SALI 42eyoL 1933 limi bahisler ; Insan ırkının ıslahı Mösyö Hitler Almanyada cer- man ırkını temizlemek ve ıslah et- mek fikrinde israr ediyor: Neurem-! berg şehrinde topladığı büyük kon- gre 3 eylül akşamı bittiği vakit söy- lediği uzun nutukla gene bu mese- leye temas etmiş. İnsan ırklarının birbirlerine müsavi olmadıklarını, Alman milletinin — zaten başka milletler gibi — muhtelif ırklardan mürekkep olduğunu, fakat bunlar- dan Cerman ırkının ötekilere gale- be ettiğini söylemiş ve nihayet — memleket idaresi hususunda Cer- man ırkı en kudretli olduğu bu ırkm bütün memleket için: messillerini toplıyarak yeni bir a- ristokrasi yapak lâzım olduğunu göstermiş. ... Bu güneşin altında yeni hiç bir şey yoktur, derler. Almanyada Sosyal 'Nasyonalistlerin ortaya çıkardık- ları bu fikir de hiç yeni bir şey de- ğildir. Hindistanda ta eski mede- niyettenberi insanlar bir takım kast| Jara ayrılmış ve bunların arasında | Brahmanlar kastı âlim, . muallim ve idareci yetişdirdiği için öteki- lerden üstün tutulmuştur. Sık sık oruç tutarak Hindistan- da ihtilâl çıkarmak istiyen Gandi daha bir kaç ay evvel oğluna baş- ka bir kasttan kız almak istediğin- den dolayı kendi adamları tarafın- dan şiddetle protesto edildiği hatır- lardadır. Böyle kast taksimi Çinde, Japon- yada dahi hâlâ-devam etmektedir. M. Hitler'in de memleketi idare i- çin yapmak istediği yeni aristok- rasi de Almanyada bir Brahman sınıfı sayılabilir. Eflatun'un meşhur “Cümhuri- yet,, kitabına © söylediğine göre Sokrat Filozof ta aynile M. Hitler in düşündüğü gibi memleketi idare edecek olan insanların bu işe mah- sus bir nesilden yetiştirilmesi fik- rinde olduğunu bildirmişti. Bu iki büyük Filozoftan birinin söylediği, ötekinin tekrar ettiği fik- rin o vakittenberi unutulmıyarak daha bir çok kimseler tarafından sürüldüğü kolayca tasavvur olunabilir. Hele Darwin'in ıstıfa hazariyo- si çıktıktan sonra bu usulü insan- larda da tatbik ederek, yapacağı işe göre insan yetiştirmek fikri pek ucuzlamıştı. Hattâ Prusyada Kıral 2 inci Friedrick kendi muhafaza a- layını uzun boylu askerlerden top- lamak merakında olduğundan, u- zun boylu erkeklerle uzun boylu kadınları eylendirir ve ( bunları mahsus yaptırdığı köylerde oturta- rak müstakbel muhafız asker yetiş- tirmeğe memur ederdi. ... İnsan ırkının ıslahı mümkün ola- bileceği fikrinde olanlar, bu iş için iki yoldan birden gidilmesini tav» siye ederler. Yolların biri nesilleri mutlaka bozuk olacağı farzedilen dejenere- leri çocuk yetiştirmiyecek bir hale koymaktır. Bu fikrin en hararetli taraftar- larına kalırsa dejenere denilen za- vallıların hepsini yalnız çocuk ye- tiştirmemek için değil, dünyaya hiç bir türlü zarar yapamamak için hemen ortadan kaldırıp hapsedi- vermelidir. Bunu yapmak haklı bile olsa söylendiği o kadar kolay değildir. Onun için o zavallılardan ancak delilik derecesine varanları timarhanelere göndermekle iktifa edilir. Ötekilerin neslini kurutmak için bir vakit cerrahi ameliyat yaplır- mak usulü hatıra gelmişti. Şimdi- ki halde Rontken an nesil yetiştiren aletleri kurutmak hassa- sından istifade edilir. Fakat şura- sını ilâve etmeli ki, bu vasıtalardan şimdilik istifade edenler insan ır- kını temizlemek istiyenler değil, ço- cuk istemiyen kibar kadmlardır. ir cemiyet içerisinde, dejenere denilen bozuk adamların nesil ye- tiştirmemelerine meydan verme- mek nazari olarak elbette hayırlı bir fikirdir. Fakat timarhanelerin haricindeki insanlar arasında han-, gisinin düzgün, hangisinin bozuk olduğunu ayırt etmek çok çetin bir iştir. Bahusus ki, dejenere denilen adamların zürriyetleri mutlaka bo- zuk olacağı da kat'i bir şey değil- dir. Onun için cemiyetin faydası namına bir takım insanları zürri- yetten mahrum etmek henüz pek a- kıllı bir hareket sayılamaz. ... İnsan ırkını ıslah etmek için tav- siye edilen öteki yol memleket içe- risinde gerek beden güzelliği, ge- rek zekâ parlaklığı noktalarından en iyi ve en münasip erkekleri ve kadınları bularak bunları birbirle- rile evlendirmek ve onlardan gü- zel, zöki çocuklar almaktır. Vakitlerini bu işi düşünmekle geçiren kimseler bir memlekette en güzel, olan akıllı insanları bul- mak için bir takım kaideler, hattâ İ fişler hazırlamışlardır. Onların fi- kirlerine göre ilkin bu kaideleri öğ- retecek insan müfettişleri hazırla | mak için mahsus bir mektep açmak la işe başlamak lâzımdır. Bu mektepten çıkacak insan mü- fettişlerini de kaza müfettişleri, vi- lâyet müfettişleri diye ikiye ayır- dıktan sonra bir de onları idare e- decek olan ırkın ıslahı nezareti yap mak icap eder. Kaza müfettişleri öğrendikleri kaidelere göre memle-i ketteki bütün insanları birer birer tetkik ederler. Gördüklerini fişle- lere kaydederler. Sonra vilâyet mü- fettişleri bu fişlere göre memleke- tin en güzel, en akıllı adamlarını seçerler. Daha sonra nezaret bir dulımeçerek Döğl islak için ön ime vafık görülecek erkeklere ve kadm lara birer şahadetname verir ve ni- hayet bunlarin birbirlerile evlen- meleri tavsiye olunur, Eğer bu seç- me insanlar söz dinleyip te birbir. lerile evlenirlerse ilk çocukları doğ duğu vakit kendilerine bir çok pa- ralar verilir, Sonra her çocuk doğ- dukça mükâfat tekrar edilir. İrkın ıslahı nezaretinin böyle bol keeeden'dağıtıcaği paralar için Maliye Nezaretinin ne diyeceğine dör kitaplarda bir kayıt yoktur. ... Zaten, böyle şahadetnameli karı kocalarm birbirlerine daima sadık kalarak zürriyetlerini bozmıyacak- larma inanmak pek te doğru ola. mıyacağından ırkı ıslah taraftarla- rmca en sağlam yol — beygirler i- çin yapıldığı gibi — insanlar için de mahsus haralar yapmaktır. Onların hesaplarına o göre bir memlekette bir milyon insan arasın da ancak bir tek insan hakikaten yüksek ve ırkın ıslahına hizmet et- meğe lâyıktır. Onun için memle- kette kaç milyon nüfus varsa o ka- dar kişi seçilerek haraya kapatılır. Bu hesaba göre Almanyada insan harası yapılacak olursa oraya an- altmış beş kişi alınacak de- Yalnız, rahmetli Abdullah Cev- det'in bir aralık burada dahi orta- ya çıkardığı bir nazariyeye göre, berhangi bir ırkın düzelmesi için ona başka ırklardan da biraz karış- tırmak lâzrmdir. Bundan dolayı haraya dörtte bir nisbetinde başka i MİL LSIHH mi iH ĞGÜT 66 LER | uz 0e ve İTLER > usulleri Çocukluktaki romatizma büyüklükte kalp hastalığına sebep olur. Büyüklerde romatizma (kemiklerde ağrılar, oynak yerlerinde £ veca ve 15- tıraplar, azada sakatlıklar, sinirlerde bo- zukluk, lümbago, siyatik gibi tezahürata sebep olur, Romatizma sağlam ve kuvvetli bün- yelere musallat olan bir illettir. Yakalan- ması, kolay, kurtulması güçtür. Roma- tizma nasıl peyda olur — Sıhhat bozuk ve yerinde olmıyanlar, vücudları zehir- lenmiş bulunanlar romatizmaya tutulur- lar. eN sebep olan bu zehir vü- ik dişlerden, şişmiş ba- demciklerden, sıhhi halde bulunmıyan bo-, Zazdan, akmtılı kulaklardan, mikroplu Hazımsızlık ve inkibazdan soğuk ve rütubetli evlerden, ıslak, yaş ve “soğuk elbiselerden, ağır hizmet, çok iş ve pek | az uykudan, az su ve çok rakı içmekten 'de rornatizma hasıl olur. Romatizmaya tutulmamak için — El. bise temiz, kuru ve; havalandırılmış ol- malı, Herhangi bir işten sonra terli vü.. çudunuzun çamaşırını değiştirmeli. - İşi- niz icabı ziyade bir bararet karşısmda bulunduktan sonra havaya çıkarken faz- giymeli. Ayaklarmızı sıcak tut Taze ve iyi pişmiş yemekler yo- meli, Taze meyva ve' sebze ile teze yur murin ve söğü eksik etmemeli. Yemeği aheste ve rahat yemeli. Taş üzerine ve soğuk yerlere oturmamalı. Su-! lu'şeyleri çok içmemeli, İspirtolu içkiler. korunmalı. Şayet mecburiyet hasıl olursa yemeklerle beraber pek az içmeğe gayret etmeli, — Dişlerinize ; dikkat et- | meli, Romatizma diş ağrısile kardeştir. Boğazınıza dikkatli bulunmalı. Bilhassa çocukların bademciklerine, Kulağınız 2- kıntısının tedavisini ihmal etmeyin. Te- miz bir cilt ile sicak bir banyo sıhhati yerinde olanların vücuduna pek çok fayda «1 olur. Kırk yaşından sonra zorlu den, yorucu hareketlerden sakınmak lâ zamdır. Her gece sekiz sant uyku ve is- türahat etmelidir. Siz vücudunuzun sıhhatine bakar ve dikkat ederseniz vücudunuz da sizin mu. avenet ve selâmetinize yardım eder ve Dr, ŞÜKRÜ ırklardan seçilerek adam alınır. İnsan hasarında bulunanların ya rı yarıya erkek ve kadın ölmasına lüzum yoktur. Araplardeki, usulün ine olarak dört erkeğe bir kadın yetişir. Çünkü dört erkeğin üçü de haranın içinde evlenecek değil — beygir arm al psa a kısr: iyen "ây vE — haradan döl pl İçelelirn bekliyecektir. Böyle mü- racaat eden kadınlar & haraya bir müddet misafir edilir ve çocuk pey» da ettikleri anlaşılınca ( yerlerine gönderilir. Haraya alinmak için en münasip yaş gençlik (o zannedilmemelidir. Çünkü istatistiklere göre yüksek fikirli adamların çoğu kırl ile kırk beş yaşında bulunan - babalardan ve otuz ile otuz beş arasında bulu- nan analardan doğmuştur. Onun için haraya o yaşlarda bulunan er- kekler ve kadınlar almır, Beygir neslini ıslah ile meşgul olanlar aralarda o erkek ve dişi kardeşleri birleştirdikleri yakit nes lin daha güzel olduğuna dikkat et- mişler Bundan dolayı insah harası-' nı düşünenlerin oraya alınacak çift lerin, mümkün olduğu kadar kar. | | İttihadı Milli deş olarak seçilmesini — hem de gayet ciddi olarak — tavsiye eder- ler. Yalnız bu kadarı, insan cemiyet- lerinin şimdiki halde kabul ettikle- ri ahlâka göre, ırkları ıslah etmeyi düşünen kimselerin her şeyden, evvel kendilerini zürriyetten mah- ! rum etmek lâzım olduğunu ispata kifayet eder. G.A. E MEMLEKETTEZ2EEİ Aydında incir AYDIN, (Milliyet) — Ayd istas- yonuna müsgahsil incir getirmeğe baş- lamışlardır. Aydında incir 11-15 kuruş arasında alınmaktadır. İnbat rüzgürlarının devam etmesi yü- zünden incirlerin ağızları açılmakta ve bir kısım bahçelerde de basra olduğun- dan ermemektedir. İncir müstahsilleri ve | umum Aydıalılar poyraz rüzgârların başlamasın dört gözle bekleyorlar. İn- cirlerimizi kurtaracak inbat rüzgârları. mw kesilmesi ve poyraz başlamasıdır. Palamut mevsimine hazırlık BANDIRMA, (Milliyet) — Palamut Jayacağı lanmış, bir kısmı da kayıklarmı boyat mak ağ ve tayilölerini tamamlamakla meşguldür. Her seneki gibi bu sene de Yunan balıkçı gemileri palamut avlamak için Bandırmaya geleceklerini bildirmişler. İzmir: pana yırında Aydın mahsulü retimizde a her türlü mahsulât ve masnuatla bugünkü tren- le İzmire gitmiştir. Ayvacıkta müsamere AYVACIK, (Milliyet) — Kasabamı- zin 5 eylül 933 kurtuluş bayramı şerefi- ne Gençler Birliği temsil heyeti tarafın- dan bir müsamere tertip edilerek (Çok bilen çok yanılır) piyesi temsil edilmiş ve çök muvafak olunmuştur. Yüzlerce halk tarafımdan coşkun bir surette alkış» lanmıştır. Afyon İlkmekteplerinin Cümhuriyet. bayramı münasebetile Ankara Mek- tep müzesine gönderdikleri eşyadan bir kısmı Aydında ipek AYDIN, (Milliyet) — Vilâyetimiz- de ipek istihsali gittikçe artmakta ve i ileşmektedir. Köşk Nahiye- in Dere köylerinden hat üzerindeki ökeye kadar olan mıntakada kozacı" ğa gittikçe heves artmaktadır. Bu sene bu mmtakada 10000 okka koza istihsal olunmuştur. Bunlardan çıka- rılan 1800 okka ipek 11 liradan 15 li- raya kadar satılmıştır. Bundan maa- da Bozdoğan Kazasında di sene 6000 okka koza elde edilmiştir. Boz- doğan kozaları evvelâ 50 » 58 kuruşa satıİryordu. Bugün 70 « 75 kuruşa ka- dar çıkmıştır. Nazilli ve Karacasi Genie ie raber umum vil&yetimizde hunan ipek kazasi izi Miz bin isi kayı geçmektedir. Vilâyetimizde çıkan ipeklerin bir kısmı İzmire gönderilmekte ve bir kıs- mı da Buldan tezgâhları için satın a- Ayvacıkta yağmurlar AYVACIK, ( bavalisine iki mahsulünün çok güzel ve bereketli ola- cağı söyl edir, Aydın Sanatlar Mektebi AYDIN, (Milliyet) — Aydın mm- takası Sanatlar mektebine bu sene a- Imacak 33 efendi için yapılan müsaba ka imtihanında 27 efendi kazanmış Lr. Mektep idaresi kadroda açık ka- lan Tl efendi için yenilen müsabal Türk Sigorta Şirketi Harik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz Sigortaları balk için müsait şeraiti havidir l Merkezi idaresi Galatada Ünyon Hanında Acentası bulunulayan şehirlerde acenta #rarmıktadır. 4887 5986 (Eski Opera) (eni tezyinat. En gü sel filmleri — En rahat koltukları — En mükem mel sesli makinaları temin etmiştir, ve 14 Eylül Perşembe kapılarını muhterem halkı. naza açıyor. İlk proğrüm: KAHİREDE AŞK GECELERİ Fransızca sözlü, büyük süperfilen, Mümessilleri : 2ENATE MÜLLER HENRİ -ROSSEL SEORGES — RİGO SPİNELLİ Ayrıca: Paramount dün. ya haberleri ; gazetesi ve Münir Nurettin “Beyi: pekfilm stüdyosunda ya wlan ilk filmi. o (7275) N | RADYO | Bugünkü proğram İSTANBUL 18 Gramofon, A Penn, don le inleme. 19 Mahmmü, 1945 Fazilet 2030 Eftaly, 21,30 Gramofon. -2 Anadolu Ajansı, Borsa hüheri, Sant ayarı, MOSKOVA, 1481 m. 720» Konser, 1020; Konser, 11.20; Komsn 21.05: Akşam konseri VARŞOVA, 141 m. 21.06: Solist sanatklırlar tarafından konser, 22.16» Hafif we sax musikisi. 2108: Car. Hi. Sadi B. ve arkadaşları 0m. 1255: Opera orkestrası, 244 Siyan musiki; VİYANA, 518 m. 21.10: "TURTULAN VİYANA” isimli TÜRK LERİN Viyana kapılarına gelmeleri samanea İBulmü münssebetile müsa- ywazikili temsil, 2340; Som kanseri. PRAG, 4â8 m. 2030» Askeri konser. 71.25: “Bir atm iseni, ismindeki şen skeş, 22; Saint konseri. ZE204 Plâkler, ZÜRİH, 458 m. 2120: “Kilise kon > 23.20: Holanda lisanile neşriyat. ROMA, Atl, 7120: Arsuya tâbi konser. 2180; Askeri komser. BÜKREŞ 394 m. 18: Komser, 19,20: Devam 20,25; Plik. 2045; Ders. 21,23; Orkestra, 1220; Devami. LAYPZİG 388 ma. Halk saati, a eden di ri 20281 “Dana edem dalga men ikinci kep “ BRESLÂV 325 m. 2105: “HARHEDEN | ŞEHİR” isimli TÜRKLERİN yapm aşa (1863) zamanına ait bir skeç Hitler gençliği. Blk e neşlari gitlilliyet A “ABONE ÜCRETLERİ : Türkiye içim Hariç işin K. © 7159 4 — scan nüshalar 10 kuruştur. — Gazete ve mü. üretimi enbe etmen. "BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri vazet merkeririden ve silen habere göre buyün hava bulutla ©- caktır. Yeğmür yağmak itimali asdır. Dün hava tazyiki 768 milimetre en faz la sıcaklık VA, en az 15 derece ili, — Milliyet'in edebi rcmanı: 65 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — — Onları da susturacak mısr. nız? — Bende tılsımlı mini mini bir anahtar var, hepsinin o ağzını'Bir çırpıda kilitliyeceğim. ör Hay yaşıyasın babamın zabi- ti! Otomobil yürümeğe başlarken durdurdu: — Aklıma bir şey geldi. Siz ba- bamın Yaylâ türkülerini biç dinle- diniz mi? — Dinledim ama, karşı karşıya değil, Geceleri siperinde söylerken, ve karanlıkta dinlerdim. Asker- Size şimdi şurada, bir tane- öylesem dinler misiniz? — Metnnuniyetle, Rica bile ede- rim. Petek biraz geri çekildi, ayakta, bir ağaca yaslandı. Sol kolunu ak nının üstüne ufki dayadı ve başla | di dı — Yaylâlara yaz geldi Kuşlar geldi, saz geldi Giden asker çok gitti Gelenleri az geldi Yaylâda kızlar ağlar Gökte yıldızlar ağlar : Gazi Paşa varacak Bizleri kurtaracak Gün batarken düşmanı Dört yanından saracak. (*) Yaylâda kızlar ağlar Gökte yıldızlar ağlar Bu güfteden bir şey anlamıyan frenkler, bu sesten sararmışlardı. Birisi: — İyi bir himaye obukızı bir Türkiye yıldızı yapabilir. Dedi. Yaylâ kızı gülümsedi, yarım ya- malak bir Fransızca il — Teşekkür ederim Mösyö, de- di. Beni, ben himaye edeceğim! . Babamın zabiti dediği es- mer adamın parlak gözbebeklerin- de babasının ta kendisi ona gülüm- semişti, Artık o korunmak morun- mak ta istemiyordu. Pek, pek bu- naldığı zamanlar gidecek o gözle- re bakacak, bebeklerinde babası- nı görecek ve yeni bir güç ile yolu- na devam edecekti, Bu duygu ile *) idi ki (beni, ben himaye edeceğim) demişti, Sanatin büyük sırrı, sanatkârın içten ve gerçekten neşeli olmasın- dadır. O gece Petek'i on defadan i çok, üstüste, sahneye (o çikardılar. Çılgınca alkışladılar. Hiç bir iste- ği çevirmedi. Yorulmadan, terle- meden, neşeden bir ipnotizma için- de söyledi, oynadı. Bu neşeyi düşündü. — Anladı ki yalnız babasını görmekten değil dir. O gece Himayeietfal menfaa- tine verilen bir eğlenti gecesi idi. Müsamereden önce sahneye şık bir adam çıktı ve çok karma karışık konuştu. İki'lâfı bir araya getirip te kısa» caz — Hanımlar, Beyler, milletin kimsesiz çocuklarına ettiğiniz bu yardım için teşekkür olunur. Diyemedi. Uzattıkça uzattı. Enin de de sonunda da iki satırlık şey söyledi. Fakat bu beceriksiz konfe- rans Yaylâ kızının yüreğinde bü. yük fırtınalar yaptı. Kimsesiz ço- cuklara yardım! Onlara yardım e- denleri memnun etmek gerektir ki her seferinde istekli, istekli gelsin- ler. İşte bunun için de neşesini art- ? turmıştı. Bin defa, sabaha kadar ca! isimler” siber eler çikacak, çıkıp: — Değerli sanatkârmız Yaylâ kızı Petek Hanım bu geceki otuz liralık yevmiyesini Himayeietfale bırakmıştır. Dediği zaman ortalık (çınladı. Halbuki ortada hiç bir fevkalâde- lik yoktu. Kimsesiz Yaylâ kızı kim- sesiz yurt çocuklarına otuz kâğıt vermişti. O gece, haftalardanberi ilk defa rabat uyudu. Ertesi sabah gazeteleri açınca şaşa kaldı. Kendisine hücum eden- ler, dolu dizginden Kara eşkine kimi de eşkinden âdetaya düşmüş- tü, Sululuk zincirleri mi daraltılmış &«, damakları mı sivriltilmişti, kus- kunları mı kasaltılmıştı? Her ne ol- #muşsa olmuş apışıp (o kalmışlardı. Bazıları da büsbütün döneklik et- mişlerdi. Yaylâ kızı bir o harika i- ! güzel sanatlar namına bir cinayet- Hele sinema direktörü sahneye | miş. Bir alay lâf. — Köse dayı! Bu yazılar yalnız babamın zabitinden gelmiyor. Bi- raz da batıdan geliyor. İyi tahmin etmişti. Biraz, hattâ bir çok Avrupa gazetelerinden gel- mişti. Bir gün evvel gelen bir çok Fransız, Alman gazeteleri Yaylâ kızından bahsediyorlardı. Hayrete şayan sanat istidadı gösteren bir Türk kızı diye resimler, mülâkat- lar, makaleler... Ee, buna can mı dayanır. Ma- dem ki frenkler söyliyor, biz söyle- mesek bilgisizliğimize verirler. 1l- mimiz azalır. Öyleyse Yaylâ kızı genç keşfolunan bir dehadır!! (Bitmedi) (*) Maşeri vicdan işte (o budur. Halkın Gaziye olan inam böyle i- di, böyledir ve böyle olmuştur: 30 ağustos düşman orduları, gün ba- tarken dört bir yanından sarılmış- miş. Bu cevherin geç lies tu i