat geri Viyanadan ve onun tâl ( dairesi üstü düşen şehirden garba doğru gider İsviçre hududunda, denizde de den rim Napoliden sonra saatler birer daha geri alınır.. Paris, Marsilya, Lo ra, bütün Belçika, Hollanda hep böyle dir. Vapurda her gün ayar edilen nin saati bunu size bildirdiği gibi, de kondoktör haber vermese bile rn saatlerindeki farktan bunu d anlarsınız. İşte Avrupadaki bu üç saatlik fark le işleri karıştırmakta olduğundan şu lerde bu saat meselesini halletmek; beynelmilel bir konferans yapıldı. Alem, dünyanın saatlerini birleştirmi. ye » çalışılan bizim sahipsiz İstan sızdaki beş om saat biribirine oyn işler durur, Halk ta bu şaşkın yek mudur? Çook!. Bunun sebebi tenbelliğimizden ziyade saatlerin suzluğudur. Vakia kol saatleri çıktı çıkalı dürüst saat kullanmanın bana eski bir saatçi söylemişti. dale baralar şöyle biz, günden, yağlı lim, — Köprünün iki ucundaki saniler. Bunlar biribirine kat'iyen uygun değil. dir. Aralarında bir buçuk dakika fark 5. — Köprünün Seyrisefain iskelelerin deki iki saat ile Japor binası olan Karaköydeki binanm altın daki saat te biribirlerine uymazlar. — Şirketihayriyenin, köprü iskele» rindeki saatleri bu saydıklarıma Ve bu saatler, şirketin diğer i ine deki saatlere de uymaz. Köprüde aldı ğinız ayarla mutlaka Üsküdarda vap kaçırırsınız. — İstanbul tarafında Yenicamiin iki saati köprü saatlerinden üç dakika geri- dirler.. Neden? Orası ayar alanlar, Sirkeciden inecekleri tre. ni Komkapıda beklemelidirler. — Beyazın Üniversite kapı saatler de emsaline İzik ve lâyık bir surette ileri” giderler. Bunlar idir, e Beyoğlunda Tünelin. #aatleri biribirinden farklı olduğu kri Raye iünln Kipa aşi gi ta bunlardan ayrı bir ictihat sahi — Beyoğlu Belediyesinin Baş ridir. Ee ilim, yakınmda saatleri tamamile ileri götürüyor. Terâk ki ayarı almak istiyenler bu saate naşsınlar. — Bunun hemen hemen karşısın İngiliz Sefarethane © kulesindeki komşusuma uymaz. Bu uysal o saate kadar işlemiş İngiliz huyudur. — Taksimdeki. Tramvay ayar alınız. Tramvaydan inmeden bıyeye kadar sidim. Bir de oradeki balımız. Biribirlerine uygun iseler o gür Gjrel saattir. ae size yarı lâtife, yarı ciddi İstan lun umumi saatlerindeki bozuk di (Lütfen sayıfayı çeviriniz) ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: