Memlekette Bir haydut Öldürüldü Bu azılı şaki bir çok kimselerin Canlarını yakmıştı ELAZIZ, 24. — Meşhur azılı bay Sutlardan (Zazo Husso) İsmindeki herif uzun takibattam sonra ni- İyet yakayi ele vermiş, fakat buna takip kuvvetelrine karşı si Mi İkullanmıya cür'et ettiği için mü- Mleme neticesinde öldürülmüştür. İM şerir herif Palu ile Çapakçur ara ada bir köyde takip müfrezelerimi Sn pususuna düşmüştür. Zazonun yanında br de kadın bu- imuyordu. Bu kadın da teslim emri Ne tiüyet etmemiş, bilâkis şerirlik ya jandarmalara silâh atmış, mü itme esnasında ölü olarak yaka. mıştar, Zazo şimdiye kudar bir ek kanlı cinayetler işlemiş, soygun Salikiar yapmış, bu elvar | halkının iv kaçırmıştır. Bundan kasa bir evvel arkasına askeri bir el- MS giyen Zeze, yolda giderken iki Gylüy, tesadüf etmiş, bunları der- hi Yakalıyarak ellerini ağızlarını ağintmış ve sonra da gözlerini yum aral ağızlarını açtırmıştır. Zaval köylüler, bu vaziyette | dururken İvi” herif bunların açık duran ağız he kurşun sıkmak suretile ikisini öldürmüştür. Fakat son takip ne strinde, cezasını tam manasie bul. 193 oldu. Zazonun avenesinden o- lar hakkımda da tahkikat yapı 3 . Bunların da yakalanmalar İçin tertibat alınmıştar. zizde bir cinayet Elizizdon Burada © Slime eesikli İsminde bir adam ötedenberi Kğ lamda Mıyadınlı Hasan ortasında tabanan - Ma > kurşunu yer yemaz hemen pm, ve ifade verememiştir. Ha “inayeti müteakip kaçmak iste- 8 fakat Etaiye memuru Mehmet Efendi tarafından yakalayarak İle testim edilmiştir. Sivas'ta sudan Wlektrik çıkarılacak Sivasta yazılıyor; Sevasa bir saat (Paşa Fabrilmsr) denilen vardır, bu İsmi almasının bi Rifat Paşa tarafından bura. hir fabrika inşa edilmiş olması- fabrikasında çok büyük ve li şelileler vardır. Be şelâle- istitnde edilerek elektrik tesi- İç cude getirilmesi düşünülmek Ka apak santralden Srvasın esin de istifade. edilecektir. temmuza kadar vapılacalı- Bir aşiret reisi dehalet etti ANŞEHİR, 28. — © Aşiret Abdurrahman evelce a Far tayfun metice- üzere Evkaf mimar ve Edirneye gelmişlerdir. Kurtlar e haköprüden yazılıyor: — e önlerde köylerde sık sık tesadüf © edilmektedir. gün Çavuşlu köyünün sığ. | « otlarken üç kurt hay-| — içine dalmış, fakat çoban yaması üzerine hiç bir geçPımadan | kaçmışlardır. kurt köyün içi- Ye bir müddet ağılların mi yollarda dolaş- — halkın ve köpeklerin arından kaçmışlardır. . ulmasından — sonra İş geçiyor. İşte kışın eşiğinde hu lunuyoruz. Herkes yazdan ka- lan şu son güneşli günleri hiç te kaçırmak istemiyoruz. Fu- kat sonbaharm da (o bir zevki var.. İnsana kışı hatırlatma- sa, mevsimlerin en güzeli., Moda bu mevsimi hiç ihmal etmemiştir. o Tayyorlar, Orop matolar bu mevsimde kadın tu valetine başka bir ahenk ve za rafet veriyor. Hava ılık olursa, kürkü bırakırsınız. Rüzgâr se. rin eserse, bir bolero ve yahut pelerin, Öğleden sonraki tay- yorların bir durları Astrahan- İ olabilir. Yahut kadife etek ü- zerinde bir jaket, altına da bir bol uver., İstanbul havası bu! Sonbaharda güneşe hiç inan ol MİLLİYET | Südün hileli olup olmadığını | anlamak için bir iğne ucunu süde İ batırıp çıkarınız. Ucunda damla kalırsa, süt hilesizdir. ie Yumurtanın tazesi ışığa tutu- lursa, sağdaki gibi karaltı ver- mez. Karaltılı yumurta bayattır. maz. Pol uver yerine krep sa. | | tenden bir şömizile bir de si- yah jüp olursa, çay için, &80- kak için kibar've zarif bir tü- valet taşımış olursunuz. Kışla beraber suvareler, yaretler, davetler başlayacağı için uzun ropları şimdiden kul- lanmak, pek erken yola çıkmak olur. Sonbahar daha ziyade pra tik elbise mevsimidir. Vatandaş: Barkada bir tasarruf hesabi olmayan bir fert gece deniz or- tasında fenersiz kalmış bir va- para benzer. 29 Teşri; Veremi AMBA 26 TEŞRİNİEVVEL Eldivenler . Giyiniş ve kuşanışta zerafet ve şıkhıl iyice bir o ku- maş veym bir şapka intihabında değildir. Kadı nce zevkini gös teren şey tuvaletindeki teferrüat tır. Teferrüat kadar bir robun heyeti umumiyesini değiştiren ve | gözü alan bi Modada kolların bı: sene büyük | bir ehemmiyet alacağı anlaşılı. | Küçük kollar da geçen sene- ki ehemmiyeti muhafaza edecek» | ler gibi.. Yenilik olarak kadife el divenlerin moda olması küvvetle muhtemeldir. Gündüz için bu eldi venler kısa, fakat gece için uzun olacaktır. Bu sefer de eşarp mo- dadan düşmüş değ , fakat ta- şınmasında bir başkalık var, E- sarp şimdi olbin kumaşından yapılmış geniş bi dan ge giriyorlar. Yahut el in muhte lif yerlerinde etarpı geçirmek için ayni kumaştan şeritler ilâve © mektedir. m Ahçının çocuğt Aşçı evine dönmüş, ailesile | İ sofrada oturuyorlar. Çocuğunu he | saptan imtihan edecek, Soruyor? lmdi su patatesi ikiye bö- lersem, kaç parça eder? İki bab; — Her parçayı gene ikitere bö lersom, kaç parç eder? — Dört eder baba Aferin! çayı gene ikişere bölersem, parça eder? — Bir porsiyon patates kızart- ması. kat her dört par kaç m Yün elbiselerde pas lekesi Kış geldi. Artık yün elbiseler dolaplardan ve sandıklardan çı- kıyor. t bazı kimseler yün el biseli ardıkları zaman, ba: zı yerlerinde pas lekeleri görü: er ve tabii canları sıkılır. Bu pas | ları çıkarmanm kolayı vardır. Asit okzalik tozu alınız. <crahaoede bulunur, Bu tozla lı yari irtinüz ve yavaaça bir rila porçasile birkaç saniye uğu- nuz. Ondan sonra tosu bir daki- kn kadar lekenin üzerinde bıra- kınız. Hiç bir şey kalmaz. Eğer pas tamamen çıkmazsa, rop kuru duktan sonra ayni ameliyeyi tek- rar ediniz. Fakat İekeli yeri güzelce yıka mak lâzımdır. Hattâ yıkadıktan sonra dilinizi götürü: “leşilik himsederseniz, tekrar yıkaymız. Çünkü asit kahrsa, elbiseyi bozar. e Meyvalar Her | cmı Avrupaya ithal irilmesine imkân ve | ren adam Lucullus'dür. Bu adam | Pontos krallığını fethetmişti. Ve | orada Cerasonte ismindeki kasr- bada —şimdiki Gireson— bu a- acı buldu. Fransızların cerise Türklerin kirez dedikleri bu mey- vanm ismi de oradan geliyor. Lu- | cullus kirezi Romaya getirdi ve sonra bütün Avrupaya dağıldı. | Limon: Thâophraste'a göre İi- mon çok eski zamanlardan beri İranda mevcuttu. Oradan Yuna- nistana, Yunanistandan İtalyaya | ve Avrupaya geç Elma: Armut gibi çok caki za | manlardan beri malümdur. Tâ Hazreti Âdemden beri diyebiliriz. Mademki Hazreti Ademin cenet ten kovulmasna sebep olan mey- va budur. Erik: Suriyede, $amda dağlar. da kendi kendine yetişen bir mey- va ağacı idi. Bu ağacı Avrupaya Üzüm: Asyadan dünyaya ya: yılmıştır. Osiris, Baccus ve Nuh | aleyhisselâm insanlara Üzüm ye. | tiştirilmesini öğretmişlerdi. Avru. paya ne zaman girdiği malüm de | dildir. Evlenmiyecek | Sadece Avrupa sah- nelerinde temsiller vermek istiyor Amerikalı gazeteciler Greta Garbo ile bir mülâkat yapmak için haylı uğraştıkları halde mu | vaffak olamamışlardı. Bu işe en nihayet Ren& Krauss ismin- de bir Alman gazeteci muvaf- fak oldu ve İsveçe giderek: ai tistin oturduğu Djurishoim'de | ağzından bazı mühim beyanat aldı. Greta Garbo, evelâ Avrupe- ya Maurice Stiller'in mirasmı için, son günlerde dönen rı tekzip ederek, böynle bir şey mevzuu bahis olmadığı nı söylemiştir. o Greta meşhur kibrit kralı İvan Kreuger'in ha yatında da hiç bir rol oynama- mış olduğunu temin etmiştir. Güya Greta Garbo bir zaman- lar kibrit kralının o nişanlısı miş işlerine karışmış imiş. lakbel kocasi olması ih timalinden bahsedilen Soren- sen ile de tanışıklığının bir dos luk hududunu geçmediMiğini söylemiştir. Grtanm hiç evlenmeğe ni- | yeti yokmuş. Sadece tiyatroya göçerek Avrupa sahnelerinde temsiller vermek orzusunu 1z- har etmektedir. Hollyvood'taki dostları hak kında sorulan süallere | cevap ir. Djurisholm'de Greta etrafın da birdamdö &korapanyi. bir doktor, iki şoför, bir kaç hiz- metçi olduğu halde yaşamak - tadır. izel yaşıyorum. Zamanın geçişini (o seyrediyo- rum. Metro Goldwin'in müdürü | İvning Talberg çok yoruldu. | ğundan yanma iki muavin ve | rilecektir. * Hollyvood'daki sinema a- kademisinin bugün 800 azası vardır. Son yazılan azası Clau- dette Colbert, Miriam Hophins Wynne Gibson, Lila o Hyams, Bette Davis ve saire, * Londradaki sinema poli- teknik mektebinde bu sene an | cak yede talebe alınmıştır. | * Söylendi göre, İngil- terede bin beş yüz sinema sa- lonu Noele kadar renkli film | lardır. * Sehrazat ve Casanova fil. Worloft “Bir iki gece,, filmini de idare edecektir. Bugünkü Proğram ISTANBUL — 18 saz (Hafız Ah met ve Muzaffer hanım) 18,30 or- kestra, 21 saz (Münir Nureddin B.) BÜKREŞ (39421.) — 19,0 radyo orkestra, 20 müsahaba, 2040 gramofon, 21 konser, 21,28 dini 2- | yin, 21,45 keman, 22,15 dimi ayine devam, BUDAPEŞTE (550,5 m.) — 19,48 gramolonla konser, 20,16 konferans, 20,45 salon orkestrası 22 opera or. eni LONDRA (355,8 m.) — 2030 orkestra, 21,30 şarkı, 22 vodvil, 23 orkestra, 24,35 dans musikisi, İ PARİS, (1725 m.) — 20,40 Al-| manca ders,21 tıbbi müsahabe, 21,10 radyo orkestrası 22 tiyatru | tersili, 23.30 oda musikisi, PRAĞ (488,6) — 1930 alman radyo neşriyatı, 20,5 — fanfar, 21,5 konser, 23 son haberler, 23,30 caz- band. ROMA (441,2 m.) — 21 grame-| fon, 21,15 tabbi müsahabe, 21,45 üç kişilik konser, 22.30 komedi, 23 kon ser, 23,30 dans musikisi, VARŞOVA (1411 m.) — 20,30 radyo jurnal, 21 şarkı ve keman,22 havadis, şarkı, 23 müsahabe, dans ikisi, 23,40 konferans, dans mu- | / VİYANA (5172 m.) — 1920| konferans, 20,10 havadis, 20,20 reki konseri, 21 senfonik © orkestra, | plâk alışında. Üç Şangay ekspres filminin Opera ve Mikvofon üç yerde kullanı- ır: Radyoda (o Sesli filmde ve mükemmel muvaffâkiyet, Radyo, mikrofon vasıtasile Avrupanın en mükemmel ope. ralarını bize dinletiyor. Gramo | fon plâk O meşriyatında opera parçalarından başka tam bir o- perayı da işidiyoruz. En son olarak sesli filmlere de opera temsilleri çekilmeğe başlandı. Bunlardan muvafaki- yetle çekilenlerden birisi “Die verkaufte Bravt”, . (Satılmış zevce) dir. Radyo ve gramofon plâkın. da dinlenilen bir opera temsili * Meşhur papaz Raspoutin” in kızı Marie Raspoutine sine. i Hollyvood' da babasınm hayatı hakkında Barrymoor kardeşlerle beraber çevrilecek filmde rol almıştır. Paul Bern bir kaç aylık izdivaç tan sonra ölmüştür. Şimdi mü tevefanm hayatı hakkında bir film çevrilmek üzredir. * Amerikan memurları Eli- | göstermek üzre teçhizat alacak | sa Londi'nin Amerikada daha fazla ikametine müsaade etme dikleri için “Haydi bakalım., is rindeki filmde rolü (| Madge ns'a verilmiştir. erkek artisti Klayv Brok Mikrofon halkı tamamen tatmin edeme- mektedir, Çünkü burada sahne görülemiyor. Operayı — bizzat görmüş olanlar veya mevzuunu bilenler bunlardan daha fazla istifade ettikleri şüphesizdir. Bir operanın sesli | filmde. hakiki operada görüldüğünden dah olacağı (pek tabiidir. | Meselâ üç. dört perdelik bir o- İ pera, filmde daha zenginleşti. İ rilerek fantazi sahnelerle süsle mr, | © Avrupada sinema meraklıla İrı yeni çekilen bu filimlerden dolayı bir kat daha artmış. ope rayı sevenler de şimdi bu filim- "leri seyir etmektedirler , * Rusyada 1933 senesi için yüz yirmi film çevrilmesi tasav vuru vardır. Bunlardan seksen beşi sessiz, diğerleri sesli ola- caktır. Sovyet ittihadr dahil de yüz elli millet ve ırk mevcut olduğundan her dilde konuşan | lara göre sesli film çevirmek İ mümkin değildir. İ * Fransız maliye nezaretinin istatistiklerine göre. 1931 de temaşa hasılatı o 703,700,000 frank tutmuştur. Bunun 360. milyon 900.000 frangı sinema- lardır,