gmülliyet Asrin umdesi «MİLLİYET» tir. 28 T.SANİ 1932 Ankara caddesi, 100 No. Telgraf adresi: İst. Milliyet Telefon Numarı İdarehane: Idare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için — Hariç içir. LK 3 aylığı 4— 6 . 750 2 ,4— Gelen avrak geri verilmez —- Müddeti geçen nüshalar 10 ku- azete ve matbaaya ait in müdiriyete müracaat ir. Gazetemiz ilânların me iyetini kabul etmez 3UGUNKÜ HAVA Yeşilköy rasat merkezinden al dığımız malümata nazaran bugün) hava ekseriyetle açık geçecek rüz gör şimalden hafif esecektir. 21/1/932 tarihinde tazyik 767 milimetre hararet en fazla 11, en 185 santigrat idi. Anlıyana Sivrisinek Saz gelir Tahmin ettiğim gibi Cüm- huriyet muharrirlerinden Pe- | - © yemi Safa Bey arkadaşımız ten | kide ve tenkitlerinin hırpalan- | masına tahammül edemedi. İ- pin ucunu kaçırmamak için tek rar edeyim: Peyami Safa Beyin hiç sala) işlerine burnunu rek bu zatın bil pe üeylerden de bahsettiği zannını taşımaya başlamıştım, Bu zannı takviye için onun her günkü yazılarını okumaya baş- İadım. Pek az Zaman sonra bu “ufak gayretin semeresini dım, Peyami Safa Beyin müte- hassıs geçindiği tiyatro vadisin de de görmeden ve binaenaleyh bilmeden tenkitler yaptığını daha dört beş gün evvel (Da- i rülbedayi) in son sahneye koy- ! duğu (3 Saat) piyesini görme- i diğini itiraf ede ede yerlere ge- , Şirecek bir yazısından anladım. İ Ve sadece bu müşahedemi ka. ; rilere arzettim. Tabii içeriledi, $ fena b de kızdı. Bana önce bir » Don Kişot gibi bitap ederek “sebin için kalemimin ucunda- ki kurşunun küçülmesine im- $ kün yoktur” diye tepeden aşı 'âflar yuvarladı. Ben gene <ünetle mukabele ettim. Ara a vizda bir seviye farkı olmasına 5 16 mahal ne de imkân olmadı di fını söyledim. Dün bana verdi , ji cevapta artık ölçüyü büsbü : ün kaybederek beni bir sinek , serdisini de Haşmetli Britan- İmparatoru yapıyor.! Vazi- i “Milliyet, in romans | yet bu merkezde, Şimdi burişin tarafı var: Birisi ciddi, diğe- | Ciddi tarafı şu- — Babrüli caddesinde şimdi- ye kadar hiç bir münakaşa iki in halkı veya hak miştir ki; Peyami Safa Bey de bana karşı “evet! haklısın bira- ger! Ben görmediğim şeyi ten- kit ettim” diye mukabele et- O da emsalinin yaptığı gibi yukarı işe hakaret ve tez y rmak yoluna sapr yor. Bu yol beni rahatsız etmi- yor değil. Fakat Peyami Safa i Beyin ne muhabbet, ne husu- metinde hattâ ne de kanaatle. rinden büyük bir salâbet bekle. nemiyeceğini ve böyle kendini Kral, Napolyon, İsa ve hattâ Allah zannetmenin -Peyami B. için temenni etmemekle bera- ber - marazi bir şey olduğunu bildiğim için hoş görüyorum. Bizim bu gibi mevzuları müna- | kaşa edecek bir kulübümüz, ve i toplamlabilecek © müşterek bir İ yerimiz yok! Öyle olsa yüz yüz den utanır ve iki muharrir biri- birine sinek minek gibi müna- Isız lâflar edemezler. Pariste böyle şeyleri münakaşa eden ve bütün yeni fikir ve san'at ha- de Fanbourg isminde bir kulüp olduğunu okuduğum gazeteler rımdan öğrendim. Bu kulüp yeni bir romanı, bir piyesi lehr ve aleyhinde olanların iştiraki- le tenkit ediyor. Hükümleri ve- renler o vadide salâhiyet sahibi adamlar olduğu için verilen hükmün bir kıymeti oluyor. Bizde, Matbuat Cemiyeti mi olur, Halikevinin edebiyat ve san'at şubesi mi olur, yoksa maalesef - bir (sürü | şahsi dedikodularla öldürülen Güzel San'atler Birliğinin edebiyat böyle bir kulüp. komite elhasıl | bir cemiyet yapsa da fikir ve san'at amelesinin arasında çı- İ kan münakaşalar fena le- | İ rinde gördüğümüz gibi dayak, hakaret veya davaile netice lenmese! İşin alay tarafma gelince: Ben bu işte alaya sapmamak için bütün gayretimi sarfettim. | Lâkin Haşmetlü Britanya İm- | peratoru Peyami Safa Bey Hz. endisile alay edilmek için ne lâzımsa hepsini o kadar fazla” sile topladılar ki; artık taham- mül edemedim. Daha bir evvelki yazısında benim için kaleminin ucundaki kurşunun küçülmesine imkân olmadığını yazan Hi la Britanya Kralı Hazretlerinin elindeki kalemin kurşunu o kadar küçülmüş ki; müşarün- ileyh Hazretlerinin o kalemin tahtasile yazmakta ok duğunu ifadelerinin ahşaplığın dan anlayorum. Öteden beri Kral Hazretleri Babrâlinin bütün gazete idare- haneleri arasında asaleti fikri- yelerine bürünmüş ) gezerlerdi. Ben â- ciz karasinek burunlarma kon- şâhane hüvi- ortaya çıkardılar. O reketlerini teşrihe çalışan Club | | den ve oradaki bazı tanıdıklar. | kısmı mı olur, bunlardan birisi | bi MİLLİYET PAZARTESİ 28 TEŞRİNİSANI İ halde bütün Büyük Britanya- nm (Flitoks) ları bu cür'etkâr İ sineği öldürmek için püskürme | ğe başlamalıdırlar.... (Cümhuriyet) (Kraliçe) intihabı gazetesinin işlerini ne- mıza tevdi ettiğini Kral Hazretlerinden daha büyük salâhiyetle kim ida re edebilirdi. İfadelerine naza- ran Haşmetlü Kral Hazretleri" Din tamam 107 adet kitabı var- dır, Bu adetâ bir kütüphanedir. Bu pis karasinek neden bunla- rr bırakır da Kral Hazretleri- nin burnuna konar ve tâcı etra- fında vızıldar | Ben Kral Hazretlerinin bu şâhâne eserlerini okumuş bahti yarlardan değilim ve bu saade- | ti hiç bir zaman aramış ta de İ ilim... Bundan sonra okuma. İ ya gelince; Kral Hazretlerinin | mimarı hayalinin şâheseri olan nin dediğim gibi Babıkli yoku- şundaki birkaç matbaa arasma inhisar ettiğini bildiğim ve e- serlerinde bize makamı tâcida- rilerile mütenasip yükseklikte | fikirler ihsan edemeyeceğini ar | tık öğrendiğim için onları oku- maya cesaret edemiyorum, On- ları kıymetsiz bulup hürmeti- me halel gelmesin diye! ..» Azizim Peyami Bey! Sizin bilmediğiniz bahislerde yazı yazdığınızı gördükten sonraade dini bugün öğrendiğim 107 cilt eser (7) yazmanıza hiç şaşma: drm ve bu adetlerin o daha çok | artacağını dn ümit etmekte- yim, Allah kaleminize kuvvet ve okuyanlara tahammül ve ta kat versin! Fakat bütün bunlar, benim ra vermek istediğiniz fikir renk | İllerinde samimi olmamakla itti- | ham ediyorum. Siz her gün ver | diğiniz cevaplarla | bu iddiam | cerh değil, takviye ediyorsu- nuz. Bir adam 107 cilt eser yaz- dıktan sonra bir piyesi görme- 'Himayeietfal balosu İstanbul Himayei Etfal Cemiye- ti senelik balosunun, Şubat sonla- rmda Tokatlıyanda verilmesi takar. rür etmiştir. Sarıyerde müsamere Sarıyerde Gençler mahfilinde muvaffakıyetli bir müsamere ve- rileniştir. Ankara stadyomu ANKARA, 27 — Ankaranın şehir plânı mucibince arışı veri Mecli: is ndaki sahaya yapılacaktır. Bunları inşa için bir Macar grupu mümessili şehrimize gelmiş Belediye Reisi ile görüşmüştür. ırup arazi üzerinde malzeme fintle- j den Peyami Safa Bey arkadaşı | Memieketie Bir şirket Takip ediliyor | ükümete verilecek para saklanmış mı? İZMİR, — Bundan bir müddet ev. | vel Maliye Vekiletine, bir şirket hak kında mühim bir ihbarda bulunul- muştur. İhbarm mahiyeti şudur: “Senelerdenberi İzmirde çalışmak: ta olan bir eenebi şirket, İzmirin is. tirdadından evvel kullandığı yüzler ©8 Türk, Rum ve Ermenilere sit mir terakim yevmiyeleri ve amelenin kette tesis eyledikleri teavün saz ! ğında mevcut on binlerce lirayı istir | mütsakıp hazineye teslim etme miştir ve eşbası mütegayyibeye ait bütün hakların hazineye intikal etme | si İâzmm gelirken, şirket bunları hü- kümete haber vermemiştir. Yapılan tahkikat şu meticeyi ver- miştir: Bu şirketin ilk tabiiyeti Belçikalı | ke senelerinde ise yine ayni maksat- | e öm bir isim aldı ve. mihayet cü bir hüviyet iktisap etti Halbuki yapılan tahkikata, müte addit defalar red ve isim değişti ven bu şirket eleman ve hissederiz. | rının ayni olduğu resmi kayıtlarla | anlaşılmıştır. x,, Piliye Vekili b irlistien de” bazı hesaplar istemektedir. Şirket erler bu hesapların mevcut olma- dığından bahsetmektedir. Koyunlarda hastalık ADAPAZARI — Civar köylerde koyunlar arasında şarbon hastalığı vardır. Şehir kordon altmdadır. Ma- amafih alman tedabir maticesinde ye- ni vak'a te olduğundan | birkaç gün zarfında kardan. kaldarıla caktır. İki cinayet ADAPAZARI — Kömür pazarın- da bir cinayet vuku bulmuştur. Cina yet gece yarısmdan sonra tenha bir sokakta ika edilmiş, Kömü da bakkal Fatin Efendi genç bıçaklaikatledilmiştir. Cinaye- tin sebebi ve katil belli değildir. Tah. kikuta deva edilmektedir. Çark suğür ile Sakarya nehrinin i Yakın bir mevkide su e güzl oyulmuş bir ceset bü- içinde kaldığından teşhis edileme- miştir, Jandarma tahkikata o devam etmektedir. İdam edilecek ANKARA 27 — Kaçarken Erzu- rumda yakalanan Fahrettin Efendi katillerinden Tursun hakkında ağır ceza malikemesi idam knrarı verdi, Fırtına var GİRESUN, — İki üç gündenheri şehrimize mütemadiyen kar yağmak- tadır. Denizde de müthiş fırtına var dir. * EREĞLİ, 27 — Limanda fırtına siddetle hüküm sürüyor, körnür vaz purları limaha iltica eylemiştir. Kar vr tenberi mütemadiyen devami etmek. tedir. * URFA 27 — Fasılalarla yağan | Bel yağmurdan sonra ili gündür şimal rüzgârı esmekte ve müthiş soğuklar rinde tetkikler yapacak teklifini vere cektir. yapmaktadır. Her taraf donmuştur. | yeti intihabında Reisliğe Bej kü kardeşin ibi kendini 1932 Bu akşam Elhamra Sineması Dünyanın en büyük rejisörü Ernst Lubıtsch'im en güze filmi olan ÖLDÜRDÜĞÜM ADAM Kuvvetli ve müessir İlâveten: Paramount Jurnal, Paris ve bir mevzua malik müstesna filmini ROSTAND'ın meşhur romanından muktebes olan bu muvaffakiyetler kazanmıştır. MAURICE her yerde emsalsiz takdim ediyor. film, Londra'da mütarekenin 14 üncü senesi intibaatını musavver hususi kopyesile beraber. EZEN Yerlerin evelden temin edilmesi rica olunur. Yenilere Yer Verelim “ Paris Damları altında, RENE CLAİR; filminin meşhur müelufi HÜRRİYETE CAN FEDA namındaki yeni meçhul ROLLA FRANCE ve filminin yıldızlardan temsili için hemen RAYMOND CORDY'yi intihap etmiştir. Bu iki yeni artistin neş'e ve cazibeleri en büyük referanslardan daha kıymetlidir. Bu perşembe akşamı ARTİSTİK sinemasında istiyenler bir mektup- la İş Büromuza müracaat et- melidirler. İş isteyenler 537 — İngilizce Fransızca usü- lu muhasebe ve daktilografi | bilem bir madmazel iş arayor. 6 © sene Osmanlı Bankasında çalışmıştır ve bonservi hamildir. Müt ber bir yerde müsait şeraitle M. X. rumuzile İş Musikili temsil İzmirde turnede bulunan Er- tuğrul Sadeddin B. ve arka: - rı temsil hey'eti avdet etmişti İstanbulda ilk temsillerini Sü. reyya sinemasında vereceklerdi İlk oyun “Çamurda zambak, isim | fendim. li bir musikili vodvil olacaktır. | —— Güreş müsabakaları 1933 senesinin ilk © gününden | itibaren Federasyonun güreş lisa larmı kâmil olmıyan kimselerin! gerek resmi ve gerek hususi hiç bir müsabakaya kabul edilmeme- leri, kabul edenlerin mukarrerat ve talimata riayet etmemiş gözile “| tupla taziye etmek suretile keder- | bulda ikamet eden İsveç Sefare Yeni eserler İngiliz edebiyatın- dan nümuneler İskender Fahreddin Bey yeni | bir eser neşretti. edebi tından nümuneler,, ünvanını taşı- ie bu eseri karilerimize tavsiye ederiz, Teşekkür Ebedi ziyaryle bizleri dilhun eden zevcim ve babamız Belediye Hesap İşleri Müdürü Cemal Be- yin gerek cenaze merasiminde bu- | lunmal, gerek bizzat gerek mek: | lerimize iştirak eden ; muhterem. aile dostlarımıza ve bilhassa Vali Muhiddin Beyefendi ile Belediye Reisi Muavinlerine, Mülkiye, A- meli Hayat, Yatı mektopleri tale- be ve muallimlerine ayrı ayrı te-| sekküre tesssörümüz mâni oldu- undan bu hususta sonsuz minnet lerimizin iblâğını rica ederiz E- Relikası Çocukları Muazzez o Halük - Faruk Güzin Evlenme ilânı Isveşte Jonköping şehrinde 18 haziran 1900 tarihinde tevel lüt eden ve hali hazırda İstan- i Kâtibi, İsveç tebaasından bakılarak cezalandırılmaları ve böyle bir kusurda — bulunanların | hemen Federasyonumuza bildiril. mesi Güreş Federasyonunca karar İ laştırılmıştır. Kartal F. Korige İ Kartal'da C, H. Fırkası kaza | kongresi dün yapılmıştır. Kongre pek heyecanlı olmuştur. İdare he Necati tihap olunmuştur. o Kartal lediyesi de Fırkaya merkez bi- nası ittihaz edilmek üzre manza- rası en güzel evlerden birisini he diye etmiştir. öldür- çirkin olabilir fakat UİF Gudmar Lorentz , BARCK-HOLST, İstanbul'da 17 Eylâl 1909 tarihinde tevek Tüt eden ve hali hazırda İstan- bulda ikamet eden ve Yunan ; tebaasından Matınazel Eutha- ie (Vivy) Sgourdöos - ile akti | izdivaç etmesi niyetindedir. İşbu izdivacın itirazları zir- de vaziülimza makamına 12 rinci kânun 1932 tarihine ka” dar bildirilmelidir. Ankara, 27 ikinci teşrin 932 E. Boheman İsveç Sefiri dizginl Paris'te Berlin'de, Viyana" da, Nevyork'ta, Pekin'de, Tokyo'da, Atina'da, genç- ihtiyar bütün dünyada halk sinemalara koşuyor. NİÇİN? Genç Kızların yaptığı filmi görmek için: Mektepli KIZLAR Perşembe akşamı Majik”te Başlıyor. Biletlerinizi şimdiden alınız. İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Darülbedayi Temsilleri Bu akşam saat 21,30 da (ÜÇ SAAT OPERETİ) Reşit Bey. Besteleyen Cemal Reşit Bey. Umuma 3 perde 27 tablo. Tiyatrosunda 29 Teşrinisani' Salı akşamı saat 21.30 da Süreyya Opereti 6 kişilik yeni kadrosile EMİR Operet 3 perde. 30 Teşrinisani çarşamba yı” ve HAVVA bile beni çıldırtıyor. İçi- düşüncelerimi uyuşturmak, > acı “aileme ak için içiyorum. Ölüme » enbire gitmek kuvvetini kendim- li il La meye BG Doktor Sedat düşünceli bir ta- | rla arkadaşının çökmüş avurtla- İ mı, içeri kaçmış gözlerini, titrek varmaklarını sarartan yrelti, Karşısında beşeri in bir timsali duruyordu ki onu iç in içe yiyen dert her halde verem in, kanserden daha oz vehlikel kalmasına kızdı. Ve ayni iade düşündü ki, Cahit gibi bi “ç bedbaht ayni derdin ve ayni şi siz ıstırabın kurbanı olarak yavaş e ölümle her gün © mezarlarına Yaşar Nabi Dalgın bir tavırla söylendi: — Aşk, bir ipnotizma, bir telkin hadisesi, Sevdiğin kadının cazibesi — ki bir ipnotizörün medyumu u- yutan cazibesile aynidir — senin ruhunu esareti altına alıyor, sana hâkim olduğunu gene sana kabul ettiriyor. Onsuz yaşıyamıyacağını sana itiraf ettiriyor. Senin üzerin- de bir defa bu tesiri iktan sonra artık kendine telkinle sen ay- i söz'-i söylemekte devam ediyor- “Ben onsuz yaşayamam, ben onsuz yaşayamam!” İşte (bütün mesele burada.. Bu büyük dert ten kurtulman için ne lâzımdır. biliyor musun?. Pek basit bir şey: Sadece “ben onu sevmeyorum.” diyebilmek.. — Muhakemen pek tuhaf, Se- dat, “Ben onu sevmeyorum" di- yebilmem için hakikten sevmedi- imi hissetmem lâzım. Biz başka: larını aldatabiliriz, fakat kendi ğin şeye onu sevmeyorum” zaman hakikaten sevmediğini ye “başlarken de günün birinde | kendi kendine “ben onu seviyo” rum” demişsindir. Sonra her gün her saat kendi kendine tekrarla- dığın bu fikir nihayet dimağında sabit bir hale gelmiş ve sen de onu ye kendini ikna ötmişin- ir. — Evet: bu doğru. Hakikâten sevdiğimi “kendi kendime ( itiraf ettiğim dakikalardan itibaren onu şiddetle sevmeye başladığımı his- settim, — Gördün mü, mesele ne kadar basit? Halbuki bu fikir zihnine saplanmadan bir saat evvel o kadı- n: sevdiğine kani değildin. İşte iradesi çok kuvvetli bir adam sev- diğini kendi kendin: itiraf et- mez ve bu suretle bir kadının bü- tün benliğine hâkim olmasına im yani âşık olmaz. iradesi zayıf olan insanlar kendi telâkkilerine pek cabuk mağlüp olurlar. Onları kurtarmak için aksi telkini zihin lerin solmak lâzımdır ki bu da bir mek budalalığında bulunmamış- sın.. Lâkin zayıf olan bu muka- vemeti kuvvetlendirmek, onu sev- mediğini kendi kendine itiraf et- tirmek kabildir. — Bü bunlar nazariye, aziz | dostum, bir sürü nazariye ki tat- bikatı sahasına gelince höpsi su- ya düşerler. Beni bu tam va ve onsuzluğun ıstırabından mak icin o hafızamı kafa mini içinden çıkarmak lâzımdır. zin ilminiz buna muv lir mi?. Hafızamı bir ande yok edebilir misiniz?, İşte o zaman ben kurtulmuş bir adamım.. Onun göz lerini, tavırlarını, sesini, köku- sunu hatırlamamak © benim için yeni bir hayata doğmak olacktır. Buna muvaffak olabilir misiniz?; — Fen hafızanı “yok * etmeye muktedir o değildir. Fakat'onun göstereceği usuller hafızandeki ba yallerin hatıraların kuvvetini azal- ta bilir, silik, farkolunmaz resim” ler haline koyabilir ve bu da seni kurtarmaya kâfi Misal mi istiyorsun? İşte ben! rim, sinirlerim üstünde bahsettiğim hâkimiyeti terin et- miş bir ademim. Hiç bir mahzur limde olan hislerim ben emir etti- ğim zaman yine sevmeye mecbur- dur. Günün birinde sevmediğim kadın beni aldatır veya terkeder, Kıskançlık veya hicranın başlaya- cağmı hisseder etmez sevmek ar- tık bir zevk olmaktan çıkıp bir ıstırap membar haline geleceği için kalbime “artık lüzumsuzdur, de- bahtiyarsın, azi- zim, ve kadar bahtiyar. Fakat iş- te sen bu şekilde yaradılmış oldu- ğun içindir ki hakiki aşkın, ira- deye itaat etmeyen büyük bir aş- kın ne olduğunu bm anlaya- mazsın. herkes biraz eri Hire şayretle senin ai olabilir. eden olmasın? İş” tan alınan meyiller güçlükle de olsa yine tashih edilebilirler. Hint fakirleri insan şuur ve radesinin hisleri: nasıl :mağlâp ne en büyük bir delildir. Değişti- rilebilen, tekâmül ettirilebilen yal- nız beden, yalnız. şuur değildir. sinirler, hisler de ayni derecede alâstikidirler. — Ah, sende benim yerimde olmalıydın, benim yerimde ole, nakikim | <*£i Cahit, doktor Sedadın muaye- ne hanesinden ayrıldığı zaman, içinde, yükünü biraz hafifletmiş bir insan ferahı duydu. Yavaş, ka rarsız adımlarla » İşte ay- lardanberi hep böyle hedefsiz hep böyle kararsız yürüyor, . vaktini nasıl geçireceğini, vaktini geçir- mek için ne yapmak lâzmmeeldiği- ni bilmiyordu.. Günler bep © ayni haftalar ayni ıtırabın devamı mı görüye « Çalışmak zevkini artık büsbütün “kaybetmişti. Göy- sünün içinde öyle bir sıkıntı hisse. diyordu ki bazı anlar nefes alamı- siye Kadar böyle mi devam edecek v2. İki gündür uğramadığı yazıha- nesinin önünden geçerken | belki bir haber vardır diye içeriye va Kapıcı k kendisine yere tarih eserlerini tl m 4