11 Haziran 1933 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8

11 Haziran 1933 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PROPAGANDA MI, İRŞAT MI?.. “İllustration,, un bir makalesi — Mareşal Fon ANKARA: 20-NİSAN-1921 Büyük Millet Meclisi hükümeti her gün biraz daha canlanıyor. Ankara hükümeti kurulduğu za man, memleket dahilinde baş gö teren isyanlar, tamamen sönmüş- tür, Şimdi, Memleket dahilinde nisbi bir asayiş hüküm sürüyor. İ- dare makinesi intizam (dahilinde yürüyor: Mücadelenin istikbali hakkında kafalar; daha müsbet, daha salim düşünüyor. İş yalnız bununla da kalmıyor. Yeniden vü- cude getirilen Milli ordu; harp cephelerinde kuvvet ve mevcudi- yetini hissetirmeğe başladı. Müda faa ve mukavemet sahasında e- hemmiyetli zaferler kazanıyor. Bu netice, sevindirici bir şeydir. Yalnız bir şey kalıyor: Acaba harici politika âlemi, bizi olduğu gibi tanıyor mu, maddi ve manevi kuvvetlerimizin derecesini biliyor mu? Ankarada kurulan hükümeti- mizin mahiyetini herkes öğrendi mi? Teşkilâtı Esasiye Kanunumu- za temel olan halkçılık prensiple rimizi herkes öğrendi mi? En ni- hayet sulh ve harp meselelerinde Büyük Milli Reisimizin, Büyük Millet Meclisinin gayeleri her ta- rafta malüm oldu mu?.. Mecliste, zaman zaman propa- gandadan, propagandanın lüzu- mundan bahsediliyor. Fakat pro- pağandayı anlayış tarzı, büsbütün başkadır. Hele bazı mel fendi- İer, o propaganda < sözünü bile söyletmiyorlar. Onun islâmcası, (İrşat) varken niçin frenkçe keli- me kullanalım? Diyorlar. Bu zat- İarm nazarmda irşadın manası, camilerde, malüm olan esas ve for müller dahilinde, vaz ve nasihat etmektir. Sarıksız propağandacı olamaz! Sanders ne diyor?.. Mareşal Leyman Fon Sonders Zavallı Tunalı Hilmi, beyhude yere çırpınıyor. Her vesileden isti fade ederek irşat encümenini w- yandırmağa çalışıyor. Propa; da için dahilde ve hariçte teşkil yapılmasını teklif ediyor. Bilmiyo Tüm, hükümetin bu işte kullana- cak vesaiti, parası mı, pek az, yok- sa propagandanın lüzumuna kani mi değil?.. Çünkü bu lüzumu his- sedince, müdafaa tedbirleri arasında propağandaya mühim bir fasıl ayırmamak imkânı ol maz, Propağunda tedbirlerine, teşki- lâtna ehemmiyet vermediğimiz dair olan hakikatlerin de yürü- mekten geri kalmadığı da ayni de- recede muhakkak... Güneşin ışığı zorla, sun'i tedbirlerle örtülür mü? Son zamanlarda Avrupa matbua- tında yeni Türkiye ve Mustafa Ke- kıyor. İşte bir kaç gün evvel elime ge- İ çen fransızca İllustration gazetesi. | nin “Mustafa Kemal,, başlıklı bir muhakkak... Fakat yeni Türkiyeye | | Maraştan, Urladan ko mal hakkında çok güzel yazılar çı- makalesinin tercümesini, buraya geçiriyorum: “Müttefik nâzırlar ve sefirler Lon- | drada toplanıp 1453 tenberi helledile- | miyen Şark meselesile bir kere daha meşgul olurlarken Türkiyenin talihi hakkında felsefe yapacak birisi var- sa o da şüphesiz Mustafa Kemal Pa- şadır. Fakat Mustafa Kemal Paşanın felsefe yapmıya vakti yoktur. Başka- ları lâfla vahit geçirirken o hareket e- diyor. İki sene evelisi mağlâp ve yıkıl- mış memlekette âsi sayılan Mustafa Kemal, bugün, Türkiyenin şanlı re bulunuyor. Şüphesiz İstanbulun reisi değil. Esasen oradaki memlekelsiz i- daireihükümet eden, tebaasız hüküm süren, vekâletsiz müzakerata giren o hükümet heyulâsının ne ehemmiyeti var? Hakiki Türkiye artık Boğaziçin- de bulunmıyor. Ankaraya iltica etti, Milli Meclis, emreden baş, idare eden eller hep orada, Mustafa Kemal Pa- şa da orada, o yalnız müttefiklere de- gil, talihe isyan etti, Memleketi başka. larının hatalarına ebediyen kurban gi- derken ve talihe böyun iğmişken o et- rafına son mukavemet kavustini top- İadı. Hiddetli, cesur, azimkör imanın. dan mâda hiç bir kunyeti olmadan dünyaya karşı çıktı. Nüfuzuna giren- ler, yavay yavaş çoğaldı. Evcelâ par. | makla gösterilen münferit kimseler, sonra bir fırka haline girdiler. Türkiye Umumi harpte mağlâp olmakla bera- Ber, İzmiri, Edirneyi, Trakyayı kay- betmiyecektir. Mustafa Kemalin Türk leri; Sevr muahedesini yırtmak zah- metini ihtiyar etmediler. Çünkü elle- rine alıp okumadılar bile, ... Hakları- nı almak için bir ordu yaptılar. Şimdi harbediyorlar. Onlara karşı İngiltere Irakta, Fransa Kiliky Suriyede birer ordu tutmıya mecbur oluyorlar. Bir çok yerde muzaffer oldaler. Bizi Son da- vet üzerine Ankara Hük murah- haslarını Londraya gönderdi. İki se- nedenberi ne terakki? Mustafa Kemal le ne büyüklük, ne sevinç?.. istiklâl kahramanı henüz kirk yaşındadır. Yenişehirli hakiki Bir Türk ailesindendir. Uzun boylu," öldükça deni yük. Yeni V-8 Ford Otomobilleri 112 parmak dingil mesafesi Ford Motör Kumpanyası yeni V-8 otomobillerini muhterem müşteri lerine takdim eder. Bugün piyasaya arzedilen bu yeni Ford'lar her cihetten emsallerine © #aiktirler, Karoseri geniş, uzun, siklet merkezi alçak, dış hatları gayet güzeldir. 112 parmak dingil mesafesi. Etekli çamurluklar. 75 beygir kuvvetin- .de gayet düzgün çalışır V-8 tipi motör. Lâstik motör mesnetleri. İşleyişte bir yumşaklık temin eden 25 tane rulman. Fevkalâde akselerasyon. Saatte 130 kilometre sür'at. Yağ ve benzinde son derece idare, Otomatik şerare kon- trolu. Sessiz ikinci Vites. Sessiz ve sinkronize edilmiş vites'değiştirme.. Tam muvazeneli 65 libralık krankşaft. Aliminyorn pistonlar. Sessiz ters karbüratör. Gayet hafif direksiyon. Dört tekerlek üzerinde çalışır, müessir frenler, Dö Lüks tiplerde bütün camlar triplekstir. Taksimde OTOMOTÖR Ford Acentesi salonunda teşhir edilen bu yeni Ford'ları bügün görmenizi rica ederiz. | yeti, yüzünde okunur. 4 ve gayet çeviktir. Çok lanır, Şahsiyetinin kuvveti ve ehemmi- Alnı zekâ ile parlar. Gözleri, maviliklerinden bek- lenmiyecek keskin bir şule ile bakar. Fakat her şeyden siyade, yüzünün geniş hatları, ruhunun, büyük müca- | kaplan | delelerini ır. Bazıları, yözlü de dediler. Belki. Fakat ekseri- ya, umulmaz derecede tatlı bir çocuk tebessümünün aydınlattığı bir çehre. Her halde manasının tenevvu ve ta- | harrükü ile nazarıdikkati celbeden bir İ “Mustafa Kemal Paşa, hakiki bir askerdir. Harbiumumi dsnasında bil. hassa Çanakkalede müstesna bir ka biliyet gösterdi. İngilizleri yenen Ana- fartalar kahramanı odur. o Mustafa Kemal Paşa kabiliyetli bir kumandan olduğu kadar, kelimenin bütün yük. sek manasile de hakiki bir amirdir. Sanki, insanları idare etmek için doğ- muştur. Bazı insanları digerlerinin ba- gına geçiren ve herkes || tarafından muta? eden isimsiz kuvvet, hiç şüphe- siz, onda bol bol var!,, ... Büyük Alman gazetelerinin bi- rinde de Leyman Fon Sanders'in bir makalesi çıktı. “Yeni Türkiye,, başlıklı bu makalesinde, Mareşal Fon Sanders, İstanbuldaki hükü- met taslağının, hiç bir (nüfuz ve kuvvete malik olmıyan bir hayal- den ibaret olduğunu, o padişahm millet nazarmdaki sevgisini kay- bettiğini, asıl milli kuvvetin, An- karada, Nasyonalistlerin elinde bu- lunduğunu izah & Fon Sanders, Kemalin yüksek şahsiyeti üzerinde durarak ondaki yüksek meziyetle- ri anlattıktan sorira şu hükmü ve- riyor: “Başmda böyle ( bir reisi olan, müttehit bir milletin mukavemeti, işgal ve tehdit gibi tedbirlerle kı- rılamaz !,, Anlaşılıyor ki, milli Türkiyeye dair olan hal er, yalnız dahil- de değil, hariçte de yürüyor. Bi. iyor. zim bu işlerdeki heyecanımız, te- | lâşımız; bu hakikatlerin cereyanı- wa biraz daha vüs'at, biraz daha sür'at vermek arzusundan geliyor! MİLLICİ Mareşal -| bilhassa, Muvafa | StTaSI Siyah göm lek ve külottan frak ve simokine Ankara'da Paris bulvarları ANKARA, 8. (Milliyet) — Bu- günkü Ankara caddelerindeki kı- lık ve kıyafetler, en medeni şehir- lerle kıyas edilir bir haldedir. U- tülü elbiseli ve tertemiz yakalı ki- | son moda giyinmiş gayet şık hanımlar Avrupanm en modern caddelerinde yürüyen in- sanların aynıdır. Daha pek çok zaman geçmedi, on, on iki sene evvel Ankara cad- delerinde kadın görmek bir mese- leidi. Erkekler külot pantalonlu, siyah yahut haki gömlekler giyer- lerdi. Hemen herkes yakası pağa- sı bir tarafta, elbiseleri : buruşuk, derbeder bir halde idi. O zaman büyük bir işin peşinde idik ve an- cak onu düşünmeğe vaktimiz var- dı. Fakat bugünartık normal vaziyete düştük, tabii günler yaşı- yoruz. Medeniyet âleminde mevki. mizi aldık ve onu takviye ediyo- ruz. ... Bıraktığımız derinliklere âdeta bakamıyor ve daha ziyade yamaç- lara tırmanıyoruz. Eski çukurlara bakmak başımızı döndürüyor. Bu- günkü ile dünkü giyinişlerimizi bi- İe mukayese etmek insana hayret veriyor. Eski fotoğraflarımızı giz- | albümlere kaldırdık. Bunlara bir daha bakabilmek için ancak mü- him bir ranm tevsiki zarureti saik olabiliyor. Bütün bu inkılâp mevzuları a- rasında unutulmamalıdır ki şap- kanm da çok mühim bir O mevkii vardır. Başımıza geçirdiğimiz bir şapka bütün telebbüs tarzlarımız- da rutuşlar yaptırdı ve artık giyi niş zevkimiz bügün kemalini bul- du. ... Şapkadan,giyiniş deyişikliklerimiz den bahsederken frağı giydiğimi ilk günleri ve o günlere ait tuhaf hikâyeleri dahi halırlamı mak kabil değildir. Yaşayış bün- Dİ lira 5 Lira 27" 0'İ, 4'| g Sağlam malzeme . Usta makastar . İki pruva Yerli Mallar Pazarı Lira Lira İ yelek ve boyun bağlarından siyahi yemize medeni âlemin bu müte“ kâmil kisvesi girdiği bu ilk günler” de hepimiz az çok yanlışlıklar, * cemilikler yaptık. Frak ne zaman giyilir, bunu ve beyazı ne zaman . kullanılır, | smokin hangi saatlerde ve hangi | işlerde giyilir?.. Bir çok sualler ki bunlar kitaptan ziyade hayattan | öğrenilecek şeylerdi ve nihayet öğ rendik. Merkez kıraathanesinde silindir başta ve frak sırtta nargile içtik Çaylarda smokin giydik, siyah boyunbağı taktık. bunları yaptık, bu acemilikler ta- bii idi. Kaldı ki bugün bu potları kırmıyoruz ve bu elbiselere sırtı mız babası frak gişmişlerden dahâ ziyade alışık... Ankara caddelerinde kılıklar frakla | Evet; | i çok medenidir dedim. Dün kapali çarşaflı zevcesile sokağa çıkmayı ayıp sayanlar, bugün çıplak kollu, günün modasına çok uygun ha nımlarile P: bulvarlarında ge- zer gibi serbesttirler. On sene ev- vel Karaoğlandan geçen bir ha nım sokakları dolduran bütün er- kekler için bir düşünce şurişine vesile ve bir hâdiseye mevzu idi. Bugün yüzlerce hanımın caddeleri doldurması bir fevkalâdelik bile sayılmıyor. Yugün Ankarada erkek ve ka- dın sanki ayrı birer cins değildir- ler ve Ankara caddeleri de bugü- nün en medeni şehirlerinin cadde- lerinde görülen manzaralardan ve- lev ufacık olsun bir aykırılık gös- termhez.Biz fesle beraber traşlı sa kallarımızı, derbeder kılıklarımı- zı da Osmanlı devri gibi tarihin en derin uçurumları dibine gömdük. S.R. Hereke'nin Fresko Kumaşları; Serin tutar tercih ediniz | | FORD. MOTOR COMPANY şEXPORTS INC. - İSTANBUL İstanbul: Bahçekapı

Bu sayıdan diğer sayfalar: