! Eski iktisat | | | |» . . ekilininizahatı ş (Başı 1 inci sahifede) Yordu. Umumi harp vatanı büsbütün İarap etti. Cümburiyet hükümeti bili- Yorsunuz ki Akdenizi Karadenize bağ yy suretile ei pek gazan seret aşarmağa başlamıştır. Fevzipaşa- ir, Filos - Kızılırmak pek ya kında biribirine bağlanacaktır. Fevzi- Paşa - Diyarbekir hattı öteden beri Memleketin bü; *den harinenin Ruş olacaktır. Ergani madenlerini i ek başka madenleri işletmeğe İenzemez. Zira hâsılatın yüzde 75 ini “devlet hazinesine verecektir. Devlet İMilçesi şimdiye kadar vergi ve resim- lerle beslenmekte iken Ergani maden inin işlemesinden sonra bu suretle Yükselmeğe ve kabarmağa başiayacak- tr. Bundan başka ticari u de esaslı bir unsura malik olmuş Olacaktır. Hükümet bu gibi esaslı se- bepleri nazarı dikkate alarak Şofekat - Ergani hattını yapmağa karar ver miştir, Hükümet bu hattı istikraza mü Tacaat etmeden de yapabilirdi. Biraz #vvel güzergâhlarını söylediğim hat- İar için hükümet 200 milyondan faz- para sarfetmiştir. Fakat devlet bu haltı tasarrufumuzdan ve el o ak ayırdığımız para ile yapmağı düşündü. Bu da yeni bir inkılâba yol Pe içim.” i z # Bey bundan sonra tasarru kaklardak fikirlerini söylemiş, demiş kiz — Bir memlekette tasarruf fikirle- ti ilerilemiş olabilir. Tasarruf parayı toplayıp kapamak şeklinde olursa faydası olmaz. Tasarruf; toplanan Parayı harekete koymak demektir. Türkün tabintinde tasarruf her mil ten fazladır. Zat! itibarile (efendi) “lan Türk son dört sene içinde de Nu isbat etmiştir. Netekim bankalar- da 40 - 50 milyon liralık mevduat top- landı. İradenin terbiyesi em çok | za- "an istiyen hususlardandır. Fakat dö: #enclik tecrübe Türkün haddi zatında Üüzarrufa ve iktisada fevkalâde rim- Yetkâr olduğunu isbat etti. ., Türkçede bir darbı mesel vardır: Mal canm yongasıdır” derler. Yon- tamızı harekete geçirmek nasıl ola- Saktır, Burun için evvelâ emniyet lâ- #mdır. Bu olursa her vatandaş asri #ekillere uygun şekilde parasını verir, bun yanmda, parayı işleteceğimiz teşebbüs verimli olmalıdır. Bu ne ve- Yecektir? İstikbali ne olacaktır? Ar- bacak mı? Çıkacak mıdır? Bunun ve- timinin de müstakar olması temin e- dildikten sonra harekete doğru İleri- Üçüncü şart ta tasarrufumuzu koyduğumuz teşebbüslin zaman ile iti artacak o mrder; ecek midir? Bunlardan başka tasarrufumuza mü- 5 <abil alacağımız senedin si, her zaman istifade edilebilmesi de şart ta paramızı yatırdı. İrmiz yerde gene istifade edebilmek İmkân: bulmaktır. Nihayet koyduğu- Muz teşebbüste mürakabe ve gelirin temini gelir. Tasarrufumuzu koyaca- mez hangi kıymet olmalıdır? Gayri Mmenkule mi, menkul kıymetlere mi?.” Şeref Bey bunları uzun uzadıya i- #nh etmiş ve nihayet demiştir ki — Gayri menkule konan para merasime tâbidir. Çünkü bunlar için bir borsa yoktur. Menkul kıymetler den mütehavvil geliri olanların kıymet leri mütemadiyen değişeceği ve çalış- Ma tarzının sonuna bağlanacağı için Şok büyük bir şekilde bağlanılamaz. Bilhassa doktor, tüccar, avukat ve sa- İre gibi aile geçindirmeğe mecbur in- tanlırın — tasarrufunu böyle mü. tehavvil ki bağlamak İyi neticeler verir. Vatandaşların ihti- Yat paraları için tavsiye edi en i bilhassa muhtelif meslek sa- tacirler, fabrikatörler, çiftçi. Dördüncü şart Ye hükümetin çıkardığı istikrazlardır. Bilhassa devlet, müesseseler içinde imilik vaziyeti gösteren bir iyermut bir mües- in Şefekatli - Ergani ara- “ndaki hattı yaptırmak için çıkardığı üstilraz en emniyetli ve randmanlı 0- lanıdır. Yüzde 5 ten faizi vardır. İk- ramiyesi ile bu mik. i: mke. dar yüzde sekize tesülmale, gerek faize ait bütün tedi- Yat bilimum tekâliften müstesna ol. duğu gibi, bu tahviller devlet taahhüt lerinde başabaş teminat olarak kabul #dilecektir. “dahili Ütilrazın bugünkü kıymeti bulması. Nin başlıca sebebi de hükümetin o istik. taz tahvillerinde başabaş teminat ola Yak kabul edilmesidir. Bu istikraz har kiki kıymetin yüzde onuna düştükten *ohra, büyük şefler devlet sözünü ye- tine getireceğiz diye bunu yüzde yüze tıkarmışlardır. Bu yüksek ahlâkımızı aşi bir tablodur. (şiddetli alkış- Mustafa Şeref Bey Osmanlı borçla- X meselesinde gösterdiğimiz dürüstlü İS işaretle. “Hulcukta bir söz vardır. ayrimümkün karşısında kimse taah İĞ altin köne makele bi SN tediye kabiliyetimizden yüksekti. Şnu ödenecek bir hale geti tay fiz dedik. Bunu Osmanlı impera- açluğunun diğer varislerinden hiç bi- İ yapmamıştır. Bir memlekette is- İN eteğin GEüsÜEELİ hmm dad mek ve yüksek (ahlâk nü. esini de en büyük teminat ola” e kabul etmek lâztmdır. Koşumuz, bir “İçel yazılınız.. Konferana alkış. Arasında bitmiştir. bu- | le başladı. Fakat Galatasaraylılar ge- Dünkü ünkü maçlar (Başı 1 inci sahifede) Lütfi Sabih il Halit Hasan Aziz Nihat, Fabri, Salâhattin, Salâhattin, Reşat Hakem Sami Bey. İlk hücum Galatasaraylılarda. Sağ- dan bir iniş avutla neticeleniyor. tanbulspor kalecisinin dı hadın kafasında ve yeni bir Galatasa- ray akımı . İkinci dakikada Galatasa- l ray sağ içi Danyal mükemmel bir gol fırsatı akzandı; Nihadın derin bir pa- sı Mehmetten Danyala geçti Kale beş metre ileride. Fakat Danyal şüt atacak yerde topu sürüyor ve kaptırı- yor. Bu ilk kaçan fırsat, Galatasara- lisiz bir oyun oynayacağı eriyor. Dördüncü dakika: Arkası kesilmiyen bir Galatasaray tazyikı va i önüne düşüyor. Celâl, karşı- muavini atlattı ve avut hattı. nın üstüne kadar geldi. Topu ortalaya cak. İstanbulspor kalecisi, topn vu- ruş yapılmadan kaleden çıktı. Maksa dı ortaya gelecek topu Galatasaray muhacimlerinin kafa vuruşundan kur tarmak. Fakat Celâl topu tam kale hizasına örtalıyor ve top, hiç bir mâ- niaya uğramadan doğru ağlara takılı- yor. Bu golden sonra oyun birden bi- re sür'at peyda etti. İlki takım çok can dan oynuyorlar. İstanbulsporun sağ- dan yaptığı hücümler Galatasaray müdafaasını müşkül vaziyete soku- yor. Fakat sarı - siyahlıların hücum sirli değil. Galatasaray hücumları da ha tehlikeli oluyor. ni hayetine kadar devam ediyor. Haf- taym olduğu zaman Galatasaray 1-0 faik vaziyette. İkinci devre, vaziyeti kurtarmak is- tiyen İstanbulsporluların hücumlari- ziyete hâkim oldu- lar, Sekizinci dakikada Mehmet, gol olması çok muhtemel bir fırsatı kaçır- dı. Buna mukabil Salâhattin de buna benzer bir vaziyeti, 15 inci dakikada avuta attı. 20 inci dakikadan sonra İstanbulsporlular Galatasarayı yarı sa halarma hapseden bir tazyik göster meğe başladılar. Fakat gol çıkaramı- yorlar. Galatasaraylılar devre sonuna doğru bu tazyik: kaldırdılar ve İstan- bulspor kalesini ziyarete başladılar. 39 uncu dakikada Mehmedin uzaktan gektiği güzel bir şütü Lâtfi mükem- mel bir plonjonla çevirdi.. Oyunun son dakikaları cidden he- yecanli oldu. Fakat iki taraf ta gol yapamadılar ve maç 1-0 Galatasara- yın galibiyetile bitti. Fenerbahçe s ' Fenerbahçe stadındaki maçlardan bi- rincisi Fener-latanhulen ekleri rasında oynandı. Birinci devre İs sporun 1-0 galibiyetiyle neticelendi. İ- kinci devrede hâkim bir oyunu idame et ören Fenerliler rakiplerine üç gol ata- gözel bir oyun sonra Kasım küçükleri oyunu 1-0 bitirmeğe mu- Beyler “Sü Ürilğike - Süleymaniye maçında ikinci devre | sonlarma kadar galip vaziyette bulunan son dakikada bir gel yiyerek £ 1-1 berabere kaldılar, İkinci küme şampiyonası için Eyüp- Kasımpaşa birinci takımları karşılaştı. lar, Birinci devrede Kasımpaşalılar 1-0 galip vaziyette idiler. | İkinci devrede Eyüpliler güzel ve çok hilim bir oyun oynıyarak beş gol yaptılar ve bu suret- le maç 5-1 galip bitirdiler, Süleymaniye « Beykoz Son maç Süleymaniye - Beykoz Bi- rinci takımları arasında oynandı. Bazı ufak tefek hatalardan © ve sertliklerden sarfi nazar edilirse maç çok ahenkli ce reyan etti. Hakem Sait Salaheddin Bey- idi, o, k sür'atli bir şekilde başladı. inci dakikadan itibaren Süleymen: golü Ja Ve devre bu süretle mütekabil hü e der 1 hü Ikinci devre başlar başlamaz, top ee semi olsunda dolaşmak” bizle Sü üye akınlarınn iyi bir metice İ gofa ver vereceği sanılıyordu. Fakat Beykoz e Du tekrar kendi lehine © çevirdi ve canlı oynamağa başladı. “Top hiç dur. madan her iki taraf müdafilerinin uzun Tr e b ziyet mütevazin bir oyun şekline intikal etti, Her iki tarafta bir &ol daha çıkar. mağa muvaffak olamıyarak oyun bir bi re berabere bitti. Voleybol maçları İstanbul mıntakası voleybol ve basiçet bol şampiyonası maçları bu hafta tehir edilmiştir. İzmir at yarışları IZMİR, 14. A. A. — İlk bahar at va- rışları bu cuma da icra edilmiştir. Hava | güzel olduğundan koşular pek çok me- raklılar tarafından seyredilimiştir. Seyirciler arasında Vali Kâzum | gas! Casusların Davası (Başı 1 inci sahifede) Kutuzor, Monkhouse'un her iki men- badani da malümat toplamış olduğunu söylemiştir. Celso sant 22,15 te tatil edilmiştir. İddia makamına göre casusluk var MOSKOVA, 14, A. A. — Tas Ajan- # bildiriyor: Sanayi suikastçilerinin mu bakemesinde müddei urmumi tarafından sorguya çekilen ve önce dediklerini in- kâra kalkan Mac Donald, yazılı ifadele Ti oununca casusluk, senayin snikaster. ri mahiyette malümat toplayarak casus- luk hizmetini idare eden Thorntona ver diğini bildirmiştir. Thornton bu ifadele- rin doğruluğunu inkâra çalışmış, fakat mahkeme kendisi ile | Mac Donald'ın yüzleştirilmesinde Thorntonun Mac- Donald'dan askeri mahiyette mahümat aldığını gerçekleten ifadesini okurmuş- tur. Thornton, istintak cirasında bu ifa- dede bulunduğunu teyit © etmekle bera- ber, bu ifadenin tamamen gevezelik mar hiyetinde olduğunu isbata çalışmıştır. | Tborntonun inkârına rağmen, müddelu mumilik mümaileyhin askeri, siyasi ve iktisadi casusluk mahiyetinde malümat topladığını tespit eylemiştir. Thornton, topladığı | malümattan bir umum cetvel çıkararak bunları Richarda gönderiyordu. Thornton Monkhouseum istintak ifa- deleri, Richardin Arkanjele gönderilen İngiliz heyetine, İngiliz kıtaatı için ca- susluk zabiti sifatiyle | iştirak ettiğini göstermektedir. Bundan sonra, müddei- umumi Thorntonun, Sovyet toprakların da casusluğun kendisile Monkhowos ta- rafından idare edildiğini gösteren ifade- Firmanın İngiliz memurları peyder- pey casusluk teşkilâtma celbedilmiştir. Bon zamanlarda, müessesinin 27 İngiliz memuru — ki Thornton bunlarm ismi- mi vermiştir. — Siyasi ve iktisadi casus- lukla ve Sovyet Rusyanın tedafüi ve teca | üzi vesnitinin tetkikiyle meşgul olmak ta idi. Tbornton okunan ifadeleri arzusu ile yazdığını itiraf etmekle beraber, bu ifa- bildiren de bu talebi isaf ettim, cevabını vermiş- tir. Kadn mazmun Kutusova, Thornton i le Monkowesun kendisinden sırlarını lemediklerini söylemiş | ve Tohrntonun Rus mühendis ve makinistlerine (para dağıtarak bunları hususi defterlerine kaydettiğinden haberdar olduğunu söy- ühendis lemiş hususi defter tuttuğunu itiraf eylemiştir. Thorntonun mühendis Dol ii, öğ, bin mubleyi İkraz mahi-- tekzip edilmiş- tir. İngiliz Hariciye nazırı inkâr ediyor.. LONDRA, 14. A.A — Harieyiç Na- arı Sir John Simon Avam Kamarasın- 'da yaptığı beyanatta demiştir ki? İngiliz tebasından © olup Moskovada mahkeme karşısma çıkan altı maznun aleyhinde ileri sürülen ithamlar üzerine şu beyanatı yapmak isteyorum: Bu adamlardan i isti servisimizin berbangi bir şubesinde ge- rek doğrudan doğruya, gerek dolayisile hiçbir vakitte kullanılmamıştır. Bunlar. dan hiç biri böyle bir şubeye hiçbir va- kitte herhangi bir haber © vermemiştir. Hiçbiri böyle bir haber vermesi için pa- ra yahut mükâfat vadi almamıştır. Böy- le haberler elde etmesi için de para al- mamıştır. Bunlardan hiçbiri istihbarat servisimize yahut bu servis hesabına hiçbir zaman bir rapor yazmamıştır. Bu söylediklerimin hepsi Nickers Com pany müessesesi hakkında da varittir ve doğrudur. Demek istiyorum ki bu Kum panya bizim istihbarat servisimizle hiç- bir vakitte hiçbir münasebette bulunma miş ve bulunmamaktadır. e Ordu müfettişlerinden Fahrettin Paşa ve mevkii müstahkem kumandanı Hüse- yin Hüsnü Paşa da bulunuyorlardı. Birinci koşu, üç yamdaki yerli yarım kön İngiliz erkek ve dişi taylara mah- sustu, İkramiyesi 325 lira olan bu koşu- sun mesaferi 1000 metre idi, Birinci: Yüzbaşı Hilmi Beyinin Haydudu, ikin: Sadettin Beyin Aydını geldiler, İkinci koşu: şimdiye kadar kazandı- ğı mükâfatların yekünu 500 lirayi dol- durmayan heliskan İngiliz at ve kısrak- larına mahsustu. Mesafesi 2000 metre o lan bu koşunun ikramiyesi 300 lira idi, Birinci Hasan Efendinin Oudepaste'si, ikinci: M. Aliyotinin Bayar”: geldiler. Üçüncü koşu: Dört 've daha yukarı yaştaki yerli yarım kan İngilizet ve kıs- raklarına mahtustu. İkramiyesi 325 li- ra olan bu koşunun mesafesi 1600 met- ro idi. Birinci: Emir Salih Beyin Kla- #i, ikinci: Ziya Beyin Yavuzu, geldiler. Dördüncü koşu: daha yukarı idi, rinci: Fikret Beyin Piper'i, ikinci: Sü- leyman Beyin Gösser'i geldiler. Beşinci koşu: (o dört ve daha yukarı yaştaki yerli yarım kan ve haliskan arap at ve kısraklarına mahsustu, İkramiyesi 125 lira olan bu koşunun mesafesi, 2400. metre idi, Bü : Ahmet Efendinin Tayyarı, İkinci: Prens Halim Beyin Rüç hanı geldiler. İzmir lik maçları. IZMİR, 14. A. A, — Lik maçlarma bu cumada devam edildi. Netice şunlar- İzmirspor Altaya hükmen, Şerkspor Bucaya 4-1, Altınordu Göztepeye 62 galip geldiler. K, $. K, Türksporla bera bere kaldı. 5 NİSAN, 1933 Boğazda Çevrilen film (Başı 1 inci sahifede) şirkin, fakat zabitlerin en güzeli olan Benim. Konsolosun sevgilisi olan gü- zel kadın rolünü de meşhur Mel. Ya- mile Novotna yapıyor. Süvareye gidiyoruz. Bütün damlar, intihap ettikleri genç zabitlerin ko- lunda olduğu halde büfeye giderken ben açıkta kalıyorum.. O zaman kon- solosa dönerek: — Benim damım nerededir? soruyorum. Konsolos tat — Bilmem, diyor, gelmedi... Ben asabileşiyorum.. Bunun üzeri- ne konsolos beni kolumdan tutarak pencerenin önüne götürüyor ve: — İşte diyor, sizin damınız şu kar- şıki evde oturuyor, isterteniz gidiş kendisini arayınız... , Ben gidip kadını evinden alıyor ve süvareye geliriyorum.. Kadın beni gö rünce hayrette kalıyor. Ve çok sevim- li bir genç olduğumu anlayınca | be- Bi seviyor. İşte o akşamdan itibaren aşk dı e. lenmek istiyorum. Fakat kadınm genç bir kızı vardır. Bu sebeple genç kadı beni çak sevmesine | rağmen, evlenmemize mâni olduğunu ve “Benimle evlenebilmek mın rızasını almalısınız.” diyor. Kız hakikaten güzeldir. Fakat ben annesi ni tercih ediyorum. Ertesi günü anne- sile evlenmeğe razı edebilmek için genç kızla birlikte gezmeğe gidiyo- ruz.. Fakat burada da ikinci bir aşk dramı başlıyor, genç kız beni seviyor. Bu suretle iş te çıkmaza giriyor. Kadın, kızmın bana olan aşkına vâ- kıf olunca üçümüzün bir arada yaşa- mamız kabil olamıyacağını anlıyor ve izdivaç teklifini reddediyor. Nihayet, bir akşam, gemimiz, Bo- ğazm sularını yararak Boğaziçinden ayrılırken ben aşkımı gömdüğüm İs. tanbula hazin nazarlarla bakıyorum. Genç kadın, gözyaşlarile, penceresin- den geminin uzaklaşmasını seyredi- Yer Bu asrada kızı kendisini teskin © iye iylüyor — Anne, yine gelecek, yine gele- cek!,. Diyor... Macera bu suretle bitiyor... Bu filmi Mel. Yanilln Ne' tün ruhile oyniyor. Kendisi Berlin şe- hir operası muganniyelerindendir. Fa kat bu film için İstanbula kadar gele- medi, Filmin sesli kısımları Berlinde stüdyoda hazırlanmıştır. Burada yalnız harici manz; mi aldık. Yalnız filmin bura, mı için Mel, Yanilla | Novotna'ya ben- ziyen bir genç kıza ihtiyacımız var- dır. O da bulundu. Bu genç kızr Mat mazel Novstna yerine koyarak filmin mansaralarına »İnogğız. Sinema mı, Tiyatro mu?. Bundan sönra Gustav Frölich sine- ma İle tiyatro arasında bir mükayese yaptı. Dedi ki: Film bence tiyatrodan daha listtir. Orada sahneler daima d Filmde herşey vardır. Hakiki hayat, tabiat, her şey.. Orada hayatı olduğu gibi görürsünüz, fakat tiyatro öyle de- gil... Tiyatro sahnesinde hayatı, bir ar tistin muhayyelesile görmek mecburi- yetindesiniz.. Bununla beraber ti- yatronun istikbai yoktur diyemem. Fa #iyenler tiyatroyu tercih edeceklerdir. — Demek oluyor ki, tiyatronun ye- rini, filme terkedeceği hakkındaki id- diaları kabul etmiyorsunuz.. — Hayır, tiyatronun müdavimleri belki azalır, fakat o, hiç bir zaman öl mez. — Sinemanın istikbali ne olacak? — Sinemanm çok terakki edeceği- ne şüphem yoktur. Bugün iyi bir se- naryo üslübuna ihtiyaç (vardır. Bugün kü senaristler iy bir sinema üslübu ya- ratamadılar. Tiyatro sahnesinde üç saatte gösterilen bir vak'ayı, perde ü zerinde bir saatte göstermek mecburi yetindeyiz.Bu sebeple hususi bir sinema östübu bulmak lâzım, Şairler, müellif ler, film için yazdıkları yazılara, sah- ne için yaptıkları gibi, artistik bir şe- kil vermeye muvaffak olurlarsa bu, film için büyük bir zafer olacaktır. Sinema terakki edecek, fakat daima sesli olmak şartile... — Sinema artistliğine nasıl başladı- mız? — Bu bir tesadüf eseridir. Bundan dokuz sene evvel, ii bir tiyat- roda aktör idim. Tiyatro müdirile bir meseleden dolayı kavga ettim ve kum panyadan çıkmağa o mecbur oldum. Kendime başka bir iş aramakta iken film çevirmekte olan bir arkadaşa rastgeldim. Bu arkadaş beni bir film kumpanyasına götürdü. Bir saat son- ra bir mukavele imza ediyordum. İlk olarak Metrepolis filmini çevir. dim. Fransız sefiri bugün geliyor Mezunen Paris'e gitmiş olan Fran- sez Sefiri Comte de Chambrun bugün kkü ekspresle şehrimize gelecektir. e Holanda Masiahatgüzarı Holanda maslahatgüzürı Baron Ka- rinxma Thoe Slovten, dün akşam An- kara'ya gitmiştir. İMEMLEKETTİ Aydında av şenlikleri Aydın avcıları beş süreğe çıkarak 134 domuz vurdular Aydın avcılarından bir grup AYDIN, “Milliyet” — Aydın'da spor teşekküllerinin içinde en çok varlık ve canlılık İ birisi de Avcı mayesine girdiği gündenberi, mun- tazam bir programla çalışıyor. Avcılar, spor evi salonunda her akşam toplanırlar, av hikâyeleri anlatırlar, iyar tecrübeli avcr- lar, yeni yetişenlere avcılık ve atı- cılık hakkında dersler verirler, Avcılarımız, vurdukları kuşları ilâçlatarak ve hayvanların postla- rını tabaklatarak © bir av müzesi kurmağa çalışıyorlar. Bayramda, salonlarını kuşlar ve postlarla süsliyerek, davul zurna çaldırarak her gün eğlentiler ter- tip ettiler. Toplu bir halde fırka ve halke- vine gelerek bayramlaştılar. o Ve fırka reisinden; fırka programının spor ve gençlik hakkındaki hü- kümlerini izah etmesini istediler. Cemiyetin idare hey'etinden olan fırka reisi Etem Kadri Bey, bu hu- susta avcılara uzun uzadıya iza- hat verdi, Ve fyka ve. halkevinin Sinopta müze Dağnık eski eserler Sinop civarında Korucak köyünde - çıkarılan heykellerden. - yeti ve mülhakatında bulunan âsâr: atikaya lâyık olduğu ehemmiyet veri miyerek, her birisi bir tarafta pera- kende bir vaziyette bulunuyordu.Hal- buki bunların içinde pek kıymetlileri vardı. Ve bir araya toplanması gerek tahripten ve gerek zıy'dan muhafa- zası noktasından çok lüzumlu ve dalı idi. Dokuz ay evvel vilâyetimize Kayseriden naklen gelen ve Kayseri" de gayet kıymetli bir müze tesis eden Maarif Müdürü Hulüsi Beyin teşeb- büsü Vekâlet Müzeler Umum Müdü- Hâmit i geden kâfi miktarda yardın nop vilâyet merkezinde âtide bir olabilecek li olan Selçakilere ait tarihi (Alâeddin) medresesi müze deposu ittihaz edilmiş ve Sinop Halke- vinin müze ve sergiler şubesinin yar- 'drmile icap oden ufak tamirleri de ya- pılarak bu kıymetli bina hariçten gir rilemiyecek sürstte demir parmaklık. larla tahkim ve çerçeveleri ıslah edi- lerek ileride çok istifadeli olacak olan bir müzenin temeli atılmıştır. Binanın kapısma siyah üzerine sa- rı yazı ile Müze deposu ibaresini havi büyük bir levha asılmış ve içerideki karşıya gelen büyük odaya da ufak eşyaların konmasma mahsus raflar türlü yardımda bulunacağını va- detti. Avcılarımız, bayramın üçüncü cuma günü, Çine kazasının Bahça arası ve Bedirler köyleri sırtların- da beşinci sürek avlarını yapmak İ üzere kamyonlarla Aydın'dan ha- | reket ettiler. Ve hareketlerinden | evvel davul ve zurnalarla şehir i- çinde dolaşarak vilâyet makamile fırka ve halkevini selâmladılar. , Geceyi Bahça arası köyünde ge- siren avcıları köylüler candan bir yakıniıkla ağırladılar. Gece köy meydanma meş'aleler yakılarak gece yarısına kadar zeybek oyun- İarı oynandı. Ve eğlenceler tertip edildi. Cumartesi günü Aydın'dan gi- den 80 avcıya, köy avcılarından 68 kişi daha katılarak sürek avr ya- pıldr. Ve 33 domuz, 1 tilki ve bir kurt öldürüldü. Sürek avmdan sonra, avcıları. mız Aydın'a geldiler ve tezahürat. la karşılandılar. : Avcılarımız beş sürek avında ak 134 domuz öldürmüşler. ir. , Bu cuma kazan kaldırma mera- simi yaparak av sonune kutlulaya- Doludan zarar gören ADANA, 10 — Şiddetli dolu- dan sonra bazı köylerin ekinlerini hasara uğratmıştır. Dolunun zarar vo köyler şunlardır: lam, Çanakçı, Danışmı Yahşiköy, Tahiriye, Kesme sm Taşçı, Kazıklı, Kilavur, Mihman- dar, Pekmez büyüğü ve Kötükö- yün cenup kısmı... Urfada yeni park URFA 11 — Yeni belediye da- iresi önündeki meydanlıkta bir park yapılmıştır. Bir arabacı ezildi IZMIR, 14 — Burada bir facia oldu. Keçecilerde bir arabanm bey girleri biribirlerini ısırıyordu. Bu- Du ayırmak istiyen arabacı Ahmet bir aralık yere yuvarlandı. Bu sr- rada beygirler ürkerek koşmıya başladılar. Zavallı arabacı da te- kerleklerin altında ezildi ve feci sekilde yaralandı. Geredede elektrik GEREDE — Burada vilâyet, be- lediye ve fırkanın müttehiden ver dikleri bir karar ile elektrik istih sal edilecektir. Kurulacak elektrik fabrikasından bütün Geredeliler cereyan almıya karar vermişlerdir. Ucuzluk HAYREBOLU — Burada şaya nı dikkat bir ucuzluk vardır. Bir okka tereyağı 60 kuruşa, bir ok- ka yoğurt on kuruşa, 8 yumurta 5 kuruşa, bir kuzu 60 kuruşa, bir ok ka kuzu eti 25, sığır eti 8, has ek- mek 7 kuru: satılmaktadır. yapılru # is üzerine (İç depo) levi « Hariçte perakende bir bala, sne big baykalleğ, Se bartma resiiler ve yazılar re altmış parçadan ziyade â rı atika naklolunarak küçük odalarm önünde bulunan koridorlara dizilmiş, daki raflara pek eski hafriyatta me- zarlardan çıkan testi ve küp parçala- rı son zamanlarda kibrit fabrikası haf riyatımdan çıkan küçük ve büyük mo- zayık ve testi ve tuğlalar, küçük re- 4im ve kabartmalar ileride yapılacak tasnifo göre şimdilik depo halinde te- sine orzalunmuştur. sisat ikmal edilerek umumun istifade-