Trakya mektupları Edirnede inkişaf hareketi Dünkü ve bugünkü Edirne—Edirnede zirai ve iktisadi vaziyet — Hars ve irfan hareketleri — İnkişaf ve tekâmülün üç müessir amili—Belediye ve su işleri— Memurlar kooperatifi — Turing Kulübün bir karar / Edirnenin umumi manzaraların dan: Trakya mektuplarına başlarken şunu düşündüm: Karilerime, Trakya'nın ahvali umu- Mmiyesi ve her günkü vekayii; iktisadi si- yasi ve içtimai vaziyeti hakkında mun- tazam ve müselsel malümat vermek, ba vaziyetlere ve vekayın nazaran vilâyetle- rimiz arasında mükayese yapılabilmesini temin etmek... Trakyada Edirne, Kırklareli ve Te- kirdağı vilâyetleri vardır. Her birinin | kendilerine mahsus idhalât ve ihracat is- keleleri mevcuttur. Tekirdağ, Marmara- dan; Kırklareli Alpulludan; Edirne ken- di istasyonundan; - Edirmeye bağlı bir çok kazalar da son zamanlarda büyükçe | bir ticaret merkezi haline inkılâp etmiş | elan Uzunköprü, istasyonundan istifade | ederler, Edirne, bugünkü coğrafi vaziyete gi- riftar olmadan evvel, kalabalık nüfusa ve © nispette iktisadi faaliyetlere malik- | ti. Yunan ve Bulgar hudutlarının şehre | yakınlık peyda etmeleri halkin buraları | m boş bırakımalarına sebebiyet vermiş ve şehir bi r daha eski vaziyetine geleme- miştir. Bunu gözönünde bulunduran ve Trakyayı kalben © benimsemiş Trakya münevverleri, hükümetin himayesine da- yanarak memleket (nüfusunu teksile, memlekete bağlanmayı temin etmek de sınai ziraati yükseltmiye ceht mişlerdir. Bunun içindir ki benzerleri Avrupada bile ender bulunan o Alpullu- daki Şeker fabrikasile Tekirdağ'daki şa- rap fabrikası meydana gelmiştir. Edirne vilâyeti vaktile 200,000 nüfu- sa, malikti. Bu mıktar Balkan harbile U- mumi Muharebe ve son Milli Mücadele neticesinde hayli azalmış ve son seneler- de günden güne tezayüde — başlıyarak 36000 ni geçmiştir. Bu miktarın 6000 ni Musevi 180 ni Ermeni, 300 zü Bulgar, 3 ü İtalyan, 25 şi de Bulgarlaşan Rumlar- dır. Geriye kalan nüfus kâmilen Türk- tür. Yugoslavyadan Romanyadan ve Bul garistandan gelen muhacirler, büküme- tin yardimile, az zamanda iş ve istihsal sahasına atılarak memleketi şenlendiri- yorlar. Milâttan 7 asır evvel Çanakaleden ge- gerek buralara yayılan (Trakhan) aşi- retleri Edirneyi ((Oskidamak) adı altın- da kurmuşlar, ondan sonra tarihin ve hâ- disatın en çetin meddicezirleri altında kalan Edirne, bazan Romalılara, bazan | Hünlere, Bulgarlara ve Ruslara ve niha- yet tekrar Türklere geçtikten sonra Rus- lara, Bulgarlara ve Yunanlılara düşmüş ve nihayet Türkiye Cümhuriyeti has etini almıştır. > ir ki Trakya mebusları yetişmiş olan bütün. bir im sarmağa ve sızılarını dindirmeğe savaşı” me, Kayen, Mesiç Arda pehirle- münbit ve mahsuldar ovalara maliktir. Mer türlü zahire ve hububat ve bilhassa | muallim mektebi, 1 muhtelit ortamektep #ön zamanlarda Trakyalıları ihya eden pancar zeriyatı bereketli mahsuller veri- yor ve külliyetli mıkdarda hayvan bes. Tarihi Meriç köp leniyor. Edirnede iktisadi vaziyet, ahva- Tin bütün şeraitsizliğine rağmen günden güne inkişaf etmekte ve milli bir mahi- yet almaktadır. Peynircilerin ve tütün sahibi sütçülerin fırka himayesi altında taraf taraf muntazam bir teşkilâta gir- miş bulunmaları ve gene memurlar ta- rafından 12-15000 lira sermeye ile ku- rulan (memurin kooperatifi) işe başlamış olması ve vilâyete merbut kaza merkez- lerinde birer şube açmak suretile teşki- lâtının tevsiini gaye ittihaz etmis olması buna delildir. Mektepler İ Edirne, ötedenberi, mektepler ve mek- tepliler şehri olarak tanınmıştır. Haliha- zırda 1 kız lisesi, 1 erkek Dilesi, 1 erkek 1 sanatlar mektebi, 1 hususi anamekte- bi, birer hususi Bulgar ve Masevi mek- tebi 1 ecnebi İtalyan mektebile 2 erkek | ve kız şehiryatı mektebi ve 15 resmi mektep vardır. Bunlardan maada yakın talebesi bulunan bir de jandarma mektebi mevcuttur, 1932 » 1933 ders se- mesinde ilkmekteplerde o okuyan talebe mevcudü 3095 şe balığ olmuştu. Bunun 1348 zi kız ve mütebakısi erkekti, Üç idareci Gerek iktisadi vaziyeti tanzim ve ge- rek hars ve irfan sahasında milli ülküye müteveccih mesaiyi tevzin ve inkişaf et. tirmek hususunda üç müessir âmil var. dır ki bunların müttehit ve mütesanit bir cephe halinde hareket etmekte bulunma- sı Edirnenin en büyük mazhariyetini teç- kil ediyor: Vilâyet | makamın Salim Özdemir Bey gibi genç ve heyecanlı bir valide bulunması, fırka makanizmasının akımer oğlu İbrahim Bey gibi hâdiseler içinde yetişmiş ve — fırkacılığın icap ve mukteziyatını ruhundan kavramış olan feal ve müteşebbis bir vatandaş elinde bulunması ve gene fırka heyetini teşkil eden zevat meyanmda fabrikes, çeltik ve dalyan sahibi gibi yüksek sermayelerle Ekrem Bey gibi cidden erbap ve görüşlü bir reise malik olması — kalben ve fikren de elele vermiş olen — bu üç müessir âmilin memleketi ümran ve inki- #afa yürütme işinde muvaffakiyetten baş ihtimal mevcut | bulunmadığını 'ümhuriyet Halk ' Fırkasınm naşiri efkâr: olan ve haftada iki defa kuvvetli neşriyatla çıkan (Milli gazete), bu abenk mesaiyi şümuüllendir- mekte ve muntazam bir takip (altında her tarafa aksettirmektedir. Su işleri Edirnenin en bariz noksanlarından bi- ri memleketin sudan mahrumiyetinde top lanıyordu. Senelerdenberi bu ıstırabı du- yan belediye nihayet, bu yaz iptidaların- da, meşkür bir karar almış ve Maliye Vekâletile temasa geçerek £ Ankaradan 150 bin liralık bir istikraz yapmıştı. İs- tikraz edilen paranın © son taksiti olan 100,000 lirayı alıp getirmek ve bazı işle” ri intaç etmek için bir ay evvel Ankaraya belediye reisi Ekrem Bey evvelki Edimeye dönmüş ve belediye mec- MİLLİYET. CUMARTESİ 23 EYLOL 1933 Izmir 9 Eylül panayırı Zaro ağa da kendini teşhir ediyor İZMİR, (Milliyet) — Güzel İz- mir şehrinin çehresini o bozan ve on seneye (yakın zamandanberi ruhlara kâsvet veren yangın hara- beleri üzerinde o kurulan 9 Eylül Panayırı ihracat mevsimine tesa- düf ettiği için limanda, sokaklar. da, caddelerdeki faaliyetin bir kat daha artmasına vesile 32 bin metremurabba sahanın ü- zerinde vücuda getirilmiş ve yek- diğerine rekabet edercesine mü tesna bir tarzda ihzar olunan pav- yonlardaki satış vaziyeti meşher sahiplerinin memnuniyetini celp | etmektedir. Ziyaretçilerin kesif bir kalabalık halinde geldikleri saat- ler öğleden sonradır. Bilhassa ak- şam saat yirmiden sonra methalde- ki ışık kulelerinin indirekt ziyaları, panayır © gâzinosunun ve bütün pavyonların binlerce mumluk ışık. ları panayır sahasına neşe, şataret | vermektedir. Panayırda mevkilerini alanlar me yanında methalden itibaren İpekiş, | Fort otomobilleri ve Fi ları, İnhisarlar idare: bir surette tanzim edilmiş pavyon- ları, İstanbul firmalarından kuştü- yü ve madeni karyola, İsparta Ti- caret odası, İzmir ve kasaba Tuğ- la kiremit fabrikası, Şifa eczaha- nesinin çok güzel parfumeri pav- yonu, İzmir dikiş ve biçki yurtları, Albayrak firmasının halı pavyonu, gazinonun karşısında azametli bir şekil alan Sumerbankın ve . fal kalarının pavyonu, Bursa fabrika- “rının kumaş ve havlı o meşheri, iko radyo- isini fevkalâde içtimaa çağırarak bugü- ne kadar vaki mesaisi hakkında beyanat- ta bulunmuş, meclisin; su işlerine ait te- şebbüsatın son kısmını filiyat sahasına intikal kararma istihsal etmiştir. Teşrinevvel ortasma doğru kat'i iha lesi yapılacak olan inşaat işinin bir sene | süreceği ve gelecek sonbaharda şehrin baştan başa su tesisata malik olacağı” anlaşılmaktadır. Açılacak su yolları $e- bekesi 35,813 metre olacak, bundan ma- ada biri 1,200,000 loluk iki su haz bir de (Pompaj İk köyüle (Edirne) arasında mevcut eski kanalın yeniden ve muhkem bir surette temiri yapıtırılacaktır. Turing kulüp Turing kulübün Edirnede çalışkan bir şubesi vardır. Vali Salim Özdemir Beyle Fırka ve Halkevi reisi ve (Milli) gazete sahibi akıncı oğla İbrahim Beyin ve Be- lediye Reisi Ekrek Beyle nafin başmü- hendisinin, Evkaf müdürünün ve Fırka erkâmından Şerif Beyin teşkil ettikleri bu şube muntazam içi r yapmakta ve her içtimaında ehemmiyetli kararlar almaktadır. Bu cümleden olarak Edirne- de mevcut otellerin fevkinde kibar yol- culara ve bilhassa ecnebi seyyahlara mah sus olmak üzere her türlü şeraiti ve mü- olmuştur. | mutena | Şark halı kumpanyasınm, Turan yağ fabrikasınm ve İzmir Beledi yesinin yerleri yekdiğerinden il nalı ve cazip bir surette süslenmiş- tir. Sabahtan itibaren gece saat yir- mi dörde kadar muhtelif cepheler- den yükselen müteaddit hoparlör- lü radyoların, gramofonların ses ileri panayırın neşesini yükseltmek- tedir. Panayırın açıldığı andan itiba- ren şimdiye kadar tespit edilen yaretçilerin adedi yüz kırk bini geç miştir. Bir kaç gün sonra bunun i- ki yüz bine baliğ olacağı muhak- kaktır. Methalin tam karşısmda pavyonların birinin önünde kala- balık nazarıdikkati celp etmekte- dir. Her tarafı halılarla tezyin e- | dilmiş olan bu pavyonda bir buçuk asırlık canlı bir tarih o Zaro Ağa vardır. İzmirliler ve bilhassa İzmir- li genç hanımlar bu asırdide ada- mı'görmek hususunda tehalük gös- gösteriyorlar. Bir takımı seksenlik genç karısının ölümünden dolayı Zaro Ağanın kederine iştirak edi- yor, bir takımı yeniden evlenmek arzusunda olup olmadığını anla- mak istiyorlar. Panayır gazinosundaki Kafkas oyunları ve muhtelif eğlenceler zi- yaretçilerin burada boş vakit ge- çirmelerini mucip oluyor. İzmir Panayırını ziyaret ve tet- kik eden ecnebilerin cümlesi bu- rasının Avrupa parayırlarının kü- çük bir eşi olduğunu söyliyorlar. A. ABİDİN kemmel bir bufeyi haiz olan Halk fırka- |' sına merbut memurin kulübü ittisalin- deki iki güzel binanın 2 — 3 bin lira sar- file otel haline ifrağına, Havsa ile Edir- ne arasındaki - kamyon yolu olan - Sazlı 'dere, şösesinde mevcut köprünün tami- rine ve ilk terşin iptidasına doğru Dede- ağaça 50 kişilik bir seyahat kafilesi ter- tip etmeye karar vermiştir. Abideler (Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti) ile (ta- rihi âbideleri koruma heyeti) azasından mimar Sedat B. Trakyada mimariye iklerde bulunmak üzere evvelki huriyet Halk Fırkası riyaseti ve belediye ye ziyaretlerini yaptıktan sonra Selimiye, | Beyazıt, üç şerefeli, Muradiye.. gibi tari- | bi kıymetlerinin eşi bulunmayan mebet- leri, RüstemPaşa ve Ayşekadın hanlarnı gezmiş, bedestende ve Alipaşa çarşısında mimari tetkiklerde bulunmuş, ondan son- ra da Evkaf Müdürünü refakatine alarak: vilâyet otomebilile Uzunköprüye gitmiş meşhur 124 gözlü (Ergene köprüsü)nü ve oradaki diğer tarihi mebaniyi tetkik ederek Edirneye dönmüştür. Mimar Sedat Bey, vilâyetin, fırka ve belediyenin gösterdiği alâka ve müzahe- retten memnun kalarak İstanbula svdet etmiştir. Mehmet BEHÇET Milliyet'in roma i Milliyet'in vomsi ESRARSIZ HAYAT Hollywood'da sinema yıldızlarının romanı Yazan: VİCKİ BAUM N Çepeçevre havuzun etrafında kılıç çi - uzun saplarını, ve sari renkte iri başlarını suya aksettiriyorlar- dı, Bu gürbüz Gişeleri deniz kıyısmın kumları i dik çıkışında Olevire” in altından ikiz bir heykeli andıran vücudümün, projektörleri şiddetle ay- dınlattığı suyun, binde, hemen hareket- siz bir halde yüzüşünde £ bakikate hiç benzemiyen bir hal vardı. Sessiz, mes'ut, sabur, Oliver'in sudan çıkmasını bekledi, Oliver'in, ta Oxford'dan Kek dipten yüz- me rökoru . Atlama tahtasının w- cuna kadar gitti, Oliver balık gibi hâlâ dipteydi. Sırtüstü dönüp öyle yüzmeğe basladı ve yavaş yavaş satha çileti, çık- mak için havuzun kenarına tutundu ve bir sıçrayışta, tahtanın © üzerine çe” Tercame: KAMRAN 5 Donka'nm yanma oturdu. Vücudundan sıçrıyan sular Donka'yı ıslattı. Kadın sordu: — Kocaman çocuk, frakını nerede br- sorarken saadet, bütün sade- ile gözlerinde mündemiç bulunuyor- Oliver sahili işaret etti. Filkakika, el- bitesi kumların üzerinde duruyordu; be- yaz yeleği, hafif hafif esen rüzgârda, uy - kusu gelmiş bir hayvan gibi sallanıyordu. — Biliyor musun, frakın hapı yutmuş. Sinemadan çıkarken yırtmışlar.. Parça tmişler. Zaim zülümsüyerek sordu: — Hopuna gider mi böyle şeyler?» Likayt bir tavırla çep — gelsene... dedi. Ve kadını bırakarak, derin derin, kuv- vetle teneffüs etti. — Su nefis... Kadın cevap verdi: — Nefis ama soğuk. Oliver'i daha yanında tutmak istiyor- du; fakat Oliver dizlerini esneterek ha- vaya fırlayıp suya düştü. Projektörlerin — suyun yeşil ve kırışık sathında par- ça parça oldu. Oliver'in yüzü derhal su- dan çıktı. Islak taçları alnını örtüyordu. — Gel, dedi, gel Donka bir il tereddüt etti, sonra birden karar vererek pijamasını çıkardı. Vücudunda lâtif ve boylu bir Lenasüp harikulâde deni- yardı. Dizleri, onmizdarı halde göğsü, lr gürbüzdü. Suya lar ze sarada, ziya Kadın nefes Seğaki ded Gidip yatmak iti. 77 Ölüme, ann kaluşlammlandı yüzüyordu. Oyan Hiz bakarim mike. kadın üstüste üç kulaç atıyordu. S "yı götür de ninni yapsın... —Şimdi götürürüz. Hele bir dalalım da, Kadın soluk soluğa yüzerek: — Dalmak mı? Allah © göstermesin! Hep ayni şey. Dalmak © istemiyorum. Hem masıl dalınır, bilmiyorum ki. .» — , Bu bahis ta Rados adasındanberi taze- lenirdi. — Buzün seni daldıracağım. .. Sen eosursun, canım. . Bana emniyetin yok köşe | Nanzarasına Tarihi SURT, (Hususi) pek eski olan Sirt, | tabi zaralarca ve terakkiye istidatça eşiaz bulunur vilâyetlerimizdendir büznü ke- deri gideren, temaşa gözlerini kamaştır ran parlak manzaralarını görenlerin bazı- sı Çamlıcaya ve hattâ bazısı evismeye benzetmiş, ve gene bu manı tafetine mebni Sirdin dayandığı küçük sıra dağların üstünde bir kaç gelinin bir- birini kucaklıyor gibi yekdiğerine biti- şik olan sevimli ve mini mini tepecikler- den birisine, Siirtteki fırka Erkânıhar- biyesi (Seyran tepe), diğer tepeye de bazı eklizevk (;cihannüma) adını koy- muşlardır; Sürdin şimdiki mevkii, milat. tan evvel yüz bin nüfustan ibaret olan ve cenüpta beş kilometre mesafede bulu- | nan Buthan suyunun karşılıklı kenarla- | rmdaki eski Sirt (Tizravmosert)in say- fiyesi bulunması da bu manzaraların gü- zelliklerine parlak bir delil daha teşicil eder. irt, gümüş, maden sularmı mebzülen il ve her nevi hububat, mahsulât ve muhte- lif meyvalar yetiştirmesile pek zengin- dir. Bu zenginlik, kuvvei inbatiyesinden kinaye olarak tarihin: (Sürdin her ka- riş toprağı altında bir define vardır) di- ye şahadet etmesile de teyit edilmiştir; Havasına gelince, her memleket havasın- dan daha hafif ve daha lâtif olduğu ha- riçten gelenlerin bile tahtıitirafındadır. Yaz mevsiminde takriben üç buçuk ay e uzayan gece dam âlemi meşhur- Sai ada olmasına ve feyyaz bir ma- mure istidadını gösteren bu tabii mezi- yetlerine rağmen Siirt, yüzlerce seneden- beri ihmal edilmiş, şikâyet edilen her- hangi bir hususuna bakılmamış, umranı na çalışılmamış, yüzüstü bırakılmıştır. edilecek harici ve da- lerle © çırpımırken imu- kaddes Cümburiyetimizin yetiştirdiği yüksek tedbirli (o Valilerimizden Sakip Beyefendi Gelir gelmez her türlü terâkkiye müsait gördüğü bu vilâyetin ber tarafını gezdi, pek geri kaldığını gör dü, acıdı, çırpındığı eksikleri bazmede- medi. Sakip bir fikirle düşündü, taşındı ve sönmez bir azim ile birden bire faali- yete geçti. Vazifeye başladığı bu ilk i- | ki ay zarfında: Asür ve Keldan nafi bir| kaplıcayı fenni ve asri bir şekilde ihya etti, vatana hizmet hususundaki fedakâr- lıkları ötedenberi hükümetçe malüm 0- lan mütehassis halkın hane ve mağaza- larmın yıkılmasına o memnuniyetleri ve büyük yardımların inzimamile göğüs ka- bartacak, gönül açacak ve memleketin, çarşının tam ortasında geçen geniş, pek | geniş ve a pek şaşaalı bir cadde açtı, çok | mühim olan Baştr ve Kezer nahiyelerine birer köprü hazırlıklarını gördü, öteden- beri susuzluktan beli bükülmüş olan elin gidermek üze- Buthan suyunu şehre akıtmak azmi kavi sinde bulundu, bağların ürasından sula- lt, idhalini tekeffül etmiş gibi gece gündüz Şalyan muhterem valimizin bu daimi far aliyeti, böyle az bir müddet zarfında Ümlt fevkinde vücuda gelen bu yüksek eserleri, memleketin ileride terâkki ve in- kişaf edeceği duyrusunu vermekle bü- tün el, sevincinden mukaddes Cümhuri- yetimize teşekkür için kimi dili ile, kimi de kalemile yarış etmektedir. Âcizin de mukaddes Cümhuriyete © teşekkürü ve müşarünileyh vali beyin maruz muvaffa- kiyetleri hakkında karaladığı bu maçiz manzumesi de o samimi sevincin doğur- duğu samimi yazılarındandır. Ey Sirt müjde! Senin taliin olmuş yaver; Sevin artık ne cefa kaldı seninçin, ne kede: Şimdiden sonra güzel parlıyacak- sın sen de ünkü on dört gecelik ay sana doğ * du bu sefer; Pek donukken eline tuttuğun o es- şimdi. Burası © kadar iyi ki.» || hi fener Şimdi dört cepheni pak parlatacak ter bu Kamer? Bu ayın matla Türkler güneşi Ga- sidir Ki onun şaşaasile donatılmış her yer? kancıktı. Oliver'in son sözleri üzerine çıldırmış gibiz — Suyun içine batacağım, o kadar... Ha?.., dedi. Daha ne olsun? Deli İngi- ayarı bir ifade aldığının farkında bi- olmadı. Dovha pürhiddet cevap verdi: doyum olmı- yan şehirlerimizden: Siirt Vilâyet ayni zamanda zengin maden damarlarını da ihtiva etmektedir O büyük Gazimizin halesi etrafında Parlayan valilerin işte biri.. Sor- san eğer; Fikrinin vasfı evet ismi gibi Sakip- tir, Nice umran havası fikri seliminden « Her şeye pek iyi tedbir ile başlar başar, Önüne rastlegen engelleri hep çiğ: ner ezer; Vatani, milli mesaisine herkes mef tün, Bu mesaisine asarı şehadet eyler Ederiz çokça bu simayı yetiştirmi olan Ulu teşekkür bizler; Bizi de yümnile teşrif eder etmez aldı dikkatte birden bu peder: Bize ilk önce güzel Kaplıca ihya etti, Ebediyyen anacak namını elbet bu eser. Açtı baştan başa şehri donatan bir şehrah Öyle bir cadde ki, yoktur eşi varsa ender Sonra Buhtan suyunu şehre akıtmak ta hüner bizlere Âbı Kevser buna da himmetini bezledecek Edecek gıpta bu Buhtan suyuna nehri Kezer Böyle asare tevessüllerini gördükçe Yüzümüz ekşi iken sevkusevinçler- Je güler. Nice asarı daha parlıyacaktır sonra Şimdilik bizler için ulvi mela Cümhuriyete arzı Ahtiyacatımızı Bir su hi, teşne olan Pek yakında Bize bu lütfünü Cümhuriyetin sal dıyalım Değmesin - Hak bizi hafzeyleye - bir kirli nazar Hep dün eyliyelim ki, e büyük Gezi mize, Ulu Cümhuriyete Tanrımız olsun rehber!, ünden müteka. it: Sürtli CEMİL Ortamektep müdürl emr İki milyon kilo şarap Mürefteden bildiriliyor: — Şarap imelâtına bir ay sonra başlanacak- tır. İmalât geçen senekinden ziyade olacak ve daha nefis şaraplar yapı lacaktır. Şarap fabrikaları tesisatl, rını daha mükemmel bale ifrağ etmişlerdir. Yeniden iki fabrika açıl- maştır. Bu sene Müreftede iki milyon kiloya yakın şarap istihsal edileceği tahmin edilmektedir. Çinede yeniden belediye intihabı yapılacak AYDIN, (Milliyet) — Çine bele diye intihabı Devlet Şurasmca bo- zulmuş ve yeniden intihap yapılma» #i için emir gelmiştir. & Çinede bu devrede üç intihap yapılmıştır. Bu dördüncü olacaktır. İlk heyet elbirliği ile istifa etmiş, ikinci heyetin intihabı müntehiple- rin şikâyeti üzerine Devlet Şurasın- ca bozulmuş, üçüncü son intihap ta yolsuz görülerek makamca (iptali istenilmiş ve Devlet Şurası bunu da varit görerek bozmuştur. Vilâyet makamı tarafından bele- diye reis vekâletine, sabık belediye reisi Sakip Bey | tayin. edilmiştir. Halkevciler. kö) köylerde DOMANİÇ, 22 (A.A.) — Kütahya Halkevinin muhtelif kollarından on sekiz kişilik bir kafile Gümüş ve Domaniç na hiyelerinde köyleri geziyor, hastalara bakıyor, buralarda folklor tetkiklerde Kalbi deli gibi sarpa ğü kü £ mi dibe kadar o dalmek!., diye düşünüyordu. Kim bilir, belki de dipte, onu boğan kokunun sinde yeni eni Bağelir Artık İml Su, şakaklarında büyük bir uğultu yapıyordu; Donka üs- tünde suyun kavuştuğunu hissetti, O za- man bu uğultu içine gömüldü. Birden bi- re suyun içinde biri tarafından tutuldu- ğunu hissetti; dudaklarına dudaklar | te- mas elti, Gözlerini zahmetle açtı. Oliver kendisini kollarında tutuyordu. Çehresi yakındı. Siması, inkisar hö- i tesirile tegayyür etmiş olmakla be- raber gene de güzeldi; sımsikı kapanmış dudakları gülümsüyordu. Bu,. yepyeni ; meçhül esrarla dolu bir si- ma, â örme Tagi .. kiraya ed aşak. Jarını havuzun dibine kadar ulaştırıyor. lardı. Denka'ya garip bir azadegi hissi geldi. Kalbi, kuvetli ve serbest bir dara- banla stiyordu, (Devamı varı