Kayan böbrek.. Yüzen böbrek.. Belki de böbrekler kaymıştır; belki karnınızın içinde yüzüyor, yu - Sıkıntı içinde idiniz. Bu sıkıntıların ve bebini bilmediğiniz için büsbütün sıkı İryordunuz. Sebebini öğrendi sevinirsiniz.. Bir çok hastalıklar bir iz kışta göze çarpuığı halde böbrek kayma $1 çok kere ve uzun müddet anlaşıla maz, Aranırsa bulunur. Ancak düşünü- İürse, akla gelirse aranır! Ve çok kere de aranmaz... Kayan böbrek, yüzen böbrek olur mu? — Evet, Sanırmısınız ki böbrek yerinde sım sıkı tutturulmuştur. Böb- rek Hiften yapılmış bir kın içinde bulu- muyor ve kının içinde hafifçe gidip gel me hareketleri yapar, Bu hareket karın- İn göğsü ayıran etten perdenin nefes al dıkça inmesi ve tenessüf verdikçe çık- masındandır. Bu kın kolayca kırılır bir tarzda yapılmıştır. Her nedense tabiat ana örle istemiş, böbreğin alt ucunu bir yere iliştirmemiş açıkta bırakmış... reğin ön yüzüne kuşak gibi imz olan barsakların bir düzüye #ı onun yerinde kalmasına uyğun ük mez, Karm etleri gevşer, karın içindeki uzuvların gerginliği arıklarsa destek- siz kalan böbrek yerinden oynar, fırla- maya yeltenir. Kar etleri ş ve gevşemiş kimsenin böbreği düşüktür. Bunların ve çok kere mideleri ile barsak lar: da beraber düşer. Ne leri düşüyor? Bir zamanlar sıkı korsala rın münakaşası vardı. Bir tarafta hekim ler sıkı korsaların böbreği düşürdüğünü söylerlerdi. Öbür tarafta istatistikçiler sarsılmaz kanaatleri ile çene kavgasına girişirlerdi. yüz Arap kadınından kırk üçünün böbrekleri düşük olduğunu gös- terirlerdi. Nerede kaldı o münakaşalar? Modalar değişti onlar da ortadan kalk t. Lâkin böbrek yine ortada. Kayan böbrek, yüzen böbrek ne için kadın- larda ziyade? Kadınlarda birbiri ar- dınca gelen gebelik tesiri ile etten ya pılmış olan karın kuşağı gevşer. Gev- şeyince karnın içindeki uzuvlara lâyi- kiyle desteklik edemez. Onlar da yer lerinde tutunamazlar, kayarlar. Ne için sağ böbrek daha ziyade düşüyor? — Karaciğer üstüne yasla- »ıyor, aşağıya iniyor da ondan... Karnın içinde ii boşlukta asılı kalan böbrek kasıklara doğru sarkar. Sarkarken kendisine kuyruk gibi yapışık olan damarları da beraber çeker, Ve çekerken bu da- mardan kuyruk kendi mihveri üstün- de burulur. Böbrekle mesane arasın- daki ince idrar yolu kıvrılır, dirsek yapar. Bunların neticesi olarak damar İarda kan lâyikiyle dolaşamaz, idrar tamamiyle çıkamaz. Sarkan böbrek yolu rastgeldiği uzuvlara zahmet ve- rir. Bunlardan bir çok aldatıcı alâmet ler, arızalar doğar. Bir hasta mide hazimsizliğine, in- bi habına, yalancı ve- pandiste duçar olmuş gi bi görünür. Bir başkası türlü eziyet- ler çeker: Göce geçen, gündüz gelen yan, böğür ağrıları. Bu ağrılar bazan «Syatik) Gi andırır. Bazan oyluklara, bacaklara yayılan bir sinir ağrısı olur. Gününbirinde bir patırdı kopar, böbrek dolaşır, böbrekten mesaneye giden ince boru kıvrılır, böbreği: zndaki kısım genişler, idrar kola: la geçemez. Şiddetli buhran ki sancısma benzer. Ne yazık ki bu hastaların hepsi “sinirli” olarak görünürler. Ve böyle görünmekte haklı ünkü ğun, ezğin, düşkünd kum nirleri zayif düşürür. dar senpatik siniri de araya #in ve bundan doğan bir takım sinir rahatsızlıkları araya girmesin. İşte uzaktan uzaga araya giren bu küçük rahatsızlıklar esasen güç olan hekimin işini daha ziyade güçleştirir. | ... Ne vakte kadar böyle gider bi. lir misiniz? Hekim henüz bir şeye ka rar vermeden apandisitten mideye yumurtalıklardan safra (kesesine; si yatik sinirinden ek sinirinin ka- “Milliyet in edebi romanı: rn işindeki güneşe benzeyen ama ka- dar elini dolaştırırkan, derinden deriz içini yoklarken birdenbire kayan, ve yüzen böbreği iki elinin a- rasında yakalaymcaya kadar.. İşte o, ta kendisi kaymış er karm içinde dolaşan böbrek. sıkıştırılmca yukarıya çıkıyor. Böbre, ği aramak bazan çok zor olur. karm içinde kaybolmuş ise... Hastalığı yakaladık, lâkin son 2ö- zü henüz söylemedik. Karın laşan böbrek müteessir olur. İfrazatı bozulur. İdrar muayenesi böbreğin iltihaplandığını gösterir. Vazifelerini görüp görmediklerini anlamak için her iki böbreğin ayrı ayrı araştırılması lâ zımdır. Böbrek fena vaziyette midir?” Böbrekten mesaneye kadar giden in- ce yol kırılmış, yorulinuş, burulmuş mudur? Radiyografi ile anlamak lâ- zımdır. Feneri yaktık. İşık elimizde. Han- gi yoldan gideceğiz? Şimdi onu kes- üş böbre; &u kadar yukarıya kaldırıp yerine yer İeştirmek. Tehlikesiz olan bu iş umu- miyetle güzel güzel neticeler veriyor: Yerine konduktan sonra böbreğin tek- rar düşmesi pek az oluyor. | Böbrek var ki, kuşakla yerinde dur durulamıyor ; yahut o kadar oynak ki sonunda, bir tehlike yapacak. Bu- götürüyoruz. Bir var ki hiç zararı yok. le böyle işini görüyor. Ağrısı yok, zısı yok. Onu ye vermiyoruz. Sa- dece tedavi li, ariel şeklinde, sinir Seeakii gösteren düşük böbrekler var. Bunlar için biraz düşünürüz. Bu ağrılar, bu hazimsizlikler, bu sinir, beyin Tahatsızlıklarr o hakikaten böb- reğin (o biçimsiz & vaziyete olmasından mı ileri o geliyor? o Yok- sa bütün karın içindeki uzuvlar düş- müş te duyulan arızalar onun netice- si mi? Yahut esasen bu ârızalar var da böbrek sonradan m: işe karışmış bulunuyor!.. Böyle olursa yok yere kan dökül- müş olmaz mı? Böyle hallerde iyi bağlanmak şar- tile bir kuşak pek âlâ iş Böbreğin düşmemesi malı? Bunun için usluca, akıllıca ya- v2... Spor? Yapmalı.. Lâkin jimnas tikle yarışa kalmamak şartile... Dr. Rasçuklu HAKKI Bir resim sergisi Halkevi Müze ve sergiler şubesi bu mevsimin son sergisi olmak üzere kıy- mettar resaamlarımızdan Zekâi paşa- nın resimleri ile bir sergi tertip etmek tedir. Şimdiye kadar hiç bir sergide | teşhir edilimyen bu eserleri gidip gör mek güzel sanatlar müntesipleri için büyük bir fırsat olacaktır. OPERA İki film birden Yarasa ve Vahşiler Kralı | Hayat igortalarınızı Galstada ÜNYON SİGORTASINA yaptırınız. Türkiyede bilâfasla icrayı Kumpanyasına bir kere uğramadan sigorta yaptırmayınız. Telefon: Beyoğlu 4.4888 4 YAYLA KIZI. — YAZAN: Aka Gündüz. — — Balıkesir Ali Şuuri Bey, An- kara İhsan Bey, Müddeiumumi mu- avini Nâzım Bey, Dayı Bey, eğer sen kandırabilirsen Dayko'yu da götüreceğiz. Ben, sen, falan, filân, | hadi çabuk ol. — Hemen şimdi mi gidiyörüz? — İki saate kadar yola çıkmak lâzım. — Uzak be yahu! — Merak etme, iki otomobil bul- duk. Kalemimahsus Müdürü Hayati Beyin meşhur Ford'u, öte- ki de müteahhit Hamdi Beyin bil- mem ne arabası. — Hayati Beyin şoförü Evliya mı götürecek? — Evet, ötekini de şoför Kara Efe. — Hem Evliya, hem o Ford! Ölüm Allah gitmem! Haykırışımda haklıydım. Haya- &'nin Ford'u, gerçekten fes nm en meşhur arabası idi. Kaç rinden yamalı, çivili, ekli değildi ki? Keira su leş. manye- mahut Mez lâstiklerinin delikleri çaput tıkalı, kapısı zırt, zırt açılır. Saymakla tükenmez. Üstüne üst- lük te Evliya! Bastı mı gaza ne i- niş tanır ne ne rampa bilir ne viraj! o O mendebur arabada Evliyaya itaat eder! Hadi Bey zar etti, zor etti kan. dırdı. EĞİ — Ama ben Hamdinin arabası ile giderim. — Nasıl istersen öyle olsun. Yal | nız davran azıcık düğüne armağan | alacağız. Armağansız gidilmez. | Biz bir liste yaptık: bir leğen ib- rik, bir bamamlası, bir işlemeli na- lın. Bir bakır sahan takımı. Sonra? | Dur bakayım. Şey, iki konsol lâm- bası. Kahve, şeker, çay. (Bir kaç poşu, yemeni. Falan, filân işte... Okuyucuların bahşişlerini verdik. . Hamdi Beyin (o yazıhanesinde toplanacakmışız. at, öyle güzel bir hava var Evl iya; her tarafı birden eğil | alacaksınız, geçeceki KURAK mn ME SAF Kuml.. Kıymetli tp üstatlarımızdan doktor | Ruscuklu Hakkı Beye, kendisini muay: ne ettirmeğe giden bir arkadaş anla — Doktor, evvelâ uzun uzun beni dir ledi. Sonra vücudumu dinledi. Benden aldığı izahat ile kalbimin, göysümün, mi- de ve böbreklerimin anlattıkları galiba birbirini tutmıyordu. Muayene bittikten sonra telâşli telâşli sordum: — Neyim var, doktor? Teşhisi çok kuvvetli olan Ruscuklu Hakkı Bey, güldü: — Hastalığı elimle koymuş gibi bul dum! Kum. Ve ilâve etti: — Karaciğer, bir parça kum yapıyor!, — Şimdi ne olacak? — Hiç, dedi, bir toz vereceğim. Onu O, bunları anlatırken arkadaşlardan biri kendisini mahzun mahzun seyredi- yordu, nihayet dedi ki: | — Vah, vah.. Demek kum var sende. Boynunu büktü: — Öyle!.. — Çok acıdım doğrusu... — Alâkana teşekkür ederim ama, o- kadar ehemmiyetli bir hastalık değil. —Ben ona acımıyorum.. — Ya acıyorsun?.. 7 Giri beş para etmez adam oluşu- | Yüzüne hayretle bakımca izah'etti: | — Kum döken ciğerden insana ne ha- yır gelir a birader? Arabasını on kuruşa satıyorlar, Ciğer dediğin altın dökmeli- ki ben onun ciğer olduğunu anlayayım.. M. MN, 87 ve 88 inci listeler ANKARA; 10. A, A, — TD. T: Cemi yetinden ; Karşılıkları aranacak kelimelerin 87 mumerolu listesi şudur: 1— ABİDE 8— CİHAN 2— AHLAK 9 — Cüsmhuriyet 3— AKİDE 10,— Devir - Anl -AM- yi FEN 5— BUHRAN (© 12— FEVERAN &— CEVHER 13— FEZLEKE 7— CİDDİYET (o 14.— FUMŞ ... ANKARA, S.A. A. yetinden Karşılıkları aranacak arapça ve farsça istesi yade: ça ve İnraça İİ Devr. - T.D.T. Cemi. 1. HARF 2.— HÜRİYET 8.— HÜLASA 4— HUSUSİ — HUZUR 10. KÜSURAT 11.— LAHZE 12.— NAFAKA 13— Nefsaniyet M— Ömer. ğer ARTİSTİK Sarışın Kızlar Ticareti Almanca heyecanlı film Kaza ve Otomobil Ünyon Hanında Küin muamele etmekte olan .— 3266 be oram için küçük bir püf bekliyen İn hazırlamış, Maarifin kö- şesinde duruyor. Kara Efe iki saattenberi maki- nesini çalıştıracağım diye kantere batmış uğraşıyor. — Sakın yolda kalmasın? — Kim demiş onu beyim? Bana Kara Efe derler. Geberik öküz ol- sa boynuzlarına yapıştım mı, sek- sen kilometre sürerim! — Yaşa be Kara Efe. — Siz hiç merak etmeyin. — Sen o yolları bilir misin? — Bilmem. Ama ne çıkar? Yol olmasa da giderim. Bu fen ve ihtısas kabadayılığna can mı dayanır? Herkesten önce ti Kara Efenin arabasına, bir paye yangeldim. Bekle de bekle! Biri i gelir, ikisi gelmez, dördü ge- lir, Bil yele, Ali Şuuri Beyi Evliyanm araba- sma zar zor bindirebildik. Dörtte üçünü kapladı. — Ya İhsan Bey?! Ona başlı ba- şina bir altı kişilik ister. — Sığışırız. Ama nerede o? Koydunsa bul İhsan Beyi. Çok sükür geldi. Geldi ama ne geliş! Harbe hazırlanan o Yavuz dritnotundan bir numara ( üstün. Kalın palto, tiftik battaniye, diz örtüsü, Okürklü (gocuk, çorap | RADYO PROGRAMI İSTANBUL; 18: Gramofon, 19: Udi Refik B. grupu, 20: Belkıs Hanım, 20.30: Tam- buri Refik B. ve arkadaşları, 21.30: Gramofon, 22'den itibaren: o Ajans, borsa haberleri, saat ayarı, ANKARA, 1538 m. “ 12,30 : Gramofon. 18, : Flarmonik örkesirar Besthoven Os vertare Leanore Des. Fantaisin Sur Les rives Bres Valse Ark en sisl 18,45 Alaturka sez 1930 « Gramelön. 20, 5 Anne hal VARŞOVA, 1411 m. 1318: Hafif musiki, 16,50: Konferana - kon ser, 17: Gençlere mahsus neşriyat, 1730: Plâk 1745: muhtelif, 18: Sözler - koncer. 20: (Sint- flük ismindeki skeç.) Zi: Halkvari bir meşri yat, 23: 23,35: Haberler - 24,19: Lune - Pari VİYANA, 518 m. 19,40: Viyana büyük © operaından naklen Wagnerin eserlerinden (Die Walküre) opera” si. Takriben 22,25: teki bir istirahatte Melçi- rya futbol maçınm neticesi. 24,05: smdaya nakil). - FLORANSA ci) İsimli opera 20: Halk konseri. 23: Stüden operet o (Üş wsketierler) (Alexandre Dumasının eserle- rinden). 23: Son haberler. 23,25; Plâk. ROMA, Sal 21,06: (Bi rüyası) ismindeki asker St 104 Ayim, 1,30: Dum. 11,45: Amele santi. 12 konser, 13: Plâk. 14: Plâk. 17: Zi 18; Karışık konser. 201 ders ve pi (Çikolatadan mamel matmazel) isin yodan maklan operet temsili. 12 Haziran Pazartesi ISTANBUL; 18: Gramofon, (18.30: Fransızca ders (müptedilere mahsus), 1 met Rıza H., 19.45: Zeki Safiye H. ve arkadaşları, 21.30: gra- mofon, 22 den itibaren: Ajans haber- leri, saat ayârı, ANKARA, 1538 m, 120 : Gramei 18, £ Farm verture Leonore Elis Fantaisin Mister Cinder D'Ambrosie Napulitenelle 18,45 : Alaturka saz No» Gitar sola mea B. tarafından). Den İN © KÖNİSV, 1635 m. 213 Sözler. — müteskiben: Hilversumdan mak” len Febeenk mi BUDAPEŞT 2150; varki, MİLANO - TORİNO » FLORANSA İlk, 2135: oda musikisi i. 23,35: Temsil mütenki ben örkestra, 24: haberler, PRAG, 485 m. 20: Hilverumdanı umumi 214 Haberler, plâ musiki. 24: Haberi BÜKREŞ, 304: 13: Plâk. 14,15 arr, 20: Hilversumdanı kile) 21406: sole harpa. 22,15: koro müsameresi 13 Haziran Salı ISTANBUL: 18: Gramofon, (18.30: Pirana ders (ilerlemiş olanlara mahsı Cennet Hanım, 19.30: Necmiye nım. 20: Nihal Tevfik H., 20.30: Ef- talya H., Kemani Sadi B. ve arkadaş- ları, 21.30: Gramofon, 22 den itibaren Ajana, borsa haberleri ve saat ayarı. ANKARA, 1518 m. 12530 : Gramofon. 18, ; Flarmonik orkestra: Adam owverture Gilalda Holmes Fe ota ris D'Ambroin Röve Les mimoraz 18/45 : Alaturka saz. 19,30 ; Dans musikisi, : Ajanı haberleri VARŞOVA, 1411 pıldığı mahalden naklen Şarkılar, Z3: dans musikisi. BUDAPEŞTE, 580 m. 19,35: Şarkılar. 2045; Macar milli meş 23: haberler. — Danapaluta otelinden aklen ve saire, . . Hal da: FS lmik Hiz Diş olmeara!, Diye dört yanma bakmıyor. Sabah karanlığında başlıyan iş, ikindi sonu bitti. Bir sürü alaycı arkadaş bizi yola koydular. Onlar önde. . Dayıbey, Hadi Bey, Oben Kara Efe ile arkada. Ver elini Ha- sanoğlan köyü! Bizim araba Cebeci mezarlığı- nın yokuşunda biraz O mızıklanır gibi oldu. — Merak etmeyiniz, gideriz. Peki, gidelim öyleyse. Mamak'ı selâmetle geçtik. Kayaş istasyonu Du geride bıraktık. İyi. Keyf yerin- de. Kara Efe türkü mırıldanıyor. Ihsan Bey: — Aman Evliya! demiş. Gece ayazı basmadan rahatça Hasanoğ- lana varalım. Evliya basmış gaza. Uçtu gitti. O yollarda nasıl bin parçaya dağı- livermedi hâlâ şaşarım. Avcı şampiyonu Molla Efendi- nin bahçesini de geçtik. Arabamız bir daha mızıklandı. Bu seferki yarım saat kadar sürdü. Gene yü- rüyebildik, — Merak etmeyiniz beyim! ba- na Kara Efe derler. Arıkşeytan değirmeni önünde zınk! Kara Efe atladı. Kapaklar açıl- Sifonlar yoklandı. Bu sırada | 21.30: Gramofon, İ Rus şarkıları Zü20: Brünodan Sözler. Sigan musikisi. 24181 Royal otelinden naklen | dane musiki | VİYANA, 518 m. i 19,30: Richard Waznerin eserlerinden büyük Viyana opoumda ayanmacak ( 22: Haberler. 22,10; Dane mökisk. 22,30: rad- yo orkestrası. 23: Carband. 14 Haziran Çarşamla ISTANBUL: 18: Gramofon, 19: Mahmure H. 19.45: Karagöz (Hâzm B. tarafın. | dan), 20.30: Udi Salâhaddin B. ve ar- kadaşları. 21.30: Gramofon. 22 den Ajans, borsa haberleri VARŞOVA, a 820: Plâk.— Şen sözler, 13.104 Plâk. 16: plâk. DANA pll 2 23: Dans musikisi, BUDAPEŞTE, 550 m. 21,06: Müllö musiki mektehinden naklani or- kestra musikisi. 23,20: Haberler. — Siyan mu MİLÂNO - TORİNO 20,35: Bir tiyatro | temi karşık konser, 2 ROMA, 441 m. 21,06: Haberler. — Plâk. 214: ser, 22,351 Bir temsil, 2035: BÜKREŞ, 304 m. 13,05: Plâk. 13,20: Plik. 18: Radyo orkest- yası 19,20: Radye orkestrası, 20: D. dersi. 21: Piyano müsamercsi. 2, mi 2220: Solo musiki. 23: Halk kö: 15 Haziran Perşembe İSTANBUL: vi 18: Gramofon, 18.30: o Fransızca ders (ilerlemiş olanlara mahsus) 19: Kemal Niyazi B. ve arkadaşları. 20; Nebil oğlu İsmail Hakkı B., 20.30: Kemani Reşat B. — arka 2 den İtibaren: Ajans, borsa beli ve saat ayarı, ANKARA, 1538 m. “ 4 Gramofon. Alaturlin saz, yolensel kı karışık kon me musikisi. rülfü, 16, 1BAS | dan). 10,15 : Alaturka saz. 20,» Ağama haberleri, VARŞOVA, 1441 Sabah dı eri (Edip B. tarafme nası, hi Senfonik matinal ken e omsari, 16,10: Tenor mu- konseri. 1838: Plik. 17: o Çocuk ama. 186 Halk konseri, 23: Dane musi- “ & Pp üni BUDAPEŞTE, 580 sw. 21,06: Operet parçaları, 21381 © Haberler. — VİYANA, 518 m. 19:Büyük Viymna operasmdah naklen Rishald Wagnerin eserleri, isimli opera temali, 23351 pk MİLÂNO - TORİNO - FLORANSA 2155: (Garnascalli) isimli Laecetinin eserle en opera tem RAG 488 m. 20: Brünodan meklen: Sanat ve kriz. 20,20: Kür mahallerinden eklen: hafi masiki ENBE Radyo orkestrası 23,20: Salon orkestrası. ZÜRİH, 458 m. 20415: Plük ile İtalyan operalarından parçalar 2135: Mandolin takımının — konseri. 22,10: Ciilkeim Teli) isimli Şillerin © eserlerinden ik. 18: emeyi konsa Ders. — Plâk, 21 Şarkılar. 2128: Sesen ürüyedurun, biz ml yetişiriz. Dedim. üler. Kara Efe ile ben kal- Yürüyenler, arkadakiler ha şim- di gelecekler, ha geliyorlar (o diye habre yürümüşler. Biz ha şimdi ol- du, ha şimdi olacak diye habre ça- lıştık. Bu seferki de bir saati geçti. Ve ortalık adamakıllı karardı. Şoför birdenbire, bitkin, boğuk bir sesle: — Çalışmıyor beyim! Demesin mi? Ya şimdi ne yapa- cağız? Yarı yoldan çok daha bu ta- raftayız. — Hiç mi işlemiyecek? Binen nesinin nesi olmuş ta, neden ötürü ne olmuş. . anlamadı- ğım bir sürü lâf, — Ne yapacağız şimdi? — Bilmem. — Hani sana Kara Efe derler. di! — Gene öyle derler beyiin. Mo- tor işlemedi diye adımı değiştirip Yeşil Zeybek, Mor Kızan, Sarı Os- man diyecek değiller ya. Kara Efe inceden inceye değil de açıktan açığa benimle alay edi- yordu. 22,20: Konserin deramı-fi Debusay). 16 Haziran Cuma ISTANBUL: 18: Gramefon, 19: Müşerrof Hu” Osman Pehlivan, 20.30: Hanımlar. yeti. 21.30: Gramofon. 22 den it ren: Ajans, borsa haberleri, saat ri. ANKAKA, 1538 m. 1290 , Grnmelen, Keman konseri (Ekrem Zeki Baf edimi. ,40 4 Gramofon, & Frame dare, m, haberleri. VARŞOVA, Tadi m &05: Cimnastik. 8.20: Piâk. — Neşeli vi 13,10: Plük. 1615: Plak. 16,50: Plak. W£ Gif musiki, 18: Zamana sit meşriyat. konferans. 21,05: Senionik kö 4 23: Aki Mütenki konser. Temsi ası b VİYANA, 318 20401 Halk kemeri, 21201 2 21,35: Orkestra kom: Teransı vaziyeti hal Gustav Macho takımı tarafı MİLÂNO - TORİNO - FLORANSA 71,20: Dinleyicilerin arrusu mucibince lanan program, 21,35: Senfonik komser. karışık komser. 13 Plak, 115: Pik 18: Radye ork ziraat, 20; Darülfümun eserleri (Piâle ie) *Werther,, isimli opera 17 Haziran Cumartesi ISTANBUL; 18: Gramofon, (o 18.30: Fransız€ ders (müptedilere mahsus), 19: S ya heyeti, 19:45: Vedia Rıza Hı 20.30: Bodayiimusikiye Heyeti, 21. Gramofon. 22 den itibaren borsa haberleri ve saat ayârı, ANKARA, 1538 m. 1230 : Grumefen. 18, © : Flarmenik erkerire: Bestbeven SİRİ pbonie Eroigwe. i Ajans haberleri, VARŞOVA, 1441 m. 8,05: Cimnastik. 820: Plâk — Şen «ö 1305: Plâk. — Muhtelif. 1620; Plak. 1 ram. 1735: Halk konseri. 1 Beethoven ve Dvorakin eserlerinden oda sikle. 2105: Orketra konseri. E, 550 LÂNO - TORİNO - ANS, aberlari > Plak 280 Öyermi Karışık meşviyat, 24: Haberler. kini 20,10: Brümedan seklenı Haberler — A musiki. 21,20: Karışık neşriyat. 231 Son if) berler. 73,10: Neşeli musiki, PARİS, Postası 328 m. 2133: smusikisi, (Georg Sporek'um es” lerinden) 2220: Sonora bandasunın müpikisi, BÜKREŞ, 394 m. 13: Plâk, 14,15: Pik. 18: Karışık musiki, Fİ) 0S: Sehrammel hunter musikisi. 21,45: orkestrası, Zi: Bir kahvehaneden naklen k ser. gitlilliyet ME ÖREN ERİ BUGONKU HAVA Yeşilköy Askeri Rasat merkezinden yerilen malümsta göre, bugün hava sx bur lutlu ve mütehavril olarak rüzgürk de var edecektir. 10-6-033 tarlikmde tasyiki nesimi 766 milimetre, ascaklık en çok 27 ve em e 18 derece idi. re var? diye sordu. — Bir çare var: ileri gitmek, Di ye karşıladım. — Çok karanlık. — Olsun. — Yellar pek ıssız. — Olsun. — Ya? — Ne yası? — Hani şey, dağ başlarında. « gece vakti.. yok muya.. bin tüf İçimden hımm! dedim ve Kar# Efenin korktuğunu sezdim. Anlar” sın alay etmeyi Kara Efe! Yol bekçisine bir yüzlük kâğıt vererek arabayı emanet ettik. Ber çifteyi omuzladım. — Bari öndekilere yetişelim. — Yolda hiç tehlike yok mu? Bekçi kulübesinden rıncıya kadar “hiç bir tehlike yok dedim. Lalahan'a doğru yürüyoruz. B&” yolları biliyorum. Kulübeden y#” rım saat kadar uzaklaştık. Birde9 bire durakladım ve telâşla yanlar! dinlemiye başladım. Kara Efe en dişeyle sordu: — Ne var? e mele yar gi oldum. Sonra başladım atmıya: — Geri dönmekten başka ne ça- a