MİLLİYET PAZAR ISKANUNUEVVEL ıp Birinci Sahifeden Geçen Yazılar İngiliz .İran bir filmi: MATA HARI ibtilâfı Bu hafta gösteriliyen Mata Hari kurşuna dizilmeğe götürülürken Greta Garbonun son filmlerin den biri olan Mata Hari dün İs- tanbulda ilk defa olarak gazete- cilere gösterildi. Bu film Elham- ra ve Melek; sinemalarının bu| haftaki proğramını teşkil ediyor. Mata Hari alelâde bir dansöz kad olduğu halde, macera için- | de geçen hayatı, umumi Almanya hesabına casusluk et- mesi en nihayet fransızlar tara- fından kurşuna dizilmesi, kendisi- ni harpsonrası devrinin meşhur simaları arasma koymuştur. Bir defa bu kadm kimdir? Ho- landada 1876 ağustosunda Leu- warden kasabasında doğmuş, 917 teşrinievelinin 15 inde Paris civa- rmda Vincenne'da kurşuna di miş bir kadının asıl ismi Margı retha Geertrinda Zelle'dir. Gençliğinde serbestliğe, hava ve hevesine tâbi olmağa © azami temayül göstermiş olmakin bera- evlendikten sonra kızı bu hu- yundan vazgeçirebileceğini düşü- ven Mac Leed isminde bir | yüz- başı kendisine talip olmuş ve 895 temmuzunda da evlenmişlerdir. Yüzbaşı Cava ve Sumalra'da yeni vazifeler aldığı için, karısını da beraber götürmüştür. Marga- retha pek huysuz bir kadın oldu- ğu için, geçinmek nasip olmamış ve nihayet kocamda kendisini boşamıştır. Nihayet serbestisine kavuşan Margaretha hayatını kazanmak için 1903 te dansözlüğe başlamış- tır. Kendisine de Mata Hari diye bir isim takmıştır. Hintçe bu isim “Fecir kızi” demekmiş. Yeni dansöz Parise gelmiş, oy- madığı şark dansları ile otrafma pek çok perestişkârlar, bu meyan Bu vaziyet casusluğa son de- rece müsait olduğuna göre, Mata Hari ondan da kaçmamış ve H — 21 matrikülü (Oaltnda Almanya hesabına casusluk yapmıştır. Umumi harpte memleket mem. leket dolaşarak casusluk yapmış, nihayet Pariste tevkif ve muhake- me edilerek kurşuna dizilmiştir. Fransızların iddialarına bakılırsa, Mata Hari bir Fransiz kolordusu- su mahvedecek rol oynamıştır. harpte | hayatından mülhem © olarak bir film çevirdiler. Filmde baş rol i- çin, bu mevi rollerde bihakkın mu- vaffak olan Greta Garbo'yu inti- hapta tereddüt etmediler. Ancak filmin senaryosunda genç bir Rus zabili de vardır. Bu rol için Ra- mon Novarroya müracaat ettiler. İ Navarro, bidayette tereddüt etti. | Greta gibi emsalsiz bir san'atkâ- İ nm yanımda o oynamakla, kendi | söhret ve istidadının husufa uğra ması ihtimalinden korkmuştu. Lâ- kin Ramon Novarro da kendi kud ret ve kabiliyetine emin artistler. den olduğu için kolayca ikna edil di. Tasavvur e bu > şernit altında Navarro korktuğunun ba- gına gelmemesi için, rolüne tema- men sahip olmuş ve Greta ayarın- dan aşağı düşmemiştir. Belki kur- şuna dizilen hakiki Mata Hari'nin başından filmedeki macera g9ç- memiştir, Fakat ismini hâlâ du- daklarda yaşatan bir filmin mev- zuuna ilham vermiştir. İ o Çünkü filmde Mata Harı genç Rus zabitini seviyor. Halbuki ha- kiki Mata Harı'nin hayatında aşk macerası olmadığını söylerler. O kadar taş kalpli kadınmış. Filmin heyeti umumiyesi hak- kında bir şey söylemeden baş rok leri oynayan artistlerin isimlerini zikretmek kâfidir. Diğer rolleri alanlar da baştan aşağı macera Charlot'nun filmleri vazgeçmiyor. Maamafih “Altına hücum” ismindeki meşhur filmini musikileştirecektir. Filmde hiç bir muhavere olmayacaktır. Ancak canlı resimler gibi, filmdeki hare- ketlere göre musiki parçaları ko- sacaktır. Charlot diyor ki: — Sessiz film me kadar seneler geçse gene unutulmaz ve ben de hiç bir zaman sesli film çevirme- yeceğim. Filhakika Amerikanm bir çok şehirlerinde Şarlonun yedi, sekiz sene evvelki sessiz filmleri göste rilmekte ve ayni rağbeti görmek- tedir, (Başı birinci sahifede) İ vermek istemiyor. 6—Şirket b memleketler de kayıtsızca masraflar yapı- yor. Bu da İrandaki petrol sa- Bayinin zarsrma bir vaziyet ih | das ediyor. İ 7 — İranda petrol pahalı sa | ! irket “ İrandaki petrol | menabiinin hepsini istismar «| miyor ve memleket harici top | raklarda kuyular açarak onlar | dan istifade etmeğe çalışıyor. 9 — Şirket hükümetle müza kere etmek bir mümessil göndermemiştir. Bundan son- ra İran hükümeti, İngilterenin aldığı tehditkâr vaziyet karsı- smda Milletler Cemiyetine mi racaat etmeğe karar verdiğini bildirmektedir, İngilters İranın, Milletler Cemiyetine müracaat gdeceğini haber alır almaz, daha evvel davranarak, ; mezkür cemiyete İranı şikâyet etmiştir. John Simon Cenerreye gidiyor LONDRA, 17 (A.A.) — Hariciye nâzırı Sir John Si- men. İngiltere - İrem ihtilâf hakkındaki İngiliz noktai naza rmı Milletler Cemiyeti meclisi De anlatmak için bu akşam ya hut yarın sabah Cenevreye gi- decektir. ——e—— — Kâzım Pş.nın Beyanatı (Başı birinci sahifede ) seleler üzerinde noktai nazarla rm: beyan ettiler ve bazı teklif- ler yaptılar. Bu teklifler meva Bında kanun mevzuu” olanlar bulunduğu gibi hükümetin ida- reten yapması icap eden işler de vardır. Tekliflerden bir kıs- rı doğrdan doğruya Fırkada reye konularak karara raptolun mus, bir kısmı da Fırka grupu encümenlerin- tevdi edilmiştir. Mütehassıslardan mürekkep en cümenler, bunları tetkik ede- rek bir karara bağlayacaklar- dır, İclerinden ican edenler, ka mun İsyihası şeklinde Meclise sevkolunacaktır. Kanım mev- zuw olmayanlar da usulü daire- sinde takip edilecektir. Umumi müfettişlik Közrm Paşa Hazretleri Bi- rinci Umumi Müfettişlik vazi- fesinin İzmir Vi Közım P; şaya tevdi edileceği şayinlarna dair demiştir ki: — Kâzım Pasanm tayin edi- Irceğinden o haberim yoktur. Yalnız, vazifenin ehemmiyetile mütenasip bir satın hükümet çe pek yakında bu işin başına getirileceğini biliyorum. Dil inkılâbı Kâzım Paşa Hz. Dil Tetkik Cemiyeti mesaisinden bahseder ken şunları söylemişlerdi Dil Tetkik Cemiyeti me ve gazetel-rin buna dair ke neşriyalını dikkat ve alf | ka ile takip ediyorum. Dil Tet kik Cemiyetinin mesaisi çok müspet ve kat'i şekilde ilerle mektedir. Kısa bir zamanda muvaffakıyetli neticelere varı lacağına şüphe etmiyorum. Matbuatımızm hep birFkte xürk dili hakkında yaptıkları neşriyat, ve hizmetler cidden takdir ve teşekküre lâyıktır. Bu himmetin faydalı tesirleri mem nuniyetle görü ir. Küzm Pasa dişlerinin tedavi sini bir iki güne kadar bitirerek Arkaraya döneceklerdir. Köy kanunu ANKARA, 17 (Milliyet) — Ya bk geliri beş bin liradan aşağı © Belediyeler sınırları içinde Kl KR ün mevcuttur. Bulgar-Romen hududu SOFYA, 17. A. A. — Romanya i- le Bulgaristan © arasmdaki hududu sit plânları tanzime memur Romen Bulgar komisyonu, bugün Sofyada toplanmıştır. | mada en çok Tey alan İ lekette İ tar. Yüksek sanayi İ rinde bir taraftan fazla j toplanmasından doğar. ER elk ii İİ Greta Garbo'nun yeni i Bugün son gün ve Dahiliye Vekilinin nutku ( Başı 1 inci sahifefde ) vitrin sahi. bi birinci addedilecektir. Dahiliye Vekilinin nutku ANKARA, 17 A.A. — Dahili ye Vekili Şükrü Kaya Beyfendi tasarruf haftası münasebetiyle bı gün Ankara radyorunda atideki konferansı ir Vtandaşlar; Üçüncü tasarruf l erli malı haftası memleketi” in ber tarafında büyük bir a lâka ve büyük bir canlılıkla yaşı- yor. Yerli malı davası memleket. te iş yaratmak davasıdır. Mem- heali genişletmek, çe- şitlendirmek davasıdır. Bir mem- leketin yetiştirdiği ve yaptığı mal larm pazarı ne kader genişlerse © memlekette çalışan kolların ve kafaların sayişı da o nisbette ar- memleketle- ihsal yüzünden, diğer taraftan sürüm halarınm daralması nai bir felâ! sizlik derdi düşünülecek olur ve ayni zamanda buna karşı memle- ketimizde yeni iş sahaları yarat- mak, cehdi, istihsali arttırmak sa- vaşları gözönüne getirilirse cihan buhranı denilen dava içinde Tür- kiyenin müstesna mevkii derhal canlanır. Türkiye öyle bir mem- lekettir ki orada fabrikaların bol- İuğundan değil azlığından, istih- salin çokluğundan değil, tanzim edilmemiş olmasından, işsizlikten değil kâfi derece iş sahasr temin edilmediğinden ıstırap çekildiği görülür. Bu stırap menfi ve çaresiz bir ıstırap değildir. Bu setırap müspet tir ve çareleri vardır. Bu ıstırap yaratıcı ve doğurucu bir sstıraptr. Yü sanayi memleketlerin- de her gün yeni bir fabrika baca- sın söndüğü haber | verillirken Türkiyemizde yeni yeni fabrikala rm kurulduğuna ve kurulmak is- tenildiğine sahit oluyoruz. O halde vatandaşlar yerli ma- lı kullanmak davası memlelketimi- zin iktsatça inkişafma, iktatça yükselmesine, iktısatça istiklâline mükemmel bir tarzda hizmet et- mek davasıdır. Böyle mühim bir hayati davaya karşı candan bağ- lanmıyacak hiçbir Türk vatandaşı tasavvür edemiyorum. Tasarruf ve yerli malı haftası münasebetiyle halkımızın göster diği vüksek anlayış bunun en can k delilidir. Vatandaşlar; Yerli malı davası yalnız sanayi mamulâtma i etmez. Yerli malı davası öyle bir bütün'üktür ki, onun içine , ayni zamanda o toprak o mabsullerimiz ve yerli iş kuvvetimiz de girer. O- mişlerimizin de haftasıdır. İç pa- zarda emin bir sürüm sahası bu- lan mustahsil, yabancı pazarların cilvelerinden korkmadan istihsa- line devam edebilir. Devamlı ve gelirli istihsal ise her şeyden önce memlekette istikrarlı bir ça- lışma hayatının kurulması demek- tir. Arkadaşlar; bu cemiyet ayni za- manda memlekette tasarruf itiyadı nın bir milli ahlâk haline gelmesi i- çin de çalışıyor. Ve önümüze bir he def koyuyor. 1931 senesi sonunda bankalarda 38 milyon lirayı bulan kü çük tasarruf hesapları yekünunun en > zamanda 50 milyon liraya dlirmink; anil sermayeler, küçük küçük ferdi tasarrufların bir araya Onun için her Türk vatandaşı wz bile olsa geli- rinin bir parçasını mülli bankalarını za yatırınalı ve böylelikle milli ser. mayenin artmasma yardım etmeli. dir. Yukarıda işaret etmiş olduğum, yaratılmasını istediğimiz yeni iş sa haları nmenk milli sermayemizin artı şı nisbetinde açılacaktır. Bu itibarla bu iyi davanın biribirine 'ne kadar kenetli bulunduğu derhal göze çar. par. Milli ikirsat ve tasarruf cemiye güç değildir. Memleketimizde hesap sızlıktan ve dikkatsizlikten ve ber i şi ve yiyecek, giyecek, kullanılacak her şeyi ihtiyaçtan fazla ve bol tut- maklan sokağa ve hatta çöp teneke lerine atılan kırıntı ve kırpımtıların tutarı o belki milyonlara varır. Hal buki hesaplı ve tutumlu bir evde s0 | kağs ve yabut çöp tenekelerine atı- lacak pek az bir sey bulunmalıdır. Parayı saklamak nisbeten kolaydır. Hakiki sile tasarrufu evde yiyecek, giyecek ve kullanılacak eşyanın be- saplı ve ölçülü olmasiyle elde edile- bilir. Dikkeetli giyilen çamaşır ve el- bisenin ve dikkatli kullanılan eşya. örn ömrü uzun olur. Ne kadar gü- zel olursa olsan teki kaybolan elbi #enin hiç bir şey olmadığı gibi dik- katsizlik yözünden . çatlıyan barda- Em, kırılan fincanın da kıymeti yok tur. Ufak tefek kırıtılırdan ve kır- pmtılardan her sile ocağmda ayda en aşağı 10 kuruş tasarruf edilse Tür kiyede 3 milyon aile ocağı bulundu- ğuna göre senede 3 milyon lira ta- sarraf edilebilir. Halbuki küçük bir | dikkatle ayda 20 - 30 lira tasarruf & debilecek evlerimiz nadir değildir. Türk ailesinin evini tutamlu bulun. durması eski ve serefli bir ananesi dir. Her evin hasmı ve efendisi bu şerefi muhafaza ile mükelleftir. Bu yalnız aile haysiyeti ve şerefini değil kudret ve haysi yetini de muhafaza ve müdafı mekt. “TaneryüP v0 yeri iğ gasmın dördüncü yılma ayak basar ken bütün vatandaşlarımı bu kurtu haş ve yükseliş bayrağın altında da ba büyük bir imanla ve daha canlı bir hizla birleşmeğe davet ediyorum. ——..— Balkan ödası İdare hey'eti Seçildi ( Başı 1 inci sahifefde ) Bey bir nutuk söyleyerek riyasete intihabmdan dolayı teşekkür ot- miştir, Meclisin bu içlimanda nizam- ramei dahili müzakere ve tasvip edilmişti bir intihap edileceği kayıt, “her sene — intil şeklinde tashih edilmiştir. Öğle yemeği Bu içtimadan sonra murahhas- lar Türkiye Balkan Birliği İstan- bul şubesi tarafından Tokatlıyan etelinde verilen kırk kişilik ziya- fette bulunmuşlardır. Pu ziyafete murahhaslardan manda Vali mu- avini Ali Rıza, Belediye reis mua- vini Hâmit Beylerle Bulgar maslâ hatgüzarı M. Balamezoff Ticaret müdürü Mahsin B. ve Ticaret O- dası erkânı hazır bulunmuşlardır... Ziyafetin sonunda Tahir B. kısa bir nutuk söylemiştir. Öğleden sonra Meclis saat 17 de tekrar Tica- ret Odasında içtima etmiş ve bi- rinci içtima zabıtlarını kıraat ve tasvip etmiştir. Romen murahhasları bu içtima imüteakıp dün akşam memleketle- rine hareket etmişlerdir. ——— DARULACEZE MÜDÜRLÜĞÜNDEN: İttihaz edilen birtura nümunesi veçhile iki yüz adet mezin pazari mü- bayaa edilecektir. Talip o- lanların 26 Kânunevel pa- zartesi günü saat İdte in- taç edilecek olan teminat” akçelerile” mürü- caatları. (6652) Istanbul asliye mahkemesi birinci hukuk dairesinden: Müddei Galeta- da Karaköy Palasta Folemenk Bah- risefit Bankası tarafından o müdda- sleyh İstanbul Balık pazarı 61 No da Aram Baruh ef. aleyhine bir kıta senede müsteniden alacağı olan yedi yüz elli Kiranın tahsili hakkında açı- İsn davadan dolayi berayi tebliğ gön derilen arzuhal suretinin müddan- beybi mümaileyhin ikametgâhı ha- #ırmın meçbuliyeti — hasebile H. U. M. K. mum 143 inci maddesi müci- Bince 16 gün müddetle ilânen tebli- ğine karar verikmiş olduğundan mü- maileyh işbu müddet zarfında mü- racantla davaya karşı bir cevap ver- gryabiyeye tevessül edileceği ilân © Temir, Istanbul asliye mahkemesi üçüncü. hukuk dairesinden: Muazzez hanı- mn Emcet Bey aleyhine açtığı tes- eilinkit davasnın tahkikatı hitam bu larak evrâkı dava müçtemi mahke- meye verilmiş ve mahkeme günü o- larak 28-12.932 sant 14 te tayin ©- dilmiştir. Dava hüküm © derecesine gelmiş olduğundan gıyabında yapı hukuk usul muhakemeleri kamimu- nun 406 ıncı madilesine tevfikan Hân olunur. İ TABİAT " Havanın Sıkleti Eski Yunan filozofları ve kurunu vusta Meri ha- vayı ölçülmez bi ad- dederlerdi. Halbule Galilde | cam bir kapta havayı teksif et- ti ve. havanın sikletinin arttı- ğımı gördü. Demek ki hava da tartılır bir şeymiş ve sikle- ti varmış. Bu keşfi Toricelli başka bir tecrübe ile teyit etti, Bir met- re kadar uzunluğunda bir u- cu kapalı, diğer ucu açık bir tüp aldı, Bu tübe civa doldur. du, Açık kısmını parmağile kapatarak tübü baş aşağı çevir di ve içinde — civa bulunan kabın içine soktu. Sonra par- mağını çekti. Parmak çekil- | diği halde, tüpdeki cıvanın kap seviyesine kadar inmediğini gördü. Derhal anladı ki kaptaki ct vanın üzerine vuku bulan ha- va tazyiki, tüpde kalan crva nın müvâzenesini temin cdi yor. Crvatın kesafetini bilidiği için. (sudan 13.5 defa fazla) bava tazyikini hesap etti, Taz- yikin santimetre murabbar ba- şma bir kilo, 33 gram olduğu- nu ardadı, ki bu siklet, bir san- timetre arzında ve 76 santi- metre irtifamdaki cıva sikleti- ne muadildir. Bu hesaba göre havayı ne- siminin sikleti irenmek ka- bildir. Kürei arzm mesahai satbiyesi 510.100.800 kilomet- re murabbar © olduğuna göre, santimetre murabbama bir ki- lo 33 gramdan hesap edersek, bütün havayı nesiminin sikleti ni öğrenmiş oluruz. Bu siklet 5.269.411.264 milyon tondur. Bu siklet hakkında bir fikir e- dinmek için şöylede diyebili- riz: Bir kurşun mikâp tasav- vur ediniz ki, her dıl'i bir kilo- metre olsun.. İşte Gl hiç sikleti yok havanın sikleti.. e Peki, bu sikleti ölçülebi! yalla enhikyek Ser? ENİ ler havayı bir “unsur” telâkki ederlerdi. Halbuki bir çok ka- rışık maddelerden mürekkep olduğunu ilk defa Lavoisier is- pat etti, Tazyik edilmiş hava dahilinde cıvayı ısıttı. Gö ki cvanm üzerinde kırmızı tozlar peyda oluyor, Ayni za- manda da havada bir eksik- lik.. Demek ki cıvanın bir kıs- mı, bavanın bir kısmı ile ih- tilât ederek, kırmızı tozları ha- sıl etmiş ve hava da teneffüse gayrisalih bir hale gelmiş. Lav- oisier bu teneffüse gayrisalih mii “azot” diye tesmiye et- yi dokuzuncu asıra yapılan tahliller ve tetkiklerden son- ra. havanm yüzde 792 azot, yüzde 20.8 müvellidilhumuza İlme olduğuna hükme 1882 de iki İngiliz âlimi Lord Rayleigh ve Sir William Ramsay mayi haline getirilmiş hava üzerinde çalışmağa başla- dılar. Baktılar ki, havada daha başka maddeler de var. iri vada yüzde bir izo çe dukları yeni unsura gön” İsmini verdiler. Tetkiklerini daha ileri götürerek, beş yeni az daha buldular. Bunlara da > ile isimleri taktılar. Helium, Krypton, Nâon. X& non, Müvellidilma... Bir nispet kurmak lâzım ge Tirse: Dılıları onar metrelik bir mikâp tasavvur ediniz. Binsen aleyh hacmi bir milyon İitre demektir. Bu mikâbm içine hava dolduralım, . İşte bu bir milyon litre havanın 781.788 litresi azot. 208.700 | RADYO | Bugünkü program 18-18,45 (Nihal Hamm) saz 18.45.20 Orkestra, 20-2130 Bedayii musikiye heyeti, 21,30-22 Madem Riçi tarafından taganni. 222230 Gramelon, ajanı Ve bor sa haberleri VİYANA 517 m. 16.50: Salon musikisi (Anita Ast Kuatoru). 17.45: Zamanın dokümanları. 18.05: Ganglberger ve şarkılar). Blgoiyan, 9 Myeleü yantleniğni: mt fonik konser. 21.50; Milli yat. 23.35: Jozef Helzer (akşam konseri). PRAĞ 487 Gi 'dan: Balet ve neşri” takımı Mrazek tarafından slovak ları, 20.40: Piyano konseri Mozart, Smetana ve Dvorak'ın &- serlerinden). 21.05: Operet par- çaları. 23.25: Salon orkestrası, BÜKREŞ 394 m. 11.35: Çocuk proğramı, 11.50: Ayin. 12.06: Matinal konser. 13.05: Gramofon. — Haberler. 14.05: Gramofon. 16.35: Köylü proğramı. 17.35: Koro konseri. 2045: Gramofon. 21.05: Viyana (Sehrammot) Kunter mu: 21.50: Keman (solo).. 22. men musikisi, BRESLAU, 325 m. 18.25: küçük (konser, 19.30: “St. Nikolaus zicht durch daz Land” isirli musikili temsil, 21.05 Rosini,R. Korsakoy, J. Stranaş, 8. B. Clemus'un eserlerinden akşam ynusikini, 21. madan nakil. 23.50 Josef Holzer cazı (Viyana- dan). MİLANO - TORINO - TRİYESTE 20.35: gramofon. 21.05: H berler — gramofon. 21.35: “|, Carmaseiali” ismindeki üç perde- lik opera temsili, “La Donna preduta” isimli Pictri nin üç perdelik operası. İLÂN Osmanlı Bankası'nın Galata, Ye- nicamı ve Beyoğlu devairi,Milâdi Isa ve Yılbaşı münasebetile 25 Künunu evvel 1932 ve | Kânunusani 1933 tarihlerinde kapalı bulunacaktır. ZAYI — 2012 numerolu arabamın numero plâkası zayi olmuştur. Yeni si alınacağından hükmü yoktur. Ka- dıköy Arabacı Onnik latanbul ikinci iflâs memurluğun- dan; Galatada perşembe pazarmda Marikyan hanında 3 No. da Manuk Marilyan efendi hakkındaki iflâsm mahkemece kaldırılmasına karar ve- rildiği ilân olunur. m Yitresi müvellidilhamuza, 9.400 Bitresi argon, 10 litresi Nöon, 1 Kitresi Krypton, 1 litresi Helium. 1/20 litresi Xönon, takriben 100 litresi de müvel- Yidilmadır. İşte havayı teşkil eden gazların nisbeti budur. ç Alimler kılı kırk o yanmış üz, Doğru! Fakat me selâ Nöon'dan şimdi tenvirat- ta istifade edilmektedir. Nöon . leri denen cam tüplerle, ge yin sinemaların kapıların- ds ve sairilânlarda parlak ışık- ları ile mükemmel reklâmlar yapılıyor. Havada, yukarıda tadat et- tiğimiz gazlardan başka, muh- telif nisbetlerde hamızı kar- bon, su buharı, amonyak gaz! kükürt mürekkebatından gaz- lar da vardır. Acaba havada bütün bun- per erke gi da ire ma? Y. Satılık Ev İstanbul Vilâyeti Defterdarlığından: No. 25 Büyükdere Tepebaşı sokak takriben beş yüz arşm miktarındadır. Peşin para ile 280 liradan açık arttırmaya kom muştur. 4 K. Sani 933 çarşamba sast on beşte defterdarlıkta iha- le olunacaktır. (6552) Gedikpaşa'da Jandarma Satınalma Komisyonundan: On kalem muzika malzemesi 20-12-932 Salı günü saat 15: lan musmelâta İtiraz etmesi Yüzuru | 16 kadar pazarlıkla satım alınacağından talipler pazarlığa iştirâk "| için mezkür günün muayyen saatinde komisyonumuza atları, müracs” (6651)