26HAZİRAN 1932 İdarehane: Ankara caddesi 100 No. Telgraf adresi: Tet. Milliyet Telefon Numaralar Başmuharrir ve Müdür: 24318 x işleri Müdürlüğü 24319 Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye içiş © Hariç için LK LK ğı 4— s 7m 14 — iz 4 - 2 - Gelen evrak geri verilmez — Müddeti geçen nüshalar 10 ku. ruştur, Gazete ve matbaaya ait işler için müdiriyete müracaat edilir. Gazetemiz ilânların mes'u liyetini kabul etmez, BUGUNKU HAVA Yeşilköy askeri rasat merke sinden verilen malümata naza ran bugün hava az bulutlu ola cak, rüzgâr şimal istikametle- mütedil kuvvette ese cektir. Dün tazyikı nesimi 156 milimetre, hararet arami 25, as gari 15 santigrat idi Hikâye Evde Bekleyen — Fransızcadan — Eski lise mezunların balosu geç bitmişti. Bundan (başka M. Fnek çoktandır & görmediği eski ahbaplarına böyle toplu bir halde | ımrarlara da | kavuşunca ibram ve dayanamayarak, fazla mikdarda büfeye gidip gelmişti. Balodan çı kıp ta istasyona indiği zaman son tvenin çoktan gittiğini öğrendi. Böyle geç kalan yolcuları 48- bi: rde bırakan kumpanyaya bir savurduktan sonra, indü. Geriye bir tek kalıyordu: — Taksi ! Mik rast geli şotör M. 'ack'ın ayakta duramayacak hi İlni görünce, çok gnsyanlara şa hit olan otomobilin ayak halısını yeni bir tecrübeden daha kurtar- pa olmak için, müşterinin: — Prsest şoför, Paasıt şoför! dalarma aldırmadan geçti, giti. İlini ği için, ari büriyetinde oldu. güncü şoför müs rünce fazla koparmak h X garaja dönmek mee- nu söyledi. Üs riyi keyifli gö- m sordur — Nereye — Bolinas'a — Pek âl vereceksiniz.. O da sizin hatırmız ideceksiniz? altmış frank.. Sen deli mi kaç defa on franga gittim. Topu topu an iki kilometrelik yer. Şoför cevap bile vermeden sür dü. M. Faek böyle gece yarısından i da kalmca İtmış frank © vereceğime yürürüm, diye düşündü, biraz açılmış olurum. Hava serin ve kuru Gök- te yıldızlar pırıl pırıl yanıyordu. sinde yağı, benzi ket iştihası gibi, bir yürümek iştahası duydu. | Şimdi kan damarlarında daha »6- ri dolaşıyordu. İçinde kendini da | de, mes'ut ve müsterih insanlara | Kadın kapının gıcırtısını ve ayak ha kuvvetli zanneden İ uzaktan saatin ikiyi miş | lâş etmemesine imi | karımı çok seviyorum. beni sevdiğine şüphe yok. Kim bi İ su dakikada ne yapıyor? şoför vakit hayli geçti- | ümidile | amma, altınış frank | oldun? Ben | bem de | | dan korkarak şüphesiz karakola mahsus bir çalım vardı. Yürüdük k bundan sonra ne İreni mobile © binmemeğe karar derecede haz duyuyor- Tabanvaydan alâsı yokmuş, di yordu. Fakat şehir hududunu çıkınca, Idığını duy du. Sanki bu saat bir işaretmiş gi bi, kafasına bir takım endişeler hücum etmeğe başladı: — Eyvah karıcığım, dedi, be- nim geç kaldığımı görünce kim bi | lir aklından neler geçer? Manmafih vicdanını teskin et- meğe de çalıştı : — Adam sen de.. sam, mutlaka son treni kaçırdığı- mi anlamaz mı? Fakat bunu bulmadı. Şimdiye kadar hiç bir zaman eve bu kadar geç dönme- Her akşam muayyen zaman da evine gelirdi. Karısının bu ka dar uzayan bir gaybubetinden te- oltu Kendi kendine düşündü: Ah, biz erkekler de karılı rumızı ne diye böyle intizama alış- terırız. Dünya bu! İnsan treni de kaçırır, bir ahbabına rast gelir şöyle bir kenarda biraz © uzunca zevezelik te edebilir. Ne bileyim, bin türlü sebep çıkar, eç gider, Vay efendim, sen mi- sin geç giden? Şimdiye kadar ne- rede sürttün? Ben senin burada hizmetçin miyim? Kocam gelecek diye sofra başımda bekle, bekle, bu ne rezalet? Sizde âr, hâyâ yok mu? Kırk sene sadık bir koca ol- san bir gün geçiktin & mi, hemen | bir başka kadından şüphe eder- ler. Öyle amma, nede olsa ben Onun da lir, şimdi ne haldedi gindedir. M. Fack bir daha geç kalma- mağa ahtede ede yürüdü. Bir ki- lometre daha ilerlemiş bulunuyor- du, Fakat yolun bu — kısmr taşlı çakıllı, bazı yerleri çukurlu, ba" taklı berbat bir haldeydi. O 2 man iç dı — Keşke otomobile binseydim, dedi. Karım mutlaka ortalığı aya- ğa kaldırmıştır Bir taraftan yorgunluk artıp, diğer taraftan yol o kötüleşine, M. Fack'ta haleti ruhiye deği — Her halde karım dönmüştür, diye düşünüyordu. vallı karıcığım. Kim bil kika beni belki de öldü sanıyo Olur a! İnsan otomobil altında da kalir, tren altında da kalır.. Kö- genin başından « ne telâş i- Za vallı karıcığım, kim bilir, bunla- rın hangisini düşünüyor. Ah, ka bahat te bende ya.. Bu kadar geç kalmamalı idim. Hasislik edip alt mış frank vermedim. ettim? M. Fack adımlarını biraz da- ha sıklaştırıyordu. Acaba karısı Pence- i açmış, gecelik kıyafeti ile s0- leyor? Ya soğuk alır abahat gene ©- ne yaptı da böyle nun. geç kaldı Saat üç buçuğu çalıyordu ki köyüne varı kada bütün köy halkını ayakta ve karşısında görse, hiç şaşırmaya. caktı. Çünkü karısı rauti yayı velveleye vermiş olmadı. : gec köpek av'avası sini karşılayan olmadı. yet evine geldi. Hayret! hiç birinde ışık yok. n bir evde ışık yan- Köye gir: enin içinde bir kaç ada kendi Endişeye düş: maz olur mu? Aklına bir şey geldi — Mutlaka karım, geç kalışım haber vermeğe gitti, Kapıyı açtı, içeriye gi de sanki kimseler yok! ni çıktı. Heyecanla yatak odası nın kapısını açtı birde ne gör- sün. Karımı yatağının orla yerin uyuyor. lerdive- Milliyet'in Edebi Romanı : 15 (Felsefi fantastigue roman) Yazan: HÜSEYİN RAHMİ Dilâver — Çünkü pederiniz merhum lütfen bizim köşkü zi yaretinde aynen bu kıyafette | idi... Battal şik olduğunu size muyum... Bakınız ler görünüyor... Hanımefendi — görmedi. Annesi de gördü. nim kızım da gördü. söylemiyor özlerine ne Yalnız o Be. Battal oğlu babasının elbise | | babası amına para dilenmeye | düm.. O başka idi bu başka. İleri önünde secdeye kapsnıre. ir ihtiram ve tazim vaz'ı — Babacığı zelerle bizleri irşat orsün Gene ( tütsülerle selâtüse- " çlâmlarla bohça kaparidı... a” yeni muci Otomobil ile köşke döner. Bu çocuğun karı- Bu herif beni karışık alık salık bir çocuk Y. rine koydu.. Elbette bir gelir ki ben ordan daha akıllı olduğumu kendisine isbat ede rim... Anası — Sus oğlum bir ev- | tek budala kalmazdı. Bana ina. liya zadeye karşı herif tabirini kullanmaya sıkılmıyor musun? Dilâver — Neye sikılayım. | Hakiki evliya © zade kavuk, çedik papuç giyip te daha do; çıkmaz... Sus küçük akimla bö İbüyük şeylere: karışmaya k: kışma,. İ Kendi küçük olanın mut. lake aklı da ufacık Zannedecek kat su © dolandırmaya Geç kalır. | evine de | gün | çılgına | şu das | İ bulunduracak derecede kuvvetli | İka dün | lâkası olabilirdi. | cübbe, | yle | olacağını | Talât Beyefendile r aptalsın an- | ciheti tetkik edeceğiz. İ Buğday ve ekmek işini halletmek İ lem. Et pi | ten geçirtelim, Bal şerbetini içir dübedüz | MİLLİYET PAZAR 25 HAZIRAN | Recep Beyin mecliste | ... irat ettiği nutkun neşri ne devam Sonra pahalı olanlar nelerdir? Tasnif edelim. Cinslerini lerimizin bir kısmı memleketin dahili mahsu- Iâtı, ikincisi ithalât maddeleridir. Bu,günün dahili meselesidir. Bu günü şününe © gelen bir şeydir. yolunda hükümetimizin yeni ve esaslı tedbirlerle meşgul olduğu- akıf oldum. Buğday mes ırrı Beyin fikirlerindeki y. a rağmen behemehal tanzi gelen bir meseledir. Ekmek meselesini burada bıraka | alı, tavuk pahalı, yağ pahalı olabilir. Fakat, o zaman | zaman birçok yerlerde bunların ucuzluğundan ayni zamanda bir çok yerlerde pahalılğından şikâ yet edildiğini duyuyoruz. Bunla- rı daha ucuzlatalım. Ne demek- tir tahlil edelim. Buğday müstah | silin elinde değerinden fazla tlıyor diyemiyeceğiz. Çünkü ğer taraftan müstahsilin istihsi tını bazı yerlerde maliyet fiata tekabül edecek bir pa/a ile sattı- ih w da vardır. O halde dev larının daha dikk li işlemesi lâzımdır. Başka türlü bir çare ile bu neticeye varmak Sırrı Beyden rica , burada izah etsinler. İt maddeleri fiatlarma gelin- meselâ bir manifatura © gibi sşyalar yerinde ucuz satılıyor ve- | ya nisbeten ucuz satılıyor. Bunu | pahalılandıran ithalât — tacirleri midir? Kendi ifadelerinden anlı- yorum. Eğer ithalât tacirleri W- cur alıyorlar, pahalı satıyorlarsa bunun çaresi de aynidir. Devlet- | çilik vasfının meseleye müdahale si esasıdır. Eğer ithalât tacirleri- | le müstehlikler 'arasındaki esnaf, spekülâsyon yapıyorsa mesele yi- ne aynidir. Sırrı Be; u meselenin hal re yine Surrı Be: istihlâk kooperatiflerini masından ibarettir. Demin de ar- zettiğim gibi, pahalılık hakkında hüküm © söylemek müş- Ben zati takdirimi söyl yeyim. Memleketi tazyik altında | ve büyük bir pahalılık © yoktur. | nün ve memurun azaldığını zalış neticesin anç vergisinin ve sair ver gilerin de verilmiyeceğini ve büt- yekünu daha çok düşeceğini ifade ediyorlar. İstenen genişlik- | iştira kal duyunca bir gözünü açtr len misin? dedi, bari iyi eğ lendin mi? Amma da geç kaldın, #mat on iki - Hangi on iki? yor. Karısı bir aksi sada gibi uyku- sunun icinde tekrar etti — Dörde geliyor ha ! O zaman M. Fack'ın kalbini bir meraret kapladı. Bu kadar a- lığı görünce, soğuk bir duş yapmışa dönmüştü: — Bütün söyleyece; Dörde geli- dedi, acaba bu adama ne oldu di hiç yel bavunca te mi merak etmedin? Ben aklımdan neler aptalmışım, ne aptalmışım.. Ne ise ,bir daha se- fere bana ders olur. Fak at bir daha sefere ne ya- fi İüzumsuz bul dam Fack bu söylenilen 152 duymamıştı bile... Duvardan ğru sol tarafına dönerek, yarı" alan uykusuna devam ediyor | M.-Fack bir müddet karısının | e baktı. Ve sonra “Adam | kahilimden ; cw silke- | rek, yolda n ayaklarını soğuk suda yıkamağı ihmal etmeden yat tı ve uyud: in eçiriyer Çeşmi ettan — Bakınız anasına neler söyleyor.. Hanımefendi — Evliya 2 İ de onun adını koydu. Karışık Ölüler yaşıyorlar mı? Dilâver — Vişneli kaymak. ir. Ben karışığım.. Hanımefendi — İşte set der ken sepet diyor. Onu tesbih- telim.. nushayı boynuna taka. lım,. Belki biraz akıllanır Dilâver Hanımefendi bazretleri velii nimet bu dedi. ğiniz usulde insan akıllandır. mak kabil olsaydı dünyada bir nınız geçen akşam köşkte görü nen hayalet ölü babası değil diri oğlu idi.. İşte bu herifti.. Çeşmi Fettan — Hayaleti seninle beraber ben de gör. Evet dı İ © Dilâver çehresini biraz Hanımefendi Köşk kilitli kapılarından içeriye na- sil girdi? Nasıl çıktı? | Dilâver — Köşke gidince beraber bu makyajla | ştirmişti... | Orhanla Turhan İ betinde bir | Talât Bey hepsinin ediyoruz. te iştira o kabiliyeti dünyada hiç bir memleketin büyük halk kütle | lerinde kalmadı. Fakat, Türkiye de devlet bütün £ vatandaşların takdir etmiş olmaları lâzım ge- len tedbirlere rağmen aylıkları muntazaman vermektedir. Türk hazinesi tediyatını sadakatle yap maktadır. Türkiyenin dahili — pazarları buhrana rağmen — işlemektedir. Diğer taraftan geçirdiğimiz 931 mali senesi varidatından © tahsil edilmiş yekün bugünlerde kat rakamını almıştır. Bu dakika ö- nümüzdeki sene için kuvvetli teminat arzeder. Yeni tasavvur ettiğimiz tedbirler dahil halde geçen seneki tahsilât yekü nunu aynen alsak yeni sene büt- gesi için tahmin ettiğimiz varidat yekünu olacak ve artacaktır. E- ğer önümüzdeki sene içinde bu- günden tahmini mümkün olmı- yan ve mali siyasi “hayatımızda nasıl akisler edilemiyen hâdiseler olmazsa ha- zine varidatı derpiş edilen mas- rafları koruyacaktır. Bu vaziyet karşısında milletin gelecek vergilerini vermiyeceği fikri yan lıştır. Zararlıdır. Hepimiz dahil olduğumuz halde bütün halk ta- bakalarna onların devlete karşı borçlarını ödemeleri fikr yebilecekleri kıymet ve kudrete oldukları kanaatini telikin etme. miz lâzımdır. Maamafih, 300 — 400 kuruşa hattâ bir araba sama nr 30 liraya satmağa alıştığımız çok geniş yaşayış günl av det etmiyeceğine inanmamız lâ zımdır. Bu gayri tabii o kazanç imkünlarının ortadan kalktığına herkesin tabii kazanç ve idare li maaşla yaşamığa mecbur bu- lunduğuna © göre, en tabii refah ve saadet te yaşamak (değildir. Böyle telâkki etmekte © insaf ve mantık olmamak: lâzımdır. pız bütün dünyanın istihlâk kendisi için tabi bir yol diye telâkki ederken, Tür- kiyede ve münevver halin hakikatini iyi bilenlerin vazifesi bu icapları, bu hakikat- leri ailemize, dostlarımıza ve mu hitimize daima telitin etmektir. Ta ki, memlekette haksız ve İ gayri maşru bir bedbinlik havası basıl olmasın, ve b'lavinm her buhrandan daha fena, daha tesir | leri olan manevi darbesi vatan daşların kafasında zararlı tesir- lerini göstermiş olmasın. (Bravo sesleri) . Yok, buhran ardır, pahalılık vardır, Avrupanmki ile bizim buhranm alâkaları yok tur, bütçemiz bozulmuştur, tedi- ye kabiliyeti azalmıştır, diyerek hep bu teraneleri tekrarlamak- tan fayda beklenemez. Arkadaşlar, © uzatmıyayım, esas fikirlerimi söylediğimi arzediyo- rum. Daha bir iki nokta arzet- meden geçemiyeceğim. Arkadaş | lar, Sırrı Bey, Yunanistan üzerin de tevakkuf etti. Onun gibi tica- retimiz olsa, Pire limanı gibi manımız olsa teranelerinde bulun du. Hepimiz biliyoruz ki, bah- settiği bu devlet, yani Yunanis- tan bizim iyi bir dostumuzdur. Çalışmakta rekabet esasında tah ilini yürütsey: bir y demiye- cektim. Fakat, bizi gibi konuştu. Bu yanlıştır. o Aşi kârdır ki, her devlet gibi o onun da dünya buhranı yüzünden kıntıları vardır. Orada müşkü lât en çok imali cephede tecelli i matbuatt ladığı büyük bir zirai imar hare- keti dünyada kredilerin durgun- luğu yüzünden faslaya kalış, dost memleketin maruz salernta- du teselli ve misal © aramak Onların fikirleri se idi? İki timal arasında mütereddit ler... Kendilerince bir tecessütü kabil olduğu (fraude) yani hile karı sıda mümkündü. ”.. Köşke geldiler.. Herkes gö- rüp işittiğini kendi idraki nis- talâkatle anlattı. aklıma a- cındığını gösterir bir tebessüm İle sözlerini reddederek Dilâve- Söyletti, | ri bir köşeye çek Çocuğun fikirlerini tamamile kabul etti, Apparition hâdise- | sini inceden inceye muhakeme ile gece hayalete Amasyalı Şe. İrife kadının Kapı açmış olması noktasında ittifak ettiler. Bi. | naenaleyh isticvap için alt ka. ta kadının odasına indiler. Şerife kadın loşça odasının köşesindeki erkân minderine oturmuş önündeki man külünü karıştırıyordu. soluk, göz kapakları şiş, zayıf dermansız gröünüyor, aşçı ya- mağı Zeliha da odada gezine- rek bu hasta kadının ufak te. alın | olduğu | yapacağı takdir | öde- | bizler gibi meb'usların | vatandaşların bu | tahtie eder | Rengi | | aklımızdan geçmez. Bilâkis k raatla haber vereyim ki, stanm bu affakıyetle çıkacağı sizdir. Hülâsa, demek istediğ her devletin kendisine g İ ya buhranı yüzünden d | duğu akıntıları olmuştur. Umur İ mi buhranın elemlerinden İ bir devlet azade kalmamıştır. Yanımızda bazı devletlerin maaş larmı vermediklerini itiyoruz. Yunanistanın ticaret filosundan bahsettiler. Yine kendi mikya, İ larını alacağım. Bizim babalı mız bize ticaret filo bırakma- dılar. devlet yapsa idi niye derlerse o başkadır. Beyin kavlince hepi ce başka şeyler | lâzım. Amma İ Sır Beyinkilerini konuşuyoruz. | Geçen günkü muahede müzake- resi ssnasmda , Trabzonla İran İ arasmdaki tra yolları yapıl. | sen, diğer bir rün de İstanbul li- manını yapalım, başka bir gün de ticaret filosunu yapmak diyor İ lar. Bötün bunları Sn İ dediği gibi her akla yapmak teşebbüsü. gocuklarımızm bile dayanamıya- cağı yükleri yüklenmek demek- | tr. Bu moktai nazardan © düşü nürsek talepler büyük bir insaf | sezlık olur. | İ Yun “| mi | yapmadı Fakat Sırrı in kavlin. Arkadaşlar, o kooperatife te- | mas etmek mecburiyetindeyim. İ Cünkü, bu fırkaca siyasi ima numızın başlıca temel noktaların- | ir. Sırrı Beyin o burada İ bahsettiği o meshur kitabı gör- / ek nh meraktayım. (handeler) | devletin ve hükümetin bu kadar ruz kaldığı bir zamanda Türkiye dahilinde koo- peratif yapılamaz (diyen, zirai kredi kooperatiflerinin — aleyhin- de bulunan bir kitabin fi, o kitabı görmeden söyliyeyim ki, ya çok cahildir ve yahut ta | Türkiyenin sarih bir düşmanıdır. | Böyle bir adamm fikirlerine fı kamıza mensup değilse bile içi mizde meb'us olan bir arkadaşın meb'usunun koope- için fenndır diyen bir adam sözüne inanacak ka- ünüz, dik | olmaması lâzımdır. dimiz gibi muztarip oluruz. Şura | Biz de yapamadık. Amma | bizim değil | ÜNYON Türkiy ede bilâfasıla icrayi mua ÜNYON kumpanyasma bir kere uğ maymiz. Tele amadan sigorta yoğlu 4886. yaptır. Halkevi içtimai yardım şubesinin himaye ve müzahereti altında Selânik muhteliti - Fenerbahçe 28 S Bütün hasılatı nüzarını yeniden tavzih etmiş, Re cep Bey bunun üzerine tekrar söz| alarak demiştir ki Suri Bey arkadaşımın son te. | İ lâkkilerinde yeniden bazı cevap ve- | İ olmasaydım yeni bil müelli- | Arkadaşlar, şurada bittabi ko- | operatif konferansı | Fakat, anlıyorum ki, bazı nok- taları tenvir etmek lâzımdır. Y. ni memleketimizi tanımıyan men faatlerimize yabancı © olanların sözlerine kapılan © vatandaşları İ tenvir etmek için de bize vazife düşüyor. Anlaşılıyor ki, bu hu- susta çok neşriyat yapmak lâzım dır. Konferanslar lâzımdır. Koo İ peratiflerin Kizumu ve fırk. | mızın buna inanmış o olmasmın | sebepleri © hakkında küçük bir izah yapmak lâzım geliyor. Arkadaşlar maruzatımın bulâsası budur. Strrr Bey devletçiliği, halk İ ealığı tamamen yanlış | Bunları tarif ve manalarını biribiri ne karıştırmatır. Bir taraftan devlet | şiliğin aleyhinde bulunurken diğ. taraftan bir çok talepler lik taraftarı olmuştur. İkinci bahset esas ve mühim noktalar şun- verilemez. anlamıştır. | İ daha çok yol almıştır. lardır. Tekiyeye betbinlik telkin et. | mek veya betbinlik cereyanları mev | 7 balı cut olduğu zaman onu körüklemek değil bu afetin önüne geçmek vaz femizdir. Bu noktada hiç birimiz alâ kasız dikkatsiz olmağa mezun değil İ dir. Bir siyasi fırlkanm madığı halde üzmeği bir bafiflikle değil bu davanın alâ kadar olduğu her işi kendi kudreti. nin yettiği kadar tetkik edip inana rak söyleyen bir adam sıfatile söy- lüyorum ki Türkiye parası kuvvetli ücari müvazenci hariciy. anzim için daimi surette ve katle her gün tedbir alan bütçesi | mütevazin İ| borcu hemen hiç yok denecek kadar | sz ve hazinesi tediye | kabiliyetini daima muhafaza eden ve bir çok dev dil İle kuvvetli bir istikbale giden yeni ve canlı bir devlettir. (Bravo sesleri alkışlar.) Recep Beyin bu izahatinden son ra Sırrı Bey (Kocaeli) kendi nokta Ne o Şerife Hanım has. ta mısın? Kadn bu suale yalnız başile bir tasdik işareti verdi. Bu hal hâ- dise hakkında vukuundan şüp- helendiği bir sual cevabın önü. nü kesmek için bir temaruz midi? Hakikat mi? Talât Bey İ beri hastası? Kadın bir müddet tayini için düşünür gibi dururken Ze- Hha cevap verdi — Bir haftadan ziyade.. | — Nesi var? — Eskiden beri onun bir mi- de sancısı vardır. Çeker geçer. di. Fakat bugünlerde azdı. Ka. dına ne yemek yediriyor ne ra. hat ettiriyor. Biz de buraya geçen ak. İ samki hâdise hakkında bazı şair sapka Bilir; | — Hüdise dediğiniz hani şu İ gözüken hayalet değil mi? — Eve. Siz de ne gördünüz. | se söyleyiniz. İ Cevabı hep Zeliha veriyor. İdu: — Biz bir şey görmedik. Ne zamandan | rilecek noktalar olduğunu hissetmiş | izahat ihtiya: | cında bulunmayacaktım, Fakat Sreri | Be zannediyorum ki benim işaret et tiğim noktaları ettikleri haleti rı ö naatte bulundukuarı ver söz olmak ihtiyacımı — daydanı Bir defa daha burada kara görücü- | Tik meselesi üzerinde bilhassa dura | cağım. Arkadaşlar devlet hangi re- | fah mertebesinde bulunursa bulun- | sun İnsanların mutlaka o güne sit bir takım ıstrapları olabileceği haya tın tabii manasında zaten mündemiç | tir Arkadaşlar yaşamıyan bir ada: | mın bir ölünün başı ağırmaz. Hayat | İ ta bulunanlar ıztırabı — hissederler. İzterabı hissetmek için o adamın ha yatta bulunması lâzımdır. Hayat & olan icaplarını, acılarını | tinde olmak meti tabi bi mek hassasi Tizemdir. Bir devlet nazari bir öl, ile refah ve saadetin en yüksek mer | tebesinde bulunsa © gömün icap bazı anasır | ile bir takım harici tesirlerin neticesi olarak haya tunızda bir takım oztrap — safhaları varsa bunları daha ileri gidip pren siplerin ve ittihaz edilen tedbirlerin tarzında anlamak ve o anlayışı muhite telin etmek bunu yapanların bence ufak bir kelime i- öcülük man zihniyetin | bariz bir de: | bugünlerde İşte benim zihniyet te budur er. Hükmet pahalılığa İ çare bulmayor. bir gün sonra da cuzluğu çare lâzım memleket buh- | ran içindedir. Hükümet bunlara ça- | or. Teranesi nerede ve han | lursa olsun tekrar edili daima © fena olduğu le tarif ettiğim kara sabında tavsif ettiğ inde bulnmasının Üidir. Ba gili r işaret im gi vesile ile İ yor. Bunu yapanlar gayrimer'i ka İ Kumuz kansatinde bu mem. İ vaziyet | l | | okuyoruz. Baş | letlere örnek olabilecek bu vaziyeti | İ İ bir tehlikenin içinde bulundu ranlık e şü mul ve sirayetine bilerek ve bilme- | yerek hizmet etmiş oluyorlar, Nere. de bu manın farkında olma | yara tahrip yapan tesirlerini müşahe | de edersek daha onların karşısında | onlara hakikati izah et- mek vazifemizdir. Sırrı Bey arkada | şımız farkında olmayarak bütçe hak kındaki mütaleatım arzederken işte | bu zihniyetin revacma meydan ve- | recek bir çok sözler söyledi. Bu söz | lerin bu mahiyette olup oluudığını | takdir ve temyiz etmek bunu söyle yen zata değil bunu dinleyen ve işi- | tenlere umuma aittir. Ve zannede-| rim ki ekseriyetin bu baptaki fileri | de böyledir. (Doğru sesleri) ( r) — Geçsin. med — Zeliha senin odan ayrı de- gil mi? | Evet ben karşıki yatıyorum... Biz bir şey gör- | odada | İ — Eh sen görmedinse belki | dı. Şerife kadın görmüştür. Ben ona soruyorum.. — Beyefendi hayalet patır- tsı koptuğu vakit ben burada idim . Jove; yaka odane «barla dip ne münasebetle burada bu- lunuyordun? — Efendim gök gürledi. Şimşek çaktı.. Hasta kadın bel. ki korkmuştur diye yanına gel- dim., Onun da sancısı tutmuş tu, Tuğla ısıttım verdim.. Za- vallı hatun oğunup duruyordu. Hayaleti nereden görecek... —- Dışarıda kopan gürültü. yü iğinizi söyleyorsun, Ne olduğunu merak edip te kapı- yı açıp bakmadınız mı? — Açıp baktım.. — Ne gördün? | — Hiç bir şey. Kopan gürültünün sebe. | lı günü saat 18 de Taksim stadyomunda stanbul Fakirlerine dağıtılacaktı an ucuzdur Dr. Celâl Tevfi Zührevi ve idrar yolu hastalıkları mütehassıs: Sirkeci Muradiye caddesi, No1 ki dairei mahsusunda eden İstanbul İkinci icra memil undan: Bir alacağın e temini İİ mahcuz olup paraya (çevrilmesi karrür eden ve tamamına (yediyi onsekiz) lira kıymet | takdir edi Topkupıda Beyazıt ağa mahallef İ de Topkapı caddesinde eski 45 Yİ 63 numero ile mürakkam bir bap menin birinci açık — arttırması İÜ 932 tarihine müsadif cumartesi nü ssat 14 ten 16 ya kadar daire icra kılmacaktır. Arttermaya işti gayi ti muhameninesi | yüzde yi buçuk nispetinde teminat akçesi © etmek isteyenlerin mezkör menkulün kıy, lan meblâğı mezburun meleri lâzımdır. Hakları tapu sicil rile sabit olmayan ipotekli alnes , diğer alâkadarların irtifak b kı sahiplerinin e ve hususile faiz? masrafa dair olan iddenlarmı il tarihinden itibaren yirmi gün zarf! da evrüki müsbitelerile birlikte df Aksi dirde hakları tapu sicillerile sabit mayanlar satış bedelinin paylaş sından hariç kalırlar. Müterakim gi ile belediye rüsumları ve vakif reye bildirmeleri lâzımdır. iye aittir .Daha fnaf enlerin 28-69 caresi müşti malümat almak istey | tarihinden itibaren daire divanbı inde asılı bulundurulacak olan af rma şartnamesile 931-1126 No. mukayyet dosyasına müracaatla kür dosya derununda mah mevcut mozkürun evsafı, mesaha sairesini havi vaziyet ve takdiri Mi met raporunu görüp anlayabilecek leri ilân olunur , Beşiktaş 2 inci hukuktan: B te Küçük Bebekte 71 No. lu de mükim iken 30-10-931 tarihini vefat eden Fevzi Reisin terekesi. mahkemece vaziyet edilmiştir teri ilândan itibaren eshabı matlup ve lâkadaranın bir ay ve mirascıların | ay zarfında Beşiktaş ikinci sulh kuk mahkemesine müracaatları işbu inüddet geçlikten sonra tere den bir kak talep edileweyeceği ü olunur. Peki ne anladın? — Hiç bir şey... — Nasıl olur? — Yüzlerini ( seçemediğif bir kaç kişi çığlık çığlığa mer) divenden yukarı kaçışıyorlsi Hirsiz mı var nedir diy ben de korktum. İçeri ka€' kapıyı sürmeledim. Köşkün bahçeye olan pıları sürgülü değil miydi? Nasıl değil efendi hem sürgülü hem kilit Hepsi liydi. — Bu heyalet denilen < nereden girdi? Nereden çıkt — Hiç onlara o kapı bsi olur mu? İyi saatte olsunlar” Talât Bey düşündü. Şeri nin yerinden kalkamı mertebedeki hastalığına, hanın mürettebe benziyen * lerine pek © inanmadı. inanmış gibi görünmek munu his ile sustu. Taki) görünerek onlara böyle bir medyayı ikinci defa - oyna jişin ceşaret vermeyi dük O zaman tertibat ala “erken Dilâver, Battal Zadeye | ne.. Sen yaşça büyüksün amma t hiç söze | fek hizmetinde bulunuyordu. © karşı derin bir hınçla atıp'ta. | koca kafanın içinde kuş beyni | vadi v i — Fakat hesapça hayalet | bini anlamak |: için odadan dışa. İ bilekârleri yakalayacaktı.. aşayı irce | o Kadın rahatsızlığından ha buradan sizin oda kapınızın ös | rı çıkmadın mi” | karışmaksızın münak