Her hangi bir şehri ilk görenlerin bir halde, kendi mesleklerinin gözü ile görmeleri kadar tabü bir şey ola” maz. İdare bakışından, Sofya şehri, çok kuvvetli bir emniyet ve polis teş- kilâtı altında sıkı bir inzibat içinde yaşamaktadır. Sofya valisi, şehir için de yalnız idari vazifelerle mükellef olup emniyet ve asayiş meseleleri doğrudan doğruya F: Pa- riste tatbik ottikleri usule benziyen bir şekilde, polis kumandanı tarafından tedvir edilir. Polis kumandanı vali ve- ya mutasarrıf salâhiyetinde ve ayni zamanda bütün Bulgaristan emniye- di ğ m polis umum müdü- vaziyetindedir. Sofya nn hususiyeti icabı olarak Belediye zabıtası vazifesini de devlet polisi görmektedir. Bunlar, polis kumandan lığı seyrisefer şubesine bağlıdırlar. Bu derli toplu şehre, belediyecilik noktasından bir ad koymak lâzım ge lirse, e şehir) denilebilir. Bulğar gücenmesin- ler, Belediye zincirinden, Belgrat ve Budapeştede de bahsedeceğiz, zin kurtulmuş şehir olarak Viyana onu ayrıca yazacağız, fyada geliş arının ö- nünü almak için, dört yol ağzından ve bunların ortasından geçmek yasak edi o bu yasağın filen temini i- çin de yol ağzma yaklaşan cad- delerin köşe başlarma, tiretuvarların kenarlarına zincir gerilmiştir. Daha kuvvetli teminat olarak ta büyük ge- git yerlerinde meydan ve cadde orta- sında sağa sola geçeceklerin geçime vakitlerini göstermek üzere ikişer po | lis konmuştur. Polislerin kumandanlarını bir müd det seyrettikten sonra müsamaha © diyorlar mr diye bir tecrübe pipe yım, ortadan geçeyim dedim, serer e er eagle dediler, Bu yasakların ortasında oku- yucularımdan, nereden geçeceğiz, di- ye acele edenler vardır, onun için der hal ilâve edeyim ki, her caddenin dört yol ağzına yaklaşan kısmında demir kazıklarla işaret edilmiş, kar- şıdan karşıya geçit yerleri vardır. Bu geçitlerde yürüyüş ve geçiş oldukça serbesttir, bununla beraber tehlikeli- dir, çünkü polisler, yalnız tekerlekli vasıtaları: yol göstermekle imi o Isvorlar ve ekseriya yayaları unutu- yorlar. Viyanada polisin arka- sını döndüğü her geçit kuşlar için dahi kapalıdır. O vakit yalnız yayalar geçer. Sofya Belediyesi, çok iyi çalışmak tadır. Büçtesi yekünu 415.923.078 levadır. Bunun elli levası su- dan alınır. Sofyanın suyu evvelce yal- ruz Vitos dağından gelirdi. Bu sene altı yüz elli milyon leva harcanarak Rila balkanlarından yeni bir su geti- rilmiştir. Şehirde kırk yedi bin küsur su abonesi vardır. © © Geçen sene suyun metre mikâbi beş levaya satılıyordu; bu sene kıs men yeni maarafı - karşılamak üzere altı levaya çıkarılmıştır. - Belediye bütçesinin yüz yirmi mil yon levasını tramvaylar temin eder. Çünkü Sofya tramvaylar da belediye malıdır. Gerek suyun, gerek tramvay idaresinin fenni işlerine bakmak üze re birer müdürleri olmakla beraber Belediye reisi muavinlerinden | birer zat idare vazifesini deruhte etmişler- “Solya Belediyesinin beş reis mua- vini olup, belediye vazifeleri bunlar arasmda taksim edilmiştir. Her işte muavinden başka bir de büro şefi vardır ki, bunlar muavinle- -ardım ederler. ve parkları ve şehir civarı ormanları vazifesi. isi, idame ve 5 — Şehir bahçe ( Avrupa tetkikleri | Sofyada inziva ve çalışma köşesi 3 8 — Belediye hamam ve banyolar idaresi, 9 — Haller idaresi. 10 — Belediye şehir mühendisi ve mimarlığı, ii — Sular ve kanalizasyon ida- resi, 12 — Belediye fabrikaları büro- ... 13 — Belediye terzileri ve dikiş şubesi. 14— Belediye tramvay idaresi. 15 — İtfaiye teşkilâtı. 16 — Kadastro şubesi, 17 — Hali medeni ve nüfus sicille Mais 15 — Belediye cezaları kısmı. 19 — İçtimai yardım. 20 — Gıda maddeleri komiserli- ği 2i — Zaruri ihtiyaçlara narh koy ma ve kontrol etme vazifesi. 22 — Hükümet mürakabe komis- yonu. Pu kemi ber börk el veriş- inha i demokrat, altısı liberal, biri- kal, ikisi kormünist, birisi müs Belediye meclisi, Şubat, Haziran va Ağustos aylarında on beşer gün müddetle adiyen toplanır, reisin da- vetiyle ve yahut azadan yedisinin ta lebiyle fevkalâde dahi Toplanmalar alenidir ve her toplan- mada kesif bir halk kütlesi müzake- releri dinler. Belediye azaları her iç- ma günü için ikişer yüz leva alırlar mübayaa ve mürakabe komisyonuna girecek olan her aza da ayrıca ikiyüz leva alır. Belediye reisliği için ayda on s6- kiz bin leva veriyorlar, bundan baş- ka reisin beş bin leva temsil tahsisa- tı vardır, her içtimada bir diğer aza- aldığı iki yüz leva bu hesaba wavinleri ayda on iki bin leva alırlar. Hususi otomobil ve diğer masrafları bundan hariçtir. Sofya Belediyesi evvelce altı bele diye dairesine taksim edilmişti, şim- meclisince, kendi azası arasından se- çilmiş birer aza, müdürlük vazifesi görür ve bunlar da ayda 12 bin leva alırlar, ... Bulğarca Opştina Belediye, Kimet Belediye Reisi demektir. Köy beledi- yesine Selska Opştina ve şehir bele- diyesine Grataka diyorlar. 2662 kö belediyesi ve 97 yahir belediyesi var. Bunu öğrenince, bizim 519 şehir belediyesile. öy belediyesini ve tırlıyarak Bul komşularımızın, bütün cenubi Bulga- ristan köylerini tek bir elektrik san- tralından verilen cereyanlarla aydın- latmalarına gıpta ettim. Bulgaristan köy belediyelerinin 1932 bütçeleri yekünü 1.418.992.593 leçâya çıkmıştır. Bu bütçelerden ay- rılan paralarla her köy, eletrik koo- peratifine ortak olmaktadır. Koopera tüfe girmek mecburi değilie de, köye elektrik cereyanı almak istiyen mi ferit zenginler olan dahi, bütün köy kooperatife dahil olmazsa cereyan Milliyet'in edebi romanı: 47 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündü — Namusun dili olsa da gramo- | Ben ondan bir şeyler kapacağım. fon plâklarına bildiklerini söylese. | Odamda o varken, kötü bir örnek Kızların arasında şair adı veri- mi Glen len deli Muallâ hemen bir güfte ve| ben iyi olacağım. Hiç olmazsa bir bir makam uydurarak parmakları- | kaç saatlik ömrüm onunki kadar te vu şaklatmağa başladı: miz, masum İkimizin ona — Et satarız! Et satarız! yaptığımız bir küçük iyliktir. Ama Dişi kirli avratlarız. onun yanımda geçecek (varlığı, * İçimizi kimse bilmez bence, benim için çok büyük bir Her gün derde dert katarız, iylik olacak. suratına — Kız sen neye et kızı oldun? cek: Sonra Nihal'in odasma gidip yatacak. © — İyi ama, dedi üstat, Kız sen- den korkuyorum. Çocuğa kendin- den bir şeyler kaptırıverirsin ya- nar yavrucağın başı. — Hiç korkma, O benden değil. oluyorsunuz Deli Muallâ atıldı: — Sen de yanlış soruyorsun! — Nasıl sorsun şair?! —Kızlar! Sizi niçin et kızları yapıyorlar? Sonra tekrar eskiden uydurduğu bir şarkıyı avaz avaz söyledi: Et kızları! Et kızları! Yarı gece yıldızları! lir. | TABANCA — Fransızcadan — Ludovic ikinci sene de sınıftan dö- nünce, anası babası çocuğu mektep- ten almağa karar verdiler; Seni amcana göndereceğiz, dı diler, zaten onun da bir çırağa ikaiya cı var, Julien amcanm bir silâhçı dükkâ- nı vardı. Yegenini büyük bir memnu- niyetle kabul etti; Aman baban iyi düşünmüş, de- di, bir defa işleri kavrasan, sen dük- kânda kalırsın, ben de şöyle bir az fe rahlar, dışarıya çıkarsm. Diğer taraftan Ludoviç de yeni işin- den çok memnundu. Jülien amcadan defter tutmağa yetişecek kadar malü- malı çabucak öğrendi: Ayni zamanda Ludoviç törpü, çekiç ve hamlaç kullan- masını da öğreniyordu. Sonra müşte- riyi karşılamasını ve malını methet- mesini de iyi beceriyordu. Bir gün öğleden sonra Julien amca civar kahvelerden birinde tavla oyna mağa gitmişti. Oraya kendisi gibi dük kânlarıma yeğenlerini yerleştirmiş es naf devam ederdi. Julien amca gittikten sonra, dük- kâna bir kadın girdi. Genç, güzel, şık bir kadın. Bir tabanca istiyorum, dedi, me- . gu yü k otomatik ği ühvükta kadar çok taban- bir tabancayı içime bir şüphe girdi.. Dikkatle müş- terisine baktı. Anladı ki, kadın sinir- li. O anda bir cinayet levhası gözle- rinin önünde canlandı. Kada taban- en satmamak lâzım geldi du. Fakat nasıl bir vesile bulsun. Son ra müşteri kaçırdı diye Julien amca- Bm canımı sıkmış olmaktan da korku- yordu. Hulüsa beceremedi. Zaten ka- dm tabancayı eline almış, işleyip işle mediğine bakıyordu: — Bu iyi, dedi, bir kutu da fişek “Çocuk fişeği de verdi ve kadını ne- zaketle kapıya kadar teşyi etti, Faknt kapıyı kapatınca, kadın arkasından koşup kolaylıkla veya zorla tabanca- yı elinden almağı düşündü. Kadın köşeyi dönünce bu endişe büsbütün içini yemeğe başladı. Bir nayet olacağı hakkındaki şüpheleri bir künaat haline girdi. Bu kadın biri peratifi yapmışlardır. Ayni mahiyette müşterek w) kö: mek üzere bir de 45 milyon Teval sular kooperatifi vardır. 112 milyon levalık bi bütçe ile i- dare edilen Deliorman havalisi su tevziatı bundan hariçti *.. Avrupa büyük şehirlerinin | geni$ asfalt caddelerine mukab'!, Bulgarla rm Sofyada yaptıkları mini mini sarı parke taşlarla süslenmiş yolları daha ük ve zarif görünüyor. sarı met baksızlık olurdu. Bulğar komşularımız, bu yollar. i- çin çok büyük masraflar etmişler, fa kat taşlarının yalnız bir tarafının 35 sene dayanacağını düşünerek bu mas rafa katlanmışlardır. Şurasını da kı- saca hatırlatayım ki, bütün bu güzel yolların üzerinde ve kenarında gece hayatı yoktur. oAkşışm üstü Darülfü- nun talebelerinin kesif kalaba) sında gelip geçenlerin hararetli kaşalarmdan başka etviltr ve şakrak lık duyulmaz. Bu itibarla da Sofya, yalnız ciddi ve sakin çalışanlar için bir inziva yeridir. K. NACI dı. Banço cızırdadı. Hepsi i'eyliğr- lar ki provaların ikinci kısmı baş- lamak üzeredir. Onlar konuşurlarken Petek içeri di de kaşla göz arasında kızın ö- nüne bir sıcak sulu tencere daya- mış, yanıma da bulaşık “kaplarını koymuş, tabakların kaba kirlerini ucu deynekli bulaşık bezi ile temiz letiyordu. Bu işlerin karşılığı ola- rak ta kızm saçmı tarıyor, tırnak- larını kesiyor, bulaşıktan sıcak su artıkça başını, gövdesini sabunla- yıp yıkıyordu. Köye gönderdiği son mektuba cevap gelmişti. Bu cevap üstada karşı yazılmıştı. Kızın anasının çok tan öldüğünü yazıyordu. Gönderi- len parayı da geri çevirmemişler- di. Anası mehrum olurken ihtiyar heyetine, komşulara söz veresimiş ki Petek'ne para gönderirse köy nun için helâlımdan yarısını hoca- ya vermişler, yarısında dam kira- sı olan Emüş nineye. Üstet öfkeli, öfkeli mırıldandı: - — Bir daha metelik gönderir. sem iki olsun. Fravunlar kızın pa- rasını talân etmişler, Kızın parası. rarsızlığına ve alçaklığma lânet etti. Bütün gece uykusu kaçtı. Ortalık ağarmca düşünmeğe vardı. Acaba ci- nayet oldu mu? Kadın birisini öldür. dü mü? Sabah gazetelerine merakla göz ezdirdi. Korkusunda pek haklı imir. irinci sahifede şöyle bir serlevha: “Kukanç bir kadın kocasını yaraladı ve öldüğünü zannederek kendisini öl dürdü.” Altında da facianın tafsilâtı yazılıyor. du. Hâdise Julien amcanın oturduğu ma hallede olmuştu. Tabanca yeni idi. Bet- baht kadının tabancayı bir yün evvel al- dığı bile yazılı idi. Ludoviç'in aldığı diğer gazetelerden birinde kadının yerde yatan | cesedinin resmi bile vardı. Fotografı görünce son şüpheleri de zail oldu. Bu yerde yatan yüzü kanla bulaşı adım, istemezdi emu bu akibetten kurtarması elinde olan ka- dındı. Ludovir o andan itibaren kendin. iğrendi. Pişmanlık ve vicdaı yiyordu, hali değişti, me mahzun bir adam oldu. Hattâ siliher dan cıkmağı da düşün casma, ana ve babasına bu kararın utandığı için kimse meseleyi ai O da düklindn kalmağa ineeber el Haftalar geçti, fakat Ludovic bir tür- lü zihnine saplanan cinayeti unutama- yordu. Olü kadının vüzü aklından çık- mayor, rüyalarıma giriyordu. Yavaş yavaş böyle hayalen hep o ka- dna yaşamağa alıştı. Bir sün Ludovir yalmızdı. Bir?-— leri kamaştı. Genç | çık, güzel İl dın dükkândan içeri girdi. Ludovir te- reddütsüz kadını tanımıstı, Kendini öldü ren kadın. — Sizden aldığım tahancayı geri ge- tirdim. Tecrübe için tetiği ilk çekişte bi- Bive kekeledi, Genç kadın hayretle dükkâncıya baktı: — Evet, benim, dedi. geçenlerde siz- den tabanca almıştım. Banda şaşılacak ne var? O zaman Ludoviç işi anlattı, Kadın hikâyeyi dinleyince bir kahkaha savar. — Görüyorsunuz ya, ölmüş değilim. Hattâ ölmeğe niyetim olmadığı icindir ki, sizden tabanca aldım. Cünkü tek ba- sima arasıra otomobilimle gezmeğe çı karım. Tenha yerlerde yalnız bir kadın, ne olur, ne olmaz değil mi? Sonra sesini değiştirdi: — Tamir uzun sürer mi? Ludovie tabancayı muayene etti, Ya- & dakikada tamir edilecek bir bozuk. Fakat Ludoviç dedi kir — Şimdi eldeki islerimiz bir az fe <9 yarın, yahut o bir gün gelebilir eni Kadın cıkımen Ludovic kendi Mm süzün Node: höple bir yalama Kirsm görmüştü? Birden hakikati aoladı. Hiç den bir defa daha olsun kadını gör- Zal Ludovie! Evvelce kadının ken- di yüzünden kurban rittiğini zannediyor du, Fakat şimdi kendisi kurhan olmuş tu. Milliyet bu sütunda iş ve işçi isti. yenlere tavassırt ediyor. İş ve işçi istiyenler bir mektupla İş büro muza müracaat etmelidirler. “Ed istiyenler Ingilizce, fransızca bilen 5. N. Ha- im İş bürosuna müracaat edebilir. İş arayanlar Yeni harfleri okur yazar — tecrübeli bir efendi çak, ekven şersitle odacilk kapaculuk garsonluk ve buna benzer bir iş arıyor. İsteyenlerin o İş bürosu İbrahim, nt kakao kutusunda da tutmamalı. İş Bankasına yatırmalı. Kıza da bir şey söylememeli. / Anasının sağ olduğunu sanan doğru- yu söylemek bir cinayettir. Varsın avunsun, © 0s — Do, re, mi, fa! — Do, ri, mi, fe! — Olmadı! — De, re, mi, fal Aferin! lâ,re, mi! lâ, re, mi! — Aferin! — Ben kelebek şarkısmı bitir- dim. Söyleyim mi? Öksüz kızlar türküsünü de belledim. — Hesap dersin ne oldu? — Nihal bacı çalıştırdı. Ama ya- rısına kadar, O'da ötesini bilmiyor: muş. Birbiri altna dörder rakam yazıyorum. ini toplıyorum. İkiye üçe pay ediyorum. Nihal ba- cı bundan ötesini bilmediği için bu kadar öğretti. Bu her sabah böyle idi. Nihal'in koynundan kalkar kalkmaz. Elini yıkar, Uyandırmamak için tü etmez, Pansiyonun mutfa- ğına gider. Fatma teyze saçını ta- rar. ya Biraz bir şeyler yedi- rir. Oradan doğru klübe gider. - Önce musiki dersi Sağlam fikir - Temiz ve sağlam vücutta bulunur Bir insan için hayatta her şeyden evvel ve en ziyade dikkat edilecek cihet | temizliğe riayettir. Maalesef kadın erkek bu hususa lüzumu dere- cede ehemmiyet vermiyor ve bunun lâyık olduğu mertebede kıymetini tak dir edemiyoruz. Maddeten temiz ol- mıyan manen de temiz olamaz. Vü- cudü temiz olmı ruhu, fikri de temiz olamaz. Ve selâmet te bulmaz: Düzgün. ve temiz bir muhitte yaşayan ve her gün banyosunu yapan tertemiz. çamaşırlı bir kimse pislikten | gelen maddi, manevi her türlü fenalıklar- dan daima masun ve mahfuz bulunur. Bu, bir hakikattir ve bu hakikati teyit eden yüzlerce binlerce misal irat edi- lebilir. Harbrumumiden sonra maişet darlığı münasebetile bazı aileler dar yerlere sıkışıp barmak mecburiye- tinde kaldılar. Ailesi efradı siye baliğ olan vaktile zaman gibi bir yerde yaşamıya mecbur olur. Ve her türlü ihtiyaçlarnıda bu rapmakta muztar kalırlar» derece temizliğe dikkat et- seler de izdiham, havasızlık ve biri- birlerinin nefeslerile zehirlenmek ne- tcesi adedi beş altıya baliğ olan ço- cukların ne maddi ve ne de manevi sihhatleri yolunda gider ve ne de neş- kip eder. da bozu- lur. Yeni yetişen nesiller için yeni- der yeniye bir takım terbiye sistem- leri düşünmektense bir şeyden evvel bunları temiz bir hayat ve muhitte ya şamak menafiini takdir etmeğe alış- tırmalıdır. Çocuk vefiyatı elyevm gene acına- cak derecede olduğu malümdur. Ayni zamanda çocukların büyük bir kısmı bütün hayatlarında ve ömürlerinin 49 nuna kadar devam eden bir takım sa- katlık ve malâliyetlerle yaşarlar. Bu illet ve dertler çocuklukta iyi bakılmı- yay ve'fena şernitihayatiye içinde ya- satılan kimselerde bulunur. o Temiz hayat içinde yaşıyan kimsenin düşün- cesi f'kri de temiz olur. Sıhhati tam vücudü sağlam bulunur. Kolay ve ça buk hasta olmaz. Bu itibarla gerek şah san ve gerek memleket nam ve hesa- bına mali zayiati mucip olmaz. Ayni zamanda memleketin servet ve mem- balarının halkın ihtiyacile mütenasip bir şekilde taksim ve tevzi edilmesini temine hizmet etmiş olur. Bir memle- ket halkının sıhhatlerini tahtiemniyet ve muhafazada bulundürmak üzere siyorta sistemi vazife deruhte edenler ağır bir yük altma girmiş © olurlar. Her hangi bir işimteşkilâti noksan, teftiş ve mürakabesi kusurlu olursa onda muvaffakıyet tam olmaz. Ve ne- ticede fayda ve hayır görülmez. Her ne kadar bugün çocuklarm mektep- lerde sik sil tıbbi teftişleri yapılmak. ta ise de bundan hakiki bir (e fayda | beklenemez. Bu hususta daha esaslı ve radikal tedbirler almak İâzımdır Bunun için de iki cihetten yürümeli ve | bir taraftan her türlü şeraitishhiyeyi | câmi idareli binalar tedarik © etmeli dizer taraftan da sıhhat ders ve terbi- yesi yalnız çocuklara verilmekle ikti- | fa etmeyip te ayni zamanda onlarm veli ve ebeveynine de © verilmelidir | Beslenilen gıdanın kıymeti hakkında | esaslı malâmat m.ksanıdır ki elyevm bir çok gençlerin mesai hayatında ve | iş başında müuvaffakıyetsizlik ve ile karşılaşmasına sebep olur. İşt nun için sağlam ve sıhhi bir muhitte kuvvetli ve çalışkan bir nesil hazırla- malıdır. Sonra kıraat. Sanli He Musikide çok ve çabuk ilerliyor- du. Üstat bu ilerleyiş gücünü gör- men olmuş, yapmış gibi mutlanı- yordu. Hele oyunda eteğini o tutacak yoktu. Köy oyunlarından en karı- şık figürlü Avrupa danslarına ka- dar bir kaç görüşte — oynayışta değil — hemen kapıyor ve şaşıla- cak kadar güzel oynıyordu. Bunun içindi ki haftanın bir kaç gecesi klübün barı dolup dolup boşalmak bilmiyordu. Ahır sekisinden gelen Petek, a- hır eskisinden bozma barın mini mini bir yıldızı olmuştu. Ama bu böyle sürmezdi. Böyle sürmemeli idi. lüple kardeşinin uzunca bir misafiri ol- duğumu düşünmiyordu.Peteğin yaşı geçkindi. İlkmektep çağını aşırdığı in almıyorlardı. Ondan ötürü İkmektep imtihanlarını vermek i- çin çalışıyordu. Eğer bu gibi çocuk | lar için bir müessese olsaydı... terbiyeli bir familya iki odalı kümes ; RADYO Bugünkü proğram ISTANBUL sfon 1830 franarıca de ci Bey, 21.80 gramofon, 25 Ansdola era. inat ayarı, ANKARA; 1538 m. 1230 i Grsmöfo. 18, : Alaturka sas 18,45 : Viyolonsel ike 19,15 : Alatrk 2015 : Ajans haberleri, VARŞOVA, 141 m. 1040: Plük ro konseri, 2i: Halk konser ana musikisi. BUDAPEŞTE, 550 m. 2120: Ateryeden iki opara temsili 1) Gelar" nin “Der Wirlerspenstiga Prina, 2) Süppe' nim (Gala 'çayı) operesi. 22,10: Car. 24: Si- gan musikisi. VİYANA, 518 m. 2155 Halasyın haberleri; 22061 Senfonik kun aya ion Se MİLANO, TORINO, FLORANSA 211. Haberler - Plâk. 2136: Ölfenback'in (Hofman'm hikâyeleri) operesi. PRAG, 488 m. 24: İzçi neşriyatı, 2145: İbrani şarkıları, 21,35 muhtelif, 23,0: Karışık konser, BÜKREŞ, 394 m. i8 Askar Kii. İSİ Za Kame dar İtizar Radyonun geçen gün dereettiğimir hafta. lik proğramında bazı yanlışlıklar olmuştur. Bu sebepten okuyucularımızdan günlük proğ vamı takip etmelerini rica ederiz. Yamlnaa Talete birliğinin gazetesi Milli Türk Talebe Birliğinin neşre başladığı (Birlik) isimli gazetenin i- kinci sayısı dün intişar ih Senfonik Konser mizdeki ecnebi mekteplere şiddetle hücum etmekte ve bunların bir an ev- vel kapanması için gençliğin mücade- le açacağını yazmaktadır. İstanbul 4 üncü icra memurluğundan : İstanbul 4 üncü hukuk mahkemesinin karârı üzerine satılması lüzumu hasıl olan ve Bakırköyüne tabi Kotrunya çift liğinde biçilmiş ve tepe haline getiril. miş olup beher ökkasma birer kuruş kıymet takdir edilen (219000) bin okka kuru otun 16-8-933 tarihine müsadif çar» samba günü saat-14.ten 17 buçuğa ka- dar dairemizde açık * arttırma "suretile satılacağından talip olanların © yevmi #muayyeninde dairemize 933-2621 dosya numarasile müracaatları ilân ölünür. (6056) gtlillayet Asrm umdesi “MİLLİYE T” tir. ABONE ÇCRETI ERİ : ewcnat edilir. Gazetemiz ilânların mes'u- liyetini kabul etmez. BUGUNKÜ HAVA Yeşilköy sökeri rasat elele ve rilen malâmata x köre buzün has miri rüzgürle olarak yo e tarihinde hava tazyiki 788 mi. vardı. Hayatmın bütü; luklarımı bu kimsesiz kızın tatlı, masum gözlerinde dinlendiriyordu. Üstat ö gözlere baktikça ( bahar Bursasının o penbe sisli gözlerine, Mudanya kıyılarının eşsiz akşam güneşine, , Umurbey'in mor ufukla- rma ve kendi enginlerine bakar gibi oluyordu. Bir serendip incisi bile denizle- . uğuna taş bir bolluk gösterdikleri bir zaman- da Mehmet Baha Yayla kızı Petek Ya eş nr ay JR