Kuzularımız kiymetli!.. Canı kuzu eti yemek isteyen kesenin Kasapça lâf. kesenin ağzı falan yokâa, İ dibi çalmış ise ne açar?.. bırakalım!, Belediye “MİLLİYET” tir. 26 NİSAN 1932 İdarehane: Arkamı caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst, Milliyet Telefon Numaraları: Başmuharrir ve Müldür 24918 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 Tdnre ve Matbaa 24310 hararetli hararetli İ avuştu. Şehir Meclisinde dehşet | Ni nutuklar söylendiydi... Müt. hiş içtimalar olmuştu... O za- İ man bu işi bir komisyona hava le ettiler... Bir iş havale edildi ABONE ÜCRETLERİ: bütün diğer komi saban ye ğer komisyonlara ta LK çıkarmak için meseleyi intaç &. Halbuki komisyonların an nesi iş bitirmemektir.. Neysel.. / Bu komisyon, ete narh koym. - Hem göre- 3 aylığı 4— et yükseliyor, narh konmuyor.. | İ yanlar bu işi | Evveli İstanbulun hemen | İ kenarında bir (Mecidiye) köyü | vardı... tılır, âlem alır, yerdi... Belediye | bunu da kendi hududu içine İ dr... Orada da et satılmaz oldu... | Şehir dışından gelen etleri po- İlisler, belediye memurları mü- sadereye başladılar... Hep mit ete narh konmasında idi. Lâkin mübarek narh bir türlü konamıyor... Artık doktorların kırkından sonra et yemek zehirdir demesi ne hacet yok. Fiyatlar böyle gittikçe yedisinden £ yetmişine kadar et zehir olacak galiba! İlişler için müdiriyete müracaat #dilir. Gazetemiz ilânların mes'u. liyetini kabul etmez. BUGÜNKÜ HAVA Yeşilköy askeri rasat merke zinden verilen habere göre bugün hava bulutlu ve kısmen yağmur. İu olacaktır, rüzgâr garp istika- metinden esecektir. 25-4-1932 ta rihinde hava tazyiki 753 milimet- ve, azami hararet 18, ezgari 10 İFECEK A Ete narh! İ | : o ün benzi anki) Hayır cemiyetlerinin kep değil miyiz?.. Diyeceksiniz | tevhidi ki bizim etimiz yenmez. Valla- | ben öylelerini gördüm k | Bir haber vardı. gazeteler- birlerini harıl harıl yiyorlar. | de... Hayır cemiyetleri birleşti- Hem her gün: rilecekmiş... Vallahi hayır cemi — Başımın etini yedi Di; | yetleri birleştirilmeli mi, birleş en kaç kişiye rastgeliriz. Bun | tirilmemeli mi, orasını bilmem rım yüzde ellisi yalancı ise ya | amma, şu iane toplama sistemi rısı elbette sahihtir. Evet! Etle kemikten mürek- e amk elamiye.| 23 Nisan günü bir genebi ile tuz. Doktorlara sorarsanız kırk | postahaneye gittim... Yedi bu. tan sonra et zehirdir. İyi amma! Şuk kuruşluk bir kart postal| münasip olur... Benim gibi aklı pek erik olma. | içinden nasıl çık | ve iane pulları birleştirilse pek MİLLİYET SALI |e | iktisadi bahisler Te | Ziraat ve sanayiimizin inkişafına çalışırken... Memlekitimizde asri ziraatin ve sanayiin teessüsü için hüküme- ktısadi hayatımızın temelini ağlamlaştırmak 1: ayda atan bir cephe kuvvetidir. Bu cep he arkasında çalışan muhtelif sa. ve ziraatçilerin şahsi etleri de güçlükten ve netice sizlikten kurtulmus olacaktır. Çün İ kü eskiden zengin bir çiftçi mem- leketi olan ve san'at itibarile ipti maddeleri bol veren yurdu- muzdan, tabiatin müsait şeraiti derecesinde istifade o edememek | imkânsızlığı karşısında alman ne ticeler çok az ve hasisti, Bugün her muhiti tabii kabiliyetine ik- lim şeraitine göre fenni usullerle | feyizlendirmek, tohum i islâh etmek usulünün ve bilhassa | Orada 40 kuruşa et sa- | cinin hiç bir taraftan yardım gör- memesi gibi sebepler iktisadi yatımızı geride bırakan en bi Amil olmuştur. İ Dokuz senedir sulh ve cümhu riyetle geçen hayatımızda asayis | şin ve emniyetin mevcudiyeti, köy | ır bir yük olan âşar esaretinin kaldırılması, çiftçi | ye ve san'atkârlara kredi açan Milli bankaların ve sermayeleri nin çoğalması gibi yardımlarla Hcaretimiz. sulhun akdin- den bugüne kadar “788 ni de artmıştır. zayülte pe sene bu tezayüdün azami nisbeti gös. | tereceğine şüphe yoktur. Hükümetin siyaset ve iktisat | sahasındaki itibar ve muvaffaki- olan bugünkü va- | ziyetimizin istikbaline daha ümit li olarak bakabiliriz. Fakat bu he | def üzerinde yürürken, hükümet makanizmasının mihveri etrafın- İ safını temin etmek için ba: va âmiller. karı | yeni Kırkına bastığını kim itiraf edi | gönderdi... Psota puluna ilâve- | yor ki; Selim Sırrı Bey bile ya. | ten memur bir kuruşluk Hilâli. ! int soranlara: | ahmer pulu verdi.. Adam bunu — Ne kadar tahmin ederse- | yapıştırdı. Arkasından bir ku. “niz © yaştayım... Diyor. Alt. | ruşluk ta Himayeictfal pulu “miş senedir bu sözü söylediği | verdi, onu da yapıştırdı ve ben Mp ww bitmediğine | kendi hesabıma bu katmerli i-| e ın halı aneden sıkıldım... Bir kartpos" eği ini bir zaman kırk yaşın, |tala iki kuruşluk ili muhtelif 'dan fazla göstermiş değildir ki | ine pulu çoktur... Bunun neti- “bu sözü söylemekten korksun. | cesi ne oluyor biliyor musunuz? © Et yemeli mi, yememeli mi?. | Bu gibi iane alınan günlerde eselesi her zaman görüşülen | kimse mektup göndermez Di “bir mevzu iken (şimdi modası İyor... Posta idaresi bir kere i Pa vi Men ii dökime basi ben GE inmeden evvel,etyiyebiliyor | uyuz, onu halletmek İâzımdır. | farkına varmadan verdi Orta halli bir ailenin şu günler | olduğu gibi ianenin en 'de sık sık et yediğine inanmam. | vergi şekline girmeyenidi, Çünkü kuzu 100 - 120 kuruş... | işlerle meşgul olanlara naçizane diye bizde 60 - 70 kuru Jpu kaideyi hatırlatırım, satılan matah ta yy manda ve öküz etleridi yedikten sonra bir çift ielâtin izme yutmuş gibi insanın mi. i bir hafta hazım ile meşgul ve başka faaliyet göstere- Çifte istifham işaretli mektup sahibine cevap Temennilerinize teşekkür e- derim.. Sizi gözüm ısırıyor gi- İbi... mez. Et pahalr!..i > Ne yapalım? Milliyet'in Edebi Romanı: 78 'GÖZYAŞLARI!. Etem İZZET ra ile kazınıyordu. Ve. yine sanki kafamın içinde bir kapak açılıyor içine ateş doldurulu. yor, beynim a Hançereme sancı veren hıçkı. rıklı bir sesle: — Hayır, . Dedim ve. — Onların BU | Şimdi ne Naran, ne de yaşamıyorlar!. Sesi gittikçe yumuşuyordu. | İki çi birtelkin gibi ağ; dan çıkan her kelime beni Sesin- | mi kamçılayor, harekete geti merakla yor, tepeden tırnağa | sarsılı- FELEK Bir aralık sordu: — Naran ne oldu?. Kuvvetle gözlerimin iyor, vereceğim cevabı bek du. Omuzlarımı silktim: İmiyorum!, Dedim, — Onun için mi böyle ol- dun?. Dedi. Başımı salladım. ilâve ettim: Ruhi | Diyen bir cevaptı. belli idi. Hızla Verginin en iyisi mükellefin | i | rinin istihsal ikisi de öldü. , artıracak iş ve teşebbüs sahaların da mevcudiyetinden zekâsından, ihtisasından istifade edilecek san” atkârlarımızı bulmak, memleketin İ yetiştirdiği o faal dimağları iş ba- yn getirerek icat ve görgü kud- | retlerinden istifade etmek İ latımızım çoğalmasma, İ zenginliğimizin teşekkü yük âmildir. Ayni tabiatin hayvan, toprak, yuğd pamuk gibi mahsellerin. kilde e almak Gin ği kavretli ihküsn odamı larına muhtacız. İktisat sahasında medeniyet kıdemi fazla olan mil letler gibi bizde bu hedef üzerin | de yürümekle gayemizi kurtarabi | leceğiz. İktisat ve Zirsat vekâletle müesseselerini tem- sil eden fabrikalarımızda | idare | makanizmasında bulunan müdir. lerden başlıyarak her servisin 4e- fine kadar muhakkak bulunduğu | vazifenin rolünü anlıyan, teknik ve tecrübe kuvvetile faaliyet mih verini döndüren muktedir bir el ve dima, M hibi olmaları neler başında ötumatik | faaliyetin seyircisi olmak ancak amelenin san'atıdır. Ameleye ku- manda eden, ve koca bir müesse- irliğinde iş başılığında bu lunanların vazifesi bununla | bit- mez. Onlar her günkü faaliyetin — Nereye gelsin?. Hafızam yok ki.. Dedim, — Demek onu tamamile u- İ nuttun. Artık sevmiyorsun, is- | temiyorsun, aramıyorsun?. İ damarın koptuğunu ve kanadı- ğını hissettim. Geniş bir nefes aldım; — Onun yüzünü unuttum. | Gözlerime gelmiyor. Nerede | bilmiyorum. Görsem belki de tanımam. Fakat, o benim içim de. Kanımın her © zerresinde. Ben onunla yaşıyorum. Ruhum da o var. Ben onunum. Ve.. devam ettim: İ —Biz,odabende , ikimiz de kalıplarımızdan çıktık, ruh- | ii birleştirş!, | Vek haykırdım: — İde iin artık!, | iİ Bırakalım bunları. İde. Birlen > başımda: biz) İ yetler olmalıdır. Aksi takdirde en | asri teşkilâtlı bir müessesenin içim 26 yarınını daha müsbit vakazançlı yollara iriştirebilmek için netice- ler vasıtalar hazırlamak mecburi- yetindedirler. san'at da- hadır. O rada ©sas rol oyniyabilir. İktisat saha- sında yükselmiş milletler, cemiyet ler gibi bizde de iş bulumunde ve faaliyet sahasında yapılacak va- zifelerin ehli olmak şartile adam amak, mütehassıs san'at sahiple iş başına getirmek lâzımdır. 4 adama iş. bulmak için |, işe adam aramak için içti- faaliyet sahasıdır. Bu saha nın adamları tahsili, fikri terbiye si, tecrübesi, tekniği kuvvetli tet- kik ve ibda kudretine mâlik şahsi de çalışan yüzlerce amele faaliye- tine baş olanlar, yapılacak işin ma hiyetini anlamayan, san'atın surrt- na yabancı kalan, istihsalâmın öl- güsünü bugünden yarına arttıramı yan kifteler olurka, netice, gayri | ir faaliyetin mahdut dere- cesine bağlı kalır, Muhetrem İktısat ve Ziraat ve kâletlerinin böyle iyi yetişmiş kıy metli sanayicilerimizi, ziraatçile- rimizi, fen adamlarını faaliyet sa hasına alması, fikri ve ameli saha da onların varlığından istifade et- mesi muzafferiyetimizin en büyük şartıdır Bu itibarla mutahassıslarımızı iş başına davet etmek, mutahassı İ lardan mürekkep kongreler topla ma, alınacak müsbet fikirlere ve kanaatlere göre mesai hayatımı- za şekil vermek lâzundir. Muhitimizin toprağını işlmek, ağaçlarını, çiçeklerini yetiştirmek, | hayvanlarını, tohumlarmı ıslâh et mek, yiyeceğimizi, yurdumuzdan çıkarmak kabiliyeti ni çoğaltmak. için, istdiğimiz ka zançyayesine ve maksadına ko- lay ve emin olarak yardıracak yol budur!., ü Kemal RIZA giyeceğimizi Bugünkü Piüğiam ISTANBUL (1200 m. 5 kilovat) 18 gramofon, 19 Hafız Bürhan B. heyeti, 20,30 Opera, 21 Hafız Bür. ban Bey heyeti 22 orkestra, BELGRAT, (429,8 m.) — 20 Çek dersi, 2030 muziz , 21,30 Agram- dan nakil, 23,30 havadis, 23,50 kon ser. BÜKREŞ (394,2 m.) 20 konser, 20,40 senfonik orkestra, 22 konfe- rans, 22.15 konsere devam. BUDAPEŞTE (550,5 m.) —| 19,10 orkestra konseri, 2025 Fran- | sızça dere, 22 konferans, 23 dans| muzikası, PRAĞ (488,6 m.) 20— havadis, 20,05 konferans, 20,20 asckri muzi- ka, 21,20 Piyano refakatile şarkı, 22 | radyo orkestrası, 23 havadis, 23,30 | muzik, VARŞOVA (141 m) — 2045 radyo jurnal, 21 tefrika 21,15 operet nakli, 23,30 radyo | jurnal, 23,40 dans muzikası, VİYANA (517,2 m.) 20.10 jim- mastik, 20,30 havadis, 22,25 balk konseri, 23,30 Richard Tauber ta- rafından şarkılar, 23,45 dana mü- zikast, Beni kendi kalıbınla baş ba. şa bırakın!, Hafızama sahip ol mak istemiyorum. Hatıralarımı diriltmek iste. miyorum!. Ve.. hıçkırıyordum: — Senin sesin bunları diril- tiyor! Korkuyorum! Başkalaşıyorum!. Beynimde bir var!, Kendi kendimi tanıyorum.. Ve.. titriyordum. Her tit! reyişte kafamın içinde yeni bir | dimağ hüceyresinin açılıp kuv- | vet bulduğunu, ye.. her sarsı- lışta birçok hatıra ve hayalle. özlerim önüne yığıldığını — Bana ne vereceksen ver | gideyim! kaynaşma İ bekli Dalgınlık Marcel genç, şık, bekâr bir delikanlı... Dostlarından Albert ile karısını bir gün apartımanım- da yemeğe davet etmişti. | Ara sıra Alberte gider, #of-| rasna misafir olurdu. Eh, bi İ gün de kendisi davet etmemel idi? Bu, çok ayıp | bir şey caktı. Muhteşem bir sofra zırl, Sofrayı en nefis şarap- | İ la süsledi. Tam öğle vakti davetliler gel» | diler. Albert (kısa boylu, başı- | nın saçları seyrek, biraz da gö- | idi. Karısı, esmer, uzun- ca boylu, fıkırdak bir şeydi. Marcel evvelemirde misafir- lerini bir aydan beri oturduğu | apartımanını gezdirdi. Her adım da Madam Albert hayret izhar ediyordu: — Apartımanmız ne kadar! güzel! Doğrusu zevkinize hay» | ran oldum, diyordu. Fakat duvarları dın resimlerile çıplak ka | kadın birden samane bir tavırla elile rini kapat — Ne ayıp şey! Diye mırıl- dandı. Ve hicabını saklamak hemen odadan dışarıya çıktı. Albert karısını mazur göster. | gözle- için | | mek içini — Ne yaparsınız? dedi, bi: | zimkinin böyle | şeyleri görmeğe tahammülü yoktur. Sanki manas | turdan çıkmış gibi o kadar na- musperesttir ki,. Doğrusu ben bu tabiiyetinden hiç te şikâyetçi de- ilim. Ah, şimdiki zamane kadın larmı sizden benden iyi bilirsi- niz. Buraya, benimle beraber de olsa, sen arkadaşımız da bulun- san, bir bekâr evine ge mutlaka bana serzeniş tir. Keşke meseydi yordu amma, ben ısrar ettim, Sonra gözlerini kırparak gü- lümsedi ve ahbapça dostunun © muzuna vurdu: — Hızır, dedi, kimbilir sen bu odada neler yapıyorsun? el ds tasdik eder tarzm- tevazıane gülümsedi. Yemek sofrası pek neş'eli | ve kahkahalı geçti Hikâyeler anlatıldı, fıkralar anlatı mişten geçmişten , hatı tıldı. Kahve içilirken tuğa gömülmüştü: — Çocuklar, bugün güzel Yalnız bugünü böyle emeğe | gönlüm razı olmıyor. Haydi sizi otomobille şöyle bir gezmeğe gö | türeyim. Masrafı benden. Genç kadın ellerini çerpter — Ah Albert'ciğim, sen bu lunmaz adamsın diye kocasının da anla İki ahbap giyinmek için aya- , ğa kalktılar. Genç kadın şarabın podra- smi ve dudağındaki ruju tazele- mek için el çantasmı açtı ve he- men arkasında: — Eyvahlar olsun! dedi. Kocası sordu: — Ne var, bir şey mi tun? — Podramı da, rujumu (Oda| evde (o unutmuşum. Bu suratla ben nasıl sokağa çıkacağım? Biran durdu ve düşündü. Son- unut- #mdaki Oo garderobun sol alt gö- ag hem podra var, hem ruj Ve derhal a kalkarak, öğrendiği | hakikat karşısında heykel gibi li kalk Pir nın önünden geçerek, Marcel'in yatak odasına gitti. Dedim. Yanıma geldi. — Ruhi... Kendine gel. Uslu ol, Diye bağırdı ve.. omuzları- mı kavradı, silkeledi. Susacağım, duracağım, sü-| künet bulacağım yerde boyu- | na coşuyordum. Kafam fırtr| Daya tutulan engin bir deniz, gibi coşuyor, kabarıyor, zihin kabımdaki karanlıkları sıyırr- yor, hafızamı açıyor, hatırala. Kendine gel.. Uslu ol., Demeseydi. Bu ses. bütün |X vücudümü bir elektrik seyyale- | İsinden geçiren, beynimdeki bü tün ölmüş hüceyreleri dirilten, | öy faaliyete (o getiren | hanenin temamı açık YARIN AKŞAM HARRY RİCHMAN 'ın OPERA SİNEMASINDA GÖRMEYEN GÖZLER Vertige) filminde konuş #mda rağbet You” - is tuğu ve halk ara- bulan “WİTH *VAGABOND SONG” DANGER İN $” şarkılarını tagan işitecek ve İrving Ber lin'in gayri kabili NO “PUTTİN ON THE R N $ Z” eserini göreceksiniz. İki arlısdaş ayni kızı seviyorlar spy Bu genç hiz, İşte; Artistik erkeği birden sevebilirmi? Sinemasında gösterilecek Fransrzça sözlü ve şarkılı Viyana ile müteveffa JANİE MARESE'i .DİO FOLİE) SiPARİZADE NE Şubeleri: Beyoğlu, İstiklâl caddesi Bahçekapı, Haseki Hamam caddesi mutpaşa başı, büyük çarşı aynacılar kapısı. Aşkları ma iki kahramanı MİCHET DURAN göreceksiniz. ve pek şeh bir komedi. Bursa İli Fabrikaları yazlık imalini inaline beşler Merkezi: İstanbul Sul Hamam,N. 24.Tel.20€ No 376, telefon B. O. 7 — İstan 67, Tel. 21320 — İstanbul, N No9-11. Tel 22 Itüheaclı adı Milli TURK SİGORTA ŞİRKETİ Hatik ve hayat üzerine sigorta muamelesi icra eyleriz. Sigortaları halk için müsait şeraiti havidir, Merkezi idaresi: Galatada Ünyon Hanında Acsam | bulunmayan ee acenta aranmaktadır. * Beyoğlu : ASRI MOBİLYA an Yerli Ingiliz bronz lâike çocuk caryolaları vemohilyeye stanbul, Riza Paşa yokuşu Lazaro bütün nevakısınızı salon! mızı gezmeden almamanı tavsiye eder. Franko karştsmda 27:29 mumer Hacı İbrahim zade AHMET FEVZİ, Telefon 2,3407. İstanbul üçüncü icra memurlue ğundan: Temamına (9000) Hira kıy- met takdir olunan Fındıklıda Selime Hatun mahallesinde Osman Çavuş sokağında atik 13-13 cedit 15-17 16-1 numaralarla murakkam üç bap arttırmaya vazolunmuştur. 11532 tarihinde şartnamesi divanhaneye talik edile. rek 31-5-932 tarihine o müsadif salı günü saat on dörtten on allıya ka- dar İstanbul üçüncü icra memurlu- ğunda açık arttırma suretile satıla- caktır. Artırmaya iştirak için yüz- de 7 teminat akçesi alınır. Mütera- kin» vergi ve belediye ve vakıf ica- geliyordu. Ve., dünya gözlerimde ay- dınlanıyordu!. O, yine: — Bir soda, bir bir şey içer misin?. N — Hiç bir şey istemem. Dedim, Artık her şey bitmişti! Ben Ruhi idim. Hariciye şifre müdürü Ruhi Bey!. Bütün hayat silsilem gözle rimin önündeydi! limonata, Sakin ol. Güneşin altımda kendimi gö! rüyordum!. Gözlerim bir sinema motörü gibi çalışıyor ve.. büyük bir ha İyat şeridini bana seyrettiriyor dul, Böylece her hayat safham bir şimşek hızlılığile bakışla cımda canlandı ve geçti. resi müşteriye aittir. o Hakları sicillerile sabit olmayan ip | lacaklılar ile diğer alâkadaris. irtifak hakkı sahiplerinin bu hı | rın hususile faiz ve masarife olan iddialarını ilân tarihind. barca 20 gün zarfında evraki bitelerile bildirmeleri lâzımdır. si halde hakları tapu © sicilleril bit olmayanlar satış bedelinin p masından harıç kalırlar. Alâkad rm icra ve iflâs kanununun 119) cu maddesi ahkimına tevfikan ket etmeleri lüzumu ve daha malümat almak isteyenlerin 31- numara ile memuriyetimize caatları ilân olunur. Diye haykırdım, Çok az değişmişti. Yine benim bildiğim, dığım, sevdiğim, çıldırdı âşık olduğum, © kendimi verdiğim Narandı. Sesi o; kahkahası oydu, konuşuşu du, gözleri oydu, bakışları du: Bir bakışta çeken, d ten, esir eden, büyüliyen ve bakışlar Ben: — Naran sensin!. Der demez, o da: — Evet benim!. Dedi, biraz daha bana Diyordu. Bu saniyede ki kafama bir balyoz indird ve beni karanlık bir çöl içi kovaladılar.. ren