Fren meselesi Bugünkü otomobillerde, azami emni- ye Vavin şüpheye düşürebilen tek bir nokta kalmıştır. fren meselesi. su Yüksek sürati bulmuş bir otomobilin önüne, birdenbire, dikilen bir mania kar- şisında râkibinin ne kadar âciz kaldığı m her otomebil kullanan bilir. lü i ii ülü olarak, Böyle bir vaziyette, akı ülümel srabasma bir geçit arayan râkip, bunun mevcut olmadığını anlayınca, o hemen frenlere asılır. Yüksek süratle giden bir arabada, frenlerin şiddetle toplanmasından husule gelen neticeler pek vehimdir. Otomobil. ciliğin kara kaplı kitabında bu türlü ka- zalar pek çoktur. .. Numaralı otomobil, ... yolunda, son süratle giderken önüne çıkan bir yük a- rabasına çal için şiddetle fren yapmış ise de ,müktescp süratin tesirin- den kurtulamayan araba, duramıyarak yol i ağacın üzerine kaymış- tır. Şoför ölmüş, araba parçalanmıştır. İşte yüksek süratlerde, & fren darbe lerinin tesirleri. Filhakika, yüksek süratte, sert bir fren darbesi © tekerlekleri & birdenbire dur- durabilirse de, arabanm kaymasına ma- ni olamaz. İyi fren tertibatına malik arabalarda ve normal şerait dahili rübeler: 20 kilometrelik bir süratle, ara- banın 2;20 metrede; 40 kilometrelik bir süratle, arabanın 20 metrede; 80 kile- Bu kıymetlerin,bugünkü süratler için, emniyet verici olmadıkları aşikârdır. N.D. lll Arabaların ve râkiple- rinin muayeneleri Seyrisefer idaresi Haziran iptidasın- dan itibaren otomobil rakiplerinin sıhhi muayenelerine başlıyacaktır. Hemüz. sıhhi muayenelerine sit mua- inde yapılan tec- | Amatör ve profesyo- nele tavsiyelerimiz ir yoldan iyi bir yola geçmek Arada, katedilecek, beş on metrelik ir mesafe kalmış. Tekerlekler patinaj yaptığından, arabanızı ilerlete miyorsunuz Aarabayı itinek veya çekmek müm- kün değil; tekerleklerin altma koyacak bir şeyiniz yok. Ne yapmalı? Kontağı kapatınız. Frenl bırakınız. Lüzumuna göre, arabayı birinci vitese veya geri vitesine takrmız. Hazırlıkları müteakip, arabadan rek, motoru kol ile yavaş yavaş çeviri Arabanızı istediğiniz kadar. yürütebilir- siniz. Bu bilgiden her zaman istifade edile bilir. Meselâ, her hangi bir yakma veya besleme arızası yüzünden,yol üzerinde fe-| na bir vaziyette kalırsmız. Arabayı ite- ek uz olmayabilir. O vakit, ke- nara çekilebilmek için, yagâne çare kolu | çevirmektir. | En küçük arabadan tutunda, en büyük kamyonlara kadar bu usulden istifade et- | mek kabildir. ..* Arabanızın lâstiklerinden biri patla. | mişter. Yedek tekerlek ile değiştirmeği istiyorsunuz. Ancak — yolun buzukdu- ğu veya sair bir sebep dolayısile — keri- İ konuz arabaya yüksek gelir. Arabayı kaldırarak yükseltmek müm- kün değil, Ne yapmalı? Yedek tekerleğinizi, otomobilin pat- hıyan lâstiği hizasına gelecek surette, ye- re yatırmız. Motoru göğiriniz. | Lâstiği patlıyan tekerleği, yedek teker- lek üzerine bindirinciye © kadar arabayı | yürütünüz. İ Bu suretle krıkonuzu dingil | yerleştirebilirsiniz. ———— | imeleyi yaptırmamış olan amatörlere iti- | İ tical etmelerini tavsiye ederiz. Arabaların fenni muayeneleri ise 15 Mayısta Taksim meydanmda yapılacak» tar. ine altına Bir Amerikan arabasının yeni mo- dellerinde de, yay ve amortisör başlık» ları kauçuk üzerine alınmış ve bu su- retle, yağlama kaldırılmıştır. Güzellik bilgisinin ince tarafları Yalnız güzelleşmek değil aynı zamanda yüzün hususi karakterini de muhafaza etmek lâzım rüvalet b hs'nde giyindizleri en çok örnek tutulan Alman ari stlerinden Birçok kadınlarımız vardır ki, eğer ruj ve saire kullanmıyorlarsa, bu işin bir de yüze, göze ve ağza karakter verici bir malikiyeti ol. ması lüzumunu ihmal — ediyorlar, Hattâ pek çokları yüzlerine husu: siyet verecek olan bu vasıtayı fe. na kullanıyorlar. i Halbuki yüz sadece güzelleşti lip sevimli bir hale getirilmemeli, ayni zamanda yüze başka bir ka idir. "“Kizoola b bahiste herkesten da: ha tecrübeli ve salâhiyetli olan si. nema artistlerini ele alalım. Joan Grawford için, gençlerde Parise geldiği zaman bir Fransız münek- kidi “ruju fena kullanıyor, demiş. Halbuki bu ağız stüdyolarda çalı- $an makyaj üstatlarının uzun tet- kiklerinden sonra o şekli almıştır. Bu ağzın, hakiki ağızla hiç bir - lâkası yoktur. Joan Crawford un eski bir resmi ile yeni bir resmi mukayese edilirse bu bariz fark derhal göze çarpar. Joan'ın şim- Brigitte Helm ve Liijan Harvey diki ağzı daha büyüktür, dudakla. rı daha kalındır. Şekli tabiatın de. ğil, tamamen > muhayyilenin ibar. İder Belki büyük ve kalm dudaklı ağız biçimsiz bir şeydir diyeceksi. niz. Fakat zevklerimiz o kadar de- ğişti ki, hiç düne benzemiyor. Hok- ka ağız ve kiraz dudak artık ruha bir şey ifade etmiyor. Joan'ın ağzı battâ çirkin bile olsa manalıdır. Gözü kendisine çekiyor, . bir $€y söyliyor, merak ve tecessüs uyan- dırıyor. Demek ki karakteri var. | Şimdiki prensip gözleri ve ağzı insan ETE evvelâ nereye a- ini bilmek noktasından daha kıymetlendirmektedi. Ten ise bir fon vaziyetinde kalır. Kir. pikler €ski tuvaletini çoktan değiş- tirmişlerdir. Küçük ağızı da moda sını geçirmiş addedebiliriz. Bugün hiç bir kılın eskiler gibi, hakiki ağzını küçük göstermek içi daklarınm ancak üçte i ya- hut yarısını boyamıyor. Bilâkis dudaklarını kenarlarından bile ta- şırtiyorlar. O zaman ağzın, bil hassa tebessümün manası değişi- yor. Onun içindir ki ruj kullanan- lar ağızlarının hatlarına ahenk ver mek için, beğenecekleri şekli uzun uzadıya tetkik etmelidirler. Bütün bunlar ince bir dikkat ve ihtimam ister. Gözler muvaffak olmak için daha müşküldür. Yüz cildine gelince, bunun miy- de ile alâkası vardır. Tenlerini daima taravetli bulundurmak isti- enler, evvelâ miydelerinin sıhha- tine dikkat etmelidirler. Ondan sonra yüz cildine haricen gösteri lecek ihtimama sıra gelir. Bu noktada şimdi iki mektep göze çarpıyor. Bazıları sabun isti- malini tercih ediyorlar. Bazıları ise sabun yerine yağ ve krem tav. siye ediyorlar. Kremin bittabi cil. din tabiatine göre intihabı lâzım. dır. Her krem her yüze | gitmez. Kremi bilhassa banyo alırken kul- lanmak daha iyidir. Çünkü cu bu- harı kremin yumuşatma kal iyeti- LLİYET SALI 9 MAYIS; 1933 1933 İnşaatında taammüm eden yenilikler | 1 « Kanatları termosta ile idare edilen radyatör 2. Tera karbüratör. 3, İkinci vitesi dahi, sessiz o- | lan vites kutusu. 4. Servofren. 5 . İdrolik amortisör. 6 . Kudretli lâmbalar. 7 . Direksiyona istikrar verdiri- <i tertibat. 8. Kollu direksiyon . 8: Gaz rcıdısı. Vi Omatik dekekyaj (elle) eke Kısa haberler * Citroen fabrikalarındaki amele grevi bitmiştir, İşlerine devam etmek istiyen- lerin çalışmasına mâni olan yedi kişi tev kif edilmiştir. * Madam Stewart, Montihöry otodro-| munda, hususi yapıl Derby arabasile | Mil rekorunu kırmıştır. s ze sönderdiği bir mektupta, şehirde hu- | susi arabalar için durak yerleri ihdası | lüzumundan bahsetmekte ve bu yerlerin bulunmaması yüzünden, caddelerde ka- | lan arabalara tarhedilen cezalardan; şi- | kâyet etmektedir. Karimizin uzun olan mektubunun ba- 2: kısımlarını nakediyoruz: Şehrin belkemiğini teşkil eden bir ana- yolu ver. Bu yol Şişlide baslar, üc baca- ğı ile Edirnekapı, Topkapı, Yedikulede | nihayet bulur, Kısım kısım muhtelif isimler alan bu yolun en kalabalık yeri istiklâl caddesi- ir. Bu caddede arabanızla tevakikufe im- | kân bulsmazsmız. Ez kaza, arabanızın yanımdan yarım saat, bir saat uzaklaştır | nız mı, tamamdır mesele, Aradan bir iki | hafta geçmeden: filân tarihte, filin sa- atte, arabanızı filân yerde bırakdığınız- dan, seyrüsefer talimatının maddei mah- susu mucibince hakkınızda ceza tarhı i- çin, zabıt tutulduğu teblir edilir. Kırk sekiz saatlik itiraz müddeti için- de dört dönersiniz. Arabam bozuktu da.. ve bitmiştide ... Lâstiği patlamış. tada... lüraz olarak ileri sürdüğünüz esbabı | mucibeler sizi — tekerrür ederse — fe- | na buylara alıştırır. Her caddenin başında, hususi araba lara mahsus birer durak mahalli ihdas e- dilse de, seyrüsefer memurları da, hutu- si araba sahipleri de talimatnamenin bu maddesinden kurtularak biraz nefes al- salar, Bir bakıma göre kariimizin haklı olan ba şikâyeti, bize, bazı Avrupa şehirlerin- de dar sokaklar icin tatbik edilen bir u- sülü hatırlattı. Arabaların, ayın tek terihli günlerin de caddenin yalnız bir tarafında ve çift tarihli günlerinde de yalnız diğer tara- fmda durak yapabilmelerinden ibaret o- lan bu usulün aceba şehrimiz eaddele. | rinde de tatbikine imkân yek mudur? | i gulsghe e Kai nichi Öeim “uden Hitler Yahudi aleyhtarlığını umumt bir hale getirmek için Yahudilerler alış verişi menetti Amatör köşesi Bugün, otomobil arızalarının son kıs“ mını teşkil eden, üç hâditeden behsede- seğizi Araba motora tâbi o olmağı istemi- yor.— Kol, en küçük vites üzerinde i- ken bile, arabanın motora tabi olmağı âs- iği görülür, dize, ambreyajın patinaj yapma» sından ileri gelir. Ambreyajın patinaj haddi zatında © hemmiyetli bir arıza değildir. Debreyaj pedalının seyrini ikmal edememesinden ileri gelen bu hâdiseyi bertaraf | etmek için: eğer pedal döşeme tahtasma daya- Bıyorsa, tahtayı bir iki sanlimetre yont- malı, Bazı arabalarda, pedalın & seyrini tanzim için ayar tertibatı vardır. Araba durmağı istemiyor. — Araba» nın frenlerindeki kudretin © birdenbire kaybolduğu arabayı durdurmanın müş- külleştiği görülür, Bu hâdise firen balât- larının yağlanmamasından veya kurman- du çubuklarındaki ayarın bozulmasından olabilir. Bazen de balâtlar aşınmış veya servo- frenin ayarı bozulmuş olur, Brinci halde arıza arabanın râkibi ta- rafından bertaraf edilebilir. İkinci halde, arabanın atelyeye girmesi lâzımdır. Araba doğru gitmiyor. — Yolda araz banım birdenbire sağa veya sola kaçmak istediği görülür, Bu hâdise, lâstiklerden birinin inmeğe başlamasından ileri gelir. Hemen arabayı durdurmalı aksi halde iç ye a stilleri yırtılmasına sebebi- yet iş İşte hir otomobil amatörünün edebileceği arızalar için — bil zımgelen malümat bundan ibarettir, Arabada bulunması icap eden yedek takımlara gelince, bunları da şa suretle sayabiliriz: Yödek tekerlek. o Tekerlek anahtarı. Kriko. İhtiyat benzin. İhtiyat yağ. El yadanlığı. Üstüpü. o Contalı iki buji, bir meksife, Bir bobin © Contalı iki jik lör. Tahta saplı bir tornavida, Bir pens ingiliz anahtarı, Yay kırılması ihti. maline karşı da, parmak kalınlığında ve beş on metre tulünde bir ip. tamir ŞOFOR' Yahudilere neden düşman oldum? Hitler neşrettiği bir kitapta Yahudilerle niçin mücadeleye giriştiğini anlatıyor Hitler'in (Benim Karargâhum) is- minde:neşrettiği kitaptan: “Bugün, gayrimümkün değiles de | (Yahudi) kelimesinin beni ilk defa nasıl düşünceye | sevkettiğini ahlat- mak müsküldür. Babamın evinde o- slüümü elime beş yaşına girdiğim zaman, siyasi mu- haverelerde (Yahudi) kelimesinin sık sık telâffuz edildiğini Asırlardan beri bunların harici m: zaraları Avrupalaşmış, yani insanlaş- maştı. Hattâ ben onları Alman zan- nederdim. Din farkının neden böyle kavgalara sebep olduğunu anlaya: | mazdım. Yalnız bu sebepten dolayı Yahudilerin itisafa uğradıklarını gö- rünce de, iğrenirdim. Yahudilere kar- # metodik bir düşmanlığın mevcudi- yeti hakkında ufacık bir fikrim de yoktu. O sıralarda Viyanaya geldim. Mimarlığa ait birçok düşüncelerim ve kendi hayatımı kazanmak müşkül- leri içinde, Viyana şehrindeki nüfus teşekküllerine bidayette ehemmiyet vermemiştim, Viyanada iki milyonluk | nüfus içinde iki yüz bine yakın Yahu- di olduğu halde, ben bunu görmüyor. dolaşırken, birden uzun kaftanlı bir adama rastgeldim. İlk düşüncem şu olduz — Acaba bu da bir Yahudi mi? Çünkü Linz de böyle değildi. Bu a- adama göz ucu ile dikkatle baktım. Bu yabancı yüzü tetkik edip, hatlarmı kavramağa çalıştıkçı —— ni arttırır. Kremden sonra (o yüzü ovmak lâzımdır. Friksiyon bi, gaz parçasına sarılmş buz tavsiye ediliyor. Hollyvood'da hemen bü- tün sinema artistleri yüzlerine buz- la fri m yapıyorlar. gibi şüp- helerimi okumak suretile izaleye çalı- şırdım. Birkaç Heller vererek, baya- timda ilk defa Yahudiler aleyhine ya | zılmış bir kitap aldım. Maattessüf bu | kitap Yahudi meselesini az çok anla- Hattâ bu ki. tapta ilmi bir kıymet bile bulamamış- tem, O zamandan itibaren bu mesele ile uğraşmağa ve yahudilerle meşgul ol- mağa başlamıştım. Artık Viyana ba- na bambaşka bir manzara gösteriyor- du. Nereye gitsem karşıma Yahudi çı- kıyordu. Yahudilere böyle sık sek rast ladıkça, gözlerim bunları diğer adam lardan ayıran farkları sezmeğe başlı» yordu. Siyonist Yahudilerle Liberal Yahu» diler arasında bir mücadele vardı. Bu mücadelenin sahteliğini öğrenince, iğ rendim, Bu kaftanlı adamların kokü- larına, pis elbiselerine, korkak yürü yüşlerine tahammül edemiyordum. lan sonradır ki matbuntta, gü- zel sanatlarda, edebiyatta, tiyatroda Yahudileri tetkik ede ede, onlar aley- hindeki en kuvvetli ittiham delillerini elde ettim. ikesiz ve hervakit ni ver 4 olunan en çok istima bir dâçvi. Bundan başka sokak ta bana müt- hiş dersler veriyordu. O sıralarda Vi- yana, Avrupanın birkaç şehrinden maada, Yahudilerin fuhuşla ve beyaz kadın ticareti ile münasebetlerini tot- kik edecek en iyi yerdi. O zaman nef- retim ve kinim büyüdü, Sosyal demokrasiyi idare eden Ya- budiyi tanıdığım zaman, gözlerimin çapakları büsbütün silindi. Bütün sos- yal demokrat kitaplardan tedarik et- tim. Müelliflerin isimlerine baktım. Hepsi de Yahudi idi. O zaman kimlerin milletimizin. gör lerini boyadığını anladım. Milleti za- imanla ve sabırla düştüğü yanlış kana atlerden kurtarmak mümkündü. Fa kat Yahudiyi kanaatlerinden sıyır- mak kabil değildi. O vakitler de Ya- hudilere kanaatlerinin . mânasızlığını isbat edecek yaşta değildim. Bilâkiz tarsmile zıt neticelere arıyordum. Kendilerile münakaşa ettikçe usulle. rini de öğrendim. Evvelâ muhasımla- rın budalalarını seçiyorlardı. Eğer karşılarmdaki kuvvetli ise, hemen başka bir mevzua geçiyorlardı. Diğer taraftan Marksizm deki tetebbüatımı derinleştiriyor, ay« m İş ra milletinin faali.“ imi etle tarassut © ediyordum. Tesadüf bana verilecek cevabı ken. diliğinden tayin etti. Maksizmin Yahudi mesleği tabiatin aristokratik prensibini reddediyor ve onun yerine kemiyetin ölü sikletini ko yuyordu. İnsandaki şahsiyet kıymeti. ni kabul etmiyor, milletin ve ırkın e- hemmiyetini inkâr ediyor, bu suretle de insaniyetin mevcudiyet ve harsma zaruri olan şartları yordu. Eğer Yahudi, Marksist mesleğinin yardımı ile bu dünyadaki milletlere galebe ederse, başına koyacağı çelenk insaniyetin mezarına konan çelenk 0- lacaktı. Fakat ezeli tabiat, kendi © mirlerine karşı koyanlardan âmansız surette intikamını alıyor. Onun için ben büyük kudretin gösterdiği yoldan gidiyorum. o Yahudiye karşı kendimi müdafaa etmekle, mücadele etmiş oluyorum. ortadan kaldır. Allahın eseri içim ğ