EE Şİ İçki yasak olacak! Şeyhislâmın fetvasile değil, Millet Meclisinin kararile!.. ANKARA Temmuz 1920 Sanki: “Tarih bir tekerrürden ibarettir” Hühmüne herkesi inan- dırmak istiyorlar. Ankarada, bil hassa meclis muhitinde göze çar pan haleti ruhiye budur. Biz, ye- ni bir âleme girmek, eski siyasi ve fikri an'anelerden kurtulmak kararile burada toplandık. Yeni hayat mücadelesinde yeni silâh- lar, modern silâhlar lâzrm.. Hal. buki fikren sanki geriye gidiyo- ruz! Sultan Hamit devrinde, halk arasmda padişah hakkında dedi- koduuar, hükümet aleyhinde şi- kâyetler başladı mı, hasılı memle- kette fenalık, ademi memnuniyet istidadı görüldü mü; derhal ga- zetelerde bir beyannamei meşi hatpenahi neşredilir, iradei seni- ye ile çıkan bu beyannamede na- mazın, orucun, tesettürü nisvanın lüzumu ortaya ülürdü. Aksi yolda yürüyen müslümanlar; mad- di ve manevi cehennem azaplari- le tehdit edilirdi. Bu karanlık ha- leti ruhiye, şimdi nasıl oluyor da Ankaraya intikal ediyor? Maat- teessüf vaktile o haleti ruhiyeyi İstanbulda yaşatan taassubun mü- mesilleri; bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinde meydanı boş bulmuş, alabildiğine yürüyor! Meclisteki siyasi ve askeri iş- lerini hafi celselerde kolaylıkla bitiren, meclisten istediği karar. ları kolaylıkla alabilen Mustafa Kemal Paşa; herkesin bildiği a- çık fikir telkinlerin&. rağmen müsamahakâr « davranıyor. İşin doğrusu; hakiki fikir ve kannat- lerin —olduğu gibi— tezahürü. ne meydan bırakıyor. Şu günlerde mutlak bir içki yasağı yapmak, içki içenlere ağır cezalar vermek, karı oynatmak Cezasına azami şiddet vermek, ca- lere devam etmeyen halka ceb- ri muamele yapmak gibi tasavvur. | lardan, bu mevzu üzerinde kanun lâyihalarmdan bahsolunuyor. Bü. tün hocalar cephesini kazanan bu cereyan meclisin, başka cephele- rini de sarmağa başladı. Bu cere- yanım, bu türlü hareket ve tasar. m hangi noktada duracağı tahmin eder? İki saatte IZamanla alınacak tedbirlerle hava “İçki yasağı” riva; lar arasında derin tesirler yap- maktan hali kalmıyor. Bu mesele; meb'us, asker, büyük memur gi- bi nüfuzlu akşamcılar için mükem- mel bir alay mevzuu oluyor. Ba- kılırsa, bu rivayetin ortaya çıkışı; alâkadarların içki kabiliyetini, iç- ki arzusunu arttırdı. İçkiden mah- rumiyet günlerine mahsup edil mek üzere aşırı gidenler de var. Aklı başımda olanlar; böyle bir kanunun tatbik kabiliyetinden mahrum olacağını, binaenayh ka- rardan evvel meclisin daha iyi tetkik ederek vaz geçeceğini söy- lüyorlar. Tetkikatta hissin değil; akıl ve hesabın hâkim olması şar. tile... — “Kanun iyi ve doğru olduğu için değil, kanun olduğu için ita- at edilir. Fakat içki yasağı kanu. nuna itaat etmek galiba elimiz- den gelmiyecek... İtaatımız olsa bile takatımız olmayacak... Bile bile içtimai bir günah işleyece- ğiz!” Bu sözleri, daha ziyade ka- nunu yapacak olanlardan, onu tatbike memur olacaklardan işiti yorsunuz. Evinde, akşamdan akşama klâ- sik mezelerle bezenmiş bir rakı sofrası kurulan arkadaşlardan biri anlatıyordu: i — “Monşer.. Bizim meb'usları- mız biraz psikolog olsalar, içkiyi yasak edecekleri yerde onu daha ziyade tamime çalışırlardı. İçkiyi, normal zamanlarda bir dereceye kadar yasak etmeğe aklım erer: Sıhhi mülâhazalarla.. Fakat buh- ranlı anlarda kafalarm biraz tüt- sülenmiş olması; sözümüze, dava- mıza, hareketimize fazla bir kuv- vet vermiyor mu? Bize, iyi fikir. ler daha ziyade içerken gelmiyor mu? Herkes tecrübe etmiştir: En müşkül işler için bulduğumuz su- reti haller, şu sofranın başında o- luyor. Hususl ve umumi sevinci- mizi bu dairenin etrafında daha ziyade seziyoruz. Hususi ve umu- mi kederlere, icerek daha kolay katlanıyoruz. Meb'uslartmız, bizi bu kuvvetten, bu hassadan mah- rum ederlerse pek yazık!.” MİLLİCİ bir rapor seferleri daha düzgün olacak ANKARA, 24 (Telefonla) — | Havaların bozulması üzerine son günlerde Ankara - İstanbul hava seferleri intizammı kaybetmiştir. Bu yüdden Ankaralılar İstanbu- lan sabah gazetlerini bir iki gün elde etmekten mahrum kaldılar, Maamafih zamanla alınacak yeni tedbirler sayesinde seferlerde in. tizamın temin olunacağı muhak kaktır. E Bu meyanda havanm nasıl ola- Cağını tayyarecinin hareketinden evvel bilmesi ve hava raporu elde edebilmesi lâzımgeleceği mütehas- sıslar tarafmdan serdolunan mü. talealar şpayanımdadır. Bu hususta Meteoroloji müessesesi müdürü Tevfik Bey diyorki: ç(rü — Hava istidlâlâtı yapmak içi elimizde lâakal on senelik yazat raporları bulunmasi lâzımdır. Hal buki müessesemiz yenidir. Bugün | Fevka âde odalar 3 Liradan itibaren için buna imkân yoktur. Bundan başka memleketimiz Rus stepleri, Bahrimuhiti Atlâ; Karadeniz, Akdeniz, Adalarde: gibi hava- yı sıksık harekete getiren âmille- rin tesiri altındadır. Sonra dağla- rımız da ayrı birer mühim mües- sirdir. Bütün bu müessirlerin mem- leketimizde ne gibi havai hareket- ler (Perturbation) yaptığı hakkın- da on senelik raporlar elde mev- cut olup iklimimiz hakkında kat'i bir fikir alınmadı istidlâl a İİ “Hem Avrupada hava altı saat- te bir harekete gelmekte, bizde ise iki saatte bir perturbation hâsıl ol. maktadır. Binaenaleyh başka mem leketlerde tayyareciler altı saatte bir rapor aldıkları halde, O bizim memlekette işliyenlerin beheme. hal iki saatte bir rapor almağa ih- tiyaçları vardır. İ serin kendisin al Altı yedi bin yıl de Topütopu altı yedi yıl önce. Beş yüz kilometre irahta değil. Beş kilometre bu yanda. Ankaranın batı çevresinde. i Dümdüz, kupkuru, O keskepir bir yer vardı. Sel basmış cehennemden arda kak İ mışa benziyen bu yeri görenler, o ve ri, suratlarını ekşite buruştura anla- tarlardı: — Oralar mı? Oralarda devler *a- ban sürse, Nuh tafanları yağmur olsa, altın tozu gübre edilse, bir tatam ot bitmez, ö — Orada tilkiler Kasımda tüy dö- ker. * Orada saksağanlar nefes “ala maz. — Katlık oralardan rüzgör olup &€- 9 Yalanlar karaklığından, Butut- lar çoraklığından ürperip kaçar. Bu yerin kötülüğü, bozluğu, kısırle- ğı dillerde, yazılarda destandı. Trenler bile o yerlerden kamurda- na homurdana; develer bile kökreye höpüre geçerdi. ... Bir sabahın alaca | aydınlığında o yerlerin ortasına sivri bir çadır kurul da. Ve çadırın dışında bir kaç hişi görüldü. Geçen tren bu çadırlara ıslık çala- rak alay etti. Bir dizi (MMMMMM) gibi geçen develer hörgüçlerini çarpıta çarpıta güldüler. Kargalar Af A! A! diye haykıra ANKARA, 24 (Miliyet) — Hani istasyondan şehre gelirken sağ tarafta caki Karadağ arazisi büyüklü. | ünde, çorak manzaralı bir sahra vardır. | şte o saha toprağınm kabiliyeti, vakti. | le bize Hotanto toprağı kadar meçhüldü. Dokuz sene evvel oraya Macaristan'dan | Kidanlar getirildi, teşcirine çalışıldı fakat ne gerer; fidanlar sallanması di yan- larına dikilen söğüt kazıklar gö tekilerin bir teki bil madı. Eloğluna güşlük mü var, bilginim bö: nerin elinden ne kurtulur? bu sahan sıra Evkaf ev ve apartımanları yakasma düşen tarafa son bir kaç sene zerfinda ş bir fidan korucağı hâline | yavaş ya geliverdi. ... Maksadım bu ormancığı yazmak de- ğil oradaki belediye çiçek serini karile rime tanıtmaktır. Fakat ser şu küçük fi- danlıklar ortasmda bulunduğundan bu genç ağaçları bir kaç kalem darbasile | selimlamamak kabil olmadı. Uzatmıyalım... buranın şefi Piyer E- fendidir, diye sağlık verdiler. O zâti huk dum, sessiz ve anlayışlı bir merekli, maksadımı söyledim, muvafakat etti ve önünde rast geldiğim kısmından girdik. v.. Belediyenin çiçek mağazasınm harcı âlem veya nadide saksı ve demet çiçek- leri yetiştiren yer işte burası ve tabii yi- ne belediyeye ait. Dişarda soğuk bir hava var ve kar yâ İryordu, içeri girer girmez kaloriferin tatlı srcaklığı yüzlerimizi okşadı. yüzlerce küçük saksı içinde renk renk açmış lâleler, sünbüller, — gül fidanları ben soruyorum, Piyer Eefendi anlatıyor; “— Şu sünbülleri evvelâ sakar altına kapar, karanlıkta bir iki bafta barakırız, orada boylanır. Bakınız, saksı altında iken yapraklarınm rengi evvelâ sarıdır, sonra dişarda yeşillenir. Yüz çeşit gülü- müz var. Hayret etmeyiniz, İstanbul'da gülün sekiz yüz çeşidi vardır.Mahâzâ iki bine yakın nevi olduğunu da unut- mayınız. Gül, Ankara'nın iklimine en iyi giden çiçektir, Burada güller her yerden daha iyi oluyor ve daha iyi açılıyor. Karanfil de öyle. Zâten bunlar soğuğa mütaham- mil çiçeklerdir. Ankara'da bahçesi olan- lara bu iki çiçeği dikmelerini tavsiye ©- i içekleri arasında yetişen herca- yimenekşedir. Bilhassa gülcülüğün An- kara'da iyi bir istikbali vardır..." Ara kapıdan serin bir başka kısmına geçiyoruz. Burada da sicek memleket- ler nebatatı var. Geniş yapraklı hurmalar üzerlerinde bir çok meyva asılı limonlar, ANKARA'DA Amerikan bar . HERE LA b EE iŞ ğe ME Ma dn DADA ye TLK ME NA YE NN AÇ ZAM EMER 2 Aman efendim, burada — neler yok. | iyef Gazi Orman ; çiftliğinde bilginin, Sağlam Hi iradenin, alınterinin ve yartbilgisinin ilk fidanı bu yolun sağındadır. haykıra şaşırakaldılar. Kıraç ortasındaki çadırlılardan za- yı delikanlının adı Osmandı. Çadırlı Osman, hazmalı arkadaşlarına buyar- duz — Bu kıracı yeşil yart yapacağız. O yeşil yurttan yeşil Ankara doğacak. Ondan da yeşil yayla fışkıracak. Bir kazmalı dedi: — Nasıl olur Efendi Ağa? r Mermi sivrisini kayadan çe- ere vurda. Bir çimcik top- ökebildi. 2 Ve ilk ahasya fidancığın o pinti çukura diktiler. Iraklardan helke helke sa Çiçek sarinin aryokarya , ararya tapir sarı zambak gibi açmış enli yapraklı klivya, yaprak- ları krem abraşlı koca bir ağaç abotilon, kocn koça bir çok palmiye gayet enli yapraklı amaris belladoma, aralya, mak- Tikolya, okaliptus ili adım boyunda ve yapraklı bir karış büyüklüğünde bir a- maç fikus olastika, iki adamm o ancak kucaklayebileceği genişlikte ve bol yap- İS raklı kesif yeşillikli bir ağaç Bokon vil- a sanderyana, çardağa çılmcak kadar | Höyük bir sivri kuş konmaz, yapraksız ili parmak kalınlığında etli dallardan | ve Den yine çardeklık hir nevi bilği: İ Bare ağncı kaktüs serüs ve #nire,, kada, buradan diğer bir yoruz. Gayet şirin beyaz çi- gibi bir saksı azalya, | etli ve dikenli agarya, ve diğer ta- görmediğim, ismini © dahi Yine buradan diğer bir koridora ge giyoruz. Yüzlerce küçük saklar içinde kuş konmazlar, karanfiller, ıtırlar, gül. İ ler, sardünyeler filân filân... İ ..” Gezdiğimiz bütün kısımlarda alt, üst, orta, raflar ve her tarafım — çiçeklerle çubuklarla, fidanlarla, fidelerle dolu ol- duğu yetişmiyormuş gibi bir sürüde nsına raf yapıp oraları da bunlarla dol- durmuşlar. Her taraf o tertemiz ve her nebatın gürbüzlüğü, canlılığı iyi bakıl. dıklarını gösteriyor. »*. Dört sene evvel | Zirâğt Mektebinin serini gezmiştim, fakat orası çok mahdut ve küçüktü. Şimdi ne hâldedir. bilmem, fakat burasmı böyle bu kadar mükem- mel bulacağımı hayalimdem bile geçir. memiştim. Şu serden cidden memnun oldum ve Ankara'da bahçelerin mükem- mel bir istikbali olduğuna inandım. lar, görçeklerden serin yel bekledi. ler, Ve, terleri, damla damla bu topra- ğa döküldü, Çadırlılardan öbürünün adı Tahsin- di. Bayurduz — Bu fidana nişan koyun. Bu eller yeşil eller olunca her yıl bu dalın al. tında bayram edeceğiz. ... Çorağa; alınteri sayesinde su yü rüdü. Toprağa; bilgi, teknik ve bağlan- ma sayesinde yumuşaklık geldi. Akasya fidanı yapraklandı. Akasya fidanı gölge verdi. dik akasyanın o yaprağı ile gölgesi “ “Ankarada çiçek yetiştiren yer Ankaranın iklimine en iyi giden çiçek güldür, ondan sonra da karanfil ve herc ai gelir 0 EN A içinden bir köşe Dokuz on sene evvel (belediye her dükkânın önüne bir ağaç dikmek mec- buriyeti ilân etmişti, dikmeyenler için çeza vardı. O zaman fidan bulmak müş- kül, Herkes birbirinin ağacını aşırmaya başlayınca dükküncilar ağaçlarını çal dırmamak ve cezaya çarpılmamak için bir usül buldular, Gece dükkânların kaparken ağaçları içeriye kilitlediler ve a yine düklünm önüne dikti- ler... Ben böyle şeylerin mecburiyetle değil teşvikle yaptırılabileceğine kaniim. Ar- tk bugün Ankara'da fidan bulmaktan kolay ne var resmi ve hususi bir sürü Fidanlıklar mevcut, köylülerin sattıkları da caba. Alâkadar hangi makama nat edilse ağaç fidanı bulmak da kabil,çiçek fidesi de... .. Yeni Bugece A İ İ Gençlik için fevkalâde ibretamiz ah- lâki bir eser: 8GENÇ KIZLAR CARİN HART İlâveten Dünya haberleri ve Radyo ne işlere yarar. Çok Şarkın En Muhteşem Oteli Lokanta . Oyun sa'onu . Danslı cay . Hususi salonlar . Kalton . Band orkestrası daimi kâyesi çorağı bürüdü. Kötüyü ve bozu gö renler yeşili gördüler. Kötüye çe çık- maza yoranlar o bağlarda, o bahçe. lerde, o ormanlarda, o havuzlarda, o ağıllarda dolana dolaşa yoruldular. O yer, yeşil yari aldır. O yeşil yurt, Ankaraya © kamyon kamyon yeşillik fidanı vermeğe baş- ladı e. Ve ilk akasya bugün orada durup durayor. Oilk fidan bugün çatal yerinden çatlamıştır. Onu bir telisle sarıp sar- maladılar. Yeşil Türkiye sevgisini taşıyanlar o çatlak ana ağacı görmek isterlerse Gazi istasyonundan köşke doğru bu- yursunlar. Lokantaya Yirmi otuz a- dım kala sağa baksınlar. Beş altı ça- dırlının ilk fidanı oradadır. Bir sev- gili malâl gazi gibi kolu başı sarılı, o- rada durupbatır. Onu görenler, ona kasketlerini ç- harsınlar. O; bilginin, iradenin, alınterinin, ve yartsev in ilk fidamıdır. Her yıl, 21 mart bayramından son- ya bu ağacın bayramını da yapmalı. O ağacın destanını yazmalı. O desta- nı bestelemeli. O besteyi oranın top- rakçı gencleri, o dalların altında bir ağızdan söylemeli, size bir çatlak ağacın sağlam hikâyesini söyledim. Siz de, bizden sonra gelecek yeşil yurt çocuklarına onu “Gazi Orman çiftliğinin hihâye- #7” diye anlatınız. Ankara: 23. mart, Aka GÜNDÜZ .... Havacılık mecmuası kupası gene kaldı ANKARA, 24 (Telefonla) — Havacılık mecmuasının kupası i- çin geçen hafta berabere kaldıkla- dan Ankara Gücü ile Çankaya üçüncü takımları arasındaki son müsabaka bugün yapılacaktı, Ge- rek hakem seçmesinde anlaşama- mazlık, gerekse meydan için ev- velden saha komiserliğine haber verilmemiş olmasından dolayı mü- sabaka saatinde saha için müsaa- de almak ve hakem (seçmek ile vakit geçirildiğinden Çankaya Kulübü müsabakaya “girmekten İmtina etmiştir. Bunun © Özerine Ankara Gücü sahad a yer alarak gösteriş yapmış ve bir müddet son ra Altmordu ile Çankaya birinci takımları husust şekilde bir müsa- baka yapmışlardır. Her iki dev- rede hâkim bir oyun oynıyan Çan- kaya 4 — O ile Altınorduyu yen- miştir. Talebe müsameresi ANKARA, 24 (Telefonla) — Erkek lisesi talebeleri (o yarın ak. şam saat 21 de Halkevi salonların. da senelik müsamerelerini ceklerdir. VERNER Ankaranın en lüks TUVALET salonu Bankalar addesi Tel: 3240 ' Ankarapala Tel: 340 vere- 1 i Bugeee o Kulün Viyana operetlerinin en şen ve en fazla musikisi olan şaheseri KADINLARIN SEVGiLiSi sil edilen Almanca film. Tâveten : Dünya haberleri Fiatlarda Büyük Tenzilât 1057 3