9 Mart 1932 Tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4

9 Mart 1932 tarihli Milliyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SALLY Çüüa Asrın ümdesi “MİLLİYET” tir. 9 MART 1932 İdarehane: Ankara caddesi, 100 Ne. Telgraf adresi: İst Milliyet Telefon Numaraları : Başmuharrir ve Müdür 24318 Yazı işleri Müdürlüğü 24319 İdare ve Matbaa 24310 ABONE ÜCRETLERİ: Türkiye için (o Hariç için LE LK — 8— 1s0 u— 4— a - 3 aylığı 6 12 Gelen evrak geri verilmez — O üddeti geçen Babalar 10 ku İruştur. Gazete ve matbaaya ai işler için müdiriyete ir. Gazetemiz ilânların mes'n İiyetini kabısl etmez. müracaat BUGÜNKU HAVA Yeşilköy Askeri Rasat merke- İzinden aldığımız malümata naza bugün hava kısmen bulutlu İve yağışlı olacak rüzgâr cenup-| tam esecektir. 8—3—932 tarihinde hava tazyi- ki 783 milimetre suhunet azemi 10 asgari 8 samigrattır. » Sarahatsiz müna- catın neticesi Kardan artık bunalmak dere © sesine geldiğim günlerden bi- de cenabı hakka karşı bu sü n bir münacat yaparak ık kar yağdırmâmasını ta- etmiştim. Duam lehül. kabul edildi, lâkin... Evvelâ derece bariret bir- den bire 17 ye kadar çıktı... He niz yün fanilâları çıkarmaya yolda yürürken terlemeye ladık. Sonra, kar durdu amma, ır, aman bir yağmur ki; allah karı arattı... Efendim... Bu ne sel?. Bu ne tufan! Bere. ket versin Nuh nebi zamanında değiliz... Yoksa içimizden er- kek ve dişi birer çift hayvanı sala doldurur, bizi de kendi alimize bırakırlardı... İstanbulda hu kadar yağmur | naya gir Çünkü Bek- | sormuşlar: yaj taşiye — Canım dede! neden yıkan mazsın?.. — Aslımız topraktır, pek su oynamaya gelmez, çamur ©- De Onun gibi İstanbul. | “da yağmur çok düşerse çamur > olur.. Ve İstanbulun çamuru da hurdur.. y Eğer ben bu münacatı yapar > ken: ğ—.. © — Allahım! Şu karı dindir, uğu sindir de bize bir bahar a belki bugünkü vaziyete düşmezdik.. | Nediyebilirim, eğer: | — Ya kulum! İşte kar dindi. | Soğuk ta kesildi... Daha ne is | yorsun! Hitabı izztetine muha- tap olsam,.. Bir şeyin böyle. birden bire yükselmesi, birden bire düşme- si muzır şeylerdir. İngiliz İira- sında olduğu gibi, şunu bir tes | bit etseler.. Meselâ: Şubatın bi İ rinden on beşine kadar şehir da İ bilinde derecei hararet yevmi İ vasati beş, şubat on beşten bir marta kadar, 7, martın on beşi- ne kadar 9, sonuna kadar 12, İnisanın yarısına kadar 15, sonu na kadar 18 : 20... diye bir ba- rem yapsalar ne olur?.. Ben anlayorum.. İstemesi bilseydim... İş böyle olmazdı i Burada sırası geldi de belki tek rar ediyorum, Birisi Eyüp Sul- tanda hacet penceresinde dua ediyormuş. Yanına tesadüfen yaklaşmış olan bir Bektaşi şu İ sözleri işitmiş: — Aman yarabbi! “Sana s> | mdım. Bana şu reisliği nesip ve müyesser et.. Bektaşi sokulmuş ve sormuş: — Efendim! Affedersiniz, g: liba bir reislik niyaz ediyorsu- BUZ... Duacı evvelen inkâra sapmak istemiş: ğ — Hayır efendim! Ne müna sebet?.. Lâkin Bektaşi ısrar eder: — Canım! Allahtan her şey istenir, Bunda sıkılacak ne var. İlşittim de sizi ikaz için anla. İmak istedim.. Adamcağız ni. hayet itiraf eder; — Evet! Bendeniz bir mah- kemede azayım. Riyaset mün- hal, Oraya tayinim için Allah- tan niyaz ediyorum. — Alâ! Lâkin ne reisliği is. tediğinizi tasrih edin.. Ucuza dayanamaz, tulumbacı reisi ya- par, bütün hayatınızda koşmak tan ananız ağlar... demiş... Biz'de karın ve soğuğun ke- silmesini istedik amma bunla- rın yerine ne vermesini tayin etmedik... Derecei hararet bir inip bir çıkıyor.. Yağmur, ilik- lerime işliyor... Tabıların adedi Bir idarehanede işidilmiştir.. — İkinci tabı meselesinin ar tk tesiri durdu gibi... Halk a- lıştı... Ne yapsak seaba?. İçüncü tabi yaparız... — Nasıl olur?, — Nasıl olacak, birinci tab'ı tamamen kaldırır, ikinci tabi'la başlar. Arkadan üçüncüyü salı FELEK HAZİN BİR İRTİHAL Henüz pek genç yaşta vefat eden İ belediye mezarlıklar müdürü Sü- Jeyman Beyin kerimesi ve Yelkenci Zade Vacit Beyin hafidesi Emine İffet Hanımın cenazesi dün Ke- dıköyünde köşklerinden kaklırıla- rak Karacaahmetteki aile makbere- sine defnedilmiştir. Mevlâ rahmet OZ L, © Dedim; yalvardım, yakar-| Etem İZZET Demez. Ondaki yüksek iz- dım, sustum, ıztırabımdan ta- | zeti nefs buna manidir. Çocu. . Mai içime | akıttım yine | gumu bile o kadar göreceğim; raktı gitti! © Sönünu düğünüyörum! Soz mu da yok! Haydi tekrar ya o yu ben onu arayıp bula. n. Bir gün belki daha beter şey olacak. İçine düştüğüm nca kahır ve felâket yetmi- ş gibi kim bilir yeniden 5 olacak? Artık karıma ve çocuğuma dönemem", geldi ki. gidip: rgin.. Demekten, onun yüzüne - kabilmekten utanıyorum, kor. kuyorum!, Bunu imkânı yok ya pamam. Ben ölmeli, harap ol- malı, yerin dibine geçmeliyim ve,. yine onların yüzüne bak- maktan kendimi o korumalıyım. Onlara gitmeği, onlara dönme- ği düşünmek terketmekte gös. terdiğim alçaklıktan daha bü- yük ve daha affedilmez bir al. Hele “Yarın akşam | Hikâye , İşçi kadın — Fransızcadan — Gonflo kasabasmdan geçerseniz, yaşlarında bir adama rast gelirsi Sırtındaki rengârenk yamah elbisesi nin bu hale gelmeden evvel ne oldu- ğunu kestiremezsiniz.. Bu adamın ismine Falet derler. Gençliğinde az buçuk emlâki var dı. Bunları sattı, sattı, Karı, kız, ©$, dost, ahbap, vür patlasın, çal oyna- sın, kemali âfiyetle yediler. 'Yirmi beş yaşıma geldiği Falet'in elinde avucunda bir şey kal mamıştı. Artık o dilenmekten başla çaresi yoktu. Fakat rica ederim burada dura- ım, Falet şimdiye kadar kimseye el açmamıştır. Fakat sağdan verilen bir kadah!c, soldan verilen bir lokma ek meği de ret etmemiştir. Eski bir ce ketiniz varda, onu Falet'ye verirse. niz almamazlık etmez. Fakat para vermeğe , kalkarsanız, haşlandığınız. gündür. Falet hak edipte kazanmadığı pa: rayı kabul etmez, Çalışkandır. Tren saatlerinde istasyona gider. Fakat öy le her yolcunun eşyasını taşımaz. Müşterilerini intihap eder. Ekserya müşteriler, kıyafetine bakip o Emni- Meselâ kestirecek odunlarnız, si şelere konacak şaraplarınız ve yahut buna muadil bir işiniz varsa, hemen Falet'yi çağırırsınız. Fakat ne zaman çağırırsanız, aksi tesadüf Falet baş kasının işini görmekle meşgul oldu dam söğler. Garip bir tesadüf olarak bir gün Faletin hiç bir işi yoktu. Köprü ko- narında uyuyurdu. Orta mektebin başhocası geçti ve adamcağızın omuzunu dürterek: — Falet, yavrum, dedi. Bir araba kömür aldım. Şu kömürleri gel de boşalt. Falet başhocaya baktı: — Pek alâ amma, karnım aç, de- di. Aç karnına da çalışmak olar mu ya? — osun ehemmiyeti yok, Al şa yarım gündeliğin üç frank.. Gatafion ananm dükkânına git, Karnım doyur duktan sonra eve gel alet üç frangı aldı ve lokantaya Yarım saat geçti, bir saat geç i, üç saat geçti. Başboca ortahk ka rarmağa başladığı halde. Falet'in hâla gelmediğini görünce, adamcağı- zın başına bir kazamı geldi diye me rakla Gatafion ananın dükkâna git ©. Bir de ne görsün? Falet kendisi gibi birini bulmuş, ha bire dama oynuyor. — Falet bizim kömürler ne oldu? çiz halde karımı doyurdun zanne- Öteki istifini bozmadı, sadece de- diki: e A ken çalışmakta olar mu ya? Galiba o gece başhoca kendi kö- mürlerini kendi indirdi. ... : Arz ve talep Beyin biri dükkâna girdi, bir kü ; KE he zi Kulak — Eli kuruş efendim. — Ooo! Çok pahalı, çok pahalıf alamam. Dükkündan cıktı, Arkasından ha se böyle bir babanın sülbünder |! dünyaya geldiği için kim bilir iz ne kadar azap ve iz tırap duyacak? Halbuki onun için gözümde ve gönlümde bes lediğim ne ümitlerim, ne ha yallerim vardı?. Hepsi yıkıldı, hepsi ve her şey mahvoldu!. — Muhakkak ki, Allah bana yaptığımın cezasmı çektirecek. Diyorum ve.. muhakkak ki çekeceğim. Hayatımı, istikbali mi, yuvamı, çocuklarımı yıka- tak peşine katıldığım kadından bir an bile huzur görmek ve. nihayet her şey onun için iken ona sahip olamamak Allahtan beklediğim ceza değildir de ne dir?. Bundan daha büyük ceza ve ibret olur mu?, Fakat, ne yapayım?. Yandım bir kere.. Bir gün sonra Sinir . mukavemetimiz de. vam ediyor. Yine | kafamın si alt üst!, yet etmezlerse, kabahat Falet'in mi? | gök çiçek razor beğendi ve satıcı | RADYO Bugürkü program Istanbul — (1200 metse, $ kilo- vat 18 gramofon, 19,5 Cennet Ha- nım ve Yesari Asım Beyin iştiraki- e saz, 20,5 gramofon ile opera par- heyeti, 22 Bükreş — (394 metre, 16 20 keman solo, vat) | | Jelgrat —- (429 metre, 2,5 kilo-| vat) 20 sex konseri, 20,30 komedi, | 22.25 radyo orkestrası. Roma — (441 metre, 75 kilovat) | 20,45 operadan nakil Prag — (488 ete, 120 kilovat) Abraham hakkında bir konferans, 21,45 piyâno konseri. — | İ ölen Viyana — (517 metre, 20 kilovat) 20 Lâpçiksten nakil, 21,45 konferans, İ 22,20 günün haberleri” sonra orkes-İ tra, Peşte — (550 metre, 28 20,15 Yüksek Müsiki Me nakil, kilovat) | tebinder | Varşova — (1411 metre, 156 kilo- vat) 19,45 radyo gazetesi, 20 musi- ki sahabe, 20,15 üçüncü devriâ lem, 21,30 oda konseri, Berlin — (1635 inetre, 75 kilovat) 20 Lâyipgiklen nakil, 21,45 konfe- | rana, sonra dans havaları kkk Bl lama nn dm İ PARİS PANAYIRI 4 ten 18 İMayısa kadar 1932 Beynelmilei olani Patis panayırı | bilümüm memleketlerin bütün müs- | tahsillere ve sanayi erbabma açık” tr, Garbi avrapanm en büyük ve en vösi bir meşheri olan bu panayır bilhassa mevaddı gıdalye ve mefru- | şat levazımının en yeni ihtiraatnı ihtiva eylemektedir. Denilebilir ki tanımış markalar Paris pahayırına | iştirak ile piyasaya en yeni model | lerimi arzetmek üzere bunun küşa- dnı beklerler ! Bu sebepledir ki PARİS PANA: YIRI ihtiraatınm en yeni ve en ml kemmellerini, alât ve edevat en tekâmül etmiş ve ıslah edilmiş nü- münelerini erbebı ticaret ve san'atın enzarma ürzeylemektedir. PARİS PANAYIRINA iştirik edenlerin ber sene mütezayit bir nisbette art- snaktadır. Şöyleki 1904 te 497, 1917 'de 1730, 1925 te 3500, ve 1931 de 4620 milestese iştirak etmiştir. Her türlü tafsilât işin Beyoğlu 41, Meşrutiyet caddesi (Sabık Kab- ristan sokak) “İSTANBUL ŞAM- BR DÖ KOMERS FRANSEEZ, e müracaat olunur, 'dim. Maksat müşteri kazanmak! Bey çıktı, Arkasından -hammefen İ lendiz dö ey e ll budala imiş Elli kuruş işin pazarlık yapıy — Bir üçün mil daha girdi mmedim. “Rida Yedi e mii Keşke vak: | m i luk, hiçlik keps hepsi kara e hatlar gibi bir defa hep birden geliyor ruhumu kaplıyor; son- ra onlar dağıldı mı yine ben: — Naran., Demeğe ve: — Seni seviyorumi.. Sensiz olamıyorum Aİ leyli Gel., Benden ayrılma! Diye kendi kendimi kaybet. beğe başlıyorum!, Hakikaten ben onsuz olamır: yorum. Sokakta giderken. Anrabaya binerken, Tramvaydan atlarken Dairede otururken... Evdeyken.. Hep onu düşü. nüyor, hep onu gözlerimin ö- nüne getiriyor, bir kadm gör- ül Diye nü dakikalar be > dalıvor. her verde onu! M A J te Başlayor. Bu Akşam Fevkalâde Bir Hadise: mammuuuuuuz. Meilhac ve Halevy'nin 2 kopya olarak g (La Chauve Souris) Fransızca olarak , . Artistikte Mümessilleri MAURICET PİZANİ MARCEL DENYA ANNY ONDRA İVAN o PETROVİTCH (ea İ Darülbeday n Temsiller Arzüyu umumi Üzerine Bu akşam İstarbu! Selediyesi 2 sat 2130da ŞehirTiyafrosu medi, —— YALI ya xxx İNAN Bestekiir: Ni seci ice m AN ŞEHZADEBAŞI RAŞİT RİZA Tiyatrosu Mus Ha- Yakmda: KAFATASI. Perşembe günü akşamı 21,30 da $ perde 2 tablo Mahdut kalan biletleri şimdiden | gişelerden tedarik edi j a KADIKÖY Süreyya sinemasında | RAŞİT RİZA Tiyatrosu san'atkâr- | darı | Talâk Eğlenceleri vodrii 3 perde Nakleder: Mahmut Yesari ve Ha- Mt Fahri Beyler. i Bu akşam saat 21,30 da FRANSIZ TİYATROSUNDA | THE ENGLİSH PLAYERS heyetinin ilk temsili olarak Ber- Bard Shav'in en meşhur komedisi ” CANDİDA Yarınki Perşembe akşamı TO SEE OURSELVES Cuma günü matine saat 1 te CANDIDA Cuma akşamı v POEPLE LİKE US Giseler her gü bilet satışa de- vam etmektedir. Doktor Hafız Cemal Dahiliye hastalıkları mütebassısı Cumadan maada hergün öğ- İ leden sonra saat (2,30 dan Se) -İ kadar İstanbulda Divanyolun- a 118 numaralı hususi dâire- sinde dahil hastalıkları mua- ene ve tedavi eder. Telefon: İstanbul 22398. Daha Birgün Galiba dayanamıyacağım!, Dün gece içtim içtim, kendi. mi kaybedecek oldum. İçimde savrulan deli bir fır. tma vardı. Sokaklara çıkmak: — Naran.. Naran!, Diye haykırmak, serseri ser seri dolaşmak istiyordum!. İyice biliyorum: — Artık ben onun delisi. yim!, o adak Her şeye, her şeysine razı- yım. Yine gelse, yinak — Seninim. , Dese, Değişiyorum. Alçalı- yorum, Kıskançlık, erkeklik his lerimi öldürüyorum. -— Ne yaparsa yapsm!. gn meşhur opereti, JOHANN STRAUSS'un müsikisi cektir. — YARASA K (Fledermaus) Almanca olarak ELHAMRA Sinemasında Dünyanın en meşhur tenoru TİNO PATİERA'y: HAYDUT AŞKI (Fra Diavolo) silminde taganmi ettiğini işitecekeiniz. > Yerlerinizi evelden temin ediniz Kendisine lâyık olmayan bir adama delicesine âşık olan dilber ve zengin bir genç kızm romanı... Aşkının esiresi olan bu kız her bit Ayıp ve mahcubiyete katlanıyor... . İşte Marcel Achaçd'ısi ınilessir ve müheyyiç piyesi ve (Cemedi Française) den MADELEİNE RENAUD'ün temsili Gönül Kimi Severse Mey AKŞAM M ELEK Sinemasında göreceksiniz KIRAL EĞLENİYOR (Le Roi s'amuse) Fransızca sözlü film AAA Muallim Mubahat Bey Merhumun 5 Tercüme ettiği Ameli Hayat Alimi (HERBERT N. GASSON) 'un İDEAL BÜRO ve Ey MÜSTERİ BULMAK SAN'A Eserleri gayet güzel bir şekilde intişar etmiştir. Bütün İş adamlarma tavsiye ederiz. Tevzi mahalli: “Milliyet Matbaasw Harik Hayat Otomobil Sirgortalarmızı Galatada Ünyon hanımda ki kâin ÜNYON SİGORTASINA yaptırmız. Türkiyede bilâfasıla icrayı muamele etmekte olan ÜNYON kumpanyasma bir kere uğramadan sigorta yaptır. mayınız, Telefon: Beyoğlu 4886. Kaza ve Daka iki gün” Şişi — Tünel tramvayı ıydım., Vatman: — Galatasaray. Dedi, durdu, Arabaya ilk ö di. Arkasından elinde taşıdığı Sadece gülsün!. Gülüşünü, dudağını, bakışı- nı esirgemesin, sonunda benim İsun.. Diyorum. Fedâkârlığın bun- dan a öte bayağılığı, düşü- şü olmaz. İzeti nefis, Vekar!.. Utanmak! His!, Saygı! Şeret.. Haysiyeti, Denen hiç bir şeyin varlığını hissetmiyorum. Bunların hepsi ni birden kaybettim; birden al. çaldım. Naran'ı bu dakika görsem hemen boynuna atılacak, dudak ,larından evvel ayaklarından ö- — Beni affet Naran!. Dizyeceğim. Başka çare yok. Onsuz ol. mâmak, ondan ayrı kalmamak ince bir kumaş paketiile N. ran ve... daha üç dört yolcu gı gün süzgün bakıyordu. bayıltan, bağlayan, esir eder sürükleyen bakışları tremva içinde" gözden göze dolaşıy du! Şuhitu, şendi, cana yakınd bir bakışta canı çekiyor, beyi leri eritiyor, en mağrür muha kemeleri yle aç in ve topukları

Bu sayıdan diğer sayfalar: